Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mehmet SÜMER

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    17
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Mehmet SÜMER tarafından postalanan herşey

  1. İyilik emek ister, onurlu olmak, ayağı yere sağlam basar olmak, fedakar olmak birilerinin karşısında el pençe durmamak, helal lokma yemek başkalarına faydalı olmaya çalışmak, hep beklenilir olmak, aranılır olmak, vazgeçilemez olmak emek ister istemelidir de öyle olmazsa tadı da olmaz bize göre. Emeksiz iyi olanlardan sakınmak gerekir, emeksiz iyiye güzele ulaşabilenlerden uzak durmalı çünkü her an çevresine bulaşabilir patlamaya hazır bir bomba gibidir onlar. Mücadele direncini gösterenler, meşru başarıya kendini endeksleyenler zora gelmeyi de edinmiş sabırlı, hoşgörülü ve iyilik severler. Haksız mücadelesiz bir şeyleri elde edebilenleri çok riskler beklemektedir onlar kolaycılığa alışmış adaletli fırsat eşitliğinin uygulana bildiğince zorluklara mahkumdurlar, fikir ve savunmaları hep soyut tabansız kalır. Fakat hak ederek elde etmeye inananlar somut davranırlar, başkalarını soyut savlarla meşgul etmezler. Helal edinim için mücadeleci bir nesil temennilerimle Mehmet SÜMER
  2. Mazlumu sevmek Sen hiç sevgisizlik nedir bilir misin, Kimsesizliğin koynunda ezilip hıçkırdın mı, Kırağılı günlerin büktüğü cismimin hicranını, Hiç fark ettin mi gönlünden gelerek şefkatle. Kimsesizlerin kimsesi olmak şefkatle gönülden gelir, Kaygını hiç nazara alma sev sevdikçe huzur seni bulur, Mistik ol, koruyan bir koy misali rüzgârları geçiştir, Mazlumu hiç fark ettin mi gönülden gelerek şefkatle. Sevgi bir tılsımdır eritir sorunları çözüm getirir, Sevgi insanlığın risksiz sorunsuz sigortasıdır, Sevgiyle aşılır bir bir korkutan inciten sarp engeller, Mazlumu hiç fark ettin mi gönülden gelerek şefkatle. Mehmet SÜMER
  3. Teşekkür ediyorum
  4. Çok teşekkür ederim Katkılarınızı beklerim
  5. Anam senden ayrılalı güneş garip solgun açıyor Hasretim ziyade yokluğundan göğsüm acıyor Gözyaşlarım dinmiyor hayaline daldım anam Sensizliğe alışmak ne mümkün uçurum hicrandır anam Gül kokuna hasretim mahrum kaldım yüzüne Yük oldu taşıyamam yokluğun, garip gönlüme Lezzetim yok kara kış gitmiyor kaldı üstüme Bahar seninle yaz olurdu coşardık anam Başarımdan mutlu ve bahtiyar olurdun anam Yoktan var edip yokluğuma merhem olurdun Beni çocuk gibi, mesut etmenin tılsımını bulurdun Sensizliğe alışmak ne mümkün uçurum hicrandır anam Bana gelen kırağılı yelleri dindirirdin ısınırdım Şimdi üzülmemi kim, ısınmamı kim temin edecek Yokluğundan yok oldum kimse teskin edemez Senden gayrı çareyi, kimse merhem olup hissettiremez Sensizliğe alışmak ne mümkün uçurum hicrandır anam Yokluğun yakar beni elemimden tatsızım yaşlandım, Senden mahrum kalınca gölgesiz insan olmaz anladım Şefkatine susadım garibim sensizim öksüz kaldım, Alışamam alışmak ne mümkün uçurum hicrandır anam. Mehmet SÜMER
  6. Hasretin doruğunda burnumda tüter memleketim, Çocukluğumun hoş, bereketli günleri özlemlerim, Buram buram doğduğum toprakların bunca hasreti, Bayramımız, özlemlerin sonu özlemin sonsuzluğu olmasın. Çeker uzun yolların bitmez yorgunluğunun mutlu sonu, Kavuşur geçmişimize duyduğumuz bunca şirin özlemler, Çeker bizleri, kimliklerimizin oluştuğu öz topraklarımız, Bayramımız, özlemlerin sonu, özlemin sonsuzluğu olmasın. Yollar yollarımız, Anadolu’ muz özlemlere kavuşturur bizleri, Uykularımızın geçiştiği, heveslerin umuda