doçent tarafından postalanan herşey
-
İSLAM ZERDÜŞTİĞİLİN ARAPSAL MEZHEBİMİ?
merhaba önce islam ve zerdüştilık arasındaki yoğun benzerliği el alalım islam zerdüştilik allah hura mazda muhammed penta Zarathustra (Zerdüşt) kuran avesta şeytan Agna Mainyu Ahriman sırat köprüsü Çinvato pereto cennet iyilikler ülkesi cehennem kötülükler ülkesi 5 vakit namaz 5 vakit ateşe tapma sembol kabe sembol ateş oruç oruç kelimeişehadet Fravarane islamda kelimei şehadet "Ben Allah'ın birliğine, Muhammed'in onun kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim." zerdüştilikte Fravarane Ben kendimi Mazda'nın tapıcısı ve Zarahustra'nın takipçisi olarak açıklıyorum. Kötü güçlerin düşmanı iyi güçlerin dostuyum. Ahüra Mazda'nın kurallarına bağlıyım." zerdüştilikte beş vakit ibadet Zerdüştiler’in günlük beş vakit ibadetleri’nin (Namah) vakitleri ile birlikte İslamiyet’te aynen sürdürüldüğünü ,Zarathuştra (Zarathustra-1995) okuyanlar bilirler. Bu beş vakit ibadet, 15 yaşından itibaren her Zerdüşti için yerine getirilmesi farz olan dini görevlerdendir. Vakit ibadetlerine Zerdüştiler ”Gâh” diyorlardı. Gâh, Avesta’da uzay’ın adı olarak geçer. Orta dönem Zerdüştiler’in ”Çarx-ı Felek” dedikleri uzay, Zarathuştracılar’ın inancına dünyanın etrafında döner. Bu Gâh’lar işte döner bir çark olan uzayın beş dönüş peryoduna tekabül ederler. Ama Zarathustracılar bu beş vakit ibadetin sebebini, dönen uzayın beş peryodunu karşılamak ve bu peryodlara saygı göstermek olarak izah ediyorlar. Sabahları yerine getirilen vakit ibadetinin adı; Hâvani Gahı’dır. Bu ibadet; Orta dönem Zerdüştilik’e (Akamenidler Dönemi Zerdüştiliği’ne) göre Güneş’le özdeşleştirilen Mithra’nın (Havani Vakti’nin Efendisi) koruması altında yapılan bir ibadetti ve takriben gündoğumu sırasında icra edilirdi. Öğlen vakti icra edilen ibadete; Rapithwina Gahı adı verilmişti ve bu ibadet de Mithra’nın koruması altında yapılırdı. İkindi Vakti icra edilen Uzayêirina Gahı ise takriben günbatımı saatlerinde veya saat üç cıvarında icra edilirdi. Bu ibadet Apam Napat’ın koruması altında yapılırdı.. Akşam Vakti icra edilen ibadetin, yani; Aiwisruthrima Gahı’nın Fravaşiler’in koruması altında olduğu farz edilirdi. Yatsı ibadeti ise gecenin ikinci yarısında icra edilirdi ve Uşahina Gahı adını almıştı. Bu ibadet Sraoşa’nın koruması altında yapılırdı. Bu ”koruması altında yapılırdı” sözcüklerini siz ”Tanrı’nın emri altında bulunan O Yazata’nın bizi korumasının sağlanması için icra edilirdi” şeklinde de anlayabilirsiniz. Bu ”namazları kılmak” için Zerdüştiler bir de abdest alırlar. Ayaklar, eller ve yüz ibadetten önce mutlaka temizlenir Ama ay halini yaşayan kadınlar bu halin devam ettiği süre içerisinde vakit ibadetlerine katılamazlardı. Bunların tümü aynen Müslümanlık’ta da sürdürülmüştür. ve son nokta muhammedin öğretmeni islam tarihinin en tanıdık siması Selman Farisi(iranlı eski mecusi yani zerdüşti) şimdi sorumuza gelelim temel ibadet gibi noktalarda salt zerdüştiizmden yaralanılmışmı? şu an ki islam zerdüştizmin arapsal versiyonumu? namazından abdestine hatta adet halindeki kadının ibadetine kadar tüm noktalarda ikiz benzerlik yaşan bu durum nasıl açıklanır? zerdüş eğer bir peygamberseki muhammd hamidullah bir eserinde zerdüştün budanın elçi olduğunu beyan ediyor kuran isadan sadece 630 yıl evvel gelen bu sistemden neden bahsetmez? kuranıda bırakalım incil kendisinden sadece 630 yıl evvel gelen bu şeriati nasıl olurda es geçer en ufak bir açıklama dahi yapmaz? kuranın kafir dediği kabul etmediği pagan dediği mecusi dediği toplum ve o toplumun kitabı avesta kuransal noktaları kurandan 1200 yıl evvel açıklarken kuranın desteklediği incil nasıl olurda bu tarz ilaha ibadet noktasındaki ayrıntıları hatta konuları içermez?
