
magdenli
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
26 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
magdenli tarafından postalanan herşey
-
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
magdenli şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
Her düzenli şeyin bir Düzenleyicisi bulunur.... -
"Peki canlılık nasıl oluştu?"
magdenli şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
Sadece bir alimimizi tanıyalım madem iyice okusun meraklı olanlarımız...bilhassa renkli kısımlara dikkat.. El-Biruni (973 - 1051) Yaşadığı çağa damgasını vurup " Biruni Asrı" denmesine sebep olan zekâ harikası bilgin 973 yılında Harizm'in merkezi Kâs'ta doğdu. Esas adı Ebû Reyhan b. Hz.Muhammed'dir. Küçük yaşta babasını kaybetti. Annesi onu zor şartlarda, odunsatarak büyüttü. Daha çocuk yaşta araştırmacı bir ruha sahipti. Birçok kOnuyu öğrenmek için çılgınca hırs gösteriyordu. Tahsil çağına girdiğinde Hârizmşahların himayesine alındı ve saray terbiyesiyle yetişmesine özen gösterildi. Bu aileden bilhassa Mansur, Bîrûnî'nin en iyi bir eğitim alması için her imkânı sağladı. Bu arada İbni Irak ve Abdüssamed b. Hakîm'den de dersler alan bilginimizin öğrenimi uzun sürmedi, daha çok özel çabalarıyla kendisini yetiştirdi. Araştırmacı ruhu, öğrenme hırsı ve sönmeyen azmiyle birleşince 17 yaşında eser vermeye başladı. Fakat Me'mûnîlerin Kâs'ı alıp Hârizmşahları tarihten silmeleriyle Bîrûnî'nin huzuru kaçtı, sıkıntılar başladı ve Kâs'ı terketmek zorunda kaldı. Ancak iki yıl sonra tekrar döndüğünde ünlü bilgin Ebü'lVefâ ile buluşup rasat çalışmaları yaptı. Daha sonra hükümdar Ebü'lAbbas, sarayında Bîrûnî'ye bir daire tahsisedip, müşavir ve vezir olarak görevlendirdi. Bu durum, hükümdarların ilme duydukları derin saygının göstergesi, bilginimizin de devlet başkanları yanındaki yüksek itibarının belgesiydi. Gazneli Mahmud Hindistan'ı alınca hocalarıyla Bîrûnî'yi de oraya götürdü. Zira onun yanında da itibarı çok yüksekti. "Bîrûnî, sarayımızın en değerli hazinesidir' derdi. Bu yüzden tedbirli hünkâr, liyakatını bildiği Bîrûnî'yi Hazine Genel Müdürlüğü'ne tayin etti .O da orada Hint dil ve kültürünü bütünüyle inceledi. Üstün dehasıyla kısa sürede Hintli bilginler üzerinde şaşkınlık ve hayranlık uyandırdı. Kendisine sağlanan siyasî ve ilmî araştırmalarına devam etti. Bir devre adını veren, çağını aşan ilmî hayatının zirvesine erişti. Sultan Mes'ud, kendisine ithaf ettiği Kanunu Mes'ûdî adlı eseri için Bîrûnî'ye bir fil yükü gümüş para vermişse de o, bu hediyeyi almadı. Son eseri olan Kitabü's Saydele fi't Tıb'bı yazdığında 80 yaşını geçmişti. Üstad diye saygıyla yâd edilen yalnız İslâm âleminin değil, tüm dünyada çağının en büyük bilgini olan Bîrûnî, 1051 yılında Gazne'de hayata gözlerini yumdu. Bîrûnî, "Elinden kalem düşmeyen, gözü kitaptan ayrılmayan, iman dolu kalbi tefekkürden dûr olmayan, benzeri her asırda görülmeyen bilginler bilgini bir dâhiydi. Arapça, Farsça, Ibrânîce, Rumca, Süryânice, Yunanca ve Çinçe gibi daha birçok lisan biliyordu. Matematik, Astronomi, Geometri, Fizik, Kimya, Tıp, Eczacılık, Tarih, Coğrafya, Filoloji, Etnoloji, Jeoloji, Dinler ve Mezhepler Tarihi gibi 30 kadar ilim dalında çalışmalar yaptı, eserler verdi. Onun tabiat ilimleriyle yakından ilgilenmesi, Allah'ın kevnî âyetlerini anlamak, kâinatın yapı ve düzeninden Allah'a ulaşmak, Onu yüceltmek gâyesine yönelikti. Eserlerinde çok defa Kur ân âyetlerine başvurur, onların çeşitli ilimler açısından yorumlanmasını amaçlardı. Kurân'ın belâğat ve i'cazına olan hayranlığını her vesileyle dile getirdi. İlmî kaynaklara dayanma, deney ve tecrübeyle ispat etme şartını ilk defa o ileri sürdü. İbni Sinâ'yla yaptığı karşılıklı yazışmalarındaki ilmî metod ve yorumları, günümüzde yazılmış gibi tazeliğini halen korumaktadır. Tahkîk ve Kanûnı Mes'ûdî adlı eserleriyle trigonometri konusunda bugünkü ilmî seviyeye tâ o günden, ulaştıgı açıkça görülür. Bu eser astronomi alanında zengin ve ciddî bir araştırma âbidesi olarak tarihe mal olmuştur. İlmiyle dine