karçiçeği_m tarafından postalanan herşey
-
Eski Sevgiliye Mektup
BİŞEY DEĞİL ARKADAŞIM ALLAH GÖNLÜNE GÖRE BİRİNİ VERİR ELBET.SEN YURTDIŞINDAYDIN DİMİ İŞİN ZOR AMA HAYIRLISI NE DİYELİM
-
Eski Sevgiliye Mektup
AŞK ADINA CANINI ACITAN İÇİNİ SIZLATAN BİRİ YOKSA VEYA OLMADIYSA ŞAYET: 1.BU İYİ ŞEYDİR DEMEKKİ SENİ ÜZEN KALBİNİ KIRAN BİRİ ÇIKMAMIŞ.BUNDAN SONRADA KİMSENİN SENİ KIRMASINA İZİN VERME. 2. YAZIK BU DUYGUYU TATMAK LAZIM.MUTLAKA İNSANIN İÇİN İTİTRETEN HATIRLADIKÇA ALIP BİR YERLERE GÖTÜREN BİRİ OLMALI VEYA OLMALIYDI...... SENİN DURUM BİRAZ VAHİM BACIM ACİLEN BİRİNE AŞIK OL,SONRADA SENİ TERKETSİN
-
AŞK YOK MU AŞK?
Bitti O Sevda.. Bitti o sevda kesildi cigliklari martilarin Su gibi bitti, suya karsit gibi bitti Itti kiyiyi adina deniz dedigimiz birsey Unuttuk ikimiz de her turlu yetinmezligi Kaybetti kumarda gozlerim Kaybetti kumarda gozleri. Bir koru ruzgarlandi gogus boslugumuzda sanki Uzaklasti agaclar birbirlerinden Yakinlasti agaclar birbirlerine Yani her soluk alip verisimizde bizim Bir mekik gibi kalbin Bir mekiki gibi kalbim Isleyip durdu bu yitikligi yeniden. Ne kaldi Farkinda misin bilmem Gunduzler.. Gunduzler biraz azaldi.
-
Eski Sevgiliye Mektup
OFF OFFFF BU SAYFA TAM BENLİK.(YA ALATURKA BİLİYORMUSUN YAZACAK OLSAM SAYFALAR YETMEZ ŞU KAVUŞAMADIĞIM SEVGİLİYE.AMA O YETENEK NERDEKİ SAYFALAR DOLUSU YAZAYIM BENİMKİDE LAF İŞTE).3YILIN SONUNDA BANA BIRAKTIĞI SADECE BOŞ BİR YÜREK.GALİBA ONUN GİDİŞİYLE BEN SEVME DUYGUMU KAYBETTİM. HÜKÜMSÜZDÜR
-
İNSANLARI TANIMAK!
İnsanlarin birbirini tanimasi icin en iyi zaman, ayrilmalarina en yakin zamandir", der Dostoyevski...Veda acisi, kabugunu soyar insanin; yildizini kaziyip cirilciplak ortaya serer. Birlikteligin örttügü tüm kusurlari ayrilik sergiler. Bir ayrilik arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlariyla yüzleşilir. "Ölene kadar" diye söz verilmiştir, ama "ölüm yolunda" başka tercihler belirmiştir. Kararsiz prensesin vicdani azap cekerken 7 cücelerin somurtkani "aklini başina" al diye fisildar kulagina; haytasi ise "kalbinin sesini" dinle diye cekiştirir eteginden. Hep hayran bakan gözlere, hatalar takilmaya başlar. "Ama"yla biter alelade iltifat cümleleri: "Sen iyi bir insansin, ama arkadaşlarin kötü", "Seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu degilim", "Ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim" vs..vs.. Sonra gelsin uykusuz geceler... bir türlü karar verememeler...ruhen gidip gelmeler... "Hele biraz daha zaman gecsin" diye nikah ertelemeler. Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar.. "Aslinda bütün bunlar bizim iyiligimiz icin"e kendini kandirmalar. Sonrasi hep ayni: Bekleyenin "Hani sonbaharda buluşacaktik. Hazan geldi gecti,sen gelmez oldun" sizlanmalari. Bekletenin "Geliyorum az kaldi" oyalamalari. Bittigini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikce hepten bataga saplanmalar. Terke makul bir gerekce ararken hepten carşafa dolanmalar. Veda konuşmasinda süslü iltifat cümlelerinin arasina, o cümleleri hicleştiren mayinlar serpiştirmeler. Üzgün görünmeler...bagiş dilenmeler..."...ama kacinilmazdi" demeler. "Sözünden caydin" yakinmalarini "Sen de eski sen degilsin. Degişmişsin" diye gögüslemeler...asil kendinin degiştigini bilmezden gelmeler... Ve son sahne: Terk edenin o mahcup "Gönlüm başkasinda" itirafina kar$ilik terk edilenin kirik calimi: "ugurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum". Ihanetler hep böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az aci verir. Ondan sonra dur durak yoktur: Güvenilmez aşik, sevdikce kiran, gezdikce ardinda bir kirik kalpler mezarligi birakan bir dervi$e döner. Artik acilara hapsolmuştur: Buluşmak istedikce ayrilacak,birleşmeye calistikca parcalanacak, sonunda terk ettiklerinin "ah"i tutup terk edildiginde mukadder yalnizligina kapanacaktir. CAN DÜNDAR
-
Eski Sevgiliye Mektup
NOT: SEVGİLİ ALATURKA MYDALİN KARDEŞ ŞUAN İSTANBULDAN YOLA ÇIKMIŞTIR HERALDE HAFTA SONU İÇİN GİTTİ.DÖNÜŞ BUGÜNE. ONUN YERİNE BİZ VARIZ BACIM YOKMU SENDE GÜZEL HİKAYELER SAYFAYI DOLDURALIM GELİNCE KRİZE GİRSİN NE OLMUŞ BURAYA DİYE
-
İtiraf ediyoruuum ..
