Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Öte Dünya "Maddi midir?" sorunsalı...  

10 üye oy verdi

  1. 1. İster inançlı olun, ister inançsız olun... Size "Diriltilmek" dendiğinden aklınıza gelen nedir?

    • "Diriltilmek" dendiğinde kastedilen şey, "Canlı" ve "Maddi" bir varlığın ölüp yeniden yaşama döndürülmesidir...
      9
    • "Diriltilmek" dendiğinde kastedilen şey, Ölümsüz ve Tanrısal olduğu halde "Ruh"un ölüp yeniden yaşama döndürülmesidir...
      1
  2. 2. "Ruh" ölümsüzse ve ölüp dirilmesi mümkün değilse... Tekrar dirilecek olan şey "Maddi Varlığımız/Bedenimiz" ise... Tekrar dirileceğimiz "Sonsuz Yaşam/Ahiret"te gideceğimiz yerler (Toplanma Alanı, Tanrı'nın Huruzu, Cennet, Cehennem, A'raf) Maddi olmak zorunda değil midir?

    • Yeniden dirilmek "Canlı Madde/Varlık"a has bir özellik olacağından, Öte Alem'in "Maddi" olması kaçınılmazdır...
      10
    • Yok ya hu! Vardır bir hikmeti...
      0
  3. 3. Peki "Dirilen şey", "Dirileceği yer" ve "Diriltilen şeyin, diriltildiği yerdeki sonsuz hayatı" Maddi olacağına göre "Madde" ezelidir düşüncesi çelişkili değil midir?

    • Açıkçası düşünmeden itaat edilirse bu türlü çelişkileri farketmemek gayet normal...
      9
    • Yok ya hu! Vardır bir hikmeti...
      1


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

Madde; nasıl oluşmuştur,kendi oluşumunun sebebi yine kendisimidir, (yani ilk başlangıcı)...

Madde; canlımıdır (düşünce,bilinç,irade'si) varmıdır..

Madde; eğer cansız, ise kendi içinde var olan (İnsan,hayvan) gibi Mahlukat nasıl oluşmuştur..

Madde; eğer canlı ise (İrade, bilinç) sahibi olması ile bir " Külli irade" sahibi olması gerekir'ki Madde;( boşlukta yer kaplayan (hacim), kütlesi, eylemsizliği olan tanecikli yapılara denir.) dolayısı ile "CANSIZDIR"...

 

Şimdi; "RUH" ölür, diyen kim, veya, tekrar diriltilecek olan bedenmi, Ruh'mu, bu soruyu sorarken, kendi kişisel mantığını kullanıp (yanlış olarak) şimdi alıntılayacağım soru, sorulmaz.

 

 

1- Öncelikle Ruh diye bir şey zaten yoktur...

2- Ya da diyelim ki "Ruh" var, "Ruh"un en temel özelliği "Ölümsüz" olmasıdır... Ölmeyen bir şey tekrardan diriltilemez...)

 

 

; Ruh zaten yoktur ön kabülünü benimseyerek yok diyorsun, sonrada varsa ön kabülü ile ölümsüz olan,tekrar diriltilmez diyorsun dolayısı ile "KİM DEMİŞ RUH ÖLÜR DİYE" bu itibarla sorulan soru abes, sebebide olmayan bir şey üzerine kurgu yapılmış (Ruh ölümü) yani "Mantık" hatası var...

 

Diriltileceklerin mutlaka ve mutlaka "Canlı" ve "Maddi" temelli olması gerekmektedir...

Böylece bir sorun daha ortaya çıkıyor:

"Acaba diriltilenlerin bu yeniden diriltildikleri yer

"Maddi" mi?

Yoksa "Ruhani" mi?

 

Pek tabii ki akıl ve mantıkla düşünecek olursak "Maddi"dir...

 

 

Şimdi bir mantık ve kurgu hatası daha (aslında iki) bir kere "DİRİLTİLECEK OLAN CANLI OLMAZ, CANLI OLAN ZATEN DİRİDİR" sonra Maddi olan zaten "CANSIZDIR"...

Diriltilenlerin,diriltildikleri yer "AHİRET" Maddi'dir ve şimdiki Kainat'ımızdan farklıdır içinde mükafat veya ceza görecek olanda "RUH" sahibi maddi vucudu olan "İNSANDIR"...

Burada bazı soruları es geçiyorum sebebi değil mantık,kurgu bile isyan eder...

 

"Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

Kaçınılmaz olarak en akıllı ve mantıklı cevap:

"Maddidir" olacaktır...

 

Peki o zaman "Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?

"Sonsuz..."

 

Peki öte dünya "Maddi" ise "Ruh" ve "Soyut" kavramların işi ne?

Bir işe yaramıyorlarsa!

 

Peki "Madde Sonlu!" düşüncesini kim uydurmuş?

Yine inancın kendisi...

 

Yaşadığımız "KAİNAT" ile "AHİRET'İ" bir tutup üzerine yorum yapmak üstelik Cennet,Cehennem maddi'dir deyip "İÇİNDE OLACAK OLAN İNSAN'I" atlamak ancak soyut düşünce ile olur gerisi teferruat...

Kaçtık'ça...

Yaptık'ça...

Hopladık'ça...

Zorlandık'ça

Alıştık'ça...

Baktık'ça...

İnandık'ça...

Başardık'ça...

Anladık'ça...

 

:)

 

  • 4 hafta sonra...
  • Cevaplar 68
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Madde; nasıl oluşmuştur,kendi oluşumunun sebebi yine kendisimidir, (yani ilk başlangıcı)...

Madde; canlımıdır (düşünce,bilinç,irade'si) varmıdır..

Madde; eğer cansız, ise kendi içinde var olan (İnsan,hayvan) gibi Mahlukat nasıl oluşmuştur..

Madde; eğer canlı ise (İrade, bilinç) sahibi olması ile bir " Külli irade" sahibi olması gerekir'ki Madde;( boşlukta yer kaplayan (hacim), kütlesi, eylemsizliği olan tanecikli yapılara denir.) dolayısı ile "CANSIZDIR"...

 

Şimdi; "RUH" ölür, diyen kim, veya, tekrar diriltilecek olan bedenmi, Ruh'mu, bu soruyu sorarken, kendi kişisel mantığını kullanıp (yanlış olarak) şimdi alıntılayacağım soru, sorulmaz.

Sarıgöl, yine her zamanki gibi kör kuyuya taş atacağımı biliyorum ama yine de sana cevap vereceğim.

Ama öncelikle soruma açıklık getirmeden, böyle kendinle çelişkili sorular sorup, net cevap vermekten kaçmamalısın.

 

Sorunumuz şu:

"Ruh" ölümsüzdür ve ölmesi gibi bir durum söz konusu değildir.

"Ruh" zaten ölmediği için, diriltilecek olan da "Ruh" değildir.

"Din" birşeyin "Diriltileceğinden" bahseder ve bu diriltilecek olan, ölüp dirilmesi mümkün olmayan "Ruh" değil, "Maddi Bedenin" ta kendisidir.

"Maddi Beden" tekrar diriltileceğine göre, bu da;

"Diriltilebilen Maddi Beden" (Beden canlılık gösteren bir maddedir) demektir ki "Maddesel" bir ortamda diriltilecek.

 

"Diriltilebilen Maddesel Beden" Maddi olmayan Soyut bir ortamda "Diriltilemez", bu mantığa aykırıdır ve eğer Öteki Alem Ruhani ve Soyut bir alem idiyse Diriltmeye gerek kalmazdı, çünkü dine göre o alemde yaşayabilen birşey zaten var:

"Ölümsüz ve Soyut olan Ruh!"

 

Canlı-Madde Beden'in Maddesel bir ortamda diriltileceğini ortaya koyduğumuz gibi gerçek olan şudur ki:

"Dinde Ahiret, Cennet, Cehennem şeklinde ifade edilen ortam, tam anlamı ile Maddi Gerçekliğin olduğu bir ortamdır. Çünkü Bedenin Maddesel olarak diriltileceği yer orasıdır."

 

Ve asıl can alıcı nokta şudur ki:

"Din, bu tasvir edilen ortamlardaki yaşamın ve varlığın Sonsuza kadar süreceğini yani Sonsuz olduğunu ifade etmektedir."

 

Böylelikle ortaya muazzam bir çelişki çıkıyor ki o da "Sonsuzluk" denilen sıfatın sadece Tanrı'ya ait olmadığıdır.

 

Yani Tanrı'nın yarattıklarının "Tanrı'ya Denk Olamayacağı" düşüncesi ile baştan sona kadar çelişen bir kabul ortaya çıkıyor ki o da şudur:

"Tanrı'nın yarattığı Cennet ve Cehennemin, Madde olmalarına rağmen sonsuz olmaları özellikleri ile Sonsuz Tanrı ile Denk Oldukları gerçeği..."

 

Bakın yazdığım çok açık ve net...

Konuyu alaya alıp saptırmadan, polemik ve karmaşa yaratmadan, araya anlamsız ve gereksiz sorular serpiştirmeden, lafı eveleyip gevelemeden tek bir soruya, tek bir yanıt istiyorum ve bu yanıtı bu konulardan anladığını iddia edebilen herkeste verebilir:

 

"İnancınız açısından, Cennet ve Cehennem şeklide tasvir edilen ortamların aslında Maddi Ortamlar olmadıklarını ya da Sonsuz Olmadıklarını ispatlayabilir misiniz?"

 

Maddi Olmadıklarını ya da Sonsuz Olmadıklarına bir açıklık getiremediğiniz takdirde, yukarıda sırladığım çelişkinizi asla ve asla aşamayacaksınız.

 

Dikkat edin, burada Bilimden ya da Bilim'in bulgularından, Bilim'in dini destekleyip desteklememesinden bahsetmiyoruz.

Bahsettiğimiz şey Dinin, Varlığa dair diğer prensiplere dokunmadan kendi içerisinde barındırdığı bir çelişkisidir.

Ve bu yüzden konuyu dağıtma niyetiyle de olsa Bilime dair sorular sormanızı gerektirecek bir durum yoktur.

; Ruh zaten yoktur ön kabülünü benimseyerek yok diyorsun, sonrada varsa ön kabülü ile ölümsüz olan,tekrar diriltilmez diyorsun dolayısı ile "KİM DEMİŞ RUH ÖLÜR DİYE" bu itibarla sorulan soru abes, sebebide olmayan bir şey üzerine kurgu yapılmış (Ruh ölümü) yani "Mantık" hatası var...

Ruh zaten yok ama konumuz bu ya da benim ruh'un var olmadığını bilmem değil.

İletinize dair bu alıntım, sırf cevap veremediğiniz için yazılmış bir yazıdır, bu çok bellidir.

Söylemimde tek bir mantık hatası bulamazsınız, kendisiyle çelişen tek bir ifade dahi bulamazsınız.

Bundan adım kadar eminim.

 

Sorun benim Ruhun var olmadığını kabul etmem değil,

Sorun, dinde "Ruh" şeklinde ifade edilen şeyin ölmez olduğu ve ölmediği içinde tekrar diriltilmeyeceğidir.

Tekrar diriltilecek olanın "Ruh" olmadığı apaçık belliyken, sorum şudur:

"Tekrar diriltilecek olan nedir? Ölümsüz olduğu halde Ruh mu? Yoksa Canlı-Madde Bedenimiz mi?"

 

Lütfen uzatmadan, lavı eveleyip gevelemeden, çok açık ve net bir cevap bekliyorum.

Şimdi bir mantık ve kurgu hatası daha (aslında iki) bir kere "DİRİLTİLECEK OLAN CANLI OLMAZ, CANLI OLAN ZATEN DİRİDİR" sonra Maddi olan zaten "CANSIZDIR"...

Diriltilenlerin,diriltildikleri yer "AHİRET" Maddi'dir ve şimdiki Kainat'ımızdan farklıdır içinde mükafat veya ceza görecek olanda "RUH" sahibi maddi vucudu olan "İNSANDIR"...

Burada bazı soruları es geçiyorum sebebi değil mantık,kurgu bile isyan eder...

Burada ortaya koyduğunuz şey bir Mantık Hatası değil, sizin "Madde" kavramını bilmemeniz ve İnancınızdaki "Diriltme" tanımının ne olduğunu bilmemeniz dir.

 

İnsan bedeni, biyolojik bir organizma olarak belirli bir işleyiş içersindedir.

Biz buna "Canlılık" diyoruz.

Yani insan "Canlı Madde"dir.

