Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2006 -------------- GERİ KAFALILIK, GERİCİLİK Geri kafalılık, bilim ve akıl çağının çok gerilerinde kalmış, geleceği geçmişte arayan, ama bu yolda eyleme geçmeden mutluğu, donmuş, kemikleşmiş önyargılarda bulan acınası yaratıklar için kullanılan bir terimdir. Gericilik ise aynı kafadaki insanların, daha doğrusu yaratıkların eyleme geçen, akla, hoşgörüye dayalı düzeni yıkıp, yerine boşinanlar doğrultusunda, dinsel bir düzen kurmaya çalışanların kimliğini yansıtan bir tutumdur; akılsızlığın sınırlarında kalakalmış tehlikeli (insanlık için) bir aymazlığı, kafasızlığı simgeler. Şimdi düşünelim bir: Geri kafalılıkla gericiliği bir kefeye koyabilir miyiz? Hayır. Geri kafalılıkla savaşmaya değmez. Geri kafalıları ''hidayete'' erdirmeye çalışmak boşunadır. Çünkü, kafaları işlemeyen ve işletilmeyen yaratıklardır bu tip insancıklar. Onları aptallıkları ile baş başa bırakmak gerekir, gericilere uyup, onların peşine takılmadıkları sürece. Ama, gericilik konusuna gelince iş değişir. Bu alanda eyleme karşı eyleme geçme kaçınılmaz bir zorunluluktur. Gerici insan, çoğu kez, gericilikten çıkar sağlayan hinoğlu hinlerin maşası durumundadır. Gerici insan, geri kafalı insanı kendi rezil çıkarı doğrultusunda kullanmak ister ve zaman zaman da bu yolda başarılı olur. Bir Batılı düşünür şöyle demiş: ''Bir akılsızla tartışıyorsan, iki akılsız tartışıyor demektir.'' Peki buna göre akılsızı tartışma ile yola getirmek olasılığı yoksa, ne yapmalı? Akılsız, geriye bağlı dünya görüşü doğrultusunda eyleme geçmedikçe akılsızlığıyla kalakalsın diyorum, onun bir eğitimden geçme olasılığı yoksa eğer. Ama, gericilerle nasıl savaşmalı, diyaloğa hiçbir zaman yanaşmayan gericilikle? Bunun çaresi ancak ve ancak, yasa yoluyla alınacak bir önlem ve yaptırımdır. Ama nerede o önlemi ve yaptırımı, yürekten ve candan isteyecek tarafsız bir ulusal kurum. Bir bilge kişi (hangi ulustan olursa olsun) şöyle demiş: Dünyamızın tek sorunu, akılsızların yönetiminde olmaktır. Bu, hep böyle gelmiş böyle gidiyor. Ama Aziz Nesin buna karşı: ''Böyle gelmiş, böyle gitmez diyor'' haklı olarak. ----------------------- V. Günyol Alıntı
Φ ercan1980 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2006 -------------- GERİ KAFALILIK, GERİCİLİK Geri kafalılık, bilim ve akıl çağının çok gerilerinde kalmış, geleceği geçmişte arayan, ama bu yolda eyleme geçmeden mutluğu, donmuş, kemikleşmiş önyargılarda bulan acınası yaratıklar için kullanılan bir terimdir. Gericilik ise aynı kafadaki insanların, daha doğrusu yaratıkların eyleme geçen, akla, hoşgörüye dayalı düzeni yıkıp, yerine boşinanlar doğrultusunda, dinsel bir düzen kurmaya çalışanların kimliğini yansıtan bir tutumdur; akılsızlığın sınırlarında kalakalmış tehlikeli (insanlık için) bir aymazlığı, kafasızlığı simgeler. Şimdi düşünelim bir: Geri kafalılıkla gericiliği bir kefeye koyabilir miyiz? Hayır. Geri kafalılıkla savaşmaya değmez. Geri kafalıları ''hidayete'' erdirmeye çalışmak boşunadır. Çünkü, kafaları işlemeyen ve işletilmeyen yaratıklardır bu tip insancıklar. Onları aptallıkları ile baş başa bırakmak gerekir, gericilere uyup, onların peşine takılmadıkları