İTİRAF EDİYORUM. BUNDAN YILLAR ÖNCE KARDEŞİMLE BAHÇEMİZDE OYUN OYNARKEN ERİĞİN DALINI KIRMIŞTIM.VE SUÇU KARDEŞİME ATTIM ANNEMDEN DAYAĞI O YEDİ..... ŞİMDİ KARDEŞİMDEN ÖZÜR DİLİYORUM...SUÇLU BENDİM VE YİNE İTİRAF EDİYORUM BİR ARKADAŞIMLA SALINCAK BİNERKEN İPİN KOPMAKTA OLDUĞUNU FARKEDİP (KARDEŞİMİN DAHA ÖNCEKİ ISRARLARINI O ANA KADAR REDDETTİĞİMİZİ NOT DÜŞEYİM )KARDEŞİMİN BİNMESİNE İZİN VERDİK.İKİ SALLANIŞTA YERE UÇTU VE KAFASI YARILDI.... ANNEMLERE OLAY TAMAMEN KAZAYDI DEDİK VE KÜÇÜK BİR YARIKLA ATLATTIK GÜNÜ
-
ATATÜRKÜ TANIMAK
"Atatürkçülük, Türkiyenin gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Türk milletinin iredesiyle oluşmuş, tarihi bir gelişmenin ürünüdür. Atatürkçülük, her şeyden önce millete haklarını tanıma ve tanıtmadır; millet egemenliğinin ifadesidir. Atatürkçülük bir kurtuluştur, milletçe bağımsızlığa kavuşmadır. Atatürkçülük, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmadır, batılılaşmadır;bir diğer anlamda da modernleşmedir; hür düşünceyi temsil eder, hürriyet ve demokrasi anlayışıdır. Atatürkçülük, modern bir toplum hayatı yaşama demektir; laik bir düzen kurma, müsbet bilim zihniyetiyle devleti yönetmedir. Bu iki anlamıyla Atatürkçülük, Türk toplumuna uygun sosyal ve siyasal kurumları kurma ve modern toplum olma demektir." SEVGİLİ HASAN YAZDIKLARINA YÜREKTEN KATILIYORUM.BİZİM GİBİ DÜŞÜNEN GENÇLER OLDUKÇA(BU SAYI EPEY AZALDI AMA) GELECEĞE DAİR GÜZEL UMUTLAR İÇİNDEYİM.ATATTÜRKÜ DİN DÜŞMANI GÖSTERİP ASLINI İNKAR EDENLERİ DE KINIYORUM" "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"
-
Adım Mehmet değil.))
karçiçeği_m şurada cevap verdi: kralx başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımABİ ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN YA TEBRİKLER...... HOŞGELDİN ARAMIZA İYİKİDE GELDİN RENK KATTIN
-
Benim basim kel mi?
karçiçeği_m şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımEE O ZAMAN SANADA BİR HOŞGELDİN.İYİKİ BURDASIN VE FORUMA RENK KATMAKTASIN.
