mavi_sardunya tarafından postalanan herşey
-
hadi birşeyleri değiştirelim...
mavi_sardunya şurada cevap verdi: gloria başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşlarısevgili gloria bu düşünceni gerçekleştirebilmemiz için öncelikle kesin çizgiler koymalısın, bir okul belirlemekle yada buradan bir arkadaştan bunu isteyerek başalayabilirsin. sen yada okulu bulan arakadaş gerekli bilgileri verdikten sonra okul müdürü ve öğretmenlerin bilgisi ve gözetmenliği dahilinde göndereceğimiz eşyalar o okulda toplanıp dağıtılabilir.bu okul eğer küçük bir okul olursa tüm bilgileri (kardeşini seç kampayasında olduğu gibi) vererek hepimiz kendimize bir öğrenci seçip onun ihtiyaçlarına uygun olarak yardımda bulunabiliriz. sadece bir öneridir... sevgilerimle
-
Tanrı'nın elleri var mı?
Tanrı'nın da elleri varmıdır? yarattığı için hazırladığı güzel birşeyde ellerini ovuşturup o gün gelsinde mutlu göreyim şunu dermi? mutlu olduğunda yarattığı, övünürmü kendisiyle? övünüpte alkışlar mı kendini? Tanrı'nın elleri var mı? sabah aklıma geldi durup dururken, düşündüm sonra... gerçekten Tanrı'nın elleri var mı?
-
hadi birşeyleri değiştirelim...
mavi_sardunya şurada cevap verdi: gloria başlık Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşlarıçok iyi düşünmüşsünüz arkadaşlar bende hazırım kitaplarımı ve ansiklopedilerimi paylaşmaya
-
Zulüm 25 Yaşında
alınan karar zulüm değil demokrasiyi korumak adına bugün bu durumdan rahatsızlık duyanların mecbur bıraktığı bir gerekliliktir! dinini adam gibi yaşayabilenler olsaydı, dini çıkarlarına alet edenlere inananlar olarak karşı koyabilseydiniz, derdiniz sadece ibadet olsaydı bugün bunlar tartışılıyor olmayacaktı!
-
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Verdiğin perhize budur gayratım, Bundan başka uyameyom dohtur bey! Üç sepet yumurta sabah kahvaltım, Teker teker sayameyom dohtur bey! İki leğen pilav bir yayık ayran, İster yağlı olsun isterse yavan, Yanına kesiyom beş kilo sovan, Yeyom yeyom doyameyom dohtur bey! Üç tencere bamya yerim bişinci, Yirmi tas su içip biraz koşinci, Her yanım sökülür karnım şişinci, Sağlam göynek giyemeyom dohtur bey! Şinciye acımdan çoktan ölürdüm, Sağolsun komşular gönderir dürüm, Bir guzudan çok yiyemem, var sözüm, Ayıp olur cayameyom dohtur bey! Bazı az geliyo beş kasa hurma, Yedi lahanadan yapıyoz sarma, Onuda mı yedin diye hiç sorma, Utanıyom deyemeyom dohtur bey! Günde iki çuval unum gidiyo, Avradım her sabah ekmek ediyo, Bir gazen fasille gönül ye deyo, Artırmaya gıyameyom dohtur bey! Senede gırk dönüm bostan ekerim, Benden başka kimse yemesin derim, Gavunu, garpuzu gabuklu yerim, Aceleden soyameyom dohtur bey! Bilmem bu işin sonu nere gider, Buyumuş gısmetim, buyumuş gader, Bir günde yediğim işte bu gader, Daha fazla yiyemeyom dohtur bey!
-
*****SİYAHX Klasik Otomobiller.*****
adresi veriyorum not et kardeş
-
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
gaza gelir doldurrum burıyı Kasaların keskin kenarları batıyordu Elimin kesilmeye hazır nazır yerlerine, Sonra kablolar çekiyordum, Kopup duran bağlantıların iyice yaval olmalarında; Ne yana baksam ethernet Ve orman sanıyordum anakartların yalancı yeşilliğini; Networkler kuruyordum, Workgrouplar yapıyordum; Dosyalar kopyalıyordum bir bilgisayardan, bir iç bilgisayara Harddisk' in sesini başına koyuyordum, sevdiğim şarkıların listesinin; Sonra çıkıyordum Windows' tan Ve MS-DOS' tan UNIX' e giden Ömrümün en hızlı Ömrümün en yavaş Ömrümün en basit Ömrümün en sağlam işletim sistemini çalıştırıyordum, Çünkü sonunda server oluyordum. Master disk kokuyordun sonunda Doğuk ve şehirler arası otobüslerde vazgeçtim bilgisayarcı olmaktan Ve teknik servis çantamda MS-DOS disketleriydi duran Ben seninle bir gün IBM' in Ar-Ge departmanında Ben seninle sadece bilmek zorunda olanların bildiği Bir son kullanıcı bayisinde Ben seninle Ağrı Dağı' nın Van gölü' ne bakan yüzündeki herhangi bir bilgisayar dükkanında Ben seninle bir anakartın, karmaşık coğrafyasında kaybolabilme ihtimalini sevdim Ben senin bilgisayarcı olabilme ihtimalini sevdim...
