Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

burundigl1.jpg

 

BURUNDI

 

Kücük Burundi devleti, Tangayika gölünün kuzeydoğusundaki yükseltilerde yer alır. Gölün tam kuzeyine düşen tektonik

 

cöküntü havzasının uzantısı, yöredeki tek büyük ovayı oluşturur. Tabanı düz ama cevresi yüksek ve sarp dağlarla sarılı

 

olan ova, ikliminin cok sıcak olması nedeniyle tropikal klima son derece elverişlidir. Ovayı doğudan kapatan Tanganyika

 

gölünün havzasını Nil irmağının havzasından ayıran dağlar ( en yüksek nokatası Heba dağı, 2 670 m ) , kücük

 

yüksekovalardan ve tepeleri yuvarlaklaşmış engebelerden oluşmuştur ve dağ tarımı ile hayvancılığa son derece elverişli bir

 

ortamdır. Söz konusu engelerin doğusunda, orta yüksekova yer alır, yükseltisi 1 000 m' yi gecen bu inişli cıkışlı

 

yüksekova yer yer vadilerle kesilmiştir.

 

 

 

Daha doğuya gidildikce. Tanzanya sınırından başlayarak yüksekova hızla alcalır, bircok kücük göl havzası ya da

 

bataklıklar halinde Tanzanya yüksekovasına karışır.

 

 

 

Ekvator cizgisinin birkac derece güneyinde yer alan ülkenin iklimi, büyük ölcüde yüksekliğin etkisi altındadır. Tanganyika

 

gölünün kuzey yönündeki zantisi olan Imbo düzlüğü, en sıcak ve en az yağış alan bölgedir. Ortalama sıcaklik 23° - 25° C

 

arasında değişir, yılda 1 000 mm ' yi aşmayan yağışlar, özellikle kasım şubat ayları arasında yoğunlaşır. Dağlık

 

kesimlerde 20° C' in altına düşen ortalama sıcaklık, ülkenin en kalabalık yeri olan orta yüksekova yöresinde 20° C

 

dolayında kalır.

 

 

 

Akarsu örtüsü acısından, Burundi' nin kutadaki en büyük iki ırmağın havzası arasında bölündügü görülür. Güney bölgesi,

 

Tanganyika gölünden beslenen Lukuga ırmağıyla Kongo havzasına bağlanır, gene Tanganyika gölüne boşalan Malagarasi'

nin suladığı güney doğu sınırındaki bir şerit de buraya bağlıdır. Buna karşılık, akarsuları Victoria gölüne dökülen Kagera

 

ırmağının beslediği orta - kuzey bölgesi, Nil havzasında kalır ( Nil' in kaynağı da Burundi' nin güney kesiminde, Gitega

 

dağının güneyinde yer alır) . Ülke toprakları oldukca değişik niteliktedir, ama cok ilkel yöntemlerle tarım yapıldığı için,

 

yoksullaşmış ve yozlaşmıştır. Üstelik, tarım yapılan yamaclar dahi toprakları sel suları sürükleyip götürür. Bitki örtüsü de

 

iyice bozulmuştur ( özellikle orta yüksekovada her yerde tarım yapılmaktadır ) . Yalnızca yüksek engebelerde dağ

 

ormanına raslanır. Doğudaki cöküntü alanlarında, özellikle de Victoria gölü havzası yakınındaki yerlerde Kagera ırmağı ile

 

kollarının suladığı kıyılarda, kücük sulak havzalarda bol papirüs ve öbür su bitkileri yetişir.

 

 

 

 

 

Ülke Tarihine Genel Bakış

 

 

 

Burundi’ nin sömürge olmadan önceki tarihi, komsusu Ruanda’ ninkine cok benzer. Bölgeye önce Pigme kökenli Batualar

yerleşmiş, onları Bantu soyunda Bahutular ve Nil vadisi kökenli Vatusiler izlemiştir. Kültür bakımından daha gelişmiş olan

 

Vatusiler, sayıca öbür iki topluluktan daha az olmalarına karşın, onlara üstünlüklerini kabul etirmiş, üstelik katı bir

 

aşamasırasina ve etnik ayrılıklara dayanan bir iktisat sistemi uygulayarak, üretim etkinliklerini birbirinden ayırmışlardır.

 

Hayvanların sahibi Vatusilerdi, hayvancılıkla ilgili bütün etkinlikleri…tierzucht150sx5.jpg.. de onlar denetliyorlardı,

 

Bahutular Vatusilerin hesabına tarım ve hayvancılıkla uğraşırlardı, avlanma ve kücük sanat işleriyse Batualara bırakılmıştı.

 

 

 

Bögeye ilk ayak basan Avrupalılar Almanlar oldular,

 

Tanganyika ile Kivu gölleri...kivuseewc0.jpg... cevresindeki dağlık yöreleri

 

egemenlikleri altına alarak, Tanganyika gölünün kuzeyindeki Usumbura’ da bir askeri üst kurdular. Almanların yanı sıra

 

yöreye gelen Beyaz Rahipler diye nitelenen misyonerler, daha ic bölgelere sokularak hiristiyanlığı yaymaya başladılar.

