Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

yurdumuz da ilk mason locosunu kim acti?

 

305 yil evvel 6 Subat 1695 Pazar gunu culûs eden/tahta cikan Ikinci Mustafa Osmanli pâdisahlarinin yirmi ikincisidir. Dorduncu Mehmet (Avci Mehmet)'in buyuk oglu olan ve 5 Haziran 1664 Sali gunu Râbia Gulnûs Sultan'dan dogan Ikinci Mustafa, 22 Agustos 1703 Carsamba gunune kadar sekiz sene, alti ay, ondort gun saltanat surmustur.

 

Orduy-i Humâyûna savas meydanlarinda baskumandanlik eden son pâdisah Ikinci Mustafa'dir. Kahramanligi yanisira hattat ve musIkisinas olan, "Ikbalî" mahlâsiyla siir yazan Ikinci Mustafa, meshur âlim Vânî Mehmet Efendi'nin talebisidir.

 

1703 yilinin 18 Temmuz gunu Sadrâzam Râmi Mehmet Pasa'nin tesvikiyle ayaklanan ikiyuz kadar Cebeci asker arasina bilahere Yenicerilerle medrese talebeleri de katilmis ve tarihimize "Edirne Vak'asi" diye gecen isyân sonunda hal'edilen/tahttan indirilen Sultan Ikinci Mustafa, bu olaydan sonra dort ay, sekiz gun yasayip 29 Aralik Cumartesi gunu vefat etmis, Yenicami'de babasi Dorduncu Mehmed'in turbesine defnedilmistir. Osmanli hânedânindan kadin-erkek pek cok kimsenin medfun bulundugu bu turbe ziyarete aciktir.

 

Sultan Ikinci Mustafa'dan sonra ana-baba bir kardesi Ucuncu Ahmed culûs etmistir. 22 Agustos 1703 Carsamba gunu tahta cikan Sultan Ucuncu Ahmed'in saltanat yillari bizdeki Baticilik hareketinin baslamasi ve dunya masonlugunun yurdumuza hulûlu yonunden muhimdir!.. Gozlerimizi Bati'ya cevirdigimiz ve yalniz ordunun islâhi le Ronesansi gerceklestiren Avrupa'nin teknigine ulasacagimizi hayal ettigimiz o devrede Kont do Bonval adli bir sefîhe "Avrupa usulunde bir humbaracilar kuvveti' meydana getirmek vazifesi verilmis ve sonralari "Humbaraci Ahmed Pasa" diye anilacak bu sefîh, Fransiz masonlarina bagli ilk locayi Galata'da acarak pek cok gayrimuslim yanisira bâzi gaafil muslimleri de locaya kayda muvaffak olmustur ki, bunlar arasinda Ibrahim Muteferrika ile bilâhare Sadâret (Basbakanlik) makamina kadar yukselebilen Yirmisekiz-zâde Mehmed Said Pasa da vardir!..

 

Yurdumuzda ilk mason locasinin kurulmasina onculuk eden Kont do Bonval (nam-i diger: Humbaraci Ahmed Pasa) denilen sefîhin icyuzunu ortaya koyarak bize dusman ser kuvvetlerin kimleri kullanip Devlet-i Aliyye'nin basini yediklerini ibretle gorelim!..

 

Humbaraci degil, casus!..

 

Kont do Bonval'a "ordunun islahi" (!) vazifesi verilmistir ama, is bu uzman Turkce bilmemektedir!.. Yurdumuzda kaldigi onsekiz yila yakin zaman zarfinda da dilimizi ogrenmeye tesebbus etmemis, kendisine tevdi olunan "ordunun islâhi" gibi cok muhim ve mahrem bir ise aid raporlari Italyan donmesi bir kâtibe yazdirmis ve bu kâtip de, Fransiz elcisine casusluk etttiginden Kont do Bonval'in uzerine aldigi vazife ile alâkali butun tedbirler bizim elimize gecmeden evvel Fransizlar tarafindan ogrenilmistir!.. Bu olay, imparatorlugumuzun cokuntu devrinin ibret alinacak vukuati arasinda pek muhimdir!.. Ordunun islâhi gibi fevkalâde bir vazifeyi yuklenen ve Musluman oldugunu iddia ile Humbaraci Ahmed Pasa diye anilan bu Fransiz, acaba dilimizi ogremek kabiliyetinden mahrum mu idi? Yoksa kasden mi ogrenmedi veya ogrendi de, vazifesi icabi (!) ogrenmemis gorunup devlet sirlarini Italyan donmesi kâtibi vasitasiyla Fransilara ulastirdi?!..

