Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Kadınlar erkeklere oranla nefislerine daha çok hakim olan varlıklardır, 4 kadınla evlenen erkeklerin çocuklarının hepsinin babası bellidir, ancak 4 erkekle evlenen kadının çocuklarının babası belli olmayacağından böyle bir uygulama önerilmemiştir. Günümüzde erkeklerin yaptığı şeyin (evliyken eşini aldatma, birkaç kadınla beraber olma)tartıştığımz konudan ne farkı vardır sayın tengeriin, bu yasal olsun denince belli kurallara bağlanınca anormal de, gayrı meşru olunca mı normal? Cazip hale gelsin isteyen her erkek 4 kadınla evlensin demiyorum zaten farkındaysanız, hangi konuda yazılanları kabul ettiniz ki bu konudakini kabul edeceksiniz? Ya hu Mimoza, işte bu AtaErkil düşünce yapısı... Söylediğine bakar mısın, önemsediğin şeye? Birisinde çocuğun babası belliymişte, diğerinde belli değilmiş! Ee diğerinde de çocuğun anası kesinlikle belli, buna ne diyeceksin? Dna testlerinin mümkün olmadığını zamanları düşün mesela... 4 kadınla evli bir adam var ve 4 karısına da eşit ya da değil ama yeterince vakit ayıramaz... O adamın aldatılma ihtimali, 1 kadınla evli adama göre 4 kat artmaz mı? Ne derseniz deyin, eğer Erkek sulbüne bu kadar düşkün bir düşünce yapısı benimseniliyorsa 4 kadından 10 kadar çocuğu olan bir adamın, 10 çocuğunda kendisinden olacağı şüphelidir bence... Ama o 10 çocuğun hangi kadından doğmuş olduğunu, Doğum anında yanında bulunarak kesinlikle bilebilirsiniz... Yani Analığın önemi daha bellidir... Yani demek istediğim şey, Eğer hangi çocuğun kime ait olduğu gibi bir sorunumuz varsa, En güvenilir yol emin olun ki çok eşlilik değildir... Çünkü kıskanç bir üçüncü eş, kocası, diğer eşinin yanında fazla kaldı diye gidip başkasından çocuk yapar ve adamın ruhu bile duymaz. Diğer kadınlardan sahip olunan çocuk sayısının fazlalığı bile kıskançlığa neden olabilir, çünkü bu türlü AtaErkil toplumlarda "Sevgi"den ziyade "Güç/İktidar" kıskanılır. En temel noktası ise "Erkek Evlat Doğurmak"tır... 4 eşli bir adamın,3 eşi hep erkek çocuk doğurmuş olsun ama tesadüf bu ya diğer bir karısı da 4 kız doğurmuş olsun... Mesela erkek doğuranlardan 3 erkek doğuran kadın daha gözde olacaktır, daha bir el üstünde tutulacaktır. Çünkü 3 tane aslanlar gibi erkek doğurmuştur... Diğer ise 4 kız, peh! Atsan atılmaz ama satsan satılır! Ve ne yazık ki o kadın, eşinden hep kız doğuracağına inanmıştır artık... Ama bir yandan da devamlı ezilmektedir... Erkek doğurmalıdır... En azından bir erkek çocuk! Ve 9 ay sonra hakikaten de bir erkek çocuk doğurur... 4 kadına sahip olmanın ve 4ünden de bir sürü erkek çocuk sahibi olmanın verdiği gururla, Bu kadar tarlaya ve tohuma sahip olmanın verdiği ego hazzıyla O baba çocuğun kimden olduğunu bile düşünmeyecektir... Çünkü nihayetinde ona yakışır bir şekilde "Erkek"tir doğan... Eğer bu da kız olsaydı, diğer eşlerinden erkek çocuk peydahlayan bu adam şüphelencekti... Çünkü aynı kadının hep kız doğurması, hemde böyle verimli ve şanına erkek çocuk yakışan bir damızlık babaya hep kız doğurması hayra alamet olmayacaktı... Fakat nihayetinde doğan bir erkektir ve kadın artık erkek doğurmanın verdiği gururla diğerleri gibi başı dik yürüyecektir... Adamda artık bir oğlu daha olduğu için onurlanacaktır... Hedeflerine ulaşan her iki aç egolu AtaErkil şahısta kaybettikleri onurlarının farkında değildirler... Emin olun, bir kadın kocasını aldatmak isterse; Aldatır... Başkasından çocuk yapmak isterse; Yapar... Adamın ruhu bile duymaz... Şimdi dersiniz ki; "Ama diğer kadınlar, kocanın getirdiği üçüncü eşten razı olmalı, hepsi rıza göstermeli. Kıskanmamalı! Yoksa evlenilmemeli!" Emin olun ki, en baştan rıza gösteren bir insan Sonradan çok rahatlıkla cayabilir... O zaman boşandırabilecek misiniz? Yahu "Kıskanmak" insanın doğasında var... Hanginiz eşini ya da sevgilisini kıskanmaz? Ya hu bırakın sevgilisini kıskanmayı, Kadınlar, diğer bir arkadaşının giydiği giysiyi bile kıskanıyorlar ya hu? "En güçlü, verimli erkeğe sahip olmak" güdüsünün ve yarışının bir getirisi bu... Bu kıskançlık sayesinden kadınlar her zaman kendi güzelliklerinin farkındadırlar zaten... Mesela Sare, eşi Hz. İbrahim'i kendisi evlendirmişti Hz. Hacer ile... Ama sonra hem onu ve hemde İbrahim'in ondan olan oğlu İsmail'i katlanamayacak kadar kıskandı... Onları sürdürecek kadar kıskandı... Kim bilebilirdi ki? Ve iletinizin en komik tarafı şu: "Kadınlar nefislerine erkeklerden daha çok hakimdirler!" Afedersiniz ama hayatınızda kaç kere Erkek oldunuz? Ya da tüm kadınların kendilerine erkekten daha fazla hakim olabildiklerini nereden biliyorsunuz, kaçını denediniz, izlediniz? Ben hayatımda; Daha bir kere gördüğü adamın, aynı gün koynuna girmekten kendisini alamayan kadınlarda tanıdım... Günlerce aynı odada kaldığı halde kadına hiç iç geçirmeyen erkeklerde tanıdım... Yani erkekle kadını böyle çok basit bir şekilde karşılaştıramazsınız. Eğer karşılaştıracaksanız; Kadınların haz aldıkları noktalar erkeklerden daha fazladır... Erkekler tek bir yerden orgazm olurlar, kadınlar daha fazla... Yani kadınlar baştan çıkmaya erkeklerden daha uygundurlar aslında, hiç merak etmeyin siz... Nefsine kadının mı yoksa erkeğin mi daha hakim olup olmadığın asla bilemezsiniz. Sizin bu söylediğiniz önerme, Arap Toplumunun bir ön kabulüdür... "Kadınlar anadır, cennet ayakları altındadır, nefslerine erkeklerden daha hakimdirler..." (ama erkekten yaratılmışlardır, erkeğe oğullar ve torunlar vermek için vardırlar, erkeklerin tarlalarıdırlar, erkekler kadar dayanıklı ve akıllı değillerdir) Bu mavilediğim düşünceler; Kadını, kadının kendi rızası ile ezebilmek için verilen primlerdir... Örneğini kendinizde(n) görebilirsiniz... Günümüzde biz bu yönteme "Gaz vermek" diyoruz... "Yaparsın sen, aslansın sen!" dersiniz birisine Ama diğer taraftanda götürebildiğinizi götürürsünüz... Olay budur Sevgili arkadaşım Mimoza... Emin olun ki, sizi kendi rızanızla ezebilmek için düzenlenmiş bir psikolojik yönlendirmedir bu... Ve kabul etmek gerekir ki, çok iyi işleyen zekice bir plandır... Yüzlerce yıldır, kusursuz işlemektedir. Örnekleri çoktur... Alıntı