-
ilkay Akkaya
kızıl ırmak gurubunun 12.11.2006 da fuar atlas pavyonda konseri var arkadaşlar... ilkay akkaya yı görünce söylemeden geçmiyim dedim
-
*****SİYAHX Klasik Otomobiller.*****
mustang manyakmış bundan bitane istiorum siyahx
-
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
BUDA BENDEN Ben seninle birgün Kordon'da çay içebilme ihtimalini sevdim.. Eğitim alanının ter kokan yeşil lekeli günlerinde (Gaziemir'de polenler uçuşurdu o zamanlar) özlemeye başladım herkesi.. Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki adam gibi dışarıyı özlemeye başladım sonra... Bizim komutanlarımız vardı,bir de atmayı beceremediğimiz Tören Adımları Ter kokanarkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda lidercilik oynamaya başladık Ben manga komutanı oluyordum,sen tim komutanı geri kalanlar avcı eri... Anlamsız cümleler kuruluyordu komutanlarımızın yüzlerine karşı ve Askeri Literatüre inat bir Türkçe'yle... Takım komutanlarımızdan öğrendik Piyade Tüfeğiyle jimnastik yapmayı... Gaziemir'e usul usul polenler yağıyordu ve kapalı mekanlarda sigara içmemeyi öneriyordu disiplin yönetmelikleri Oysa tuvalette hiç sigara içmedim ben Disiplin kurulunda tartışılan vukaatım olmadı benim... (Taburca yapılan intikallerde kamyonun kasasından tüten dumanları saymazsak...) Binayı usul usul korku sarıyordu ve belli bir saatten sonra koridora çıkmamayı öneriyordu nöbetçi subay Oysa hiç savunmam alınmadı benim ve hiçbir disiplin tutanağında geçmedi adım... Vukaatların ortasında sevimli bir asker yüzüydüm sadece... Sana şiirler biriktiriyordum Harita Bilgisi defterimde,ama sen yoktun Ben senin beni arayabilme ihtimalini seviyordum öğlen istiraatlerinde... ıştima kargaşası seni hep zamansız,amansızca uzak bir diyara götürüyordu Ben senin benimle Kıbrıs şehitleri Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.. Ben haftasonu Nizamiye den çıkabilme ihtimalimizi seviyordum... Eğitim yorgunluğu koğuşa çekiyordu bitkin bedenimi Ne yana baksam Kızılay'ın merkezi sanıyordum iştima alanının yalancı griliğini... Kamyon oluyordum bir süre Yanımızdan geçen siyah/beyaz flamayla yarışıyordum yanağım kamyon brandasının garantisinde.. Kamyon oluyordum Sarnıç Çiftliğinden Seyir Tepe'ye... Soğuk bir kolayı bir de sigarayı başına koyuyordum isteklerimin listesinin..Coşuyordum Sonra iniyordum kamyondan İçtima alanından kantine giden ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.. Çünkü sonunda sigara oluyordu,çay kokuyordu sonunda... Bir Nisan günü girdiğim sınavda vazgeçtim sivil hayattan ve bilgisayar ekranında 'YEDEK SUBAY' yazmasıydı beni buraya getiren.. BEN BİZİM ASTEğMEN OLABİLME İHTİMALİMİZİ SEVDİM..
-
'Üzerinizde Etki Bırakan Filmler'
PİYANİST YEŞİL YOL BABAM VE OĞLUM
-
radyo programı
canımya ben link vermedimki ama olsun radyo 35 te oluyo bu program adı da ve saire
-
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
çok eğlenceli bunlar kopy past ına sağlık siyahx hayat acıdan ibaret değil
-
sitemizde en çok hangi takım olduğunu öğrenelim...
lay lay lay laaaay laaay yaşaaaa FENERBAHÇEEEE
-
radyo programı
merhaba burcuca izmirde bir radyoda bahsettiğin formata benzer bir program var ve çokta güzel...sana kısaca anlatayım programın içeriğini: hani ders veren hikayeler vardır, ders alınması gereken kısa hikayeler, sıklıkla onlardan okunuyor, sonra şiirler, şarkılarda tabi bu ağır havaya göre seçiliyor, cıstak diye tabir ettiğimiz o hızlı şarkılar olmuyor... hikayeler çok özenle seçilmiş, belkide yazılmış hikayeler! bence bu konu çok önemli herkesin bildiklerinden ziyade hiç duyulmamışlar, okunmamışlar daha ilgi çekici ve bağlayıcı olur diye düşünüyorum. ve içerik sadece aşk üstüne değil seninde bahsettiğin başlıklar altında geniş tutulmuş olmalı... sevgiyle kal
-
dayak cennetten çıkma
dayak attığın insanın düzeleceği anlamına geliyo olsa gerek doğru yola sokar baabında
-
BARIŞ nedemek?