dönüştüğü, Hevesim var hevesim kavuşmaktır meramım memleketime, Bayramımız, özlemlerin sonu, özlemin sonsuzluğu olmasın. Hasretin aracı yollar, sonsuz özlemin elemine varan olmasın, Hasrete giden yollar mutluğa varan şahidimiz olsun, Özlemin sonu, sonsuzluğa gömülüp, arda kalan acı özlem ve keder, Bayramımız, özlemlerin sonu, özlemin sonsuzluğu olmasın. Yollar, kıvrım kıvrım üzüntülerin buluştuğu sonlar olmasın, Tedbir, dinlenme, metin olmak sınırlara uymak rehberimiz olsun, Tedbir mutluluğa kaynaşmaya taşıyan tılsım olsun da gülelim, üzülmeyelim, Bayramımız, özlemlerin sonu, özlemin sonsuzluğu olmasın. Hasretim sebebi var Anadolu’mun, peygamber çiçeklerine hasret, Hasretim Anadolu’mun gülen, burnumda tüten güllerine, Hasretim anama geçmişime, insanıma, toprağıma gülenlerime, Bayramımız, özlemlerin sonu, özlemin sonsuzluğu olmasın. Mehmet SÜMER
  7. Mehmet SÜMER, HAYIRLI OL ÇOCUĞUM Dünyaya ilk bakışında umutlarım gizliydi ayan oldu, gözlerimden gözlerini ısladım, Göğsümde bulduğum senin sıcaklığın ve tıtreyip de coşkulu sevesim geldi, İlk baba deyişin, mutluluğuma dönüşüp de yaşama sevincim oldu unutamam, Dünyaya ilk bakışında umutlarım gizliydi ayan oldu, gözlerimden gözlerini ısladım. Ben yapmak isteyip de yapamadığımı sende görüyorum eğil hayırlı olda başar, Çocuğum hayatını sevgi üzerine kur, sevgi dünyası yücelsin kavgalar bitsin sevilesin, Hayırlı ol kendine ülkene insanlığa hizmet aşkın hep artsın da ben mutlu olayım, Dünyaya ilk bakışında umutlarım gizliydi ayan oldu, gözlerimden gözlerini ısladım. Mehmet SÜMER
  8. İSTANBUL İSTANBULUMUZ İstanbul nail olamayanın hayali kavuşanın tatlı belalı aşkı, Topkapı da yerde para bulunan, yorgunum sonra alırım denilen şehir, İstanbul Anadolu dan güvenip uçabilenlerin hava limanı, Bir tarafta koynunda bereketi, bir tarafta yokluğun üşümesi. İstanbul, dışında olanın hülyası içinde olanın tatlı belası, Sahip olanın önemsemediği, olmayanın özlediği, İstanbul yeşille mavinin iç içe geçmişliğinin portresi, Boğazın serin sularında arşın arşın kulaçlamalarım. İstanbul Tarihin asaletimizle buluşmasının şanlı eseri, Neşe elem sevinç mutluluk ve sorunları kucaklayan, İstanbul, bizim onurumuz ellerin hedeflerinde yar alan sembolleri, Barışın sevginin yeşerdiği sevenlerin buluştuğu mekânların ası. İstanbul, gençken gelinen yaşlanınca dünyaya gözün açıldığı yere dönülen, İstikbal uğruna soluksuz geçen, özlemle anılan fırtınalı günler, İstanbul, Eyüp, Fatih hazretleri ve onurla anılan bunca maziyi kucaklayan, Dünyanın gözbebeği vazgeçilmez uzanılamaz umutların beşiği, İstanbul gönüllerde taht kurmuş Anadolu’ nun çok şey beklediği Velhasıl anlatılamaz İstanbul, İstanbul, İstanbul’ umuz her şeyimiz medeniyet, kültür şehrimiz,İstanbul’ umuz. Mehmet SÜMER
  9. Mehmet SÜMER, ÇEVRE İSYANI Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz, Çevremiz hıçkırıyor beni neden katledersiniz, İnsan çevresiyle yaşar beslenir ve hazlanır, Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz. Ülkeler var, katleder canlı cansız her şeyi, Dönüp dünyaya nutuk atar pervasızca, Çevreci olun der kendine bakmaz küstahça, Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz. Çevrecilik sanki mağdur ülkelerin şiarı, Uygar diye cakalanır vah bilmezler arı, Onlar kırıp dökecek ne var ne yok, zalimlerin harmanı, Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz. Sanma ki dünya horlanır da sana hiçten kalır, Bilelim ki Dünya bize bırakmaz anı gelince öcünü alır, Koymaz yanımıza hoyratça tükettiğimiz varı yoku, Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz. Ekosistem faktör vericiliği sonsuz değildir, Umarız insanlık konuya hassas eğilir, İş işten geçmeden Evreni kıymak terk edilir, Çevre biziz bizler hasis olup kendimizi bitirmişiz. Mehmet SÜMER