 

Bizce bu ihtimaller (uydurmacasi: Olasilik) icinde en kuvvetlisi ucuncusudur... Zira, Humabarci Ahmed Pasa denilen sefîh, yurdumuzda gecirdigi onsekiz yila yikin zaman zarfinda Osmanli Imparatorlugu hizmetinde humbaracilik degil, dusman devletler emrinde casusluk yapmis ve Osmanli'dan aldigi maas ve saire yanisira Fransa ile Ispanya'dan elde ettigi tahsisati da "gevis getirmeden" yutmustur!..

 

Kont do Bonval veya Bonval Kontu Klod Aleksandr diye anilan ve bir Fransiz asilzâdesi oldugu soylenen bu sefîh, Petervaradin savasini muteâkib Avusturya'dan kacip yurdumuza siginmis ve Musluman olarak Ahmed adini almis, bilâhare kendisine Rumeli Beylerbeyi pâyesi verilmis, valilik etmis, vezir olmus ve boylece o cokuntu yillarinda gûya orduyu islâha me'mur bir "Ahmed Pasa" tureyivermistir!.. Nizameddin Nazif Bey'in kaydettigine gore: "Dogustan ahlâksiz ve tiynetsiz olan Humbaraci Ahmed Pasa, ihtiyarladikca zivanadan cikmis, isleri hafiften tutmus, vazifesini yan cizmis ve yabanci devletlere casuslukla vakit gecirmege baslamis, gunun birinde tekrar Hiristiyan olarak Fransa'ya kacmak sevdasina tutulmussa da, mel'anetleri zamaninda farkedilip 1747 yilinin 23 Mart gecesi oluvermistir."

 

Ve Sonrasi...

 

Fransa'ya gonderdigi gizli mektuplarda Musluman oldugunu, fakat yasi ilerledigi icin sunnet olmadigini itiraf eden bu sefîhin kabri Tunel'in Beyoglu civarindadir. Bekâr olan ve olumunde bir hayli servet birakan bu Humbaraci Pasa'nin butun mali mulku evlâd edindigi Suleyman Aga adli Milanolu bir donmeye kalmistir ki, Humbaraci'nin bu donme ile olan munasebetini sutunumuza gecirmekten hâyâ ederiz!!!

 

Boylesine bir sefîhin Fransiz masonlarina bagli olarak yurdumuzda actigi ilk mason locasini daha sonraki yillarda Ingiliz, Italyan ve Polonyalilar hesabina kurulan diger mason localari takip etmis, bu arada Lord Rading adli Ingiliz elcisinin korkunc tahribati gorulmus ve bizde masonluk Tanzimat hareketiyle buyuk mesafe kat'edip Ikinci Mesrutiyetle hedefine ulasmistir!..

 

Humbaraci Ahmed Pasa, Ibrahim Muteferrika ve Yirmizekiz-zâde Mehmed Said Pasa gibi kimselerle baslayip, Mustafa Rasid Pasa, Kececi-zâde Fuad Pasa, Midhat Pasa, Namik Kemal, Sair Ziya Pasa, Ali Suâvi ve benzerleriyle devam eden masonluk, bilâhare Ittihad ve Terakki basindakileri hep icine almis ve Ittihatcilardan arta kalanlarla Cumhuriyet devrine intikal etmistir. 1935 yilinda Mustafa Kemal Pasa tarafindan kapatilan mason localari, Ismet Inonu'nun Cumhurbaskanligi'nda tekrar acilmis ve gunumuze kadar cesitli yan kuruluslariyla faaliyetini surdure gelmistir!..

Gönderi tarihi:
  • Yazar

İşte ünlü İslamcı masonlar

Soner Yalçın'dan çok tartışılacak bir yazı daha: hangi din adamları masondu?

