Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

'TÜRKİYE KÜRESEL GÜÇ OLMA YOLUNDA'

 

 

New York, Moskova ve Brüksel'de merkezi bulunan saygın düşünce kuruluşlarından Doğu Batı Enstitüsü (East West Institute), yayınladığı son raporunda, Türkiye'nin küresel bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

 

 

 

 

Türkiye'nin İran ile yaptığı doğalgaz anlaşmasıyla Hazar bölgesi ve Avrupa arasında 'ana enerji köprüsü' olmaya bir adım daha yaklaştığı belirtilen raporda, ülkenin AK Parti hükümeti döneminde hem Avrupa Birliği standartlarına daha uyumlu hale geldiği hem de İslam dünyasıyla yakınlaştığı kaydedildi.

 

Türkiye'nin son yıllarda uluslararası arenada gerçekleştirdiği hamleler uluslararası kuruluşların dikkatini çekiyor. Eski ABD Başkanı George Bush, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice gibi güçlü isimlerin yönetiminde yer aldığı ve Avrasya konusunda uzman bir düşünce kuruluşu olarak kabul edilen Doğu Batı Enstitüsü, son raporunda, 21. yüzyılın başlangıcına bölgesel bir güç olarak ulaşan Türkiye'nin bugün 'küresel bir güç olmanın kıyısında olduğu' tespitini yaptı.

 

Türkiye, İslam-Batı dünyası arasında güven tesis ediyor

 

Bir Avrupa ve Asya ülkesi olan Türkiye'nin aynı zamanda Ortadoğululuk, Kafkasyalılık, Karadenizlilik ve Akdenizlilik gibi birçok alt kimliği de bulundurduğuna dikkat çeken Enstitü, Türkiye'nin NATO, Avrupa Konseyi, İslam Konferansı Örgütü ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi farklı coğrafyalar ve alanlardaki kuruluşlara üye olduğunu hatırlattı. Çalışmada Türk ordusundan da 'Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise sekizinci büyük ordusu' olarak bahsedildi. 1990'lı yılların başından beri Türk işadamlarının Orta Asya ve Balkanlarda başarılı işler yaptıkları, Kazakistan'ın yeni başkenti Astana'nın Türk müteahhitler tarafından inşa edildiği not düşüldü.

 

Hazar bölgesi, Ortadoğu, Rusya ve Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya gaz ve petrol taşınmasında Türkiye'nin geçiş yolu olacak bir konumda bulunduğunu belirten Doğu Batı Enstitüsü raporu, İran-Türkiye arasındaki gaz anlaşmasının Türkiye'yi 'ana enerji köprüsü olma hedefine' bir adım daha yaklaştırdığına dikkat çekti. Raporda, Türkiye'nin Batı ve İslam dünyası arasında güven tesis edilmesi açısından önemli bir role sahip olduğu da vurgulandı.

 

zaman

 

 

(İçimizdeki Haçlı zihniyetine rağmen Türkiye, asil toplumunun yürüyüşüyle tarihini diriltiyor. Yeniden Süper Güç olacağız ve bunun önünde hiçbir şarlatan duramayacak. )

Gönderi tarihi:
Türkiye'nin son yıllarda uluslararası arenada gerçekleştirdiği hamleler uluslararası kuruluşların dikkatini çekiyor. Eski ABD Başkanı George Bush, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice gibi güçlü isimlerin yönetiminde yer aldığı ve Avrasya konusunda uzman bir düşünce kuruluşu olarak kabul edilen Doğu Batı Enstitüsü, son raporunda, 21. yüzyılın başlangıcına bölgesel bir güç olarak ulaşan Türkiye'nin bugün 'küresel bir güç olmanın kıyısında olduğu' tespitini yaptı.

 

referanslara bakar mısın ya :)

 

Nasılda güvenilir isimler, Bush, Cheney, Rice. Türkiye "küçük amerika" lılaştırılırkende aynı teranetler anlatılırmış. ABD'ye yakınlaşın bölgenin en güçlü ülkesi olun.

 

Yahu gerçekten "Kürsel Güç" kelimesinin anlamını bilmiyormusunuz ?

 

Bilmem kaç milyar dolar cari açığı bulunan (ithalat/ihracat oranında negatif fark) .

 

Teknoloji alanında montaj sanayi dışında hiçbir üretimi olmayan.

 

Enerji alanında tamamen dışa bağımlı olan. Ağır silahlarının tümünü ithal eden.

 

Yabancı kotalarla Tarım üretimi kısıtlanan.

 

Kişi başına Milli Geliri 3000 küsür dolar olan.