  10. Paylaşma sevinci Sür sefanı haklı, haksız senin ediminin olmasa da, geri kalma, Birileri her şeye rağmen yakıp yıkıp gönülleri karartarak coşkulu olsa da Ne çıkar, biri masumken gülmeyi başarmak için yapmacık yüzlerle avunsan da Gönlünden gelmese de hoş görünmeye kendini zorlayıp adasan da Ne çıkar hak etmeden hoş olsan, kimileri haksızca ızdırap içinde yaşayarak, Masumun derdine eğilip de hiç harekete geçmek için dertlendin mi, Sevinçli olmanın özü güç vermektir, gönülden gelerek, paylaşarak, Ne çıkar hak etmeden hoş olsan, kimileri haksızca ızdırap içinde yaşayarak, Mehmet SÜMER
  11. Haklı Ve Hakça Yaşamak Başarmak bir nefes süresi kadar değil, Hayata gerektiği kadar bilerek eğil, Aman sende dersen ki gaflettir, Emeksiz saadeti yaşasan da o senin hakkın değil. Hedefin hep hak ederek amaca varmak olsun, Eller basitçe gururunu okşayarak gülerse, Bil ki eksik olan bir şeyler var, Haklı olmak için özünde inançla bir bedelin olsun. Hoş gelecek hayatı imar ederken, kendine mahsus farkın olsun, Sabır sığındığın güvendiğin liman olsun, Başarmak sonuna kadar direnip ilk varandır, Başkasından önce kendine güvenin inancın olsun. Başarmak yolunda zamanı verimli kullan, Hem çalış hem de geç kalmadan hak et ve yaşa, Eş zamanlı hayatın tadını idrak edemezsen, Gün gelir iş işten geçince bocalayıp düşersin telaşa. Birileri onu var bunu var diye dert etme, Sende hak ederek kazanmayı bil, Sadece hasetle kendini yıpratıp yorulma, Hayatın anlamı her yol hak değil düsturunu bil. Mehmet SÜMER
  12. Ülkemizin farklı yörelerinde yaşayan insanlarımızın hiç biri veya grubu ayrıcalık talebinde bulunamaz. Söz konusu vaki talepler olsa da karşılanamaz karşılanmamalıdır. Ülkemizde onurlu yaşama konumu elde edebilmek için imkan ve şartlar mevcuttur. Kimse istismar ve kolaycılığa kaçmamalıdır.
  13. ANADOLU SENTEZİ Mehmet SÜMER, Asırlardır Anadoluluyu yurt edinmiş kültürü dini dili yöresi m,enşei kutsalları ayırt edilmeksizin yaşayan insanlarımızın ayrılığa düşmeden birlik beraberlik içinde hızla her konuda rekabetin arttığı zamanımızda güç birliği içinde muasır medeniyetin üstüne çıkmayı bilmemiz gerekiyor. Bunun bir mucize olmadığını bariz bir şekilde kanıtlamış milletiz. Ekonomi, sosyal, kültür, eğitim insan hakları, çevre, demokrasi, hukuk, adalet vs tüm konularda öne çıkmayı başarmamız kaçınılmazdır. Tarım ve sanayi toplumu olmayı aşarak bilgi toplumu normlarını yakalamış ülkelerin gerisine kalmayı süreklilik haline getirirsek asaletimize tezat düşmüş oluruz. Anadolu' nun tüm kesimlerinin birlikte sevinç ve heyecan duyduğu konuları artırmak, geliştirmek gerekir. birlikte sevinip üzülmek bir çok sorunların yok olmasına sebep olacaktır. Çanakkale ahh.. Çanakkale o kaynaşma, birlikte yurdun her köşesinden gelip ölürsen şehit kalırsan gazi coşkusuyla aynı hedefe kilitlenip mücadeleyi kazanan Anadolu evlatları, aynı ruhu yeniden canlandırmalıyız. Çanakkale ruhunu yeniden birlik beraberliğimiz ve muasır medeniyeti aşmamız konusunda da göstermeliyiz. yeniden Anadolu birlik ruhunu canlandırmalıyız ANADOLU SENTEZİ MALAZGİRT' DEN ÇANAKKALE RUHUNU BİRLİK BERABERLİK, KALKINMAYA VE GELİŞMEYE YÖNELİK ZİNDE TUTMAK GEREKİR.........