170220080256037977058_2.jpg

 

İŞTE O YAZI

 

Dinci basının nakaratı günlerdir sürüyor: "Masonlar düğmeye bastı!" "Laiklik mitinglerinin arkasında mason locaları var!" "Başörtüsü yasağını mason biraderler savunuyor!"

 

Hiçbir belge ve bilgiye dayanmadığı halde bu iddiaları sürekli tekrarlayan dinci basın, bu topraklara masonluğu kimlerin getirdiğini; önde gelen bazı din adamlarının mason olduğunu biliyor mu? Sürekli alıntı yaptıkları, mücadelesinden övgüyle bahsettikleri bazı "İslamcı mücahitlerin" mason localarına kayıtlı olduğundan haberdar mı? Başörtüsü konusunda mason din adamlarıyla aynı görüşte olduklarını tahmin edebiliyorlar mı? Tarihleriyle yüzleşmeye hazırlar mı? İşte soruların yanıtları...

 

BUGÜN Türkiye de başörtüsü merkezli tartışmaların benzerini tam 100 yıl önce Osmanlı nın gazete ve dergileri de yaptı.

 

23 Temmuz 1908 tarihi, kimilerine göre sadece II. Meşrutiyet in ilanıdır; kimilerine göre ise bir burjuva devrimidir ve Kemalist devrimlerin temelidir.

 

II. Meşrutiyet, Osmanlı nın siyasal ve kültürel hayatında köklü dönüşümlere neden oldu.

 

En büyük devrim ise kadının toplumsal hayattaki yeri konusunda oldu.

 

Kadın sokağa çıkmaya, çalışmaya, dergi/gazete çıkarmaya, dernekler kurmaya, dükkánlar açmaya, sinemaya-tiyatroya gitmeye başladı.

 

Bu durum tartışmaları da beraberinde getirdi.

 

Dönemin yayın organlarında kadın merkezli tartışmalar oldu.

 

Üç grup vardı: Batıcılar, Türkçüler ve İslamcılar...

 

Musa Kazım Efendi

 

 

ÖRTÜNMEYİ SAVUNAN MASON DİN ADAMI

 

İslamcılar, kadınların evden çıkmalarından hiç hoşnut değillerdi.

 

Bunlardan biri de, Şeyhülislam Musa Kázım Efendi ydi:

 

"Şeriatımızda emredilen şeylerden biri de Müslüman kadınların kendilerine mahrem olmayan kimselerden örtünmeleridir ki; o da saçları dahil vücutlarını ziynetten (süsten) arındırılmış bir şeyle, şehveti celp etmeyecek bir elbiseyle örtmekten ibarettir."

 

"Eve ait vazifeleri kadına, ev dışındakileri kocaya yüklemek gerekir. Bunun aksi olamaz."

 

"Bir de kadınların yaratılış gayeleri, onların sırf dünyaya çocuk getirmeleri ve o çocukları terbiye etmelerinden ibarettir."

 

"Çok kadınla evlilikte, insanlığa ve medeniyete aykırı bir şey yoktur."

 

(Sırat-ı Müstakim, sayı 1, 2, 3; yıl 1908; Aktaran İ. Kara, Türkiye de İslamcılık Düşüncesi, I)

 

Bu sözlerin sahibi Musa Kázım Efendi (1858-1920) bir Şeyhülislam dı.

 

Ve aynı zamanda masondu.

 

Osmanlı nın "ilerici partisi" İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.

 

Nakşibendi ydi...

 

Türkiye nin en büyük mason kuruluşu, "Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Mason Locası" belgelerinde, mason olan ünlü din adamları arasında sadece Şeyhülislam Musa Kázım Efendi yoktu.

 

Üç şeyhülislam vardı...

Mustafa Sabri Efendi

 

 

Osmanlı Devleti nin 118. Şeyhülislamı Mehmed Ziyaüddin Efendi (1846-1917) de masondu...

 

Mason şeyhülislamlardan biri de Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) idi.

 

Kadınların bırakın çalışmasını, tek başına sokağa çıkmasına bile karşıydı.

 

Yani, kadın toplum hayatı içindeki yeri konusunda "mason biraderi" Şeyhülislam Musa Kázım Efendi ile aynı görüşteydi.

