Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Aşk, iki kişilik bir oyunmuş, Ve kaçan balık, Büyük olurmuş, duydum. Ama ben hep, Kalbimin sesine uydum. Bu yüzden Aptala çıktı adım, Haklısın! Pahalı kadın, olamadım... Her damla sevgiye, vererek emek, Nelere dayandı Bilsen bu yürek!.. Sevende naz, olmaz diyerek, Gönlümü ortaya koydum, Bu yüzden Aptala çıktı adım, Haklısın!.. Pahalı kadın, olamadım... Ne tek taş yüzük, bekledim yardan, Ne de, etkilendim vardan. Kimseye, bakmadım yukarıdan! Turistik otellerde yoktu kaydım, Bu yüzden Aptala çıktı adım, Haklısın! Pahalı kadın, olamadım... Doğru bildiğimden, asla şaşmadım Para, pul, hırsıyla Dolup taşmadım! Hep zoru seçtim, Kolaya alışmadım. Ne zaman acıksam, Duygularımla doydum Bu yüzden Aptala çıktı adım, Haklısın! Pahalı kadın, olamadım... Demedim, gencim, güzelim Ne verseler az... Görmedim erkeğimi yolunacak kaz! Siper ettim, sevdiğime sinemi Kondurmadım üstüne toz. Asla, düşkün olmadım, lükse, Çalıştım, kazandım, yapmadım sükse Kim, aşk için, gözyaşı dökse, En değerli ziynet saydım, Bu yüzden, Aptala çıktı adım, Haklısın! Pahalı kadın, olamadım... Ne, kuş tüyü yastıklara baş koyup, Çöllere saldım, sevdiğimi, Ne de, demir dağları deldirdim, Ferhat''ıma. Hiçbir zaman feda etmedim, Sevdamı rahatıma... Bu yüzden Aptala çıktı adım, Haklısın! Pahalı kadın, olamadım... Her sevişim, Biraz ölüşümdür, benim!.. Her ölüşüm, yeniden doğuşum!.. Yüreğimin dallarına, sererim de acımı, Kimseye boyun eğmem! Beni benden, Caydıramaz yalnız kalışım. Yalana mekan, Yılana yuva değil, gönlüm!.. Kışa yaz, karaya beyaz demem... Biraz susuzluk, biraz huysuzluk, En çokta, korkusuzluktur aşk! Ürkekliği sevmem... Gönlümün cebinde, bozukluk yok!.. Fazlasını verme, Üstünü ödeyemem... Pahalı olanı, Üzmek değil niyetim. Bu benim işte, Böyle geçti hayatım. Ne etiketim var, ne de fiyatım... Sanma ki, sarhoştum, Söyledin de aydım, Sanma ki, erdemi, ucuzluk saydım Aşk, iki kişilik bir oyunmuş Ve kaçan balık, Büyük olurmuş, duydum. Ama ben hep, Kalbimin sesine uydum!.. (ALINTI) Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Aşk, iki kişilik bir oyunmuş, Ve kaçan balık, Büyük olurmuş, duydum. Ama ben hep, Kalbimin sesine uydum. . . Aşk, iki kişilik bir oyunmuş Ve kaçan balık, Büyük olurmuş, duydum. Ama ben hep, Kalbimin sesine uydum!.. (ALINTI) Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 tek kelime ile HARİKAYDI böyle kadınlar az olsa da hala var Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 Sağolun arkadaşlar ................hassas,duyarlı kişileyin kesin okuyup yorum yapacagını biliyorum!!!!!çünkü bana göre olması gereken kadın veya insan ifadeleri!!!!! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 Sağolun arkadaşlar ................hassas,duyarlı kişileyin kesin okuyup yorum yapacagını biliyorum!!!!!çünkü bana göre olması gereken kadın veya insan ifadeleri!!!!! Yayamaz Kayımca bu forumda tanıdığım en duyarlı isimlerden biri de emin olki sensin;yüreğine sağlık... Bilirsin tüm dayatmalar soysuzda olsa;dayatmayı soylu olarak anlamlandıran insana rağmen insan demek;gerçekten de zor! Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Şubat , 2008 Yayamaz Kayımca bu forumda tanıdığım en duyarlı isimlerden biri de emin olki sensin;yüreğine sağlık... Bilirsin tüm dayatmalar soysuzda olsa;dayatmayı soylu olarak anlamlandıran insana rağmen insan demek;gerçekten de zor! Oyyyy bak çok şımarıkımdıy sen beni böyle şımartıysan ben yerede basamam artıkın arada şakada iyi oluyo dimi GÖKYÜZÜ hakımdaki düşüncelerin için sağolasın...ben nedense hiçbir dayatmaya sesiz kalamadım huyum kurusun hep dikbaşlıyımdır,asiyimdir!!!sessizlik beni ürkütür!günümüzde insanlar sadece bakıyo GÖKYÜZÜ ama bizler görüyoruz!!!! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 17 Şubat , 2008 Oyyyy bak çok şımarıkımdıy sen beni böyle şımartıysan ben yerede basamam artıkın arada şakada iyi oluyo dimi GÖKYÜZÜ hakımdaki düşüncelerin için sağolasın...ben nedense hiçbir dayatmaya sesiz kalamadım huyum kurusun hep dikbaşlıyımdır,asiyimdir!!!sessizlik beni ürkütür!günümüzde insanlar sadece bakıyo GÖKYÜZÜ ama bizler görüyoruz!!!! Bilirim sen şımarmasızsın ama istersen bira gökyüzüne takılma için kendini şımart Asi olmak yada soysuzlaşmamak koyun olmaktan iiidir Bak ben koyun olmayı denedim ama çooook sıkıldım Huyun suyun kurumasın Yayamaz Kayımca... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Bilirim sen şımarmasızsın ama istersen bira gökyüzüne takılma için kendini şımart Asi olmak yada soysuzlaşmamak koyun olmaktan iiidir Bak ben koyun olmayı denedim ama çooook sıkıldım Huyun suyun kurumasın Yayamaz Kayımca... Canımmmm asimmmmmm benimmmm ben şımarık,ükela,seyseri,delü,manyag diye uzayıp giden biriyim... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Güzel olan yüreğine benim için bir iyilik yapar mısın?Ona şunu fısılda;yürekler bazen acıyı kendine mesken edermiş.Her daim acırmış.Ama sakın sen bunu yapma!Sana ihtiyaçları var!Sana ihtiyaçımız var!!!!!!! Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Akışkanlığında gecenin yapışkan sevgileriyle tutunup hayata gebe kalmıştı karnındaki *****... Ne bir ilkti bu onun için ne de son olacaktı...Sadece rahmini aldıkları gün ağladı ve "kader" dedi doğmamış çocukları için... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2008 Sessiz Bir Ağlamaktır Her Gözyaşı................................... Kollarında hayatını kaybetmekte olan bir kadına seslenen sevgilinin ağzından... -------------------------------------------------------------------------------- Kızıl bir akşamüstü doğuyor kan revan içinde Kimler vurdu seni kadın, kimler getirdi bu hale Derbeder bir rüzgar savurmakta saçlarını Gözlerimin içine bak kadın, konuş benimle Her yalvarış adeta bir kaçış şimdi Sana söylüyorum kadın, ne oldu anlat hadi Dokunuşlar ürkek ve titrek bir sevişmek adeta Bana öyle bakma kadın, delip geçiyorsun beni Keskin bir yosun kokusu ve birkaç ahenksiz nota bizlere eşlik eden Yarısı devrilmiş bir rakı şişesi ve dumanı üstünde bir sigara Hangimiz haklı ve neden Ruhuna işlemiş bir saflıkla cevap veren tek kişi Haydi, konuş benimle kadın Artık martıların