Vacant tarafından postalanan herşey
-
Bizi Kabullenemezler
AB'nin bizi oyalıyo olması kuvvetle muhtemel. AB'nin sadece tarım konusunda kriterlerinin gerçekleşebilmesi için, tarım yardımı almış on ülkenin toplamından daha fazla krediyi AB'ye girmesi durumunda türkiyeye vermesi gerekecek. Ki bu imkansız. Ayrıca 10 yıl sonra girmiş olsak bile bu işçilerin serbest dolaşımını kapsamayacak. (Üye olduktan sonraki 15-20 sene için).
-
SİZCE TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR.
Malesef aradım ama göremiyorum
-
SİZCE TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR.
Eyleniyonmu bari
-
SİZCE TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR.
Bilinçli deil. gönderince farkettim. özür
-
SİZCE TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR.
Birey olarak yapabileceğimiz kişisel gelişimimize odaklanmak ve insani değerlere özen göstermek. Çünkü tek bir birey olarak çevreye müdahele olanağımız oldukça kısıtlı. Bizim ufak dünyamızın ötesinde gerçekleşenlere yapılacak ani bilinçli karşı duruşlarla ya hiç bir şey yada ancak kısa vadeli "bişeyler" elde edebileceğizdir. Yani toplumsal bilincin artması, ekonomik refah düzeyinin artması gibi ülkemizin geleceğini garantiye alma yolundaki avantajların gerçekleşebilmesi bizim irademizin dışında bir sürecin eseri olarak var olabilir. Çünkü bu hep böyle olmuştur. Bunun neden şimdi değişsin ki? Aslında irademiz dışında derken irademizi yanlış yönlendirmemiz durumunda (sonuçsuz olduğu bariz tepkisellik durumunda) demek istiyorum. Başta da dediğim gibi irademiz dahilinde yapabileceğimiz kendimizi geliştirerek ülkemizin geleceğinin güvenilirliğini ümit etmek.
-
En sevdigniz ask sarkisi hangisi...?
Wicked game. (Oricinali, HIM cover'ı deil)
-
bir görüşte aşk
Aşkın gerçekliğine inanmam ama ilk görüşte olableceğine inanırım. Nassı oluyo derseniz şöle oluyo: İnsan ancak birine aşık olduğuna inanırsa yada gayri ihtiyari aşık olmayı "tercih" ederse aşık olur. Böylece aşık olmanın zamanlaması önemsizleşiyo. Ne zaman aşık olduğunuza inanırsanız o zaman aşık olursunuz. bu hemen de olabilr . sonra da. Sonuçta aşk insanlara gerçekte olmadıkları bi anlamı yüklemek.
-
Anal ticaret :)
yok böle bi şey ya. Gece vakti yarıldım desem yeridir. Anam geldi noldu diyo. Nassı annatiyim anneme anal muabbeti.
-
Hangi takimliyiz?
f.bahçeliyim. bana hep dedilerki en çok taraftar tüürkiyede f.bahçedeymiş. şindi bu anket bunumu doruluyo yane.
-
şu anda ne dinliyorsunuz
Tek ve yegane "Gathering". Vokal can alıcı. Şarkılar deşşet. If Than Else ile doruğa ulaştılar bence.
-
en korkunç filim hangisi?
Babam olay şu. Koskoca bi otelde anne baba çocuk bi aile. Kış sezonunda otel kapalı olduu için otelin denetim işini alıyolar. Otel heryere uzak cinsinden bi yerde. Sora otelde in cin alversin. Yetmezmiş gibi baba da (Jack Nicholson) kafayı sıyırır. E gerisi de bol gerilim. Bu arada bence Shining'i korkutucu yapan konudan çok Nicholson'ın akla zarar bakışları.
-
en korkunç filim hangisi?