-
2 AYET 2 SORU
merhaba Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de sor: Biz Rahman'dan başka ibadet olunacak ilahlar yapmış mıyız?( ZUHRUF 45) Soru 1: Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de sor Burada muhammed yüzyıllar önce ölmüş olan bu peygamberlere nasıl bu soruyu sorabilir? O çağda hala yaşayan başka peygamberler varmıydı? Üstelik muhammed o sırada allah ile konuşuyor yani bunları söyleyen allah, yani diyorki bana inanmıyorsan peygamberlere sor. Bir allah nasıl olurda peygamberine birşeyler söylerken "git şunlarada sor" der? Soru 2: Biz Rahman'dan başka ibadet olunacak ilahlar yapmış mıyız? Rahman allahın sıfatlarından birisi bu konuşan ise rahmanı yapan birisi olmalı çünki "Biz Rahman'dan başka ibadet olunacak ilahlar yapmış mıyız?" diyor. Bu rahmanı yapan kim? Bu konuşan kaç tane ilah yapmış çünki "rahmandan başka ilahlar" diyor. Rahmanı yapan varmıdır? SORU 2 allah beddua(kötü dua )edermi? müdessir suresi 18 Zirâ o düşündü, ölçtü, biçti. 19 Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 20 Yine kahrolası nasıl ölçtü, biçti. 21 Sonra baktı, 22 Sonra surat astı, kaşlarını çattı, 23 Sonra arkasını döndü, böbürlendi: 24 "Bu dedi, rivâyet edilip öğretilen bir büyüden başka bir şey değildir." burada kısaca bir müşrik muhammedi dinliyor konuşmaları tartıyor ve sen elçi değilsin bu insan sözü diyor akabinde bu beddua ayet olarak iniyor şimdi 1-allah beddua edermi? 2-dua kabul etmesi işçin allaha yapılır burada allah bedduasını kimden kabul etmesini istiyor kendindan üstün bir tanrısımı var? 3-burada beddua eden allah değilde muhmammed ise neden kendi bedduasını allah sözü olarak kitabına alıyor 4-allah beddua etmek yerine sonsuz gücü ile o inkarcıyı hemen yakamazmıydıda sadece kızgınlıkla beddua ediyor gücü yokmu? SAYGILAR SEVGİLER
-
insan bilinci bir çipe aktarılabilirmi?
merhaba arkadaşlar bir konuda okumuştum ses elektirik dalgası olduğundan asla kaybolmazmış!(katii bilgim yok sadece duydum) bu ne derece doğru bilemiyorum ancak doğru olduğunu var sayarak şu tezi sizelere bilgi edinmek için sunuyorum! bildiğiniz gibi bilinç insanın yegane varlığıdır! hayat bittiğinde aslında sadece bilinç dediğimiz sistem kapanır! 1- bilinç bir elektiriksel veriler topluluğumu? 2- bilinç (veya program diyelim) bir çipe aktarılabilirmi? yani ileride uzaya yayılan ses dalgalarını bulabilecek bire sistem geliştirilirde 1000 yıl evvel konuşan insanın ses dalgası tesbit edilip sese dönüştürülse aynı yöntemle bilinç dediğimiz sistem bir çipe aktarılarak yeni bir bedene nakil edilebilirmi? bu dsayade beden asla aynı beden olmayacak ancak bilinç yani program ebedi yaşayacak değilmi! sorum bu sayglar sevgiler
-
Teizm "tek tanrı"cılığa uygun mudur?, Tersten bakış...
merhaba kuranın veya incilin ne yazdığını nasıl gördüğünü değil dindeki psikolojiyi görmeye çalışmaktayız burada herakliyus veya isa yarı insan yarı tanrı rolünü almakta isa ile muhammed ise elçilik rolünü paylaşmakta anlatmak istediğimiz nokta bu idi muhammedin kuranına göre muhammed sadece bir elçidir+sevgilidir+miraçta ilahı ile görüşen yegane insandır muhammede göre(kuranı tasarlayan ve siyasetine uygun olarak yazan kişi) kendisi ilahının sevgilisi tüm kainaın yaratılma sebebidir bunu göz ardı etmeyiniz lütfen saygılar
-
Teizm "tek tanrı"cılığa uygun mudur?, Tersten bakış...
merhaba meseleyi sadece islam noktasında ele alırsak yanlış yaparız "inanç" adı üzerinde aklın önüne geçen zayıf iradelerde hayat bulan inanç bu bir psikolojik rahatsızlık bence
-
Teizm "tek tanrı"cılığa uygun mudur?, Tersten bakış...