bekçi olduğu sahillerden Kalemsiz şairlerin yazdığı çay bahçelerinden Kör aşıkların sarıldıkları caddelerden Ve tanıştığımız o yağmurlu sonbahar gecesinden Öylesine uzak ve öylesine hasretiz ki Ne olur bırak yanına geleyim Bırak, dokunayım sana Beni senden, seni benden başkası anlamaz kadın Sakin bir gökyüzü eşliğinde sarıl bana Ve kapat gözlerini Yanaklarınla ıslansın yanaklarım Titreyeyim seninle ve irkileyim Terin karışsın terime ve aç gözlerini Dudaklarınla sev, nefesinle okşa beni kadın Ne olur bırakma sakın, sakın açma kollarını ben içindeyken Sessiz ve hırçınca sar beni Ve hıçkıra hıçkıra ağla bu sefer Tıpkı benim gibi. Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2008 YALNIZ KADIN Gün ışığından güzel kadın renklerin koynunda çiçeklenmiş duruyorsun terasta, kızıl saçlarını sallıyor çapkın bakışların Hırsız gözleri yakalayan karanlık sana sessizce dokunuyor çitle çevirdiğin bahçende, Adonis bu yıllardır beklediğin ışık yitik sandığın ülke ve ezberlediğin koku, aryalarla parlayan ay çıplaklığına vuruyor leke. Bir yudum daha al kadehinden alevlensin kanın papatyalar gibi bir aklaşsın bir sararsın yüzün sar bırak sar bırak avuçların ıslanarak, kasıklarındaki yükü koparıp at gece yorulsun koşturmaktan uyku gözlerinden aksın, Büyük Sahranın kumlarına baksın sevişmelerini saymak isteyen boşalıyor teninden Erosun sunduğu kadınlığın. A.Kadir Bilgin.... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2008 Suya Yazı Yazmak ve ben,,, bir şişe şarap bir demet nergis mumlarım / yalnızlığım en büyük sürgündeyim hadi can aç şarabını, geç karşıma söyleşelim ellerin inadina ... yaşamak diyorum Aze’m öyle sümük gibi, sülük gibi değil bir ispinoz gibi yaşamak tutunup hayatın ha koptu ha kopacak bir dalına ve bu kirlenmiş ufkunda ihtiyar dünyamızın kadın olmak gül dikeni gibi kanamaksa bitimsiz bir inatla diyorum ki yaşamak gerek... ... kör kapıların sızıntılı gecelerinde diyorum Meral' im... güler yüzlü dokunuşların düşkünüdür kadın olmak inadına diyorum, yıldız yıldız savrukluğunda kokuların en derin sularında soluksuz kalınan örtüsündeyim ömrün ... ve yine de bir tadımlık bu ömrün yarısı bizimdir bu göğün yani yağmurların okyanus kadar çoğalmasıdır kadın olmak toprağın bereketi gibi ellerinin ayasında tutmalısın yüreğini ve suya yazı yazar gibi işliyerek aşkı soluksuz örtülerini yer ile göğün gergefinde nakışlamaktır kadın olmak... .... ayağımın, yüreğimin ömrümün tozuyla burdayım sağ mememde gün gün büyüyen büyüdükçe beni azaltan ömrün zehirli tadı gibidir soluğum tutmayın elimi gölgeler sarsıntısındayım suya pusu kuran yolculuğun bir deli çiçeğin gökyüzüne bakan yapraklarında dinlemeli kadın sudan hikayeleri ... savur tozlarını Aze’m savur da kar yağsın aklansın soluklanmalar ak memeden süt gibi emzir ki dağılsın bütün pusular pusatlarında açan deli çiçeklere bir yeşil dal gibi asıyorum yüreğimi yaşamayı ve yaşatmayı toprağa iğde fidanı gibi köklenmektir kadın olmak... ... ipliği pazara çıkmış sevgilerin Meral'im bitip tükenecek aydınlığı bir gün yüreğimin dört duvarında alıcı kuşlar kesintili