-
SEVGİ
HOŞ GELDİN ANGELLUNA.HİKAYE GERÇEKTEN ÇOK GÜZELMİŞ.BİR TANEDE BEN YAZAYIM....... İKİ MELEK YERYÜZÜNE İNERLER VE BİR KÖYE VARIRLAR.KÖYÜN EN ZENGİNİ OLAN AĞANIN EVİNE MİSAFİR GİDERLER.AĞA HİÇ HOŞ KARŞILAMAZ DOĞRU DÜRÜST BİŞEY İKRAM ETMEZ GECEDE AHIRDA YATIRIR BUNLARI. SABAH OLUR BU SEFERDE KÖYÜN EN FAKİRİNE MİSAFİRLİĞE GİDERLER.EV SAHİBİ OLAN YAŞLI ÇİFT GÜLER YÜZLE KARŞILAR MİSAFİRLERİ ELLERİNDEKİ SON EKMEĞİ KENDİLERİ YEMEZ MİSAFİRE YEDİRİR GECEDE KENDİ YATAKLARI MİSAFİRE VERİP AHIRDA YATARLAR.SABAH OLUR İKİ MELEK YAŞLI KADININ FERYADINA UYANIR.BİR BAKARLARKİ YAŞLI ÇİFTİN TEK VARLIĞI İNEK ÖLMÜŞTÜR. GENÇ MELEK İSYAN EDER "BU NASIL ADELETTİR BÖYLE. BU KADAR İYİ NİYETLİ İNSANLARA BUNU NEDEN YAPAR ALLAH.O AĞA BOLLUK İÇİNDE YAŞARKEN BUNLARIN ÇEKTİĞİ NEDİR DER. YAŞLI MELEKTE DERKİ "GEÇEN GECE AĞANIN EVİNDE YATARKEN DUVARDAN SIZAN IŞIK VARDIYA ORADA AĞAYA VE YEDİ SÜLALESİNE YETECEK KADAR HAZİNE VARDI.BEN KALKIP O DELİĞİ ÖYLE BİR KAPATTIMKİ BİRAK AĞAYI YEDİ SÜLALESİ ARASA BULUMAZ.BU GECEDE AZRAİL YAŞLI KADININ CANINI ALMAYA GELMİŞTİ BENDE İNEĞİN CANINI ALMASINI SÖYLEDİM.........." SEVGİLER..........
-
AŞK YOK MU AŞK?
- AŞK YOK MU AŞK?
SEVGİLİ HAKAN BARAN .SENDE İNTERLOCKU ARATMAMIŞSIN TAM DAMARDAN GİRMİŞSİN YÜREĞİNE SAĞLIK.BU ARADA BLOCK HAZIRLAMAMIŞSIN HAZIRLADA ARA SIRA BAKAR NOT VERİRİZ HANİ- İMAM
SAĞIR KİM? Temel doktora gitmiş: - Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi... - Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim. Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş: - Karıcuğum bugün yemekte ne var? Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş: - Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var? - Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var- Bana Göre Komik Sizce?
ÖNCELİKLE ARAMIZA HOŞ GELDİN CRAZY.FIKRANA GELİNCE BENCEDE ÇOK KOMİKMİŞ.BENDE BİR TANE YAZAYIM BARİ BEN NE YAPIYORUM? Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder: - Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek. Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır: - Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk. Temel heyecanla: - Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti... Dursun: - Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun... Temel: - Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun...- ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
ÇOK SEVGİLİ VE AYNI ZAMANDA KIYMETLİ ABİM İNTERLOCK NEDEN BU KARÇİÇİYİNE ARTIK BİR MSJ YAZMIYORSUN.AYRAN İÇTİK AYRIMI DÜŞTÜK BEN SENİN İÇİN HAYRAN KİTLESİ TOPLAMAYA UĞRAŞIYORUM ABİ SENSE KARDEŞİNİ GÖRMEZDEN GELİYORSUN.ARA SIRA HATIRIMI SOR YANİ.ARTIK DENEYİMLİDE OLDUK İNSAN KARDEŞİNİ BİR TEBRİK EDER:) SAYGILAR ABİ.........- Kaç Kişi Böyle Sevebilir?
