Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tebu

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    51
  • Katılım

  • Son Ziyaret

tebu - Başarıları

Yazar

Yazar (5/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

5

İçerik İtibarınız

  1. Başlığı açan arkadaş güzel bir konuya değinmiş, evet yanlış bilinenler var kesinlikle Kuran'ı okuduktan sonra insan konulara vakıf oluyor. Bu sizin bahsettiğiniz kapılar tasavvuf'daki 4 kapıyı andırdı bana Şeriat, tarikat, marifet, hakikat. Şeriat kapısının makamları: 1. İman etmek, 2. İlim öğrenmek, 3. İbadet etmek, 4. Haramdan uzaklasmak, 5. Ailesine faydalı olmak, 6. Çevreye zarar vermemek, 7. Peygamberin emirlerine uymak, 8. Şefkatli olmak, 9. Temiz olmak, 10.Yaramaz işlerden sakınmak. Tarikat kapısının makamları 1. Tövbe etmek, 2. Mürşidin öğütlerine uymak, 3. Temiz giyinmek, 4. İyilik yolunda savaşmak, 5. Hizmet etmeyi sevmek, 6. Haksızlıktan korkmak, 7. Ümitsizliğe düşmemek, 8. İbret almak, 9. Nimet dağıtmak, 10.Özünü fakir görmek. Marifet kapısının makamları 1. Edepli olmak, 2. Bencillik, kin ve garezden uzak olmak, 3. Perhizkarlik, 4. Sabır ve kanaat, 5. Haya, 6. Cömertlik, 7. İlim, 8. Hoşgörü, 9. Özünü bilmek, 10.Ariflik. Hakikat kapısının makamları 1. Alçakgönüllü olmak, 2. Kimsenin ayıbını görmemek, 3. Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek, 4. Allah’in her yarattığını sevmek, 5. Tüm insanları bir görmek, 6. Birliğe yönelmek ve yöneltmek, 7. Gerçeği gizlememek, 8. Manayiı bilmek, 9. Tanrısal sırrı öğrenmek, 10.Tanrısal varlığa ulaşmak.
  2. Bu kadar peygamber, bu kadar kitap var hepside bir yaratıcıdan bahsediyor, hepsinde sıfatları belli. Yani biz bir sabah uyandığımızda birde aaa bir yaratıcı olmalı dur ben ona inanayım demedik. Elimizde onlarca kaynak var ve düşünecek aklımız var. Bir tanemi olayına gelince, bir tane olsa nasıl bu kadar komplike bir sistem olabilir, neden karmaşa yok bizim hayatımızdaki gibi, dünyadaki gibi. Yönetme gücüne sahip insanlar bir bakın ne kadar uyum içinde olduklarını göreceksiniz, hiç savaş yok, baskı yok, diktatörlük yok değil mi? Yani bu tanrılar tamda hepsi eşit güçte mi acaba? Olmasalar güçlü olan diğerlerini alt etmeye çalışmaz mı? Yoksa çok mu uyum içindeler acaba? Evrene bakıp yaratıcının olması gerektiğini anlıyorsunuz ama gene aynı evrene bakıp yaratıcının bir tane olması gerektiğini yoksa bu sistemin bu kadar kusursuz çalışamayacağını anlayamıyorsunuz, ne kadar tutarlı. Birşeylere yok yere inanılmaz, akıl illaki sorgular neden diye ama dediğiniz gibi objektif olmak lazım, okumak araştırmak lazım. Biz bunu yapıyoruz ve ne kadar muhteşem bir yaratıcının bizi ve tüm kainatı yarattığını görüyoruz.