hizmetten mutluluk duymaktadır. Gazne'de kıbleyi tam olarak tespit etmesi ve kıblenin tayini için geliştirdiği matematik yöntemi dolayısıyla kıyamet günü Rabb'inden sevap ummaktadır. Ayın, güneşin ve dünyanın hareketleri, güneş tutulması anında ulaşan hadiseler üzerine verdiği bilgi ve yaptığı rasatlarda, çağdaş tespitlere uygun neticeler elde etti. Bu çalışmalarıyla yer ölçüsü ilminin temellerini sekiz asır önce attı. Israrlı çabaları sonunda yerin çapını ölçmeyi başardı. Dünyanın çapının ölçülmesiyle ilgili görüşü, günümüz matematik ölçülerine tıpatıp uymaktadır. Avrupa'da buna BÎRÛNI KURALI denmektedir. Newton ve Fransız Piscard yaptıkları hesaplama sonucu ekvatoru 25.000 mil olarak bulmuşlardır. Halbuki bu ölçüyü Bîrûnî, onlardan tam 700 yıl önce Pakistan'da bulmuştu. O çağda Batılılardan ne kadar da ilerideymişiz. Biruni, hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıbbını incelemiş, Sultan Mes'ud'un gözünü tedavi etmişti. Otların hangisinin hangi derde deva ve şifa olduğunu çok iyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınırlarını çizmiş, ilaçların yan etkilerinden bahsetmiştir. Daha o çağda Ümit Burnu'nun varlığından söz etmiş, Kuzey Asya ve Kuzey Avrupa'dan geniş bilgiler vermişti. Christof Coloumb'dan beş asır önce Amerika kıtasından, Japonya'nın varlığından ilk defa sözeden O'dur. Dünyanın yuvarlak ve dönmekte olduğunu, yerçekimin varlığını Newton'dan asırlarca önce ortaya koydu. Henüz çağımızda sözü edilebilen karaların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5 asır önce dile getirdi. Botanikle ilgilendi, geometriyi botaniğe uyguladı. Bitki ve hayvanlarda üreme konularına eğildi. Kuşlarla ilgili çok orjinal tespitler yaptı. Tarihle ilgilendi. Gazneli Mahmud, Sebüktekin ve Harzem'in tarihlerini yazdı. Bîrûnî, ayrıca dinler tarihi konusuna eğildi, ona birçok yenilik getirdi. Çağından dokuz asır sonra ancak ayrı bir ilim haline gelebilen Mukayeseli Dinler Tarihi, kurucusu sayılan Bîrûnî'ye çok şey borçludur. Bîrûnî, felsefeyle de ilgilendi. Ama felsefenin dumanlı havasında boğulup kalmadı. Meseleleri doğrudan Allah'a dayandırdı. Tabiat olaylarından sözederken, onlardaki hikmetin sahibini gösterdi. Eşyaya ve cisimlere takılıp kalmadı. Bîrûnî, Cebir, Geometri ve Cografya konularında bile o konuyla ilgili bir âyet zikretmiş, âyette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, fennî ilimlerle ilahî bilgilere daha iyi nüfuz edileceğini söylemiş, ilim öğrenmekten kastın hakkı ve hakikatı bulmak olduğunu dile getirmiş ve "Anlattıklarım arasında gerçek dışı olanlar varsa Allah'a tövbe ederim. Razı olacağı şeylere sarılmak hususunda Allah'tan yardım dilerim. Bâtıl şeylerden korunmak için de Allah'tan hidayet isterim. İyilik O'nun elindedir!" demiştir. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır. Türk Tarih Kurumu 68. sayısını Bîrûnî'ye Armağan adıyla bilginimize tahsis etti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde Bîrûnî'yi anmak için sempozyumlar, kongreler düzenlendi, pullar bastırıldı. UNESCO'nun 25 dilde çıkardığı Conrier Dergisi 1974 Haziran sayısını Bîrûnî'ye ayırdı. Kapak fotoğrafının altına, "1000 yıl önce Orta Asya'da yaşayan evrensel dehâ Bîrûnî; Astronom, Tarihçi, Botanikçi, Eczacılık uzmanı Jeolog, Şair, Mütefekkir, Matematikçi, Coğrafyacı ve Hümanist" diye yazılarak tanıtıldı. -
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------- İstanbul'daki çeşitli kolejlerde okuyan öğrenciler içinde bulundukları ruh halini 'herkesten önce Avrupalılaşmak' olarak anlatıyorlar. Kendilerinin Türkiye'de Fransız, Alman ve Amerikan ekolünde yetiştirildiklerini söyleyen K.