Tarihe baktığımızda tanrıcı dinlerin evrimini görebiliyoruz. İlkel dediğimiz, milattan önceki zamanlardan mitolojilerin, teizm ile bugünkü şekillerini aldığı aşikar. Mitoloji hikayeleri, insanların doğa olaylarını açıklayamamalarından yola çıkılarak bir takım uydurma karakterlerin kutsallaştırılmasını esas alıyor. Etkisizleşme sürecinde, oluşturulan karakterlerin görevleri ve bu görevleri nasıl yaptıklarıyla ilgili hikayeler, Gelişen bilim ile safsatadan ibaret olduğu basit halk tarafından anlaşıldığında dönem dinin süreci tamamlanıyor.Bir gerçek var ki, islam ve islamcı toplumlar ilerleyen bilimden nasibini alamamış, dünyada ezilmeye ve yok olmaya yüz tutmuşlardır. Çok tanrılı dinlerin getirdiği hikayelerin savunulması zorlaştıkca tanrılar azalmış, tanrıların yerlerini yardımcı rolündeki simgeler almıştır. Bu simgelerin yalanlanamaması için ise peygamberler nesnel olmayan şeylerle dinlerini pazarlamayı tercih etmiştir. Tıpkı cennet-cehennem, sur borusu, cebrail, azrail gibi.. Tanrıcılığın evrimiyle ilgili bu sıkıcı ama bilinmesi gereken gerçekleri belirttikten sonra asıl konuya giriş yapıyorum. Ben her zaman deistlerin olası tanrı görüşünü mantıklı bulmakla birlikte teistlerin sözde yüce tanrı ile aralarına kitaplar, insanlar, doğmatikler sokmalarını komik buluyorum. Ve teistlerin aslında tektanrıcılıkla alakalarının olmadığını düşünüyorum. Teistler, hikayelerindeki en üstün karakteri tek tanrı olarak belleyen dönemin mitolojicileridir. Çok tanrılı dinlerde tanrılar akrabadır. - Teizmde zeus gibi büyük baba karakterini üstlenmiş, her varlığın yaratıcısı bulunur. Her varlık babanın yaptığıdır, çiftleşme olmaksızın oluşan bir akrabalık söz konusudur. Çok tanrılı dinlerde tanrıların güçleri belirli alanlarda yoğunlaşmıştır, paylaşılmıştır. - Teizmde baba karakteri bütün güçlere sahiptir ve bu baba karakterinin yarattığı nesnel olmayan varlıklar tanrının belirli alanlarla ilgili verdiği güçlere yoğunlaşmıştır. Yazının başında "Çok tanrılı dinlerin getirdiği hikayelerin savunulması zorlaştıkca tanrılar azalmış, tanrıların yerlerini yardımcı rolündeki simgeler almıştır." demiştim. Çok tanrılı dinlerde tanrılar ölümlü/ölümsüz olabilir. - Teizmde baba karakteri yarattığı yardımcı ve nesnel olmayan varlıkların pek çoğuna sonsuz yaşam vermiştir(örn: melekler). Fakat çok tanrılı dinlerde bazı tanrılar henüz ölmemesine rağmen dünyanın yok olduğu anda ölecektir, tıpkı yardımcı simge İsa gibi. Çok tanrılı dinlerde tanrılar türlü kıskançlıklar yüzünden birbirleriyle savaşıp iktidarlarını kaybetmiştir. - Teizmde baba karakterinin yarattığı ve melekleri kadar değer verdiği "şeytan", kendisiyle yaşadığı restleşme sonucu iktidarını kaybetmiş, sürgüne gönderilmiştir. Çok tanrılı dinlerde tanrılar dünyayı güçlerini gözler önüne sermek için yaratmıştır. - Teizmde baba karakteri, dünyayı ve haliyle insanları kendisine tapmaları kulluk etmeleri için yaratmıştır... Başka söze gerek var mı?.. Sonuç olarak, teizm'in aslında günümüz mitolojisine verilen isim olduğunu ve tarihin tekrardan ibaret olduğu gibi uzun yıllar sonra bilimin şimdiki zamana göre tavan yaptığı dönemlerde insanların günümüzdekileri küçük göreceğini düşünüyorum. Tıpkı binlerce yıl önceki yunan mitolojisine inanları küçük gördümüz gibi gibi.. Zeus = Allah = ahura mazda Hades = Şeytan = ehrimen herkül(isa) = muhammed = zerdüşt kuran = avesta cehennem = kötülükler ülkesi cennet = iyilikler ülkesi sırat köprüsü = cinvat köprüsü Bu kadar benzerlikten sonra Deizm'in tanrısı ile Teizm'in sözde tek tanrısını bir tutabilir miyiz? Saygılar sevgiler
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba soru algılamak veya hissetmek sevgili soru neden siz allahı hissetiğinizde(duygusal noktada algıladığınızda) sorun olmamakta fakat başka bir birey diğer metafizik bir varlığı algıladığında hissetiğinde "mesela hisporatamusu"sizin algınıza göre sorun olmakta ve siz o bireyi sizin gibi algılamadığından dolayı azab ile korkutmaktasınız? bu algının çelişkili boyutunu nasıl açıklayacaksınız?
-
Sizce siz neden varsınız?Hiç düşündünüz mü?