Taşlar falan ise "Cansız Madde"dir.

"Canlılık" kelimesindeki "Can", dinin tanımladığı "Ruh" değildir, biyolojik yaşamdır oradaki "Can".

Siz bir ara da "Psikoloji Ruh Bilimdir, bak Bilim Ruhu da inceliyor işte" demiştiniz.

Buna dayanarak kelimelerin anlamlarını açıklaya açıklaya gidiyorum, anlaşılsın diye.

 

Dinde tanımlanan "Ölmek" ise bu "Canlı Madde" olan "Beden"in yaşamının sonlanması,

Yani dinde (Tanrı'nında ölümsüz ve sonsuz olmasına rağmen) "Ölümsüz ve Sonsuz" olarak tanımlanan "Ruh"un bedenden ayrılması olayıdır.

 

Dinde tanımlanan "Diriltmek" ise bu öldürülmüş yani "Ruh"u alınmış olan olan "Canlı Madde"ye (ki ölüm gerçekleştikten sonra artık canlı değildir) Ölümsüz olan "Ruh"un geri verilmesi yani yeniden Canlandırılmasıdır. Tam karşılığı olarak sizin inancınıza göre "Biyolojik olarak canlılığı" sağlayan şeyde "Ruh" olduğuna göre, Bedenin tekrar Biyolojik ve Canlı bir Madde olarak ölmeden önceki haline getirilmesidir.

 

Bakın gayet açık ve net olarak yazdım.

Basit ve ilkokul çocuklarının bile anlayabileceği şekilde cümleler kurdum.

Yani "Yanlış anlamaya" bile mahal bıraktığımı sanmıyorum.

 

O yüzden açık ve net olarak soruyorum:

"Diriltmek" nedir ve nasıl olur?

İnsanın "Canlı Madde" olduğunu biliyor musunuz?

Yaşadığımız "KAİNAT" ile "AHİRET'İ" bir tutup üzerine yorum yapmak üstelik Cennet,Cehennem maddi'dir deyip "İÇİNDE OLACAK OLAN İNSAN'I" atlamak ancak soyut düşünce ile olur gerisi teferruat...

Bla bla bla!!!

Laf canbazlığına gerek yok.

Yaşadığımız Kainat ile sizin var olduğunu düşündüğünüz Ahiret'in ne olup olmadıklarını sorduyorum size.

 

Soru: Bu Kainat Maddi midir?

Cevap: Maddidir...

Sorun yok...

 

Soru: Sizin inancınıza göre Kıyamet gününde herşey ve yok olacak ve insanlar öldürülecek yani size göre Ruhları alınacak mıdır?

Cevap: Evet, alınacaktır...

Sorun yok, bu da anlaşılmış...

 

Soru: Herşey yeniden diriltilip, ahiret düzenlendiğinde var olunacak olan ortam yine Maddi midir?

Cevap: "Diriltmenin" ve "Yeniden yaratmanın" tam karşılığı budur ve evet mantık olarak Maddi olmak zorundadır.

Tamam, bunda da sorun yok...

 

Soru: Şu halde Sarıgöl cevap verememekte ve cevap vermekten kaçmakta mıdır?

Cevap: Ohooo ooo bu da soru mu!? Heralde yani öyle...

Ee iyi tamam, bunda da sorun yok o zaman...

 

Sarıgöl, lütfen...

Açık ve net, konusu saptırmadan, lafı eveleyip gevelemeden, işi yokuşa sürmeden, korkmadan sorgulayabilerek bir cevap yazın.

 

 

 

Not olarak: Eğer bu çelişkiyi bir şekilde aşmak istiyorsanız, varlığın TÜMÜNE "Tanrıdır" dediğinizde, ister cennet olsun ister cehennem... Sonuçta tek var olan O oluyor yani varlığın kendisi. Ortada çelişki falan kalmıyor...

Gönderi tarihi:
Sorunumuz şu:

"Ruh" ölümsüzdür ve ölmesi gibi bir durum söz konusu değildir.

"Ruh" zaten ölmediği için, diriltilecek olan da "Ruh" değildir.

"Din" birşeyin "Diriltileceğinden" bahseder ve bu diriltilecek olan, ölüp dirilmesi mümkün olmayan "Ruh" değil, "Maddi Bedenin" ta kendisidir.

"Maddi Beden" tekrar diriltileceğine göre, bu da;

"Diriltilebilen Maddi Beden" (Beden canlılık gösteren bir maddedir) demektir ki "Maddesel" bir ortamda diriltilecek.

 

Yine aynı "nakarat" dön dolaş, sanki "Ruh ölümü varmış gibi" veya söylenmiş gibi davran,sonrada yorum yap. Ve, aynı "nakarat üzerinden" yine aynı mealde yazı, yaz. Şimdi "RUH" ölür diyen kim, tengeriin boşig? bu itibarla zaten ölmeyen bir şeyin,(Ruh) diriltilmesi olayı olmaz,diriltilecek olan

maddi bedendir, buda anlaşıldı,fakat yine mantık hatası nedir? sizden bir alıntı; ( "Diriltilebilen Maddi Beden" (Beden canlılık gösteren bir maddedir) demektir ki "Maddesel" bir ortamda diriltilecek.) yahu madem "beden" canlılık gösteren bir madde ise, niye tekraren diriltilecek o zaman

Dünyada ölen bedenler, bir şekilde "CANLI" üstelik bu yaklaşımla, nasıl olsa beden canlılık gösteren bir madde olması dolayısı ile, Dünya'da maddi, demekki "ÖLÜM" yok demektir, sonsuz? "MADDE" içinde öylemi geç...

 

Diriltilebilen Maddesel Beden" Maddi olmayan Soyut bir ortamda "Diriltilemez", bu mantığa aykırıdır ve eğer Öteki Alem Ruhani ve Soyut bir alem idiyse Diriltmeye gerek kalmazdı, çünkü dine göre o alemde yaşayabilen birşey zaten var:

"Ölümsüz ve Soyut olan Ruh!"

 

Öteki Alem'de; Yeniden dirilişin olmaması için "ÖLÜM" olmaması gerekirki, "ÖLÜM" var, sonra Öteki Alemin soyut olacağına karar vermek kişinin kendi kişisel yorumudur, (her zamanki gibi kendin pişir,kendin ye mantığı) birde "DİN'E" göre "ALLAH c.c." yanlız öteki alemle sınırlanamaz Dünyada'da öldüren,hayat veren odur dolayısı ile geç...

 

 

Canlı-Madde Beden'in Maddesel bir ortamda diriltileceğini ortaya koyduğumuz gibi gerçek olan şudur ki:

"Dinde Ahiret, Cennet, Cehennem şeklinde ifade edilen ortam, tam anlamı ile Maddi Gerçekliğin olduğu bir ortamdır. Çünkü Bedenin Maddesel olarak diriltileceği yer orasıdır."

 

Ve asıl can alıcı nokta şudur ki:

"Din, bu tasvir edilen ortamlardaki yaşamın ve varlığın Sonsuza kadar süreceğini yani Sonsuz olduğunu ifade etmektedir."

 

Böylelikle ortaya muazzam bir çelişki çıkıyor ki o da "Sonsuzluk" denilen sıfatın sadece Tanrı'ya ait olmadığıdır.

 

Yani Tanrı'nın yarattıklarının "Tanrı'ya Denk Olamayacağı" düşüncesi ile baştan sona kadar çelişen bir kabul ortaya çıkıyor ki o da şudur:

"Tanrı'nın yarattığı Cennet ve Cehennemin, Madde olmalarına rağmen sonsuz olmaları özellikleri ile Sonsuz Tanrı ile Denk Oldukları gerçeği..."

 

Şimdi sorulacak olan şudur; Eğer "Maddeci" bir inanç sahibi "ÖTEKİ ALEME İNANIYORMU,İNANMIYORMU" eğer inanmıyorsa maddi olup

olmadığının, hiç bir önemi yok, çünkü zaten yok. Yok eğer öteki alem olabilir ve maddi'dir, üstelik sonsuz olarak, (Cennet ve Cehennem) var ve ,

"sonsuz Tanrı" ile denk olması gerekir (haşa), peki şu an yaşadığımız "KAİNAT" maddeci düşünceye göre sonsuzmu, bir başlangıcı,bir sonu varmı

evvela onu cevaplaması gerekir'ki sonra öteki alemi düşünsün (bilimsel olarak başlangıcı ve sonu var) bu itibarla bu kainatı ve içindeki canlıları yaratan öteki alemide yaratır sonsuz olarak ve Hiç bir şey "ALLAH c.c." denk değildir...

 

 

Bakın yazdığım çok açık ve net...

Konuyu alaya alıp saptırmadan, polemik ve karmaşa yaratmadan, araya anlamsız ve gereksiz sorular serpiştirmeden, lafı eveleyip gevelemeden tek bir soruya, tek bir yanıt istiyorum ve bu yanıtı bu konulardan anladığını iddia edebilen herkeste verebilir:

 

"İnancınız açısından, Cennet ve Cehennem şeklide tasvir edilen ortamların aslında Maddi Ortamlar olmadıklarını ya da Sonsuz Olmadıklarını ispatlayabilir misiniz?"

 

 

İnancımız açısından, Cennet ve Cehennemin, maddi olup olmadığı, veya sonsuz olup olmadığı bizim için sorun değil biz inanırız, "AHİRET'İN" sonsuz olduğuna ve Cennet ve Cehennem'de yaşanacağına,İspat mevzuu, İnanmayana düşer,madem inanmıyorsun (öteki aleme) o zaman bu Kainatın sonsuz olup olmadığını,nasıl oluştuğunu bir zahmet, ispatlayıverde (iddianı kanıtla) inanırlığı olsun maddecilerin.

 

Maddi Olmadıklarını ya da Sonsuz Olmadıklarına bir açıklık getiremediğiniz takdirde, yukarıda sırladığım çelişkinizi asla ve asla aşamayacaksınız.

 

Dikkat edin, burada Bilimden ya da Bilim'in bulgularından, Bilim'in dini destekleyip desteklememesinden bahsetmiyoruz.

Bahsettiğimiz şey Dinin, Varlığa dair diğer prensiplere dokunmadan kendi içerisinde barındırdığı bir çelişkisidir.

Ve bu yüzden konuyu dağıtma niyetiyle de olsa Bilime dair sorular sormanızı gerektirecek bir durum yoktur.

 

 

Dikkat ediyorum! maddi konusunu açan sizsinzi (öteki alemin) ve bu Kainat'ın maddi ve sonsuz olduğunu ispat etmek için kullanıyorsunuz iddianızı.

Dinin varlığa dair, kendi içerisinde barındırdığı çelişki yoktur, bu Kainatı ve Öteki Alemi "ALLAH c.c." yaratmıştır, Kainat'ta (bu alem) Ölüm vardır

Diriliş (öteki alem) olacaktır, dolayısı ile ölüm olmadığını, veya bu Kainatın sonunun olmadığını, ben sizden "BİLİMSEL" verilerede baş vurarak cevaplamanızı isterim yoksa gerisi teferruat...

 

Ruh zaten yok ama konumuz bu ya da benim ruh'un var olmadığını bilmem değil.

İletinize dair bu alıntım, sırf cevap veremediğiniz için yazılmış bir yazıdır, bu çok bellidir.

Söylemimde tek bir mantık hatası bulamazsınız, kendisiyle çelişen tek bir ifade dahi bulamazsınız.

Bundan adım kadar eminim.

 

Sorun benim Ruhun var olmadığını kabul etmem değil,

Sorun, dinde "Ruh" şeklinde ifade edilen şeyin ölmez olduğu ve ölmediği içinde tekrar diriltilmeyeceğidir.

Tekrar diriltilecek olanın "Ruh" olmadığı apaçık belliyken, sorum şudur:

"Tekrar diriltilecek olan nedir? Ölümsüz olduğu halde Ruh mu? Yoksa Canlı-Madde Bedenimiz mi?"

 

 

Cevap veremediğim soru nedir? bilmiyorum, yine sizin kişisel düşünceniz, sorunki yanıtlayayım. Ve yine aynı nakarat (Ruh,beden) Ve yine yazıyorum, tekrar diriltilecek olan Bu alemde (kainat,Dünya) ÖLEN İnsandır. Aynı mantık hatası buradada tekrarlanmış, madem bedenimiz (madde) canlı niye ölmüş, veya madem canlı ise,niye diriltilecek geç...

"RUH" vardır..

 

Lütfen uzatmadan, lavı eveleyip gevelemeden, çok açık ve net bir cevap bekliyorum.