yatalak gövdelerin soluksuz yüzüdür kadın olmak kül serüvenin puslu gölgesinde emziriyorum hayatın ırak mavisini ... eğirmek Aze’m yeni ipekler eğirmek gerek unutma ellerimiz kozada ipek böceğidir bizim her şafak dikip başımızı güne bakanlar gibi alıcı kuşları tohumundan tomurcuğundan kan ile beslemektir kadın olmak... ... kadın olmak bir kitabın sayfalarına karışmak ince ve mavi düşleri ömrün mezarına gömmek kadın olmak Meral' im suya yazı yazmaktır biraz,,, … ucu sivri bir kurşun kalem Aze’m dimdik tutunmak suya, toprağa ve göğe hiç duyulmamış sesleri toplamak dirençle, aşkla destan olmaktır kadın olmak... Azime Akbaş, Meral Vurgun Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2008 Bıraktın Beni şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktılar beni bıraktın beni o tahta balerinin yırtık bacaklarında benim tebliğimden bir yansıma bir sıçrayış gece üçte uyanıp başladım alkışlamaya,bıraktın beni; yazı sorguya aldılar işkencede kısa kalbim dolaşıyorum yeni yanmış lisenin koridorlarında da sözlüye kaldırılıyor ilk sevgilim intihar ben hiç ders çalışmadım senden başka, bıraktın beni; kibar bir orospuyum ben, bunu da yazdım kumsala, tırnaklarına gözyaşı ojeleri süren artmayacağım, eksilmekti sevişmelerimiz bunun için her gün bir çocuk öldürüyorum parmaklarım bir ferman gibi açılıyor gırtlağında bir güle saati sormak değil mi çekip gitmenin öncesi eğilip bir kediyi okşamak olmasın geri gelmek istemenin en büyük delili; bıraktın beni. yanıtım: anlayacaktık zaten sıkıldığımızı ve bunun böyle bungun, kırışık sürmeyeceğini kahverengiye çevirdi yaşadığım sevdalar beni türkçeler yetmedi karardıkça parlayan şarkıma girdiğim bahçede yitti sidikli ömrüm sanki bir tren raydan çıktı vücudumda bıraktın beni. yıkandım ateşin suyunda gümüşlendim kurşunlandım neşter perisiyim şimdilerdeyse yüksek sesle güldüm buna bunu da- bunu da yazdım kumsala kendi çevremi üçyüz altmış beş günde döndüm sana döndüm dön bana kurtarılmaz ayrılıklar mı yaşıyoruz çarparak söğütlere uğrunda ölünecekleri mi gömüyoruz güneşin battığı yere! aşk, çekim eki almıyor,başka uyaklarla kalıyor ayakta bıraktın beni aşk, artık korkak bir zamir gibi sabah akşam sağına soluna jilet atmakta bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta yalnızlık okuma-yazma bilmiyor siz sürdürün kentinizi komik sarhoşluklarınızı- sahte öpüşmelerinizi girin kalabalığa pazaryerlerine otobüslere bıraktın beni; kaybolun yüzünüzde siz sürdürün kentinizi yangınınızı ben alıyorum, depremlerinizi sel baskınlarınızı, salgınlarınızı afetleri götürüyorum muazzam aşklarınızdan şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktınız beni! içime beton bir martı döktünüz içime batırdınız ceylan kemiğini! sevgi kubilay'ıydım ben keserek bileklerimi nankör bir testereyle kopuk ellerimi dolaştırdınız bir sopa ucunda tüm yeryüzünde şiir yazdırmadınız bana şiirime döndüm sana döndüm dön bana siz sürdürün kentinizi ben sizin payınıza nasıl olsa yaşıyorum trajedilerinizi muazzam aşklarınızdaki! . küçük İskender Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.