 

Ama ayrı oldukları konular da vardı:

 

"Biraderi" Musa Kázım Efendi nin üyesi olduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti ne muhalifti.

 

Hürriyet ve İtilaf Fırkası nın üyesiydi.

 

Bu farklılığı yazmamın nedeni var:

 

Dinciler, tüm masonları aynı siyasal görüşte sanıyor!

 

Bunun örneklerini görmeye devam edeceğiz...

 

Bugün birçok masonun, "biraderleri" Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi nin şu görüşlerini öğrendiklerinde çok şaşıracağına eminim:

 

"Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparım, diğer Müslümanları da. Bunların vaktiyle Araplaşmadığına da çok eseflenirim. Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kıyas kabul etmeyecek derecede üstünlüğe sahip olduğundan, insanın, milliyetin küçüğüne sahip olup da onunla iftihar edeceğine büyüğüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kárlı ve makul olur." (Yarın Dergisi, 14 Nisan 1930)

 

Bu düşüncede bir din adamının, Kuvayı Milliyecilere karşı fetva vermesine, Sevr Antlaşması nı savunmasına şaşırmıyorsunuz.

 

Ve dolayısıyla Mustafa Kemal in, Şeyhülislam Mustafa Sabri yi 150 likler listesine koyup yurtdışına kovduğunu da anlayabiliyorsunuz.

 

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Türkiye deki Gümrük ve Tekel Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış olan Suat Hayri Ürgüplü nün babasıydı.

 

Başbakan Ürgüplü de masondu.

 

İşin garip yanı, kardeşi gibi, siyasetle ilgilenen ve Demokrat Parti den milletvekili olan Münip Hayri Ürgüplü nün de ağzından İslam, Müslümanlık vb. sözcükler düşmezdi!

 

Hür ve Kabul Edilmiş Büyük Mason Locası belgelerinde, mason olan din adamları listesi; Müderris Mahmud Esad Efendi, Berlin Sefareti Başimamı Mustafa Hafız Şükrü, Sefaret İmamı Haşim Veli, bir dönem Darülfünun da rektörlük yapan Babanzade Ahmed Naim Bey dile sıralanıyor.

 

Bu isimler öyle sıradan kişiler değildi.

 

Örneğin; Babanzade Ahmed Naim Bey (1872-1934), siyasal İslamcı düşünürlerin önde gelen isimlerindendi. İslamcı fikir hayatının oluşmasında büyük payı vardı.

 

Milliyetçiliğe karşıydı:

 

TÜRKLÜK DEĞİL MÜSLÜMANLIK ÖNEMLİ

 

"İrşadlarınız, hizmetleriniz Türklük adına değil Müslümanlık adına olsun. Türkler hitabı yerine daima Müslümanlar hitabını kullanınız. Cengiz in yasasını bilmek, İlhan ın yurdunu tanımak, Altınordu yu anmak bize lazım değil. Bize Muhammed in şeriatı, İslam yurdunu, İslam mücahitlerini bilmek, tanımak lazım gelir." (Ahmed Naim, İslam da Dava-yı Kavmiyet. s. 18)

 

Laikliğe karşıydı:

 

"Hükümeti, dini korumak ve emirlerini yerine getirmekle şeran vazifeli bilen halkımız, hükümetin bu vazifeden imtina ettiğini hoş gördüğü gün, diğer dini vazifelerini de buna bağlı olarak ahlaki davranışlarını da, içtimai vazifelerini de ihmal eder." (Sebilürreşad Dergisi, 1918)

 

Siyasal İslamcı Babanzade Ahmed Naim, son devrin mutasavvıflarından Fatih Türbedarı Ahmed Amiş Efendi nin de damadıydı.

 

Sebilürreşad Dergisi nin yazarlarındandı.

 

Sebilürreşad Dergisi deyip geçmeyiniz, bugün yayın hayatını sürdüren dinci gazete ve dergilerin temeli orasıdır!

 

Peki, Sebilürreşad nasıl doğdu?

 

Ve masonlarla ne ilgisi vardı?