Φ mimoza Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Yani demek istediğim şey, Eğer hangi çocuğun kime ait olduğu gibi bir sorunumuz varsa, En güvenilir yol emin olun ki çok eşlilik değildir... Çünkü kıskanç bir üçüncü eş, kocası, diğer eşinin yanında fazla kaldı diye gidip başkasından çocuk yapar ve adamın ruhu bile duymaz. Diğer kadınlardan sahip olunan çocuk sayısının fazlalığı bile kıskançlığa neden olabilir, çünkü bu türlü AtaErkil toplumlarda "Sevgi"den ziyade "Güç/İktidar" kıskanılır. Tamam bunların hepsinde zaten aynı fikirdeyiz asla çok eşliliği savunmuyorum ki, bana göre birşey değil dedim diğer iletimde,kıskançlık insanın doğasında var kadın erkek farketmez, ben demiyorum ki gidin kaç kişi ile istiyorsanız o kadar insanla beraber olun, yukarıdaki iletimde yazdığım şey dinin getirisidir, açıklaması o şekildedir, sordu arkadaşımız neden izin verilmiş diye bizde açıklamaya çalıştık elimizden geldiğince. Şimdi dersiniz ki;"Ama diğer kadınlar, kocanın getirdiği üçüncü eşten razı olmalı, hepsi rıza göstermeli. Kıskanmamalı! Yoksa evlenilmemeli!" Asla böyle bir şey söylemiyorum, diyorum ki şeriat hakim olan bir ülkede de yaşasam ikinci eşe asla ama asla razı olmam, bu benim kişisel fikrimdir, rıza gösteren kadınların hepsi de zorunluluktan rıza gösterenlerdir, ellerinden başka bir şey gelmeyenlerdir. Ve iletinizin en komik tarafı şu:"Kadınlar nefislerine erkeklerden daha çok hakimdirler!" Afedersiniz ama hayatınızda kaç kere Erkek oldunuz? Ya da tüm kadınların kendilerine erkekten daha fazla hakim olabildiklerini nereden biliyorsunuz, kaçını denediniz, izlediniz Ben hayatımda; Daha bir kere gördüğü adamın, aynı gün koynuna girmekten kendisini alamayan kadınlarda tanıdım... Günlerce aynı odada kaldığı halde kadına hiç iç geçirmeyen erkeklerde tanıdım... Kadınların uzun zaman cinselliği yaşamadan hayatlarına devam edebildikleri ancak erkeklerin 4 sn'e bir cinselliği akıllarından geçirdikleri bilinen bir gerçekken nefis konusunda hangisinin daha dayanıklı olduğunu düşünmeye gerek yok sanırım. Ayrıca ilk gün tanıdığı birisiyle beraber olan ya da günlerce aynı odadakalıp hiç birşey düşünmeyen insanlar istisnai durumlardır genele uymazlar. "Kadınlar anadır, cennet ayakları altındadır, nefslerine erkeklerden daha hakimdirler..."(ama erkekten yaratılmışlardır, erkeğe oğullar ve torunlar vermek için vardırlar, erkeklerin tarlalarıdırlar, erkekler kadar dayanıklı ve akıllı değillerdir) Bu mavilediğim düşünceler; Kadını, kadının kendi rızası ile ezebilmek için verilen primlerdir... Örneğini kendinizde(n) görebilirsiniz... Sizde şuna emin olabilirsiniz ki kendimi ezdirecek biri hiçbir zaman olmadım. Sadece bu konu ile alakalı 4 eşe izin veriliyor diye kendimi ezdirip ikinci eşin gelmesine izin verecek en son insanlardan biriyim. İlk eşin rızası olmadan ikinciye izin verilmiyor diyoruz zaten, e izin vermeyeceiğimize göre bu konuyla ilgili kendimden pay biçmemi gerektirecek birşey de yok ortada. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Sizde şuna emin olabilirsiniz ki kendimi ezdirecek biri hiçbir zaman olmadım. Sadece bu konu ile alakalı 4 eşe izin veriliyor diye kendimi ezdirip ikinci eşin gelmesine izin verecek en son insanlardan biriyim. İlk eşin rızası olmadan ikinciye izin verilmiyor diyoruz zaten, e izin vermeyeceiğimize göre bu konuyla ilgili kendimden pay biçmemi gerektirecek birşey de yok ortada. Mimoza, diğer yazdıklarına eyvallah, tamam... Peki ama madem "İzin Veremeyeceğin" bir Emir ya da Ruhsat var ortada, Ve bu Yasa'nın geçersizliği de bu kadar ortadayken Sence İlahi olabilir mi? Düşünsene, Tanrı bir yasa gönderiyor, bir şeye "Olur" veriyor Ama bu ne senin ne de diğer akıllı insanların işine gelmiyor, içlerine asla sinmiyor... Dahası bu yasa asla ve asla evrensel olamıyor, her millete, her topluma, her kültüre ve hatta direkt insanın kendisine bile hitap etmiyor... Yani anlamak istediğim şey şu: "Senin, eşinin böyle bir talebine asla ve asla izin vermeyecek olman, inancının AtaErkil olması gerçeğini değiştirir mi? İnancının bakış açısının yanlış olduğu gerçeğini değiştirir mi? İnancının bugüne hitap etmediği, evrenlse olmadığı gerçeğini değiştirir mi?" Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 31 Temmuz , 2008 Aslında gerip bir çelişkidir. İslamda erkeğin 4 kadınla evlenebilmesi olayını, bir kadının savunması. İnanç bu olsa gerek. Aklın mantığın önüne geçiyor. Bir kadın da kalkıp bu sosyal bozukluğu savunabiliyor. İnanç neler yaptırıyor. Peki Allah madem tek eşliliği öneriyor size de , 4 eşliliğe neden izin variyor. Muhammed kendisi neden 11 defa evlendi. Sn BrivarmışHiçyokmuş dışındaki arkadaşlardan , özellikle bayan lardan yorum alabilir miyiz. Saygılar. Alıntı
Φ mimoza Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Peki ama madem "İzin Veremeyeceğin" bir Emir ya da Ruhsat var ortada, Ve bu Yasa'nın geçersizliği de bu kadar ortadayken Sence İlahi olabilir mi? Emir değil 4 tane kadınla evlenebilirsin sözü, zorla evleneceksin mi diyor, istersen izin verdim diyor, emrettim haydi 4 kadınla evlen anlamını mı çıkarttınız siz bu sözden? Düşünsene, Tanrı bir yasa gönderiyor, bir şeye "Olur" veriyorAma bu ne senin ne de diğer akıllı insanların işine gelmiyor, içlerine asla sinmiyor... Dahası bu yasa asla ve asla evrensel olamıyor, her millete, her topluma, her kültüre ve hatta direkt insanın kendisine bile hitap etmiyor... Zaten içine sinen yapsın diyor zorla yapın demiyor, yapabilecekseniz başa çıkabilecekseniz ve hakkını tam anlamıyla verebilecekseniz diyor, kendisine hitap eden uyguluyor etmeyen de uygulamıyor.Tekrar söylüyorum günümüzde yaşanan ilişkilerin, evliliklerin hiç bir farkı yok, evli olanların (elbette