karçiçeği_m tarafından postalanan herşey
-
Günün Türküsü
DEĞİL MİSİN kaybolan şu benliğimi, alıp giden değil misin şu sızlayan yüreğimi yaralayan değil misin değil misin, değil misin yaralayan değil misin alıp beni ötelere, götüren sen değil misin gün oldu başıma hazır, gezer oldum diyar diyar ağustosta başıma kar, yağdıran sen değil misin değil misin değil misin, yağdıran sen değil misin ağustosta başıma kar, yağdıran sen değil misin elimde elin görmeden, eteğinden el öpmeden daha enel hak demeden, yüzdüren sen değil misin değil misin değil misin, yüzdüren sen değil misin daha enel hak demeden yüzdüren sen değil misin EDİP AKBAYRAM....
-
Şu an ne dinliyorsunuz
ACININ RENGİ-KIZILIRMAK
-
yaln1z b1rakm1yacag1n1z1 umar1m
karçiçeği_m şurada cevap verdi: mikrop78 başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımmikrop78 bu ismini çok aradın mI?neyse hoş geldin ne diyelim.... Gel, Yine Gel ! Ne olursan ol, Yine Gel ! İster Kâfir ol , ister putperest ol, ister Mecusi , İstersen yüz kere bozmuş ol tövbeni ... Yine gel ! Bizim dergahımız umutsuzluk kapısı değil; Umut kapısıdır. Yine gel.. Mevlana Celaleddin RUMİ (mikropta olsan gel YANEEEE )
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, ***** yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmet Arif Ahmet ARiF
-
Sevmek Dediğimiz
Özlemek Birden özleyiveriyorsunuz... Çoktan unuttuğunuzu sandığınız ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz. Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü, siz çarşaflarınızın arasında, bütün tehlikelerden uzak, güvenle yattığınızı sandığınız bir anda, usulca ruhunuza sokulup, sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri birer birer ateşleyiveriyor. İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz. Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak, ona dokunmak, onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi... Özlemek, o yakıcı istek, bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor. Özlediğiniz ise çok uzaklarda... Yanında olmasını istediğiniz halde yanınızda olmayan bir tek kişi, yanınıza bile yaklaşmadan, hatta onu özlediğinizden ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan, bütün hayatı, bütün görüntüleri eritip başka kılıklara sokuyor... Ahmet ALTAN
-
Atilla İLHAN
BELA CICEGI alsancak gari`na devrildiler gece garin saati bela cicegi hicbir seyin farkinda degildiler kalles bir titreme aldi erkegi elleri yirtilmisti kelepceliydiler cantasini karisi tasiyordu hic kimse tanimiyordu kimdiler gece garin saati bela cicegi ucuncu mevki bir vagona bindiler anlasildi erkegin gidecegi bir seyden vazgecmis gibiydiler bir turlu karisina bakamiyordu ayakustu birer bafra ictiler gece garin saati bela cicegi simdiden bir yalnizlik icindeydiler karanlik gelmisi gelecegi birdenbire sapsari kesildiler vagonlar usul usul kimildiyordu Atilla iLHAN
-
DUYGU IRMAĞI
FIRTINA ÇOCUKLARI burası yağmur ve deniz ülkesi özgürlük ve barışın sesi mavi ile yeşilin nikahı burada kıyıldı burada yazıldı hamsi ile mısırın aşkı fındık ile çay bu toprakta öpüştü şimdi özgürlük şimşekleri tekmeler karnını karanlığın inletir yeri göğü yıldırımlar değişim sancısıyla kıvranırken doğa aralar bacaklarını bulutlar salar suyunu aşağılara o zaman biz ıslanırız ezgisinde kemençenin yıkanırız bakışlarında hamsi gözlü güzellerin savrulurken yeşil saçları sisli kıyıların yaşarız günahlarını gizli aşkların biz fırtına çocuklarıyız ömrümüz sularda yağmurlarda geçer en çılgın aşıklarıyız doğanın deniz türküleri horon havası hamsinin hoplaması yansıtır bizi ormanların yeşil gülüşünden geçer sevgimiz deniz mavisinde yıkanır umutlarımız bütün renkleri en hızlı biz yaşarız mutluluğun resmini en güzel biz yaparız çünkü biz barış ve sevda türküleri yakan karanlıktan aydınlığa akan fırtına çocuklarıyız Ahmet İNCE