İlk "The Ring"in orjinal japon versiyonu. Efekt bakımından çok palak bi film deil. Ama filmin artısı da burda. Hollywood tarzı efektlerle boğulmadığı için oldukça gerçekçi ve isterik bir ortam var. Buda baştan ürkütücü. Gecenin bi yarısı kötü bi rüyadan uyandığınız oldu ise bana aha öle hissettirdi.
-
Müzikte seçicilik ne demek?
Lise çocukluğumdan kalma bu dangalaklığa ben de düşmedim desem yalan olur. Bunun için de şindi pişmanım. Çünkü bu saçma artistik yüzünden neredeyse türkçe müziğe karşı hiç kulak aşinalığım kalmamıştı. Ama örneğin yakın zamanda radyoda bir Zeki Müren şarkısı çalıyordu ve ben daha önce dikkat bile etmediğim bu adamı dinleyince, ne kadar güçlü ve güzel bi sesi olduğunu farkettim. Şarkının adını hatırlamıyorum ama şarkının sözlerinin hergün karşınıza çıkmayacak türden bir sakinliği vardı. Ancak ondan sonra Zeki Müren'in neden bu kadar sevildiği benim için anlamlı olmaya başladı.
-
Müzikte seçicilik ne demek?
Tabi öyle bi zorunluluk yok. Ama diyom ki özellikle her türde dönüp dolaşıp aynı şeylerin yapıldığı şu zamanda, dinlemediğimiz müzikleri anlamaya çalışmak faydalı olabilir. Bunun garantisi yok. Deneyip yine hoşunuza gidecek bi şeyler çıkartamayabilirsiniz. Bu gayet doğal. Ama müziğe bakış açınızı değiştirecek yeni şeylerle karşılaşma ihtimali bence bunu denemeye değer kılıyo.
-
Müzikte seçicilik ne demek?
Bir çok kereler karşıma çıkan ve oldukça anlamsız bulduğum bazı tepkiler hakkında konuşmak istiyorum. Herhangibir barda, cafede, pubda çalan müzikler, özellikle gündüz saatlerinde belirli bir tür yerine biraz ondan biraz bundan şeklinde oluyo. Öyle olunca da kiminin hoşuna giden ötekinin tüylerini diken diken ediyo. Sağdan soldan çalan şarkılara ııııiiiy eeeiiiiiy cinsinden tepkiler duyuyosunuz. Benim aklıma takılan, bir müzik türünden hoşlanmıyor olmanız, bu kadar tepkili olmayı gerektirirmi? Sonuçta bu sadece müzik. Sizi eğlendirmesi gerekn bi şey. Demem o ki, bir çok farklı türde müzikten farklı tatlar alınması gayet mümkün. bi tek türe bağımlı kalan insanlar, bence sevmedikleri müzikten çok sevmedikleri müziğin yansıttığı yaşam tarzından nefret ediyor. Yada sevmedikleri yaşam tarzını yansıttığını düşündüğü için nefret ediyo. Oysa şarkılar genellikle anlık hislerin ortaya konması şeklinde zuhur ediyo. (Şarkı sözlerinden anladığım kadarıyla). Yani hangi ruh halinde olursanız olun, mohtemelen o ruh haliyle ilgili bi müzik türü var. Mesela elektronik müzik dinleyicisi içinde "piyasa" olanlar var diye veya rock müzik dinleyicisi içinde "psycho" olanlar var diye bu müziklerden soğumak bence insanın kendini o müziklerden alabileceğiniz hazdan bilmem kimler sebebiyle mahrum bırakmasıdır.
-
KURBAN DAĞILDI
Dağılma haberini ben de geçenlerde okudum. Söylendiğine göre dağılma sebebi solistin herşeyi tek başına yapma hevesi imiş. Kendisinin yapmadığı hiç bi işten memnun olmuyomuş. Son albüm çok iddialı olmasına rağmen teknik sorunları bol imiş.... mış ...muş. Yazık oldu. Türkçe rock'ı bana Kurban sevdirmişti.