Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 17 yıl Küba.Fidel Castro’nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara’nın da olduğu ülke. Başkenti Havana’dır. Puroları ile de tanınır. Küba’da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF’ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversiteye kadar her yerde ücretsizdir. Eyaletler On dört eyaleti ve bir özel belediyesi (the Isla de la Juventud) vardır. Bu eyaletler eskiden 6 geniş eyaletin parçalarıydı: Pinar del Río, Habana, Matanzas, Las Villas, Camagüey and Oriente. 1 Isla de la Juventud 2 Pinar del Río 9 Ciego de Ávila 3 La Habana (Havana) 10 Camagüey 4 Havana (Havana City) 11 Las Tunas 5 Matanzas 12 Granma 6 Cienfuegos 13 Holguín 7 Villa Clara 14 Santiago de Cuba 8 Sancti Spíritus 15 Guantánamo Tarih Küba yerlileri; Küba’nın ilk sakinleri Güney Amerika’dan adaya gelen Guanahatabey ve Kiboni Yerlileriydi.Adaya daha sonra yerleşen Taynolar (Antil Aravakları) çömlek ve alet yapımında belirli bir düzeye ulaşmış tarımcı ve barışçıl bir halktı.İspanyolların adada ilk koloniyi kurduğu sırada çoğunluğunu Taynoların oluşturduğu Yerlilerin sayısı 80-100 bin dolayındaydı. Kolonyal Küba Kristof Kolomb’un birinci yolculuğunda keşfederek (Ekim 1492) ispanyol toprağı ilan ettiği Küba’da ilk kalıcı yerleşim 1511′de kuruldu.Kolonicilerin baskı ve sömürüsü, salgın hastalıklar, açlık ve göçler Yerli nüfusunu 5 bine kadar düşürdü.18. yy’ a girilirken bölgede sağlanan barış ve düzenle birlikte koloninin nüfusu 50 bine ulaştı.İspanya’dan düzenli gemi seferlerinin başlaması Havana’nın ticari ve stratejik önemini artırdı.Bu arada hayvancılığın,tütün ve şekerkamışı üretiminin artırılması ve işgücü için Afrika’dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yarattı.1865′te köle ticaretinin sona ermesiyle ortaya çıkan işgücü açığını kapatmak için adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika Yerlileri ve Çinliler getirilmeye başladı. Bağımsızlık ve sonrası 1901 - 1958 19. yy’ın sonlarından itibaren İspanya’nın şeker üretimi ve ihracatı için gerekli işgücü, sermaye, makine, teknik beceri, ve pazarları sağlamada yetersiz kalması Küba’yla olan siyasi ve iktisadi bağlarının giderek zayıflamasına yol açtı.Bu ortamda ABD’li işadamları şeker üretiminde ve ticaretinde güç kazanmaya başladı. İspanyolların adada gelişen özerklik talebine ödün vermemesi ve vergileri daha da artırması, On Yıl Savaşı’nın (1868 - 1878) başlamasına neden oldu.Sonunda İspanya Zanjon Sözleşmesi’yle (1878) siyasal ve ekonomik reformlar yapmaya söz verdi.Adada sağlanan barış ortamı ekonomik bunalımın derinleşmesi yüzünden uzun süreli olamadı.1895′te sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci Jose Marti’nin sürgündeki siyasi örgütleri biraraya getirmesiyle gerilla taktiklerine dayanan bir bağımsızlık savaşı başladı.Buna karşı İspanya adaya 200 bin asker çıkardı.Savaş ortamının adadaki şeker üretimini durma noktasına getirmesi üzerine ada ekonomisinde etkin durumda olan ABD’nin Havana limanında demirli Maine Gemisi’nin batırılmasını bahane ederek İspanya’ya savaş açmasına neden oldu. İspanya’nın İspanyol - Amerikan Savaşı (1898) sonunda yenilmesinin ardından imzalanan Paris Antlaşması çerçevesinde öngörülen Küba‘nın bağımsızlığı 1 Ocak 1899′da ABD işgali altında yürürlüğe girdi.Küba Devleti’nin siyasal ve ekonomik çerçevesini belirleyici önlemler alan ABD, Küba’nın iç ve dış ilişkilerinde söz sahibi olma ve Guantanamo Koyu’nda bir deniz üssü kurma hakkını aldıktan sonra birliklerini adadan çekti.(1901) İkinci ABD müdahalesinden (1909) sonra seçimleri kazanan liberallerin adayı Jose Miguel Gomez döneminde rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir yönetim biçiminin yolunu açtı.Özellikle Afrika kökenli kübalıların siyasal haklar ve daha iyi iş olanakları için giriştiği eylemler sert biçimde bastırıldı.Gomez’le birlikte örtülü bir diktatörlüğe dönüşen cumhurbaşkanlığı çoğu kez hileli seçimler ve askeri baskı yoluyla ele geçirilen bir makam durumuna geldi.1933′te ABD’nin desteğiyle Gerardo Machado’yu deviren Fulgencio Batista, en ünlü diktatör olarak uzun yıllar Küba yönetimine damgasını vurdu.Batista zamanında tarım ve hayvacılığın yanı sıra turizm ve kumarhane işletmeciliği de önemli bir gelir kaynağı haline geldi.Buna karşı işsizlik oranın yükselmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk içinde kalması ve ekonominin giderek daha da dışa bağlanması Batista yönetimine karşı etkin bir muhalefetin doğmasına yol açtı. Devrim ve Sonrası Küba 1950′lerde diktatörlüğü hedef alan gruplardan birine liderlik eden Fidel Castro, Moncada Kışlası’na düzenlediği başarısız bir baskından (1953) dolayı bir süre hapis yattı. Daha sonra Meksika’ya giden Castro 1955′te 26 Temmuz Hareketi’ni başlattı.Arjantinli