 

 

 

Birinci Dünya savaşı sonunda Milletler Cemiyeti, Burundi’ yi Belcika da himayesine bıraktı. Belcika da bu toprakları

 

Kongo’ dan yönetmeye başladı. 1946’ da Birleşmiş Milleler Örgütü, ülkenin uluslararası nitelikli bir gözetim altında

 

bulundurulmasına karar verdi.

Gönderi tarihi:

1960’ ta, komşiu Ruanda’ da olduğu gibi etnik gruplar arasında ic savaşlara gerek kalmaksızın, sömürgelikten kurtulundu.

Bağımsızlık savaşını sürdüren Vatusilerden Prens Louis Rwagasore’ nin yönettiği Ulusal Birlik ve Ilerleme Paristi

 

( Uprona ) , 1961 secimlerinde Hiristiyan Demokrat Parti ( PDC ) ile Köylü Demokrat Partisi’ ni (PDR ) geride bırakarak

 

iktidari ele gecirdi. Ama secimlerden birkac gün sonra, Rwagasora Öldürüldü.Temmuz ‚ da Urundi’ nin tam anlamıyla

 

bağımsızlığına kavuşarak „ Burundi „ adını almasından sonra başlayan iktidar cekismelerini, bu ülkedeki varliılarını ve

 

cıkarlarını korumak isteyen Belcikalılar körüklediler. Bahutular, Bati’ dan yana olmayı savunurken, Vatusiler ( Ruiandali

 

Vatusilerin tersine ) sosyalist ülkelere yanaştılar. 1965 yılının Ekim ayında Bahutular bir hükümet darbesi girişiminde

 

bulunarak bazı Vatusi yöneticilerini öldürdüler. Ama ordu duruma el koydu ve Bahutularin bazı ileri gelenleri Bujumbura

 

( eski adıyla Usumbura ) sokaklarında kurşuna dizildi. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu ve ic barışın sarsılmasına

 

yol actı. Ordu, Kralı tahttan indirdi ve 28 Kasım 1966’ da cumhuriyet ilan edilerek, Micombero devlet başkanı oldu.

 

 

 

Diktatörlük rejimini benimseyen yeni yönetim, çok kötü durumda olan iktisadı durumu düzeltmeyi başaramadı, üstelik

 

rüsvet olayları ve yolsuzluklar, bütün yönetim kadrosundaki düzensizlik, iktisadın büsbütün cıkmaza girmesine yol actı.

 

1972 Nisanın sonlarında Bahutular, iktidari ele gecirmek için yeni bir girişimde bulundularsa da, olay kanlı bicimde

 

bastırıldı. Bu olayda en az 100 000 kişinin öldürüldüğü,

 

 

100 000 kişinin de komşu ülkelere sığındığı sanılmaktadır. Batı ülkelerinde hemen hic yankı uyandırmayan bu korkunc

 

olaydan sonra saygınlığını iyice yitirien Micombero, 1 Kasım 1976’ da bir subay topluluğu tarafından görevinden alındı ve

 

yerine Albay Jean – Baptiste Bagaza atandı.

 

 

 

Bagaza önce, ic barışın sağlanması ve etnik ayrılıkların ortadan kaldırılması, ülke iktisadının düzeltilmesi, gelirin daha

 

adaletli bicimde dağitılması sorunlarına el attı. Bu arada, çok kücük ve dağınık yerleşme birimlerinin kamu hizmetlerinden

 

daha iyi yararlanabilecek köylere dönüştürülmesine calışılmaktaydi. Rwagasor’ nin Ulusal Birlik ve Ilerleme Partisi

 

günümüzde devlet başkanının yönetimindedir ve ülkenin tek yasa partisidir. Bu parti „ kirundileştirme“ ye ( kirundi devletin

 

resmi dilidir ) , yani tek ve birleştirici laik kültür modelini yaygınlaştırmaya büyük önem verdiği için özellikle eğitm alanında

cok güclü olan misyonerlerle ( Bujumbura Üniversitesi’ ni „ Beyaz Rahipler „ kurmuştur ) arası acılmıştır. Hükümetin

 

izledigi iktisat siyaseti, tarım kesiminde üretimin artırılmasını amaclamaktadır. Ama her ne kadar toprakların ortalasa

 

kullanılır olması yolunda resmi demecler verilmekteyse de, özel toprak mükiyetine karşı kesin bir tutum alınmamata ve

 

mülkiyet hakkına dokunulmamaktadır.

 

 

 

Ülke Iktisadına Genel Bakış

 

 

Burundi, dünyanın en yoksul yirmi ülkesinden biridir. Önce sömürge yönetimi, daha sonra da uzun karışıklık ve ic savaş

 

yılları...wirimmernochgebautcw1.jpg... zaten iyi olmayan iktisadı büyük ölcüde sarsmıştır. Nüfus yogunluğu cok

 

yüksektir ( km² ‚ ye oralama 137 kisi düşer ) , aslındaysa orta yüksekovada bu oran cok daha yüksektir.