MERHABA sevgili muhterem illa bir neden! olmalımı? mesela sizin ilahınız "bayan" al-ilah nedenlide yaratıyor nedensizde!(sebeblide sebebsizde) hiç düşündünüzmü! "bayan"al-ilahın sebebsiz yarttıklarını neden ona sormadığınızı? saygılar sevgiler
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba soru sevgili soru konuyu anlamamakta diretiyorsunuz! biz (allahaha inanmıyorum)allah isimli mitolojik ve metafizik varlığın var olmasında başkasına muhtaç olup olmamasını değil sözde yarattığı varlıkları neden yarattığını anlamaya çalışıyoruz. 1- eğer mitolojik ilah allah veya zeus veya horus vs tüm evreni yaratmış kendini bir yaratıcı olarak tanıtmış ancak gerisine karışmamış olsa idi dedğiniz "el-vacid" dediğiniz noktada anlam kazanırdı. ancak karşımızdali allah başka ilahlara savaş açan "bana tapın" "bana yalvarın" "benim dediğim gibi yaşayın" "benim dediğim gibi harcayın" gibi kavramları bilakis insanlardan isteyen(bu istemek ne sebeble) buna sebeb olarakta ŞEYTAN'ı gösteren bir ilah! mitolojik varlık ademin neden cennetten kovulduğunu neden dünyaya indiğini ve al-ilahın neden iblis ile hangi konuda pazarlık yaptığını araştırmalı ve muhtaçlık kriterinin nerede var olduğunu bulmalısınız? allah insanın kendisini tanımasına ve sadece kendisine tapmasına muhtaçtır yoksa iblis ile yaptığı iddiayı kaybedecek iblise fikirsel noktasa yenilecektir allahın en büyük egosu tanınmak sebebi ise sadece iblis ile girdiği iddiadır en büyük endişesi ise tanınmamak iblise yenilmektir gazabı kızgınlığı bağırması hakaret etmesi korkutması sadece bundandır. (bu arada "allah=muhammeddir" yani allahı yaratan siyasetini yerleştirmek için allahı kullanan muhammeddir) saygılar sevgiler
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba dayı haklısınız aynen insan gibi bu sebeble kuran insan yazması diyoruz kurana baktığımızda insan gibi!!! kızan bağıran küfrden hakaret eden gazaplanan bir tanrı profili görüyoruz gazaplanmak! kızmak! hakaret etmek! küfretmek! aşağılamak! bunları incelediğimizde mesela! hakaret etmek! bu psikolojik vakadır. "hakaret etmek"karşıdaki bireye istediğini kabul ettiremeyen bireyin bir anlamda çaresizliğinden oluşan tepkisidir! kuranı gruplar halinde psikologlar eşliğinde incelesek karşımıza narsist bir yaklaşım çıkar.
-
Günah ne...
merhaba hay hak beni bağlayan şey(ne ise)bana yasak muhammede serbest ise o allah iki yüzlüdür AHZAB SURESİ 50. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. BİRDE BENİM BAY allahtan ricam banada nikah kıyması AHZAB SURESİ 37. (Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir. BUNLARI VERMEZSE ALLAHI TANIMAM SAYGILAR SEVGİLER
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba soru açılımı iyi etüd etmişsiniz fakat kritik noktayı atlamışsınız bakınız biz size(inananlara)şunu anlatıyoruz "misal" allah var diyelim onun varlığının tanıklığını yapacak olan ne varsa allah ona muhtaçtır hani kudsi hadis derya "ben gizli bir hazine idim bilinip tanınmak istedim" işte bu "bilinmek istemek" ve "tanınmak istemek" tanrının olmazsa olmaz ihtiyacıdır! bakın kritik noktayı iyi etüd edin allah hiç bir şeye muhtaç değilm diyemez çünkü varlığının bilinmesi için bana(allah haricindeki her şey)muhtaçtır burada onun bu ihtiyacını giderirken ondan bir şey eksilmesi veya çoğalmasını değil bilakis onun ihtiyacının en temel unsurunu görüyorz. varlığının bilinmesi için tanrı (bu allah olur nirvana olur horus olur) kendi haricinde kendisini tanıyacak olanlara MUHTAÇTIR bu tanrının en büyük zafiyetidir. misal bu gün ilahınız al-ilah(pagan araplarının ay tanrıçası büyük put) tüm dünyayı hatta tüm kainatı yok etsin gizli kalsın bilinmesin bu onu tanrı olmaktan çıkarır işte tanrının en vaz geçilmez egosu budur tanınmamak
-
ap açıkmı ?karmaşa bir kitapmı?
merhaba süheyla muhterem Bakara (2) —– -Elif, Lam, Mim Ali İmran(3) —- Elif, Lam, Mim Araf (7) ——— Elif, Lam, Mim, Sad Yunus (10)—— Elif, Lam, Ra Hud (11)——— Elif, Lam, Ra Yusuf (12)—— Elif, Lam, Ra Rad (13) ——– Elif, Lam, Mim, Ra İbrahim (14)—– Elif, Lam, Ra Hicr (15)——— Elif, Lam, Ra Meryem (19)—-Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad Ta-ha (20)——-Ta, Ha Şuara (26)—— Ta, Sin, Mim Neml (27)——–Ta, Sin Kasas (28)——Ta, Sin, Mim Ankebut (29)—-Elif, Lam, Mim Rum (30)———Elif, Lam, Mim Lukman (31)—–Elif, Lam, Mim Secde (32)——-Elif, Lam, Mim Yasin (36)——–Ya, sin Sad (38)———-Sad Mümin (40)——Ha, Mim Fussilet (41)—-Ha, Mim Şura (42)——– Ha, Mim (1.ayet), Ayn, Sin, Kaf (2. ayet) Zuhruf (43)——-Ha, Mim Duhan (44)—— Ha, Mim Casiye (45)—– Ha, Mim Ahkaf (46)——-Ha, Mİm Kaf (50)———–Kaf Kalem (68)——Nun bunlar ap açık ayetlermi? lütfen açıklayınız bu arada "ya-"sin" kuranda çokça geçer "sin" in bir putun ismi olduğunu bir tanrı ismi olduğunu biliyormusunuz? saygılar sevgiler
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba soru sorumuza cevap vermek yerine sadece farklı nesnelerde detaya girmişsiniz ben cevaplayayım allah dediğiniz tanrı tanrı olabilmesi için bana muhtaçtır ben ise allahın haricindeki her şeyim bunu şöyle açıklayabiliriz tüm dünya sizin olswa fakat tüm dünyada sizden başka hiç bir insan veya hiç bir canlı olmasa siz ise çok büyük bir alim veya dr veya bilim insanı olsanız bunun hiç bir kıymeti değeri yoktur. ürettiğinizin değerli olması için bilinmeniz tanınmanız ve takdir elimeniz gereklidir(bu ihtiyaçtır)! işte allah dediğiniz (gerçekte arap pagan putu) soyut tanrıda tanrı olduğunun bilinmesi tanınması ve takdir edilmesi için kendi haricinde düşünen takdir eden bireylere muhtaçtır! pagan arapların ay tanrıçası put al-ilah farz edelimki var olsun fakat hiç bir şey yaratmamış olsun kimse onun varlığından bilgisinden gücünden haberdar olmadığından allah veya tanrı olamaz. bilinmsei için kendi haricindeki HER ŞEYE MUHTAÇTIR. saygılar sevgiler
-
Bir ateistin sorularına ALLAH ın HİKMETİ ve izni ile cevap!...