devrimci Che Guevara’nın da yer aldığı örgütün Aralık 1956′da Küba’da başlattığı gerilla hareketi, zamanla öteki gruplardan da destek alarak Batista’ya bağlı birliklere önemli darbeler indirdi.1 Ocak 1959′da diktatör Fulgencio Batista’nın Küba’yı terketmesinin ardından Castro’ya bağlı bin kişilik bir kuvvetin Havana’ya girmesiyle yeni bir yönetim başladı. (Küba Devrimi) Marksist-Leninist Küba İktidara geldikten sonra köklü toprak reformu gibi adımlarla geniş bir kesimin desteğini kazanan Fidel Castro, ittifak kurduğu Küba Sosyalist Halk Partisi ile birlikte yönetime ağırlığını koydu.Toprak kamulaştırmalarından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla ABD yönetiminin uygulamaya başladığı iktisadi ambargo ve bunu izleyen Domuzlar Körfezi Çıkartması, Castro’nun SSCB ile yakın bir ilişkiye girerek sosyalist bir çizgiye yönelmesini hızlandırdı.Ertesi yıl Küba’ya yerleştirilen Sovyet füzeleri yüzünden patlak veren Ekim Füzeleri Bunalımı’nda Sovyet lideri Nikita Kruşçev’in geri adım atması Küba’nın SSCB ile olan ilişkilerini bir ölçüde bozdu.1960′larda ABD baskısı yüzünden artan askeri harcamalar ekonomide sarsıntıya yol açtı.Aynı dönemde Küba, Latin Amerika’daki devrimci hareketlere verdiği destekten dolayı diplomatik yalnızlığa itildi. 1970′lerde ekonomide başlayan düzelme ile birlikte parti ve devlet istikrarlı bir yapıya kavuşturuldu.Bu arada Castro’nun yönetimdeki etkinliğide pekiştirildi.1979 - 1982 arasında Bağlantısızlar Hareketi’nın dönem başkanlığını yürüten Küba’nın SSCB ile olan ilişkileri doğrultusunda Angola ve Etiyopya’ya asker göndermesi, bağlantısız bir ülke olan Afganistan’ın SSCB tarafından işgal edilmesine tepkisiz kalması Üçüncü Dünya’da bazı tepkilerle karşılaşmasına yol açtı. 1980′de Kübalı rejim muhaliflerine ABD’ye gitme izninin verilmesinden sonra göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçluların ve akıl hastalarının bulunması ve ABD’nin Grenada’ya müdahalesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi.1990′da Doğu Bloku’nu saran değişim dalgası siyasi olarak Küba’yı etkilemedi. Soğuk Savaş Sonrası Soğuk Savaş sonrasında kesilen Sovyet yardımı yüzünden iktisadi bir açmaza sürüklenen Küba, turizm yatırımlarına yöneldi ve kısıtlı da özel yatırımlara izin verildi.Gene bu dönemde ABD ile olan ilişkilerde kısıtlı bir iyileşme görüldü.1990′ların sonlarından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’ne yakınlaşan Küba, Latin Amerika’da da (özellikle Venezuela ve Bolivya) yeni müttefikler buldu.31 Temmuz 2006′da Fidel Castro başkanlik görevlerini geçici olarak kardeşi Raul Castro’ya devretti. Kültür Küba kültürü köken bakımından İspanyol ve Afrika etkisinin belirgin izlerini taşır.ABD ile olan tarihi bağları nedeniyle Kuzey Amerika sporları halk arasında yoğun ilgi görmektedir.Başta beyzbol olmak üzere basketbol,voleybol,atletizm ve boks Küba’da yaygın olarak oynanan ve uluslararası müsabakalarda başarılı olunan sporlardandır. Küba mutfağı; genel olarak ispanyol-karayip karışımıdır.Domuz eti,deniz mahsulleri,mısır ve siyah fasulye çok tüketilir. Küba edebiyatının özellikle şiir alanında zengin ve nitelikli bir mirası vardır.19. yy’da yaşamış şair Jose Marti ile 20. yy’da yaşamış olan Nicolás Guillén önemli kübalı edebiyatçılardandır.Ünlü şarkı Guantanamera Küba’nın devrimci kahramanı Jose Marti’nin eseridir. Yönetsel Koşullar Küba’nın tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı vardır.Küba Komünist Partisi’nin (PCC) devlet yönetimindeki ağırlığı 1976 Anayasası’nda açıkça belli edilmiştir.1965′te hazırlanmaya başlanan ve 1976′da halkoyuna sunularak yürürlüğe giren anayasaya göre yasama yetkisini Halk İktidarı Ulusal Meclisi (Asamblea Nacional de Poder Popular) kullanır.Devlet ve hükümet başkanı konumunda olan Devlet Konseyi başkanı Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder. Coğrafya Yengeç Dönencesi’nin hemen başında ve Meksika Körfezi’nin girişinde yer alır.Aynı adı taşıyan asıl büyük adanın yanı sıra 3,715′ten fazla ada ve adacığı kapsar.Önce doğuya, daha sonra güneye yönelerek bir yay biçiminde Antil Denizi’ni çevreleyen Antiller ada zincirinin önemli bir parçasını oluşturur.En yakın komşusu olan Haiti’ye 77, Bahamalar’a 140, Jamaika’ya 146, ABD’ye 180, Meksika’ya 210 ve Cayman Adaları’na 240 km uzaklıktadır.Ülkenin ikinci büyük adası Juventud adasıdır.En yüksek noktası Turquino Doruğu’dur (2005 m).Toplam kara yüzölçümü 110,861 km²’dir.Yıllık ortalama sıcaklık 26 C’dir.