Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Mükemmel bir şeydi bu. Tek kelime vardı buna, bu sevdaya uygun “Kusursuz” . Ve benim yüreğim kusursuz şeyleri bozamazdı. Öylesine seviyordum ki onu, öyle mutluydum ki. Her şeyi bir yana bırakmış hayatımı sadece ona adamıştım. Bütün hayallerim bir kenarda kalmıştı, hayatımı sadece onun gözleri dolduruyordu artık. Sonra bir hafta kadar haber alamadım ondan meraklandım. Ertesi gün bir baktım, karşımdaydı. Şaşkındım ama yine son derece mutluydum.

 

Yine bütün günümüz beraber geçmişti. Ve bu gece de beraber kalabilecektik. Öyle mutluydum ki. Sadece yan yana oturup, gözlerinin içine bakmayı istiyordum, öylece kalakalmayı, zamanın durmasını.

 

Yolda yürüyorduk öylece hiç konuşmadan. Bir süre yıldızları seyrettim parıl,parıldılar. Sanki mutluluğumu fark etmişlerdi, onlar da mutluydu benimle beraber sanki. Eve vardık sonra, loş bir ışık vardı terasta. Oraya oturdum, severdim orayı. Hem yıldızları görebilirdim, hem de o güzel yaz gecesinde esen ılık rüzgarı hissedebilirdim. Gelip yanıma oturdu. Ürperdim nedense. Sanki incelmiştim rüzgar içimden geçiyordu. Gözlerine baktım. Gözlerini kaçırdı benden. Her gün tüm masumluğuyla bana bakan gözler yerinde değildi sanki. Yavaşça başımı göğsüne yasladım. Hiç değişmemiştik, yine bütün şefkatiyle saçlarımı okşadı. Sonra yavaşça başımı kaldırdı, gözlerime baktı. Bu öyle bütün benliğiyle bana sarılmayı, dokunmayı isteyen bir bakış değildi. Bu bakışlar, annesinin en sevdiği vazoyu kırmış bir çocuğun özür dilemek istemesi gibiydi. Çocuk daha kırılan şeylerin tamiri olmayacağını, tamiri olsa da asla eskisi gibi olmayacağını öğrenememişti. Dudaklarını araladı, konuşacak bir şeyleri vardı. “Bilmen gereken çok şey var” dedi, yavaşça elimi dudaklarına götürüp, susturdum onu. Söylemek zordu zaten onun için de. O yüzden hemen sustu. O gece ayrılana kadar havadan sudan birkaç cümle konuşabildik.

 

Oradan ayrıldım ve kendi evime doğru yürümeye başladım. Düşündüm çok. Bilmemi istediği şeyleri, kafasına koyduğu o itiraf cümlelerini biliyordum. Çocuğun vazoyu kırması gibi, kalbimi kırmıştı ve o da bilmiyordu ki tamiri olmayacaktı. Benim bildiğimi bilmiyordu, bilemezdi de. İnanmazdı zaten söylesem hemen inkar ederdi. Ama biliyordum ve benim bildiğimi benim yüreğim dışında kimse bilmiyordu. Bütün gece uyuyamadım. Yıldızları seyrettim, ağladım, onlar da ağladı benimle. Benim yapayalnız sevdama ağladılar.

 

Ertesi gün ona gittim. Gözleri parladı beni görünce, bugün dedi, tekneyle açılalım, deniz çok güzel olur bu zamanlar. Gözlerine baktım dikkatlice “Biliyorum” dedim. “Söyleyeceklerini biliyorum” kelimeler dökülüverdi birden yüreğimden. “Bir başkasının da olduğunu başından beri biliyordum” dedim. “Hayır, yoktu” dedi. Ellerimi tuttu. Vazonun parçalarını yapıştırmaya çalışır gibi, konuştu. Dili başka, gözleri başka söylüyordu oysa. Yürüyüp gittim, o anda ne gözlerini görmek, ne sesini duymak istemiyordum. Çünkü yine sesi ağlamaklı olmuştu, istediği bir şeyi yaptıramazsa böyle olurdu. Önce böyle sesi değişirdi, sonra ağlamaya başlardı.Özliyecektim onu biliyordum. Yapacaklarımız bitmemişti daha. Daha güzel, daha özenli, daha iyi mevsimlere uyanacaktık beraber.

 

Ama O tüm kazananlar gibi terk etmişti. Ve benim yapacak tek şeyim vardı. Yeniden ayağa kalkıp yürümeye başlamalıydım.

 

O çok sevdiğim şiirdeki gibi.. “ Gün gelir bir gün /Başka bir takvim/Başka bir mevsim/ o eski ağrı ansızın geri teper/Dilerim geri teper/Yoksa gerçekten bitmişsinizdir.”

 

Ben bitmedim,bitemedim...

 

alıntıdır

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.