Φ muki Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Almanya'da 70 bin Saglik Kurumu... 8 bin kilise, Fransa'da ise 60 bin saglik kurumu... 9 bin kilise Türkiye'de 7 bin saglik kurumu... 77 bin cami oldugunu biliyormuydunuz? Onlar tahsilli ve sağlıklı olarak yaşayacaklar ama, gavur olacaklar; halbuki biz cahil ama, dini bütün olarak ölüp cennete gideceğiz. Zaten bu dünya geçici, hiçbir şeyi dert etmeye değmez. Boşu boşuna eğitime niye para harcayalım, nasıl olsa ölünce bir işe yaramayacak bu bilgiler. Eh hastane dersen, boşu boşuna ölümünü, yani cennete gitmeyi geciktirmenin anlamı ne? En iyisi o paralari okul, hastane falan gibi gereksiz yerlere harcayip çarçur etmek yerine, cami yapımına harcayıp daha çok müslümanı gönderelim cennete. Orada seçim olursa biz kazanırız. Varsın bizi A B 'ye almasınlar, biz de onları cennete almayız.(!) Oh be! İçim açıldı vallahi. Beni arayan olursa camideyim. Bana gelen bu maili paylaşmak istedim. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Eğer; ülkemizin il, ilçe, belde, köy ve mahallelerine kadar uzanan cami yaptırma dernekleri, cami üstüne cami kondurma yarışında bulunuyorlarsa ve Diyanet İşleri'ne devlet bütçesinden en büyük pay ayrılıyorsa, önceleri aydın din adamı yetiştirmek amacıyla kurulan imam-hatip okulları, her yıl çoğaltılarak açılıyor ve bu okullarda dinsel ağırlıklı eğitim görmüş insanlarımız yargı, eğitim ve öteki devlet kurumlarında görevlendiriliyorsa, laik toplum düzenimizi yıkıp yerine dinsel bir yönetim kurma özlemi içinde olan ve bu özlemini kitaplaştırıp yayan kişi devlet bürokrasisinin en üst düzeyinde oturtuluyorsa; kimi törenlerde, toplantılarda harem-selamlık ayrımı düzenleniyor, tren, uçak, otobüs gibi değişik yönlü ulaşım araçlarında kıble arayışı sürdürülüyorsa; profesör sanlı, sözde bilim adamlarına peygamberlik, şeyhlik savında bulunabilecek kadar elverişli bir ortam yaratılmışsa, anayasada ve parti izlencelerinde laiklik ilkesinin yer almasının bir anlamı kalmışmıdır..? Ve bütün bunlar olurken ve sevgili muki arkadaşımın %'lerle sunduğu tokat gibi gerçekler karşısında, dinci politikacılar ve onların peşine takılmış %47 hala yıllardır ezilmişliklerinden, mağdurluluklarından bahsediyorlarsa onlara söylenecek söz bulamıyorum... Pes artık... Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 15 Ocak , 2008 Sevgili Muki, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azıym." Muhammed'in deyişine göre, bu duayı okumak, doksandokuz (99) derde devadır. Bu dertlerin en küçüğü, gönüldeki keder (sıkıntı ve stres)dir. Sağlık Kurumlarına, Hastahanelere ne ihtiyac var ki kardeşim? Alıntı
Misafir maraba Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Almanya'da 70 bin Saglik Kurumu... 8 bin kilise, Fransa'da ise 60 bin saglik kurumu... 9 bin kilise Türkiye'de 7 bin saglik kurumu... 77 bin cami Ülkemizde her şey siyasilerimizce siyasi simge olarak kullanılıyor. Siyasilerimiz rant yapıyor, bizlerde uyuyoruz. Uyuyoruz çünkü bize önce iman gerek. Sağlık nedirki? Önemli olan diğer tarafa sağlıklı (imanlı) gidebilmek. Burası yalancı (eğlencelik) dünya. Yazık sağlık kurumlarına verilen paralara!!. Sağlık kurumları 0.7 bin, camilerimiz 177 bin olmalı. Diğer devletlerden iman farkımızın belli olması gerekir. "Sağlam vücut, sağlam imanda bulunur." Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 2006 yılı rakamları ile bende bazı istatistikler buldum.Celal Toroğlu derlemiş. Resmi kayıtlara göre din görevlisi sayısı :90 BİN Okul sayısı :70 BİN Hükümete göre öğretmen açığı :100 BİN İnşaatı devam eden cami sayısı :80 BİN 82 ilde kuran kursu sayısı :4000 kaçak olanlar hariç Cami yaptırma derneği sayısı :145 BİN Hastane sayısı :1220 yani 60.BİN kişiye bir hastane düşmekte Oysa her 900 kişiye bir cami düşüyor. Doktor sayısı :78.BİN her 900 kişiye bir doktor Hastane yatak sayısı :190 BİN yani 190 bin kişi aynı anda hastanelerimizde yatarken camilerde 20 milyon kişi namaz kılabiliyor. Önümüzdaki yıllarda yapılaması gereken sağlık kurumu sayısı:40 Cami sayısı ise :1.100 Ülkemizde kütüphane sayısı:1435 Almanya'da 11.binin üzerinde ,Fransa'da 4000 kadar. Son bir istatistik bana göre en çarpıcı olanı. Diyanet işlerinin 2006 yılı bütçesi 1.2 katrilyon=4 bakanlık ve 22 üniversite bütçesi. Artık daha fazla söze gerek var mı dersiniz? Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Kıraathanelere, diskolara, kişiyi sarhoş edip o sarhoşlukla saçmalamaktan millete eziyet etmekten başka bir şey yapmayan birahanelerden niye hiç bahsetmiyorsunuz. Kıraathanelere, diskolara, birahanelerde devlete yararlı vatandaşlar yetiştiriliyor tabi onlar listeye niye yazılsın.. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Kıraathanelere, diskolara, kişiyi sarhoş edip o sarhoşlukla saçmalamaktan millete eziyet etmekten başka bir şey yapmayan birahanelerden niye hiç bahsetmiyorsunuz. ****** Neden rahatsız oluyorsunuz? Bir kere de neden katılmıyorsunuz bunun gibi acı bir gerçeği itiraf etmeye? Neden itiraf edemiyorsunuz?? Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Eğitime adam gibi önem verilmiş olsa -dine verildiği kadar- zaten o dediğiniz yerlerde fazla adam olmazdı.Bu da gösteriyor ki; camiler ve din bu sayıyı azaltmıyor.Orda oturanların, emin olun ki %90 nı inanan insanlardır.Demek ki din bunları çözmek için yeterli değil.Önce namaz kılıp ,sonra cinayet işleyebilen adamlar da buna en güzel örnektir sanırım. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Eğitime adam gibi önem verilmiş olsa -dine verildiği kadar- zaten o dediğiniz yerlerde fazla adam olmazdı.Bu da gösteriyor ki; camiler ve din bu sayıyı azaltmıyor.Orda oturanların, emin olun ki %90 nı inanan insanlardır.Demek ki din bunları çözmek için yeterli değil.Önce namaz kılıp ,sonra cinayet işleyebilen adamlar da buna en güzel örnektir sanırım. Bu zihniyetler sanıyorlar ki barları diskoları kapatıp yerine camiler açınca her şey düzelecek... Yazık yaa!!! Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Bu ülkenin asıl soruun eğitimdir. Önce mevcut okullardaki öğretmen açığını kapat! Önce mevcut okullardkai altyapıyı tamamla! Sonra okul sayısını artır. Sonra üniversitelerin altyapısını tamamla! Bilime teşvik et... Atamaları bilimsel aktivitelere göre düzenle! Kaliteyi yükselt! Ondan sonra yeni üniversite aç... Ama bizim aynı zihniyetteki yönetimimiz ne yapıyor? En sondan başlıyor. Yeni üniversite açarak... Gerçi o da eğitimi yükseltmek için değil! Göz boyamak için! Oy için! Bu halk bu na da kanıyor! Diyorum ya her şeyi hak ediyor bu insanlar yaa! Bu konuyu bir fıkrayla bağlayalım ADAM, yıllarca ülkesinden uzak kaldıktan sonra nihayet yurda dönmüştür. Havaalanından bindiği taksiyle şehre doğru giderken, şoföre sigara almak için tütüncüde durmasını söyler. - "Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?" diye sorar taksi şoförü. - Sigara alacaktım... - Sigaraları artık camilerde satıyorlar beyim . . . - Camide mi? Yahu cami Allah'ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi? - Hayır beyim, ibadet için artık üniversiteye gidiliyor . . . - Allah Allah! Peki o zaman eğitim nerede yapılıyor? - Eğitim hapiste yapılıyor beyim . . . - Hapiste hırsızlar yok mu? - Hırsızlar artık iktidarda beyim . . . Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Almanya'da 70 bin Saglik Kurumu... 8 bin kilise, Fransa'da ise 60 bin saglik kurumu... 9 bin kilise Türkiye'de 7 bin saglik kurumu... 77 bin cami oldugunu biliyormuydunuz? Onlar tahsilli ve sağlıklı olarak yaşayacaklar ama, gavur olacaklar; halbuki biz cahil ama, dini bütün olarak ölüp cennete gideceğiz. Zaten bu dünya geçici, hiçbir şeyi dert etmeye değmez. Boşu boşuna eğitime niye para harcayalım, nasıl olsa ölünce bir işe yaramayacak bu bilgiler. Eh hastane dersen, boşu boşuna ölümünü, yani cennete gitmeyi geciktirmenin anlamı ne? En iyisi o paralari okul, hastane falan gibi gereksiz yerlere harcayip çarçur etmek yerine, cami yapımına harcayıp daha çok müslümanı gönderelim cennete. Orada seçim olursa biz kazanırız. Varsın bizi A B 'ye almasınlar, biz de onları cennete almayız.(!) Oh be! İçim açıldı vallahi. Beni arayan olursa camideyim. Bana gelen bu maili paylaşmak istedim. Türkiye'de kaç okul var? 67 bin... Kaç hastane var? 1220... Kaç sağlık ocağı var: 6 bin 300... Peki kaç cami var? 85 bin... Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor. Peki kaç kilise var? 270... Kaç cemevi var? 100. * * * Türkiye'de kaç doktor var? 77 bin... Peki kaç din görevlisi var? 90 bin... Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor. Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var. * * * Türkiye'de kaç kütüphane var? 1435... Almanya'da kaç kütüphane var? 11 bin... Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var? 13... Kaç kentte kuran kursu var? 81... Bu kursların toplam sayısı kaç? 3852... * * * Türkiye'de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var. Peki kaç tane "cami yaptırma derneği" var? 35 bin... * * * İçişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar? 783 trilyon... Ulaştırma Bakanlığı'nın? 678 trilyon... Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın? 677 trilyon... Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın? 632 trilyon... Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın? 280 trilyon... Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın? 249 trilyon... Çevre ve Orman Bakanlığı'nın? 404 trilyon... Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar? 1.3 katrilyon... 8 bakanlığın bütçesi kadar... 22 üniversitenin toplam bütçesine denk... * * * Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım: 1997'de 66 trilyon. 1998'de 119... 1999'da 180... 2000'de 270... 2001'de 302... 2002'de 553... 2003'te 771... 2004'te 1 katrilyon... 2005'te 1 katrilyon... 2006'da 1,3 katrilyon... 2007'de 1.7 katrilyon... * * * Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi? bunu bır forumdan okumustum ve kaydetmıstım dogrulugu ıcın teyıd edemem ama maalesef sonuclar can yakıcı bır sekılde cevremızde mevcut ve ben bu sonuca ınanıyorum saygılar.... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ocak , 2008 Sayın hayhak, aktardığınız bilgilerin doğruluğundan emin olamamakta haklısınız, bu bilgiler vahim bir tablo oluşturuyor. Diyanetin sekiz bakanlık ve tüm üniversiteler kadar bütçeye sahip olması belki abartılıdır, ama gerçek bundan hiç de fazla uzak değil. Şüphe götürmeyen, diyanetin gereğinden çok fazla bir bütçeye sahip olduğu. Buna rağmen tarikat ve cemaatlerin büyük bir para akışını denetler konumda oldukları. Sayın muki'nin dediği gibi... Cahil ama "imanlı" teslim-i nefs etmek ve hurilerle oynaşmaya gitmek her şeyden önemli gelirse insanlara, başka ne beklenebilir ki? Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 ******Neden rahatsız oluyorsunuz? Bir kere de neden katılmıyorsunuz bunun gibi acı bir gerçeği itiraf etmeye? Neden itiraf edemiyorsunuz?? Siz neden camiilerden rahatsız oluyorsunuz. 100 lerce yıl islamiyeti yaşamaya çalışmış, islamın bayraktarlarığını yapmış bir ülkede bu kadar sayıda camii olması şaşırtıcı bir durum değil. Fakat eğitim düzeyi düşük bir toplumda eğitime bu kadar az yatırım yapılması elbetteki şaşılacak bir durum. Dinine bağlı olan,dinini yaşamaya çalışan elbetteki bunca camii sayısından rahatsız olmaz. Fakat buna karışırmanız karşı tarafında size karışması olarak yansımaz mı. Eğitimin önemini anlatacağım derken inancını yaşamaya çalışana karşı duruş gösterek taraf olmayan bertaraf olur misali bir ayrım yapılmış olmuyor mu. Eğitime adam gibi önem verilmiş olsa -dine verildiği kadar- zaten o dediğiniz yerlerde fazla adam olmazdı. Doğru söze ne hacet. Bu da gösteriyor ki; camiler ve din bu sayıyı azaltmıyor.Orda oturanların, emin olun ki %90 nı inanan insanlardır.Demek ki din bunları çözmek için yeterli değil. Kişi iradesini kullanarak bir şeyler öğrenme yoluna gidebilir. Onların da çabalaması gerek. Yan gelip yatana gökten iş gelmesi nadirdir. Torpil olayı yoksa imkansızlaşadabilir. İnancımız boş işin boş kalfası olmamızı emretmiyor. Meslek sahibi olmamızı istiyor! Önce namaz kılıp ,sonra cinayet işleyebilen adamlar da buna en güzel örnektir sanırım. Bahsettiğiniz kişiler maide suresi 32. ayete muhalif hareket eden sözde inanan tabirine girenlerdir ! Bu ayeti anlamak istememekte niçin ısrar ediyorsunuz. Bir masumu öldürmek, bütün insanları öldürmek gibidir "Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" (Maide Sûresi: 32) Şu âyet haktır, akla münâfi olamaz, hakikattir. Mücâzefe, mübalâğa, içinde bulunamaz. Halbuki zahir düşündürür. Birinci Cümle: Adalet-i mahzânın en büyük düsturunu vaz ediyor. Der ki: Bir mâsumun hayatı, kanı, hattâ umum beşer için olsa da, heder olmaz. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir. Cüz'iyatın küllîye nispeti bir olduğu gibi, hakkın dahi mizan-ı adalete karşı aynı nispettir. O nokta-i nazardan, hakkın küçüğü büyüğü olamaz. Lâkin, adalet-i izafiye, cüz'ü külle feda eder. Fakat muhtar cüz'ün sarihen veya zımnen ihtiyar ve rıza vermek şartıyla. Ene'ler nahnü'ye inkılâp edip mezci, cemaat ruhu tevellüt ederek, külle feda olmak için fert zımnen rızadâde olabilir. Sünûhat, s. 26 - Said Nursi *** Adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyenin izahı şudur ki: "Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." (Mâide Sûresi, 5: 32) âyetin mânâ-ı işarîsiyle, bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir. Adalet-i izafiye ise, küllün selâmeti için cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmaya çalışır. Fakat adalet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez. Gidilse zulümdür. Mektubat | On Beşinci Mektup | 57 - Said Nursi Bu zihniyetler sanıyorlar ki barları diskoları kapatıp yerine camiler açınca her şey düzelecek... Yazık yaa!!! Camiilerle alıp veremediğiniz olabilir o kısmı size kalmış. Biz diskoları,birahaneleri kapatıp camii yapalım demedik. Biz de eğitim meraklısıyız, kişisel gelişim meraklısıyız, bilimi de takip etme meraklısıyız kabullenmesenizde. Bunun adını değiştirerek sunsanızda. İnancını yaşamaya çalışan kişiye uygun dille anlatma yollarını arasanız vaktinizi daha verimli kullanırsınız. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Diyanet işlerinin 2006 yılı bütçesi 1.2 katrilyon=4 bakanlık ve 22 üniversite bütçesi. Sn Muallim-i Ali şöyle cevap vermiş: Siz neden camiilerden rahatsız oluyorsunuz. 