 

 

% 94’ ü ciftcilikle ve coğanlıkla gecinen halk, cok kücük ve dağınık kümler halinde yaşar, ilkel yöntemlerle, toprağın

 

özünü emercesine günlük besinini cikarmağa calışır, yetiştirilen başlıca ürünler manyoka , patates, mısır ve düsük nitlikli

 

tahillardır. Özellikle Vatusilerin uğraştıkları hayvancılık da, iktisadı yarardan cok, saygınlık kazandıran bir iş sayılır.

 

 

Ticarete yönelik en önemli bitki olan kahvenin yetiştirilmesine Alman sömürgeciligi döneminde başlanmıştır. Günümüzde

 

dışsatım gelirlerinin % 90’ ini sağlayan kahve en cok Ngozi ilinde, özellikle de Kayanza idare bölümünde yetiştirilir.

 

( ülkedeki 70 000 kahve ağacından 20 000’ i ) Yerel kücük toprak sahiplerinin kahve tarımına, parti de örnek üretim

 

ciftlikleriyle katılır. Ne var ki, 1979’ da 28 000 tonu bulan üretim, 1980’ de 18 000 tonda kalmıştır. Hükümet artık, tarım

 

üretimini cesitlendirmek amacıyla kahvenin ve muzun yanı sıra, sebze ve öbür besin ürünlerinin de ekimini

 

desteklemektedir. Yüksek dağların yamaclarında yetiştirilen cayın günümüzde iktisada katkısı azdır, ama daha akilci

 

toplama yöntemleri uygulanırsa, ilerde daha iyi sonuclar elde edilmesi beklenebilir.

 

 

Ruzizi vadisinde...t165305anv9.jpg... de pamuk ekilir.Ülkede sanayi kurulşuları cok azdır ve

 

Bujumbara dolaylarında Toplanmıştır. Musongati yakınlarında son yıllarda bulunmuş olan nikel madeni, henüz verimli

 

bicimde işletilememektedir. Zaten malların taşınması da önemli bir sorundur. Denize en yakın yer kıyıdan 1 200 km

 

uzaklıktadır, en yakın liman olan Darüsselam’ a ulaşmak

 

icinse, önce Kigoma’ ya kadar Tangayika gölünü gecmek, sonra da Tanzanya’ nin pek iyi olmayan demiryolunu

 

kullanmak gerekir. Kahve ve öbür maddelerin dışatımı daha çok havayoluyla yapılmakta, bu da maliyetleri çok

 

yükselmektedir.

Gönderi tarihi:

Bölgelerin Genel Gürünümü

 

Kücük Burundi, birbirinden değişik özellikte üc bölgeye ayrılır. Ic yüksekova ve sıradağlar, 773 m yükseltideki Tanganyıka

gölüne dik yamaclar halinde inerler. Gölün kuzey uzantısı olan cöküntü hendeğinde yamaclariı eğimi azalır ve Ruzizi

 

ırmağının suladığı Imbo vadisinde ortadan kalkarlar. Eski Alman sömürgesinin ( daha sonra Belcika sömürgesinin )

 

merkezi olan Usumbura ( günümüzdeki adıyla Bujumbura ) da Tanganyıka gölünün bu noktasında yer alır.

 

Nüfusu 200 000’ i bile bulmayan Bujumbura’ da, 1972 toplu kıyımına kadar yaşayan halkın coğunluğu Vatusi soyundandı,

 

günümüzdeyse nüfus daha karışıktır. Imbo düzlüğünün ic kesimlerinde pamuk tarlaları önemli yer tutar.

 

 

Göllerin bulundugu cöküntü hendeği ile orta yüksekova arasında kalan engebelerin, yalnızca eteklerine doğru olan

 

kesimleri yerleşmeye uygundur. Cay yetistirilen alanların ve yamaclardaki tarlaların yakınlarında, kümleler halinde kücük

 

köyler kurulmuştur. Insanların yaşadığı yerlerde, ormanlar yok edilmiş, ancak 2 000 m ‘ den yüksek kesimlerde ormanlar

 

korunabilmiştir. Orta yüksekova, ülkenin en kalabalık bölgesidir. Kücük kücük yüzlerce köyün dağınık halde bulunduğu

 

bölgede yaşayan Bahutular, aile birimi temel aliıarak paylaşılmış tarıma elverişli alanları karış karış ekerler. Her aile,

 

kendisinin olan ve

 

 

genellikle samandan yapılmış, damı huni bicimli kulübeler topluluğunda yaşar ve cevresi citle sınırlandırılmış tarlasını ekip

 

bicer. Günümüzde hükümet, insan ile toprak arasındaki bu gelenksel ilişkiye artık bir son vermek gerektiğini düşündüğü

 

icin, halkın daha büyük köylerde, daha derli toplu yaşaması için caba göstermektedir. Yüksekovanin en önemli yerleşme

 

merkezi Gitega kasabasıdır. Ülkenin aşağı yukarı tam ortasında bulunan 15 000 nüfuslu bu kasaba , bir tarım ürünleri

 

pazarı görünümündedir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.