 

Dinci basının arkasındaki masonlar

 

Sebilürreşad, "Müslümanların uyandırılması ve yüceltilmesi için" çıkarıldı. Derginin adı konusunda Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa bir teklifte bulundu: "Kuran dan bir sayfa açalım, ne isim çıkarsa oradan alalım." Besmeleyle bir sayfa açtı. "İttebiuni ehdiküm Sebilürreşad" ayeti çıktı ve isim bulundu: Sebilürreşad.

Abbas Halim Paşa

 

Aralıklarla da olsa 1908 den 1965 yılına kadar yayımlanan dinci Sebilürreşad ın mali kaynağı Kavalalı Ailesi ydi.

 

Osmanlı nın son yıllarını okuduğunuzda karşınıza sık sık "Sadrazam Mısırlı Said Halim Paşa"; "Vezir Mısırlı Halim Paşa"; "Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa" gibi "Mısırlı Paşalar" çıkar.

 

Ancak bu aile "Mısırlı" değildir!

 

Kavala Ailesi nin atası ünlü Osmanlı paşası Selanik/Kavalalı Mehmed Ali Paşa ydı.

 

Aile Mısır a hákim olduktan sonra "Kavalalı" adını bırakıp "Mısırlı" adını kullanmaya başladı.

 

Sebilürreşad Dergisi nin isim babası ve finansörü Abbas Halim Paşa, Kavalalı Mehmet Ali Paşa nın torunu; Abdulhalim in oğluydu.

Said Halim Paşa

 

 

Abbas Halim Paşa nın ağabeyi ise ünlü bir isimdi: İttihat ve Terakki döneminde, dört yıl (1913-1917) sadrazamlık yapan Said Halim Paşa.

 

Sadrazamlıktan önceki görevi, İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel Sekreteri ydi; yani öyle sıradan bir İttihatçı değildi.

 

Kardeşi Abbas Halim Paşa ise İttihat ve Terakki döneminde önce Bursa Valisi, sonra Nafia Nazırlığı yaptı!

 

Ne diyor siyasal İslamcılar: "İttihatçıların arkasında masonlar vardır!"

 

Sanki dinci Sebilürreşad ın arkasında yoklar.

 

İslamcı Sebilürreşad ın yazarı Sadrazam Said Halim Paşa (solda) aynı zamanda masondu! (İlhami Soysal, Türkiye de ve Dünyada Masonlar, s. 380.)

 

İngiliz kaynaklara göre iki kardeş de masondu:

 

İngiltere nin İstanbul Büyükelçisi Sir G. Lowtherin, İngiltere Dışişleri Bakanı Sir C. Harding e gönderdiği "gizli" mahreçli raporlarda, İttihatçı-Yahudi ve Mason ilişkisini isim isim anlatmaktadır. (Prof. Eli Kidor, "Arabic Political Memories and Other Studies" Londra 1974; Aktaran, Gündüz Gazetesi, 19.5.1998.)

 

Durun bitmedi. Ailece masondular!

 

Abbas Halim Paşa ile Said Halim Paşa nın babaları Prens Muhammed Abdülhalim Paşa da mason idi.

 

Üstelik Fransız Yüksek Şûra (Büyük Doğu/Grand Orient) üyeliğine kadar yükselmiş önemli bir masondu.

 

Mason olmakla kalmadı; 1861 de Fransa Maşrık-ı Azam ından patent alarak, "Şûra-yı Ál-i Osmani" adında Osmanlı locasını kurdu!..

 

Türkiye deki masonlar aynı zamanda iyi bir Müslüman dır. Ama gel gör ki dincilere bunları anlatmak zordur.

 

"Mısırlı" ailesinde mason çoktu:

 

1909 da kurulan Türkiye Büyük Locası nın kuruluşuyla ilgilenmesi için Avrupalı "büyük üstadlar" kimi görevlendirdi dersiniz: Mısırlı Prens Aziz Hasan Paşa yı!

 

Yani Abbas Halim Paşa ile Said Halim Paşa nın amcaoğlunu...

