Misafir YARASA Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Kuran hakkında yorum yapanlar balta ile ameliyat yapan doktorlara benziyormuş. Memlekette kulp bol... O değil de şu “başörtülü anaların çocuklarına şehit olmak serbest, başörtü yasak bu ülkede” diye ahkam kesenler bu karda kışta karla kaplı dağlarda şehit düşen gencecik fidanların annelerine, eşlerine, kızkardeşlerine utanmadan, sıkılmadan bakabiliyorlar mı acaba? O şehit yakınları içinde açığı da var, kapalısı da var. Bu ayrımı yaptıkları için biraz utanıp yüzlerinin kızarmasını diliyorum. Böyle bir ayrım yaparken insanın aymazlığının düzeyinin vicdan körelmesine kadar inmiş olması gerekiyor … Yüzümü kızaracak? Yahu onların kahramanlıklarıyla övünüyorlar bırak utanmayı... Alıntı
Φ yxl Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 bugünün sartlarina göre daha dört kariyla evlenebilirmiyiz yoksa 8.cikabilirmi? sonra günün sartlari bizimdi,, bakin oda elimizden gitmis şu ciddiyeti hiç bir yerde göremiyorum nedense sıkıştığınız zaman hemen bir başka konu çeviriyorsunuz. soruyu ciddi bir şekilde sorsaydın sana ciddi bir cevap verirdim ama böyle sorulara cevap veremem kusura kalma Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 ahmethakan hakli Bal gibi Türkiye iran olur! Alıntı
Φ yxl Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 ahmethakan hakli Bal gibi Türkiye iran olur! daha ilk yorumumda yazdım türkiye iran olmaz zaten iran ki ikiside kendi halkı arasında ayrımcılık yapıyor ikiside halkına güvenemiyor ikiside halkına zulmediyor. bundan daha kötü benzerlikmi olur ZULÜM benzerliği Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Kuran hakkında yorum yapanlar balta ile ameliyat yapan doktorlara benziyormuş. Bense diyanetin Kuran hakkındaki yorumlarını, biyoloji bilimi hakkında yorum yapan kasaplara benzetiyorum. Çünkü kasabın gelirini, kazancını etten sağlaması gibi bu hazretler de geçimlerini dinden sağlıyorlar. Kasabın derdi ettir, geçimdir. Biyolojiden haberi olsa bile umrunda değildir. Diyanetin amacı da dini süsleyip, cici gösterip kitlelere satarak geçim sağlamaktır. Dinin gerçekte ne öngördüğünü bilseler bile kurcalamazlar. Tüm dertleri onu şirin göstermektir. Hangi ayran satıcısı ayranım ekşi der ki? Bu nedenle gerçekten araştırma niyetiyle Kurana bakan bir kişi, diyanetten çok daha yetkin biçimde yorum yapabilir. Dinden geçim sağlamıyor, dini herhangi bir şeye alet etme niyeti taşımıyorsa, dini yorumlamaya diyanetten çok daha yetkindir. O değil de şu “başörtülü anaların çocuklarına şehit olmak serbest, başörtü yasak bu ülkede” diye ahkam kesenler bu karda kışta karla kaplı dağlarda şehit düşen gencecik fidanların annelerine, eşlerine, kızkardeşlerine utanmadan, sıkılmadan bakabiliyorlar mı acaba? O şehit yakınları içinde açığı da var, kapalısı da var. Bu ayrımı yaptıkları için biraz utanıp yüzlerinin kızarmasını diliyorum. Böyle bir ayrım yaparken insanın aymazlığının düzeyinin vicdan körelmesine kadar inmiş olması gerekiyor … Valla ben artık karşımda insan görmüyorum bu gibilerini. Kuran denilen operatör vicdanı programdan kaldırmış onun yerine ortalıkta dolaşan bir sürü aymaz robot inşaa etmiş. Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 daha ilk yorumumda yazdım türkiye iran olmaz zaten iran ki ikiside kendi halkı arasında ayrımcılık yapıyor ikiside halkına güvenemiyor ikiside halkına zulmediyor. bundan daha kötü benzerlikmi olur ZULÜM benzerliği Arkadaşım, benzetmeleriniz biraz destekli olsun! Ne zulmü?!! Türkiye'de ne zulmü var ha? Başı kapalı diye birisi taşlanmış mı? İdam mı edilmiş? Okuma hakkı mı verilmemiş? Bugüne kadar okuyorlardı da şimdimi zulüm oldu bunun adı! Biraz gerçekçi olun ve nankörlük etmeyin ülkenize! Zulümmüş! Zulüm gelse gelse sizin düşüncelerinizden gelir!!! Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 daha ilk yorumumda yazdım türkiye iran olmaz zaten iran ki ikiside kendi halkı arasında ayrımcılık yapıyor ikiside halkına güvenemiyor ikiside halkına zulmediyor. bundan daha kötü benzerlikmi olur ZULÜM benzerliği Alıntı
