Gönderi tarihi: 7 saat önce7 saat Admin Bilim insanı, evrimin bir tuhaflığının yıldızlararası yolculuğu engelleyebileceğini söylüyor.Cambridge Üniversitesi'nden fizikçi Dr. Marcus Hale, yıldızlararası yolculuk anlayışımızı kökten değiştirebilecek büyüleyici bir teori ortaya attı. 2023 yılında Journal of Astrobiology dergisinde yayınlanan bir makalede Hale, Alcubierre warp motorları aracılığıyla yıldızlararası yolculuk için teorik çerçevenin bilinen fizikte zaten mevcut olduğunu öne sürüyor.Ancak Hale, insan evriminin bir tuhaflığının -doğuştan gelen vestibüler sistemimizin aşırı hızlanmalara karşı isteksizliğinin- bizi psikolojik ve biyolojik olarak bu tür yolculuklara adapte olmaktan alıkoyduğunu savunuyor. Bu bakış açısı, simülasyonların uygulanabilirliğini göstermesine rağmen NASA gibi uzay ajanslarının warp kavramlarını neden daha agresif bir şekilde araştırmadıklarını sorguluyor.Yıldızlararası Olasılığın Ardındaki Bilimsel İddiaDr. Hale'in 2023 tarihli makalesi, fizikçi Miguel Alcubierre tarafından 1994 yılında ortaya atılan Alcubierre metriğinin uzay-zamanı bükerek ışıktan hızlı seyahati nasıl mümkün kılabileceğini özetliyor. Kuantum alan teorisindeki son gelişmeler, bu kavramı egzotik maddeye ihtiyaç duymadan matematiksel olarak uygulanabilir hale getirdi. Hale, CERN'in parçacık hızlandırıcısından elde edilen mevcut verilerin, 13 TeV enerjilere ulaşan 2022 proton çarpışma deneyleri de dahil olmak üzere, büküm baloncuklarının kararlılığını desteklediğini ileri sürüyor. Bu iddia, CERN'in resmi raporuyla da destekleniyor.Bir TEDxCambridge konuşmasında Hale, "Denklemler ortada; onları kağıt üzerinde çözdük. Yıldızlararası seyahat bilim kurgu değil, cesaret bekleyen bir mühendislik." dedi. Bu cesur iddia, teorisinin potansiyelini vurguluyor ve bilim camiasını daha fazla araştırmaya davet ediyor.Uzay Adaptasyonunun Önündeki Evrimsel EngellerWarp motorlarının teorik olarak uygulanabilir olmasına rağmen, Hale önemli bir biyolojik engele dikkat çekiyor: vestibüler sistemimiz. Primat atalarımızın ağaçlardan düşmesini önlemek için 6 milyon yıl boyunca evrimleşen bu sistem, g kuvvetlerine karşı oldukça hassastır. Ancak bu hassasiyet, uzay manevraları için uyumsuzdur. NASA'nın, mikro yerçekiminin otolit işlevini bozması nedeniyle 340 günlük bir ISS görevinden sonra kalıcı denge sorunları yaşayan astronot Scott Kelly üzerine 2019 yılında yaptığı ikiz çalışması bu iddiayı desteklemektedir. Çalışmanın bulgularına NASA'nın Johnson Uzay Merkezi raporundan ulaşılabilir.Hale ayrıca, bu "evrimsel tuhaflığın" fırlatma sırasında astronotların %70'inde hareket hastalığı olarak ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu iddia, Avrupa Uzay Ajansı'nın 150 astronot adayından 105'inin ciddi semptomlar bildirdiğini tespit eden 2021 tarihli raporuyla da destekleniyor.Warp Sürücüsü Teorilerinin Tarihsel BağlamıWarp sürücüleri kavramı, Miguel Alcubierre'nin 1994 yılında Galler Üniversitesi'nde yayınladığı makaleye dayanmaktadır. Alcubierre, uzayı ileri doğru daraltan ve uzay aracının arkasında genişleten bir warp balonunu matematiksel olarak tanımlamıştır. Ancak bu kavram, negatif enerji gerektirmesi nedeniyle başlangıçta reddedilmiştir.2011 yılında Harold "Sonny" White tarafından NASA'nın Houston'daki Eagleworks laboratuvarında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. White, Casimir etki plakaları kullanarak Jüpiter'in kütlesinden enerji ihtiyacını 700 kg kütle-enerji eşdeğerine düşüren halka şeklinde bir warp alanı önermiştir. White'ın 2012 yılında Johnson Uzay Merkezi'nde kurduğu deneysel düzenek, NASA Teknik Raporlar Sunucusu'nda belgelendiği gibi, mikro warp etkilerine işaret etmektedir.Yıldızlararası Yolculukların Simülasyonunda Biyolojik ZorluklarHale, Leipzig'deki Max Planck İnsan Bilişsel ve Beyin Bilimleri Enstitüsü'nde 2020 yılında yapılan bir VR simülasyonuna atıfta bulunmaktadır. Bu simülasyonda, simüle edilmiş warp hızlanmalarına maruz kalan 80 katılımcı, amigdala aktivasyonuyla bağlantılı panik tepkileri bildirdi. Bu durum, karasal ortamlarda hayatta kalmak için evrimleşmiş beyinlerimizin warp yolculuğunun gerçeklerine uyum sağlamakta zorlanabileceğini gösteriyor.Evrimsel psikoloji daha fazla bilgi sağlıyor. Evolutionary Psychology dergisinde 2018 yılında yayınlanan bir çalışma, bilinmeyene duyulan korkunun kökenini Homo sapiens'in yaklaşık 300.000 yıl önce Doğu Afrika'da savanlara adaptasyonlarına dayandırıyor. Hale, Cambridge Üniversitesi'ndeki profilinde şöyle diyor: "Beynimiz kozmik sıçramalar için değil, kısa mesafe koşuları için programlanmıştır; evrim bizi gerçekliği bükmeye hazırlamadı."Güncel Araştırma Çabaları ve Teknolojik EngellerBu zorluklara rağmen, yıldızlar arası yolculuk araştırmaları devam ediyor. 2016'dan beri Yuri Milner liderliğinde yürütülen Breakthrough Initiatives'in Starshot projesi, lazerle çalışan nano araçları %20 ışık hızıyla Alpha Centauri'ye göndermeyi hedefliyor. Ancak Hale, bu yaklaşımı biyolojik sınırlamalar nedeniyle warp seyahati sorununu göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştiriyor.Enerji gereksinimleri de önemli bir engel teşkil ediyor. Hale, Fransa'daki ITER'de 2022'de gerçekleştirilecek füzyon çalışmalarına dayanarak, prototip bir warp motorunun 10^19 joule'a (bir yıllık küresel elektrik üretimine eşdeğer) ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Paris'teki 2023 ESA-NASA ortak paneli gibi uluslararası iş birlikleri, pilotlar için evrimsel eğitim protokolleri de dahil olmak üzere potansiyel çözümleri araştırıyor.Gelecekteki İnsan Araştırmaları İçin ÇıkarımlarHale, biyolojik sınırlamalarımızı aşmak için radikal bir çözüm öneriyor: CRISPR-Cas9 kullanarak genetik düzenleme. Massachusetts, Cambridge'deki Broad Enstitüsü'nde 2021 yılında yapılan deneylerden ilham alan bu yaklaşım, potansiyel olarak vestibüler genleri duyarsızlaştırarak nesiller arası mürettebatın yıldızlararası yolculuğa uyum sağlamasını sağlayabilir.Ancak bu yaklaşım etik endişeler doğurmaktadır. Uluslararası Uzay Araştırmaları Koordinasyon Grubu tarafından 2023 yılında yapılan bir etik incelemesi, olası beklenmedik evrimsel bozulmalar konusunda uyarıda bulunmuştur. Bu endişelere rağmen Hale iyimserliğini korumaktadır. Arxiv ön baskısında, bu biyolojik engellerin aşılması durumunda mürettebatlı yıldızlararası görevlerin 2075 yılına kadar mümkün olabileceğini öngörmektedir.Kaynak: Morning Overview
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.