 

Sadrazam Said Halim Paşa, Sebilürreşad da bakın neler yazdı:

 

"Müslümanların kurtuluşu ve saadeti onların tam olarak İslamlaşmalarındadır." (Aktaran Kara, cilt I s 114)

 

"Osmanlı siyasi birliği, Avrupa Hıristiyan hükümetlerinde olduğu gibi milliyet esasına değil, İslam birliği ve kardeşliği esasına dayanmaktadır. (...) Kanun-u Esasi mizi seçerken çok aldanmış olduğumuzu itiraf etmemiz lazım gelir." (İbid s. 144-145)

 

Sadece Sebilürreşad ı desteklemediler.

 

Abbas Halim Paşa, Prof. Ömer Ferit Kam gibi "İslamcı düşünürleri" eğitim öğrenim için Avrupa ya gönderdi. Mehmet Akif Ersoy un Mısır daki finansörüydü.

 

İlginçtir: Her taşın altında mason parmağı arama paranoyaklığı Sebilürreşad ile Türk basınına girdi. Sebilürreşad hem masonlardan para aldı hem de her taşın altında mason aradı!

 

Dün bugünden farklı değil.

 

Dinci gazeteler masonları önce en yakınlarında aramalıdır! Soğuk savaş ürünü İlim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneği ve Aydınlar Ocağı kadrolarına bakmalıdırlar.

 

İşe, İlim Yayma Cemiyeti başkanlığı yapmış, hac ticaretiyle ilgilenmiş ve bu arada 9 Kasım 1967 tarihinde Murad Locası na kaydolmuş bir dinci kardeşleriyle başlayabilirler. Bu kesmezse, dinci önderlerinin hayatlarını incelesinler.

 

Hadi ikisini biz yazalım.

 

Mason İslamcı lider

 

DİNCİ Sebilürreşad ın káğıdı ve parasının nereden/kimlerden geldiği ortada. Bunu öğrendik... Peki...

 

Bu derginin düşünce ideoloğu kimdi: Cemaleddin Efgani...

Cemaleddin Efgani

 

 

Said-i Nursi, Mehmet Akif, Eşref Edip, Şemsettin Günaltay, Said Halim Paşa gibi dergi yazarları en çok ondan etkilendi. Cemaleddin Efgani ve öğrencisi Muhammed Abduh un makaleleri Sebilürreşad da sık sık yer aldı. Ama nedense "Doğu nun Çırpınan Şahini" Efgani ve öğrencisinin gizli kimlikleri bu yayınlarında pek geçmedi...

 

Oysa...

 

Cemaleddin Efgani masondu!

 

Kahire deki Şarkın Yıldızı Locası na 7 Temmuz 1868 de girmişti.

 

Numarası 1355 idi.

 

"Mısır da kurulan mason localarının başına Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar Müslümanlar arasında masonluğun yayılmasına çok yardım ettiler." (Yahudilik ve Masonluk s. 350)

Muhammed Abduh

 

 

"Efgani nin talebesi Abduh gibilerin kimler tarafından destek gördüğüne dair zamanında İngiltere nin Mısır sömürge Valisi Lord Cromer in söylediği şu söz ibretliktir: Kuşkusuz İslami reformist hareketin geleceği Şeyh Muhammed Abduh un çizdiği yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcuları Avrupa nın her türlü yardım ve teşviklerine layıktırlar." (M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin İslam Dünyasına Girişi, s. 9192)

 

Mason Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili şunları söyledi: "Üstadi Efgani vasıtasıyla, masonluğu Ezher e idhal (sokan) eden odur." (M.Sabri Efendi, Mevkıfu l-Akl ve l-ilm ve l-Alem, Beyrut 1314, c. I s. 133)" (21.10.2004)

 

Tarihte sürpriz çok!

 

Cemil Meriç "Umrandan Uygarlığa" kitabında şöyle yazdı:

 

"Zavallı Türk intelijansiyası! Kimlerin peşinden gitmemiş. Düşmanları dost, dostları düşman olarak tanımış. Peygamber in adını anmaya cesaret edemeyen bir Efgani yi Peygamber kadar saygıya layık görmüş."

 

Bugün durum farklı mı sanki?

 

Daha ayrıntılı bilgi isteyenler, "Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı/Efendi 2" kitabıma bakabilirler."

 

Soner YALÇIN/Hürriyet

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.