şirin

Sen üzülme bana sevgilim, idare ediyorum işte İttire ittire götürüyorum hayatı bilinmezliği ile... Sen üzülme suskunum diye. Söküklerini dikiyorum gecenin. Ay ile yıldızları birleştiriyorum, Gök ile güneşi, martılar ile denizi, güzel ile çirkini... Yaşam ile ölüm arasındaki bu maratonun Son finalini koşuyorum nefes nefese. Sen üzülme ara sıra ağlıyorum diye Adına yazdığım tüm şiirleri fırlatıp attım da denize O canımı yaktı biraz.... Yoksa iyiyim ben. Kızma bana gecenin karanlığına takılıp kaldım diye Merak etme; güneş bana da doğacak Beni de yakacak, içimi yeniden ısıtacak Denizin tuzu tenimi ısıracak Huzur; giyilmemiş bir elbise gibi Ruhumu sımsıkı saracak. Gelmek istersen yeniden bana Kapım açık tüm sevdalara Geleceğin zaman haber ver Ya da dokun yüreğime Gün ışığı aydınlığında

hoşgeldin aramıza

çiçekler için teşekkürler... en sevdiğim çiçek papatyadır....teşekkür ederim papatyalar için...

teşekkür ederim verdiğin cevap için arkadaşım...bu cevabınla ne kadar görgülü, ne kadar bilgili ve çevrene karşı ne kadar saygılı bir insan olduğunu gösterdin ???????

ya koca koca insanlarsınız...tartıştığınız konuya bakın...ramazan ayında oruç tutana saygı olsun mu ?olmasın mı?...yakışıyor mu sizin gibi üniversite mezunu,görgülü, bilgili insanlara....yazık!..yazık diyorum yazık...konuşulacak tartışılacak o kadar çok konu varken tartıştığınınz konuya bakın...ülkemiz hangi gençliğe emanet....bi de türk'sünüz yani.... alman firmasında çalışıyorum..şirket sahiplerimiz alman olduğu halde ramazan ayında oruç tuttuğumuz için saygıdan sigarasını çıkıp dışarıda içiyor...bizim üniversite mezunu,m.kemal atatürk'ün ülkemizi emanet etttiği türk gençliği de kalkmış bugün oruç tutana saygı olsun mu olmasın mı bunu tartışıyor....yazık gerçekten yazık

boşuna uğraşma giden geri gelmez....seni seviyor olsaydı, terketmezdi...

54

bu soruyu çözen olabileceğini sanmıyorum

suyu iç içte sakın yemek arasında içeyim deme....fena halde göbek yapıyo benden söylemesi....

birinci çiçeğim esprili kişiliğiyle dikkat çeken,sivri dilli arkadaşım,bana sinir şey diyen made in turkey!'e ikinci çiçeğim sevimli ve cana yakın tavırlarıyla tanıdığım kuşadalı_emix'e... üçüncü çiçeğim geveze forumdaşım sezar1'e gelsin... (niye gönderdiğimi ben de bilmiyorum) dördüncü çiçeğim seviyeli bir şekilde forumu renklendiren alaturka ve arman çiftine gelsin beşinci çiçeğim espriden anladığı için marcus'a altıncı çiçeğim de golgi aygıtı'na geliyor (ama nedenini ben de bilmiyom işte)... amma da çok çiçek gönderdim ya.... bi çiçekte benden dreamer'e geliyor (seni birine benzetiyorum emme...neyse)

eeeee....ben kime vericem çiçekleri...kimseyi tanımıyom ki??????????

gel beraber arap bacı olalım...ben bugün zaten bi sinir oldum bi sinir oldum..herşeyi yüzüme gözüme bulaştırıyorum sinirden...bi de bu bulmacayı çözmeye uğraşırsam artık tamam yani...

bu ne yaaaaa?...bişey anladıysam arap bacı olayım...

yok ya ben de o kabiliyet ne gezerrrrr duygusallık yoktur kanımda...

ADI HÜZÜN HAYATIN... güneş battı. yine akşam oldu... sensiz sessiz bir karanlığa büründü sokaklar yüreğimde amansız bir sızı, içim alabildiğine karışık... yaralı bir kuşun kanat çırpışı kadar sitemliyim hayata... ve bitmek bilmeyen bir hüzün! şimdi iç çekişlerimin bastırılamaz isyanı var. sabahın buğusunda,akşamın esen yelinde kuytu,çok uzak yerlerde arıyorum seni özleme, hasrete yenilen çocukluğumu yakalıyorum saçlarından ta derinden duyuyorum yıllar önceki gözyaşlarımı nedeni bilinmez, hala ağlıyor gözlerim hala o derin yara kanıyor... dedim ya bilinmez işte... hiç hesapta yokken yaşanılan şeyler takılıyor zihnime... bir kardelen çilesi,bir papatya hüznü çöküyor üstüme... ve ben yalnız yaşıyorum hayatı, acıyı,mutluluğu yalnız tadıyorum... buralar soğuk,buralar karanlık sensiz... dipsiz bir kuyu belki de, anlatılmaz,yaşanır derler ya hani.. işte o hesap benimki de... hayatın tek gerçeği belki de... koskoca bir hüzün...

al benden de o kadar... ama hiç iyi birşey değilmiş.bunu zamanla öğrendim..öyle ki bedeli bir hayli ağır oluyor...

iyi ki beni gerçek hayatta tanımıyorsun...

yavvv vallah gördüğün ben değilim...dublör dublör...

beni terkedip gidecek,sonra birgün tekrar gelip hayatıma girmeye çalışacak...?... kapı hangi taraftaydı....tarif etmeme gerek var mı acaba?...girdiği kapının nerede olduğunu biliyordur sanırım... birincisi ona bu şansı tanısan bile seni tekrar bırakmayacağını nereden bileceksin. ikincisi ona bir daha nasıl güvenebileceksin?... bu soruları kendine sor derim.... şahsen ben asla affetmem...

rock müzik ve teoman konseri... yaş 21-gençliğinin baharında çıtır bi dilber... henüz evli değilim.ama evlendiğim de kocam olacak deyyus beni boynuzlamaya kalkarsa dakika sektirmem ben de onu boynuzlarım...(altta kalanın canı çıksın hesabı) dinime bağlıyımdır ama gereklerini yerine getirmem...sadece içten bir inanç....(keşke daha fazlasını yapabilseydim...)

önceleri sessizdir ayrılanlar mutluluğu başka yerde ararlar oysa geçen günlere yakınırlar ayrılıktır bu çeken anlar için için har gibi kaplar bütün benliğini bir garip olursun bunun ardından bazı bir rüzgar gibi eser ayrılık yeli giden sevgilinin ardından

uyyyy...uşağum hoşceldün daaaaa

ahhh ahhhh....lise yıllarındaki şiir defterim geldi aklıma...

hoşgeldin....

1. İnternet bilgi,paylaşım,dostluk ve arkadaşlık aracıdır.Çöpçatanlık değil !.. 2.İnternette aşk yaşanmaz (zaten aşkın kendisi bi defa saçma) İnternet tanışma ortamı yaratabilir ama aşkı reelde yaşarsın.Görmeden ve hissetmeden aşk yaşanmaz. 3.Evlilerde sevebilir ama doğru bir davranış değildir. 4.Sanal sex tamamen sapıklıktır.Bunun doğrusu eğrisi olmaz. 5.Bunun cevabını ancak Ayşe verebilir.. 6.Bu devirde aşk mı kaldı be arkadaş ?...