Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Balanları dünyada üzerinde en fazla çalışma ya-.pılan dört türden birisidir. Yalnızca Amerika'da yıllık 14 milyar dolarlık üretim becerileri olması ile diğer hayvanlar arasından sıyrılıp hemen farklı bir yere yerleştirilirler. Öyle sevilir, öyle sayılır ki elalem ne yana koyacağını bilemez bu yağlı misafiri. Öve öve getirir evinin baş köşesine yerleştirir. Olmadık masallar ve yakıştırmalar yaftalanır hemen.

 

Bunlar arasında en bilineni "altıgen petekleridir". Mucize gibi tanıtır, türlü matematiksel hesaplamalar ile öyle hale sokulur ki, okuyana 'ne menem mahlukmuş' dedirtilir. Yok geometrik olarak en olağanüstü şekil bu imiş, yok birim alanda şu kadar verim artışı sağlanırmış feşmekan. Hesaplar hep aynı yere çıkar, aynı düşünce belletilir. Arının yaşantısı arkasında saklanmış gizli bir güç ve akıl vardır ve bu akıl onu hizmete yöneltir. Kime? Tabii ki kendini en üstün varlık sanan insana. Bu tek taraflı anlaşma binlerce yıldır sürer. Eski Yunan'da tanrısal içeceği sunma ayrıcalığı arıya aittir. Hıristiyanlık'ta ve İslamiyet'te yerleri bir başkadır. Son yıllarda memleketimizde hayvanlardan keramet uydurarak millete yutturmak da moda olmuş zaten. Cemaatlerin yayın organları hayvanat bahçesine dönmüş. Normaldir. Ne yazacaklar ki? İçi kof vaazlar ile dolmuyor sayfalar her hafta. Anlaşırsın bir iki okumuşla, verirsin parayı ya da iltiması, uydurursun artık türlü yalanlar ve çarpıtmalar, bir de başlarsın salya sümük ağlamaya oldun mu bir temiz, bir efendi hoca, yükünü alır gidersin.

 

ÇALIŞKAN OLAN ARI MI, ARICI MI...

 

Oysa gerçekler başkadır. Örneğin tüm arılar altıgen petek yapmazlar. Çalışkanlıkları dillere destandır ama gelin görün ki bu konuda çalışan bilim insanları arıların vakitlerinin neredeyse dörtte üçünü aylaklıkla geçirdiğini bilir. Arılar tüm diğer hayvanlar kadar çalışkandırlar, ne fazla ne eksik. Çalışkan olan arıcıdır, arı değil. Zaten çalışkanlık ya da tembellik gibi kavramlar insanlara özgüdür. Kural olarak canlılar optimum koşullarda yaşarlar ve gereksiz yere enerji harcayamazlar.

 