  14. Mehmet SÜMER, SİVİL ANAYASA OLAĞANDIŞILIĞIN TÜREVİ OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR Hedeflenen fen veya sosyal bilimlere dayalı bir prosesin üretilmesi, mutlaka sürecin başında ön çalışmalarını üstlenecek, ileriki çalışmalara veri tabanı oluşturacak dokümanın sağlanması için ön çalışma grubu veya grupları ihdas etmek şeklinde olması isabetlidir. Bu uygulama konuyla ilgili başarıya varma açısından zaman, zemin, kaynak ve tutarlılığı kaybetmemek için önem taşımaktadır. Düzenlenecek ve millet tarafından kabul edilecek anayasanın fizıbıl olabilmesi için teknik ön çalışmaların olması kaçınılmazdır. Yasalar isabetsiz çıkarıldığında anayasalar tarafından uygunsuzluk tezine tabi tutulduğu gibi, Anayasanın birey ve toplum ihtiyaçlarını karşılamaya dönük tutarlılık kompozisyonu mutlaka milletin onayından geçecektir (milletin kendisi veya millet adına tasarruf yetkisi bulunan meclis).ANAYASALAR, SÜNİ DURUMDAN VAZİFE ÇIKARANLARIN İNSİYATİFİNDE VE ESERİ OLMAK ZORUNDA MIDIR? SİLKİNMEKSE, MİLLET ÖNGÖRÜSÜ GEREĞİ SİLKİNMELİDİR. YENİ BİR BAŞLANGICIN GEREĞİ TOPLUMSAL VİZYONUN TÜREVİ OLMALIDIR. Düzenleyen olağanüstülük, düzenlenen milletin geleceği olmamalıdır. Zorlayıcı konjoktürllerin sonucu oluşturulan anayasa metinleri, milletin ihtiyaçlarından çok konjonktürü oluşturan azınlığın işine yaramaktan öteye gitmemektedir. Milletin ve evrensel doğruların referans olduğu normlar hiçe sayılıp, kendi oluşturdukları referanslar millete kalıcı çare olmaktan uzaktır. . BAZI İŞGÜZAR ODAKLARIN SAPLANTI EZBERLERİNİ, AKILCI VE METİN DAVRANIŞ ORTAYA KOYARAK BOZMAK GEREKİR.. Son zamanlarda belli çevrelerin gündeme getirdiği " KURUCU MECLİS" kavramı, millete rağmen, kendini milletin hamisi görmek ve yukardan bakma alışkanlığının eseridir. Söz konusu fikirler için kurulmamışlık fotoğrafı ve kuruculuk ihtiyacı milletimizin ihtiyaçlarıyla örtüşmemesi ilgi çekici ve memnuniyet vericidir Ülkemizin her bakımdan başarıyı yakalamış konumda olması, yüksek refah düzeyini temin edebilecek, ekonomik, sosyal, kültürel, ahlaki stabilizasyonun sağlanması ihtiyacı, olağanüstülük zihniyetinin kuruculuk ihtiyacı ile çatışmaktadır. Toplumsal hayatın doğal, meşru insan olmaktan ileri gelen istek ve ihtiyaçlarının önüne, eksantrik, sivri terbiyeci fantezileri olan odaklar geçmemelidir, Malum düzenleyiciler, eyer kendileri adına aynı çizgiyi takip edecek istedikleri kurucu meclis dışında, bir kadro olsa, kurucu meclis gündeme gelmez. BİZİM İŞİMİZE GELİRSE OLSUN, BİZİM İŞİMİZE GELMEZSE MİLLETİN İŞİNEDE GELSE OLMASIN, Zihniyeti haksız, yersiz bilimsellikten uzak düşüncedir. Böyle bir meramın tahakkuku mümkün olmamalıdır. MİLLET VE ÜLKE ADINA UZUN SOLUKLU İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAYACAK BİR ANAYASANIN HAYIRLI OLMASINI UMUYOR VE TEMENNİ EDİYORUM.. Mehmet SÜMER
  15. nasılsınız mehmet bey.