Misafir YARASA Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 daha ilk yorumumda yazdım türkiye iran olmaz zaten iran ki ikiside kendi halkı arasında ayrımcılık yapıyor ikiside halkına güvenemiyor ikiside halkına zulmediyor. bundan daha kötü benzerlikmi olur ZULÜM benzerliği Siz zulüm görmemişsiniz! Zulmün ne olduğunu görmek isteyen ve ülkemizi İran gibi bir ülkeyle bir gören zihniyetler youtube'da iranla ilgili filmler izleyerek öğrensinler zulmün ne olduğunu da ondan sonra dil uzatsınlar ülkemize! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Sanki "bu dinsiz devlet için ölenlere şehit denmez" diye ******* saçan kara sakallı kara vicdanlı ve kara zihniyetli hocalar değildi de bizdik! Ben utandım, ben yerin dibine geçtim tertemiz aydınlık yüzüyle, açık alnı ve başıyla eşini, oğlunu sonsuza uğurlayan o annelerden, o kızkardeşlerden... Bu din tüccarı ayrımcılarda, dertleri güçleri nifak tohumu saçmak olanlarda utanma olduğunu ise hiç sanmıyorum. Bir de üstelik bu nifak tohumunun onayının zamanlamasını bile hepimizin yüreklerinin fidanlarımız için ayakta olduğu bir güne denk getirmeleri... Gözümde bu kadar hiç küçülmemişlerdi! Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Harem-seramlık tiyatro Yalova'da sahneye konulan Ben Pişman Değilim adlı oyunu, kadın ve erkekler ayrı ayrı taraflarda oturarak izledi YALOVA DA Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu nda sahneye konulan tek perdelik dini içerikli Ben Pişman Değilim adlı oyunu, kadın ve erkekler ayrı ayrı taraflarda oturarak izledi. Yalova Sosyal Etkinlik Kültür ve Yardımlaşma Derneği nin organize ettiği oyun, Mostar Gönüllüleri Tiyatro Kulübü nce Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu nda sahnelendi. Cavit Çakır ın yazdığı, Bahattin Bayraktar ve Erdoğan Karakaş ın yönettiği, üniversite öğrencilerinin rol aldığı oyun, günahkarların pişman olup günahlarından arınmak için dine sarılmasını anlatıyordu. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Evet doğru... Türkiye iran gibi şerihat devleti olmaz doğru... Ama olma yolunda adım adım ilerliyor... Olacaksa da bilin ki İRANDAN BETER OLUR... Hayrıca; Konu ile ilgili forumda bir başlık mevcut.. http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=106267 Sevgi ve saygılarımla... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Arkadaşım, benzetmeleriniz biraz destekli olsun!Ne zulmü?!! Türkiye'de ne zulmü var ha? Başı kapalı diye birisi taşlanmış mı? İdam mı edilmiş? Okuma hakkı mı verilmemiş? Bugüne kadar okuyorlardı da şimdimi zulüm oldu bunun adı! Biraz gerçekçi olun ve nankörlük etmeyin ülkenize! Zulümmüş! Zulüm gelse gelse sizin düşüncelerinizden gelir!!! Türkiye'de ne zulmü var ha? hayir be arkadasim zulüm varsa oda bizlere !!!! daha anlayanmadinmi ... gülermisin aglarmisin hangi noktaya geldik bak.... sayin yarasa benim gördügüm kadariyla ülkemizde bu dün gelisen olay degil yillardir var olan seriat baskisi seriat zülmü bugün daha belirgin yumusak hale dönüstürmüslerdir vede bununda zulüm olmadigi bunun bizlerin bu sekilde yasamamiz gerektigi sekline sokmuslardir vede gerektigi vurgulanmakta bununla birlikte yasal hale getirilme cabasi baslamistir vede yasallasma yolunda basarili sekilde yol almaktadir yoksa seriatcilar bu ülkede seriatini seriatcilar her dönem laiklerden daha imtiyazli ve bir eli balda yasamistir? bunu bugünde her alanda görüyoruz görmedigim hic bir alan kalmadi varmi benim bilmedigim bir alan .. diyeceklerki bir üniversite var !!! olmasinin da bir anlami vardir!!! Efendi Türkler Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Tayyib Erdoğan il bazındaki örgütlerinden birinde şöyle bir şey kaçırmıştı ağzından.Bu dediğim olay bu seçimlerden önceydi. -Ben istesem 19 günde rejimi değiştiririm .Ama kalıcı olmaz. E artık çankaya noteri ile birlikte bu işi gayet iyi başaracaklar.Millette halen kafayı kuma gömmekten söz ediyor.Arkadaşım senin bedenin bile görünmüyor her tarafını kuma gömmüşsün. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Kilise şeriat istedi! Kilise şeriat istedi! Dünya çapında 77 milyonu temsil eden Anglikan Başpiskoposu Rowan Williams'ın 'Müslümanların şeriatı uygulaması kaçınılmaz, sosyal uzlaşma için gerekli' çıkışı Britanya'yı karıştırdı. Başbakan Brown, medya ve sivil toplum örgütleri söz birliği ederek ılımlı din adamına cephe aldı. Bir tek Müslümanlar memnun Sivri dilli alim Cambridge'da teoloji eğitimi alan Oxford'da 36 gibi çok genç bir yaşta profesör olan Gal kökenli 57 yaşındaki Rowan Williams, ülkenin önde gelen aydınlarından. 2002'de Başpiskopos seçilen Williams, Irak savaşına keskin biçimde karşı çıkması, Kaidecilerin 'ahlâki hedefleri olduğunu' söylemesi, klasik 'terörist' tanımına itirazları ve homoseksüelliğe liberal bakışıyla sık sık tartışma yaratmıştı. Williams, 2004'te Sünni İslam'ın ünlü eğitim kurumu El Ezher'de Şeyh Tantavi'nin konuğu olup ders vermişti. LONDRA - Britanya'da Anglikan Kilisesi Başpiskoposu Dr. Rowan Williams'ın ülkede yaşayan Müslüman toplumunun şeriata uygun yaşamasının 'kaçınılmaz' olduğu ve toplumsal uyumun sağlanması için bunu desteklediğini açıklaması büyük tartışma kopardı. Dünyada 77 milyon üyesi bulunan Anglikan Kilisesi'nin başında bulunan ve ılımlı görüşleriyle tanınan Başpiskopos Williams, perşembe BBC Radyo 4'e verdiği özel demeçte, Müslümanların evlilik ve mali konular gibi sivil sorunlara dair uyuşmazlıklarını kendi şeriat mahkemelerinde çözme fırsatı verilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. "Mevcut hukuk sisteminin çok inançlı toplum talepleri için yeterli olup olmadığı tartışılmalı" diyen Başpiskopos, bazı vatandaşların kendilerini Britanya hukuk sistemine bağlı hissetmediği gerçeğiyle yüzleşilmesi gerektiğini kaydetti. 'Sadakat zorlanması' "Müslümanlar yaşadıkları ülkeye sadakat ile kendi kültürel değerlerine sadakat arasında sıkışıp kalmaya zorlanmamalı" vurgusu yapan Williams, Britanya'nın çok kültürlü toplum olabilmesi için bu tartışmanın yapılabilmesi gerektiğinin altını çizdi. Williams, şeriat yasalarının ceza davaları yahut kadın hakları gibi konularda Suudi Arabistan ve benzeri ülkelerdeki ağır ve kabul edilemez uygulamaların benimsenmesini önermediğini belirterek, dünyada 'açık görüşlülükle' bakılabilecek başka şeri uygulamaları bulunduğunu ekledi. Britanya'daki Ortodoks Yahudilerin kendi uzlaşmazlıklarını geleneksel yasaları uyarınca çözebildiğini de anımsatan Başpiskopos, Müslümanlara dair de 'yapıcı bir uzlaşma' aranması çağrısında bulundu. Bu görüşler Britanya'da yaşayan ve nüfusun yaklaşık yüzde 3'üne tekabül eden 1 milyon 800 bin Müslümanın, topluma uyumu için atılabilecek adımların sınırlarına dair tartışmayı alevlendirmekte gecikmedi. Ama 2005'teki Londra bombalamalarından beri Müslümanlara yönelik hassasiyetin yoğun olduğu ülkede basın da, siyasiler de sivil toplumun çoğunluğu da Başpiskopos'a sert çıkmayı seçti. Başbakan Gordon Brown'ın resmi sözcüsü Michael Ellam, "Bu ülkede Britanyalılık değerlerine dayanan Britanya yasaları uygulanmalı" açıklaması yaptı. Hükümetin zaten Müslümanlara yardımcı olmaya çalıştığını belirten sözcü, şeriat yasalarının sivil mahkemelerde uygulanamayacağını kaydetti. Kültür Bakanı Andy Burnham ise daha ileri giderekWilliams'ın 'hükümete haksızlık ettiğini' söyledi ve başpiskoposun görüşlerini 'sosyal kaos reçetesi' diye niteledi. Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti, bu görüşlerin 'yardımcı olmadığı' değerlendirmesini yaparken, Liberal Parti lideri Nick Clegg, "Başpiskoposa muazzam saygımız var ama bu konuda aynı fikirde değiliz" dedi. 