Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2007 17 yıl Sosyalizm ; Düşünsenize... İnsanlar ekmek kavgasına, geçinmek için çalışıp duruyorlar. Günde sekiz saat iş, sekiz saat uyku ve kendilerine harcayacakları sekiz saat zaman. Bir insan kendisi için günde sadece sekiz saat yaşayabiliyor. Bu sekiz saat da ulaşımda, yemek yemede, tuvalette, televizyon karşısında uçup gidiyor. Aslında çalışan kesim kendisi için yaşamıyor bile. Düşünün arkadaşlar... Kaç tane bilim adamı, kaç tane büyük sanat üstadı, kaç tane büyük filozof, kaç tane kaşif, kaç tane gezgin tanırız? Bizi şimdiki seviyeye kaç tane alim, kaç tane serüvenci taşıdı? Peki bu dünyada bir tek onlar mı çok zekiydi, çok yaratıcıydı, çok mükemmeldi de milyonların arasından sıyrılıp o harika buluşları yaptılar? Yok muydu acaba imkan bulamadığı için, şansı olmadığı için, koşulları müsait olamadığı için basit işlerde ömrünü harcayıp sessizce göçüp giden büyük matematikçi, fizikçi, tıpçı, ressam, bestekar, yazar veya düşünür olabilecek insanlar? Belki de şu an, gelecekte kansere çare bulabilecek olan çocuk, Etyopya'da bir çadırda bir lokma ekmek ve bir bardak süt bulamadığı için ölmek üzeredir. Belkide taksim meydanında Hacı Arif Bey'i, Dede Efendi'yi veya Mozart'ı kıskandıracak kadar potensiyeli olan bir çocuk ayakkabı boyuyor veya tiner çekiyordur. Belkide yeni bir enerji kaynağı keşfedip sanayide bir devrim yapacak kişi Zonguldak'ta bir maden ocağında ciğerlerini karbon tozuyla zehirliyor ve yakında grizu patlamasıyla dünyamızdan ayrılacaktır. Kim bilir daha ne alimler, mucitler, kaşifler ya Çukurova'da pamuk topluyor, ya Ardahan'da inek sağıyor, ya Artvin'de çay topluyordur. Ve muhtemelen hiç biri yeteneklerini geliştirip insanlığa yeni armağanlar verme şansına, zamanına ve imkanına sahip olamayacaktır. Bazıları Kızıl Meydanda tüm görkemiyle geçit töreni yapan Kızılordu askerlerini görüp, -Aha bak bu gomonizler her kesi bu askerler gibi robota benzetmek isteyo, diye derin yorumlar yapabilir. Oysa insanı yücelten en önemli unsur, öncelikle o insanın içindeki potansiyel(gizil güç) ortaya çıkmamış, çıkma şansı bulamamış yeteneklerdir. Kapitalizm, gelişen teknoloji ve otomasyonla işçi emeğine ihtiyaç azaldığı oranda çalışanların işine son verir. Çalışanlar sekiz saat çalışmaya devam ederken işten atılanlar sefalete terk edilir. Zaten o sekiz saati de sosyalistlerin uzun ve zorlu mücadeleleriyle kabul etmek zorunda kalmışlardır. Yoksa onlara kalsa 1 Mayıs zaferinden önceki gibi işçileri ondört-onaltı saat çalıştırırlardı. 1 Mayıs, çalışma saatlerinin sekiz saate indirilmesinin yıldönümü olduğu için emekçilerin bayramıdır. Oysa sosyalizm gelişen teknoloji ve otomasyonla üretim daha da artarken ihtiyaç azalan işçi emeği meselesini işçiyi işten atmakla çözmeyi savunmaz. Sosyalistler işçileri işten atmak yerine örneğin sekiz saat üç vardiya olarak çalışan işçilerin vardiya sayısını dörde çıkarıp çalışma süresini altı saate indirmeyi amaçlar. Eskiden günde üç vardiyada sekiz saat çalışan işçiler yeni teknoloji ile işçinin dörtte birini işten atmak yerine işçileri altı saat çalıştırıp vardiyayı dörde çıkararak işsizliğin önüne geçerken, işçilerin çalışma sürelerini azaltarak çalışan işçilerin sırtındaki iş yükünü hafifletir. Teknoloji geliştikçe ve insan emeğine ihtiyaç azaldıkça çalışanları işten atmak yerine sürekli olarak çalışma süreleri azaltılmaya devam edilir. Gün gelir artık insanlar işyerlerinde daha az bir süre çalışmaya hatta belki sadece haftanın belli günleri dönüşümlü(vardiya halinde) çalışmaya başlarlar. Böylece bu insanlar kendilerine, kendi zevklerine, kendi hobilerine ve kendi ilgi alanlarına daha fazla zaman harcayarak bireysel olarak kendilerini geliştirmeye imkan bulurlar. Komünist düzen, yaygın eğitim ağıyla ve halka açık üniversiteleriyle bilgi edinmek isteyen, çalışmalar, araştırmalar yapmak isteyen her kese kendini ilgi duyduğu alanlarda geliştirme imkanı sunacaktır. Bu yapı inanılmaz bir bilgi ve bilinç patlamasına sebep olacaktır. Bir fabrika işçisi artık ilgi alanı olan müziğe veya resme, spora, teknolojiye, tıbbi konulara kısaca neye karşı ilgisi varsa ona daha fazla zaman ayırabilir. Komünist toplum bilimde, sanatta, sporda, teknolojide aklınıza gelecek her alanda inanılmaz bir bilinç patlaması ve ileriye doğru büyük bir sıçramanın rampasını oluşturur. Çünkü dünyada yaşayan yüzmilyonlarca, milyarlarca insan özgürce yeteneklerini geliştirerek bu konularda çaba sarf etmeye eğitim olarak, zaman olarak, her türlü imkanı bulabilecektir. Bu sayede ne kansere çare bulabilecek çocuk Afrika'da açlıktan ölecektir, ne de büyük keşifler yapabilecek bir çocuk ömrünü ayakkabı boyayarak harcayacaktır. Tabii her kes alim olamayacaktır. Ne çıkar? ? Pek çok insan da boş zamanlarını dostlarıyla zaman harcayarak veya bir göl kenarında balık avlayıp huzurlu bir hayat sürerek geçirebilecektir. Komünizmin en çok beğendiğim ve düşüncelerime yeni ufuklar sunan bir yanı da budur...
Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2011 14 yıl Efendim, Sosyalizm'i çok yalın ve net, anlaşılır ifadelerle anlatmışsınız tebrik ederim ! Zaten o sekiz saati de sosyalistlerin uzun ve zorlu mücadeleleriyle kabul etmek zorunda kalmışlardır. Yoksa onlara kalsa 1 Mayıs zaferinden önceki gibi işçileri ondört-onaltı saat çalıştırırlardı.1 Mayıs, çalışma saatlerinin sekiz saate indirilmesinin yıldönümü olduğu için emekçilerin bayramıdır. İlaveten söylemem gerekir ki, Türkiye ILO sözleşmesini imzalamış olmasına rağmen, bugün özel sektörde 10-11 saatten az çalışılan işyeri çok azdır. Saygılar sunarım.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.