Ö. en büyük handikaplarının kendilerinin tek tip ve sıradan olmadığını düşünmek olarak belirtiyor: "Kolejli öğrencilerin çok büyük kısmı ateist. Hepimizin üzerinde melankoli var. Bu toplumdan bir şey olmayacağını anlıyor ve beklentilerimizi öldürüyoruz. Bazılarımız da kendini. Bizim sorunumuz sistem. Herşeyi tüketiyoruz. Tüketecek birşey kalmadığında kendimizi tüketiyoruz." Alman Lisesi'nden O. daha önce intihar eden Ceylan'ın sistemden rahatsız olduğunu söylüyor. Ceylan, O.'ya "sistem var ve sana batmıyor. Keşke daha aptal olsaydım ve aptal gibi yaşayabilseydim'' diyor. O devam ediyor: Bizim okulda intihar imajı diye birşey var... Okuldaki mutsuzluklar bizim psikolojimizi etkiliyor. Okulda 800 kişi varsa 500'ünde sapkın düşünce var. Okul bizim ruhsal durumlarımızı dikkate almıyor. Bizim sorunumuz zeki olmak ve yanlışları görmek. Zeki olmak rahatsızlığı beraberinde getiriyor.'' Galatasaray Lisesi'nden A.K. intiharların sosyal bir akım olduğunu ve devam edeceğini savunuyor. Yine aynı okuldan B. de intiharların süreceği kanaatinde. Saint Benoit'ten İ., hocaların kendilerine ulaşamadıklarını, mesela kendisinin bir kompozisyon ödevinde ölümle ilgili şeyler yazdığını o zaman hocanın bunu sorgulamadığınıı söyleyerek öğrencilerin verdiği sinyallerin alınamadığına dikkat çekiyor. Öğrencilerin hiçbirisi okulda intiharı teşvik eden, yönlendiren herhangi bir grubun olduğunu söylemiyor. Ama hepsi intihara götürebilecek bir atmosferden bahsediyorlar. Çözüm için de psikolojik öz güveni artırıcı bir eğitim sisteminin kurulmasını şart görüyorlar. Bu kolejli çocukları tanıyan bir eğitimci ise, bazı çocukların yönlendirildiğini hissettiğini, ortada intihar değil cinayet olduğunu, ancak hiçbir şey ele geçirilemediğini söylüyor. Polis yöntemleriyle intihar olaylarının arkasındaki gücün çözülemeyeceğini ileri süren eğitimci, gençlerin bir yerden bir şekilde etkilendiklerini, yanlış modeller etrafında bir grup dinamiği oluşturulduğunu ve bu işlere kalkışıdığını belirtiyor.. Satanistlerin kim olduğunun ortaya çıkartılması gerektiğini savunan eğitimci bu işi MİT'in araştırmasını istiyor.. (Hürriyet 27 Ocak 2002) -------------------------------------------------------------- 1. Sebep : Müslüman geçim sıkıntısı diye bişey düşünmez çünkü bilirki rızkı Allah tarafından tayin edilmiştir. 2. Sebep : Müslüman Allah'ı sever Allah' ta müslümanı sever aşkına daima ebediyyen karşılık görür fani olan şeylere aşık olup kendini heder etmez.... 3. Sebep : Müslümanın ailesi kendisi için kutsaldır aile içinde saygı edep haya terbiye vardır bilirki çocuğuna iyi terbiye verebilirse ve ya annesine babasına iyi davranabilirse mükafatını hem bu dünyada hem ahirettte fazlasıyla görür.. 4. Sebep : Müslüman İntihar etmenin en büyük suçlardan olduğunu bilir. Zaten o yaşantısıyla bu yoldan uzak olur...
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
Allah (c.c.) tek olmasına bir kanıtta Kur'an-ı Kerim gibi bir kitabın benzerinin olmamasıdır. Ezberlenmesi en kolay kitap olmasıdır. En cahil okuma yazma bilmeyen bile birbaşkasının bir kaç kere okumasıyla ufak parçalarını ezberleyebilir. Hafızların ise 1 sene gibi bir zamanda ezberleyebilmesi sizce kolaymıdır....İnsan belleğinin bunca kelimeyi harfine noktasına varana kadar ezberde tutmasında bir mana yok diyebilirmisiniz ? Bece ancak ilahi bir kitapta bu özellikler bulunabilir.- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
kitaplara inanıyorsun demek... sen ve senin gibi düşünenler neden birtane değişik Kur'an-ı Kerim bulamadınız ???- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
huzur kendin ile barışık olmandadır...kendini bilmektedir... bir dostumuz güzel belirtmiş...... Nefsini bilen kişi duygu-düşünce-davranışları üzerine düşünen, farkına varan kişidir. Böylesi bir farkındalıkla kişi olumsuz yönlerini-hırsını, öfkesini, saldırganlığını, şehvete sürükleyen içindeki fücur (kötülük) eğiliminin daha kolay farkına varıp değiştirmek için gayret gösterir. Kendini bilen kişi, işe ruhunu bilmekle başlayacağından ruhani âlemi ve bu âleme ait değerleri ve bu değerlerin bakiliğini bilir. Yine bu farkındalıkla maddî âlemin geçici taleplerini de anlamış olur. Ruhanî âlemin değerlerinin bakiliğine talip olmak isteyen insan maddî âlemin faniliklerine, kendi dürtüsel taleplerine aldanmayıp hedefini yüksek tutarak yaratılmışların en şereflisi olma hakikatini daha kolay deneyimleyecektir.