merhaba soru bir soruda benim srmama izin verin allah allah olmak için neye muhtaçtır? iyi düşünün sonra cevap verin saygılar sevgiler
-
Sümer-Tevrat-Kuran evrimi..
merhaba dostlarım güzel bir çalışma olmuş farklı pencerelerden dine ve tarihin bilinen başlangıcına hükmeden sümerlere dayanan güzel bir aktarım sizinle paylaşmak istedim saygılar sevgiler
-
ap açıkmı ?karmaşa bir kitapmı?
Kuran bir çok ayetinde apaçık bir kitap olduğunu belirtir hatta allah sadece apaçık bir kitap olduğunu söylemenin yetmiyeceğini düşünmüş olmalıdır ki bir de üzerine yemin eder.. İşte asıl komedi ise buradadır.. İlk ayetle ikinci ayet birden çelişivermektedir... KASAS SURESİ: 1. Ta, Sin, Mim. 2. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir. Arap putu al-ilah ilk ayette ne olduğu belirsiz anlaşılmayan kelimelerden sonra ikinci ayette ise dalga geçer gibi Bunlar apaçık kitab ın ayetleridir diyorsun.. Peki o zaman Ta, Sin, Mim nedir? Sadece bu ayetler değil, bunun gibi bir çok yerde hokus pokus tarzında anlamsız söylemler mevcuttur.. Bakara (2) —– -Elif, Lam, Mim Ali İmran(3) —- Elif, Lam, Mim Araf (7) ——— Elif, Lam, Mim, Sad Yunus (10)—— Elif, Lam, Ra Hud (11)——— Elif, Lam, Ra Yusuf (12)—— Elif, Lam, Ra Rad (13) ——– Elif, Lam, Mim, Ra İbrahim (14)—– Elif, Lam, Ra Hicr (15)——— Elif, Lam, Ra Meryem (19)—-Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad Ta-ha (20)——-Ta, Ha Şuara (26)—— Ta, Sin, Mim Neml (27)——–Ta, Sin Kasas (28)——Ta, Sin, Mim Ankebut (29)—-Elif, Lam, Mim Rum (30)———Elif, Lam, Mim Lukman (31)—–Elif, Lam, Mim Secde (32)——-Elif, Lam, Mim Yasin (36)——–Ya, sin Sad (38)———-Sad Mümin (40)——Ha, Mim Fussilet (41)—-Ha, Mim Şura (42)——– Ha, Mim (1.ayet), Ayn, Sin, Kaf (2. ayet) Zuhruf (43)——-Ha, Mim Duhan (44)—— Ha, Mim Casiye (45)—– Ha, Mim Ahkaf (46)——-Ha, Mİm Kaf (50)———–Kaf Kalem (68)——Nun Değerli Müslümanlardan ricam Arap putunun apaçık dediği kitapta ki bu kelimeler nelerdir... Buyurun izah edin bakalım..
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
devam edelim eski türklerin yaratılış destanı YERİDİNG PÜTKENİ (Yerin Yaratılışı) Herşeyden önce su vardı. Yer, ay, gök, güneş yoktu. Tanrı (Kuday) ile Kişi vardı. İkisi de birer kara kaz gibi su üzerinde uçuyorlardı. Tanrı bir şey düşünmüyordu. Kişi, yel çıkarıp suyu dalgalandırdı; Tanrı'nın yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin Tanrı'dan güçlü olduğunu sandı; daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı; suya düşüp dibe battı. Boğulmak üzereydi. "Bana yardım et!" diye bağırıp Tanrı'dan yardım istedi. Tanrı "Yukarı çık!" dedi, o da sudan çıkıverdi. Sonra Tanrı, "Sağlam bir taş olsun!" dedi. Suyun dibinden bir taş yükseldi. Tanrı ile Kişi, taşın üzerine oturdular. Tanrı, Kişi'ye "Suya dal, suyun dibinden toprak çıkar!" diye buyruk verdi. Kişi, Tanrı'nın buyruğunu yerine getirdi. Suyun dibinden çıkardığı toprağı Tanrı'ya götürdü. Tanrı, Kişi'nin getirdiği toprağı suyun üzerine serperken "Yer olsun !" diye buyurdu. Buyruk yerine geldi, yeryüzü yaratıldı. sevgili sarı göl saygılar
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
MERHABA SARIGÖL HİNT MİTOLOJİSİ YARATILIŞ ANLATIMI Tanrı, kozmik bir sudan göğü ve yeri yaratıyor. Aynı zamanda İndra'yı bu sudan var ediyor. İndra, Sama adlı bir içkiyi içerek güçleniyor, öyle büyüyor, genişliyor ki, bitişik olan gök ve yer ayrılılarak birbirinden uzaklaşıyor. Arayı da İndora kaplıyor. Bu arada diğer Tanrılar yaratılıyor. İnsanın nasıl yaratıldığı belli değil. S.N. Kramer, Mythologies of Ancient World içinde W. Norman Borew, 'Mythology of İndia." ÇİN YARATILIŞ EFSANESİ Bu kaynak MS 3. yüzyılda yazılmış. Gök ve yer bir tavuk yumurtası gibi bir arada. Bundan Pan-ku çıkıyor. 