'Mayın tarlası gibi' Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu'na başkanlık eden Trevor Philips bireylere dini inançlarına göre muamele edilmesinin 'bölücü' ve 'tehlikeli' etkiler yaratacağı vurgusu yaparken, Sarah Lawrance Kolleji'nden Ortadoğu uzmanı Fawaz Gerges, bir topluluğun kendi adalet anlayışını uygulamasına izin vermenin tehlikelerine dikkat çekip şu soruyu sordu: "Bu bir mayın tarlası. Nerede duracaksınız? Sınırı nerede çizeceksiniz?" Gerges, şeriatın bütün kurallarının uygulanmasının imkânsızlığına da dikkat çekip, "Müslüman din alimleri arasında bile 1400 yıldır süren tartışmalar var" diye ekledi. 'Sussun' Medya da Williams'a adeta ateş püskürdü. The Times gazetesi başyazısında Başpiskoposun 'ciddi bir hata' yaptığını, bir ülkede aynı yasaların herkes için geçerli olmasının demokrasinin temel şartı olduğunun altını çizdi. Başyazıda, Yahudiler, Hindular ve Sihlerin bulunduğu farklı inançların mensuplarının ülkeye yerleşirken kendileri için farklı hukuk sistemi talep etmedikleri de kaydedildi. Konuyu yine başyazısına çeken Daily Telegraph, Başpiskopos'un önerisinin uyum yaratmayacağını savunup kendisine, 'böyle hassas konularda susması' tavsiyesinde bulundu. Çok satan tabloid The Sun İngilizce 'Aman ne şaka' (What a joke) deyiminden hareketle 'Aman ne burka' (What a burkha) başlığını attı. Liberal sol çizgideki Independent gazetesi, Williams'ın tıpkı 16. Benediktus'un Papa seçildikten sonra Hz. Muhammed'in öğretisini 'şeytani ve insanlıkdışı' ilan ederek yaptığı hatanın bir benzerine düştüğü benzetmesini yaptı. Williams'a tek sahip çıkan kesim ise Müslümanlar. Ramazan Vakfı, Başpiskopos'un görüşlerini memnuniyetle karşılarken, başkanı Muhammed Şafik, "Şeriat uygulaması gerilimi azaltır. Bu Müslümanların Britanyalı olmaktan daha fazla gurur duymasını sağlar" diye konuştu. ........................... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Harem-seramlık tiyatro Yalova'da sahneye konulan Ben Pişman Değilim adlı oyunu, kadın ve erkekler ayrı ayrı taraflarda oturarak izledi YALOVA DA Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu nda sahneye konulan tek perdelik dini içerikli Ben Pişman Değilim adlı oyunu, kadın ve erkekler ayrı ayrı taraflarda oturarak izledi. Yalova Sosyal Etkinlik Kültür ve Yardımlaşma Derneği nin organize ettiği oyun, Mostar Gönüllüleri Tiyatro Kulübü nce Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu nda sahnelendi. Cavit Çakır ın yazdığı, Bahattin Bayraktar ve Erdoğan Karakaş ın yönettiği, üniversite öğrencilerinin rol aldığı oyun, günahkarların pişman olup günahlarından arınmak için dine sarılmasını anlatıyordu. Eller gider Mersin'e biz gideriz tersine... İran'da 1975 senesinde şehirlerde 15-30 yaşları arasındaki kadınların %45 okuryazar değilken, bugün kü yüzde sayısı 97'dir. Resmi kayıtlara göre 5 milyona yakın işsiz insan var Halkın %35'i açlık sınırının altında yaşıyor 7.5 insan uyuşturucu bağımlısı İnsanların %21 hastane parasını ödeyebilmek için varını yoğunu satıyor Üç İranlıdan ikisi rüşvet veriyor 2004 senesinde 7 milyondan fazla İranlının suç dosyası bulunuyor Tahran'da her altı günde bir kadın öldürülüyor veya tecavüze uğruyor Günde 45 kız evden kaçıyor 300.000 ile 600.000 kadın bedenini satıyor ve Tahran'da aşağı yukarı 8.000 fuhuş çetesi bulunuyor 1 milyondan fazla çocuk yetersiz besleniyor, bu çocuklar sağ kalmak için ya dilencilik yapıyor ya da bedenlerini satıyor Bütün bunları dile getirenlere ise kasten zorluk çıkartılıyor! (Nameh Gazetesi, Ağustos/Eylül 04) Bütün bunlara şahit olan bizler ne yapıyoruz. Cinsler arası ayrımcılığa destek veriyor ve uyguluyoruz. Devlet adamlarının bu ayrımcılığa bir son verip, halkıma ne gibi bir hizmet veririm de, onları rahat bir yaşama kavuştururum diye düşünme zamanları geldi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.