100 lerce yıl islamiyeti yaşamaya çalışmış, islamın bayraktarlarığını yapmış bir ülkede bu kadar sayıda camii olması şaşırtıcı bir durum değil. Fakat eğitim düzeyi düşük bir toplumda eğitime bu kadar az yatırım yapılması elbetteki şaşılacak bir durum. Dinine bağlı olan,dinini yaşamaya çalışan elbetteki bunca camii sayısından rahatsız olmaz İnsanların eğitim ve sağlık gibi olmazsa olmaz hizmetlerinden kısılarak diyanete bu kadar bütçe ayrılmasından rahatsız oluyorum .Çünkü insanlar ibadetlerini evde yapabilirler.Ama eğitim okulda ,sağlık hizmetleri sağlık kuruluşlarında yapılır.Evet ben, bu kadar camiden rahatsız oluyorum ve şaşırıyorum. Sizden olmayanları dost edinmeyin , inanmayanları bulduğunuz yerde öldürün , allah yolunda savaşmanın ne kadar iyi bir şey olduğu ayetlerini de sanırım siz görmezden ve anlamazdan geliyorsunuz . Böyle emirler veren bir kitabın sonradan masumu öldürmek günahtır diye fetva vermesi mantıklı mıdır? Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Sizden olmayanları dost edinmeyin , inanmayanları bulduğunuz yerde öldürün , allah yolunda savaşmanın ne kadar iyi bir şey olduğu ayetlerini de sanırım siz görmezden ve anlamazdan geliyorsunuz . Böyle emirler veren bir kitabın sonradan masumu öldürmek günahtır diye fetva vermesi mantıklı mıdır? Bir müdür düşünün. Müdür öğretmene diyor ki derste okula muhalif hareket eden dersin işlenmesine engel olabileceklere durumu bildir ve uygula. Ama şu, bu kurallara uyanlara dokunma onları gözardı et. Yeri geldiğinde yaramazlık yaptığında idare et. "Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" (Maide Sûresi: 32) Şimdi ayette de bu kurallar var. Bu kurallara uyanlara ne olursa olsun dokunma deniyor. Din, dil, ırk ayrımı var mı burda ? Bu kuralı tüm insanlara uygula diyor. Cihad ile ilgili ayetler bir araya getirilse ve kurallar/ölçülerle ilgili ayetleri de bir araya getirerek incelense yola çıkmak isteyen araç hangi araç olursa olsun bu trafik lambalarını nasıl olur da görmezden gelip müspet hareket eder ve cezasız kalır....Adaletten ayrılmamak ümidiyle. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Yan inananlara dokunma ama diğerlerine istediğinizi yapabilirsiniz gibi bir sonuç çıkıyor verdiğiniz örnek itibariyle anlaşıldı. Diğer konuyla ilgili olarakta bir yorum alsak diyanetin bütçesi ile ilgili olan yani. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Sayım Muallim, biz de "camilerden iyi şarap mahzeni olur, bazılarını discoya çevirmek için ses düzenleri de hazır" demedik. Kırmızıda dur, sarı yanınca hazırlan, yeşil yanınca geç demek için dine imana, kırmızıda geçeni melekler yazar, cinler çarpar demeye ihtiyaç yok. Ayrıca şu yolu kullanan araçların sürücüleri cennete gider, ters yola girenler cehennemlik olur demeye de gerek yok. Bastın mı cezayı, aklı başına gelir. Okulun yönetmeliklerini insanlar düzenlediği gibi yasaları da meclisler yapar. Bu yasaların geçerliliği için dinden icazet almaya gerek yok. Okul müdürü aciz bir insandır. Sözünü geçirmek için yaptırıma ve öğreneni öğrenmeyeni ayırd etmek için sınav yapmaya ihtiyacı var. Müdür ile sonsuz kudretli olarak düşündüğünüz yaratıcıyı kıyaslayamazsınız. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Sizden olmayanları dost edinmeyin , inanmayanları bulduğunuz yerde öldürün Böyle genel bir hüküm verilmişken herhalde altta alıntıladığım ayetin inanmayanlar için olmayacağı açıktır.İnanmayanlarda fesat çıkaranlar olarak tabir edildiğine göre kimi kandırıyorsunuz? "Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" (Maide Sûresi: 32) Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Kur'anın hiç bir zaman hukuki bir kaynak olamayacağını her zaman söylüyorum. Komşusunu çekiştiren insan da fesat çıkarmaktadır. Böyle subjektif bir kitabın öldürmekten, yaptırımdan söz etmesi ayrıca son derece sakıncalı bir durumdur. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Kur'anın hiç bir zaman hukuki bir kaynak olamayacağını her zaman söylüyorum. Komşusunu çekiştiren insan da fesat çıkarmaktadır. Böyle subjektif bir kitabın öldürmekten, yaptırımdan söz etmesi ayrıca son derece sakıncalı bir durumdur. Tabiki bir hukuk kitabı olması mümkün değil ,bu tür kuralları da düzenliyor dense de.Fesadın her türlüsü olabilir ,sizin belirttiğiniz gibi komşusunu çekiştirmek bile.Bu açıdan düşünüldüğünde durum daha da vahimleşiyor.Bu nedenle bütçede aslan paylarının diyanete değil eğitime aktarılması gerekiyor.Tabiki objektif ve bilimsel alt tabanlı olanına Alıntı
Φ Muallim-i Âli Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Böyle genel bir hüküm verilmişken herhalde altta alıntıladığım ayetin inanmayanlar için olmayacağı açıktır.İnanmayanlarda fesat çıkaranlar olarak tabir edildiğine göre kimi kandırıyorsunuz? Acaba inanmayanlar mı fesatçı olarak nitelendiriliyor yoksa inanmayanlardan fesat kelimesindeki fiilleri işledikleri için mi fesatçı denilen kısıma giriyorlar ? Bir meslek düşünelim. Öğrencilik olsun. İki tane öğrenci düşünelim. Öğrenci öğrenme eylemini gerçekleştirene denir di mi ? Peki bu öğrencilerden öğrenme işlemini gerçekleştirmek yerine; derste düzeni bozan, dersin işlenmesine engel olan, öğretmene engel olan kişiye nasıl olurda öğrenci dersin. Ortada bir eylem var. Fesat. Nasıl olur da fesat işleyen inanmayanla fesat işlemeyen inanmayan kişiyi aynı kefeye koyarsın. Fesat ne demek ? (tdk) 1 . Bozukluk: "Mide fesadı. Ahlak fesadı."- . 2 . Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk: "Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler."- S. Birsel. 3 . Hile. 4 . sıfat Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse): "Sen de ne fesat adamsın!"- . 5 . sıfat Karıştırıcı, ara bozucu (kimse). Bu durumda her inanmayanı fesatçı olarak nitelendirmek adalete ters düşmez mi ? Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 -http://www.kuranislamı.com- dan alınmıştır. Fesad, sözcük olarak: "zulüm; çalkantı, düzensizlik; kuraklık, kıtlık, yolsuzluk, nifak, ara bozan"; masdar olarak "bozulmak, çürümek; sağ duyudan sapmak" anlamlarına gelmektedir. Kavram olarak: insanın vahyin hükümlerinden saparak, kendi hevasına tabii olması; Allah'ın koyduğu düzeni bozarak kendi yanından düzen koyması; Allah'ın koyduğu kuralları kendi hevası ve çıkarı doğrultusunda değiştirmesi; fıtri ve tabii dengenin bozulması, "bir şeyin istikametinden saparak, yararlı halinden çıkması" anlamlarına gelmektedir. Yeryüzünün fesada uğramasının nedeni insanın "kendini yeterli görmesidir." Yaratıcıya karşı nankörlük ederek kendi "hevasına" uymasıdır. Haktan saparak hevasını ilah edinen insanın "amacına ulaşma arzusu"; barışın bozulmasına, kötülüğün hayatın her alanını kuşatmasına ve insanın en şerefli varlık derecesinden hayvanlardan daha aşağı bir dereceye düşmesine neden olmaktadır. Yeryüzünde saltanat, mülk, güç ve iktidar sahibi olma uğruna çıkarlarını her türlü değerden, adaletten ve haktan üstün gören bu kimseleri Kur'an "müfsid" olarak tanımlamaktadır. Evrende, insana bırakılan alanın dışına tam bir düzen ve intizam hakimdir. Bütün bir evren, Allah'ın koyduğu yasalarla (sünnetullah) tam bir düzen ve intizam içinde işlemektedir. Kur'an bu düzeni "sünnetullah" olarak isimlendirmektedir. Sünnetullah'ın gereği olarak her şey, kendisine