18 bin yıl sonra bu dağılıyor. Parlak ve ışıklı olan göğü, ağır ve karanlık olan yeri meydana getiriyor. Tekrar 18 bin yıl geçiyor, gök her gün on ayak yukarı çıkıyor, yer her gün on ayak sıklaşıyor.. Bunların arasındaki Pan-ku da her gün on ayak genişliyor. Böylece gök ve yer arası bugünkü uzaklığa ulaşıyor. Derk Badde, "Myths of Ancient World" JAPON MİTOLOJİSİNDE YARADILIŞ Başta yağdan bir okyanus var. Bundan kamışa benzer bir nesne fırlıyor. Buna Tanrı adı veriliyor. Arkadan kadın, erkek çift çift Tanrılar oluşmaya başlıyor. Fakat hepsi yok oluyor. Sonuncu çift, İzanagi erkek ve İzanami kız kardeşler yok olmuyorlar. Onları meydana getiren Tanrının emri üzerine gökyüzü köprüsü üzerinde duruyorlar. Ellerindeki mücevherli göksel bir kılıcı uçsuz bucaksız tuzlu suyun içine daldırıyorlar. Suyu karıştırarar koyulaştırıyorlar. Kılıcın ucundan damlayan su okyanusta Onogora adasını meydana getiriyor. Bu çift adaya iniyor ve adayı ülkenin orta direği yapıyorlar. Bu çiftin birleşmesinden birçok ada oluşuyor, çeşitli Tanrılar, denizler, dalgalar, dağlar meydana geliyor. Tanrıça İzanami'nin sol gözünden Güneş Tanrıçası, sağ gözünden Ay Tanrısı oluşuyor. SÜMER YARATILIŞ EFSANESİ İlk olarak her taraf büyük bir su idi. Bu suyun Nammu adında bir Tanrıçası vardı. Bu Tanrıça gök ile yeri kaplayan Evren dağını doğurdu. Bu dağın tepesi gök, alt kısmı yerdi. Gök Tanrısı An ve Yer Tanrıçası Ki'nin birleşmesinden oğulları Hava Tanrısı Enlil meydana geliyor. Enlil gök ile yeri ayırıyor. An göğü, Ki de Enlil ile yeri alıyor. Enlil ile Bilgelik ve Suların Tanrısı Enki, yeri, bitkiler, ağaçlar sular ve hayvanlarla donatıyor. TEVRAT YARATILIŞ EFSANESİ Dünyanın Yaratılışı BÖLÜM 1 Yar.1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. Yar.1: 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu. Yar.1: 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı. Yar.1: 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu. Yar.1: 6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. Yar.1: 7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. Yar.1: 8 Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu. Yar.1: 9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. Yar.1: 10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü. FENİKE YARATILIŞ DESTANI Başlangıçta çetin bir rüzgarla kaos vardı. uzun süre sonra bu ikisi birbirine karıştı ve yumurta biçiminde bir kitle meydana geldi. Bu da ortadan ayrıldı. Gök, yer, yıldızlar ve hayvanlar böylece yaratılmış oldu. SEVGİLİ SARIGÖL BU İNSANLARINDA TELESKOPLARI YOKTU FAKAT MUHAMMEDDEN BİNLERCE YIL EVVEL BU HİKAYLERİ SÖYLEDİLER SAYGILAR
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
merhaba sarıgöl sizin için üzülüyorum tevratı okursanız veya daha eski ve mitolojik inançları sizin bu yazdıklarınızı yeri göğü genişletme konusunu çok daha ayrıntılı görürsünüz yazdıklarınızı çok iyi okuyorum sadedce aynı nakarat tekrar ediliyor neyse siz inancınızla mutlu olun bir gün sizde bizim yanımıza geleceksiniz saygılar
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
merhaba sarı göl sevgili sarıgöl yine aynı hataya düştünüz beni sürekli yüce!allahınızla mukayese ediyorsunuz bana sürekli türkçe içindeki yabancı kelimelerden bahis ediyorsunuz ben insanım mükemmel olmayan kusurlu bir varlığım fakat sizin ilahınız al-ilah sizin alatımınızla mükemmel bir varlık yani bu tarz konularda arapça dedi ise arapça olmalı değilmi yani hiç bir şeye ihtiyaç duymayan her şeyin ihtiyaç duyduğu ilah'! buna ihtiyaç duymamalı değilmi birde şu konu var kuran anlatımı ile burada allah neden bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissetti mantık şuki bir kimse arapçayı bilmesede kendi dilini bilen bir arap olabilir değilmi bu sayede anlatımlar hatta arapçada olmayan başka dilde olan bir çok kelime bu anlatımla AP AÇIK ARAPÇA olan kurana sızabilir değilmi? hali hazırda sızdığı gibi birde son soru araştırdınızmı? saygılar
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