  3. Tartışmalar hep sonuçsuz kalıyor maalesef ftoyd sizin bulunduğunuz manevi konumda o arkadaşlar bulunamaz maalesef çünkü redediyorlar. Yaşadıklarınızı çok iyi anlıyorum ve bu takım olayları bende yaşadım bunun tesadüf, yanılsama veya beyinle alakalı olduğu söylenemez. Tartışmalarda birkaç ayet veya hadis üzerine duruluyor sürekli, bütün olarak Kuran'ı ele alıp önyargısız inceleme zahmetinde bulunulmuyor maalesef. Temelde Kuran Allah'a inanmak ve ona ortak koşmamak, peygamberlere ve kitaplara inanmak, anne babaya itaat etmek, akrabaya, fakire ve yetime yardım etmek, adil olmak, iyi insan olmak, kötükleten, zulümden, bozgunculuktan, kibirden, nankörlükten, israftan, hainlikten uzak durmayı emreder. Kuranın geneline bakıldığında iyi işlere teşvik, kötü işlerden men etmek vardır. Bu ayetler o kadar çoktur ki onları görmezden gelmek ve bu ayetler üzerine hiç düşünmemek önyargısız olunmadığının açık ve net göstergesidir. Dünyadaki sapmış müslüman toplulukları örnek verip sizin dininiz budur diye suçlamak ise olacak iş değildir. Allah'a ve yarattıklarına inanmayan biri insanlığın neden bu durumda olduğu gerçeğini anlayamaz. İblis ve onla ilgili ayetler üzerinde düşünmediği sürecede anlamayacaktır. Bu konular o kadar uzun tartışılırki sayfalar dolusu sürer fakat sabit fikirler olduğu sürece gene bir sonuca varılamayacaktır. Bilimsellikten söz edilmiş, başka bir konuda gene kutsal kitapların bilimsel ispatları üzerine konuşulurken tesadüfen Discovery'de seyrettiğim bir belgeselden örnek verdim geçiştirildi, İncil ve Kuran'da geçen Lut kavminin yok oluşu ve Hz.Musa'nın Kızıldenizi geçişi bilimsel olarak kanıtlarla Discovery'de ele alınmış ve bütün bulgular olayların gerçekliğini gösteriyor. Kainatın yaratılışı, yörüngeler, dağların kazık şeklinde oluşu, birbirine karışmayan denizler, insanın yaratılışı gibi başka bilimsel olaylarda Kuran'da vardır ama bunlarda çeşitli tezlerle reddedilebilmektedir. Biz inananlarla göre Kuran Allah'tan geldiğine şüphe olmayan Hak bir kitaptır ve gerçekten Kuran'a göre yaşayabilirsek herşey şimdikinden daha güzel olacaktır. İnanmayanlarda kendi düşüncelerinde tabiki özgürdürler, istedikleri gibi inanabilirler, kimse başkasına bir fikri zorla dayatamaz sadece anlatır ve tartışır ama zorla dayatma olmaz.
  4. Sürekli birbirine benzeyen iletiler, aynı yada benzer ayetler. Cevaplar veriliyor birkaç gün içinde başka biri aynı konularla tekrar sahnede. Sebepsiz sonuç olmaz, Kuran birçok ayette iman edip güzel ve makbul işler yapanlara cenneti müjdeler. Kendine ortak uyduranları, kendine, peygamberlerine yada ayetlerine inanmayanları, zalimleri, kötülük yapanları ise cehennemle müjdeler. İstediğinizi seçmekte serbestsiniz kendi seçimlerinizden dolayı yaratanı gaddar yada zalim olarak nitelendiremezsiniz. Size yol göstermiş, seçenekler sunmuş, kurtuluşuda, azabıda anlatmış. Siz seçiminizi yaparsınız fakat kendi yaptığınız seçimi yaratıcıya yükleyemezsiniz. Allah ayetlerinde belirtmiştir, kendisine karşı gelmekten sakınanları, iyilik edenleri, sabredenleri, güzel davrananları, adil davrananları ve temiz olanları sever. İnkar edenleri, nankörleri, bozguncuları, zalimleri, kibirlenen ve övünenleri, hainleri, haddi aşanları, israf edenleri, büyüklük taslayanları, böbürlenip şımaranları sevmez. Kuranın çeşitli ayetlerinde bunları görebilirsiniz. Zalim, kabadayı ve önyargılı diye kendi düşüncenize göre iddia ettiğiniz yaratıcı, ayetlerinde sizin belirttiğiniz sıfatlarda olanları sevmediğini söylüyor. Siz nasıl anlamak istiyorsanız öyle anlayın sonuçta buda sizi bağlar, herkes istediği seçimi yapmakta özgürdür fakat ölümden sonra insana kendi seçimini yapma şansı maalesef bir kez daha verilmeyecektir.