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
ispat et dedim edemedin...... şimdi sen gözünle gördüğün resmin sahibinin o kişi olduğunu ispat edemiyorsun bana kanıtını gösteremedin ? şimdi sen elindeki kanıtlara göre şahsen o resimin o kişiye ait olduğu verisini kabul ediyorsun değil mi? ben o resmin o kişiye ait olamayacağını resmin kendi kendine boyaların tabloyla bir şekilde çarpışmasıyla olacağını savunsam sence ne kadar doğru ? benim fikrimi kabul edermisin? yada boya maddesinin evrim geçirerek kendi kendine düşünerekten kendini o hale getirdiğini söylesem ne kadar doğru sence ? bu kadar basit bir resime sen bu yakıştırmaları kabul etmeyeceğini varsayarak soruyorum; sence bu alemi bir ahenk bir düzen ve nizam içerisinde yaratacak olan kudretli bir varlığa neden inanmıyorsun? ve o resmi görmediğin bir zamanda 1503 yılında 3-4 senede o şahıs tarafından yapıldığına itibar ediyorsunda alemlerin bir varlık tarafından 6 günde (devrede) yaratılmasını neden kabullenemiyorsun...??? resim mi basit ? alem mi basit ?- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
EVRİM TEORİSİ HAKKINDA AÇIKLAMA
magdenli şurada cevap verdi: yam_yam başlık Dini Konular - Din - Dinler
madem savunanlara göre evrim oluyor neden maymunlar hala aynı yoksa bir zamanamı mahsus evrim geçirdiler okula yazdırsak olur mu -
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
kusura bakmayın kontrol altında olduğundan çok geç yayımlanıyor bu yüzden arada kaldı mesajım tekrar sona alıyorum lütfen cevap ver yamyam bana nasıl ispat edicen o kişiye ait olduğunu 502 yıl önce olan bişey sen gördün mü o kişi yaparken ?- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
bence Leonardo Da Vinci yapmadı sen gözünle gördünmü ben gözümle görmediğime inanmam... bana ispat et onun olduğuna...- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
Bu eseri kim yapmıştır sizce ? Yapan acaba tek başınamı yaptı? yoksa birkaç kişi beraber mi yaptılar ? Yoksa birinden ona mirasmı kaldı ? Yoksa fırçalar boyalar vs... diğer malzemeler devrildi de tesadüfen bu şekil mi ortaya çıktı ? Cevaplar ne olacak merak ediyorum ?- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
admin burda yazılan her yazıyı okumak zorunda isterse okumasın.....bak neler geliyor başına Admin yasal görevleri : Forumlara yazılan yorumlar moderator kontrolünden geçmektedir. Moderator yorum yazanlara veya üçüncü kişilere hakaret ya da bu kişilerle ilgili küçültücü sözler içeren yorumları yayına uygun görmez ve siler. Forumun niteliğine göre tüm yorumlar moderator kontrolunden geçerek yayınlanıyor olabilir..
-
TCK SEKİZİNCİ BÖLÜM Şerefe Karşı Suçlar Hakaret MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir. c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. MADDE 126. - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. ARTIK KİM NE KADAR PAYINA ALIRSA O HAKARETLER SİLİNMESSE GEREKENİ YAPARIZ..
-
senin soyuna sopuna ben hakaret etsem sen özgürlükmü diyeceksin buna........aklı kısa
-
uğraşmayacaklarsa bilelim uğraşacak birilerini buluruz....
-
Kutsal simgelere veya olgulara karşı saygısızlık yapamazsınız. Bu çok amatörce ve basit duygu ürünü yaklaşımlar kesinlikle hoş görülmez. Sistem kötü kelime süzgeci kullanmaktadır. yukarıdaki yazı Bu forumun kurallarında yazıyor aziz denen sapığın yazdıklarını kimse okumuyormu gerekirse elimden geleni yaparım hatta bu siteyi dava ederim aklınızı başınıza toplayın....öyle her estiğini yazamaz kimse buraya...
-
Bismillahirrahmanirrahim Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (3/7) SADAKALLAH azizamca gerçekler korkutmasın seni
-
zeynebe aşık oluyor nerde var hangi ayette, 9 yaşındaki kızla diyor hangi ayette var... peygamberimizin el-emin vasfını dürüstlüğünü doğruluğunu müşrikler kabul etmişken ki kabul etmeselerde önemli değil sen neye uğraşıyorsun be hey cahil!! hangi hadiste hangi ayette senin sapıklıkların yazıyor senin cahil olduğuna kanaat getirdim ne desek boş sana Allah bildiği gibi yapsın seni...son sözüm bu sana...
-
azizamca sana benim iftira attığım yok sen yazdıklarını istersen birdaha oku ben senin inancına iftira ediyormuyum oysa sen müslümanların ana ve babasından çok sevdiği peygamberimize iftira ediyorsun dinimize 1400 sene öncesi yakıştırmaları yapıyorsun buna ben sessiz kalmam kalamam.. yazdıkların tekrar oku.!!!.. BU BENİM KUTSAL SAYDIĞIM KİTAPLA ALAY ETME DEĞİLMİDİR İFTİRA ETMEK OLMUYORMU SEN KİMSİN BUNU YAZABİLİYORSUN ? SEN BENİM VE TÜM İNANLARIN ANNE VE BABASINDAN ÇOK SEVDİĞİ PEYGAMBERİM HAKKINDA BUNU NASIL YAZABİLİRSİN SEN KİMSİN ? SEN BENİM İNANCIMI NASIL AYAKLAR ALTINA ALIRSIN SEN KİMSİN ? SEN LANETLENMEYİ HAKETMİYORSUNDA KİM HAKEDİYOR ?
-
benim inancıma ve kutsal değerlerime akılsız cahil dilinle iftira etme !!!!