Burada ortaya koyduğunuz şey bir Mantık Hatası değil, sizin "Madde" kavramını bilmemeniz ve İnancınızdaki "Diriltme" tanımının ne olduğunu bilmemeniz dir.

 

İnsan bedeni, biyolojik bir organizma olarak belirli bir işleyiş içersindedir.

Biz buna "Canlılık" diyoruz.

Yani insan "Canlı Madde"dir.

Taşlar falan ise "Cansız Madde"dir.

"Canlılık" kelimesindeki "Can", dinin tanımladığı "Ruh" değildir, biyolojik yaşamdır oradaki "Can".

Siz bir ara da "Psikoloji Ruh Bilimdir, bak Bilim Ruhu da inceliyor işte" demiştiniz.

Buna dayanarak kelimelerin anlamlarını açıklaya açıklaya gidiyorum, anlaşılsın diye.

 

 

İnsan bedeni biyolojik bir organizma olarak belirli bir işleyiş içerisindedir. İyi tamam'da bu İnsan bedeni (canlı) niye ölüyor, yani taş niye ölmüyor.

Psikoloji,nedir,niye dağlara,taşlara uygulanmazda,İnsana uygulanır..

Can; RUH değilse nedir...

 

Dinde tanımlanan "Ölmek" ise bu "Canlı Madde" olan "Beden"in yaşamının sonlanması,

Yani dinde (Tanrı'nında ölümsüz ve sonsuz olmasına rağmen) "Ölümsüz ve Sonsuz" olarak tanımlanan "Ruh"un bedenden ayrılması olayıdır.

 

Dinde tanımlanan "Diriltmek" ise bu öldürülmüş yani "Ruh"u alınmış olan olan "Canlı Madde"ye (ki ölüm gerçekleştikten sonra artık canlı değildir) Ölümsüz olan "Ruh"un geri verilmesi yani yeniden Canlandırılmasıdır. Tam karşılığı olarak sizin inancınıza göre "Biyolojik olarak canlılığı" sağlayan şeyde "Ruh" olduğuna göre, Bedenin tekrar Biyolojik ve Canlı bir Madde olarak ölmeden önceki haline getirilmesidir.

 

Bakın gayet açık ve net olarak yazdım.

Basit ve ilkokul çocuklarının bile anlayabileceği şekilde cümleler kurdum.

Yani "Yanlış anlamaya" bile mahal bıraktığımı sanmıyorum.

 

 

Bakın ilkokul çocuğu bile anlarmış,sonraki alıntıya bir bakalım..

 

O yüzden açık ve net olarak soruyorum:

"Diriltmek" nedir ve nasıl olur?

İnsanın "Canlı Madde" olduğunu biliyor musunuz?

Bla bla bla!!!

Laf canbazlığına gerek yok.

Yaşadığımız Kainat ile sizin var olduğunu düşündüğünüz Ahiret'in ne olup olmadıklarını sorduyorum size

 

Diriltilmenin; nasıl olacağını (haşa) bilmem mümkün değil ama Adem a.s. nasıl yaratıldıysa, "ALLAH c.c." İnsanı tekrar öyle yaratır.

İnsanın canlı madde olduğunu (bedenli) biliyorum'da bedenin öldüğünü'de biliyorum...

 

Soru: Bu Kainat Maddi midir?

Cevap: Maddidir...

Sorun yok...

 

 

Sorun var; Kainat'ta yaşayan MAHLUKAT var (CANLI), bilinç,duyu,his,tad vs vs sahibidirler üstelik İnsanında "İRADESİ" var..

Madde'de bunlar varmı yok...

 

Soru: Sizin inancınıza göre Kıyamet gününde herşey ve yok olacak ve insanlar öldürülecek yani size göre Ruhları alınacak mıdır?

Cevap: Evet, alınacaktır...

Sorun yok, bu da anlaşılmış...

 

 

Evet,anlaşıldı...

 

Soru: Herşey yeniden diriltilip, ahiret düzenlendiğinde var olunacak olan ortam yine Maddi midir?

Cevap: "Diriltmenin" ve "Yeniden yaratmanın" tam karşılığı budur ve evet mantık olarak Maddi olmak zorundadır.

Tamam, bunda da sorun yok...

 

Var olacak olan (düzenlenen Ahiret), maddi tamam...

Düzenleyecek,olan kimdir,kendi,kendinemi oluşacak bütün yapılanmalar,nasılki Kainatımız; kendi oluşmamıştır yaratılmıştır, üstelik içinde irade sahibi İnsan vardır ve ÖLÜR, Ahirette'de tekraren diriltilecektir. Aynen Ahirette'de İnsan, RUH'la bedenlenmiş şekilde,yaratılacaktır..

 

 

Soru: Şu halde Sarıgöl cevap verememekte ve cevap vermekten kaçmakta mıdır?

Cevap: Ohooo ooo bu da soru mu!? Heralde yani öyle...

Ee iyi tamam, bunda da sorun yok o zaman...

 

Sorun;soruyu soranın,kendi sorduğuna, verdiği yanlış cevaplarda yatıyor, ben daha (acizane) cevap vermeden kişi benim hakkımda cevap vermiş gibi kurgu yapıp,üstelik üzerinede yorum yapmasıdır yoksa, benim yazdıklarım ortada...

 

Sarıgöl, lütfen...

Açık ve net, konusu saptırmadan, lafı eveleyip gevelemeden, işi yokuşa sürmeden, korkmadan sorgulayabilerek bir cevap yazın.

 

 

YORUMSUZ...

 

Not olarak: Eğer bu çelişkiyi bir şekilde aşmak istiyorsanız, varlığın TÜMÜNE "Tanrıdır" dediğinizde, ister cennet olsun ister cehennem... Sonuçta tek var olan O oluyor yani varlığın kendisi. Ortada çelişki falan kalmıyor...

 

Doğru, çelişkiye bir son vermek gerekirse,evvela Kainat ve İnsanın nasıl oluştuğunu irdelemek gerekir, varlık dediğin İnsan ve Kainat kendi,kendisinin "NEDENİ" olamayacağına göre,bir yaratanı var demekki bu itibarla; CANSIZ olan madde

hiç bir şeyin nedeni (oluşumu) olamaz, kendisi oluşmuştur bir plan dahilinde,üstelik içinde "RUH" sahibi bilinç'li,İradeli İnsan var gerisi teferruat...

 

:)

Gönderi tarihi:

Anlaşılan Sarıgöl'den "Geç" ve "Gerisi Teferruat" gibi kaçak ibarelerden ve bilmediği ya da daha doğrusu sallayamadığı konularda da "Rabbim bilir"den başka bir cevap alamayacağız.

 

Öyleyse açık ve net olarak, kaçak cevaplar verilemeyecek sorular ve cevaplar üzerinden gitmeye çalışalım.

 

 

Soru: Tanrı Sonlu mudur?

Dini Cevap: Hayır, değildir, olamaz. Tanrı Tektir ve Ondan başka sonsuz olan yoktur.

 

Soru: Madde Sonlu mudur?

Dini Cevap: Evet, öyledir. Madde'yi Tanrı nasıl yaratmışsa kıyamet gününde de öylece sonu gelecektir.

 

Soru: İnsan Madde midir?

Cevap: Evet, maddedir. (ya da değildir. Çünkü bazıları "Canlı"ların "Madde Olmadığını" sanıyor.)

 

Soru: Ruh Ölümsüz müdür, Madde midir?

Dini Cevap: Ruh hakkında Rabbimiz bize çok az bilgi vermiştir ama ölümsüz olduğunu ve Maddi olmadığını biliyoruz.

 

Soru: Ruh ölümsüzse, o diriltilemez. Peki öteki tarafta diriltilecek olan nedir?

Dini Cevap: Ölmüş yani Ruhu alınmış olan bedenlerimizdir. Ölümsüz olan Ruhlarımız bedenlerine geri dönecek.

 

Soru: "Ölümsüz Ruh" yani "Sonsuz"... Hani sadece Tanrı öyleydi?

Dini Cevap: Pısssss...

 

Soru: Neyse, Peki bu bedenlerimiz nerede diriltilecek?

Dini Cevap: Ahirette.

 

Soru: Orası peki maddi bir yer mi? Çünkü diriltilen bedenler maddi olacak. Et, kemik, kan falan...

Dini Cevap: Ya hu beden canlılık gösteren bir maddeyse, neden diriltilecek o zaman!?

 

Soru: Sen hiç doktora gidip aşı bile olmadın sanırım. Bedenin bir biyolojik organizmadır, canlıdır. O yüzden ölür zaten ama siz ruh denen birşeyin bedenden ayrıldığını sanırsınız. Neyse sorumun cevabı bu değil. Diyorum ki; Ahiret maddi bir yer mi? Ya da şöyle sorayım; Maddi bedenin tekrar vücuda geleceği yer de Maddi olmak zorunda değil mi?

Dini Cevap: Evet, öyle. Maddi bir ortamda diriltilmeli.

 

Soru: Yani Ahiret ve dolayısıyla Cennet ve Cehennem de Maddi yerler.

Cevap: (kahramanımız kafayı azıcık kullandıkça çelişkinin farkına varıyor olmalı ve bu yüzden biraz kendinden cevaplar vermeye çalışacak) Ee tabi öyle olması gerekiyor ama aslına bakarsan onu bir tek Tanrı bilir.

 

Soru: Yani ne desek boş diyosun!?

Cevap: Pıssss...

 

Soru: Aslında karşımıza, öteki dünyanın da Maddi olduğu durumu çıkıyor ama Tanrı öteki tarafın sonsuza kadar var olacağını söylemiş değil mi? Yani cennet ve cehennemin!?

Cevap: Evet, sonsuz bir yaşam var orada...

 

Soru: İyi de, hani sadece Tanrı sonsuzdu? Hani onun gibisi yoktu? Onun yarattığı birşey, onun gibi sonsuz olabilir mi?

Cevap: Pısssss...

 

Soru: Yani ilk sorularımdan birisini hatırlayalım, Madde Sonlu mudur diye sormuştum ve Tanrı yarattığına göre öyledir demiştin. Yaratılan herşeyin bir sonu olmak zorunda... Cennet ve Cehennem hem yaratılmış ve hemde maddi olmalarına rağmen sonlarının olmaması çelişki değil midir?

Cevap: Pısssss...

 

Soru: Tanrı'da Ölümsüz, Tanrı'nın yarattığı Ruh'ta Ölümsüz. Tanrı'da Sonsuz, Tanrı'nın yarattığı Cennet-Cehennem'de Sonsuz... Bunlar Tanrı'nın sıfatları ile çelişmez mi sence?

Cevap: Pısssss...

 

 

(burada İnançlı arkadaşa mikrofonu bırakıyor ve mantıklı birkaç soru sormasını istiyoruz. bakalım ne kadar mantıklı sorular sorabilecek)

 

Sorusu: İyi ama taş niye ölmüyor?

Cevap: Biyolojik bir varlığı olmadığı içindir belki!? Yiyip içmediği içinde olabilir mesela!?

 

Sorusu: Cennet ve Cehennemin maddi olup olmadığı bizim için sorun değil, biz inanırız. Ahiretin sonsuz olduğunun ve Cennet ve Cehennemde yaşanacağının ispatı inanmayana düşer!

Cevap: İyi de, bunların var olduğunu iddia eden sensin, var olduğunu ispatlaması gerekende sen değil misin? Öyleyse bende sana ölümden sonra insanların gideceği "tranosirat" diye bir yerin olduğunu söylerim. Haydi bakalım, bunun olmadığını ispatlamakta sana düşer. Olmadığını ispatla bakalım bana! Böyle bir mantık olamaz.

 

Sorusu: Diriliş yani Öteki alem olacaktır. Dolayısı ile Ölüm olmadığını veya bu alemin sonunun olmadığını kanıtlamanızı istiyorum..

Cevap: Öncelikle ben Ölümün olmadığını söylemedim ki? Yaşayan her organizma birgün işlemez hale gelir, yaşlanır. Bu doğal bir şey, çiçeklerin çürümesi gibi, ölmesi gibi. Öteki Alem'in olacağını iddia eden sensin, bunu senin kanıtlaman gerekir. Bana olmadığını kanıtla diyemezsin, çünkü olmayan birşeyin olmadığı kanıtlanamaz. Kainatın sonu derken neyi kastettiğine bağlı. Dünya birgün yok olur ama EnerjiXmadde döngüsü hep var olacaktır. Var olan şey yok olamaz çünkü, bilim öyle diyor. Başka bir konuda bir sürü link verdim. Oku, oku, oku...