İki mevsimle belirlenen yarı tropikal bir iklime sahiptir.Eylül - Ekim ayları arasında görülen kasırgalar bazen büyük yıkımlara yol açmaktadır.Kıyılarının toplam uzunluğu 3735 km olup, Guantanamo Koyu’ndaki ABD deniz üssüyle 29 km’lik kara sınırı vardır. Nüfus Küba’nın oldukça karmaşık bir yapı gösteren nüfusu, geçmiş yüzyıllarda adaya değişik etnik toplulukların yerleşmesinin ürünüdür.Kolomb öncesi dönemde sayıları 80-100 bin arası olan ada yerlilerinden, günümüzde yalnızca adanın doğu ucunda yaşayan birkaç aile kalmıştır.Küba nüfusunun % 51′i mulattolar (avrupalı ve afrikalıların karışımı), % 37’si beyazlar, % 11′i siyahlar ve % 1′i de çinlilerden oluşur.Çinli nüfus 19. yy’da demiryolu ve maden işleri için adaya getirilen çinlilerin torunlarıdır.Doğum oranı 11.6/1000′dir. Nüfus: 11,382,820 (Temmuz 2006 verileri) Nüfus artış oranı: %0.31 (2006 verileri) Doğum oranı 11.6 doğum/1000 kişi (2006 verileri) Ölüm oranı 7.22 ölüm/1,000 kişi (2006 verileri) Mülteci oranı: - 1.57 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini) Bebek ölüm oranı: 6.22 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini) Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.41 yıl Erkeklerde: 75.11 yıl Kadınlarda: 79.85 yıl (2006 verileri) Ortalama çocuk sayısı: 1.66 çocuk/1 kadın (2006 tahmini) HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.10 (2003 verileri) HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri) Ulus: Kübalı Ekonomi Küba ekonomisi büyük ölçüde sosyalist ilkelere dayanan devlet kontrollü bir planlı ekonomidir.Son yıllarda özel sektör yatırımları artmakla beraber üretim araçlarının büyük bir kısmı devlet tarafından işletilir.1992′de dış ticaretinin % 80′ini gerçekleştirdiği ve tarım üretimi için gereken sübvansiyonların sağlandığı SSCB’nin çöküşünden sonra oluşan depresif dönemde ABD ambargosu yumuşatılmıştır.Fakat Sovyet yardımı yok olunca ve ticaret ilişkileri bozulunca ekonomi bir süre bozulmuş,sonra tarımdan sanayiiye geçmiştir.Aynı zamanda (özellikle Pinar del Rio’dan)iç göçler başlamıştır. İşgücünün % 21′inin çalıştığı tarım sektöründe şekerkamışı,tütün,turunçgil,kahve ve pirinç önemli üretim ve ihracat kalemlerindendir.Sosyalist rejimde özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancılık gene önemli üretim kalemlerinden biridir.Turizm son yıllarda yeniden eski canlılığını kazanmıştır.Özellikle Kanada ve Avrupa Birliği’nden gelen turistler sayesinde turizm Küba ekonomisinin itici gücü haline gelmiştir.Çin Halk Cumhuriyeti,Kanada, İspanya ve Hollanda Küba’nın en büyük dış ticaret partnerleridir.Madencliliğin temelini ihracat kalemleri içinde önemli bir payı olan nikel oluşturur.(Dünya üretiminin % 6.4′ü).Kişi başına düşen GSMH yaklaşık 3,500 $’dır ve yaşam standartı hala 1990 öncesindeki seviyeye getirilememiştir.Petrol konusunda en büyük destekçisi Çin’dir.Mühendis ve makina yardımı yapmaktadırlar.
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 17 yıl Yazar Eski tüfekler Küba’ya Bir zamanların dört tarafı ‘demir perde’lerle çevrili ülkesi Küba, kapılarını dünyaya açtı. Kısa zamanda cazibe merkezleri arasında kendine yer bulmakta gecikmeyen Küba’ya akın edenler arasında Türkiye’den gidenler de yabana atılamayacak sayıda. Peki, binlerce kilometre uzaktan buraya yelken açanlar Che Guevara’nın topraklarında ne arıyor? -------------------------------------------------------------------------------- ‘Limana indiğimde rüyada olduğumu düşündüm. Bir film sahnesinin ortasındaydım âdeta. Uzun yol gemileri kıyıya yanaşıyor, aylardır açık denizde olan perişan kılıklı denizciler kendilerini kıyıya atıyor, onları bekleyen kadınlar müzik eşliğinde dans edip şarkı söylüyordu. Hayatım boyunca yaşadığım en etkileyici anlardan biriydi...” Bu sözler Ulvi Ergün’e ait. Üniversite yıllarında sosyalist ideolojiden etkilenen pek çok genç gibi Ergün için de Küba ve temsil ettiği değerlerin özel bir yeri var. Sosyalizm dünya genelinde etkisini yitirdi. Ancak 68 Kuşağı ve 1970’li yılların sol görüşlü üniversite gençliği için Fidel Castro’nun, Che Guevara’nın, dolayısıyla Küba’nın önemi büyük. Hayat 70’lerin hızlı gençliğini o gün durdukları çizgiden epey uzaklaştırmış olsa da yaptıkları tercihlerde geçmişin izlerini görmek mümkün. Bu çağrışımların da etkisiyle ilk olarak 1997 yılında yola çıkan Ergün ‘şimdilik’ dört kez gitmiş Küba’ya. Küba lideri Fidel Castro 79 yaşında ve 46 yıldır iktidarda olması nedeniyle bir dünya rekorunun sahibi. Atlantik Okyanusu’yla çevrili Küba’nın en yakın komşularından biri de ezeli düşmanı Amerika. Castro’yu ayakta tutan ve arkasındaki desteği sağlayan da büyük ölçüde Amerika’ya karşı takındığı tavrı oldu. 1959’daki devrimden sonra Sovyetler Birliği’nin desteği ile ayakta kalan Küba, Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra yeni bir dayanak buldu: K apitalizmin beslediği turizm. Yaklaşık on yıl önce kapılarını turistlere açan ülke, kısa sürede milyonlarca insanı kendine çekti. Son yıllarda komünizmin sert yüzünden sıyrılarak mutlu insanlar ülkesi olarak anılmaya başlanan Küba, gittikçe aynılaşan dünyada kendi