-
laneti hakediyorsun ben değil herkesin lanetini alıyorsun şeytan bile senin yaptığını yapmıyor ona göre....artık durumunu sen düşün
-
Dilerim Allah tan akıllanırsın yok akıllanmayacaksan burnunüstü sürtmekten hiç alıkonmazsın...
-
azizamca sen gözünle gördüğünü dahi doğru dürüst söylemiyorsun görmediğin peygamberime iftira atıyorsun sadece küçücük hafızanla alaycı kelimeler kuruyorsun senin için ''magdenli = madenci '' bu senin özün olmuş... sakın birdaha alaycı konuşma peygamberimiz için sakın ama o ufak beynine sok bunu !!!!
-
En ünlü ateist: Artık Tanrı'ya inanıyorum Dünyanın en tanınmış ateistlerinden (tanrı tanımaz) biri olan İngiliz Profesör Antony Flew, "Araştırmalar gösteriyor ki, hayatın varoluşunun ardında yüce bir varlık bulunuyor" diyerek Tanrı'ya inanmaya başladığını açıkladı ( 13/12/2004 Vatan- Milliyet ) Reading Üniversitesi'nden emekli olan felsefe profesörü Antony Flew 50 yıldır savunduğu inancından çark etti. 81 yaşındaki Flew gerekçesini ise şöyle açıkladı: "Hayatın var olması için gereken ve içinde inanılmaz bir karmaşık düzen barındıran DNA araştırmaları, hayatın var olmasının ardında zeki bir varlığın bulunduğunu gösteriyor." 1950'de yazdığı "Teoloji ve Aldatmaca" adlı makalesi birçok dilde 40 baskı yapan Flew'in Tanrı'ya dönüşü, şu ana kadar onun fikirlerinden etkilenen ateist çevrelerde de büyük tepki uyandırdı. Londra'daki University College'ın biyoloji profesörlerinden Lewis Wolpert, "Sadece bir filozof bu kadar budala olabilir. Gerçek şu ki Tanrı'nın varlığını kanıtlayacak bilimsel bir veri yok" diyerek tepkisini dile getirdi. Babası rahip olmasına rağmen 15 yaşından beri kendini ateist olarak tanımlayan Antony Flew, "İnsanların benim önceki fikirlerimden etkilendiğini düşünecek olursak, sebep olduğum bu büyük zararı telafi etmeye çalışacağım" diyerek özür diledi. Dünya çapında yankı uyandıran açıklamasında Flew, yeni bilimsel keşiflerin, evrenin yaratılışının arkasında ilahi bir varlığın bulunabileceğini gösterdiğini söylerken, Danvin'in Evrim Teorisi'nin kendisini tatmin etmediğini de belirtti. İlk canlının cansız bir maddeden türemiş olabileceğine inanmadığını ifade eden profesör, bununla birlikte, bir Hıristiyan olmadığını, ayrıca Hıristiyanlık'la İslamiyet'teki tanrı inancına katılmadığını savundu. 23 kitabı var Tanrı'nın varlığının ispatının ya da yalanlanmasının imkansız olduğuna inandığı için kendini "olumsuz ateist" olarak tanımlayan Flew, Oxford, Aberdeen ve Keele üniversitelerinde de eğitim vermişti. Profesör, halen 23 kitabından biri olan "Tanrı ve Felsefe" adlı çalışmasının giriş bölümünü, yeni edindiği fikirlere göre değiştirmekle uğraşıyor. Patrick Glynn: ”Ben Bir Ateisttim!” Önemli bir dönüşüm yaşadığınızı biliyoruz. Ateizmin bir yanılgı olduğunu ne zaman ve nasıl fark ettiniz? Belki önce, nasıl ateist olduğumu anlatmalıyım. Ben dindar Katolik bir ailede yetiştim. Pazar günleri kilise korosuna katılırdım. Ama gençliğimde, 60'lı yıllarda değişmeye başladım, Harvard'da geçirdiğim yıllarda o devrin tipik agnostik modelini benimsedim. Strauss ile birlikte ise, örtülü bir ateizmi kabullendim. Bu ateizm daha çok Darwinizm'e dayanıyordu. Darwin'den sonra ateizm, zaten pek çok Batılı entelektüel arasında sorgulanmadan kabul edilen standart bir görüş haline gelmişti. Ancak 80'lerde bu tablo değişmeye başladı. Aralarında benim de bulunduğum pek çok entelektüel, konuyu baştan ele alarak ateizmi sorguladı. Öte yandan Amerikan kültürü içinde de bir değişim başlamıştı. Bugün Amerikalı elitler arasında hâlâ son derece koyu seküler bir kanat var. Ama bunların görüşü, ideolojilerden sadece biri haline gelmiş durumda; eskiden, meselâ 60'larda veya 70'lerde ise söz konusu görüş gerçeğin tâ kendisi olarak kabul görüyordu. Eğer Harvard'da okuyup da pazar günleri kiliseye gidiyor olsaydınız, biraz garip birisi olarak görülürdünüz, biraz eski moda, eskide kalmış birisi olarak. Bugün bu tablo büyük ölçüde değişmiş durumda ve Amerikan entelektüelleri arasında da güçlü bir dindarlık görebiliyorsunuz. Polkinghorne gibi büyük fizikçiler Allah'ın varlığını savunuyor ve bunu çok ma'kul ve ikna edici şekilde yapıyorlar. Kitabınızda da bahsettiğiniz bu ma'kul ve iknâ edici delillerden kısaca bahsedebilir misiniz? 