 

İşsizlik oranında afrika ülkeleriyle yarışan.

 

Irak, kıbrıs, İran gibi komşularında dünyanın tartışığı , pazarlık yaptığı konularda hiçbir etkinliği olmayan

 

bir ülke "Küresel Güç" olmanın eşiğinde öylemi :)

Gönderi tarihi:

bakın nasıl küresel güç oluyoruz :

 

(alıntıdır)

 

Bağımsız araştırma şirketi Pew’in yaptığı geniş katılımlı anketten, Türkiye’de laikliğe desteğin ciddi biçimde azaldığı sonucu çıktı.

 

2002’de "din ve devlet işleri ayrılmalı" diyen Türklerin oranı yüzde 73 iken, bu yıl bu oran yüzde 55’e geriledi. Pakistan’da ise laikliğe destek aynı dönemde 15 puan artarak yüzde 48’e çıktı.

 

MERKEZİ Washington’da bulunan bağımsız araştırma şirketi Pew’in, "Küresel Eğilimler Projesi" kapsamında 42 ülkede yaptığı araştırmanın sonuçları, önceki gün yayınlandı. "Dünya halkları küresel ticarete olumlu bakıyor, ama göç istemiyor" başlıklı raporun en ilgi çekici bölümlerinden birini Türkiye ve laiklik ile ilgili sonuçlar oluşturuyor. Filistin dahil 47 ülkeden 45 bin 239 kişiye araştırma kapsamında sorular sorulurken, Türkiye’den de 971 yetişkinle ilkbahar aylarında yüzyüze görüşüldü.

 

PAKİSTAN LAİKLEŞTİ

 

Din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması yolunda dünyada çoğunluk laikliği hálá desteklese bile, en çarpıcı değişimin Türkiye’de olduğu görüldü. 2002 yılındaki ankette "Din, kişisel inanç meselesidir ve siyasetten ayrı tutulmalıdır" görüşünü savunanların oranı Türkiye’de yüzde 73’tü, ama bu yıl yüzde 55’e geriledi. Türkiye, aynı konuda yüzde 20 gerileme kaydeden Hindistan’ın ardından laikliğe desteğin bu kadar hızlı düştüğü ikinci ülke oldu. Pakistan’da ise laikliğe verilen desteğin beş yılda yüzde 33’ten yüzde 48’e çıkması dikkat çekti. Bu iki ülkenin de ABD’nin kilit müttefikleri olduğu belirtilen raporda, Türkiye’de son dönemde AKP’nin iktidarda bulunduğu, Pakistan’ın ise aşırı dincilerle hükümet arasında çatışmalara sahne olduğu hatırlatıldı.

 

TÜRBAN KADININ TERCİHİ

 

İslam dünyasının büyük bölümü, aşırılık yanlıları ile ülkelerini modernleştirmek isteyen kesimler arasında çatışma olduğunu düşünüyor. Türk halkı, yüzde 52 oranıyla Lübnan’ın ardından (yüzde 58) bu fikrinde en kararlı kamuoyuna sahip.

 

Etiyopya haricinde tüm Müslüman ülkelerde ve özellikle Türkiye ile Endonezya’da çoğunluk, "Tesettüre girip girmemek kadının tercihidir" diyor. Türkiye bu konuda yüzde 93 ile en yüksek orana sahip, Endonezya ise yüzde 91’de. Ankette yer alan, "Hayat tarzınız sizce yabancı etkisinin tehdidi altında mı" sorusuna da Türkler’in yüzde 88 "evet" yanıtını verdi ve geleneklerin korunmasını istedi. Aynı oran örneğin İsveç’te yüzde 29’da kaldı.

 

"Kadınların ve erkeklerin iş yerlerinde bir arada çalışmasına sınırlama getirilmesini ister misiniz" sorusuna, "evet" diyenlerin oranı, Türkiye’de yüzde 24. Diğer İslam ülkeleri ortalamasından hala düşük olan bu oran, beş yıl önce yüzde 37’ydi. Malezya’da ise halkın yüzde 80’i işyerinde haremlik-selamlık uygulamasını destekliyor.

 

Demokrasiye destek düşük

 

PEW araştırmasına göre "Demokrasi bizim ülkemizde de işleyebilir" diyenlerin oranı, tüm İslam dünyası içinde en düşük Türkiye’de çıktı. Türk halkının sadece yüzde 31’i böyle düşünüyor, yüzde 50’si ise "demokrasi işleri Batılılar gibi yürütme tarzıdır" diyor. Oysa dört yıl önce demokrasinin Türkiye’de de işleyebileceğine inananların oranı yüzde 50’yi aşmıştı.