merhaba müslümanlar anlamadığınız anlamak istemediğiniz nokta şu defaat ile tekrar ettim allah isimli mitolojik ilah tüm evreni ve tüm dilleri yarattım diyor kuran isimli kitabıda arapça indirdim diyor soru şu allah kuranda diğer dillereden karışan kelimelerin arapçasını yaratamayacak kadar zayıfmı ben bir insan olarak sorarım ilahi olduğu bildirilen bir kitapta ilah diye anılan varlığın kelimelerine dikkat ederim neden bay allah başka dillerden kapılan kelimeleri kullandı neden arap arapçasına yeni kelime yaratmadıda(mesela allahça)var olan diğer dillerden alıntı yaptı aslında alıntıyı yapan kim allahmı muhammedmi? keza Bel'am, Yaiş, Addas, Yessar, Cebr, İranlı Selman kimdir? "And olsun ki biz, onların:'O'na (Muhammed'e) bir insan öğretiyor kesinlikle.' Dediklerini biliyoruz. Savlarını dayandırdıkları kimsenin dili yabancıdır. Buysa (Kur'an), apaçık bir Arapça'dır."(Nahl, ayet:103) Yukarıdaki ayette, Muhammed'e öğreticilik ettiği söylenen kimsenin, "Arap olmadığı, yabancı olduğu" belirtiliyor. Yunanlı Bel'am, Yaiş.. Kimilerine göre, Muhammed'in öğretmeni, bir Yunanlı köleydi. Bel'am adında bir köle. İbn Abbas anlatıyor: "Peygamber, Mekke'de köle olan birine öğretimde bulunuyordu. Yabancıydı. Puta tapardı. Adı da Bel'am'dı. Peygamberin yanına girişinde ve çıkışında putataparlar görüyorlardı. 'Muhammed'e her şeyi öğreten Bel'am'dır..' diye konuştular." (Bkz. Taberi, Cami'ul-Beyan, 14/119) Ya da Yaiş'ti üzerinde durulan köle. Bel'am için söylenen, Yaiş için de söyleniyordu. "Yaiş, Muhammed'e öğretmenlik yapıyor" deniyordu. (Bkz. Aynı yer) Ya da, Muhammed'e öğreticilik eden köle, Cebr'di. (Bkz. Aynı yer) Ya da, Yemenli CEBR, YESSAR, ADDAS. Ayetteki Cevap "Muhammed'e öğreten Tanrı değil, insandır.." diyenlere, ayette verilen cevap ne ölçüde doyurucu? Cevap, yukarıda verilen ayetin anlamında da görüleceği gibi şöyle: Muhammed'e öğrettiği söylenen kişi, Arab değildir, yabancı biridir. Kur'an'sa apaçık Arapça'dır. Öyleyse, Muhammed'e sözü edilen kişi ögretmiş olamaz. Oysa, Arapça'yı bilen yabancı biri de Muhammed'e "eskilerin söylencesi"nden, "Tevrat"tan, "Incil"den, başka "kutsal metin"lerden birtakım "bilgiler" verebilirdi. Ileri sürülen de bu. Muhammed, aldığı bilgileri, Arapça kalıplara döküp, kendi uslubu içinde sunmuş olamaz mıydı? Kaldı ki, "apaçık Arapça" diye nitelenen Kur'an'da; Yunanca, Süryanca, Ibranca, Koptça.. gibi dillerden birçok sözcük bulunduğunu, müslüman incelemeciler bile örnekleriyle yazıyor. (Bkz. Suyuti, el Itkan Fi Ulumi'l-Kur'an, Arapça, Mısır, 1978, 1/178-185) Kur'an'da bu denli değişik yabancı sözcüklerin bulunması da "Muhammed'e yabancının (ya da yabancıların) bilgi verdiği, öğrettiği" yolundaki savı desteklemez mi? Muhammed'e bir yabancının ya da yabancıların yanında, bir ya da birkaç Arap da ögretmiş olabilir. İslam için çok önemli bir kaynak, "Müseyime"dir. Müseylime, müslimcik demektir. Müslümanlar, onu küçümsemek için böyle demişler, ayrıca da "kezzab" yani "çok yalancı" demeyi uygun görmüşlerdir. Müslümanların bir sövgüsüdür bu. Anlaşılıyor ki, onun kendi adı "Müslim"di. Bu adı taşımış olması çok önemlidir. "Islam" ve "müslim" sözcüklerinin kaynağına götürür niteliktedir. Müslümanlarca sövülen, aşağılanan bu kişiye, "Rahman", "Yemame Rahmanı (Yemameli Rahman" da deniyordu. Yani adam aslında böyle ünlüydü. Bu da çok ilginç. Bir başka ilginç olan da, Mekke'lilerin, Muhammed'e söyledikleri şu sözler: "Bize ulaşan bilgiye göre, sana öğreten (Tanrı değil), Yemame'deki şu adamdır. Rahman denen adam. Tanrı'ya ant içerek söyleriz ki, biz Rahman'a inanmayız." (Bkz. Ibn Ishak, Siyer, tahkik ve ta'lik: Muhammed Hamidullah, Arapça, Konya, 1981, s.180, fıkra: 254) Mekkeli'lerin bu söyledikleri nedensiz miydi? Müseylime, daha doğrusu "Müslim", bir başka adıyla "Rahman", Yemame'nin Hanifeoğulları kabilesindendi. Ilgiç üç ad: "Müslim", "Hanife", "Rahman".Bu adlar, hele ilk ikisi