 

Sorusu: Psikoloji niye dağlara taşlatra uygulanmazda, insana uygulanır? Demek ki insanın ruhu var, psikloji Ruh-Bilimi çünkü.

Cevap: Bir tarafımla bile gülemiyorum. Psikoloji senin sandığın ruhu incelemez. O ruh derken insanın akli dengesini kasteder. Ayrıca Psikoloji bir uygulama değildir ki birileri üzerinde uygulansın!? Daha psikolojinin anlamını bilmeden soru soruyorsun, yazık.

 

Sorusu: Kainatta yaşayanların bilinç, duyu, his, tat vs. sahibidirler. İnsanında iradesi var. Madde de bunlar var mı?

Cevap: İnsan dediğin şey zaten bir maddedir. Canlı, yaşayan, biyolojik bir maddedir. Yani o söylediğin şeylere madde sahiptir zaten. İnsan beyninin tad alma merkezini hasarla bakalım tad alıyor musun? Duyu bölgelerini tahrip et bakalım hissedebiliyor musun? Ruh denen şey duymaz, işitmez, görmez, düşünmez, bilmez. Bunlar beynin faaliyetleridir. Beynine öyle bir hormon enjekte ederler ki düşünemeyeceğin şeyleri yaparsın. Forumda bunu çok tartıştık ve ispatladık bilimsel olarak. Bir zahmet dönüp okuyuver. Kaçma.

 

 

Yazdıklarım ve yazdıklarıma aldığım alakasız ve kaçak cevaplar bu şekildedir.

"Taşa niçin psikoloji uygulanmıyor, Psikoloji Ruh'u inceler" diyebilecek kadar Bilim'in zerresinden anlamayan kimselerle "Bilim" adına paylaşabileceğim tek birşey dahi kalmamıştır.

Kendilerine sağlık ve selamet dileyerek ************

 

Biraz araştırma, biraz okumak ve biraz bilim...

Ondan sonra herşey yerine oturur, merak etmeyin.

Gönderi tarihi:

 

 

 

 

 

 

 

İnancımız açısından, Cennet ve Cehennemin, maddi olup olmadığı, veya sonsuz olup olmadığı bizim için sorun değil biz inanırız, "AHİRET'İN" sonsuz olduğuna ve Cennet ve Cehennem'de yaşanacağına,İspat mevzuu, İnanmayana düşer,madem inanmıyorsun (öteki aleme) o zaman bu Kainatın sonsuz olup olmadığını,nasıl oluştuğunu bir zahmet, ispatlayıverde (iddianı kanıtla) inanırlığı olsun maddecilerin.

Diriliş (öteki alem) olacaktır, dolayısı ile ölüm olmadığını, veya bu Kainatın sonunun olmadığını, ben sizden "BİLİMSEL" verilerede baş vurarak cevaplamanızı isterim yoksa gerisi teferruat...

 

Kainatımız; Maddi'midir...

Madde; canlımıdır...

Madde;sonsuzmudur...

İnsan; nasıl oluşmuştur...

Bundan sonra;yazılacak yazıların (ileti) benim açımdan hiç bir önemi yok,sebebi; ben yazılacak (kendimce,acizane) her şeyi yazdım,okumak isteyen topig'e bakar gerisi laf canbazlığı...

 

Allah; kendi iradesiyle evreni yoktan var eden, ona belli bir düzen veren, gökleri ve yerleri ve bunlarda en küçüğünden en büyüğüne kadar canlıları yaratan, onlara hayat ve rızık veren, öldüren-dirilten, dilediğini dilediği şekilde idare ve tasarrufu altında bulunduran, varlığı bir başka etkenle değil, kendinden olan, her şeyi bilen, gören, işiten, yarattıklarında en ufak bir çarpıklık ve dengesizlik bulunmayan, herşeye gücü yeten, bütün mülkün gerçek sahibi, emir ve hüküm koymaya tek yetkili; övülmeye, itaat edilmeye, şükredilmeye gerçek lâyık, bir benzeri daha bulunmayan, bütün varlıkların, güneşin, ayın, gök ve yer cisimlerinin itirazsız itaat ettiği, boyun eğdiği, ismini ululadığı, ibadet edilmeye lâyık Hak mabud.

 

Gerisi teferruat...

 

:stuart:

 

 

Gönderi tarihi:
Sorusu: Psikoloji niye dağlara taşlatra uygulanmazda, insana uygulanır? Demek ki insanın ruhu var, psikloji Ruh-Bilimi çünkü.

Cevap: Bir tarafımla bile gülemiyorum. Psikoloji senin sandığın ruhu incelemez. O ruh derken insanın akli dengesini kasteder. Ayrıca Psikoloji bir uygulama değildir ki birileri üzerinde uygulansın!? Daha psikolojinin anlamını bilmeden soru soruyorsun, yazık.

 

Yeni farkettim! bazı yazılanları atlıyorum sebebi; bilgi tartışması değil (DEMOGOJİ) ürettiklerinden.

Neyse...

Gelelim "PSİKOLOJİ"ye...

Psikoloji (Yunanca ψυχολογία, psihologia: Ruh bilimi), insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri inceleyen bilim dalıdır.

Ruhsal yaşamın bilimi; Yunanca ruh anlamına gelen psykhe deyimiyle bilgi anlamına gelen logos deyiminden yapılmıştır. Antikçağ Yunanca'sında psukhê deyimi duysal ruh anlamına geliyordu. Dilimizdeki ruhbilim deyimi de bu anlama uygundur ve özellikle ruh'la tin deyimleri arasındaki anlam ayrılığını göz önünde tutmuştur. Bu anlamda ruhbilim deyimi, canlı örgenliğin bedensel yanını inceleyen bilimi dilegetiren fizyoloji deyimine karşı olarak canlı örgenliğin ruhsal yanını inceleyen bilimi dilegetirir.

 

İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim.

Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü.

Davranışsal. Düşünüş, davranış biçimi.

Psikolojinin tanımı,gözlenebilen,ölçülebilen insan ve hayvan davranışlarıdır.

Psyche + Logos sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Psyche ruh anlamına gelir, logos da bilim/bilgi demektir. Psychelogos yani Psikoloji sözcük anlamıyla "ruhbilim"dir.

1. Amaçlılık ruhbilimi (İng. Purposive psychology) 2. Askerlik ruhbilimi (İng. Military psychology) 3. Uygulamalı ruhbilim (İng. Applied psychology) 4. Atomculuk (İng. Atomism) 5. Bilimsel ruhbilim (İng. Scientific psychology) 6. Biçim ruhbilimi (İng. Gestalt psychology) 7. Bireysel ruhbilim (İng. Individual psychology) 8. Budunsal ruhbilim (İng. Ethnopsychology) 9. Çevre ruhbilimi (İng. Ecological psychology) 10. Çözümsel ruhbilim (İng. Analytical psychology) 11. Davranışçılık (İng. Behaviorism) 12. Davranışlararası ruhbilimi (İng. Interbehavioral psychology) 13. Deneysel ruhbilim (İng. Experimental psychology) 14. Derinlik ruhbilimi (İng. Depth psychology) 15. Endüstri ruhbilimi (İng. Industrial psychology) 16. Ergenlik ruhbilimi (İng. Adolescent psychology) 17. Fizyolojik ruhbilim (İng. Physiological psychology) 18. Yapısal ruhbilim (İng. Structural psychology) 19. Genel ruhbilim (İng. General psychology) 20. Gensel ruhbilim (İng. Genetic psychology) 21. Görgül ruhbilim (İng. Empirical psychology) 22. Hayvan ruhbilimi (İng. Animal psychology) 23. Herbartçılık (İng. Herbartianism) 24. İşlem ruhbilimi (İng. Act psychology) 25. İşlevsel ruhbilim (İng. Functional psychology) 26. Kişiliksel ruhbilim (İng. Personalistic psychology) 27. Kültür ruhbilimi (İng. Cultural science psychology) 28. Matematiksel örnek ruhbilim (İng. Mathematical model psychology) 29. Nesnel ruhbilim (İng. Object psychology) 30. Örgensel ruhbilim (İng. Organismic psychology) 31. Öz ruhbilimi (İng. Self psychology) 32. Sayılama ruhbilimi (İng. Statistical psychology) 33. Toplumsal ruhbilim (İng. Social psychology) 34. Topoloji ruhbilimi (İng. Topological psychology) 35. Ussal ruhbilim (İng. Rational psychology) 36. Uyaran - karşılık ruhbilimi (İng. Stimulus - response psychology) 37. Varoluşçu ruhbilim (İng. Existential psychology) 38. Vektör ruhbilimi (İng. Vector psychology) 39. Yığın ruhbilimi (İng. Mass psychology)

VİKİPEDİ.

 

Not.

Şu "AKIL" denen şey nedir acaba! elle tutulurmu,gözle görülürmü, taşta varmı,taşta niye yok gibi...

Ve ben yine gülmüyorum...

 

;)

 

 

 

 

Gönderi tarihi:

Psikoloji'yi "Ruh-Bilim" (yani Metafizikteki Ruh sanarak) olarak adlandıran,

"Bilim"in ne olduğunu hiç bilmeyen,

Koşullanarak benimsediği çelişkiler anlatıldığında bunu kaldıramayıp görmezden gelen,

Daha "Madde" denildiğinden neyin kastedildiğini bilmeyen,

İnsanın bir "Madde" olduğunu uzun süre anlatamadığımız,

"Canlı Madde" olduğunu zar zor anlattığımızda da ne olursa olsun topu soyuta atan ve hala kabullenemeyen,

Hatta gidipte "Taş niye ölmüyor" "Taşa niye psikoloji uygulayamıyoruz" gibi akla sığmayacak sorular sorabilen,

En sonunda da "Biz bilmediğimiz zaman Tanrı'ya sığınırız" deyip amacının paylaşmaktan ve bilgi edinmek değilde, ne olursa olsun doğru ya da yanlış koşullandığı düşünceleri dikte etmek olduğunu belli eden kimselerle tartışmayı faydasız buluyorum.

 

İnsanların bazıları sadece o amaçla kullansa da, ben beynimi sadece yürümek ve nefes almak için kullanmamayı yeğlerim.

Gönderi tarihi:
Psikoloji'yi "Ruh-Bilim" (yani Metafizikteki Ruh sanarak) olarak adlandıran,

"Bilim"in ne olduğunu hiç bilmeyen,

Koşullanarak benimsediği çelişkiler anlatıldığında bunu kaldıramayıp görmezden gelen,

Daha "Madde" denildiğinden neyin kastedildiğini bilmeyen,

İnsanın bir "Madde" olduğunu uzun süre anlatamadığımız,

"Canlı Madde" olduğunu zar zor anlattığımızda da ne olursa olsun topu soyuta atan ve hala kabullenemeyen,

Hatta gidipte "Taş niye ölmüyor" "Taşa niye psikoloji uygulayamıyoruz" gibi akla sığmayacak sorular sorabilen,

En sonunda da "Biz bilmediğimiz zaman Tanrı'ya sığınırız" deyip amacının paylaşmaktan ve bilgi edinmek değilde, ne olursa olsun doğru ya da yanlış koşullandığı düşünceleri dikte etmek olduğunu belli eden kimselerle tartışmayı faydasız buluyorum.

 

İnsanların bazıları sadece o amaçla kullansa da, ben beynimi sadece yürümek ve nefes almak için kullanmamayı yeğlerim.

 

MADDE; nedir! (bilimsel açıklaması)...

İNSAN; nedir! (bilimsel açıklaması)...

BİLİM; nedir...

BEYİN; nedir...

Canlı "MADDE" den kasıt yanlız mahlukatmı, yoksa; Ateş,Toprak,Hava,Su gibi maddelerde "CANLI" mı...

"ÖLÜM" nedir ve hangi "MADDE" ölür...

PSİKOLOJİ'nin; genel tanımı nedir "METAFİZİK" boyutu yokmudur...

 

İnsan bedeni, biyolojik bir organizma olarak belirli bir işleyiş içersindedir.

Biz buna "Canlılık" diyoruz.

Yani insan "Canlı Madde"dir.

Taşlar falan ise "Cansız Madde"dir.

"Canlılık" kelimesindeki "Can", dinin tanımladığı "Ruh" değildir, biyolojik yaşamdır oradaki "Can".