20. yüzyılın başlarında Big-Bang (Büyük Patlama) teorisi kabul edildi ve bu teori, âlemin bir başlangıcı, yani yaratılış ânı olduğunu gösterdi. Bu, kâinatın sonsuz olduğunu savunan materyalist görüşe önemli bir darbe oldu. 1970'lerde ise fizikçiler, enteresan ve düşündürücü bir hususu fark ettiler. Kâinatın bütün fizikî dengelerinin, meselâ yerçekiminin veya atomu bir arada tutan nükleer kuvvetlerin, yaşanabilir bir âlem oluşması için en ideal değerlerde olduklarını buldular. "Antropik Prensip" (İnsan için hazırlanmış kâinat anlayışı) adı verilen bu şaşırtıcı buluş, içinde yaşadığımız kâinatın rastgele ortaya çıkmadığı, insan hayatı için özel olarak yaratıldığı fikrine büyük bir delil oluşturdu. Yıllar geçtikçe bu prensibi destekleyen yeni deliller de ortaya çıkmaya devam ediyor. Biyolojide de, bir yaratılışın varlığını gösteren deliller var mı? Elbette var! Bugün biyoloji dünyasına baktığınızda, yaratılış düşüncesine yaklaşan bir paradigma değişikliği görebilirsiniz. Biyolojinin 19. yüzyılda şekillenmiş paradigması, yani temel kabulleri sarsılıyor. Bu paradigmada en büyük pay Darwinizm'e ait. Bu teori, yeryüzündeki bütün hayatın şuursuz tabiat hâdiselerinin eseri olduğunu öne sürmüştü. Oysa canlılığın detayları keşfedildikçe, karşımıza mükemmel, hassas ve yoğun bir programa dayanan sistemler çıkıyor. Bu sistemlerin gâyesiz sebeplerin ve rastlantıların ürünü olduğu düşüncesi giderek kabul edilemez hâle geliyor. Sadece Darwin değil, Freud da sarsılıyor galiba? Kesinlikle! Freud, insan psikolojisine materyalist bir açıklama getirmeye çalışmıştı. Dahası, dinî inancın bir tür nevroz olduğunu ileri sürmüş, insanların ancak ateist olduklarında sağlıklı bir psikolojiye sahip olabileceklerini söylemişti. Ama deliller bunun tam aksini gösteriyor. Psikolojik araştırmalar, dindar insanların psikolojik yönden çok daha sağlıklı olduklarını gösteren verilerle dolu. Freud'un, dinin modernleşme ile birlikte yok olacağı şeklindeki tahmini ise, tamamen boşa çıkmış durumda. Kitabınızda ruhun varlığına dâir ölüm ve sonrası hakkında yaşanmış tecrübelerden deliller çıkarıyorsunuz, değil mi? Evet! Aslında benim ateizmden vazgeçmemi sağlayan sürecin, asıl bu konudaki delilleri incelemekle başladığını söyleyebilirim. 90'ların başında, uzun bir tatil döneminde, ölümün kıyısına gelen insanların tecrübeleri hakkındaki raporları inceledim. Bunların çoğu, ameliyatlar sırasında kalbleri duran, birkaç dakika gerçekten biyolojik bir ölüm yaşayan, ama sonra hayata dönen kişiler. Ölümle yüzleştikleri kısa süre hakkında anlattıklarında ise, büyük benzerlikler var. Hemen hepsi ruhlarının vücutlarından ayrıldığını, kendilerini dışarıdan gördüklerini belirtiyor. Anlattıklarının hayâl ürünü olması ise imkânsız; çünkü o sırada odada neler yaşandığına, doktorların kendilerini kurtarmak için neler yaptıklarına dâir detaylı tariflerde bulunuyorlar ve bunları gözleriyle görmüş olmaları mümkün değil. Kitapta detaylı olarak anlattığım bütün bu deliller, insanın bir ruha sahip olduğunu gösteren önemli bir veri. Bir ruha sahip olmamız ise, ateizmin temel dayanağı olan materyalist felsefeyi yalanlıyor. 21. yüzyıla nasıl bakıyorsunuz? Bu deliller insanlığın düşüncesini nereye taşıyacak? 20. yüzyılın büyük bölümüne egemen olan sekülarizm artık geçerliliğini yitirdi. Sekülarizmin objektif bir gerçeklik olduğu sanılıyordu; artık o, sadece farklı dünya görüşlerinden birisi hâline geldi ve zemini de giderek eriyor. 21. yüzyıl, 20. yüzyıldan daha dindar olacak. Ama soru şu: Hoşgörülü ve barışçı bir din anlayışı mı, yoksa çatışmacı bir din anlayışı mı yükselecek? Kuşkusuz her sağduyulu insan, birincisini diliyor.(Sızıntı-Nisan/2005) AH EVRMCILER AH...!DAHA YOLUN BAŞINDALAR AMA SIMDIDEN 100 YIL GECTI...EVRIMCILERIN BILIMSEL EVRIMI HAYLI YAVAŞ
-
ALLAH NEDEN BİRDİR?
