Gönderi tarihi: 7 Mart , 2008 17 yıl BURUNDI Kücük Burundi devleti, Tangayika gölünün kuzeydoğusundaki yükseltilerde yer alır. Gölün tam kuzeyine düşen tektonik cöküntü havzasının uzantısı, yöredeki tek büyük ovayı oluşturur. Tabanı düz ama cevresi yüksek ve sarp dağlarla sarılı olan ova, ikliminin cok sıcak olması nedeniyle tropikal klima son derece elverişlidir. Ovayı doğudan kapatan Tanganyika gölünün havzasını Nil irmağının havzasından ayıran dağlar ( en yüksek nokatası Heba dağı, 2 670 m ) , kücük yüksekovalardan ve tepeleri yuvarlaklaşmış engebelerden oluşmuştur ve dağ tarımı ile hayvancılığa son derece elverişli bir ortamdır. Söz konusu engelerin doğusunda, orta yüksekova yer alır, yükseltisi 1 000 m' yi gecen bu inişli cıkışlı yüksekova yer yer vadilerle kesilmiştir. Daha doğuya gidildikce. Tanzanya sınırından başlayarak yüksekova hızla alcalır, bircok kücük göl havzası ya da bataklıklar halinde Tanzanya yüksekovasına karışır. Ekvator cizgisinin birkac derece güneyinde yer alan ülkenin iklimi, büyük ölcüde yüksekliğin etkisi altındadır. Tanganyika gölünün kuzey yönündeki zantisi olan Imbo düzlüğü, en sıcak ve en az yağış alan bölgedir. Ortalama sıcaklik 23° - 25° C arasında değişir, yılda 1 000 mm ' yi aşmayan yağışlar, özellikle kasım şubat ayları arasında yoğunlaşır. Dağlık kesimlerde 20° C' in altına düşen ortalama sıcaklık, ülkenin en kalabalık yeri olan orta yüksekova yöresinde 20° C dolayında kalır. Akarsu örtüsü acısından, Burundi' nin kutadaki en büyük iki ırmağın havzası arasında bölündügü görülür. Güney bölgesi, Tanganyika gölünden beslenen Lukuga ırmağıyla Kongo havzasına bağlanır, gene Tanganyika gölüne boşalan Malagarasi' nin suladığı güney doğu sınırındaki bir şerit de buraya bağlıdır. Buna karşılık, akarsuları Victoria gölüne dökülen Kagera ırmağının beslediği orta - kuzey bölgesi, Nil havzasında kalır ( Nil' in kaynağı da Burundi' nin güney kesiminde, Gitega dağının güneyinde yer alır) . Ülke toprakları oldukca değişik niteliktedir, ama cok ilkel yöntemlerle tarım yapıldığı için, yoksullaşmış ve yozlaşmıştır. Üstelik, tarım yapılan yamaclar dahi toprakları sel suları sürükleyip götürür. Bitki örtüsü de iyice bozulmuştur ( özellikle orta yüksekovada her yerde tarım yapılmaktadır ) . Yalnızca yüksek engebelerde dağ ormanına raslanır. Doğudaki cöküntü alanlarında, özellikle de Victoria gölü havzası yakınındaki yerlerde Kagera ırmağı ile kollarının suladığı kıyılarda, kücük sulak havzalarda bol papirüs ve öbür su bitkileri yetişir. Ülke Tarihine Genel Bakış Burundi’ nin sömürge olmadan önceki tarihi, komsusu Ruanda’ ninkine cok benzer. Bölgeye önce Pigme kökenli Batualar yerleşmiş, onları Bantu soyunda Bahutular ve Nil vadisi kökenli Vatusiler izlemiştir. Kültür bakımından daha gelişmiş olan Vatusiler, sayıca öbür iki topluluktan daha az olmalarına karşın, onlara üstünlüklerini kabul etirmiş, üstelik katı bir aşamasırasina ve etnik ayrılıklara dayanan bir iktisat sistemi uygulayarak, üretim etkinliklerini birbirinden ayırmışlardır. Hayvanların sahibi Vatusilerdi, hayvancılıkla ilgili bütün etkinlikleri….. de onlar denetliyorlardı, Bahutular Vatusilerin hesabına tarım ve hayvancılıkla uğraşırlardı, avlanma ve kücük sanat işleriyse Batualara bırakılmıştı. Bögeye ilk ayak basan Avrupalılar Almanlar oldular, Tanganyika ile Kivu gölleri...... cevresindeki dağlık yöreleri egemenlikleri altına alarak, Tanganyika gölünün kuzeyindeki Usumbura’ da bir askeri üst kurdular. Almanların yanı sıra yöreye gelen Beyaz Rahipler diye nitelenen misyonerler, daha ic bölgelere sokularak hiristiyanlığı yaymaya başladılar. Birinci Dünya savaşı sonunda Milletler Cemiyeti, Burundi’ yi Belcika da himayesine bıraktı. Belcika da bu toprakları Kongo’ dan yönetmeye başladı. 1946’ da Birleşmiş Milleler Örgütü, ülkenin uluslararası nitelikli bir gözetim altında bulundurulmasına karar verdi.