bir araya gelince daha da ilginçlik kazanıyor: Kur'an'da islam inanırlarının, "müslim"lerin "ad babası" olarak tanıtılan Ibrahim (bkz.Hacc,ayet:78) için hem "Hanif" hem de "Müslim" denir. (Bkz.Bakara:135; Ali Imran:67,95; Nisa:125; En'am:161; Nahl:120,123.) "Peygamber" olarak yer alan Ibrahim, kısa anlamı ile "yıldız tapımı" demek olan Sabiilik Dini'nin "peygamberi"ydi. Islam kaynaklarından yaptığım incelemelerden vardığım sonuç bu. Muhammed de ilk ortaya çıktığında Sabii olarak niteleniyordu. (Bkz.Buhari,e's-Sahih,Kitabu't Teyemmüm,/6,c.1,s.89) Sabii'liğin dili Süryanca'ydı. "Allah", "Kur'an", "Furkan", "kitab", "melek" ve daha bir çok sözcük gibi "Islm", "müslim", "hanif", ve "Rahman" da bu dilden geliyordu. (Bkz.Aziz Günel,Türk Süryaniler Tarihi,Diyarbakır,1970,s.46-48;Suyuti el Itkan,1/180-184;Doğubilimci Arthur Jeffery,The Foreign Vocabulary of the Quran,Kahire,1938,s.12 ve ötk.) Yine benim incelemelerimden vardığım sonuca göre: Yıldız tapımı, "Sabiilik" adı altında, Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerine de kaynaklık eden bir din olarak kurumlaşırken, özellikle Ortadoğu'da "Müslimler"i ve "Hanifler"i içine alıyordu. Önce, "Müslimler" vardı, sonra "Hanifler" kolu meydana geldi. Ibrahim, bu kolun "peygamberi"ydi. Işte, "Yemame Rahmanı" diye ünlü "Müslim (Müseylime)" ve ondan çok şey öğrendiği anlaşılan Muhammed de bu kola bağlıydı. (Sabiilik konusunda geniş bilgi için, bkz. Eren Kutsuz-Turan Dursun, 'Saçak Dergisi', Subat 1988, sayı 49.)
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
merhaba hanif sizde diğer inanç sahipleri gibisiniz yani bildirilen açıları yok oılamaz gibi söylemlerle kapatmaya çalışmaktasınız allah adı hangi dilde var bir yazsanız? bakalım ipe sapa gelmez olan bizmiyiz islammı? saygılar
-
kuran kendini yalanlıyor(ilahi değilim ben insan yazmasıyım!)
merhaba sarıgöl sevgili sarıgöl işte bende bunu söylüyorum mesela bir kitap yazdım ve sadece türkçe kullandım dedim sonrada başladım diğer dillerden araya sıkıştırmaya insan sormazmı kardeş iddianla yazımın birbirini tutmuyor diye keza bu kitap(kuran)ilahi demektesiniz yani allah dahi dedikten sonra diğer dillreden alıntı yapmaya mecbur kalmış yani firdevsin/cennetin/rahmanın/kuddusün vs arabçasını yaratmamış hazır olan diğer dillerden kopya çekmiş zaten ince nokta burası kopyacı kim? her şeyi YARATAN!!!(dilleride)yüce allahmı?!!!!!!!!!!!!!!! yoksa allahı dilediği gibi kullanan muhammedmi? soru bu sevgili sarıgöl sizin efendiniz bizden 1400 evvel yaşadı 1400 yıl evvelki hikayelerin çoğu unutuldu sizin "tabletlerden daha şimdi çözüldü bak 1400 yıl evvel kuran hamanı yazmış" dediğiniz hikayereler o zamanlar daha taze idi. muhammedin bu hikayeleri diline alıp aktardığı malum en azından meryem suresi ile luka incili yaratılış bab 1 karşılaştırın anlarsınız evet yaşayan diller birbirini etkiler burada mesele allah isimli mitolojik varlığında bu dillerden etkilenmesi sizin teferruat dediğiniz nokta aslında kuranın ne olduğunu en aydın noktası(kuran insan yazması) düşününki insan hücresinin içerisine gen haritasını yerleştirecek kadar külli ilim sahibi allah!!kuranı yazarken arabça diyor fakat en büyük ismi allah dahi arapça değil!! bun ne yaman çelişki bay allah? siz henüz inandığınız allah isimli tanrının gücünü ilmini!!!bilmiyorsunuz muhterem
-
Cinlerin Namazı..Cinleri Camisi Mescidi..
merhaba sevgili dayı haklısınız cin bilinmeyen görğnmeyen gizli varlıklar değil aksine bilinen görünen varlıkladır bir farkla mesela evimizde diğer odada bebeğimiz uyusun onun sesini duymayalım kendisini görmeyelim fakat odada uyuduğunu(var olduğunu)bilelim arab diyarında bu olay cinnidir yani o an bebeğimiz cindir diğer anlatımla var olduğunu bildiğimiz ancak o an 5 duymuzla hissedemediğimiz varlık cinnin ta kendisidir inanç sistemlerinin var ettiği cin kavramı ise sadece hayalidir saygılar