magdenli şurada cevap verdi: ANTON_SZONDOR_LAVEY başlık Dini Konular - Din - Dinler
ALLAHU TEÂLÂ’NIN VARLIĞININ İSPATI “Süphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (Allah’ın varlığına dair) deliller vardır. “ (Casiye : 3) Resim...............Ressam Aslı..................Yaratan Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam oldugunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın oldugunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir? Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen,yıldız,nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir? Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,solucanlara...) toplatan kimdir? Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizami bildigimiz için, yagmur yerine “kezzap” adını verdigimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, degil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat sükreder. Üzerimize her an kezzap yagabilmesinin mümkün oldugunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda sunlari söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.” H2 + O = su ( söndürücü ) H (Hidrojen) yanıcı O (Oksijen) yakıcı Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangın olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir? Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye baıladığı an alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir? Ağzımızdaki dişlerin sıralanısı: 32122123 = üst çene 32122123 = alt çene Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir? Gazete yaprakları ile aynı kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir? İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir? İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi seyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır. Bir iplik fabrikasi düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. Insanlar nokta büyüklügünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek böceği , örümcek!... O , kimdir? Yağmur gökyüzünden tane tane yagmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayri ayri desenlerle gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir? Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde günesimiz gibi 200 milyar günesi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir? “Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUP ELEKTRİKLİ YILAN BALIĞI BUNU DA EDISON MU BULDU ACABA ? ... FİL BALIĞI - ELEKTRİK RADARLI...- ALLAH (C.C) NİÇİN GÖRÜNMEZ Eger Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat ( cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz: Küçük seyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre.... Büyük seyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...vs... Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’in yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen seyleri yaratan Allah’i hiç göremeyiz. ALLAH YARATANDIR Soru:Allah her şeyi yaratandır. Peki (haşa) O’nu yaratan kimdir,var mıdır? Allah yaratan olduğu ,yaratılan olmadığı için Allah’tır. Eğer bir tanrı yaratılan ise,o zaman o tanrı değildir, O’nu yaratan ,ama yaratılmayandır Tanrı ..Her seyin başı,bir,tek,vahidül-ehad olan Allah’tır. 4 - 3 - 2 - 1 - 0 4’ün var olması için 3’e ihtiyaç vardır.3 olmadan 4 olmaz.3’ün var olması için 2’ye , 2’nin var olması için (iki adet) 1’e ihtiyaç vardır.1 olmadan 2, 2 olmadan 3 olmaz. Fakat;1’in var olması için sıfır’a ihtiyaç yoktur. Çünkü sıfır hiç ,yok, boşluktur. Boıtan,hiçten bir olmaz. O halde ,her şeyin başi 1’dir. Bir’den 2 ,ondan 3 çıkmıştır. O Bir’de Vahidu’l-ehad olan Allah’tır. Bir tren ve vagonlarını düşünelim: V3 - V2 - V1 - LOKOMATIF V3’ü çeken V2’dir.V2’yi çeken V1’dir.V1’i çeken ise lokomotiftir. Lokomotifi çeken nedir ,diyemeyiz. Çünkü lokomotif çeker ama çekilmez. Onun hareketi kendindedir. Bizim (V3) var olmamıza sebep olan anne-babamızdır. Onların var olmasına da anne-babaları (V2) sebeptir... Bu Hz-Adem Hz-Havva’ya dek gider. Peki Hz.Havva ve Adem'i yaratan kimdir. Cevap:Allah’u Teala .Peki (haşa) Allah’ı yaratan kimdir diye soramayız. Çünkü Allah yaratandır ama yaratılmaz. Tıpkı lokomotifin çeken ama çekilmez oldugu gibi.... ( Not : Bazi insanlar “ BENZETME “ sanatına - işlerine geldigi an - önyargılı yaklasmaktadırlar ... : Yukarıdaki lokomotif örneği bir kıyas ve benzetme sanatı üzerine kurulmus bir örnektir. Tıpkı “ Aslan gibi adam “ cümlesinde oldugu gibi . kimse bu cümleyi duyunca aslan- insan karısımı bir yaratığı gözönüne getirmez. Yukarıda da bir kıyas yapılmıstır, Allah’u Teala ( HAŞA ) bir trene benzetilmemiş trendeki bazı özelliklerden kıyasla Allah ‘ın bazı sıfatlarına atıfta bulunulmuştur. Yoksa Allah’in ( HAŞA ) bacası , tekeri vardır,... ?! iddiasında bulunan yoktur. ... ) “ Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, proğramlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. “ Allah ; Halık,Vahid,Rab,Samed,İlah.....tir. ALLAH BİLİMİN BİZZAT KURAMCISIDIR ! TAKLİTLERİNE İNSANLAR "MUCİZE " DERKEN ORJİNALİNİ YAPANI NASIL İNKAR EDEBİLİR Kİ ? İnsanlarIn Teknoloji adIna yaptIklarI tüm yenilikler aslInda yüce yaratIcInIn yarattIklarInIn kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen ...kötü birer taklittirler. Daha çok uzatılabilecek listeyi kıyaslamak için inceleyip her biri üzerinde tek tek düşünelim: İnsanların yaptığı Teknik, buluş Allah’ın yarattığı : Sentetik, sera, taklit...........................Doğal, orjinal Diyaliz makinesi..................................Böbrek Lamba, kalorifer...................................Güneş Baraj, Havuz.........................................Deniz, Okyanus Yapay çiçek..........................................Çiçek Yapay meyve........................................Meyve Vantilatör..............................................Rüzgar Heykel, Robot.......................................insan Uçak......................................................Kuş Lens......................................................Göz merceği Deniz altı..............................................Balık Protez el, ayal.......................................El, ayak Oyuncak bebek.....................................Bebek Buzdolabı...............................................Kutuplar, kar Bilgisayarlı araba...................................At Şofben....................................................Golfsitrim Radar......................................................Yarasa Takma diş...............................................Diş Süt fabrikası............................................