konan yasaya boyun eğerek varlığını sürdürmekte; düzenini korumaktadır. Allah'ın bizzat kontrolünde tuttuğu alemde "zerre" kadar bir kargaşa yoktur. Fesad yalnızca insanın kontrolüne bırakılan, onun sorumluluğuna verilen alanlarda ortaya çıkmaktadır. Diğer bir söylemle fesadın tek kaynağı insandır; insanın dışında fesad çıkaran başka bir varlık yoktur. Fesad, Allah'ın hükümlerini yalanlayan veya onlara gereğince uymayan müfsidlerin fiillerinin neticesinde ortaya çıkmaktadır: Devamını m ordan okuyabilirsiniz.Yani ben , aynı kefeye koymuyorum.İnanmayanların hepsini aynı kefeye kuran hükümleri koyuyor. Bu arada diyanetin bütçesi ile ilgili konuda halen yorum alabilmiş değilim. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Bu arada diyanetin bütçesi ile ilgili konuda halen yorum alabilmiş değilim. Alamazsınız da sevgili gelincik, ne ve ne kadar yeseler 'haktır'. Allah'a giden yolda cami eksik olur mu hiç! Eğitim de ne... En iyi eğitim Allah yolunda verilen eğitim. Ne de olsa cennete neler bekliyor, neler! Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2008 Sayın hayhak, aktardığınız bilgilerin doğruluğundan emin olamamakta haklısınız, bu bilgiler vahim bir tablo oluşturuyor. Diyanetin sekiz bakanlık ve tüm üniversiteler kadar bütçeye sahip olması belki abartılıdır, ama gerçek bundan hiç de fazla uzak değil. Şüphe götürmeyen, diyanetin gereğinden çok fazla bir bütçeye sahip olduğu. Buna rağmen tarikat ve cemaatlerin büyük bir para akışını denetler konumda oldukları. Sayın muki'nin dediği gibi... Cahil ama "imanlı" teslim-i nefs etmek ve hurilerle oynaşmaya gitmek her şeyden önemli gelirse insanlara, başka ne beklenebilir ki? anlamadıgım ıkı seyden bırde budur aslında; bir diyenaet neden bu kadar cemaate para aktarımı yapıyor?burası kesın yoksa bu cemaatler nasıl toplanır ornegın nur cemaatı!...acaba dıyanetı bırılerımı yonetıyor?cunku bılındıgı gıbı radıkal dıncı gecınen soytarılar dıyanetı hıc desteklemez!...ıkıncısı ıse cemaatler sayesınde dıyanet devlete aslında bır petrol kuyusumu?devlet bu sekılde kendını rıske edermı? bunlar ınanılması guc sorular ama sanırım bır seylerden ıyıce uzaklastık..... ve cevrmdekı her ıkı kısıden bırnın nurcu olması bana cok komık gelıyor.. bıde su sacma sapan rısalelerı ellerınde her yerde okuyorlar.. ya bu cok komık bence, onların ısmı sayın ve sacmalıkları olması lazım bıde adamı peygamber gıbı tanıtıyorlar... kıtabının sonlarında ıste sait nursinin yasadıgı zamandakı olaylar ve dunyadakı es zamanlı olaylar olarak... bunlar bana cok komık gelıyor. ıste dıyorlar kuranda su kadar sedde var, rısalede sukadar... hanı ne yapmaya calısıyorlar, anlayamıyorum. ama sonumuz cok kotu bu bır gercek. konuyu fazla saptırmadan sunu soyleyeyım: evet bu gercegı gordukten sonra ve cevrene durust bır sekılde goz gezdırdıkten sonra ınanıyorum kı bu rakamlar gercek, tabı uc bes kurusu yuvarlak hesaplamalar olabılır! buna bısey dıyemem kadı kızındada var okadar Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2008 kıtabının sonlarında ıste sait nursinin yasadıgı zamandakı olaylar ve dunyadakı es zamanlı olaylar olarak... Yukarıda resmini taşıyanlar var... ama sonumuz cok kotu bu bır gercek. konuyu fazla saptırmadan sunu soyleyeyım: evet bu gercegı gordukten sonra ve cevrene durust bır sekılde goz gezdırdıkten sonra ınanıyorum kı bu rakamlar gercek, Sonumuz kötü evet... Hoppa nın dediği gibi, bu ülke şeriatla yönetilince, anlayacaklar bugünkü özgürlüklerinin kıymetini. Ama iş işten geçmiş olacak! Bu halk her şeyi hakediyor arkadaş! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.