Arif

Ölüm dediğin ne ki dalda bir kuru yaprak, Bin senede yaşasan son durak kara toprak... Evett.. sayın mescere sizinde dediğiniz gibi ölüm gerçektende yanı başımızda.Ha- yata pamuk ipliğiyle bağlıyız. şööyle bir geri dönüp geçen yılları düşünüyorumda ne kadarda hızlı geldim bu yaşıma..Türkiye ortalamasına göre çok yaşasam bu kadar daha yaşarım ( onada garanti yokya).Belli ki bundan sonraki yıllarda bundan öncekiler gibi bir çırpıda geçiverecek ne olduğunu anlamadan. Ama hepimiz de şunu biliyoruz ki;yukarıdaki mısrada dendiği gibi son durak kara toprak değil.Ya...? İsterseniz bundan sonrasını gözlerimizi kapatıp 1 dakika düşünelim hep beraber. Not:Mescere yazıların çok güzel takip ediyorum.

Haklısın Hulya. Bende senin gibi düşünüyorum.Konular az ve daha temel başlıklar olmalı.Böylece siteyi ziyaret edenleri daha küçük bir odada toplayabilir,farklı görüş ve değerlendirmeleri daha fazla insanla paylaşabiliriz.Diye düşünüyorum...

Ben zaten yayının yapılmasına karşı değilim.Ama neden devlet yapsın.Zaten asıl mesele kürtçe yayın.Diğerlerinide tansiyon yükselmesin diye ( milliyetçi cephede) öylesine ortaya attılar diye düşünüyorum. Mesela zazaca konuşan ne kadar insan var acaba.300 bine yakın lazca konuşan insan var Türkiyede neden onlara yönelikde bir yayın yapılmadı.Bence biraz düşünmek lazım. Bırakalım kim ne dilde yayın yapacaksa yapsın.TV mi açacak gazete mi çıkaracak ne yapacaksa yapsın.Devlet sadece denetlesin.

Merhaba; Sitenizi bir kaç gündür takip ediyorum ve elimden geldiği kadar katılmaya çalışıyorum.Güzel konu ve yorumlar var. Ekranda izlediğimiz reklamları tartışabileceğimiz bir başlık olsun istiyorum.Eminim bir çok müdavimi olacaktır.Dikkate alırsanız sevinirim... Siteyi hazırlayanlara ve bu yazıyı okuyan herkese esnlikler dilerim...

Sizlerle çok güldüğüm bir fıkrayı paylaşacağım.cevap olarakta sizden çizmeyi aşmadan fazla mühtehcen olmayan enteresan fıkralar bekliyorum. Karayollarında şantiye şefi olarak görev yapan adam, akşam saatinde yüksek bi yerde bulunan şantiyesine doğru giderken ıssız bir dağ yolunda aracı arıza yapar. Etrafta kimsecikler yoktur ne gelen,ne de geçen.Araçta yatmayı düşünür ama cesaret edemez.Karşı yamaçta ışığı yanmakta olan bir ev görür ve oraya doğru yönelir.Kapıyı çalar,karşısında güzel bir kadın, _efendim rahatsı ettim üzgünüm ama ben karayollarında şantiye şefiyim şantiye- ye giderken aracım arıza yaptı.Eğer eşinizde razı olursa bu gece misafiriniz olmak istiyorum. _ Eşim yok ama buyrun Kadın anlatır; Eşim almanyada ben yıllardır burda tek başıma kalıyorum.İnanki çok sıkılıyorum.Sizin gelmenizede çok sevindim.En azından bu akşam yanlız kalmaya- cağım.Benden bir isteğiniz olursa çekinmeden söyleyin lütfen. - Vallahi çok acıktım bişeyler atıştırsam iyi olur. Kadın yemek hazırlar adam karnını doyurur.Kadın tekrar sorar; - Başka bir isteğiniz varmı. - Birde çay olsa içilir şimdi. kadın biraz daha irdeler. - Ben yıllardır yanlızım eşim almanyada o yüzden bazı şeylerin eksikliğini çok hissediyorum.Kadın gülümseyerek tekrar sorar.Benden istediğiniz herhangi bir şey var mı - Ben çok yorgunum müsaade ederseniz yatmak istiyorum. Kadın yatağını hazırlar ve adam yatar. Sabah uyandığında etrafa bakar kadın yok. Dışardan sesler gelmektedir.Kapıya doğru yönelir bakar kadın tavuklara yem atmakta.Ama çok ilginçtir ki bir tane tavuk var 5-6 tane horoz.Bu durum adamın da tuhafına gider ve sorar - Bu ne biçim iş bir tavuk bir sürü horoz! Kadın gülümseyerek cevap verir; - Sen hepsinin horoz gibi göründüğüne bakma onların bi tanesi horoz diğerleri karayollarında şantiye şefi...

Hükümetimiz avrupa birliğine uyum yasaları çerçevesinde yeni bir adım daha attı."Farklı dillerde yayın" . Ben şahsen bu olaya karşı değilim ama devlet tekeliyle yapılması ne kadar doğru.Bunu sizlerle tartışmak istiyoırum.Devlet neden böyle bir şey için ek kaynak ayırsın alt yapı oluşturmak için uğraşsın.Böyle bir ihtiyaç varsa buna zemin hazırlayacak özel girişimlerde olacaktır elbette. Boşnakça yayından sonra, boşnaklara mikrofon tutuldu ve nasıl buldukları soruldu.Çoğu böyle birşeye ihtiyaçları olmadıkları yönünde şeyler söyldiler. Acaba biz avrupanın bizim hakkımızda ki düşüncelerini ve uyum yasalarını fazla mı abartıyoruz. Ya da Avrupalılar bizi bu konuları öne sürerek törpülemeye mi çalışıyor.Avrupa birliğin girmek için uysun ya da uymasın ne derlerse "he" demek zorundamıyız.AET'ye üye diğer ülkelerdede buna benzer sorunlar yaşanıyor mu. Yoksa bu bize özel bir durum mu Şimdide DEP davasını bitirdiler ve tahliye kararı çıktı. Acaba daha neler isteyecekler. Sizce bu süreç nereye kadar gidecek...