Diğer taraftan halanlarının başarılarını da küçümsememek gerek. Tozlaşma onlar sayesinde olur. Arıların bir kısmında topluluk halinde işbirliği ve işbölümü göstererek geçen bir yaşam biçimi evrimleşmiştir. Bu tarzda yaşam arı ve karıncaların içinde bulunduğu zarkanatlı böceklerde bilindiği kadarı ile en az on kez evrimleşmiştir. Bunlar arasında kuşkusuz en başarılısı halanlarında görülenidir. Bugün yaşayan 7 farklı tür balansı ve bunlara ait 2000'den fazla kültürü yapılan soy vardır. Dünyada en fazla üretimi yapılan Apis mellifera türüdür. Aralarında meşhur kafkas arısı Apis mellifera caucasica gibi verimli olanları olduğu gibi, Apis mellifera scutellata gibi "katil arı" olarak bilinen sinirli alttürleri de mevcuttur. Balarıları danslar yolu ile iletişim kurarak birbirlerine herhangi bir çiçek kaynağının yerini tarif edebilirler. Diğer taraftan trofolaksis adı verilen bir yöntem ile ağızdan ağıza besin aktararak tatları da tarif edebilirler. Aynı başarıyı kokular konusunda da gösterirler. Kolcuların halanları için yaşamsal önemi vardır. Örneğin İzoamil asetat salgılandığı zaman bu "kovan tehlikededir" anlamına gelir. Bu koku çok çabuk buharlaşır ve etrafa yayılır, kokuyu alan arılar hedefin başına üşüşür. Bunu engellemek için arıcılar küçük körükler yardımı ile duman oluştururlar. Böylece hem kokuyu baskılarlar hem de duman arıları bir parça uyuşturur. Ana kolcusu olarak bilinen 902 isimli bir başkası sayesinde kovandaki arılar sakin kalırlar. Bir başka koku erkekleri bir araya toplar ve kraliçe arı bu sayede 5-6 erkek arı ile eşleşebilir. Bazı insanlar bu kokuyu izole edip üzerlerine sürerler. Kolcuyu alan etraftaki tüm erkek arılar adamın üzerine üşüşür. Böylece seyredenleri şaşırtan hatta dehşete düşüren bir manzara oluşur. Bu gösterilerin bir tehlikesi yoktur zira erkek arıların iğnesi olmadığından kimseleri sokamazlar.

 

BURUN YERİNE DUYARGA

 

Balarıları aynı zamanda şartlı refleks ile öğrenmenin en bilinen modelleridir. Yaklaşık elli yıldır bu konuda çok çeşitli deneyler yapılmaktadır. Pavlov'un ünlü şartlı refleks deneyleri köpekler üzerine başlamıştır ancak deneyin temeli tüm canlılar için aynıdır. Bellek ayırdında olunmaksızın edinilen ya da etkin biçimde öğrenilen bilgileri belli bir süre saklama yeteneğidir. Bellek kısa, orta ya da uzun süreli olabilir. Her biri farklı şekilde depolanır. Alışma sonucu, koşullu yönelim, koşullu sakınma, koşullu eylem, soyutlama, genelleme ve başta söylediğimiz şartlı refleks gibi yöntemler ile canlılara bir şeyler öğretilebilir. Örneğin depremde enkaz altında kalmış insanlar köpekler yardımı ile bulunabilir, hayvanlara sirklerde türlü maskaralıklar yaptırılır.

 

Balarılarına da zayıf elektrik şoku verme, şekerli su ile ödüllendirme gibi yöntemler kullanılarak bazı şeyler öğretilebilmektedir. Bazı deneylerde belli bir koku ile elektrik şoku birlikte verildiğinde bu kolcuyu tekrar duyan balansı iğnesini çıkartmaktadır. Benzer şekilde yine belli bazı kolcular ile ödül birlikte sunulduğunda arıların dillerini dışarı çıkartabildikleri bilinmektedir. Koku bazen vücut içine enjekte edilir, bazen besine karıştırılır. Arıların burunlarının olmadığı malumunuz, onlar kolcuları antenlerinde bulunan küçük duyargalar ile alırlar. Balardan yaşa bağlı poli-etiktirler. Yani farklı yaşlarında bir birey farklı işler yapar. 12-18 günlük arılarda koku algılama becerisi daha yüksektir. Arıların alttürleri arasında da farklılıklar mevcuttur. Ayrıca belli bir süre için öğrenilen bu davranışlar arı kanıksamaya başladığında ortadan kalkar, yani uzun dönemli değildir.