sürece. Ama, gericilik konusuna gelince iş değişir. Bu alanda eyleme karşı eyleme geçme kaçınılmaz bir zorunluluktur. Gerici insan, çoğu kez, gericilikten çıkar sağlayan hinoğlu hinlerin maşası durumundadır. Gerici insan, geri kafalı insanı kendi rezil çıkarı doğrultusunda kullanmak ister ve zaman zaman da bu yolda başarılı olur. Bir Batılı düşünür şöyle demiş: ''Bir akılsızla tartışıyorsan, iki akılsız tartışıyor demektir.'' Peki buna göre akılsızı tartışma ile yola getirmek olasılığı yoksa, ne yapmalı? Akılsız, geriye bağlı dünya görüşü doğrultusunda eyleme geçmedikçe akılsızlığıyla kalakalsın diyorum, onun bir eğitimden geçme olasılığı yoksa eğer. Ama, gericilerle nasıl savaşmalı, diyaloğa hiçbir zaman yanaşmayan gericilikle? Bunun çaresi ancak ve ancak, yasa yoluyla alınacak bir önlem ve yaptırımdır. Ama nerede o önlemi ve yaptırımı, yürekten ve candan isteyecek tarafsız bir ulusal kurum. Bir bilge kişi (hangi ulustan olursa olsun) şöyle demiş: Dünyamızın tek sorunu, akılsızların yönetiminde olmaktır. Bu, hep böyle gelmiş böyle gidiyor. Ama Aziz Nesin buna karşı: ''Böyle gelmiş, böyle gitmez diyor'' haklı olarak. ----------------------- V. Günyol Evet! Söylediklerinizin birçoğuna katılmamak mümkün değil (sivridilliliğiniz dışında). Her çağa ışık tutan ilahi kelamı rehber edinmek yerine eskilerin masallarını yeterli görerek bu kitabı duvara asan-astıran cahillerden, iyilik-güzellik ve bilgelik adına ne bekleyebilirsin ki? Birileri değil artık herkes bu cehalete dur demeli! Gerçekten, böyle gelmiş böyle gitmemeli. Muhatap olduğumuz ilahi bilgiler bizi rehavete sürüklememeli. Bilakis akılcı düşünmeli ve üretmeliyiz. Koyunların sayısını değil çobanların sayısını arttırmak için uğraşmalıyız. Yoksa herkes bizi gütmeye devam eder! Selametle!!! Alıntı
Φ e_tic Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2006 -------------- GERİ KAFALILIK, GERİCİLİK Geri kafalılık, bilim ve akıl çağının çok gerilerinde kalmış, geleceği geçmişte arayan, ama bu yolda eyleme geçmeden mutluğu, donmuş, kemikleşmiş önyargılarda bulan acınası yaratıklar için kullanılan bir terimdir. Gericilik ise aynı kafadaki insanların, daha doğrusu yaratıkların eyleme geçen, akla, hoşgörüye dayalı düzeni yıkıp, yerine boşinanlar doğrultusunda, dinsel bir düzen kurmaya çalışanların kimliğini yansıtan bir tutumdur; akılsızlığın sınırlarında kalakalmış tehlikeli (insanlık için) bir aymazlığı, kafasızlığı simgeler. Şimdi düşünelim bir: Geri kafalılıkla gericiliği bir kefeye koyabilir miyiz? Hayır. Geri kafalılıkla savaşmaya değmez. Geri kafalıları ''hidayete'' erdirmeye çalışmak boşunadır. Çünkü, kafaları işlemeyen ve işletilmeyen yaratıklardır bu tip insancıklar. Onları aptallıkları ile baş başa bırakmak gerekir, gericilere uyup, onların peşine takılmadıkları sürece. Ama, gericilik konusuna gelince iş değişir. Bu alanda eyleme karşı eyleme geçme kaçınılmaz bir zorunluluktur. Gerici insan, çoğu kez, gericilikten çıkar sağlayan hinoğlu hinlerin maşası durumundadır. Gerici insan, geri kafalı insanı kendi rezil çıkarı doğrultusunda kullanmak ister ve zaman zaman da bu yolda Akılsız, geriye bağlı dünya görüşü doğrultusunda eyleme geçmedikçe