istisna insanlar her zaman var) eşlerini aldatma bir eşle yetinmeme durumları çoğunlukta.Ve işin garip yanı evrensel, dünyanın her yerinde bu tür örneklere rastlanıyor. Yani anlamak istediğim şey şu:"Senin, eşinin böyle bir talebine asla ve asla izin vermeyecek olman, inancının AtaErkil olması gerçeğini değiştirir mi? İnancının bakış açısının yanlış olduğu gerçeğini değiştirir mi? İnancının bugüne hitap etmediği, evrenlse olmadığı gerçeğini değiştirir mi?" İnancımın bakış açısının yanlış olduğuna siz mi karar vereceksiniz sayın tengeriin,forumdaki birçok insana göre ve elbetteki bana görede sizin bakış açınız yanlış o zaman, Ataerkil bir yapıda olduğumuzu ve bunun değişmeyeceğini neden kabul etmiyorsunuz,dinin tamamen ortadan kaldırıldığını ve o şekilde yaşadığımızı düşünelim madem, değişecek mi bu durum hiç sanmıyorum.Bunun dinle bir alakası yok, dünyanın neresine giderseniz gidin ataerkil toplumlarla karşılaşırsınız,hadi müslümalık ataerkilliği savunuyor diyelim, hristiyan topumlar islamın hiç bir şartını kabul etmezken onlar neden ataerkil yani bu da evrensel olduğunu gösteriyor, (çok özür dileyerek bayansınız diye tahmin ediyor ve sözlerime öyle devam ediyorum) bana biraz feminist bir düşünce yapısıyla yazılmış yazı gibi geldi yazınız, belki de feminist bir yapım olmadığı için yazdıklarınıza çok katılamıyorum. Herkes aynı şeyi düşünerek birşeylere tepki vermiyor. Benim ikinci eşe izin vermeyecek olmam ne ilahi bir sistemin olmadığını, ne sistmede bir çarpıklık olduğunu gösteriyor. Alıntı
Φ i'tezele Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Emir değil 4 tane kadınla evlenebilirsin sözü, zorla evleneceksin mi diyor, istersen izin verdim diyor, emrettim haydi 4 kadınla evlen anlamını mı çıkarttınız siz bu sözden? Sayın Mimoza, Siz diyorsunuz ki, doğa şartlarında dört çocuk ve sağlıklı bir yetişkin yalnız bırakılcak. Allah onlara dönüp diyor ki, ey sağlıklı adam size kısıtlı yemek verdim, yemeğin istersen hepsini ye, izinin var, ancak istersen onlara da ver... Ben neden bir insanın, dünyaya sınav olamak için gönderilmiş, hata yapması muhtemel olan bir ''kul''un adaletine mahkum olayım... Hayır. Durum bu; bir ormanda yaşayan yetişkinler bütün yiyecekleri bulup mideye indiriyorlardı. Hatta çocukların da bu yiyeceklereden yemesini önledikleri gibi onları diri diri gömüyorlardı da. Bir gün bu açgözlü insanlara biri gelip ''sizler o güçsüz çocuklarla yemeğiniz paylaşacaksınız,böylesi doğru olandır.'' diyor. Bu insanların hemen bunu görüp, hak verip kabul etmeleri mümkün olmadığı gibi, itiraz bile edebilirlerdi. Bu yüzden sınırlamalarla aşama koyuldu. Şuan, Allah'ın izni ben dört kadını alır aynı muameleyi yaparım diyenbir erkek, ben cahiliyede konulan kurallara tabiyim,hatta ben cahilim demiş olur. Bugün kadınlar toplumsal ve ekonomik sistem içinde en az erkekler kadar aktifken, bu ormandaki yiyecekler konusunda eşit hisselere sahipken, iş yemeye gelince geç evinde otur hepsi benim diyecek erkeğin islamla alakası yoktur, ********, şeytana uymuştur. Saygılar Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Aslında gerip bir çelişkidir. İslamda erkeğin 4 kadınla evlenebilmesi olayını, bir kadının savunması. İnanç bu olsa gerek. Aklın mantığın önüne geçiyor. Bir kadın da kalkıp bu sosyal bozukluğu savunabiliyor. İnanç neler yaptırıyor. Peki Allah madem tek eşliliği öneriyor size de , 4 eşliliğe neden izin variyor. Muhammed kendisi neden 11 defa evlendi. Sn BrivarmışHiçyokmuş dışındaki arkadaşlardan , özellikle bayan lardan yorum alabilir miyiz. Saygılar. Zamanla ilgilidir... Bildiğim kadarıyla emir sonradan gelmiştir ancak İslam devleti ve toplumu açısından önemli olan Peygamberimizin eşleri istisna olarak nikahında kalmıştır çünkü onlar tüm İslam toplumu açısından önemli konumdadır hatta "ana" konumundadır; bildiğiniz üzere tarihin her döneminde ve mekanında "evlilik" kurumu bir bağ kurmaktadır bu bağ gerek hukuki gerekse de toplumsal bir değer taşımaktadır... Günümüz sisteminde de evlilik hukuki ve ekonomik bazı sonuçlar doğuran bir ilişkidir; duygusal edebiyat yaparak mantıki toplumsal çıkarımlarda bulunmak zor olsa gerektir... Ayrıca buna cevap verebilmek yorum değil bilgi işidir; yani bayan arkadaşları ayrı tutup yorum istemek ya "bilgiden bihaberlikten" ya da bayanları "bilgiden dışlamaktan" olabilir... Yorumlarınıza katılmıyorum ve genel anlamda bahsettiğim meselelerin ayrıntılarını öğrenmeye çalışmanızı tavsiye ediyorum; inanmıyor olmanız sizin de "bizim inandığımızın yokluğuna inanmanızdır"... Alıntı
Φ AIRBUS2 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Bırakalım kadınlar kendi yerini belirlesin,nedesek boş,sonra pişmakere pişman olmak yok ama:) Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Zaten içine sinen yapsın diyor zorla yapın demiyor, yapabilecekseniz başa çıkabilecekseniz ve hakkını tam anlamıyla verebilecekseniz diyor, kendisine hitap eden uyguluyor etmeyen de uygulamıyor.Tekrar söylüyorum günümüzde yaşanan ilişkilerin, evliliklerin hiç bir farkı yok, evli olanların (elbette istisna insanlar her zaman var) eşlerini aldatma bir eşle yetinmeme durumları çoğunlukta.Ve işin garip yanı evrensel, dünyanın her yerinde bu tür örneklere rastlanıyor. Ya hu böyle birşey var mı? Toplumsal hukuk, yanlış olan birşey için "İçine sinen yapsın" diyebilir mi? Yanlış birşey olduğu ortada ki sen bile kabul etmiyorsun böyle birşeyi... Eşin birgün çıkıp bir kadın getirse ve "Ya bak bu kadın çok muhtaç, evleneyivereyim, yazıktır, hem Tanrı'da ruhsat veriyor!" dese, Pek belli ki kabul etmeyeceksin... Özgür ve Eğitimli hiçbir kadında kabul etmeyecektir... Çünkü kabul edilebilecek kadar normal ve olası doğru bir şey değildir... Her topluma, kültüre ve çağa uymayacak kadar da Araplara Özgü bir uygulamadır. Tanrı'nın hiç böyle bir emir verebileceği düşüncesi sence tutarlı mı gerçekten? Ya da şöyle sorayım: "4 kadınla evlenebilme" ruhsatı, Evrensel bir buyruk ya da ruhsat mıdır? Alıntı