  5. Öncelikle rica ederim. Çeviri konusuna gelirsek bu benim yorumum değil, embriyo rahim duvarına asılı bir şekilde durur. Alaka'nın arapça türkçe karşılığı ise asılıp tutunan şey demektir. Sizce bu embriyo değilde başka bir şey olabilir mi? Mümkün olmasa gerek ki, meallerde genel olarak alaka yada embriyo diye tercüme edilir.
  6. sevenyearsintibet Arılar polenleri sadece çiçeklerden değil mevye ağaçlarındaki meyve tomurcuklarından da toplarlar burada kastedilen meyve buna işarettir. İnsanın yaratılışı konusuna gelirsek Kuran'ın tamamında yaratılışla ilgili ayetler vardır en uzun ve en detaylısın ise Hac suresi 5. ayettir Hac - 5 Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra da yapısı belli belirsiz bir mudga'dan yarattıkki size kudretimizi gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız; sonra sizi çocuk olarak çıkartırız, böylece yetişip erginlik çağına varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken birşey bilmez olur. Alaka: Rahim duvarına asılı duran tutunan madde, embriyo (embriyo spermle döllenmiş yumurtadan oluşan zigotun mitozla bölünerek çok hücreli canlı halini alması) Mudga: Bir çiğnem et, cenin Yumurtanın varlığında habersiz olan yok siz öyle anladıysanız amenna. Katır meselesine gelince, nadirde olsa katırların doğum yaptığı bilen bir gerçek, ayrıca katırlarda erkek ve dişi olmak üzere çift cinsiyet olarak doğabilirler, unutulan birşey yok anlayacağınız. Kuran'ın akıl ve bilim dışı olduğunu bu ayetlerle savunuyorsanız vay halinize. Biraz daha okuyup araştırın belki daha tartışılabilir bir şeyler bulabilirsiniz
  7. Kuran'ı Kerim'in tümünü çokça okudum ve okumaya da devam ediyorum şimdiye kadar mehtiyle ilgili yada ona işaret eden bir ayet gördüğümü hatırlamıyorum. Hadislerde geçtiği bilinir ama hadisler konusu ise her zaman çok tartışmalı olmuştur, uzun uzun araştırıp tartışmak gerekir.
  8. raif bostan insan haklarının en iyi uygulandığı ülkede insanlar çıplak geziyorlar mı? Evlilik bir anlaşma tamam ona riayet etmek gerekir peki evlenmeden önce aileden bir çıplak gezmek isterse ne yapmamız gerek? Yada başka soru diyelim ki insan hakları kapsamında çıplak gezmeye izin verildi, toplum içindeki sapıklarda bunu fırsat bildi, taciz ve tecavüz olaylarında patlama yaşandı, bunun önlemini nasıl alacaksınız?.