BU KADAR SEVEBİLİRMİSİNİZ ???? Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra... Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp ad! ama ve adma "Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep... Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, "Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten.... Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan. "Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..." "Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun! , burası bizimdir artık...." Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut..." Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği... Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." "Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın... Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle... İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu. Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldğını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs! durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline kutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu... Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum." "Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı: "Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım...." SEVGİLİ ALATURKA ÇOK GÜZEL BİR HİKAYEYDİ.BENİMDE OKUDUĞUMDA TÜYLERİMİ DİKEN DİKEN YAPAN BU HİKAYEYİ SAYFANA KABUL EDER MİSİN?- İlhan İrem
ÇOK SEVERİM İLHAM İREM'İ BİR ŞARKIDA BENDEN Gittiğin gün hayat bitti sanmıştım Gittiğin gün ölümü yaşamıştım Gittiğin gün zaman durdu sanmıştım Meğerse ben yanılmışım İşte hayat yine akıp gidiyor İşte hayat sensiz de yaşanıyor İşte hayat böyledir deniyor Zaman herşeyi siliyor İşte hayat yine akıp gidiyor İşte hayat sensiz de yaşanıyor İşte hayat böyledir deniyor Zaman herşeyi siliyor Öyle uzak şimdi bana, yaşadığım hatıralar Bir bulanık film sanki, senle dolu dakikalar Bak yinede zaman zaman, düşünürsem gözlerini Heryanımı anlatılmaz, yemyeşil bir sızı kaplar Bence artık sen sönmüş bir güneşsin Bence artık sen yankısız bir sessin Bence artık soluksuz bir nefessin Bence artık herkes gibisin İşte hayat yine akıp gidiyor İşte hayat sensiz de yaşanıyor İşte hayat böyledir deniyor Zaman herşeyi siliyor Öyle uzak şimdi bana, yaşadığım hatıralar Bir bulanık resim sanki, senle dolu dakikalar Bak yinede zaman zaman, düşünürsem gözlerini Heryanımı anlatılmaz, yemyeşil bir sızı kaplar İşte hayat yine akıp gidiyor İşte hayat sensiz de yaşanıyor İşte hayat böyledir deniyor Zaman herşeyi siliyor İşte hayat yine akıp gidiyor İşte hayat sensiz de yaşanıyor İşte hayat böyledir deniyor Zaman herşeyi siliyor Siliyor....Silmiyor.... Siliyor....Silmiyor.... Siliyor....Silmiyor.... SİLMİYOR İŞTE....- İMAM
TEMELLE DURSUN ORMANA GEZİYE GİTMİŞLER.TEMEL DURSUN'A: "ŞU ORMANIN GÜZELLİĞİNE BAK" DEMİŞ.DURSUN'DA "AĞAÇLARDAN BİŞİ GÖREMİYORUM Kİ" DEMİŞ- İMAM
İMAM BİR KIZ SEVİYORMUŞ İSTETMİŞ AMA VERMEMİŞLER.EZAN VAKTİ GELİNCE MİNAREYE ÇIKAN İMAM ALMIŞ MİKRONOFU ELİNE SIRADAKİ EZANI SEVİPTE KAVUŞAMAYANLAR İÇİN OKUYORUM DEMİŞ.- Merhabalar
karçiçeği_m şurada cevap verdi: ayende başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSENDE ARAMIZA HOŞ GELDİN AYENDE. GÖRÜŞMEK ÜZERE......- tamemen tesadüf
karçiçeği_m şurada cevap verdi: gündoğumu başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımARAMIZA HOŞ GELDİN GÜN DOĞUMU. SENİ ÇOK İYİ ANLIYORUM BENDE BURAYI BİR TESADÜF SONUCU KEŞFETTİM.O GÜN BUGÜNDÜR BÜTÜN İŞİ GÜCÜ BİR KENARA BIRAKIP(ZATEN Bİ İŞİM YOKTUDA )HERGÜN TAKILIYORUM BURAYA... SENİDE BEKLERİZ . SEVGİLER........- Dünya´yi güzellestirmek
geç kaldın ilk ben yazmışım- Dünya´yi güzellestirmek
Bir kıyıdan baktım dünyaya Ellerimde tuz, avucumda sedef Bir mavilik, bir açıklık Özgürlük hasreti Yüreğime vuruyor Nerede, nerede insanlar? Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak herşey O üzüntü birden gelir Yağmurlu havalarda Yeniden kurarım dünyayı ben Kederlerle Kimseler aşık değil mi bu şehirde Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak herşey Hava, martılar, ışıklı şehir Sarhoş ediyor beni yosun kokusu Hilesiz kucaklamak istiyorum Dünyayı, şehri ve seni Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak herşey- slm
karçiçeği_m şurada cevap verdi: kusadali_emix başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSLM EMİX.HOŞGELDİN ARAMIZA. BEN HAYATIMDAN ÇOK MEMNUNUM NE YANİ ŞİMDİ BURAYA YAZMAYAYIM MI DİYORSUN ATAOL BEHRAMOĞLUNUN GÜZEL BİR ŞİİRİ VAR HAYATA DAİR: " .................... Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir sey var; Yasadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karısırcasına, Çünki ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır, Ve HAYAT SUNULMUŞ BİR ARMAĞANDIR İNSANA!" - AŞK YOK MU AŞK?
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.