Gönderi tarihi: 7 Mart , 2008 17 yıl 1960’ ta, komşiu Ruanda’ da olduğu gibi etnik gruplar arasında ic savaşlara gerek kalmaksızın, sömürgelikten kurtulundu. Bağımsızlık savaşını sürdüren Vatusilerden Prens Louis Rwagasore’ nin yönettiği Ulusal Birlik ve Ilerleme Paristi ( Uprona ) , 1961 secimlerinde Hiristiyan Demokrat Parti ( PDC ) ile Köylü Demokrat Partisi’ ni (PDR ) geride bırakarak iktidari ele gecirdi. Ama secimlerden birkac gün sonra, Rwagasora Öldürüldü.Temmuz ‚ da Urundi’ nin tam anlamıyla bağımsızlığına kavuşarak „ Burundi „ adını almasından sonra başlayan iktidar cekismelerini, bu ülkedeki varliılarını ve cıkarlarını korumak isteyen Belcikalılar körüklediler. Bahutular, Bati’ dan yana olmayı savunurken, Vatusiler ( Ruiandali Vatusilerin tersine ) sosyalist ülkelere yanaştılar. 1965 yılının Ekim ayında Bahutular bir hükümet darbesi girişiminde bulunarak bazı Vatusi yöneticilerini öldürdüler. Ama ordu duruma el koydu ve Bahutularin bazı ileri gelenleri Bujumbura ( eski adıyla Usumbura ) sokaklarında kurşuna dizildi. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu ve ic barışın sarsılmasına yol actı. Ordu, Kralı tahttan indirdi ve 28 Kasım 1966’ da cumhuriyet ilan edilerek, Micombero devlet başkanı oldu. Diktatörlük rejimini benimseyen yeni yönetim, çok kötü durumda olan iktisadı durumu düzeltmeyi başaramadı, üstelik rüsvet olayları ve yolsuzluklar, bütün yönetim kadrosundaki düzensizlik, iktisadın büsbütün cıkmaza girmesine yol actı. 1972 Nisanın sonlarında Bahutular, iktidari ele gecirmek için yeni bir girişimde bulundularsa da, olay kanlı bicimde bastırıldı. Bu olayda en az 100 000 kişinin öldürüldüğü, 100 000 kişinin de komşu ülkelere sığındığı sanılmaktadır. Batı ülkelerinde hemen hic yankı uyandırmayan bu korkunc olaydan sonra saygınlığını iyice yitirien Micombero, 1 Kasım 1976’ da bir subay topluluğu tarafından görevinden alındı ve yerine Albay Jean – Baptiste Bagaza atandı. Bagaza önce, ic barışın sağlanması ve etnik ayrılıkların ortadan kaldırılması, ülke iktisadının düzeltilmesi, gelirin daha adaletli bicimde dağitılması sorunlarına el attı. Bu arada, çok kücük ve dağınık yerleşme birimlerinin kamu hizmetlerinden daha iyi yararlanabilecek köylere dönüştürülmesine calışılmaktaydi. Rwagasor’ nin Ulusal Birlik ve Ilerleme Partisi günümüzde devlet başkanının yönetimindedir ve ülkenin tek yasa partisidir. Bu parti „ kirundileştirme“ ye ( kirundi devletin resmi dilidir ) , yani tek ve birleştirici laik kültür modelini yaygınlaştırmaya büyük önem verdiği için özellikle eğitm alanında cok güclü olan misyonerlerle ( Bujumbura Üniversitesi’ ni „ Beyaz Rahipler „ kurmuştur ) arası acılmıştır. Hükümetin izledigi iktisat siyaseti, tarım kesiminde üretimin artırılmasını amaclamaktadır. Ama her ne kadar toprakların ortalasa kullanılır olması yolunda resmi demecler verilmekteyse de, özel toprak mükiyetine karşı kesin bir tutum alınmamata ve mülkiyet hakkına dokunulmamaktadır. Ülke Iktisadına Genel Bakış Burundi, dünyanın en yoksul yirmi ülkesinden biridir. Önce sömürge yönetimi, daha sonra da uzun karışıklık ve ic savaş yılları...... zaten iyi olmayan iktisadı büyük ölcüde sarsmıştır. Nüfus yogunluğu cok yüksektir ( km² ‚ ye oralama 137 kisi düşer ) , aslındaysa orta yüksekovada bu oran cok daha yüksektir. % 94’ ü ciftcilikle ve coğanlıkla gecinen halk, cok kücük ve dağınık kümler halinde yaşar, ilkel yöntemlerle, toprağın özünü emercesine günlük besinini cikarmağa calışır, yetiştirilen