-
ELMANIN YARISI
Elmanın Yarısı (Alıntıdır) -------------------------------------------------------------------------------- Onunla bitmeyen bir kavganiz var. Karsi oldugunuz siddet bile olagan gelmeye basladi. Ona aci vermek, canini yakmak istiyorsunuz; Hatta zaman zaman öldürmek. Öfkelisiniz, Dis biliyorsunuz. Nefretinizi yüzüne haykirmak için sabahi zor ediyorsunuz. Sizi sinirlendiriyor. Telefonlarda tartisiyor, her bulusmada küsüyorsunuz. Hayatinizda yolunda gitmeyen her seyin müsebbibi o; öyle düsünüyorsunuz. Kiskançliginiz paranoya derecesine vardi. Ona hiç güvenmiyorsunuz. Kendinize de güveninizi kaybettiniz. Sik sik onu aldatmayi hayal ediyorsunuz. Daima husursuz, Marazi ve huysuzsunuz. Terk etmek istiyorsunuz, Onu, bu sehri... Aldiginiz hiç bir karari uygulayamiyorsunuz. Hayatinizda hiç bu kadar mutsuz olmadiniz. O halde siz, FENA HALDE ASIKSINIZ ! O halde sizin, Özlemleriniz dayanilmaz, Kavusmalariniz deprem gibi, Sevismeleriniz çilgincadir. ****** Sizi çok sevdiginden eminsiniz, Bu sevgi içinizi isitiyor. Öyle huzurlusunuz ki.. Ona güveniyorsunuz. O ayni zamanda en iyi arkadasiniz. Her seyi paylasiyorsunuz. Acilari, dertleri, zor günleri... Onsuz bir hayat düsünemiyorsunuz. Kendinizi en rahat hissettiginiz yer onun yani. Artik konusmadan gözlerinizle anlasabiliyorsunuz. Her konuda fikir birligi içerisindesiniz. Tartismaniz gerekmiyor, Küsmeniz de. O halde, Coskulu barismalariniz da yoktur sizin, Sevismeleriniz de halim selimdir, Öylesine, siradan. O halde, Hazir olun. YAKINDA ASIK OLACAKSINIZ ! Baska birine. ****** Tuhaftir insanoglu. Mutlulugun pesinde oldugu yalandir. Aciyi arar. Kuytu limanlarda çok duramaz, Firtinali, azgin denizleri özler. Her sey yolundaymis gibi göründügünde, Felaket yakindir. Ama bilmez bunlari, Firtinayi dindirmeye ugrasir. Bilmez, dindigi an bir yenisiyle oradan oraya savrulmaya nasil can atacagini, Bilmez... Tuhaftir insanoglu. Kendi yalanina inanir. Elmanin öteki yarisini aradigi yalandir, Hatta elma bile degildir aradigi.
-
AŞKI EN İYİ ANLATAN İKİ KELİME
SİZCE NEDİR...... BENCE........MUTLULUK VE HÜZÜN... DEVAMI SİZDEN
-
buyrun bakalım...
evet...olmaz demeyin...bir gün kalkıyorsunuz ve sevgilinizin sesini duyarak güne başlamak maksadıyla tele sarılıyorsunuz..anaaaaa oda nesi sevgiliniz artık sizin gibi konuşan biri olmuş....size hiç danışmadan cinsiyet değiştirmiş....ne yapardınız peki......
- Çağrışım
-
Hep Beraber Öykü yazalım