Φ mimoza Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Ya hu böyle birşey var mı?Toplumsal hukuk, yanlış olan birşey için "İçine sinen yapsın" diyebilir mi? Yanlış birşey olduğu ortada ki sen bile kabul etmiyorsun böyle birşeyi... Eşin birgün çıkıp bir kadın getirse ve "Ya bak bu kadın çok muhtaç, evleneyivereyim, yazıktır, hem Tanrı'da ruhsat veriyor!" dese, Pek belli ki kabul etmeyeceksin... Özgür ve Eğitimli hiçbir kadında kabul etmeyecektir... Çünkü kabul edilebilecek kadar normal ve olası doğru bir şey değildir... Her topluma, kültüre ve çağa uymayacak kadar da Araplara Özgü bir uygulamadır. Tanrı'nın hiç böyle bir emir verebileceği düşüncesi sence tutarlı mı gerçekten? Ya da şöyle sorayım: "4 kadınla evlenebilme" ruhsatı, Evrensel bir buyruk ya da ruhsat mıdır? Emir değildir sadece izindir diyorum ısrarla emirdir diyorsunuz, eğer ilk eş kabul etmez ise asla evlenemez ve bununla aslında kadına olan değer ortaya konulur diğer türlüsününn şartları çok ağır olur diyorum kabul etmiyorsunuz, oruç tutun ya da namaz kılın gibi kesin ve yapılması keyfe kalmamış bir emir değildir bu. Tamamen tercihe bırakılmış birşeydir diyor,ve bu konuyla ilgili kısır döngüye girip aynı şeyleri tekrar tekrar yazdığımız için bu konuya son kez mesaj yazıyorum sayın tengeriin. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Sayın mimozaya bu kadar yüklenilmesini doğru bulmuyorum; aslında kendisi tüm samimiyetiyle hayatın gerçeklerini de göz önünde bulundurmaktadır... Şimdi ben sadece bazı önemli noktaları hatırlatmak istiyorum şu "müthiş çağımızın medeniyeti" ile ilgili: - Zina yaygındır yani hukuki tek ilişki çok eşli olunmadığını göstermez; özellikle belirli kesimler içinde tabiri caizse "kim kimle" belli değil... - Daha önceden de belirttiğim gibi olayı hep duygusal zemine çekip insanların gözlerini pembe boyayla boyamaya çalışanlar var ama hepimiz görüyoruz çağın halini; özgür ilişki akımıyla birlikte evlilik tam anlamıyla "anlamsızlaşmaya" başlamış ve zaten ekonomik yönü de olan evlilik "yaşlılık garantisi" gibi bir hal almıştır... - Bugün tek eşi olup ekonomik durumu olanlar çok eşliliği kabul eden hukuk düzeni içinde olsalar hiç değilse kendilerine gerek sayı gerekse de şartlar açısından bir sınırlama getirilebilecekken yani kadınlara hak çok eşli erkeğe de yükümlülük yüklenecekken hukuk düzeni birden fazlasını tanımadığı ve üstüne zinaya karşı yaptırım getirmediği için hukuksuz bir çok ilişki yine kadınlara zarar vermektedir, hatta bu durum kadınların pazarlanmasını da doğallaştırmaktadır... Şimdi ne mi diyorum??? Ben demiyorum ki "kesinlikle çok eşlilik olsun"; ben diyorum ki meselenin anlaşılması için daha farklı açılardan da bakılmalı ve insanlar "aman efendim artık medeniyet gelişti, kurallara gerek yok" dememeli; çocuk mu kandırıyorlar??? Biz görmüyor muyuz insanların cinselliğe nasıl düşkün olduğunu ve "tek eş çok ilişki"si olanları!!! Bir de şunu özellikle hala bazı şeyleri kavrayamamış olanlara söylüyorum: Buralarda da gerçek hayatta da hep bir "sevgi, kardeşlik" masalları anlatılır ama emin olun hangi kesimden erkek topluluğunun muhabbetinde olduysam hepsi de yüzlerine güldükleri bayanların arkasından aynı muhabbeti çevirir!!! Yaşları, fikir düzlemleri farklı bu insanların hepsi nihayetinde erkektir çünkü... Özetle: Evrenselliğe gölge falan düşmüşlüğü yoktur; çok eşlilik meselesi ayrıca da konuşulabilir ama sınırlamalar ve tavsiye edilenler zaten ortadadır... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Emir değildir sadece izindir diyorum ısrarla emirdir diyorsunuz, eğer ilk eş kabul etmez ise asla evlenemez ve bununla aslında kadına olan değer ortaya konulur diğer türlüsününn şartları çok ağır olur diyorum kabul etmiyorsunuz, oruç tutun ya da namaz kılın gibi kesin ve yapılması keyfe kalmamış bir emir değildir bu. Tamamen tercihe bırakılmış birşeydir diyor,ve bu konuyla ilgili kısır döngüye girip aynı şeyleri tekrar tekrar yazdığımız için bu konuya son kez mesaj yazıyorum sayın tengeriin. Saygılar. Bak Mimoza, eğer Tanrı içki hakkında: "Aşırıya kaçmamak suretiyle içebilirsiniz" deseydi, o zamanda içkiyi savunacaktın... Hemde İçki içmek yani sarhoş olup kafayı bulmak pek iyi birşey olmadığı halde. Bende sana o zaman: "Tanrı niçin böyle yanlış birşeye izin veriyor" diyecektim... Aynısını 4 Eşle evlilik için soruyorum, velev ki "İzin" olsun... "Tanrı gibi herşeyin iyisini düşünebilen en yüce şey, niye böyle yanlış ve göreceli bir uygulamaya, evrensel bazda izin verebilmiş?" Bunu cevapladığınızda, ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum... Alıntı
Φ mimoza Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Aynısını 4 Eşle evlilik için soruyorum, velev ki "İzin" olsun..."Tanrı gibi herşeyin iyisini düşünebilen en yüce şey, niye böyle yanlış ve göreceli bir uygulamaya, evrensel bazda izin verebilmiş?" Tekrar aynı şeyleri yazacağım, bizi bizden daha iyi bilir "O", gelecekte ne yapacağınızı da geçmişte ne yaptığınızı da, kafanızın içindekini daha siz kendinize itiraf etmeden bilir ne düşünüyorsanız, gelecekte cinselliğin nihaksız durumda olsa dahi çok normal ve yaşanılması gereken birşeymiş gibi düşünülüp, insanların ben zina etmiyorum ki diyecekleri çok iyi bilindiğinden verilmiş o izin, ama uygulaması insana bırakılmış. Bunu cevapladığınızda, ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum...[/b][/size][/font] Algılamada bir sorun yaşamıyorum sayın tengeriin, hatta yazdıklarınızı aynı fikirde olmasamda bazen edebiyatınızın ve yazı yazma tarzınızın güzel olması nedeniyle keyifle bile okuyorum, ancak inancım sizin inancınza (inançsızlığınıza) ters olduğu için verdiğim her cevap sizi anlamadığım izlenimi uyandırıyor, anlamıyor değil yazdıklarınıza katılmıyorum, algılayamıyor muamelesi yapmazsanız sevinirm. Saygılar Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 2 Ağustos , 2008 Tekrar aynı şeyleri yazacağım, bizi bizden daha iyi bilir "O", gelecekte ne yapacağınızı da geçmişte ne yaptığınızı da, kafanızın içindekini daha siz kendinize itiraf etmeden bilir ne düşünüyorsanız, gelecekte cinselliğin nihaksız durumda olsa dahi çok normal ve yaşanılması gereken birşeymiş gibi düşünülüp, insanların ben zina etmiyorum ki diyecekleri çok iyi bilindiğinden verilmiş o izin, ama uygulaması insana bırakılmış. Neyse, Pek belli ki pek sorgulama yanlısı değilsiniz... Algılamada bir sorun yaşamıyorum sayın tengeriin, hatta yazdıklarınızı aynı fikirde olmasamda bazen edebiyatınızın ve yazı yazma tarzınızın güzel olması nedeniyle keyifle bile okuyorum, ancak inancım sizin inancınza (inançsızlığınıza) ters olduğu için verdiğim her cevap sizi anlamadığım izlenimi uyandırıyor, anlamıyor değil yazdıklarınıza katılmıyorum, algılayamıyor muamelesi yapmazsanız sevinirm. Saygılar Teşekkür ederim ama sanırım yanlış anladınız... "Algılamadan sorun yaşıyorsunuz" demedim, "Sorduğum soruyu cevapladığınızda ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum..." dedim... Yanlış anlaşıldıysa özür dilerim... Söylediklerimi anlamamanız değil aslında mesele, Sanırım mesele sizin pek o kadar fazlasını sorgulamayı imana yakışır bulmamanız... Bunu bir "Sorun" olarak algılamayın, Bu sizin kişisel tercihinizdir... Ayrıca "İnanç" denilen şeyin "Sanrı" olduğunu düşünüyorum... Eğer Dinsiz bile "Ben Tanrı'nın olmadığına inanıyorum" derse, bana bu "Emin olduğu" izlenimi vermiyor... O yüzden ben kendim için "İnanıyorum" yerine "Öyle olduğunu biliyorum" derim... Gerçi bu ne kadar tarafsız bir yaklaşım olur, tartışılır... Sonuçta kendimden yana olmuş oluyorum o zamanda ama yine de bunu tercih ediyorum... "İnançsız" derken, beni "İslam Dışı" olarak kastediyorsanız Her zaman söylediğim gibi İslama, Kur'an-a ve Hz. Muhammed'e büyük saygı duyuyorum... Ve genel olarak eleştirdiğim şey ise İslam'dan çok İslamı anladıklarını iddia edenlerin aslında son derece yanlış anladıklarıdır... Din olarak İslamı yaşamam (bunun açıklamasını yapmıştım) ama Öğreti olarak kabullerinden zarar görmüş değilim... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Ayrıca buna cevap verebilmek yorum değil bilgi işidir; yani bayan arkadaşları ayrı tutup yorum istemek ya "bilgiden bihaberlikten" ya da bayanları "bilgiden dışlamaktan" olabilir... Bu yorum anlamsız. İslamdaki 4 kadınla evlilik hakkında bir müslüman bayandan yorum rica etmem , bilgisizlikle ithama neden oldu. Bravo gerçekten. Birde müslüman bayanlardan yorum rica etmem , bayanları bilgiden dışlamak olarak yorumlanmış. Ne diyeyim. Yorumunuz ve bilginiz sizi ortaya koymuş zaten. Bir insan lafı tersten anlama konusunda çaba gösterse , bu kadarı yapabilir ancak. Bir bayandan bir konu hakkında yorum istemek , o bayanı nasıl bilgisizlikle itham olur anlamış değilim. Aksine bir bildiğine inancım var , ve onu soruyorum. 4 üncü eş olmak nasıl bir histir onu soruyorum. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Bu yorum anlamsız. İslamdaki 4 kadınla evlilik hakkında bir müslüman bayandan yorum rica etmem , bilgisizlikle ithama neden oldu. Bravo gerçekten. Birde müslüman bayanlardan yorum rica etmem , bayanları bilgiden dışlamak olarak yorumlanmış. Ne diyeyim. Yorumunuz ve bilginiz sizi ortaya koymuş zaten. Bir insan lafı tersten anlama konusunda çaba gösterse , bu kadarı yapabilir ancak. Bir bayandan bir konu hakkında yorum istemek , o bayanı nasıl bilgisizlikle itham olur anlamış değilim. Aksine bir bildiğine inancım var , ve onu soruyorum. 4 üncü eş olmak nasıl bir histir onu soruyorum. Saygılar. Bunu mu sormuşsunuz; yoksa bunu mu: Peki Allah madem tek eşliliği öneriyor size de , 4 eşliliğe neden izin variyor. Muhammed kendisi neden 11 defa evlendi. Yani kendinize göre bir çelişki ortaya koyup bunu "yorumlatmak" istemişsiniz; peki nerede bilgi, yok; mesele eksik ele alınmış ve tipik bir yaklaşımla hemen bayanlara mal edilerek duygusal etki amaçlanmış... Neden??? Çünkü kadın var ya işin ucunda... Neymiş mesele??? Bir bilgi meselesi; ben de bildiğim kadarıyla yazdım işte ve özellikle de belirttim:"Yorum değil bilgi gerekli burada o zaman ya bunun farkında değil söyleyen ya da kasıtlıca bayanlarla oyun oynuyor"... İşte o iletim: Zamanla ilgilidir... Bildiğim kadarıyla emir sonradan gelmiştir ancak İslam devleti ve toplumu açısından önemli olan Peygamberimizin eşleri istisna olarak nikahında kalmıştır çünkü onlar tüm İslam toplumu açısından önemli konumdadır hatta "ana" konumundadır; bildiğiniz üzere tarihin her döneminde ve mekanında "evlilik" kurumu bir bağ kurmaktadır bu bağ gerek hukuki gerekse de toplumsal bir değer taşımaktadır... Günümüz sisteminde de evlilik hukuki ve ekonomik bazı sonuçlar doğuran bir ilişkidir; duygusal edebiyat yaparak mantıki toplumsal çıkarımlarda bulunmak zor olsa gerektir... Ayrıca buna cevap verebilmek yorum değil bilgi işidir; yani bayan arkadaşları ayrı tutup yorum istemek ya "bilgiden bihaberlikten" ya da bayanları "bilgiden dışlamaktan" olabilir... Yorumlarınıza katılmıyorum ve genel anlamda bahsettiğim meselelerin ayrıntılarını öğrenmeye çalışmanızı tavsiye ediyorum; inanmıyor olmanız sizin de "bizim inandığımızın yokluğuna inanmanızdır"... Şimdi bakın vatandaşın son iletisinde bahsettiğine de deyinmişim aslında; ne diyorum onun için: Yorumlarınıza katılmıyorum ve genel anlamda bahsettiğim meselelerin ayrıntılarını öğrenmeye çalışmanızı tavsiye ediyorum; inanmıyor olmanız sizin de "bizim inandığımızın yokluğuna inanmanızdır"... Ama vatandaş son iletisinde ne yapıyor; yazısının benim cevap verdiğim kısmını gizleyip yazımın tamamı en sonda şöyle bir yorumladığım kısmına indirgeniyor ve böylece her okurun yanlış algılayabileceği şekilde ben "konuyu saptırmış" oluyorum; gerçekten de şu açıklamalarım ve iletilerin ikisinin de orijinali olmasa ben kendime şaşıracağım hani!!! Peki neden uzattım??? Çünkü ben samimiyet beklerim; burada meydan savaşı vermiyoruz, evet belki de siz o soruda tahmin ettiğimden daha iyi niyetliydiniz ama bunu bu şekilde ortaya koyamazsınız dersiniz ki "o bilgiyi ben zaten biliyorum ancak şöyle yorumluyorum, size katılmıyorum" biter gider... Ve bu söylediklerimde yanılıyor da olabilirim ama bunun için öncelikle ne söylediğinizin açıkça ortada olduğu iletinizi kabullenmeniz gerekir... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2008 Burada erkekleri eleştirip, toplum kültürürn yozlaştığını, zinanın arttığını bu nedenle de çok eşliliğin çözüm olacağını söyleyen arkadaşlar önce Arap ların taa o zamanlardan beri olan kadın düşkünlüğünü açıklasınlar önce! Günümüz medeniyeti deyip tek kalemde geçenler, Muhammedin 11 evliliğini zamana bırakanlar, 9 yaşında sübyanlara kafayı takmasını meşru görenler önce Arap kültürünü pembe görmekten ve göstermekten vazveçip dünü ile bugünü ile bir eleştirsinler bakalım! Bu Arap hayranı arkadaşlarımız, önce arabistandaki fuhhuş olaylarını bir açıklasınlar! Muhammedin kuralları ile yönetilen ülkelerdeki kadın ticaretinden bahsetsinler! Ondan sonra gelip medeni hukuku tartışsınlar!... Derim!... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2008 Burada Arap kültürü öven falan yok; cevaplar anlayanadır, defalarca farklı isimlerce yanıtlanmış şeyleri kendi yorumlarıyla ısıtmaya çalışanların "karalama" kampanyaları her akıllı insan karşısında çürümeye mahkumdur... Alıntı
Φ TAKLAMAKAN Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Uzun uzadıya yazmayacağım. Benim sorum belli. -Peki Allah madem tek eşliliği öneriyor size de , 4 eşliliğe neden izin variyor. -Muhammed kendisi neden 11 defa evlendi. İkinci iletimde de , bir bayan bakış açısı ile 4 üncü eş olma nasıl bir histir. Dedim. Ne var bunda. Bakın bir bayana fikrini soruyorum , neden bundan rahatsız oluyorsunuz. Siz bayanlara fikrini sormayın. Olsun bitsin. Saygılar. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Aynısını 4 Eşle evlilik için soruyorum, velev ki "İzin" olsun..."Tanrı gibi herşeyin iyisini düşünebilen en yüce şey, niye böyle yanlış ve göreceli bir uygulamaya, evrensel bazda izin verebilmiş?" Bunu cevapladığınızda, ne dediğimi anlamış olmanızı umuyorum...[/b][/size][/font] sevgili tengeriin, Şu soruyu sorabiliriz. İslam neden çok eşliliği yasaklamadı ? Zira çok eşlilik islamiyetle doğan veya o toplumlarda sebebi islamın buna izin vermiş olması olan bir olay değil. Var olan bir duruma düzenleme getirmekten ibaret islamın yaptığı. Şöyle empati yapalım. O yüzyılda bir arap şehrinin yöneticisiyiz ikimiz. çok defa bahsettiğim gibi, erkek ve kadın nüfusunda kadınların lehine aşırı bir oransızlık var. Sebebide erkek ve kadın ölüm oranlarında büyük bir oransızlık olması. Ve çalışma hayatında kadınların aktif olabilecekleri sahalar yok denecek kadar az. Ticaret ekonomisine sahip bir coğrafya. Kervan ticaretinin hakim olduğu bir pazar. Kadınların belli bir yaşa geldikten sonra evlenemedikleri hallerde, köle ya da cariye oldukları bir durum söz konusu. Ve hatta artık buda aşılmış insanlar belli bir sayıdan sonra doğan kız çocuklarını toprağa gömerek öldürüyor kadın nüfusundaki aşırı artışı engellemek için. Gerek daha öncesinde gerekse o çağda çok çeşitli toplumların buna benzer vahşi çözümler ürettiklerinide biliyoruz. Çağının en medeni devleti romanın kanalizasyonlarına atılmış yeni doğmuş kız çocukları gibi. Bu sosyal sorunu en insancıl şekilde çözen bir kurum var oda erkeklerin çok eşliliği. Senin tarihteki uygulamaların yaşandığı çağa göre değerlendirilmesi gerektiği konusunda bilinç sahibi olduğundan şüphem yok. Kaldı ki 21. yüzyıldayız ve halen savaşlardan sonra onbinlerce kadın açlık ve fuhuşun pençesine düşüyor. Bugün Irak'taki savaşta eşlerini kaybeden onbinlerce kadın suriye, suudi arabistan, mısır gibi ülkelerde fuhuş sektöründe çalışıyor. Bu birleşmiş milletler, avrupa birliği gibi kurumlar olduğu halde. binlerce uluslarassı yardım kuruluşu olduğu halde. Onu geçtim, bugün bile milyonlarca genç kız için hayatlarını devam ettirebilmenin birincil yolu evlenmek değil mi? Dönelim çağın arap yarımadasına sence biz erkeklerin çok eşliliğini yasaklarsak yöneticiler olarak. Kadınlara o çağda ve o coğrafyada iyilik mi yapmış oluruz ? İslam neden çok eşliliği yasaklamamıştır sorusuna, başka alternatifi olmadığı için cevabı son derece mantıklı görünüyor. Erkeğin zevki için dersek. Erkeklerin o çağda birden fazla kadınla sevişebilmeleri için illa evlenmeleri mi gerekiyor? Hayır cariyeler var. Evli erkekler cariyelerle birlikte olunca kendi eşleri dahi bunu aldatma olarak görmüyor. Ki dünyada böyle o çağlarda. (sanki bugün milyonlarca kadın için öyle değil mi? kocası hayat kadınlarıyla birlikte olduğunda aldatıldığını düşünmeyen, "onlar geçici ben kalıcıyım" diyen kadın sayısı az mı )Ancak islam döneminde yoğun bir evlilik teşviki olduğunu görüyoruz. Bir başka önemli nokta, sahiplerinin cariyerle evlenmesine teşvik. bekar kölelerin evlendirilmesine teşvik görüyoruz. Yani tengeriin konjonktürde, zaten isteyen istediği kadar kadınla yaşıyor. Adamın parası varsa 10 tanede cariye alır, 50 tanede cariye alır. Evlenmesinede gerek yok. İslamın kadınla erkek arasında bir hukuk yaratacak evlilik kurumunu teşviki o çağda kadınların lehine bir olaydır. Erişkin yaşa gelip evlenemeyen, anne babası öldükten sonra da yalnız kalan, veyahut eşini kaybeden kadınların. Cariyeleştirildiği bir çağda. Bu durumdaki kadınların ikinci veya üçüncü eş olarak evlenmeleri mantıklı bir çözümdür. O coğrafyada islamdan çok önce var olan bir çözüme, islam düzenleme getirmiştir. Bunu iptal edip yasaklasaydı sebebi olan sorun ortadan kendiliğinden kalkacak mıydı? O kadınlar cariye olacaktı. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Uzun uzadıya yazmayacağım. Benim sorum belli. İkinci iletimde de , bir bayan bakış açısı ile 4 üncü eş olma nasıl bir histir. Dedim. Ne var bunda. Bakın bir bayana fikrini soruyorum , neden bundan rahatsız oluyorsunuz. Siz bayanlara fikrini sormayın. Olsun bitsin. Saygılar. Dostum bu sorunun cevabı şöyledir ; Hayattan beklentisi, zengin bir koca bulup rahat bir yaşam sürmek olan milyonlarca genç kızımızın evlendikten sonraki hissi nasılsa öyle bir histir. Ülkemizde üniversite öğrencisi genç kızlar arasında yapılan araştırmalarda bile %70 gibi bir oran evleneceği erkekte ilk aradığı özellik sorusuna cevap olarak "maddi durumunun iyi olması" nı veriyor. Zira bu genç kızlarımızın evliliği, rahat bir hayat sürmenin aracı olarak gördükleri böyle hayal ettiklerini gösteriyor. Bugün artık kimse kimseyi zorla evlendirmiyor. O devirler geride kaldı. Zengin bir adamın üçüncü dördüncü eşi olmayı kabul eden kadınların davranışının sebebide islamın dört eşe izin vermiş olması falan değil. bu argümanın arkasına saklanarak kendilerini kandırsalarda genellikle üstlerine tapusu verilmiş daire, hesaplarına yatırılmış belli bir miktar para ve kollarında taşıdıkları altın bilezikler. Hayat kadınları para karşılığı hergün başka erkeklerle birlikte oluyor. Bedenlerini satarak hayatlarını sürdürüyorlar. Ece Temelkuran'In dediği gibi. "Evlendiği kişiyle maddi durumu sebebiyle evlenen yani, hayat kadınlarının yaptığı işi hergün başka müşterilerle değilde, anlaşma mahkeme kararıyla bozulana kadar tek müşteriyle sürdüren kadınlar kendileri kadar şanslı olmayan meslektaşlarını sokakta gördüğü zaman aşağılıyor". Bazı kadınlarda işte aynı müşteriyi paylaşıyorlar sırayla. insanoğlu + kapitalizm netice böyle. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 sevgili tengeriin, Şu soruyu sorabiliriz. İslam neden çok eşliliği yasaklamadı ? Zira çok eşlilik islamiyetle doğan veya o toplumlarda sebebi islamın buna izin vermiş olması olan bir olay değil. Var olan bir duruma düzenleme getirmekten ibaret islamın yaptığı. Sevgili Cyrano, Yazının hepsini ele alıp cevaplamaya gerek duymuyorum, çünkü söylediklerine katılıyorum... Hatta bunu konunun ilk yazılarından birisinde belirtmiştim ama bugünkü toplumsal yapıya hitap edip etmemesi konusunda bir tartışma yaşandı. Teşekkürler... Kur'an, ortaya çıktığı dönemde, Arap Dünyası için çığır açmış, Arapları kendilerine getirmiş olan bir kitaptır.Açıkça söylemek gerekir ki İslamiyet ortaya çıkmasaydı, Arap Kültürünün bırakın Endülüse kadar uzanmasını, İran'ı bile geçemezdi... Fakat İslam buna büyük bir atılım katmıştır, bu bir gerçek... Lakin şöyle de bir gerçek var ki: İslamın toplumsal normları, ortaya çıktığı çağa özgüdür... "4 Kadın ile evlenme" uygulaması için şunları söylerseniz eğer Kur'an-ın mantığı ve gerçekliğe olan paralelliği açısından tutarlı olacaktır: -Kur'an-ın, içinden çıktığı Arap Toplumu AtaErkil bir yapıdadır ve Kur'an-da ister istemez bu yapının bir ürünü olarak belirli normlar ortaya koymuştur. -Bu yapıyı, Arap Kültürünün "Çok Eşliliğe" dayalı toplumsal yapısındaki bu abartıyı, eş sayısını belirli bir sayıya indirgeyerek düzenlemiş ancak yine de temelini korumuştur, tümden değiştirmemiştir. -Her ne kadar kadın ile erkeğe eşit olarak yaklaştığı iddia edilse de, ister biyolojik olarak eşit olmadıkları sanrısına dayandırın, isterseniz duygu ve akıl olarak kadınların zayıf olduğu uydurmasyonuna dayandırın, Kur'an-a göre kadın ile erkek eşit değildir ve bu da ortaya çıktığı toplumun bakış açısını revize etmesine rağmen temel kaynağını sahiplenmesinden ileri gelir. -Arap Toplumunda Çok Eşlilik, Erkeğin Egemen olduğu bu toplumda gayet normal bir uygulamadır ve Hz. Muhammed bunu belirli koşullara bağlayarak revize etmiştir fakat kaldırmamıştır. ... -Kur'an-da geçen "4 eş alabilme" uygulaması; Ortaya çıktığı çağa, Ortaya çıktığı topluma, Ortaya çıktığı kültüre, Ortaya çıktığı öğretiye, Ortaya çıktığı koşullara ait ama gerekli ama gereksiz, ama yerli ama yersiz, Ne olursa olsun bir uygulamadır... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 bugünkü toplumsal yapıya hitap edip etmemesi konusunda bir tartışma yaşandı. Din konusundaki tartışmalar zaten bu nedenle çıkıyor. Her olgu kendi çağında değerlendirilirse, bir sorun yok. Sorun, dinlerin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olma iddiasından dolayı çıkıyor. Tartışma da bu zaten. Herhangi bir dinin inananları kendi dinlerinin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" sanıyorlar ve bugüne uygulamaya kalkıyorlar. Biz de, "her çağ kendi değerlerini ve kültürünü üretir, eski çalların sistemleri şimdi geçerli değildir" diyoruz. Yoksa bize ne, kim neye taparsa tapsın, kim neye inanırsa inansın. * Hammurabi, Ramses, Tutankamon, Musa, Sezar, İsa, Muhammed, Bige Kağan, Cengizhan vs. vs.'nin şahsiyetleri ve getirdikleri düzenler kendi dönemleri içinde irdelenebilriler, bu durumda o insanlara "bugünün değerleri ile" yanlış yapmış veya doğru yapmış diyemeyiz. Ancak dinler, "tüm zamanları kapsayıcılık" gibi bir iddia ile ortaya çıktıkları için, "bugünün değerleri ile yargılanmayı" baştan kabul ediyorlar. Hatta kabul etmek ne kelime, dinler "beni bugünün değerleri ile yargılasan bile, ben doğruyum, evrensel doğruyum, tek doğruyum, değişmez doğruyum, bugünün değerleri yanlış" iddiasındalar. Cengiz Han da, yüzbinlerce insanı kesmiştir, ama Cengiz Hanı bugünün değerleri ile eleştirmiyoruz. Zira Cengiz Han, kurduğu sistemin tek doğru olduğunu iddia etmemiş. Bugün Cengiz Han'ın yaptıkları evrensel doğruydu diyen yok. Bu nedenle o şahsiyeti kendi tarihi içinde yargılıyoruz. Bugünün değerleri ile yargılamıyoruz. Muhammed ve getirdiği sistem de, tarihte kalsa idi, getirdiği sistemin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olduğu iddia edilmeseydi, o zaman Muhammed'i de eleştirmezdik, bugünün derleri ile yargılamazdık. "O zamanın şartlarında öyle gerekiyormuş, demekki o zaman bu doğruymuş" derdik. Ama, bir taraftan "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olma iddiası sürdürülürken, öbür taraftan "kölelik, cariyelik, yağmacılık, çokeşlilik o zamanın şartlarında kaldırılamamış, ne var yani" denirse, işte buna itiraz ederiz. "Ben kaşığı standart ilan ettim ama, ben kepçe kullanıyorum, idare edin" işi olmaz. "Herkes yarım yesin, ağanız yarım+yarım çok yesin" demek olmaz. Saygılar. Alıntı