 

Madde (varlık, doğa) başı sonu olmayan, sonsuz ilk'tir, ve ruh (düşünce, bilinç) bundan türemiştir.

Böyle, der materyalist (ateist düşünce). Diğer yandan dünyada bilinç ne anlama gelebilir? Maddi bir dünyada maddi vücutlar böyle bir şeye nasıl sahip olabilirler? nasıl ve nedenini açıklayamaz yani tık yok..

Materyalist felsefenin kabul ettiği metodolojinin uygulanması ile karşımıza çıkan tabloda, zihnin bütün gizemleri açıklanamaz. İnsan zihninin açıklanamayan en önemli özelliği bilinçtir. Bilincin maddeye indirgenmesindeki imkansızlık materyalizm için en önemli problemdir. Şimdi yanlız bilinç sahibi İnsan'a(madde) uygulanabilen psikoloji'nin de "TAŞ" olarak (madde) ye uygulanamayacağını ve Madde'nin sonsuz bir ilk olmadığını (big bang) "RUH VE DÜŞÜNCE,BİLİNÇ" sahibide olmadığından (cansız,bilinçsiz) veya şöylede yazılabilir İnsan beynindeki, atomlarının parçacıklarını taş,la değiştirsek, bilgisayara,eklesek ne TAŞ ne BİLGİSAYAR BİLİNÇ SAHİBİ OLUR. İnsanı insan yapan özelliklerin maddenin bir özelliği olmadığı, onun dışında bir varlık olduğu çok açıktır.

 

 

 

İnsanların bazıları sadece o amaçla kullansa da, ben beynimi sadece yürümek ve nefes almak için kullanmamayı yeğlerim.

 

Beden ruh vasıtasıyla hareket eder, fakat siz ruhu göremezsiniz: Ruhu bedenin hareketleriyle bil.

 

Akıl, iki çeşittir: Birincisi kazanılan akıldır; sen onu mektepteki çocuk gibi

Kitaptan, hocalardan, düşünceden, alışkanlıktan, kavramlardan, ve yeni ilimlerden öğrenirsin.

Aklın başkalarınınkinden daha büyük olur fakat edindiklerinin ağırlığıyla yorulursun.

Diğer akıl, Allah'ın ihsanıdır. Onun kaynağı ruhtadır.

Gönülden bilgi pınarı fışkırdığında onun kaynağı ne bozulur, ne eskir ne de renk değiştirir.

Edinilmiş akıl dışarıdan eve akan bir ırmağa benzer.

Eğer yolu üzerinde bir engel olursa aciz kalır. Kendi içindeki pınarı ara sen!

Mesnevi,Mevlana...

 

:)

Gönderi tarihi:
PSİKOLOJİ'nin; genel tanımı nedir "METAFİZİK" boyutu yokmudur...

 

Sarıgöl, diğer söylediklerini ciddiye bile almıyorum ama şu soruna çok güldüm.

Cevap vermek istedim açıkçası...

 

Yönlendirmelere tıklayınız.

Eğer yapamıyorsanız Google'a "Psikoloji Nedir?" diye yazınız (tıkla).

Onu da yapamıyorsanız bir "Psikolojiye Giriş" kitabı satın alınız (tıkla).

Siz bu siteye üye olduğunuzdan beridir size Psikoloj'nin ne olduğunu öğretmeye çalışıyorum.

Psikoloji'nin Metafizikle, Ruhlarla, Cinlerle, Perilerle işi yoktur.

İnsanların davranışları ile bilinçleri ile ilgilenir.

 

Tıkla 1

Tıkla 2

Tıkla 3

Tıkla 4

 

 

Yazılardan birisinde "İnsan Ruhunun İncelenmesi" olarak geçiyor.

Burada yanlış anlaşılmaması gerekir.

Psikoloji Bilimi "Ruh" derken, dinlerin kastettiği "Ruh"u kastettmez.

Psikoloji Ruh olarak insanın Bilişsel Süreçlerini ve Davranışlarını kasteder.

 

Sarıgöl,

Niyetinin öğrenmek olmadığını ve sadece laf kalabalığı yapmak olduğu biliyorum.

Yine de cevap yazmak istedim.

Ancak sende lütfen biraz çaba göster, fedakar ol

Ve şu verdiğim tüm yönlendirmeleri oku, gerekli dosyaları indir ve incele.

Psikolojiden zerre kadar anlamayıpta anlıyormuş gibi ahkam kesme, lütfen...

 

Ayrıca şunu unutma,

Psikologların ve Psikanalistlerin birçoğu Ateisttir.

Mesela Psikanaliz'in en önemli isimlerinden Sigmund Freud, Ateisttir.

Bir Ateist'in, senin sandığın Ruhun varlığını kabul etmesi imkansız olduğu gibi

Senin sandığın Ruh'u incelemeye çalışması da imkansızdır, akıl var mantık var değil mi?

Kaldı ki bu adam, bu alanda en önemli otoritelerden birisidir.

Yani biraz düşünmek lazım değil mi bu adamlar "Ruh" derken neyi kastediyor diye...

 

Senin karşında birisi 99a kadar sayıp sonunda "Yüz" dedikten sonra sana "Yüz" emri verdi sanıp suya dalıp yüzmüyorsun sanırım.

Ya da sana bir ünlem olarak seslendiğini sanıp aynada yüzüne bakmıyorsun.

Bir sayıyı ifade ettiğini biliyorsun.

Buradanda şu anlaşılıyor ki;

Yazılışları ve Okunuşları aynı olduğu halde kavramlar kullanıldıkları yerlere göre farklı anlama gelirler.

Anlatabildim sanırım.

Anlaşılması çok kolay.

Gönderi tarihi:
Psyche + Logos sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Psyche ruh anlamına gelir, logos da bilim/bilgi demektir. Psychelogos yani Psikoloji sözcük anlamıyla "ruhbilim"dir.

Sizi sizinle başbaşa bırakarak en büyük cezayı veriyorum :D

Gönderi tarihi:

*************

 

Arkadaşta "Ruh-Bilim" denildiğinde böyle bir yanılgıya düşüyor işte, komik.

 

Eğer arkadaş "Psyche"yi kavram olarak algılamakta zorlanıyorsa, daha detaylı anlatmak lazım.

 

"Psyche" aslında köken olarak "Ruh" anlamından ziyade Yunan Mitolojisinde, Milet'te yaşamış bir kıralın üç kızından birisinin adıdır.

Güzelliğinden dolayı herkes Afrodit'i bırakıp, adeta bu kıza tapınmaya başlamışlardır.

Afrodit'te oğlu Eros'tan bu kıza bir ceza vermesini ister.

Ancak Eros'ta Psyche'ye aşık olur ve sonrasındaki olaylar neticesinde Psyche ambrosia içip ölümsüz olur ve bir Tanrı olan Eros ile sonsuza kadar yaşama hakkında sahip olur.

Eğer illa ki Psyche kavramını güdümlü olarak kullanacaksak, gerçek anlamı ile kullanalım

Ve Psikloji'yi "Eros'un sevgilisi olan ve adını aldığı Psyc'yi inceleme bilimi" olarak adlandıralım.

Şimdi bu adlandırma ne kadar ipe sapa gelirse,

"Psikoloji Ruh-Bilimidir" demek de o kadar ipe sapa gelir.

 

Psikoloji'nin "Ruh" dediği şey, dinlerin uydurduğu Ruh değildir ama bunu anlatmak

Evereste tırmanmaktan ya da hendek atlatmaktan çok çok çok daha zor.

Gönderi tarihi:
Psikoloji'nin "Ruh" dediği şey, dinlerin uydurduğu Ruh değildir ama bunu anlatmak

Evereste tırmanmaktan ya da hendek atlatmaktan çok çok çok daha zor.

[/b][/size][/font]

Anlatamayacağını, anlatılamaz, anlayamaz olduğunu bildiğim için kendisiyle başbaşa bıraktım...

 

Ardından hemen birisi daha "biz bize" karanlığında kalmak istediğini söyledi:

 

:)

 

Yeterki, Siz Biz i Kendimizle Başbaşa Bırakınız, Biz Zaten Başka İhsan İstemiyoruz Siz den.

Bu Bizim İçin Mutluluktur.

Gönderi tarihi:

Anlatamayacağını, anlatılamaz, anlayamaz olduğunu bildiğim için kendisiyle başbaşa bıraktım...

 

Ardından hemen birisi daha "biz bize" karanlığında kalmak istediğini söyledi:

 

:)

 

Sevgili YARASA ;

 

Biz Dostlarımız İle Beraber, Karanlıkta Değil, Aksine NUR ALEMİ nde Yaşıyoruz.

 

Siz i de Bekleriz.

 

Eğer, Nur un Aydınlığı ndan Gözleriniz Kamaşmaz İse ...

 

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Gönderi tarihi:
Aksine NUR ALEMİ nde Yaşıyoruz.

 

Siz i de Bekleriz.

 

Eğer, Nur un Aydınlığı ndan Gözleriniz Kamaşmaz İse ...

 

Sn D. Gülbudak.

 

Nurculuğun kurucusu en büyük üstad AKHENATEN dir.

 

Bilginize.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Tengeriin boşig

1- Öncelikle Ruh diye bir şey zaten yoktur...

2- Ya da diyelim ki "Ruh" var, "Ruh"un en temel özelliği "Ölümsüz" olmasıdır... Ölmeyen bir şey tekrardan diriltilemez...

 

Cevap :

1- Öncelikle Ruh olmaz demek direkt bir kanıya varmak yani araştırmadan bunu yok kabul etmektir. Bunun da bilimdeki adı pozitif dogmatizmdir.

2- Evet ruh sonsuzdir. İslamdaki tekrar dirilme konusunu incelerseniz dirilen şeyin ruh değil beden olduğunu bilirsiniz.

-----------------------------------------

Böylelikle "Dirilme"nin en temel mantığı ortaya çıkıyor:

=> Diriltileceklerin mutlaka ve mutlaka "Canlı" ve "Maddi" temelli olması gerekmektedir...

Böylece bir sorun daha ortaya çıkıyor:

"Acaba diriltilenlerin bu yeniden diriltildikleri yer Maddi" mi?

Yoksa "Ruhani" mi?

 

Cevap :

İslam'daki manasıyla soruyorsanız maddi.

-----------------------------------------

Pekiii...

İnsanların bu yeniden diriltildikleri yere ne deniyordu?

"Mahşer..."

"Ahiret..."

 

Cevap :

Mahşer ve Ahiret arapça kelime kökleri aynı olan sözcüklerdir.

-----------------------------------------

Diriltildikten sonra Cennete de gitseniz, Cehenneme de gitseniz tekrar bir ölüm yok...

Artık sonsuza kadar yaşayacaksınız...

 

Cevap : Cennete ve Cehennemde sosnsuza kadar yaşayacaklar olduğu gibi cehennem ateşinde yandıktan sonra cennete geçecekler de vardır.

 

-----------------------------------------

Soru şu:

"Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

Cevap : Maddi.

-----------------------------------------

Peki o zaman "Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?

"Sonsuz..."

 

Cevap : Güzel kelime oyunları fakat Kur'andaki anlamıyla dünya hayatındaki ve ahiret hayatındaki madde denilen olgu bir değildir.

Çünkü Kur'an ayetlerinde Kıyamet hadisesiyle madlerin yok olacayı zaten bilinmektedir.

-----------------------------------------

Peki "Madde Sonlu!" düşüncesini kim uydurmuş?

 

Cevap : Madde sonsuz olsaydı zaten Big Bang denilen teori Darwin'in Evrim teorisini yerlebir etmezdi.

-----------------------------------------

Ya şöyle dersek:

"Tanrı, varlığın kendisidir..."

Ahanda bu yukarıdaki büyük çelişkiyi aşmış oluruz...

 

Cevap : Hayır Allah madde veya varlığın kendisi değildir. Çünkü hiçbirşeye benzemediğini kendi Kur'an da beyan ediyor.

-----------------------------------------

Sorularımız şunlar ve akıllı, mantıklı bir şekilde cevaplandıklarında varılacak sonuç aynıdır...

Ama yine de sizde kendinizce cevaplayın:

 

1- Peki "Yeniden diriltilmek"in mahiyeti nedir?

Yani Ruhani anlamda mı diriltileceğiz,

Yoksa Maddi benliğimizle mi?

 

2- Acaba diriltilenlerin bu yeniden diriltildikleri yer

"Maddi" mi?

Yoksa "Ruhani" mi?

 

3- Peki inanca göre bu yeniden diriltilme sonrasında tekrar bir ölüm var mıdır?