renklerini ne kadar korur bilinmez ama şimdilik alan da memnun satan da. Ülkenin egzotik topraklarında filmler çekiliyor. Tur şirketleri Küba’ya her şey dahil paket seyahatler organize ediyor. İvme kazanarak devam eden akının en çarpıcı göstergelerinden biri de Amerika ambargosuna rağmen gelişen dış ticaret. Ambargoyu delmeyi göze alan uluslararası şirketler son yıllarda Küba ile iş yapmaya başladı. Tüm bu gelişmeler ya sosyalizmin kalesi Küba’ya ya da kapitalizmle yaşadığı aşk devam eden dünyanın geri kalanına bir şeyler olduğunun işareti. Adı Che Guevara ve Fidel Castro’yla özdeşleştirilen, purosu müptelalarınca vazgeçilmez addedilen Küba, uzun yıllar kimileri için tehlike, kimileri içinse bir ideal olarak duruyordu. Ancak hep uzağımızdaydı. Şimdi Atlantik’teki bu ada ülkesini keşfedenler arasında Türkler de var. 90’lı yılların ikinci yarısında başlayan hareketlilik Türkiye’den her yıl artan sayıda kişinin Küba’ya gitmesiyle kendini belli etti. Turizm Bakanlığı ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) turistik amaçla yurtdışına çıkanların kaydını tutmadığı için toplama dair net bir rakam vermek zor. Ancak Küba’nın Türkiye Büyükelçiliği’ne göre 2004 yılında Küba vizesi alan Türklerin sayısı 4 bin civarında. Küba’ya gidenleri ikiye ayırmak mümkün: Bir kısmı seyahat etmeyi yaşam biçimi hâline getirmiş şanslı bir kesim. İkinci grup için ise Küba’nın pek çok anlamı var. Ve zihinlerindeki bir görüntünün ardına düşüp yola koyuluyorlar. Öne çıkan seyahat nedenleri; sosyalist bir ülke görme merakı, Fidel Castro efsanesi henüz devam ederken o toprakları ziyaret edip tarihe tanıklık etme arzusu ve Küba’nın doğal güzelliği. İlk olarak kurumsal geziler ve promosyon turları ile başlayan Küba seyahatleri kısa sürede geniş katılımlı organizasyonlara dönüşmüş. 2 bin Euro’su olan meraklıların Küba’ya doğru yola çıkması için uzun bir uçak yolculuğunu göze alması yeterli. Bu ilginç ülkeye gidenler, enteresan hikâyelerle geri dönüyor. 9 yıldır Küba’ya gidip gelen Leon Mayorkas da anlatacak çok şeyi olanlardan biri. 1996 yılında bir promosyon turuna katılan Mayorkas o güne kadar Küba’ya özel bir ilgi duymadığını anlatıyor. Tur şirketi, İspanyolca bildiği için daha sonraki gezilerde de kendilerine eşlik etmesini isteyince Mayorkas’ın yolu bugüne kadar 74 kez düşmüş Küba’ya. Türkiye gibi üç tarafı denizlerle kaplı olan bir ülkeden deniz, kum, güneş için Atlantik kıyısına kadar gitmenin akıllıca olmadığını düşünen Mayorkas’a göre Küba’yı görmek isteyenlerin kafasında pek çok soru var. Bu uzunca yolu cevapları bulmak için gidiyor, gitmişken de Karayipler’de denize girmenin tadını çıkarıyorlar hâliyle. Pek çok ilginç hadise var Mayorkas’ın anıları arasında. Ancak 1997 yılında yaşadığı bir olay var ki bunu unutamayacağını söylüyor: “Bir komşum Küba’ya gittiğimi duymuş. 45 yıl önce ailesiyle birlikte Küba’ya giden ve birkaç mektup dışında haber alamadıkları arkadaşlarına ulaşmak için yardım rica etti.” Bir sonraki seyahatinde elindeki adresten adı verilen hanıma ulaşan Mayorkas, bu sayede, Küba’da yaşayan Türkler olduğunu da öğrenmiş. “Yaşlı kadın beni karşısında görünce koltuğuna yığılıp kaldı. Biraz sakinleştikten sonra arkadaşlarının selamını ilettim. 1957’de fertlerinden birinin tedavisi için Küba’ya giden aile devrimden sonra geri dönememiş. 15 yaşında iken Türkiye’den ayrılan genç kız evli, iki çocuk sahibi bir ‘Kübalıydı artık. Türkiye’ye dönünce durumu anlattım. Komşumun girişimleri neticesinde o hanım yıllar sonra Türkiye’yi tekrar gördü.” Bir gören tekrar gitmek istiyor Küba’yı görmek isteyenler bilinçli bir grup oluşturuyor. Bu nedenle tur şirketleri Küba yolcuları ile pek sıkıntı yaşamıyor. Karıncalar Seyahat Acentesi Genel Koordinatörü Aykut Semerci’ye göre diğer güzergâhlarda müşterilere gidecekleri yer hakkında uzun uzun bilgi vermek gerekirken Küba’ya gitmek isteyenleri sadece teknik konularda bilgilendirmek yeterli. Zira, geneli Küba hakkında bilgi sahibi ve bu ülkeyi görmek istediğine emin. Birkaç ay önce Küba’ya giden Gürkan Güçer’in söyledikleri Semerci’yi doğrular nitelikte. Yıllardır kurduğu hayalini geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştiren Güçer, bu kararında üniversite yıllarında yaşadıklarının etkili olduğunu söylüyor. “Che gençliğimizin en büyük kahramanıydı. Şimdilerde 40’lı yaşlarını süren bir kuşak için Küba bir ideal ifade ediyordu. İdeallerimiz ne ölçüde yaşıyor bunu görmek istedim.” diyen Güçer, en çok her yer hızla birbirine benzerken Küba’nın kendine has özelliklerini kaybetmemiş olmasından etkilenmiş. İlk fırsatta tekrar gitmek istediğini söyleyen Güçer gibi Nejat ve Lale Biçe çifti de Küba için 10 günlük bir turun yeterli olmadığı kanaatinde. Komünizmin uygulandığı son bir kaç ülkeden en popülerini görmek arzusuyla yola