Molly yanağından süzülen göz yaşlarını hissetti ve yatağından fırladı..olamaz tüm gördüklerim rüyaydı herşeyin daha ne kadar başındayım dedi.alınması gereken ne çok yolu vardı..açıklaması gereken çok gerçek geride bırakacağı bir sevgili ve geleceğini bulduğunu düşündüğü yeni sevgili......derin bir off çekti içinden yok bugün olmamalı bu bitiş Joseph savaşa gidip gelsin o zaman konuşmalıyım herşeyi... sokağa çıktı ve ayaklarının connarın evine doğru sürüklendiğini farketti.kapıyı çaldı içerden ses duymasına rağmen açan olmadı.herlade müsait değil diye düşündü ve çıkıp biraz hava alsam daha iyi gelecek dedi.dublin sokaları akşam üsütü çok sakin olurdu.herkes liffy nehri kıyısında birasını yudumlamakla meşguldü...iş stresini bu şekilde atarlardı.mollyde bir masaya geçti ve bira aldı kendine.şimdi kendini daha bir çıkmazda hissdiyordu.çok sevmiştim ve bak şimdi ne hale geldik aslında bütün suç bende dedi.o gece okulun kaynaşma gecesinde çok içmemeliydim böylece connar beni etkileyemezdi..ama olan olmuştu ve artık seçimini yapmıştı..kendisini çok mutlu edeceğini düşündüğü adamdan yanaydı tercihi. ama keşke öyle oldaydı.connar biraz üçarı biriydi vede çok etkileyici girdiği her ortamda hemen bütün dikkatleri üzerine toplardı.o gece mollyden gerçekten çok hoşlanmıştı ama okadardı...biriyle ciddi bir ilişkiye henüz hazır değildi.ve bir kaç kız arkadaşı olmasının hiç bir mahsuru yoktu.....öylede yapıyordu zaten... akşam mollyi nehir kıyısında bulacağını biliyordu arkasından sessizce gitti ve gözlerini kapadı...molly onun olduğunu biliyordu sıkıca sarıldı connara.ikiside son derece mutlu gözüküyorlardı herşeyin yoluna gireceğinden çok emindiler...ama bilmedikleri bir şey vardı ..bir davetsiz misafir....Joseph kendi gelmişti dublin'e.dayanamamıştı mollyi görmemeye....arkadaşlarından nerede olabileceği öğrenmiş ve hemen buraya gelmişti....içinde bir kötü his vardı kötü şeyler olabileceğini biliyordu ama bunu beklemiyordu...molly ve connar dudak dudağaydı....o an içinden mollyi söküp attı o şehir artık zindandı onun için kaçıp uzaklara gitmek istedi yapamadı... zaten savaşa gideceksin..şimdi evine git babanla vedalaş Joseph dedi kendi kendine ve otobüse atladı daldı en derin hayallere......
-
Günün Türküsü
Bu Yıl Benim Bu yıl benim yeşil bağım kurudu Dolu vurdu yapraklarım çürüdü Benim de saz tutan elim var idi Şimdi bir köşede yatar ağlarım Benim ile lokma yiyip içenler Gölgemin altında konup göçenler Sizi zalim dar günümde kaçanlar Ben kendi kendime çatar ağlarım Çırpına çırpına bir yuva kurdum Bebeği görmedim kundağı gördüm Derya'da boğuldum karaya vurdum Çileden çileye bakar ağlarım Mahzuni Şerif'im budur ahvalim Zamane bozulmuş insanlar zalim Kıyamete kadar gider bu halim Sabır edip matem tutar ağlarım MAHSUNİ ŞERİF
-
Hayyam'dan dörtlükler:
27 Nolu Rubai Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek, O sümbülü koklamak, saçın' ellemek. Sonra da ona bakma, dersen, anlamı: Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek! . Ömer Hayyam çorbada benimde tuzum olsun istedim..
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
MASUM ŞİİR Sabah nefes alıyor ve bağrı kabarıyor toprağın Bana geliyorsun Kanatları sedef yağmur damlalarından beyaz kelebekler salıyor ruhuma dudakların Yüreğimden koparak ışıldayan yüzündeki o gülümseyiş sanki kırlarda koşuşmaktan sağrısı sancılanan beyaz bir tay gibidir terli narin sokulgan Sabahın ilk nefesiyle damla damla çözülürken kırağı ağzın geceden kozalanmış ay tadıyla uyanır; sisli köpüğü gibi ırmakların ağarır omuzların Aralanan gökyüzü sana kıvır kıvır alnından oğlakların ipek beyazı bir parıltı bırakır Ah, yanan yüreğin taç yaprağı açıl alevinle durula beni Sabah nefes alıyor ve bağrı şen şarkılarla kabarıyor kuşların Bana geliyorsun. Serpiştiren kar değil artık, papatyalardır.. NİHAT BEHRAM....