Φ cumhuriyetçiçocuk Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 islamda kadın köledir ne bekleniyordu zaten dinci faşizme geçit yok arkadaşlar.. modern dünyanın kazanımlarını terk etmek yok bütün sorunların kayangı radikal islam ve tarikat yapılanmasıdır faşizmin dik alası İlhan abinin dedigi gibi... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Din konusundaki tartışmalar zaten bu nedenle çıkıyor.Her olgu kendi çağında değerlendirilirse, bir sorun yok. Sorun, dinlerin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olma iddiasından dolayı çıkıyor. Tartışma da bu zaten. Herhangi bir dinin inananları kendi dinlerinin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" sanıyorlar ve bugüne uygulamaya kalkıyorlar. Biz de, "her çağ kendi değerlerini ve kültürünü üretir, eski çalların sistemleri şimdi geçerli değildir" diyoruz. Yoksa bize ne, kim neye taparsa tapsın, kim neye inanırsa inansın. * Hammurabi, Ramses, Tutankamon, Musa, Sezar, İsa, Muhammed, Bige Kağan, Cengizhan vs. vs.'nin şahsiyetleri ve getirdikleri düzenler kendi dönemleri içinde irdelenebilriler, bu durumda o insanlara "bugünün değerleri ile" yanlış yapmış veya doğru yapmış diyemeyiz. Ancak dinler, "tüm zamanları kapsayıcılık" gibi bir iddia ile ortaya çıktıkları için, "bugünün değerleri ile yargılanmayı" baştan kabul ediyorlar. Hatta kabul etmek ne kelime, dinler "beni bugünün değerleri ile yargılasan bile, ben doğruyum, evrensel doğruyum, tek doğruyum, değişmez doğruyum, bugünün değerleri yanlış" iddiasındalar. Cengiz Han da, yüzbinlerce insanı kesmiştir, ama Cengiz Hanı bugünün değerleri ile eleştirmiyoruz. Zira Cengiz Han, kurduğu sistemin tek doğru olduğunu iddia etmemiş. Bugün Cengiz Han'ın yaptıkları evrensel doğruydu diyen yok. Bu nedenle o şahsiyeti kendi tarihi içinde yargılıyoruz. Bugünün değerleri ile yargılamıyoruz. Muhammed ve getirdiği sistem de, tarihte kalsa idi, getirdiği sistemin "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olduğu iddia edilmeseydi, o zaman Muhammed'i de eleştirmezdik, bugünün derleri ile yargılamazdık. "O zamanın şartlarında öyle gerekiyormuş, demekki o zaman bu doğruymuş" derdik. Ama, bir taraftan "evrensel doğru, tek doğru, değişmez doğru, bütün çağları kapsayıcı doğru, tüm zamanlar için geçerli doğru" olma iddiası sürdürülürken, öbür taraftan "kölelik, cariyelik, yağmacılık, çokeşlilik o zamanın şartlarında kaldırılamamış, ne var yani" denirse, işte buna itiraz ederiz. "Ben kaşığı standart ilan ettim ama, ben kepçe kullanıyorum, idare edin" işi olmaz. "Herkes yarım yesin, ağanız yarım+yarım çok yesin" demek olmaz. Saygılar. dünyada Taliban dışında, islamiyet 1500 yıl önceki haliyle yaşansın diyen yok. Bunu savunanda. İslamiyet tabiki felsefenin temel sorusuna verdiği cevapla ona inananlar için tüm zamanları kapsayan evrensel doğrudur. Bu zamana ve çağa göre değişen bir inanış veya öğreti değildir. Ancak islamiyetin doğduğu çağdaki sosyal yaşamı düzenleyen kuralları üzerinde içtihat yapılır. Kimsesiz kalan kadınların, köle olarak satıldığı, öldürüldüğü, fuhuş yaparak yaşayabildiği bir çağda , olabilecek en iyi çözümlerden birisi (böyle diyorum zira ben kendimi yönetici olarak düşünüyorum var mı başka çözüm) olan bir uygulamayı düzenlemesi ve caiz görmesi, elbetteki bir sorunu çözmeye yönelik uygulamasıdır. Bunların ayrımına varmakta o kadar zor değildir. Cariyelik kalkınca, kadınların ekonomik yaşamda var olabildikeri, eğitim aldıkları bir konjonktürde zaten bir kadın neden gönüllü olarak kabul etsin ikinci eş olmayı. Ha belki yanlış anlaşılır ama. Şimdi Irak'ta savaş yüzünden kimsesiz kalıp, suriyede, mısırda fuhuş yaparak hayatını devam ettirebilen kadınların, durumuna bakınca. onlarla çok eşlilik yapan ıraklı bir erkeğe söz söyleyebilir miyiz? Yapma, yasak olsun dememiz anlamlı olur mu alternatifi ortadayken. Dünya böyle birşey işte. İnsanların bahçesinde taştan put yontup evin duvarına asıp taptığı, masada kendi çizdiği resme taptığı bir çağda tasvir yasağına bakıp bunun tüm zamanlar için geçerli olduğunu iddia edende yok. Hz Muhammed ve sonrasında gelen yöneticilerin çağın arap toplumunda yaptıkları sosyal düzenlemeler var olan sorunların çözümüdür. sorun ortadan kalkınca çözümü farz ilan edende yok. Bugünde kadınların çok eşliliğinin çözümü, dinsel değil sosyal çözümdür. 1500 yıl islam hukuku böyle bir düzenleme getirmiş. Yargılarız belki. Ama allah aşkına biraz düşünelim 1500 yıl sonra bugün dünya her savaştan yıkımdan sonra bu duruma düşen kadınlara daha evla bir çözüm getirebildi mi? İkinci dünya savaşından sonra Almanya yasalarında çok eşliliğe izin vermedi mi ? Bakalım o "islam izin veriyor" diyen çok eşli erkeklere. Eşlerinin arasında ekonomik özgürlüğüne sahip, maddi durumu iyi kadın var mı ? 2008 yılındayız halen dünyada savaşlardan, yıkımlardan sonra kimsesiz kalan kadınlar tecavüz, cinsel istismar mağduru oluyor . uluslararası fuhuş mafyaları tarafından köle, abartmıyorum gerçekten köle olarak kullanılıyorlar. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Her savaştan, her yıkımdan sonra yüzbinlerce kadın vegenç kız fuhuş kölesi olarak çalıştırılıyor. Kesinlikle bunlar oluyor bu yüzden erkekler 4 kadın alsın gibi bir şey söylemiyorum. Söylemek istediğim 4 kadınla evlenebilme iznine sebep olan sorun halen ortada. 21. yüzyıldayız ve 1500 yıl önce bu soruna çeşitli çözümler getiren toplumlardan ne kadar ileriye gidebildik ? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.