çocuğun gördüğü düştür barış, annenin gördüğü düştür barış, ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış; gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme elinde yemiş dolu bir zembil ve alnında ter tomurcukları, pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi; akşam üstü eve dönen babadır barış, dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken ağaçlar diktiğimizde havan mermilerinin kazdığı çukurlara; yangının kavurduğu yüreklerde ilk tomurcuklarını açarken umut ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir barış… barış yemek kokusudur tüten, aksamlayın arabanın yolda durmasının korkutmadığı, kapı çalınmasının dost demek olduğu, ve pencereyi saat başı açmanın renklerinin uzaktaki çanlarıyla gözlerimizin bayram etmesini sağlayan gökyüzü demek olduğu zamandır barış; barış bir bardak sıcak süt ve bir kitaptır, uyanan çocuk önünde başaklar birbirlerine eğilip işte ışık ışık ışık dedikleri ve ufuk çemberi ışıkla dolup taştığı zamandır barış; hapisaneler onarılıp kitaplıklar yapıldığı zaman, eşikten eşiğe bir türkü yükseldiği zaman geceleyin, cumartesi akşamları mahalle berberinden çıkan yeni tıraş olmuş bir işçi gibi baharda ay buluttan çıktığı zamandır barış; geçmiş gün yitirilmiş bir gün olmadığı, sevinç yapraklarını akşamın içine salan bir kök ve kazanılmış bir gün hak edilen bir uyku olduğu zaman acıyı kovmak için zamanın dört bir bucağından güneşin hemen ayaklarını bağladığını duyduğun zamandır barış....... barış ışınlar demetidir yaz ovalarında iyilik alfabesin tanın dizlerinde, kardeşim dediğin yarın kuracağız dediğin zaman kuracağız dediğimizi kurunca türkü çağırdığımız zamandır barış; ölüm yüreklerde az yer kapladığı ve güvenli parmaklarla mutluluğu gösterdigi zaman bacalar; ikindi vaktinin büyük karanfilini ozan ve proleter aynı şekilde kokladığı zamandır barış; insanların sıkışan elleridir barış, dünyanın masasındaki ekmektir, gülümsemesidir annenin budur yalnızca başka bir şey değildir barış ve toprakta derin yarıklar açan sabahlar tek bir sözcük yazarlar, barış başka bir şey değil barış; dizelerimin rayları üzerinde buğday ve güller yüklenmiş geleceğe doğru yol alan bir trendir barış, kardeşlerim barış içinde derin derin soluk alıyor tüm dünya bütün düşleriyle verin ellerinizi kardeşlerim işte budur barış….. benimse 2-2-7-4-7 imdir Barış, günlüğümün adıdır aynı zamanda, arayıp arayıp bulamadığımdır,birzamanlar istanbulda olandır O... hiç kokusunu duymadığımdır, "oooy sevdasına kurban olduğum oooy"dur, "neredesin"dir... hiç bir zaman bulamayaccağım platonik aşkımdır 5 yıldır...hiç unutmadığımdır, salakmısın diyenlere hayır sevdim dememdir.... uzaklarımdır hiç yakın olmayacak olan..... imkansızımdır, küllerimden yeniden doğmak gibi, uçup giden anka kuşudur O... yalnızca adını bildiğim... zamanı geldi unutmanın, geldide geçti çoktan......
-
kürt sorununu kansız çözmek
doğuda bir sorun var doğru, bu da ekonomik anlamda giderilecek bir sorundur. Doğudan batıya göç etmiş kaç kürt var dağlara çıkmaya can atan? kaç kürt var anadil diye bağıran? 1 Mayıslar dışında onları dışarda bu konularla ilgili herhangi birşey yaparken görmeniz imkansız değil mi? Buralarda herkes işine bakıyor, herkes çalışıyor, ben kürt üm deyip anadilde eğitim istiyorum demiyor, çünkü karnı doyuyor, çünkü işi var, çünkü para kazanıyor, niye zaten konuştuğu bir dilin, çevresinde konuşulan bir dilin eğitimini almak istesin ki? öyleyse ilk önce insanların karnı doyacak, aşiret sistemine çözüm getirilicek, ağalık sona erecek, iş imkanı sağlanacak! ve Kürt halkına düşen bir görevde "biz kavgadan yana değiliz" mesajını vermeleri olacak...Kimse bu ülkede kimseyi Türkleştirmeye çalışmıyor, aynı topraklarda yaşıyoruz, öyle zamanlar oluyorki ekmeğimizi paylaşıyoruz (birçok olaya tanığım, kürt bir ailenin türk bir aile için yaptıklarına ve tam tersine)...böyle yaşamak dururken neden kan olsun? kan olmasını istemeyenler önce bunu kendilerine anlatsınlar, inansınlar... öğretmenler doğuya gitmek istemiyor, kürtler öğretmen yok diyor, doktorlar gitmek istemiyor, doktor yok diyorlar... Kendi ülkesinin insanına hangi eğitimli insan hizmet vermek istemez? vermek istemiyorsa neden? Sorun ne sadece Türklerde ne de sadece Kürtlerde...