 

4- "Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

5- "Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?

 

CEVAPLAR :

1- Maddidir.

2- Maddidir.

3- Yoktur.

4- Maddidir.

5- Dünyadaki madde ile ahiretteki madde bir değildir. Çünkü her boyuttaki zaman bile birbirine eş değildir. Bence biraz İzafiyet teorisi oku ;)

Gönderi tarihi:

Al birde burdan yak...

Şimdi de msnci...

Haydi bakalım, hayırlısı...

Tengeriin boşig

1- Öncelikle Ruh diye bir şey zaten yoktur...

2- Ya da diyelim ki "Ruh" var, "Ruh"un en temel özelliği "Ölümsüz" olmasıdır... Ölmeyen bir şey tekrardan diriltilemez...

 

Cevap :

1- Öncelikle Ruh olmaz demek direkt bir kanıya varmak yani araştırmadan bunu yok kabul etmektir. Bunun da bilimdeki adı pozitif dogmatizmdir.

2- Evet ruh sonsuzdir. İslamdaki tekrar dirilme konusunu incelerseniz dirilen şeyin ruh değil beden olduğunu bilirsiniz.

Ben farklı birşey mi söyledim msnci?

Dirilenin Ruh olduğunu mu söyledim?

 

Bende diriltilenin Beden olduğunu söylemiyor muyum zaten?

 

Önce okuduğumuzu anlamak lazım....

Bunu geçiyoruz...

Böylelikle "Dirilme"nin en temel mantığı ortaya çıkıyor:

=> Diriltileceklerin mutlaka ve mutlaka "Canlı" ve "Maddi" temelli olması gerekmektedir...

Böylece bir sorun daha ortaya çıkıyor:

"Acaba diriltilenlerin bu yeniden diriltildikleri yer Maddi" mi?

Yoksa "Ruhani" mi?

 

Cevap :

İslam'daki manasıyla soruyorsanız maddi.

Bende onu diyorum işte, Maddi...

Pekiii...

İnsanların bu yeniden diriltildikleri yere ne deniyordu?

"Mahşer..."

"Ahiret..."

 

Cevap :

Mahşer ve Ahiret arapça kelime kökleri aynı olan sözcüklerdir.

Mahşer kelimesinin kökü "HaŞeRe"dir...

Ahiret kelimesinin kökü "AHeRe"dir...

 

Demek ki neymiş?

Kelime kökleri aynı değilmiş...

Bunu da geçtikten sonra diğerine gelelim...

Diriltildikten sonra Cennete de gitseniz, Cehenneme de gitseniz tekrar bir ölüm yok...

Artık sonsuza kadar yaşayacaksınız...

 

Cevap : Cennete ve Cehennemde sosnsuza kadar yaşayacaklar olduğu gibi cehennem ateşinde yandıktan sonra cennete geçecekler de vardır.

Sorumun cevabı bu değil...

Cehennemden cennete yatay ya da dikey veya kadrolar arası geçişin olması önemli değil...

Her iki yerde Sonsuza kadar Tanrı ile birlikte var kalacaklar...

Soru şu:

"Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

Cevap : Maddi.

Tamam, bu da iyi...

Maddidir...

Peki o zaman "Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?

"Sonsuz..."

 

Cevap : Güzel kelime oyunları fakat Kur'andaki anlamıyla dünya hayatındaki ve ahiret hayatındaki madde denilen olgu bir değildir.

Çünkü Kur'an ayetlerinde Kıyamet hadisesiyle madlerin yok olacayı zaten bilinmektedir.

Kelime oyunu yok...

Kur'an-ın neresinde Kıyamette herşeyin yok olacağı yazar söyler misin?

Kur'an-ın hiçbir yerinde, Kıyamette herşeyin yok olacağı yazmaz...

Yıldızların gökyüzünden döküleceği,

İnsanların öleceği,

Kainatın yerlebir olacağı yazar ama bunların yok edileceği yazmaz...

Peki "Madde Sonlu!" düşüncesini kim uydurmuş?

Cevap : Madde sonsuz olsaydı zaten Big Bang denilen teori Darwin'in Evrim teorisini yerlebir etmezdi.

Pardon ama Big-Bang ile Evrim Teorisinin alakası nedir anlayamadım?

 

"Madde sonsuz olsaydı..." şeklinde başlayan bir önerme, Maddenin "Sonlu" olduğu düşüncesini vurgular.

Yani sizinde kabulünüze göre:

"Yaratılmış olan herşeyin bir sonu olmalıdır..."

Yani:

"Maddenin bir sonu vardır..."

 

Bakalım sizce de öylemiymiş, yoksa bir çelişkiniz miymiş...

Soru şu:

"Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

Cevap : Maddi.

Diriltildikten sonra Cennete de gitseniz, Cehenneme de gitseniz tekrar bir ölüm yok...

Artık sonsuza kadar yaşayacaksınız...

 

Cevap : Cennete ve Cehennemde sosnsuza kadar yaşayacaklar olduğu gibi cehennem ateşinde yandıktan sonra cennete geçecekler de vardır.

Bunu da geçtik...

Ya şöyle dersek:

"Tanrı, varlığın kendisidir..."

Ahanda bu yukarıdaki büyük çelişkiyi aşmış oluruz...

 

Cevap : Hayır Allah madde veya varlığın kendisi değildir. Çünkü hiçbirşeye benzemediğini kendi Kur'an da beyan ediyor.

Kur'an-a bakarsak,

İnsanın topraktan yaratıldığını da söylüyor...

İnsanın Tanrı'dan gelip, Tanrıya döndürüleceğiniz de yazıyor...

 

Bu bir çelişki midir öyleyse?

Yoksa Tanrı, Toprak mıdır?

Sorularımız şunlar ve akıllı, mantıklı bir şekilde cevaplandıklarında varılacak sonuç aynıdır...

Ama yine de sizde kendinizce cevaplayın:

 

1- Peki "Yeniden diriltilmek"in mahiyeti nedir?

Yani Ruhani anlamda mı diriltileceğiz,

Yoksa Maddi benliğimizle mi?

 

2- Acaba diriltilenlerin bu yeniden diriltildikleri yer

"Maddi" mi?

Yoksa "Ruhani" mi?

 

3- Peki inanca göre bu yeniden diriltilme sonrasında tekrar bir ölüm var mıdır?

 

4- "Cennet ve Cehennem Maddi midir, değil midir?"

 

5- "Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?

 

CEVAPLAR :

1- Maddidir.

2- Maddidir.

3- Yoktur.

4- Maddidir.

5- Dünyadaki madde ile ahiretteki madde bir değildir. Çünkü her boyuttaki zaman bile birbirine eş değildir. Bence biraz İzafiyet teorisi oku ;)

Hepsi bir yana, Öteki Dünyadaki "Madde" ile "İzafiyet Teorisi"nin ne alakası var?

 

İzafiyet Teorisi, Öteki Dünyayı falan ispatlamaz...

İspatlar derse, buyur ispatla...

Haydi, görelim...

 

Big-Bang ile Evrim Teorisinin ne alakası var?

Evrim Teorisi, Big-Bang'i doğrulayacak ya da yalanlayacak bir bilgi sunmaz ki?

Ya da Big-Bang teorisi, Evrime'e dair bilgi sunmaz ki?

 

Ya hu ne alaka bunlar?

Haydi, tamam ben okumadım big-Bang'i, Evrim Teorisini ve İzafiyet Teorisini...

Tamam, bunlardan hiç mi hiç haberim yok benim...

Lütfen bana bunların birbirleri ile ilişkilerini anlatır mısın?

Nedir bu teoriler, lütfen anlatır mısın?

Bekliyorum, haydi...

 

Sizin yaptığınız Reçele, Tuz ve Karabiber serpip yemek gibi birşey...

Gönderi tarihi:
Al birde burdan yak...

Şimdi de msnci...

Haydi bakalım, hayırlısı...

tengeriiiin;

Eline, beynine sağlık bileğine kuvvet güzel kardeşim...

Gönderi tarihi:
1- Öncelikle Ruh olmaz demek direkt bir kanıya varmak yani araştırmadan bunu yok kabul etmektir. Bunun da bilimdeki adı pozitif dogmatizmdir.

Bilimde tuz ruhundan başka ruh yoktur. O da kimya da kullanılır.

Ayrıca bu "araştırmadan bunu yok kabul etmektir" ne demek oluyor? Siz bu ruhların varlığını nasıl araştırıyorsunuz? Bilimsel yollarla mı? Eğer bilimsel yollardan ispatlanıyorsa formülünü söyleyin de biz de öğrenelim. Yok bilimsel değilse o halde, ruh ve bilimi aynı cümlede kullanmayın.

 

cehennem ateşinde yandıktan sonra cennete geçecekler de vardır.

Bu yukarda söylediğinle ilgili ayeti gösterir misin?

Ben böyle bir ayet bilmiyorum. tam tersi bir ayet biliyorum.

Yani cennete girdikten sonra oradan cehenneme geçilebileceğini söyleyen ayet var ama cehennemden cennete transfer ayetini hiç gördüğümü hatırlamıyorum.

Belki de vardır ben unutmuşumdur ama ayeti isterim.

 

Saygılar, sevgiler.

Gönderi tarihi:
Bilimde tuz ruhundan başka ruh yoktur. O da kimya da kullanılır.

Ayrıca bu "araştırmadan bunu yok kabul etmektir" ne demek oluyor? Siz bu ruhların varlığını nasıl araştırıyorsunuz? Bilimsel yollarla mı? Eğer bilimsel yollardan ispatlanıyorsa formülünü söyleyin de biz de öğrenelim. Yok bilimsel değilse o halde, ruh ve bilimi aynı cümlede kullanmayın.

 

 

Bu yukarda söylediğinle ilgili ayeti gösterir misin?

Ben böyle bir ayet bilmiyorum. tam tersi bir ayet biliyorum.

Yani cennete girdikten sonra oradan cehenneme geçilebileceğini söyleyen ayet var ama cehennemden cennete transfer ayetini hiç gördüğümü hatırlamıyorum.

Belki de vardır ben unutmuşumdur ama ayeti isterim.

 

Saygılar, sevgiler.

 

Bilimdeki tuz ruhu tanımı sizin olayı ne kadar çapsız düşündüğünüzü ortaya koyuyor. Bilimde tuz ruhundan başka ruh yoksa neden Ruh Sağlığı üzerine tesisler ve kurumlar var diye sorar bir insan.

 

Ruhun Bilimsel İspatları

Ruhun varlığı konusunda para psikologlar ve çeşitli bilim adamları ciddi araştırma ve yayınlar yapmışlardır.

Biz bunlardan kaçınılmaz bilimsel gerçekleri yansıtan bazı önemli tesbitleri özetleyeceğiz.

a. Telepati: Amerika, ilk atom denizaltısını (Natilus'u) denize indirirken, ilk kez askerî bir disiplin altında 13.000 millik mesafe içinde ve deniz altında telepatiyi bilimsel gerçeğiyle ispatlamıştır. Bunun dışında anne ile bebek arasında hatta büyümüş çocuklar arasındaki telepati kesinlikle bilimsel hüviyet kazanmıştır.

b. Ruhî telkin : Bunun bir sonucu olan hipnoz, uyutma olayı da en kesin deneylerle ispatlanmıştır.

Bir insan, karşısındaki insana madde ötesi etki yaparak onun maddesel biyolojisini etki altına alabilmektedir.

c. Telkinle zihin okuma olayı: Einstein ve Freud'un birlikte oldukları, Newyork'taki bir evde; Messing tarafından ispatlanmıştır. Bilimsel bir araştırma amacıyla yapılan deneyde Messing, Freud'un zihninden geçenleri Einstein'in hakemliği ve şahitliği içinde bilmiş ve bu iki ünlü bilim adamını hayretler içinde bırakmıştır.

d. Rüyalar: Bazı bilim adamlarının hâlâ beyin işlemi saydıkları rüyaların üç yönü. insandaki ruh varlığı gerçeğini kesinlikle ispatlar:

1. Geleceği açıkça belirten rüyalar.

2. Hiç gitmediğimiz yerleri önceden rüyada görme ve rüyadaki iç spikerin bize verdiği izahlar.

3. Bir günlük bebeğin uyurken gülmesi: Bu olay; rüyaların gündüz yaptıklarımızın tekrarıdır tezini tamamen yok etmektedir.