  16. size rep vermek istedim :$

  17. durumunu güncellememiş

  18. Teşekkürler, sürdürülebilirliğin temini hem üretimi hemde tüketimi dengeli yapmaktan geçmektedir. Sorun sadece uzun vadede kendini göstermiyor, kısa vadede de açığa çıkıyor.
  19. EKOSİSTEM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SONSUZ DEĞİLDİR, Mehmet SÜMER Yerküremiz maalesef basiretsiz idarecilerin beceriksizlikleri karşısında, hoyratça kullanımın bedeli olarak isyanını ortaya koymaya başlamıştır. Ekosistemin bağışlayıcı özellikleri istismar edilmesi, sürdürülebilir dengenin sadece düzenleyici ülkelerin dışındaki ülkelere empoze edilmesi, gelişmiş toplumlar çevre ihlallerinin olmaması için sadece kendilerinin dışındakilere telkin ve direktif vermeleri, her türlü artığı dışarı enjekte etmeleri,(dış gelişmekte veya geri kalmış ülkelere yasadışı yollarla ihraç etmeleri) karşılığında dünyamızın sonsuz olmayan direnci kırılmaktadır. Sürdürülebilirlik salt kalkınma veya gelişmeyle birlikte anılmanın ötesinde, yalnız başına değer ve anlam taşır, önce fayda sunan denge sürdürülebilirliği kanıksanmalı yaşam ahlakı haline gelmelidir. Yoksa her türlü tabii denge ihlallerinde bulunarak kalkınma tercih edilirse, dünyamız ayırım yapmaksızın hatası olan ve olmayan, tüm insanlığa acımasızca toplam maliyet faturasını kesecektir. TABİİ EKOSİSTEM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İSTİKRARINDA AKSAMANIN BEDELİ, HERTÜRLÜ KALKINMANIN SAĞLAYACAĞI GETİRİDEN AĞIRDIR. Sanayi devriminin başlangıcından, 1763 de buharlı makinenin bulunuşundan başlayarak bu güne değin süren acımasızca her türlü doğa düzenini hiçe sayarak, masum üretim süreçleri dışında, başka toplumları kahretmek üzerine üretim seferberliği ve haksız kazanç sağlamanın bir bedeli olacaktır, oluyor da. Oluşturdukları burjuvazinin lüks tatminini ancak mazlum toplumların perişanlığı üzerine kuranlardan, doğa nimetlerini dengeli kullanmayı beklemek saflık olur. Başkasının çok zararı üzerinden elde edilen az kazançlar bile tercih edilmiştir. Dünyamızın geldiği son durum, tarihi süreci okuyanlar için anlaşılmaz değildir. Acımasız ekonomik düzen için de artık; ÜRETMEK İÇİN TÜKET-TÜKETMEK İÇİN ÜRET DÖNGÜ HIRSI DOĞAL GÜZELLİKLERİ İSRAF ETTİRMEKTEDİR. Yerküremizin ortalama ısısı, her geçen gün yükselmekte, yükselen ısı su miktarını azaltmakta, yetişen gıda ürünlerinin rekoltelerini düşürmektedir. İnsanın yaşanabilir temiz çevre ile muhatap olması gittikçe zorlaşmaktadır. Bu durum maalesef refahını elde eden başkası, cefasını çeken bir başkası gibi adaletsiz tabloyu türevlendirmektedir. Dengeli, yaşanabilir, adaletli çevre paylaşımının sağlandığı bir dünya temennisiyle Mehmet SÜMER, Ekonomist BİLGİYLE, İLGİYLE, ÖZENLE, GÜVENLE
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.