başlıca ürünler manyoka , patates, mısır ve düsük nitlikli tahillardır. Özellikle Vatusilerin uğraştıkları hayvancılık da, iktisadı yarardan cok, saygınlık kazandıran bir iş sayılır. Ticarete yönelik en önemli bitki olan kahvenin yetiştirilmesine Alman sömürgeciligi döneminde başlanmıştır. Günümüzde dışsatım gelirlerinin % 90’ ini sağlayan kahve en cok Ngozi ilinde, özellikle de Kayanza idare bölümünde yetiştirilir. ( ülkedeki 70 000 kahve ağacından 20 000’ i ) Yerel kücük toprak sahiplerinin kahve tarımına, parti de örnek üretim ciftlikleriyle katılır. Ne var ki, 1979’ da 28 000 tonu bulan üretim, 1980’ de 18 000 tonda kalmıştır. Hükümet artık, tarım üretimini cesitlendirmek amacıyla kahvenin ve muzun yanı sıra, sebze ve öbür besin ürünlerinin de ekimini desteklemektedir. Yüksek dağların yamaclarında yetiştirilen cayın günümüzde iktisada katkısı azdır, ama daha akilci toplama yöntemleri uygulanırsa, ilerde daha iyi sonuclar elde edilmesi beklenebilir. Ruzizi vadisinde...... de pamuk ekilir.Ülkede sanayi kurulşuları cok azdır ve Bujumbara dolaylarında Toplanmıştır. Musongati yakınlarında son yıllarda bulunmuş olan nikel madeni, henüz verimli bicimde işletilememektedir. Zaten malların taşınması da önemli bir sorundur. Denize en yakın yer kıyıdan 1 200 km uzaklıktadır, en yakın liman olan Darüsselam’ a ulaşmak icinse, önce Kigoma’ ya kadar Tangayika gölünü gecmek, sonra da Tanzanya’ nin pek iyi olmayan demiryolunu kullanmak gerekir. Kahve ve öbür maddelerin dışatımı daha çok havayoluyla yapılmakta, bu da maliyetleri çok yükselmektedir.
Gönderi tarihi: 7 Mart , 2008 17 yıl Bölgelerin Genel Gürünümü Kücük Burundi, birbirinden değişik özellikte üc bölgeye ayrılır. Ic yüksekova ve sıradağlar, 773 m yükseltideki Tanganyıka gölüne dik yamaclar halinde inerler. Gölün kuzey uzantısı olan cöküntü hendeğinde yamaclariı eğimi azalır ve Ruzizi ırmağının suladığı Imbo vadisinde ortadan kalkarlar. Eski Alman sömürgesinin ( daha sonra Belcika sömürgesinin ) merkezi olan Usumbura ( günümüzdeki adıyla Bujumbura ) da Tanganyıka gölünün bu noktasında yer alır. Nüfusu 200 000’ i bile bulmayan Bujumbura’ da, 1972 toplu kıyımına kadar yaşayan halkın coğunluğu Vatusi soyundandı, günümüzdeyse nüfus daha karışıktır. Imbo düzlüğünün ic kesimlerinde pamuk tarlaları önemli yer tutar. Göllerin bulundugu cöküntü hendeği ile orta yüksekova arasında kalan engebelerin, yalnızca eteklerine doğru olan kesimleri yerleşmeye uygundur. Cay yetistirilen alanların ve yamaclardaki tarlaların yakınlarında, kümleler halinde kücük köyler kurulmuştur. Insanların yaşadığı yerlerde, ormanlar yok edilmiş, ancak 2 000 m ‘ den yüksek kesimlerde ormanlar korunabilmiştir. Orta yüksekova, ülkenin en kalabalık bölgesidir. Kücük kücük yüzlerce köyün dağınık halde bulunduğu bölgede yaşayan Bahutular, aile birimi temel aliıarak paylaşılmış tarıma elverişli alanları karış karış ekerler. Her aile, kendisinin olan ve genellikle samandan yapılmış, damı huni bicimli kulübeler topluluğunda yaşar ve cevresi citle sınırlandırılmış tarlasını ekip bicer. Günümüzde hükümet, insan ile toprak arasındaki bu gelenksel ilişkiye artık bir son vermek gerektiğini düşündüğü icin, halkın daha büyük köylerde, daha derli toplu yaşaması için caba göstermektedir. Yüksekovanin en önemli yerleşme merkezi Gitega kasabasıdır. Ülkenin aşağı yukarı tam ortasında bulunan 15 000 nüfuslu bu kasaba , bir tarım ürünleri pazarı görünümündedir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.