-
BÜyÜk TÜrkİye Projesİ
bunun bütün dünyayı aldığımız hali yokmu Türkiye kendi topraklarını korusun bölmesinler böldürmeyelim yeter
-
bunu daha önce görmediniz!
delimiymiş bu adam
-
bilmeden gidiyorum....
gidiyorum, iç anadoluya doğru uzun bir yolculuk yapmaya hazırlanıyorum. İçimde bir garip telaş var, biraz heyecan, biraz korku ve biraz da mutluluk ama sonunda gidiyorum işte hayalimin peşinden, yıllardır keşkelerimle can çekiştirdiğim "ben" ime bir ödüldür bu gidiş, yüreğim izmirde, bedenim Ankarada bir hayaldir, bir masaldır ve belki bir rüyadır bu gidiş, ve belki tatsızdır da aynı zamanda... bilmem..... herzamanki gibi bilmem... aklım git dedi, gidiyorum, çağırdılar, gidiyorum.... incecik bir veda buse si konduramadan sevgiliye, söylenmeden merak edilenler gidiyorum... yüreğim yine ellerimde, yaşlarım yüreğimde gidiyorum... incecik bir veda havasıdır bu... tutsalar kolumdan, bırakmasalar, dur nereye deseler keşke..... diyen yok gidiyorum....
-
bu gün benim doğum günüm :)))
benim hala camdan bilyelerim var, hala annemin kucağına oturuyorum,babama saçlarımı okşatıyorum...ne zaman karo taşlar olsa ayağımın altında zıplıyorum çevremde insanların olduğu aklıma gelene dek,uzanıp yatağıma, perdelerimi açıp gökyüzünü izlerken hala cevabını bulamadığım soruları düşünüyorum, bir zamanlar yaptığımız uçurtmaları, beni uçurtma aşağıya düşürmesin diye babamın ve abimin ipi su deposuna bağladıkları günleri... hayatımda gördüğüm ilk kar'ı, ellerim morarana kadar onla oynayışımı ama ona rağmen kardan adam yapamamamı, buralara kar yağmaz öyle şekiller yapacak kadar, ben hiç görmedim, hiç kardan adamlar yapmadım.... ama büyüdükçe gördüm ki, insanlar o kardan adamlar gibiymiş zaten, televizyonda gördüklerime benziyorlarmış...şimdi anladım ki benim birsürü kardan adamım var...keşke sadece kar dan olsalarmış... ben büyüdüm bilmem galiba büyüyorum yooo hayır büyümüyorum ve büyümicemde
-
bozdum yeminimi :) :(
hayat ne güzel, kuşlar,çiçekler, böcekler bu değişimde nerden çıktı............. aşk kapıyı çalıyo, biraz araladım, içeri girmek istiyo,düşünmek istediğimi söyledim, hayır girmek istiyorum ve sende istemelisin dedi,elim titreye titreye, yüreğimin kırılan parçalarını cadı süpürgemle kenarı kaldırıp kapıyı biraz daha açtım... yeminim vardı dedim ozaman boz pişman olmazsın dedi emin değilim ama tamam dedim....... 1 buçuk senedir bugünü bekleyen biri varsa bi şans tanımalı dedim, nede olsa girişler serbest değil ama çıkışlar serbest........
-
ölümü kabullenmek
inanmak ölümü engelliyomu ki
-
ricadır,temizliktir....
Temizlik yaptım blogumda, fazla aşk kokmuş buralar, gereksiz olmayan bişeyden bahsetmek saçmalık olur bundan sonra ben şimdi admin bey abimden bişey rica ediyorum, gönderdiğimiz iletilerde (eğer sakıncası yoksa) (sakıncası olmasa izin verilirdi herhalde laf ettim bal kaba ) lütfen daha çok simili kullanma hakkı verin ÇOK SİMİLİ KULLANMAK HAKKIIIIIIMIIIIIZ kibarca İSTEEERİİİİİİZ no man no cry diyerek gidiyorum