Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

İnsanlar gördüm kendilerine yabancı kendilerine garip kendilerine uzak. Hiç bitmeyecek bir yolun yolcusu gibiydiler. Ne dinlenebilecekleri bir mola yeri ve nede zaten varabilecekleri bir yer vardı. Ruhlarındaki kabullenmişlik çirkin yüzlerine yansımıştı. Birbirlerinin kopyası bu insanlar arasında bir yabancıydım ben. Beni aralarına hiç almadılar, zaten hiç girmek istemediğimi bilmediler ki. Tek kelime konuşmadım onlarla. Yine de onlarla aynı adımları atıyordum bilinçsizce. O hiç bitmeyecek sandığım yola çıkmıştım onlarla birlikte bir kere.

 

Koyu gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir tek yıldız gördüm nede bir tek yağmur damlası düştü yola. Ne sıcak vardı ne soğuk. Kara, kirli bir toprağın üzerinde atıyorduk adımlarımızı. O uzanıp giden yolda ne bir yeşil, ne de mavi yoktu. Görünen sadece uzayıp giden sonsuz bir grilikti. Yol uzayıp gittikçe, binlerce kişi katılıyordu bize. Amaçsız kalabalığa katıldıkça katılıyordu insanlar.

 

Ses yoktu, gülüş yoktu, heyecan yoktu, sadece nefes almaya odaklanmış bir insan güruhu vardı. Bense içimde çoğalttığım sesimi, bir mutlu yüze sakladığım gülüşümü, bir sıcak yüreğe sakladığım sevgimi dışarı vurabilmek için çırpınıyordum. Ama hiç bir yüz, hiç bir ses bu cesareti vermiyordu bana. Bu bıktırıcı, bu tekdüze, bu amaçsız adımların atıldığı yolda bir başka seçenek olmalıydı. Hissediyordum, ben bu yola bu insan kalabalığına ait değildim. Aynı şeyleri hisseden benden başkaları da olmalıydı.

 

Sonra hiç varılmayacakmış kadar uzakta bir kuşun havalandığını gördüm. Bir umut yakalamıştım sonunda. Adımlarımı hızlandırdım. Sıyrıldım kalabalıktan. Koşmaya başladım. Kuşa yaklaştıkça gri hava dağılıyor, güneşin ısısını hissediyor, gökyüzünün maviliği çiçeklerin her rengini görüyordum. Ve en sonunda seni gördüm. Ordaydın. Küçücük ama yemyeşil bir çayırın ortasında, gelincikler içinde öylece oturuyordun. Senin az ötende hava kurşun gibi griyken. Senin başındaki gök masmaviydi. Ve sen gözlerini o maviliğe dikmiş uzaktan gelecek birini bekler gibiydin. Ben gördüklerim hissettiklerimin karşısında donmuş ve öylece kalakalmıştım. Yüzüme bakıp sadece "HOŞGELDİN" dedin. Ve o ses yeniden hayata döndürdü beni. İçimdeki bastırılmış gülümseme yansıdı yüzüme önce. Yüreğimin atışı hızlandı, tenim ısındı sonra. Az önce terk ettiğim o kalabalık yanımızdan geçip giderken biz senle el ele gülümsüyorduk onların şaşkınlığına.

 

Artık senle bir sevdanın iki ortağıydık. Şimdi içimde çoğalttığım sesimle haykırıyordum herkes duysun diye...

 

Hiç kimse sevdama senin kadar yakışmadı ve sevdam hiç kimseyi senin kadar yaşatmadı yüreğimde...

Gönderi tarihi:

Mevsim ilkbahardır şimdi ama bir sonbahar esintisi var içimde...

Duygularım bağlı hislerim tutsak çığlıklarım o kadar sessiz ki!

Hangi yana baksam içimi eriten kasvetleyen sonsuz uçurum sanki...

Her gördüğüm an, her okuduğum an hissettiğim şey nedir ki? :unsure:

Hiç ummadık bir anda çıktın karşıma girdin hayatıma.

Sakın çıkma hayatımdan bu olasılığı düşünmek burayı çekilmez kılıyor inan bana!

İki arada bir deredeyim sanki bakmadan düşünmeden atıvermişim kendimi sulara!

Bırak dedim ya evet bırak beni bu sözcük herşeyi bitirebilir belki.

Ama önümüzde büyük bir engel var sevgiye dair...

Bunu hiç bilmeyeceksin, hiç söylemeyeceğim sana!

Eyy güzel insan, sevgili insan!

Ne yapacağımı şaşırdım şimdi ne söylesem sana...

Beni görmek bile hüzün kaynağı oluyor sana biliyorum,anlıyorum...

Çekip gitsem mi buralardan ahh bilemiyorum.

Ne düşündüğünü hiç bilmiyorum seni tanıyamadan sevmişim!

Bu yaptığım bir hata mı yoksa o kadar kapalısın ki.

Ama sadece sen değil seni gördükçe benim de içim yanacak.

Bıraktım zamana kendimi sürüklesin artık rüzgar beni...

Can her yandığında daha mı güçlenir insan daha mı yaralanır derbeder olur!

Başlamadan biten bir hikaye midir bu!

Evet sevgili insan...

Ne seninle ne de sensiz olmuyor bu hayat!

Gitmeliyim galiba senden uzaklara.

Güzel bir hatıraydın bir hayaldin sen... :clover:

Gönderi tarihi:

Gittin...

gidisini görmemek için gözlerimi kapattım.

Öylesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu,

bacagımı bu kadar acı duymazdım.

Acım yas olup akmalıydı gözümden.

Aglayamadım...

 

Gittin...

gidisini önlemek için tutmalıydım ellerinden.

Ellerim degilmiydi her dokunugunda seni ürperten?!

ürperirdin yine biliyorum.

Bir kez dokunsam, bir kes tutsam ellerini,

gitmek için biriktirdigin bütün cesaretin kaybolurdu.

Tutamadım...

 

Gittin...

bir yıkım gibiydi gidişin.

Sen adım, adım uzaklasırken benden çöküp kaldı bedenim oldugu yerde.

Nice terk edislere dayanan bu yürek bu kes yenilmisti.

Bu kadar zayıf degildim ben, kalkmalıydım.

Kalkamadım...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.