Bebekler gündüz ancak 25 - 40 günlükken gülerler. Halbuki doğduğu günden itibaren rüyasında gülmeye başlar.

e. Ölüm anı yaklaşınca ortaya çıkan zihnî zindelik: En ağır hastalıklara yakalananlar bile günden güne eriyerek ve ızdırap çekerek son saatlerine geldiklerinde; ani bir zihnî zindeliğe kavuşur. Hafıza berraklasır. Acılar diner, adeta tükenen madde üzerinde, ruh kendi zindeliğini aşikar bir şekilde beyan eder.

Ölüm; adi maddesel bir o!ay olsaydı; duygular ve zihin yavaş yavaş sönüp bir perde gibi kapanırdı.

Ölüm sırasında göz bebeklerinin genişlemesi adi bir felç olayı değildir. Norovejetalif sinir dengesi sıradan bir felç yapsaydı göz bebekleri daralırdı. Bu genişleme göremediklerinin özlemiyle birlikte- oluşur.

f. Ani yeteneklerin belirmesi: Ruh konusunda başka bir gerçek de, birçok insanlarda beyin gelişmesi ve eğitimiyle izah edilemeyen ani yeteneklerin belirmesi (resim ve şiir gibi) ve bilmediği dilleri, görmediği ailelerin öykülerini hatırlamasıdır. Parapsikologlar bu olaylara Reenkarnasyon (ruhun beden değişmesi) derler, ancak bu yorum yanlıştır. Ruhun bir bedenden diğerine intikale ihtiyacı yoktur. Bu olaylar ruhun bir başka ruhla kısa devre alış verişi anlamına gelmektedir.

Ruhun varlığı konusunda pek çok ilginç müşâhadeler olmuştur. Biomanyetik alan, telekinezi (uzaktan bir cisme etki yapma)...

Ölümden dönenlerin ölüm anını anlatma öyküleri hep ruh konusunda net olaylardır. Ancak unutmamak gerekir ki; insanların tüm zihinsel yeteneklerini ve duygusal ilgilerini hâlâ insan beynine mal edenler vardır. Bir çok ruhsal olayları esrarengiz beyin dalgaları ile izah etme çabaları sürüp gitmektedir. Bunlar için verilecek cevap beyin ameliyatları sonucu ortaya çıkan gerçeklerdir.

Bazı büyük beyin tümörlerinde, beyindeki hareket merkezi dışında büyük bir bölüm (beynin üçte birine yakını) alınmaktadır. Bu durumda insanın zihnî yeteneklerinde kayda değer önemli değişme olmamaktadır. Eğer beyin tümüyle zihni koordine etse, yönetse idi; bu ameliyatlardan sonra ruhsal yeteneklerimizin büyük ölçüde yok olması gerekirdi.

Beynin ön ve yan ön lobları zekâ merkezi diye tanımlanmış, bu ameliyatlardan sonra bu lobların tamamen alınması halinde ciddi bir zekâ problemi ortaya çıkmamıştır.

Yeni araştırmalar bu bölgelerin kompitür görevi yapan uyum merkezleri olduğunu ispatlamıştır. Ameliyatlarından sonra bu görevi diğer bölgelerin ele aldığı anlaşılmıştır.

Şu halde bilimsel olarak şu yargılara varmak yerinde olacaktır:

a) İnsanda madde ötesi yetenekler vardır. Bunları vücudun maddesel yanı ile izah mümkün değildir.

B) İnsanın, insanlığını ispatlayan; sevgi, san'at, telkin, önsezi, telepati yönleri onda madde ötesi bir yanın olduğu gerçeğini doğrular.

 

''Bu yukarda söylediğinle ilgili ayeti gösterir misin? '' demişsin.

Kalbinde iman bulunan ve bu imanla ölen herkesin Cehennem’e girse bile sonunda Cennet’e gireceğini bildiren hadisler vardır. (Buhari, Tevhid 19, 31, 36, 37; Müslim, İman 322, 334; Muvatta, 1/212; ayrıca İbrahim Canan Beyin Kütüb-i Sitte tercümesine de bakabilirsiniz.)

 

Cennete girmenin ilk şartı iman etmektir. İmanlı bir insan günahkar olursa cezasını çektikten sonra cennete gidecektir. İnsanın başına gelen her türlü sıkıntı, hastalık ve musibetler günahının azalmasına bir sebeptir.

 

Ayetlerde ebedi cehennemde kalacağı belirtilenler kafirlerdir. Ancak salih amel eksiği olanların da bunların cezasını çekeceği malumdur.

 

Bakara suresindeki 82. ayette, iman edenler ve salih amel işleyenler hariç diyerek, cehennemde ebedi kalacak olanların iman etmeyenler olduğu açıkça belirtilir.

 

"Hayır, durum hiç de öyle değil. Günah işleyip de günahın kendisini her taraftan kuşatıp kapladığı kimseler var ya, işte onlar cehennemliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır. İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da cennetliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır." (Bakara Suresi, 81- 82)

 

Yunus Suresindeki de aynı istikamettedir.

 

Kötülük işleyenler ise, yaptıkları kötülük kadar ceza görürler. Kendilerini bir zillettir kaplayacak... Onları Allah’ın bu cezasından koruyup kurtaracak bir kimse yoktur. Yüzleri sanki kapkaranlık gece parçalarıyla kaplanmıştır. İşte onlar cehennemliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır. Gün gelir, onların hepsini bir araya toplayıp sonra Allah’a şirk koşanlara: “Siz de, taptığınız şerikleriniz de yerlerinize!” deriz. Artık onları putlarından tamamen ayırmışızdır. Şerikleri: “Siz dünyada bize tapmıyordunuz. Bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Doğrusu, sizin bize taptığınızdan hiç mi hiç haberimiz yoktu” derler. (Yunus Suresi,27 - 29)

 

Müminun Suresindeki Ayetin devamında bulunan açıklamalar bunların, Allah’ın ayetlerini inkar eden ve müslümanlarla alay edenler olduğu belirtilmektedir. Cehennemde ebedi kalacak olanların kafirler olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.

 

Bu nedenle Ehl-i Sünnet anlayışında her hangi bir tezat yoktur. İman ile ölenler cehenenme girse bile, cezasını çektikten sonra cehennemde sonsuz olarak kalmayıp cennete girecektir.

 

Büyük günahları işleyen kafir olur mu?

 

Ehl-i sünnetin dışında kalan mutezile mezhebi ve haricilerin bir kısmı, “büyük günah işleyenlerin kafir olacağını veya imanla küfür ortasında kalacağını” söyler ve bunu şöyle izah etmeye çalışırlar: “büyük günahlardan birini işleyen bir mü'minin imanı gider. Çünkü Cenab-ı Hakk'a inanan ve cehennemi tasdik eden birinin büyük günah işlemesi mümkün değildir. Dünyada hapse düşme korkusuyla kendini kanun dışı yollardan koruyan birinin, ebedi bir cehennem azabını ve Cenab-ı Hakk'ın gadabını düşünmeyerek büyük günahları işlemesi, elbette onun imansızlığına delalet eder.”

 

İlk bakışta doğru gibi görünen bu hüküm, insanın yaradılışını bilmeyen sakat bir düşüncenin mahsulüdür. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, bu sorunun cevabını Lem'alar adlı eserinde şu şekilde vermektedir: “... İnsanda hissiyat galip olsa, aklın muhakemesini dinlemez. Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz bir lezzet-i hazırayı (el altında bulunan hazır bir lezzeti), ileride gayet büyük bir mükafata tercih eder. Ve az bir hazır sıkıntıdan, ileride büyük bir azab-ı müecceleden (sonradan gelecek, tehir edilmiş bir azaptan) ziyade çekinir. Çünkü tevehhüm ve heves ve his, ileriyi görmüyor. Belki, inkar ediyorlar. Nefs dahi yardım etse, mahall-i iman olan kalb ve akıl susarlar, mağlup oluyorlar.

 

Şu halde; kebairi (büyük günahları) işlemek, imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle, akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir.”

 

Evet, bediüzzaman hazretleri'nin ifade ettiği gibi, insanın yaradılışında cennetin akıl almaz lezzetlerini çok ötelerde görmesi ve bu yüzden onları ikinci plana atıp, hemen eli altındaki günah lezzetlerine meyletmesi gibi bir özellik vardır. Çok acıktığı için kendisini en yakın lokantaya atan bir adamın, ısmarladığı iki porsiyonluk döner 10-15 dakika gecikeceği için hemen eli altında bulunan kuru ekmeği kemirmeye başlaması ve midesinin yarısını onunla doldurması, bu sırdandır.

 

Yine bediüzzaman'ın dediği gibi, insan bir ay sonra gireceği bir hücre hapsinden çok, hemen yemek üzere olduğu bir tokattan korkar. Yani bu hissiyata göre cehennem azabı, onun için çok uzaktır ve Allah da zaten affedicidir.

 

İşte insan, bu mülahazalarla 'imanlı olmasına rağmen, günahlara meyleder ve nefsinin de desteklemesiyle içine düşebilir. Evet büyük günahları işlemek, imansızlıktan gelmez. Fakat o günahlar, tövbe ile hemen imha edilmezse, insanı imansızlığa götürebilir. Bu konuda yine bediüzzaman'ı dinleyelim:

 

“günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra, ta nur-u imanı (iman nurunu) çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre (Allah'ı inkara) gidecek bir yol var. O günah, istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor...”

 

NOT : Cennetten cehenneme geçileceğine dair bir ayet veremezsin. Bende senden ayeti isterim.!!!

Gönderi tarihi:
Ruhun Bilimsel İspatları

Emin misin?

Arkadaşım, bilimsel olarak ruh ispatlansa dünyada bunca sayıda materyalist kalır mı? Biraz mantıklıca düşünün!

Haydi sorgulayalım öyleyse...

 

a. Telepati:

Telepati ruhun varlığını göstermez! Beyin dalgaları ile ilgili olabilir. Olmadı!

 

b. Ruhî telkin : Bunun bir sonucu olan hipnoz, uyutma olayı da en kesin deneylerle ispatlanmıştır.

 

Kendin de söylüyorsun. Bunun ruhla ilgisi yok. Bilinç altı olayları beyin ile ilişkilidir. Ruh ile değil! Psikoloji ve psikiyatri okuyunuz... Olmadı!

 

c. Telkinle zihin okuma olayı: Einstein ve Freud'un birlikte oldukları, Newyork'taki bir evde; Messing tarafından ispatlanmıştır. Bilimsel bir araştırma amacıyla yapılan deneyde Messing, Freud'un zihninden geçenleri Einstein'in hakemliği ve şahitliği içinde bilmiş ve bu iki ünlü bilim adamını hayretler içinde bırakmıştır.

 

Bunu ilk defa duyuyorum kaynak gösterir misin? İlgili referansı... Hikaye olmasın? Değilse bile telepatiden bir farkı yoktur... Ayrı bir başlığa gerek yoktu! Olmadı!

 

d. Rüyalar:

Rüyalar bilinç ve bilinçaltının bize oynadığı oyunlardır. Olay beyinde biter. Ruhta değil! Olmadı!

 

3. Bir günlük bebeğin uyurken gülmesi: Bu olay; rüyaların gündüz yaptıklarımızın tekrarıdır tezini tamamen yok etmektedir.

Bebekler gündüz ancak 25 - 40 günlükken gülerler. Halbuki doğduğu günden itibaren rüyasında gülmeye başlar.

Bilimden bihaber yorumlar işte böyle gerçekdığı cümlelere neden olur.

 

e. Ölüm anı yaklaşınca ortaya çıkan zihnî zindelik:

 

Bunun ruk ile ne alakası var? Olay yine beyin ve onun fonksiyonlarında...

Benden bu kadar. Daha fazla devam edemeyeceğim :D

Gönderi tarihi:

Tengeriin boşig'e cevaplar :

 

''Mahşer kelimesinin kökü "HaŞeRe"dir...

Ahiret kelimesinin kökü "AHeRe"dir... '' demişsin.

 

Cevap : Arapça biliyor olsaydın zaten açıklama kendini yapmak zorunda hissetmezdin. Türkçedeki kök olayı ile arapçadaki kök olayı bir değil. Arapça öğren de tartış.

---------------------------------------

Cehennemden cennete yatay ya da dikey veya kadrolar arası geçişin olması önemli değil...

Her iki yerde Sonsuza kadar Tanrı ile birlikte var kalacaklar...

Cevap : Evet sonsuza kadar olacaklar. Ama sonradan yaratılmışlardır. Bunu da dikkatinize sunarım.