akılsızlığıyla kalakalsın diyorum, onun bir eğitimden geçme olasılığı yoksa eğer. Ama, gericilerle nasıl savaşmalı, diyaloğa hiçbir zaman yanaşmayan gericilikle? Bunun çaresi ancak ve ancak, yasa yoluyla alınacak bir önlem ve yaptırımdır. Ama nerede o önlemi ve yaptırımı, yürekten ve candan isteyecek tarafsız bir ulusal kurum. Keşke yıllardır söylenenlerin dışında söyleyebileceklerimiz olsaydı gericilik kavramıyla alkalı..farklı olmayı başarabilseydik. keşke karanlığa küfretmek ya da sorunu çözebilecek bir otorite beklemekten daha fazlasını yapıp cesurca davranabilsek ve kendi yaklaşımlarımızı gözden geçirebilecek netliğe kavuşabilseydik... Keşke gerici diye etiketlediğimiz insanların çoğunun aslında siyasal düzenle bir sorunlarının,düzeni değiştirmek gibi bir çabalarının olmadığını anlayabilecek kadar gerçekçi olabilseydik. keşke donkişot misal hayali düşmanlar üretip bir de onlara savaş açmak yerine ,içinde yaşadığımız toplumu kendi gerçeklikleriyle bir kere daha,tarafsızca irdeleyip yeni yeni yorumlar yapabilsek;çekilen sancıların kökeninin aslında sadece varlık mücadelesi olduğunu kısır fehimlerimize yerleştirebilseydik. keşke sorunlarımızı dayatmalar olmadan ,daha da kötüsü,dayatmalara davetiye çıkarmadan çözmenin bir başka yolunu bulabilseydik. Xsentıous ne der biliyor musunuz? "Başkalarına da kulak ver. aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları.Çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır!!" nedendir bilmem,yazınızı okuyunca bu alıntıyı ekleme ihtiyacı hissettim kendi yazıma keşke hikayelerimizi daha dostça dillendirebilseydik... çünkü sadece bunu başarabildiğimizde, eleştirdiğimiz gerikafalılık ya da gericilik kavramlarının dışına çıkarabiliriz kendimizi. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2006 bu yobazların, cahiliye devrinin putperestlerinden hiç bir farkları yoktur. inançları yalandır ikiyüzlüdür, tek farkları onlar putlara taptıkalrını söylerdi bunlarda Allah'a taptıkalrını söylerler. İkisininkide dildedir ancak. İnsanoğluna karanlığı makul gören insanların, hiç bir dinle alakası yoktur. Yezit hz.hüseyin'in kafasını kestirirken bunu Allah adına yaptığını söylüyordu. Allah'ın kendisini halife seçtiğini söylüyordu. Hüseyin'in biat etmiyerek Allah'ın buyruğuna karşı geldiğini söylüyordu. O karanlık beyinlerini, kinlerini, nefretlerini gizlemek için dini kullananlar hangi manevrayı yaparlarsa yapsınlar, aşikardırlar anca ettikleri değeri alırlar. Bunların neye hizmet ettiğide bellidir, yine verirsek aynı örneği, Hz Hüseyin Kufa'ya yola çıkarken uyardılar onu " Ey Hüseyin gel vazgeç! bunların dili senden kılıçları Yezit'ten yanadır" Alıntı
Φ arman Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2006 Herkes kendine göre yorumlar... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 24 Ocak , 2006 DOĞRU DÜZGÜN KONUŞ KAFİR HERİF.BEN SENİN BİLDİĞİN MÜNAFIKLARDAN DEĞİLİM.SİZE ACIYORUM CEHENNEMDE NASIL YANACAĞINIZ AKLIMA GELİNCE. evet biz gericilere yobazlara bir şeyler söylüyoruz. hero atlıyor kendine olarak kabul edip, savunamya geçiyor sen kendini onların arasında görüp, onlara söylenenleri kendi üstüne alıyorsan sana söyliyeceğim şudur. Biz müslümanlığığı, yobazlardan gericilerden öğrenmeyiz. Allah'ın adını ağzına almaları gereken son kişiler yobazlardır. Alıntı
Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 BİRİNCİSİ BEN YOBAZ DEĞİLİM.İKİNCİSİ YOBAZLARA KARŞIYIM(SENİN GİBİ SOSYALİST YOBAZLARA).ÖĞRENME ÖĞREN DİYEN YOK ZATEN.AMA DOĞRU DÜZGÜN BİRİLERİNDEN DİNİ ÖĞRENSEYDİN BURDA BU ŞEKİLDE KONUŞMAZDIN.İSLAMIN GÜZELLİKLERİNİ FARK EDEMEMİŞSİN. Lütfen üzerinize alınmayın arkadaşlar... Burada yobazlığın ve geri kafalılığı tartışıyoruz değilmi?. Üstelik hertülü düşünceyi konuşmak ve yaymak Bir anayasal haktır ve bu hakkımızıda beynimiz, yüreğimiz ve kalemimiz elverdiği olçüde yazmaya ve anlatmaya devam edeceğiz bundan kimsenin kuşkusu olmasın... Diğer taraftan Sevgili hero biz sizin gibi düşünmeyebiliriz fakat biz size yüksek sesle neden o şekilde düşünüyor ve inanıyorsunuz demiyor ve "DOĞRU DÜZGÜN KONUŞ KAFİR HERİF.BEN SENİN BİLDİĞİN MÜNAFIKLARDAN DEĞİLİM.SİZE ACIYORUM." şeklindeki tabirinizi hiç hoş bulmuyorum. Lütfen biraz hoşgörü diyorum... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 BİRİNCİSİ BEN YOBAZ DEĞİLİM.İKİNCİSİ YOBAZLARA KARŞIYIM(SENİN GİBİ SOSYALİST YOBAZLARA).ÖĞRENME ÖĞREN DİYEN YOK ZATEN.AMA DOĞRU DÜZGÜN BİRİLERİNDEN DİNİ ÖĞRENSEYDİN BURDA BU ŞEKİLDE KONUŞMAZDIN.İSLAMIN GÜZELLİKLERİNİ FARK EDEMEMİŞSİN. madem yobaz değilsin, madem gerici değilsin o zaman nyie yobazlara gericilere laf söylenince ortaya atılıp, onları savunmak için etrafa saldırıyorsun seni mi bize öğreteceksin islamı. Sen elifi görsen mertek sanarsın. benim bu yobazların, cahiliye devrinin putperestlerinden hiç bir farkları yoktur. inançları yalandır ikiyüzlüdür, tek farkları onlar putlara taptıkalrını söylerdi bunlarda Allah'a taptıkalrını söylerler. İkisininkide dildedir ancak. İnsanoğluna karanlığı makul gören insanların, hiç bir dinle alakası yoktur. Yezit hz.hüseyin'in kafasını kestirirken bunu Allah adına yaptığını söylüyordu. Allah'ın kendisini halife seçtiğini söylüyordu. Hüseyin'in biat etmiyerek Allah'ın buyruğuna karşı geldiğini söylüyordu. O karanlık beyinlerini, kinlerini, nefretlerini gizlemek için dini kullananlar hangi manevrayı yaparlarsa yapsınlar, aşikardırlar anca ettikleri değeri alırlar. Bunların neye hizmet ettiğide bellidir, yine verirsek aynı örneği, Hz Hüseyin Kufa'ya yola çıkarken uyardılar onu " Ey Hüseyin gel vazgeç! bunların dili senden kılıçları Yezit'ten yanadır" bu yobazları eleştirdiğim bu yazıya karşı hem kalkacaksın ortaya atlıyacaksın. sorna neymiş "ben yobaz değilim". hadi ordan Alıntı
Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 madem yobaz değilsin, madem gerici değilsin o zaman nyie yobazlara gericilere laf söylenince ortaya atılıp, onları savunmak için etrafa saldırıyorsun seni mi bize öğreteceksin islamı. Sen elifi görsen mertek sanarsın. benim bu yobazları eleştirdiğim bu yazıya karşı hem kalkacaksın ortaya atlıyacaksın. sorna neymiş "ben yobaz değilim". hadi ordan Katılmamak mümkün değil... Sevgiler CYRANO... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 25 Ocak , 2006 öyle ama Gericilere Yobazlara laf söyledinmi kafirsin he insanların kafasını kesenler, domuzbağıyla katledenler, yakanlar, çoluk çocuk demeden öldürenler, bunalr gerçek müslüman Allah'ın sevgili kulu. onları eleştirenler kafir. heyt be ne diyeyim belki bizde bir gün bunlar gibi "Gerçek Müslüman" olabiliriz onalrın seviyesine yükselebiliriz Alıntı
Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2006 öyle ama Gericilere Yobazlara laf söyledinmi kafirsin he insanların kafasını kesenler, domuzbağıyla katledenler, yakanlar, çoluk çocuk demeden öldürenler, bunalr gerçek müslüman Allah'ın sevgili kulu. onları eleştirenler kafir. heyt be ne diyeyim belki bizde bir gün bunlar gibi "Gerçek Müslüman" olabiliriz onalrın seviyesine yükselebiliriz Teşekkürler CYRANO... Alıntı
Φ Su DaMLaSı Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2006 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2006 Yobazlık ve Bağnazlık, Ruh Sağlığı Yerinde Olmayan Her İnsanda Ortaya Çıkan Bir Davranış Biçimidir. Türkiye'de İslam dini hakkında doğru bilgi sahibi olmamaktan kaynaklanan, demokrasiyi ve laikliği tehdit edecek boyutlarda olmamakla beraber, sağlıklı din anlayışının oluşmasını engelleyen, yaratıcı yetenekleri körelten, kişiliği törpüleyen bir bağnazlık vardır. bu, dini eğilimleri güçlü olanlarda da, olmayanlarda da görülebilmektedir. Dindarlık; Yobazlık Bağnazlık ya da Gericilik Değildir!!! Türkiye son iki asırdır, din konusunda sağlıklı bir politika, malesef üretememiştir.aydınlarımız, dindar olan halkımızı aşağılamış, onun değerlerini uzunca bi müddet önemsememiştir. dindarlık, geniş bir yelpazede kendisini göstermiş olmasına rağmen, hiçbir fark göstermeksizin, bütün dindarlar bir anlamda mahkum edilmiştir. yanlış politikalar, Cumhuriyet döneminde dinin yeraltına çekilmesine yol açmıştır. daha önce dikkat çektiğimiz bilgi boşluğu (makalenin önceki bölümlerinde bahsi geçmekte), geleneğin gözden uzak bir biçimde dinde özdeşleştirilmesine, batıl inançların, hurafelerin din gibi telakki edilmesine sebep olmuştur. buna dayalı olarak ortaya çıkan, dini değerleri koruma içgüdüsü ile bütünleşen bir tür korku, zaman zaman yobazca davranışları hazırlayabilmektedir. Türkiye'nin öncelikle İslam dini hakkında doğru bilgi sahibi olan insana ihtiyacı vardır. dindar olup olmamak bireysel bir tercihtir. yobazın, bağnazın, gericinin sağcısı, solcusu, dinlisi-dinsizi olmaz, bu bir zihniyet meselesidir. önyargılarla hareket eden, düşünmeden konuşan, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma iddiasında olan", eleştiriye kapalı olan, doğruları tekeline aldığını zanneden, "değşim"in değişmeyen tek gerçeği olduğunu fark edemeyen her insan , sıfatı ne olursa olsun, gericidir, yobazdır, bağnazdır. bilgiden, bilimden, eleştiriden korkan bir insan, hangi konumda olursa olsun, hangi sıfatı taşırsa taşısın, toplumun önünde bir engel olmaktan öteye gidemez. "türkiye'de din anlayışı" Prof. Dr. Hasan Onat. (makalenin tamamı için -http://www.hasanonat.com/ayrinti.php?no=5- neden İslam konusu ele alınırken alimler dururken bağnazlar hep baz alınır??? ve bu fikirlerle etiket yapıştırılır??? muhatab olarak seçtiğiniz kişi kimse, düşünce seviyeniz o kadardır. kasıtlı olun ya da olmayın, durumunuz budur. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.