  9. Kuşkusuz büyük bir İslam düşmanısınız bu kesin fakat bununda ötesinde osmanlı türkleri hakkında da pek iyi şeyler düşündüğünüz söylenemez. Öncelikle Kuran'ı değerlendirecek objektiflikte ve bilgide olmadığınız bütün yazılarınızdan belli oluyor fakat siz hala kendi düşünceleriniz doğrultusunda kendi anladığınız gibi Kuran'ı eleştirebileceğinizi zannediyorsunuz. Tabiki eleştirebilirsiniz fakat bu eleştirilerinizin doğru olduğu anlamına gelmez sadece sizin düşüncelerinizdir. Kuran'da Tevrat ve İncil gibi Allah tarafından vahiy yoluyla peygamberine indirilmiştir, önceki kitapları tasdik eder hatta bazı kısımlarını da içermektedir. Bahsettiğiniz ayetler sizin dediğiniz gibi yahudi edebiyatından değil tevratın kendinden gelmektedir ve tüm inananlara emrolunmuştur. Haksız yere insan öldürülemeyeceği başka ayetlerde de yazılıdır sadece Maide 32'de değil. Osmalı konusuna gelince, Osmanlı nasıl fetih yaptığı ve fethettiği yerlerdeki halka hangi hakları tanıdığı tarih kaynaklarında açıkça yazılıdır. Balkanların ve Ortadoğunun Osmanlı sonrasını haline ve Osmanlı zamanındaki haline bakın. Fatih'in Bosnayı fethettikten sonraki yazdığı ferman ilk insan hakları ahitnamesidir. Acaba fethettiği yerlere bu hakkı tanıyan başka inanışa sahip örnek bir devlet varmıdır. Fermanın asıl metni aşağıdadır. Nişanı-ı hümayun şu ki Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum: Sözkonusu rahiplere ve kiliselerine hiçkimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü aman olsun ki memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler; ne ben ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine canlarına mallarına kiliselerine ve dışardan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratna Allah hakkı için Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hakkı için yedi Mushaf hakkı için yüz yirmi dört bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir." Mevlana ve Yunus'da, ortadoğuda birbirini öldürenlerde aynı dine ve aynı kitaba tabidir herkesin nasıl ve ne şekilde o kitabı anlayacı ise kendisine bağlıdır.
  10. raif bostan dini kuralları geçtim de siz olayın ahlaki boyutunu da tamamen silmişsiniz. Farz edelim evlisiniz ve eşiniz çırıl çıplak gezmek istiyor ben insan haklarına riayet eden bir insanıp deyip onun böyle gezmesine izin verecek misiniz?
  11. Başkalarına zarar vermeden insan haklarını ihlal etmeden yapmak isteyip yapamadığımız şeylerden de örnekler vermiştim fakat okumadınız sanırım. En iyi üniversitelerden birinde okumak istiyorsunuz kurallara boyun eğmeden alıyorlar mı? hayır tabiki. Elini kolunu sallayarak kimseye zarar vermeden istediğiniz yere girip çıkabiliyor musunuz? tabiki hayır. İstediğiniz işe girebiliyor musunuz? tabiki hayır. İyi bir hastane de tedavi olmak istiyorsunuz ama paranız yok parasız tedavi olabiliyor musunuz? tabiki hayır. Bu örnekler de çoğaltılabilir. Nerede insan hakları yada temel hak ve özgürlükler özellikle eğitim ve sağlık en temel hak ve özgürlüklerden. Demek ki bazı kurallara uymadan birçok şeyi elde edemiyoruz istediklerimiz başkalarına zarar vermesede. İslam'da da pek tabi Allah'ın koyduğu kurallar vardır uyarsınız yada uymazsınız sizin bileceğiniz iş zorla değil, inanan Dünya'da yaptığının tam karşılığını alacağını bilir. Fakat bu iş öyle başörtüsü örtmüyorsan cehenneme gidersin olayı değildir, cennet ve cehennemle ilgili Kuran'dan biraz araştırma yapmanızı tavsiye ederim. Ben size İslam'da ki genel emir ve yasakların başlıcalarıdan birkaç örnek vereyim saçma mı değil mi siz karar verin. En’âm - 151 De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin.İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” Nisâ - 36 Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. Nahl - 90 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. Ek olarak eğer bir yaratıcıya inanıyorsanız onun yarattığına karışmaması gerektiğini savunmanız anormal olur.