Gönderi tarihi:
'TÜRKİYE KÜRESEL GÜÇ OLMA YOLUNDA'

New York, Moskova ve Brüksel'de merkezi bulunan saygın düşünce kuruluşlarından Doğu Batı Enstitüsü (East West Institute), yayınladığı son raporunda, Türkiye'nin küresel bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirtti.

 

 

Evet bencede refaransa bakarmısınız.....

Büyük önder Atatürk'ün bir söylevini hatırladım;

 

"Efendiler !

 

Avrupa'nın bütün ilerlemesine , yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.

Halbuki, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?...Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir !..."

 

Biz hala özelleştirme adına herşeyimizi yabancı şirketlere satalım, yavaş yavaş söz hakkımızı kaybedelim...bu arada paparazilerle ,mantar gibi türeyen pembe mi beyaz mı ne olduğu belirsiz dizileri izleyelim...Sahte gündemlerle uyutulalım...Artık koyunlaşalım demiyorum koyunlar bile tehlikede olduğunu sezebilir.... :(:clover:

Gönderi tarihi:
:D gaza getirilmiş genç akp seçmeninin, kanatlı bir uçucu canlının kendini buğday ambarında zannetme hadisesinin benzeri ruh hali durumu.
Gönderi tarihi:

Erdoğan giderek zenginleştiği için, Gülen giderek zenginleştiği için memleketinde giderek zenginleştiğinimi sanıyorlar ne yapıyorlar ? :)

 

Ama gerçekten, kalkıp "Türkiye Küresel Güç Oluyor" demek biraz artık halkla dalga geçmek.

Gönderi tarihi:

Türkiye küresel güç oluyor!

 

Türkiye küresel güç olmak istiyorsa, abd/israil/avrupa ekseninden, belki agır agır ama geri dönüşsüz bir şekilde ayrılmayı göze almalıdır.

Türkiye'deki genel havanın -devlet-toplum- buna teşne olmasıda gerekmektedir.

başkasının degerleri ile yola çıkmak bir güç gösterisi olmayacakdır.

Türkiye'nin sözü edilen eksenden ayrılması demek kendi eksenini oluşturması demekle aynı şeydir.

bu eksensel kayma, kendi içimizde büyük bir kırılmaya işaret etmek zorundadır da aynı zamanda.

Türkiye'de mevcut bulunan iktidar güçleri buna ne kadar hazır?

köklü bir zihinsel dönüşüm ve ardından gelmesi kesin yaşamsal degişimi düşünmeden edemeyiz.

bunu, ilkin kendi içimizdeki iktidar mücadelesinin seyri belirleyecekdir.

ardından kendi bölgemize dönük siyasi-ekonomik-kültürel seyri buna dahil edebiliriz.

 

eskinin yeni yorumu, yani varolanı koruma güdüsü mevcuda yeni bir şey ekleyemez.

güç olmadan önce dünyaya verecek kendi degerlerinizin olması gerekir...

Gönderi tarihi:

Küresel Güç:

 

Bağımsız ve güçlü bir ekonomi.

 

İthal eden değil ihraç eden ülke

 

Kendi silahlarını kendisi üreten ve dünyaya silah satan bir silah sanayi

 

Sağlık, eğitim gibi konularda yurttaşlarının ihtiyaçlarını karşıladığı gibi dünyada da bir merkez olan bir sistem.

 

Bölgesindeki gelişmelerde, edilgen değil etken olan. Kararlara itiraz eden yada onaylanan değil karar veren bir dış politika.

 

Ülke içi siyaseti ve işlerinde, hiç bir ülke veya kuruluş tarafından yargılanamayan, yaptırım veya talebe maruz kalmayan bir devlet.

 

Göç veren değil, Göç alan bir ülke

 

Uluslarası finans kuruluşlarıyla olan ilişkisi borç alma değil borç verme şeklinde olan (dünya bankası , IMF ) bir ekonomi.

 

Bölgesel enerji paylaşımlarında söz sahibi olan bir ülke.

 

Bunlar "Küresel Güç" denilen ülkelerin ilk aklıma gelen ortak özellikleri.

 

Şimdi gerçekten Türkiye bu özelliklerden hangisinin eşiğinde :)

 

Türkiye'ye biçilmek istenen "Doğu ile batı arasında köprü oluşturma" misyonunun türkçesi şudur : Batı'nın doğu üzerinde uygulamak istediği politikaların ve yaptırımların uygulanmasına aracı ve yardımcı olma.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.