- Çağrışım
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
TEŞEKÜR EDERİM...NASIL OLSA HER DEFASINDA DEŞİFRE EDECEK BİŞİ BULUYORSUN YAZILARIMDA .EN İYİSİ BUNU HEPSİNİN YERİNE KABUL EDEYİM ... VE SEVGİLİ AHMET TELLİ'DEN BİR ŞİİRDE BEN ARMAĞAN EDEYİM SANA... KALBİM UNUT BU ŞİİRİ Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık Su ve ses kadar beklediğim ne kaldı geride,bilmiyorum uzanıp uyumak istiyorum gölgeme ve sarınmak o kocaman gözlerin uğuldayan rüzgarlarına Bir acıyı yaşarım ben zehirden çiçekler üretirim kömür karası uçurum kadar bir yalnızlık yaratırım kendime,atlarım Anısı yoktur küçük rüzgarların Yapraklarım yok artık kuşlarım yok büsbütün viran oldu dağlarım ezberimdeki türküler de savrulup gitti ömrümün karşılığı kalmadı sesimde sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü Yanlış.. daha baştan yanlış bir şiirdi bu, biliyorum ve belki ömrümüzün yakın geçmişi bu kadar doğruydu ancak, kimbilir Kalbim unut bu şiiri AHMET TELLİ
-
En Sevdiğim Şiirler
Gün Kararmasın Geldiğinde Güz yakmadan gülün pembesini avuçlarımda o, sokul yanıma gülüşünle ısınsın bedenim ve dudaklarımda acılaşan ıslık adınla çiçeklensin Serçeler göçe dayanmaz bilirsin ne özleyen bir bakış kalır ne de sımsıcaklığın sular donar yürek üşür sende kalır seni yakan Uçurumlar açılır yollarında buharlaşır çiy damlaları Terli bir kısrak gibi gel kapıma savrulsun saçların yastığım kekik koksun Uzağı yakın et pembeleşsin çarşafın ölüm kapımın tokmağında ayrılığı iyi bilirim ferhat olmıyayım dağlarda Ey gülün pembesi ile bir gülümseyişi paylaşan kar yağıyor yatağıma avuçlarım kutuplara döndü gün kararmasın geldiğinde Şair : Ahmet Telli
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Bir Hüzün Mevsiminden Çıkarken Kalbim Ayrılıkların puslu aynasındadır bekleyişlerin solgun yüzü Bekleyişler ki demlenişidir sabrın damıtır sessizliği ve üzüncü damıtır gurbetin kavruk memesinden ve emzirir hasretin yanık yüzlü çoçuğunu Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi başını zamanın göğsüne koy ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü ve düşecektir ince bir rüzgarla hüznün harmaniyesi Ey yenilgilerin bezgin kuşu suskunun sarı sıcağındasın bunca zaman bataklıklardan sızan sinsi ve pis bir kokudur içinde tortulaşan kuşku Ve bulutsu bir ağırlığın yüküdür gittikçe ağırlaşan gittikçe yüreğini zonklatan Sen ki şafağın göğü müsün imbikle göğsünde göğün sütünü ve emzir sönmekte olan yıldızları sonra başını solgun bir demet gibi hasretin kuru dallarına koy dinle köpüklü kıyıların çağlayanını imbatın serin elidir yüzünü okşayan Güneşi kopar dalından ellerine al ve durmadan canını yakan sözü bitir şiirin kalbine akıt artık umudun billur ırmağını kavruk çölüne yüzümün ve bir sevda gibi yanaş hayatın kıyılarına Yoksa ey kalbim tel bile olamazsın şiirin sazına AHMET TELLİ
-
HEPİNİZİN OLSUN BU ŞİİR
Hepinizin Olsun Bu Şiir rüzgâr etekli geçin çocuklar gözlerimden geçin kısa pantolon boy boy oyun oyun şakacıktan oyuncuktan olsun razıyım dünden ba-ba deyin çığlık çığlığa önümde durun pamuk ellerinizle boynuma tırmanın dizlerimden karıştırın ceplerimi yüzünüzü sakalıma sürün ağlamıyorum kokunuz kaçtı da gözlerime o yüzden öpeyim gıdığınızı hadi katıla katıla gülün ulaş barış evrim özlem gökçe devrim güzelim adlarınız şimdiden tutmuş umutları yapraklarca balıklarca kuşlara geçin tuzakları aferin çocuklar size aferin bin aferin kat kat katlanıyorsam acılara gıkım çıkmıyorsa gövdemi serin bir dal gibi şafaklara salmışsam ipten alıp zehir-zıkkım müebbetlere yatırmışsam şair olmuşsam ekmekten ve aşktan yana bir adım daha erkene almışsam yani ömrümü bulutsuz yürüyün diyedir altında göğün hadi öpün birbirinizi öpün bir daha öpün ve alın artık ellerimden sizde büyüsün gülüm Nevzat Çelik
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
Kulağımdaki ezgisi dilimden düşmezdi ama seni rahatlatacaksa yüreğime işlemiş mısralarıda yazarım..... Ayni Gögün Ezgisi -Abdülselam Aydin'in anisina- (vuruldugumuz kentlere yasak diliyle elinden tutsa öfkenin büyümeyi ögretecek ve büyüyecekti...) abdülselam, daha asksiz ve kitapsiz lisede, ipince, esmer yürekli bir oglan bu yagmur nerden gelir: sular bulanir bu çiglik nasil büyür: yürek daralir bu kavga ne de biçkin: meydan aranir aranir abdülselam bilmez bir oglan... diyarbakir'in gögsünde terli bir aksam daralan sokaklarda bir yasami çaldilar abdülselam kardesimi arkasindan vurdular mezarini ziyaretimde söyledikleridir: ''-kostum kan mevsimine erken sarildim bir kanli geçitte vuruldum kaldim...'' Yilmaz Odabasi
-
AdNaN YüCeL
ÖLÜMÜM BAHAR OLSA Öfkelerim kadar küçük bu gece çığlığı Düşlerim kadar büyük Duygularım kadar karmaşık nasıl anlatsam Çıksam şimdi çöl suskunu sokaklara Dallara yürüyen sular gibi çıldırsam Baharı muştulamak adına kapılar çalsam Hangi ana böler ki uykuların Özgürlüğü yeryüzüne bayrak yapsam Hiç mi hiç sevmiyorum yorgun yağmurları Ne kırları çıldırtıyor ne dağları Yağdı mı Toroslarca yağmalı yağmur Seller coşturup barajlar taşırmalı Bir yudum su demekten aciz yürekler Ya ses verip haykırmalı ya boğulmalı Ey ateşe sürülmüş ölümler ülkesi Ufuk çizgilerinde silikleşen anılar Kutsal soygunlar yasal vurgunlar Çöplük kumbaralarda biriken çocuklar Hiçbir dilden Hiçbir sözcük yetmiyor anlatmaya bu akşam Kuş kanadında bir bulut mu yalnızlık Belirsiz bir hüzün çiseliyor yine Düş yorgunu kirpiklerden akşam üstüne Kaya çatlağında köknar çılgınlığı benimki Kıraçlara kahreden tohum dargınlığı Yağmursuz gülmeyi bilmiyor ki kuraklık Beynimi yüreğime nasıl haykırsam bu akşam Bu akşam hiç yaşamamış olsam Bir badem çiçeği sürsem şimdi namluya Beynime sıksam Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam ADNAN YÜCEL
-
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
AYNI GÖĞÜN EZGİSİ Abdülselam Daha aşksız ve kitapsız lisede ipince esmer yürekli bir oğlan Bu yağmur nerden gelir: Sular bulanır Bu çığlık nasıl büyür: Yürek daralır Bu kavga ne de bıçkın Meydan aranır Aranır Abdülselam Bilmez bir oğlan Diyarbakır'ın göğsünde terli bir akşam Daralan sokaklarda bir yaşamı çaldılar Abdülselam kardeşimi arkasından vurdular ... Koştum kan mevsimine erken sarıldım Bir kanlı geçitte vuruldum kaldım YILMAZ ODABAŞI
-
KÜRT SORUNU=KÜRT İSTİLASI(İŞGALİ)
Arkadaşlar ben politikaya siyasete elimden geldiğince girmemeye gayret eden biriyim çünkü girersem bu kör zihniyetlere bir cvp vermeden geçemiyorum...ben Türküm ama bu vasfımdan önce insan olma vasfım gelir ve diğerlerinide o şekilde sınıflandırırım....türk kürt alevi sünni neyse ne bırakın bu ayrımı yapmayı...bırakın provakatörlük yapmayı.... bana insan sevgisinden bahsedin... Gelin Birlik Olalım Gelin birlik olalım, yarın çok geç olmadan Gelin dirlik bulalım, vazgeçin öç almadan Nefreti yok edelim, gel sende katıl bize İntikam eşkıyası, sevgiyle gelir dize Yedi düvel elinden, kim kurtardı bu yurdu Mehmetçik değil miydi, Laz'ı, Çerkez'i, Kürdü Hangimizin ecdadı, feda olmadı yurda Hangi bahçeden bir gül, solmadı bu uğurda Asırlardır dinmedi, bir bölücü ninnisi Aynı dinden değil mi, alevi si, sünni si Bin kere lanet olsun, yezit denen deliye Muhabbetle bağlıyız, Hz.Muhammed'e Ali'ye Geçin o sınıfları, geçin kardeşim geçin Barışta buluşalım, mutlu Türkiye için Düşman sevindirmenin, ne alemi var simdi Milletçe kenetlenip, sarılmamız kar simdi orhan baba ne güzel demiş.....biz neden demeyelim ki....
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
DOWJONES İNAN ÇOK MUTLU OLDUM BENİ ÇİÇEĞİNE LAYIK GÖRDÜĞÜN İÇİN.....HAYATA POLİANA GİBİ BAKIYORUM..HERKESİ HERŞEYİ TOZPEMBE GÖRMEK İSTİYORUM..VE YAŞAMIMDA BU ŞEKİLDE AKIP GİDİYOR... BU ÇİÇEKTE SANA....