çıkan Biçe çifti gözlemlerini peş peşe sıralıyor: “Herkes devlet nazarında ekonomik açıdan eşit. Evlerinden aylık gıdalarına hattâ tütünlerine kadar her şey eşit dağıtılıyor. Zaten çok olmayan stres ve gerilimi de müzik ve dansla atıyorlar. Şikâyet eden kimseyle karşılaşmıyorsunuz sonuç itibariyle.” Bir de tavsiyeleri var: “Küba’yı görmek isteyenlerin Castro ölmeden yola koyulması lâzım. Castro’dan sonra ne olur, gidilse bile görülen yer Küba olur mu bilinmez...” Küba’yı görme hayalini gerçekleştirenlerde biri de Ulvi Ergün. Şimdiye kadar dört kez gittiği Küba’dan çok etkilendiğini söyleyen Ergün, 21. yüzyıl dünyasında yaşayan bir insanın orada kendini rüyada mıyım diye yoklaması için pek çok neden olduğunu söylüyor. “İlk gittiğimde bir tarih koridorundan geriye doğru süzülmüş gibi hissetmiştim kendimi.” diyen Ulvi Bey, Castro hayatta iken komünizmin teorisi ile pratiği arasındaki bağlantıyı görmek istemiş. İlaç sektöründe çalışan Ergün şimdi Küba ile ticaret yapmanın yollarını arıyor. Ticarî anlaşmaları inceledikten sonra ilk adımları atacak. Küba’ya dair en akılda kalıcı detaylara gelince: Latin müziği, dansı, bir de eski otomobiller. Otomotiv sanayi gelişmediği için otomobiller miras yoluyla babadan oğula kalıyor. Araçlar zaman zaman bozuluyor hâliyle. İşte orijinalitelerini de o zaman kazanıyorlar. Arızaları imkânlar dahilinde giderilen araçlar rengarenk boyanıyor, kilidi bozulan arabaların kapılarından asma kilitler sarkıyor... Turistler için cazibe merkezi olan Küba, sinema sektörünün de yeni gözdesi. Film çekimlerini doğal bir plato niteliğindeki Küba’da yapmayı tercih edenler yanında Küba efsanesiyle senaryosuna renk katanlar da var. Bu yıl gösterime giren yerli film “Şans Kapıyı Kırınca” Küba’da çekilen filmlerden. 1999 yılında yönetmen Zeki Ökten’in çektiği “Güle Güle” ise Kübalı bir kız ile bir Türk’ün arkadaşlığını konu alıyordu. Fatih Altınöz’ün yazdığı senaryo, gazeteci Dursun Özden’in hayat öyküsünden uyarlanmış. Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu üyesi olan Özden, bir arkadaşının oğlunun hikâyesinden yola çıkarak yazdığı “Türk Fidellerin Hikâyesi” sayesinde 1996 yılında kazandığı ödülü almak için gitmiş Küba’ya. O günden sonra hem orada tanıştığı kız arkadaşı hem de gördüğü sıcak ilgi nedeniyle Küba’ya olan ilgisinin arttığını söyleyen Özden’in pek çok gelişmeden de haberi var. Sağlık Bakanlığı’nın Küba’dan aşı almaya başladığı ve Koç Holding’in kuş serisi de denen Serçe, Kartal ve Şahin otomobillerini yakında Küba pazarında satışa sunacağı bu gelişmelerden bazıları. KÜBA DEYİNCE AKLA GELENLER José Martí Küba Dostluk Derneği adıyla bir dernek de kuran Küba muhipleri, ülke hakkında pek çok şey biliyor. Ancak Türk halkının geneli için çağrışımlar sınırlı. Devrim lideri Fidel Castro ve günümüzde bir pop idolü haline getirilen Ernesto Che Guevara, sevenlerinin deyimiyle Comandante Che, Küba denince akla gelen fotoğrafın en belirgin unsurları. Latin Amerika ülkelerinin tamamında çok belirgin olan müzik ve dans Kübalılar için de vazgeçilmez. Her evden müzik sesinin duyulduğu ülkede, insanların yolda yürürken bile dans ettiği anlatılıyor. Adı Havana ile birlikte anılan puroyu ise meraklılarından dinlemek en iyisi.
Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 17 yıl Yazar Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir. ... Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir.EyaletlerOn dört eyaleti ve bir özel belediyesi (the Isla de la Juventud) vardır. Bu eyaletler eskiden 6 geniş eyaletin parçalarıydı: Pinar del Río, Habana, Matanzas, Las Villas, Camagüey and Oriente.TarihiKüba yerlileri; Küba'nın ilk sakinleri Karayip Denizi, Meksika Körfezi'nin güneydoğusunda Atlas Okyanusu'nın uzantısı olan bir denizdir. 2.754.000 km²lik yüzölçümüyle Karayip Denizi dünyanın en geniş tuzlu su denizlerinden biridir. Denizin en derin noktası Küba ile Jamaika arasında olup derinlik 7.686 metredir. Karayip kıyıları birçok koy ve körfeze sahiptir. Honduras, Venezuela ve Darien Körfezi bunlardan en önemlileridir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Güney Amerika'dan adaya gelen Guanahatabey ve Kiboni Yerlileriydi.Adaya daha sonra yerleşen Taynolar (Antil Aravakları) çömlek ve alet yapımında belirli bir düzeye ulaşmış tarımcı ve barışçıl bir halktı.İspanyolların adada ilk koloniyi kurduğu sırada çoğunluğunu Taynoların oluşturduğu Yerlilerin sayısı 80-100 bin dolayındaydı. Kolonyal Küba Amerika'nın güney yarısını oluşturan kıta. Pasifik Okyanusu'nun doğusunda, Atlantik Okyanusu'nun batısında, Kuzey Amerika'nın güneyinde ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunur. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Kristof Kolomb'un birinci yolculuğunda keşfederek (Kristof Kolomb (1451 - 20 Mayıs 1506), Cenovalı denizci ve kaşif. 