  12. Özgürlükten yola çıkmışsınız, özgürlük nedir yada ne kadar özgür olunmalıdır. Özgürlüğün kelime anlamı; herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumudur. Neden hiç bir zaman insanlar tamamen özgür bırakılmamış ve bir devlet altında, yasalar ve kurallar dahilinde yaşamıştır. Sokakta çırıl çıklak gezsek ne de olsa özgürüz diyebilirmiyiz. Veyahut otomobille bütün kuralları ihlal etsek kurallar insan haklarına aykırı nede olsa özgürüz diyebilirmiyiz. Ben istediğim yere girip çıkabilirim diyebilirmiyiz yada ben istediğim üniversitede okumak istiyorum deyince bizi özgürüz diye o okula alırlar mı? Çalıştığımız iş yerinde neden kurallar vardır? İstediğimiz saatte gidip gelelim veya istediğimizi giyelim nede olsa özgür olmalıyız değil mi? Bu örnekler yüzlerce hatta binlerce verilebilir. Yasaları yada kuralları çiğnersen ceza alırsın bu devlet kanunlarında da işyeri kurallarında da böyledir. Allah'ın bütün dinlerde koyduğu sosyal ve hukuk kuralları vardır aynı devletlerde olduğu gibi. Neden Allah'ın koyduğu kuralları anlamak bu kadar zor geliyor, inanmıyorsanız zaten size ne kurallardan gidin devletin koyduğu "uymak zorunda olduğunuz" kurallara karşı çıkın, işyerindeki işletmenizin koyduğu "uymak zorunda olduğunuz" kurallara karşı çıkın yada öğrenciyseniz okuldaki "uymak zorunda olduğunuz" kurallara karşı çıkın inanmadığınız kurallarla neden uğraşıyorsunuz zaten bu kurallar sizin için geçersiz.
  13. Verdiğiniz örnek ayetleri birde hiç parantez kullanmadan tercüme yapan Prof.Yaşar Nuri Öztürk'ün mealinden görelim. Saffat - 150 Mûsa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi?" Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma." Fatır - 27,28 Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyvelar çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. Gördüğünüz gibi benim verdiğim çeviri parantezsiz ve anlaşılır. Sonuçta üzerinde yorum yaptığınız ve anlamsız dediğiniz bir çeviri ve arapça bilmeden ne kadar eleştirsenizde boştur.
  14. Kuran'daki parantezleri şahsen okumam ve ayetleri forumda yazarkende parantezli yerleri koymam ve bu haliyle Kuran'ı rahatlıkla anlayabiliyorum. Acaba bu kapasiteyle mi yoksa bakış açısıyla ilgili bir sorun mu?. Parantez olayının özüne gelirsek bu parantezler türkçe'ye çevrimde anlaşılma açısından kolaylık olması için koyulmuştur hatta hiç parantez olmayan çeviriler de mevcuttur. Arapçasında parantez falan yoktur, bir dili eleştirebilmek için o dili iyi bilmek gerekekir. Arapça bilginiz baya iyi olsa gerek özne yükleme kadar girdiğinize göre.
  15. Sn. demirefe, inanmadığınız bir şey sizin için evrensel olmayabilir ve hiç bir şey ifade etmeyebilir fakat bu sadece sizin görüşünüzdür. Evrensel: Evrenle ilgili, bütün insanlığı ilgilendiren. Kuran, bütün insanları ilgilendirdiği için evrenseldir. İbrahim - 1,2 Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Yunus - 57 Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi. Yunus - 108 De ki: “Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim.” Şiir ve şair konusuna gelince Kuran'ın indiği dönemde Hz.Muhammed'i şair Kuran'ı da şiir olarak nitelendiren müşrikler olmuştur. Aşağıdaki ayetler mekke döneminde indirilmiştir, o dönemde yönetime ve güce sahip olanlar müşriklerdir, hatta inananlara türlü işkenceler yapılmıştır, kelle korkusu o döndemde olsa olsa inananlarda olabilir. Yâsîn - 69 Biz o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. Sâffât - 36 “Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?” diyorlardı. Tûr - 30 Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.