Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2008 17 yıl O yemini kim etti?.. MİLLETVEKİLİ yemininin orası şöyleydi: "...laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma ... namus ve şerefim üzerine ant içerim..." Şimdi TBMM'de laiklik üzerine "namus-şeref" yemini edenlerin türban oylaması var. Tabii ki türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına "evet" diyecekler, bilirsiniz. * Milletvekilleri, oldum olası namus-şeref yeminlerinde durmadılar. Ve yeminlerini her çöpe atışlarında bir kılıf, bir bahane buldular. Ancak bu sefer öyle değil: Üniversitelere tesettürü sokmanın laikliğe aykırı olduğu, içerde Anayasa, Yargıtay, Danıştay... Dışarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile sabit. Yani namus-şeref yeminine kılıf zor. Bahane yok... Yüksek yargı; üniversitelerde türbanın laikliğe aykırı olduğunu karara bağlamıştır... Ve "laikliğe bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine" yemin eden milletvekilleri ise o kararları bile bile üniversitelerde türbana "evet" diyeceklerdir. Bu kadar... * Daha da açıkçası; namus ve şeref mahkeme kararlarına tosluyor. Şimdiye kadar sadece toplumun vicdanında yargılanan yeminler, bu kez mahkeme kararlarıyla kesin biçimde mahkûm... Namus ve şeref... Öyle mi?.. Dahası; o yemini etmeden milletvekili olamayanların, o yemini çiğnedikleri an milletvekilliklerinin düşmesi gerektiğini de düşünüyorum ben... (.......) Diyeceksiniz ki; sen kimsin?.. Ben; Mehmet Zeki oğlu... Küçük okuru Tuğçe'ye söz vermiş birisi... Umutları tükenen, ufku kararan, içi yanan, ülkesi Arabistan'a döndükçe dizine vuran... Bu kaypak zeminde yurtsever okurları ile el ele tutuşup düşmemeye çalışan... Öyle "namus-şeref yemini" etmemiş... Ama sokakta iyi insanların yüzüne utanmadan bakmak isteyen birisi... Ben soruyorum, ben: O namus-şeref yeminini kim etti?..
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2008 17 yıl Yazar MERKEL: GİYİMİ FARKLI OLUNCA, BİRAZ YABANCI OLUYOR Söz alan türbanlı öğrenci de, “Büyük dedelerimiz, hepimiz burada yıllardır yaşamaktayız. Yine de önyargılar var'' deyince, Merkel “Ne tür bir önyargı? Size garip mi bakıyorlar?'' diye sordu. Öğrencinin “Tabii ki... Başörtüm olduğu için de etkileniyorum. Hemen köylü, basit, eğitimsiz insanlar olarak görülüyor yabancılar'' dedi. Merkel bunun üzerine şunları söyledi: Türbanlı öğrenciler de sorunlarını anlattı. “Ben şöyle düşünüyorum. Elbette, biraz farklı giyimi olunca, biraz yabancı olma durumu ortaya çıkıyor. Ama cesur olmak gerekiyor. Neden başörtü takıyorsun, sen mi istedin, senin kararın mı, ablan takmazsa sorun olur mu, annen mi istedi, diye sormak lazım. Sormaya cesaret etmedikleri zaman, güvenemiyorlar. Tanımadığımız için bu sorunlar ortaya çıkıyor. Bu insan nasıl, evi nasıl, ailesi nasıl, ne yerler, bunları öğrenmek gerekiyor. Bu sorulara da, kendine güvenerek, cesaretle cevap vermeniz gerekiyor.'' ............................................ Avrupanin lider durumundaki ülkenin basbakani bunu sorabiliyorsa? ben diyorum gidelim ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunu daha net görmemizi saglar? gercekten kimler ne istiyor.. Meclis Baskanvekili Aksener, Basörtüsü sorununu yaratan erkekler diye aciklamasi var ... öyleyse?
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.