1492'de Atlantik Okyanusu'nu aşarak Amerika'ya ulaşan ilk Avrupalıdır. Bu yolculuğunu İspanyol bayrağı altında yapmıştır. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ekim Ekim Gregoryan Takviminde senenin onuncu ayı, 31 günden oluşur. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1492) ispanyol toprağı ilan ettiği Küba'da ilk kalıcı yerleşim 1492 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1511'de kuruldu.Kolonicilerin baskı ve sömürüsü, salgın hastalıklar, açlık ve göçler Yerli nüfusunu 5 bine kadar düşürdü.18. yy' a girilirken bölgede sağlanan barış ve düzenle birlikte koloninin nüfusu 50 bine ulaştı.1511 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'dan düzenli gemi seferlerinin başlaması İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Havana'nın ticari ve stratejik önemini artırdı.Bu arada hayvancılığın,tütün ve şekerkamışı üretiminin artırılması ve işgücü için Havana (İspanyolca La Habana, tam olarak San Cristóbal de La Habana), Küba'nın başkenti. 2,2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Geçim kaynağı başta puro, şeker kamışı ve mısırdır. Havana ayrıca bir turizm kentidir. Kentte ilkbahar aylarında hızı 200 km hıza ulaşan kasırgalar görülür. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Afrika'dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yarattı.Afrika, Avrupa'nın güneyinde, Atlantik Okyanusu'nun doğusunda, Hint Okyanusu'nun batısında ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunan kıta. Eski dünya karalarından birisi olan Afrika, 30 218 000 km² yüz ölçümü ile kıtalar arasında Asya ve Amerika'nın ardından üçüncü sırada gelir. Afrika adı, Kartaca'ya ilk defa ayak basan Romalılarca "Afri" veya "Africani" denilen oymakların adından esinlenerek verilmiştir. Afrika adı bu ülkeye Pön savaşları sırasında verilmiştir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1865'te köle ticaretinin sona ermesiyle ortaya çıkan işgücü açığını kapatmak için adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika Yerlileri ve Çinliler getirilmeye başladı. Bağımsızlık ve sonrası 1901 - 1958 19. yy'ın sonlarından itibaren 1865 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'nın şeker üretimi ve ihracatı için gerekli işgücü, sermaye, makine, teknik beceri, ve pazarları sağlamada yetersiz kalması Küba'yla olan siyasi ve iktisadi bağlarının giderek zayıflamasına yol açtı.Bu ortamda İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD'li işadamları şeker üretiminde ve ticaretinde güç kazanmaya başladı. İspanyolların adada gelişen özerklik talebine ödün vermemesi ve vergileri daha da artırması, On Yıl Savaşı'nın (ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1868 - 1868 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1878) başlamasına neden oldu.Sonunda 1878 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya Zanjon Sözleşmesi'yle (İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1878) siyasal ve ekonomik reformlar yapmaya söz verdi.Adada sağlanan barış ortamı ekonomik bunalımın derinleşmesi yüzünden uzun süreli olamadı.1878 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1895'te sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci 1895 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Jose Marti'nin sürgündeki siyasi örgütleri biraraya getirmesiyle gerilla taktiklerine dayanan bir bağımsızlık savaşı başladı.Buna karşı Jose Marti (1853 - 1895) Jose Marti Küba'nın ulusal kahramanı ve simgesidir. O bir siyasetçi, bir devrimci, bir ozan, bir gazeteci, edebiyat profesörü ve elçiydi. Yaşadıkları ve gördüğü eğitim onun her alanda başarılı olmasına yardımcı oldu. Marti, 1853'de Küba'da doğdu. Küba, o zamanlar, İspanya'nın bir kolonisiydi. Jose Marti'nin babası İspanyol, annesiyse Kanarya Adaları'ndandı. Jose Marti, çok gençken siyasete atıldı ve İspanyol yönetimiyle çatışmaya başladı. Daha 17 yaşındayken ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya adaya 200 bin asker çıkardı.Savaş ortamının adadaki şeker üretimini durma noktasına getirmesi üzerine ada ekonomisinde etkin durumda olan İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD'nin ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Havana limanında demirli Maine Gemisi'nin batırılmasını bahane ederek Havana (İspanyolca La Habana, tam olarak San Cristóbal de La Habana), Küba'nın başkenti. 2,2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Geçim kaynağı başta puro, şeker kamışı ve mısırdır. Havana ayrıca bir turizm kentidir. Kentte ilkbahar aylarında hızı 200 km hıza ulaşan kasırgalar görülür. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'ya savaş açmasına neden oldu. İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanya'nın İspanya İber Yarımadasının beşte dördünü kaplayan bir Avrupa devleti. Doğu ve kuzeydoğusunda Akdeniz, kuzey, kuzeybatı ve güneybatısında Atlas Okyanusu, kuzeydoğusunda Fransa ve Andoro Cumhûriyeti, batısında Portekiz bulunmaktadır. Akdeniz’deki Balear, Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları İspanya’ya aittir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İspanyol - Amerikan Savaşı ({{Bilgi Kutusu Savaş ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1898) sonunda yenilmesinin ardından imzalanan Paris Antlaşması çerçevesinde öngörülen 1898 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Küba'nın bağımsızlığı Karayipler, Karayip Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu arasında ada devleti, Florida'nın güneyinde yer almaktadır. Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1 Ocak 1 Ocak hem Julian hem de Gregorian takviminde yeni yılın ilk günüdür. Sonraki sene için 364 gün var (Artık yıllarda 365). ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.1899'da 1899 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD işgali altında yürürlüğe girdi.Küba Devleti'nin siyasal ve ekonomik çerçevesini belirleyici önlemler alan ABD Amerika Birleşik Devletleri'nin kısaltması. ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.ABD, Küba'nın iç ve dış ilişkilerinde söz sahibi olma ve Guantanamo Koyu'nda bir deniz üssü kurma hakkını aldıktan sonra birliklerini adadan çekti.( 1901) İkinci ABD müdahalesinden ( 1909) sonra seçimleri kazanan liberallerin adayı Jose Miguel Gomez döneminde rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir yönetim biçiminin yolunu açtı.Özellikle Afrika kökenli kübalıların siyasal haklar ve daha iyi iş olanakları için giriştiği eylemler sert biçimde bastırıldı.Gomez'le birlikte örtülü bir diktatörlüğe dönüşen cumhurbaşkanlığı çoğu kez hileli seçimler ve askeri baskı yoluyla ele geçirilen bir makam durumuna geldi. 1933'te ABD'nin desteğiyle Gerardo Machado'yu deviren Fulgencio Batista, en ünlü diktatör olarak uzun yıllar Küba yönetimine damgasını vurdu.Batista zamanında tarım ve hayvacılığın yanı sıra turizm ve kumarhane işletmeciliği de önemli bir gelir kaynağı haline geldi.Buna karşı işsizlik oranın yükselmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk içinde kalması ve ekonominin giderek daha da dışa bağlanması Batista yönetimine karşı etkin bir muhalefetin doğmasına yol açtı. Devrim ve Sonrası Küba 1950'lerde diktatörlüğü hedef alan gruplardan birine liderlik eden Fidel Castro, Moncada Kışlası'na düzenlediği başarısız bir baskından ( 1953) dolayı bir süre hapis yattı. Daha sonra Meksika'ya giden Castro 1955'te 26 Temmuz Hareketi'ni başlattı.Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı örgütün Aralık 1956'da Küba'da başlattığı gerilla hareketi, zamanla öteki gruplardan da destek alarak Batista'ya bağlı birliklere önemli darbeler indirdi. 1 Ocak 1959'da diktatör Fulgencio Batista'nın Küba'yı terketmesinin ardından Castro'ya bağlı bin kişilik bir kuvvetin Havana'ya girmesiyle yeni bir yönetim başladı. ( Küba Devrimi) Marksist-Leninist Küba İktidara geldikten sonra köklü toprak reformu gibi adımlarla geniş bir kesimin desteğini kazanan Fidel Castro, ittifak kurduğu Küba Sosyalist Halk Partisi ile birlikte yönetime ağırlığını koydu.Toprak kamulaştırmalarından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla ABD yönetiminin uygulamaya başladığı iktisadi ambargo ve bunu izleyen Domuzlar Körfezi Çıkartması, Castro'nun SSCB ile yakın bir ilişkiye girerek sosyalist bir çizgiye yönelmesini hızlandırdı.Ertesi yıl Küba'ya yerleştirilen Sovyet füzeleri yüzünden patlak veren Ekim Füzeleri Bunalımı'nda Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in geri adım atması Küba'nın SSCB ile olan ilişkilerini bir ölçüde bozdu. 1960'larda ABD baskısı yüzünden artan askeri harcamalar ekonomide sarsıntıya yol açtı.Aynı dönemde Küba, Latin Amerika'daki devrimci hareketlere verdiği destekten dolayı diplomatik yalnızlığa itildi. 1970'lerde ekonomide başlayan düzelme ile birlikte parti ve devlet istikrarlı bir yapıya kavuşturuldu.Bu arada Castro'nun yönetimdeki etkinliğide pekiştirildi. 1979 - 1982 arasında Bağlantısızlar Hareketi'nın dönem başkanlığını yürüten Küba'nın SSCB ile olan ilişkileri doğrultusunda Angola ve Etiyopya'ya asker göndermesi, bağlantısız bir ülke olan Afganistan'ın SSCB tarafından işgal edilmesine tepkisiz kalması Üçüncü Dünya'da bazı tepkilerle karşılaşmasına yol açtı. 1980'de Kübalı rejim muhaliflerine ABD'ye gitme izninin verilmesinden sonra göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçluların ve akıl hastalarının bulunması ve ABD'nin Grenada'ya müdahalesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi. 1990'da Doğu Bloku'nu saran değişim dalgası siyasi olarak Küba'yı etkilemedi. Soğuk Savaş Sonrası Soğuk Savaş sonrasında kesilen Sovyet yardımı yüzünden iktisadi bir açmaza sürüklenen Küba, turizm yatırımlarına yöneldi ve kısıtlı da özel yatırımlara izin verildi.Gene bu dönemde ABD ile olan ilişkilerde kısıtlı bir iyileşme görüldü.1990'ların sonlarından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'ne yakınlaşan Küba, Latin Amerika'da da (özellikle Venezuela ve Bolivya) yeni müttefikler buldu. 31 Temmuz 2006'da Fidel Castro başkanlik görevlerini geçici olarak kardeşi Raul Castro'ya devretti.
Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 17 yıl Yazar Sağlık sistemi hakkında bilgi ................. Küba'nın Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomes Abascal, ülkesinde sağlık giderleri için kullanılan parayı harcama olarak değil, yatırım olarak gördüklerini belirterek, "Çok lüks yaşamıyoruz, caddelerimizde lüks arabalar göremezsiniz. Ama eğitim görmemiş bir tek çocuğumuz da yok" dedi. Büyükelçi Abascal, Tabip Odası'nın davetlisi olarak geldiği Eskişehir'de, Büyükşehir Belediyesi Turgut Özakman Toplantı Salonu'nda düzenlenen konferansta, ülkesindeki sağlık sistemi hakkında bilgi verdi. Ülkesinde bütçenin yüzde 13'ünün sağlık giderlerine harcandığını ifade eden Ernesto Gomes Abascal, "Bu bir harcama değil, yatırımdır. Sağlıklı insan, her şeyin en iyisini yapmaya hazır olan insandır. Sağlık konusunda halkın da desteğine başvuruyoruz. Bu konuda eğitimler veriyoruz, kan bağışı ve aşı kampanyaları düzenliyoruz. Aile hekimliği ile doktorlar ve hastaların sürekli iletişim halinde olmasını sağlıyoruz. Doktorlar, hastalarının önceki hastalıklarını bildikleri için daha doğru muayene yapıyorlar. Aile hekimliği ile nüfusun yüzde 98.3'üne ulaşıyoruz. 'Kendi evinde hastane', yeni tesis edilen bir anlayıştır. Bazı hastalar, evinde tedavi edilmektedir ve bu şekilde poliklinik ve hastanelerin üzerindeki yük, büyük miktarda hafifletildi" diye konuştu. Büyükelçi Abascal, sağlık giderlerinin tamamen ücretsiz olduğu Küba'da sağlığa yıllık 8 milyar dolar ayrıldığını açıklayarak, şunları söyledi: "Çok lüks yaşamıyoruz, caddelerimizde lüks arabalar göremezsiniz. Ama, eğitim görmemiş bir tek çocuğumuzu da bulamazsınız. Yaptığımız çalışmalar, halkın sağlık ve eğitilmesine yöneliktir. Sağlık eğitimi konusunda büyük yol kat ettik. Daha önceleri sadece büyük şehirlerde hastaneler vardı. Küçük kentlere hizmet veremiyorduk. Şimdi ise ülke genelinde 249 hastane, 8 bin hekimimiz var. Her 140 vatandaşa bir doktor düşmektedir. Ülkemizde eğitim alan birçok doktor, dünyanın dört bir tarafında görev yapmaktadır. Sağlık alanında gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde hayat ömrü erkeklerde 77, kadınlarda 78 yaş seviyesindedir. Bunu önümüzdeki 5 yıl içinde 80 yaş seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz." Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Amerika başta olmak üzere bazı ülkelerin ambargosuyla karşı karşıya olduklarını dile getiren Küba Büyükelçisi Ernesto Gomes Abascal, "Amerika patentli ilaçları alamıyoruz. Ülkemizin ihracatına da izin verilmiyor. Siz imal ettiğiniz bir üründe Küba nikeli kullandıysanız, Amerika bunun ihracatını engellemek için elinden gelini yapıyor" ifadesini kullandı.
Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 17 yıl Yazar Küba hakında bazı notlar............... 1) Kuba'ya uyguladigi ambargo sebebi ile, ABD'nin her sene $1,18 milyardan oldugu, ve 17.000 is imkaninin da acilmadigi tahmin ediliyor. 2) BM'nin 2002 Insani Gelismislik Index'ine gore, Kuba'da her 1.000 kisiden sadece 1'i cep telefonu abonesi iken; dogumlarin % 100'u profesyonel saglik elemanlari esliginde gerceklesiyor. 3) Dunyada 400 milyondan fazla kadinin okuma yazma bilmedigi tahmin ediliyor, fakat bunlarin hicbiri Kubali degil. 4) ABD hukumeti, Kubalilara Kuba hukumeti karsiti yayin yapmak icin olusturdugu "Radyo Marti" ve "TV Marti" projelerine her yil yaklasik $26 milyon harciyor. Radyo dinlenebilse bile, TV yayinlari Kuba hukumetinin engelleme teknolojisine takiliyor ve izlenemiyor. 5) Sovyet yardiminin kesildigi donem "Special period" ilan edilmis; 1990 - 1995 arasinda bu ozel donemin en yogun gunlerinde her yetiskin Kubali ortalama 2,5 ila 9 kilo kaybetmis. 6) Kubada inek oldurmek buyuk suc; cunku hukumet etlerini dolar restaurantlarinda (daha cok turistlere) satiyor, sutu ise her ay duzenli olarak hamileler ve bebekli ailelere dagitilmak icin ayriliyor. 6) Kuba purolari hakkinda cok detayli bir site: www.habanos.com 7) Kubanin ulusal Rom'u Havana Club hakkinda bilgiler, veya Rom'la yapabileceginiz kokteyller icin: www.havanaclubfoundation.com 8) Internetteki en zengin Kuba muzigi koleksiyonundan -pek ucuza- siparis vermek icin: www.discuba.com
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.