---------------------------------------

Kur'an-ın neresinde Kıyamette herşeyin yok olacağı yazar söyler misin?

 

EVRENİN SONU VE BIG CRUNCH

Evrenin yaratılışı, önceki konuda da belirttiğimiz gibi Big Bang denilen büyük bir patlama ile başlamıştır ve o zamandan beri evren genişlemektedir. Bilim adamları evrenin kütlesi yeterli miktara ulaştığında, çekim kuvvetleri nedeni ile bu genişlemenin duracağını ve bunun evrenin kendi içine çökmeye, büzülmeye başlamasına sebep olacağını bildirmektedirler.

Büzülen evrenin de, sonunda "Big Crunch" (Büyük Çöküş) denilen çok yüksek bir ısı ve sıkışma ile sonuçlanacağını ifade etmektedirler. Bu ise, bildiğimiz tüm yaşam şekillerinin yok olması anlamına gelmektedir. Stanford Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Renata Kallosh ve Andrei Linde'nin bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise şöyledir:

Evrenin akıbeti küçülmeye ve yok olmaya doğru gidiyor. Gördüğümüz ve daha uzaklardaki göremediğimiz herşey bir protondan bile küçük bir nokta şeklinde küçülecek. Sanki kara delik içindeymişsiniz gibi.... Kara enerjinin en iyi tarifinin şu açıklama olduğunu bulduk: Aşama aşama negatif hale gelen bu kara enerji, evrenin dengesinin değişmesine sebep olacak ve büzülüp çökecek... Fizikçiler kara enerjinin, negatif enerjiye dönüşeceğini ve evrenin yakın bir gelecekte büzüleceğini biliyorlar... Fakat bugün görüyoruz ki, biz bu olayın başlangıcında değiliz, ama evrenimizin hayat sirkülasyonunun ortasında olabiliriz.

Big Crunch olarak ifade edilen bu bilimsel varsayıma, Kuran'da şöyle işaret edilmektedir:

Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız. (Enbiya Suresi, 104)

Bir başka ayette ise göklerin bu durumu şöyle tarif edilmektedir:

Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (Zümer Suresi, 67)

Big Crunch teorisine göre başlangıçta olduğu gibi önce yavaşça, fakat gittikçe hız kazanarak evren çökmeye başlayacaktır. Tüm bunların devamında ise, evren sonsuz yoğunluk ve sonsuz ısıda, sonsuz küçüklükte bir nokta haline gelecektir. Tarif edilen bu bilimsel teori, Kuran ayetleri ile paralellik içindedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

 

Not : üstteki ayetteki 'Allah'ın eli' sözcüğünü ''Allah'ın eli mi var, yoksa o da insan gibi mi'' diye saçma cevaplar geleceği için. Cevabı yazayım :

Kur'an da Allah'ın eli, gözü gibi ifadeler mecazi kavramlardır. El'den kasıt kudret. Gözden kasıt'ta hiçbir şeyin gizlenemeyeceğidir.

---------------------------------------

''Pardon ama Big-Bang ile Evrim Teorisinin alakası nedir anlayamadım? '' demişsiniz.

Evrim teorisi Materyalist bir tabanda oluşmuştur. Karl Marx'ın Darwin'e yazdığı övgü dolu sözler hala aklımda :D

Evrim teorisi de materyalist teoriler gibi evrenin hiç yaratılmadığını ve sonsuzdan beri var olduğuun söyler.

Big Bang de bunun tam aksini iddia eder. Yani evrenin bir başlangıcı vardır. Dolayısıyla sıfır hacim'ın patlamasıyla bugünkü madde dediğimiz olgular oluşmuştur.

---------------------------------------

Kur'an-a bakarsak,

İnsanın topraktan yaratıldığını da söylüyor...

İnsanın Tanrı'dan gelip, Tanrıya döndürüleceğiniz de yazıyor...

 

Bu bir çelişki midir öyleyse?

Yoksa Tanrı, Toprak mıdır?

 

Cevap :

Bakın Big Bang teorisi sonucunda evreni yoktan yaratıldığı açıkça belli oluyor. Şimdi bir şeyin yoktan var edilmesi mi kolay? yoksa var olan şeyin yok edilmesi mi? diye soracak olursanız. Hiç şüphesiz 1.ci seçeneği seçenler çoğunlukta olacaktır.

Evet. Kur'an da topraktan yaratılma durumu vardır. Ama Evrim teorisi gibi tesadüfler üzerine bir açıklama yoktur. Belli bir tasarım ile yaratıldığı vurgulanmaktadır.

Dolayısıyla bu bir çelişki değildir :D

 

Yoksa Tanrı toprakmıdır diye bir saçmalık kabul edilebilir mi?

Toprak sonradan oluşmuştur. Kur'an Allah'ın sonradan oluştuğuun mu söylüyor ki çelişki olsun?

Ayrıca sayılar da sonsuza kadar gider. Ama sayıları oluşturan ''1'' dir. Dolayısıyla sayılar sonsuza kadar gidiyor o zaman Tanrı sayımıdır demek saçmadır.

---------------------------------------

"Cennet ve Cehennemdeki Sonsuz Hayat" anlayışına göre "Madde" ne olmalı?''

''Hepsi bir yana, Öteki Dünyadaki "Madde" ile "İzafiyet Teorisi"nin ne alakası var? '' demişsin.

 

Cevap :

Cennet ve Cehennemdeki madde ile dünya hayatındaki maddeyi karıştırmamak lazım. İkisi de maddedir. Ama biri yok olacak. Diğeri sonsuza kadar devam edecek.

İzafiyet teorisini örnek vermeme kızmışsınız. İzafiyet teorisi boyutlardaki zaman kavramının her boyutta aynı olmadığını kanıtlar. Üstteki cennet ve cehennem kavramındaki maddenin de bir olmadığı İzafiyet teorisindeki zaman kavramına paraleldir.

---------------------------------------

''İzafiyet Teorisi, Öteki Dünyayı falan ispatlamaz...

İspatlar derse, buyur ispatla...

Haydi, görelim...''

Big-Bang ile Evrim Teorisinin ne alakası var?

Evrim Teorisi, Big-Bang'i doğrulayacak ya da yalanlayacak bir bilgi sunmaz ki?

Ya da Big-Bang teorisi, Evrime'e dair bilgi sunmaz ki?'' demişsin.

 

Cevap :

Kelime oyunuyla kasteddiğim şey tam da buydu.

Bence yazdıklarımı bir daha oku :D

Gönderi tarihi:

YARASA'ya cevaplar :

 

Arkadaşım, bilimsel olarak ruh ispatlansa dünyada bunca sayıda materyalist kalır mı?

 

Cevap :

Bugün hala Big Bang'i inkar eden Materyalistler var. Demek oluyor ki bilimsel veri bile gerçeği kabul etmelerine yetmiyor.

--------------------------------------------------------

Telepati ruhun varlığını göstermez! Beyin dalgaları ile ilgili olabilir. Olmadı!

 

Cevap : Olmadı değil işte. Olay tam orta çıkmaza giriyor. Beyin denilen et parçası o fonksiyonu nasıl yapıyor? Bu fonksiyonları yapabilme gücü toprak tarafından tesadüf eseri mi o organa verildi? Beyin bir kayıt cihazı gibi nasıl çalışıyor, Zaman ve mekan kavramını nasıl algılıyor ve beyi'ni arka odasında nasıl şekillendiriyor?

--------------------------------------------------------

Bilinç altı olayları beyin ile ilişkilidir. Ruh ile değil! Psikoloji ve psikiyatri okuyunuz... Olmadı!

 

Cevap : Nasıl da yakananıyorsunuz. Psikoloji ve psikiyatri okuyun diyorsunuz. Orda zaten ruh'un varlığı öğretiliyor. Beyin canlı olmamızı sağmalıyor ki? Et,organ,deri,damar vb.. özellikte olan insanı hangi güç hüzünlendiriyor, hangi olgu onu sevinriyior, aşk dediğimiz olguyu yaşayan kim?

--------------------------------------------------------

''Bunu ilk defa duyuyorum kaynak gösterir misin? İlgili referansı... Hikaye olmasın? Değilse bile telepatiden bir farkı yoktur... ''

 

Peşin hüküm sizi nasıl da ele veriyor.

Dr. Halûk NURBAKİ'nin makalesi :

www.kalbinsesi.com/konu1/teknur63.asp

 

ÖNERİ : Bence şu google'yi kullanmayı öğrenin. Zamanım ve işim var her sorunuzu tek tek cevaplayamayabilirim. Biraz araştırıcı olun. Gerçekçi olmak araştırdıktan sonra hüküm vermektir.

--------------------------------------------------------

Rüyalar bilinç ve bilinçaltının bize oynadığı oyunlardır. Olay beyinde biter. Ruhta değil! Olmadı!

 

Şimdi biraz siz psikoloji okuyun.

--------------------------------------------------------

''Benden bu kadar. Daha fazla devam edemeyeceğim '' demişsin.

 

Cevap :

Edemezsin çümkü tüm yargıları beyin yapıyor gibi bir peşin hükme tabi oluyorsun. Bilinçaltı deyip duruyorsun. Peki doğuştan kör birinin rüya göremesini hangi bilinç altı güç yapabilir ?

Dur sen söylemeden cevap vereyim - Beyin :D

 

Not : Şimdi de bir manevi tespitte bulunmak zorundayım. Şeytan dediğimiz olgu herşeyi beyin yapıyor demenizi istiyor :D

Gönderi tarihi:
Psikoloji ve psikiyatri okuyun diyorsunuz. Orda zaten ruh'un varlığı öğretiliyor. Beyin canlı olmamızı sağmalıyor ki? Et,organ,deri,damar vb.. özellikte olan insanı hangi güç hüzünlendiriyor, hangi olgu onu sevinriyior, aşk dediğimiz olguyu yaşayan kim?

 

Ah arkadaşım ah. Şu isaretlediğim cümlenden sonra tartışamayacağım seninle.

 

 

Peşin hüküm sizi nasıl da ele veriyor.

Dr. Halûk NURBAKİ'nin makalesi :

www.kalbinsesi.com/konu1/teknur63.asp

 

ÖNERİ : Bence şu google'yi kullanmayı öğrenin. Zamanım ve işim var her sorunuzu tek tek cevaplayamayabilirim. Biraz araştırıcı olun. Gerçekçi olmak araştırdıktan sonra hüküm vermektir.

 

Ah be arkadaşım ah... O verdiğin adres, buraya kopyaladığın yazının adresi. Halkımız daha referans vermeyi, alıntı yapmayı, kaynak göstermeyi bilmiyor! Kalkıp bilimi tartışıyor. :stuart: Tartışmıyor da; sadece Harun Amca sitelerinden kopyalayıp yapıştırmakla yetiniyor. Ötesi de yok maalesef... Arkadaşım sana bu olayın kaynağını sooruyorum, yazıyı nereden taşıdığını değil! Bu olayın gerçek olduğuna dair Freud'dan ya da Einstein'dan bir yazı var mı? Bir kaynak var mı? Ben de diyorum ki bu bir uydurmaca. kopyalayıp yapıştırdığın site bunu uydurmuş. KAYNAK NEREDE???

 

ÖNERİ: Daha çok çalışın... Biz burdayız, bekleriz :stuart:

Gönderi tarihi:
Evrim teorisi de materyalist teoriler gibi evrenin hiç yaratılmadığını ve sonsuzdan beri var olduğuun söyler.

Big Bang de bunun tam aksini iddia eder. Yani evrenin bir başlangıcı vardır. Dolayısıyla sıfır hacim'ın patlamasıyla bugünkü madde dediğimiz olgular oluşmuştur.

 

Okudukça neler çıkıyor :D Evrim teorisi ile büyük patlama kuramı zıt düşerlermişmiş... Kardeşim iki farklı konuyu tartışan şey nasıl zıt düşsün bu biiiirrrr.. Büyük Patlama kuramı yoktan var olmayı anlatmaz bu ikiiii. Anlatsa da anlatmasa da bu evrimi ırgalamaz bu üüüçççç. Evrim olup olmaması da büyük patlamaı ırgalamaz bu dööörttttt. Kelime oyunları ile halkı kandıracam diye yapılan çarpıtmalara bak! Birileri de bunları bilimsel diye buraya taşşıyor!

 

Çalışınız kardeşim, araştırınız. Tek yönlü değül. Çok yönlü okuyunuz ki böylesine ciddiyetsiz yazılara imza atmayınız! :stuart:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.