İnek İplik fabrikası..........................................Örümcek, ipek böceği Bilgisayar................................................Beyin Elek, Süzgeç............................................Ozon tabakasiı İçki...........................................................Su ,süt,meyve suyu... Oksijen tüpü.............................................Atmosfer Elektrik kablosu.......................................Damar Halı...........................................................Doğa (Renkli) Kubbe (Direkli)........................................Gökyüzü (Gök kubbe) Elektrik....................................................Elektrikli yılan balığı Topaç (Yerde)..........................................Dünya (Boşlukta) Anten........................................................Hayvanların anteni Oyuncak hayvan.......................................Hayvan Saz teli......................................................Ses telleri Müzik aleti................................................Bülbül Çamaşır makinesi......................................Kalp, Böbrek Radyo alıcısı..............................................Kulak Bayrakta yıldız...........................................Yıldız Dürbün........................................................Kartal gözü Küre............................................................Dünya Kamera........................................................Göz Akvaryum....................................................Deniz,Okyanus Deprem ölçer..............................................Köpek,kuş,fare Parfüm.........................................................Tabiat kokusu Elektrik........................................................Yıldırım,ateş böcegi Müzik sesi...................................................Tabiat(kus,su,rüzgar..sesi) Laboravatuar...............................................Yaprak,mide,toprak,tohum Yağmur bombasi........................................Yağmur sistemi Solunum cihazı..........................................Akciğer Filitre...........................................................Yaprak,orman Savunma sistemi..........................................Sinir sistemi,Bademcik,ağrı,akyuvar Teyp.............................................................Hafıza Fotograf makinesi.......................................Göz Telefon.........................................................Kulak Mimar...........................................................Bal arısı,kuş,karınca Meyve fabrikası...........................................Ağaç Sebze fabrikası.............................................Bitki Gece lâmbası.................................................Ay Saat..Düzeni..................................................Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklik Ambalaj kâğıdı..............................................Meyve kabuğu Mıcır fabrikası..............................................Dere, ırmak Bomba...........................................................Yanardağ, Karadelik, Güneş patlaması İlaç (Yan tesirli)..................... ......................Doğal vitaminler Asansör.........................................................Yer çekimi Dalga.............................................................Yapay dalga Savunma sistemi............................................Boynuz, diş, kanat, kamuflaj..... Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........Içgüdü Paraşüt ...........................................................Hindi bağ çiçeği Şeker................................................................Bal Saksıda çiçek...................................................Dünyada tabiat Ressam............................................................Musavvir ..................... .......................................... ......................... Topragı renkli , kokulu , ambalajlı ,desenli , çesitli tat ve sekillerle meyve ve sebze haline getiren birer meyve - sebze fabrikası olan bitkileri yaratan ( her an bu üretimi gözümüzün önünde yaptikları için bu ileri teknolojiyi farkedememekteyiz ! ), yüzen elektirik santrali ; elektirikli yılan balığını ,ot ve suyu süte çeviren , yürüyen ,çogalan süt fabrikasi inekleri , koyunları ,diyaliz makinasından daha kapsamlı , elektirik, onarım ,bakım masrafi olmayan böbrekleri , otomatik motorlu kalbimizi , pilotsuz ,benzinsiz uçan dünyamızı ....yoktan ,kıstassız ,örneksiz , yaratan Yüce Yaratıcı Allah'ın ilmini ,yüceliğini ,kudretini ne yazikki her zaman farkedememekteyiz Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. Not: Uçak olmasaydı, kuş yine olurdu. Ama kuş olmasaydı, Uçak olmazdı.... Böyle yüce bir yaratıcı tesbihe lâyıktı r: Sübhanellah: Ey Allah’ım sen bir seyi yaptığın veya yarattığın zaman en güzel şekilde yapar ve yaratırsın. (Gezegenleriyle, atomlarıyla, canlılarıyla...) Elhamdülillah: Ey Allah’ım ben sana şükreder, teşekkür ederim ( verdiğin sağlıklı organlar ve tüm rızıklar için) ve yarattığın bu kainata bakıp seni överim. Allah’u Ekber: Ey Allah’ım sen en büyüksün. Her şeyin en iyisi, en mükemmeli sensin Ya Rabbi. Görüldügü gibi teknoloji, mucize ve kerametleri çok geriden takip etmektedir. ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMISTIR? Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı istemistir. Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir. Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış içinde yaşaması için emir-yasaklar ( ibadeti ) insanlara bildirmiş , bunlar yapanlarada cenneti vermistir. Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı yaratt , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı olan Kur’an’ı indirdi. Ibadet dünyayı cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı. NOT :Agrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karın ağrısı olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardır. O halde ağrı , sızı ...bir ceza değil , bir mükafaat , bir hediye ‘dir.- 349 cevap
-
- Allah Neden Birdir
- Allah
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler: