Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 17 yıl demirefesözlerinize aynen katılmak istiyorum... sağduyu çizgisinde buluşabiliyorsak inançlarımızın farklı olmasının kimseye bir zararı olmaz.. Sayın 4mevsim, tabii ki sizinle de başkalarıyla da, başkaları da mutlaka bir uzlaşma noktası bulabiliriz. Farklılıkları çatışma konusu yapmamak hepimizin elinde olan bir şeydir. Çatışmak istediğimizde gözünün üstünde kaş olması yeterli bahanedir. Farklılık ne kadar kökten de görünse illa ki olacaktır, doğaldır. Siz bana en yanlış, en saçma gördüğünüz bir fikir, inanç söyleyin, ben onun temelde çıkış noktasında bir haklılık payı bulunduğunu göstereyim. Satanizm deyin... Onun bile çıkış noktasında bir haklılık payı vardır. Ama teferruattta yanlışlara saplanılmıştır. O yüzden yanlış davranmadığı sürece insanların her zaman yanlış düşünüyor olabilmesini doğal karşılamak gerekiyor. Ben de düşüncelerimin yüzde yüz doğru olduğunu iddia edemem. Kimsenin de etmemesi gerekir. Kesin gerçek dediğimiz konu, en somut kanıtlı durumlarda bile %99 küsür demektir. Soyut bir çok konuda yüzde ellinin yukarısı ile yetinmek zorundayız. İslami terminolojide bile "Allahüalem" yerleşik bir terimdir. Fakat müslümanlar bunu söylüyor da, gereğini yapmıyorlar. Çoğu kez Allah adına konuşup hüküm kesiyorlar. Tabii şimdi toplumsal hükümler içeren bir dini kişiselleştirmek çelişkiye neden oluyor. Ben hep bu yüzden Kur'an'ın ancak tarihi bir belge olduğunu, zamanlar üstü bir geçerliliğe sahip olamayacağını vurgulamaya çalışıyorum. Yoksa fasafisodur, sahtekar çıkarcı bir adamın yazdığı karmakarışık şeylerdir demekle iş hallolmuyor. Kutsallığı yere atıp çiğnemekle bir şey kazanmayız. O da bir gerçek arayışıdır, bulmuş, bulamamış, onu zaten tartışıyoruz. Kimimiz bulmuş diyor, kimimiz bulamamış... Bunu hep de tartışacağız. Bilim yapay canlı da yaratsa tartışma bitmeyecek. "Bu teknoloji ile, akılla, bilinçle yaratıldı, doğada nasıl kendiliğinden var olabilmişti?" diye sorulacak ve inanın bana inanç bir şekilde varlığını hep koruyacak. Ancak kutsallığı "her harfine varıncaya kadar" derecesinde abartmak da tutuculuğu sonuç veriyor. Sonuçta geleceğim şu ki: Bir kısmımız cennetlik, bir kısmımız cehennemlik şeklinde kesin bir ayrım olamaz, bu mantığa aykırı. Hepimizin yanlışlarımız ve doğrularımız var. Şöyle öldün, yırttın, böyle öldün, yandın. Bu mantık ise tümden çıkmaz. Hangisinin ağır olduğuna göre belirleneceği varsayımı da sorunu çözmüyor. Din esasen hiç bir sorunu çözmüyor. Din ancak savaşta işe yarar. Ölüme giderken yeniden dirilmeye inanarak gitmenin daha kolay ve hevesle olacağı kesindir. Bu konuda tartışma olmaz. Ama hep savaş psikolojisi ile yaşayamayız ki! Böyle yaşamaya kalkarsak hep sağa sola saldıran, ganimet ekonomisine dayalı bir devlet kurmamız gerekir ki bu bugün olamaz. İslami devlet yapısının bu güne taşınamamasının temel nedeni de budur. Ancak savunma amaçlı savaş yapıyorsanız bilin ki dine de gerek yok, savunmada kedi bile aslan kesilir. Her canlıda doğal bir alanını koruma içgüdüsü vardır. Milliyetçilik budur, kökeni doğada olan gerçek bir duygudur ve çok güçlüdür. Yurdunu, milletini korumak için büyük çoğunluk canını feda etmekten çekinmez...
Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2007 17 yıl *****************************:Atatürk'e laf etmek gibi hezeyanlarada girip milleti de bölmeye çalışıyorlar bunlar yüzyıllardır var bunların hedefleri İslam-Türklük başlıca hedefleri Türban flan ile İslam'a çamur at Atatürk inanıyormu de oradanda karıştır biraz ortalığı ki bu İslamlar Türkler bi bölünsün yok olsun gitsin Yüzyıllardır bu masalı efsaneyi gerçek etmeyue çalışan Mwfluç dimağlar var ama hezeyana uğruyorlar hep bunlara şu iki güzel lik ile cevap verelim bunuda çarpğıtırlar şimdi de neyse Birisi ayet "Onlar ağızları ile Allah?ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. ..."Saf suresi (8-9).... diğeride -- "Allah birdir,şanı büyüktür. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Türk milleti daha dindar olmalıdır. Hz.Muhammed(s.a.v),Allah'ın birinci ve büyük kuludur. Her sarıklıyı hoca sanmayın. Din bir vicdan meselesidir.Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Bizim dinimiz en makul ve en tabii dindir. M.Kemal Atatürk" .Galiba bunlar yeter cevap olarak Vatan-Millet-İslam düşmanlarına ha Nedersiniz?
Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 17 yıl Tarihte diyor yazar, ''Kur'an gibi sert saldırılara maruz kalan ve aynı zamanda heyecena ve sebatla savunulan başka bir kitap bulamazsınız''. bu bir vakıadır, yadsınamayacak bir hakikattir. Öyle veya böyle milyonlarca kitap onu temel almışdır. insanlar sonsuz bir şekilde Kur'an'a baglandı, kimileride sonsuz şekilde nefret duydu, belki başka hiç bir şeyden duymadıgı nefreti duydu. çok az insan ondan habersiz kalmışdır. Kur'an'ı kabul etmeyenler her ne yaptılarsa onun degerini düşüremediler. dünyanın en çok okunan kitabı.. Kur'an aynı muhteşemligi ile duruyor, iş onu sahipleneceklerde. '' Kur'an olagan dışı tavsiye ve kurallarla doludur: Onun öyle bir kompozisyonu var ki, herhangi bir sayfasını çevirdigimizde, hiç bir fark gözetmeksizin, bütün insanlar desteklemek zorundadırlar. Bu içerik, normal insan hayatının bütün durumlarındaki ihtiyaçlarına uygun olan metinler, prensipler ve kurallar sunmaktadır''. ''Yani eger Kur'an onun (Muhammedin) eseri olmuş olsaydı o zaman diger insanlar da onunla yarışabilirdi...' H.R.A.Gibb.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.