 

Böceklere bir şeyler öğretilebileceğini anlayan zihniyet bir süredir bundan yararlanma yoluna da gitmeye çalışmaktadır. Bazı sineklere çürümeye yaklaşmış domates ya da balıkları henüz kimse fark etmeden marketlerin rafında iken bulmayı öğretmeye çalışanlar bu besinleri diğerlerine göre daha önce pazarlayarak tüketiciye "kakalama" yoluna gitmişlerdir. Yine halanlarına kokain gibi uyuşturucu maddeleri gümrüklerde bulmayı öğretmeye çalışanlar olmuştur. Bu çalışmalar saygın bilimsel dergiler tarafından yöntemleri ciddi ve bilimsel bulunmadığından yayınlanmamışlara da ağızdan ağıza keramet gibi tanıtımları sürdürülmektedir. Bu tip fikirler zaman zaman benim Müdür Yardımcıhğı'nı yürüttüğüm Hacettepe Üniversitesi Arı Ürünleri Merkezi'mize de iletilmektedir. Dikkatimi çeken böylesi fikirlerin sıklıkla cemaat okullarından gelmesi olmuştur. Bu okullarda iyi bir eğitim veriliyor gibi görünmesine karşın bunlardan mezun olanların temel bilimlerde hiçbir varlık gösteremeyip "para kazandıracak" meslekleri tercih etmelerini de ilginç buluyorum doğrusu.

 

Son olarak İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü tarafından ortaya atılan halanlarına uyuşturucu madde buldurma projesi de hafta sonu merkezin telefonlarını sürekli meşgul etti. Türkiye'nin dört yanından arayanlar, meraklılar ve elbette gazeteciler bunun mümkün olup olamayacağını sordular gün boyu. Kişisel kanım, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Ata Özer'in okullarda uyuşturucu madde kullanımını engelleme konusundaki hassasiyetini bilen birilerinin, bir sohbet sırasında Sayın Özer'i bu yöntemin uygulanabilirliğine ikna etmiş olabileceği yönünde ya da Sayın Milli Eğitim Bakanı gibi bunun bir şaka olduğunu düşünüyorum. Tabii tamamen kişisel fikrim. Zira Sayın Müdür göreve atandığında bir gazeteye şöyle demeç vermiş: "İddialı değilim, görev yapacağım, konuşmayacağım, çalışacağım" (*).

 

PROJEYE KARŞI ÜÇ TEMEL GEREKÇE

 

Zaman zaman TÜBİTAK gibi kurumlarda proje değerlendirmeleri yaparız. "Keş arı" projesi bu kurumlara sunulsaydı hangi bilim insanı olursa olsun temelde üç gerekçe ile bu projeye destek olmayı reddederdi. Birincisi, projeyi önerenin konu ile ilgili tek bir bilimsel yayını bile bulunmamaktadır, ikincisi projenin uygulanabilirliği zayıftır, üçüncüsü sinekler, hamamböcekleri ve çekirgeler gibi halanlarına oranla daha az endişe yaratabilecek, nöron yapıları daha iyi bilinen ve yaşam dönemleri daha uzun başka böcek grupları tercih edilmelidir. Ayrıca, yapılan başka çalışmalar göstermiştir ki, halanlarının farklı soyları için değişik neticeler alındığından, uygun grubun bulunması zor görülmektedir.

 

Bir parça Said-i Nursi'nin kitaplarındaki abuk ifadelere benzemişse de, ne söylediğim anlaşılmıştır sanıyorum. Zaten tüm hafta sonu bilen bilmeyen her türlü açıklamayı yaptı, konu da AKP'nin kapatılması istemi ile açılan dava gündeme düşünce kayboldu gitti. Yine de ben bu projede başka bir detaya "takılmış" haldeyim aslında. Sayın Özer'in açıklamalarına göre, ilci buçuk aydır araştırma sürmektedir; yani arılara bir yerlerde, birileri tarafından uyuşturucu verilmektedir. Bu deneyi sürdürenler hakkında "uyuşturucu madde bulundurmaktan" bir işlem yapılmadığına göre yakında tüm keşler balkonlarında arı beslemeye kalkabilir. Düşünsenize, polis kırıp kapıyı giriyor içeriye, vatandaşımız duman altı, soruyor memur, elindeki tozu sallayarak, "Ne ulan bu?", el-cevap "VALLAHİ ARI YEMİ KOMSERİM". ;)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.