Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

YARASA

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    696
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    4

YARASA tarafından postalanan herşey

  1. Bilimsel olarak yanlış düşünüyorsun... Cümlelerimi tekrar tekrar okumanızı tavsiye ederim.
  2. Çok önemli bir yere değinmişsiniz. Evet aynen öyle. yaraya pansuman yapmak. hangi yaraya? geçmesi yüzyılı aşkın bir süre gerektiren bir yara. Dini duyguları kullanan ve kullandırtan bir yara. Şıhlar, şeyhler, günahçılar, türbancılar... Yüzyılı geçer bunların öğrenilmesi. Toplumsal bir süreçtir bu. Geçiş dönemi. Geçiş dönemini yaşamadan yukardan inen özgürlük ve demokrasi... Böylece kıymeti bilinmez. Evet büyük bir yara. Bunlarla yaşamayı öğrenmemiz lazım. Çünkü zaman isteyen bir yara. Deprem gibi düşünün. Engelleyemezsiniz bu tür hareketleri. Engellenmesi ve yok edilmesi zaman alır. Öğrenmek gerek. Eğitim gerek. Bu da zaman gerek demek. Bu zaman içerisinde bu yara daha çok kanar ve her seferinde pansuman ister. Kaçınılmaz bir şey bu. Önemli olan, bu yarayı ABD gibi dış güçlere kullandırtmamayı öğrenmek ve öğretmek. Umarım anlatabiliyorumdur... Bu soru sizce ne kadar doğru? AKP ve DTP örneklerini vereyim. Bunların kime göresi mi var? Bana 12 Eylülü anlatmayın. Yaşamadığım halde çok iyi bilirim. Evrenin yaptıkları, yaptırdıkları. Beni onlarla aynı kefeye koymanız hiç anlamadığınızı gösteriyor... Evet, derler. Bu ülkede ağzı olan konuşur. Dinleyip kanacak çok kafa var nasılsa. AKP gibi, DTP gibi örneklerle ne kadar da örtüşüyor değil mi? Onlar da neler neler söylüyor da... Hayat bana şunu öğretiyor. Bazı durumlarda yıkıcı olmak gerekebilir. Ama bu lafım yine 12 Eylül'cü gibi anlaşılmasın. Örneğin AKP, haddini çok aşan bir parti olarak kapatılmayı çoktan haketmiştir. Böyle bir yıkım gereklidir. Bana sorarsanız, sunacağım çözüm şudur: Toplum çıkarlarını gerçek anlamda samimice savunacak bir oluşum yaratılmadığı sürece bu kısır döngüden çıkılamaz. Eğer ülke bölünmek, parçalanmak istemiyorsa bunu yapmak zorunda. Bu yara sürekli olacak. uzun sürede... Bu süre içerisinde böyle bir oluşum yaratılmadığı sürece parçalanmak ile hep yüzyüze olacağımız kesin. şimdi sorarım size... Demokrasi diye yırtınan iki parti: AKP ve DTP; ellerinde olsa Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarlar mı yoksa sahip mi çıkarlar? herkes elini vicdanına koysun da bir düşünsün... Bu oluşumları meclise biz soktuk, çünkü cahiliz... Eğitime ihtiyacımız var. Ve şu anda, o eğğitim sürecini geçene kadar (kli zaman ister) bir güvencemiz olmalı... Nedir o güvence? Atatürkçülükten taviz vermemek derim. Kıymetini bilmek derim. Ve ülke sınırları ve rejimi karşısındaki her türlü tehlike engellenmeli derim. Bunun adına ister demokrasi deyin, ister antidemokrasi deyin. Tarihsel süreç içerisinde değerlendirdiğimizde, demokrasi bize pek de yakın değil. Kullanmayı bilmediğimiz eşsiz bir oyuncak başımıza dert açıyor. Çünkü o maskeyi takan art niyetliler çok fazla. Haksız mıyım?
  3. şimdi tam zamanı birlikte olmanın... (Şimdi değil, her zaman olsa...)
  4. GEREKİRSE evet. İyi okumamışsınız; tek tek okuyalım: Yoksa son cümlede kırmızı ile işaretlediğim cümlenin hedeflerinden birisi misiniz?
  5. AKP, demokrasi adına kapatılmalıdır! Var mı ötesi?
  6. Boşuna bağırmıyoruz bilim yapın en azından takip edin ki öğrenin, öğrenince yaparsınız diye... Ben bilim yapıyorum biliyor musun? Şu sıralar canla başla kendi konumla ilgili makaleler çıkarmaya çalışıyorum, dünyaca ünlü dergilerde. O dünyaca ünlü dergilerde yıllardır hep avrupanın, amerikanın bilimi yayınlandı, söz konsu olan bizim ülkemiz olsa bile... Dağ taş deyip yanıbaşından geçtiğiniz yerlerde adamlar geldiler ve bir sürü makale yayınladılar. Türkiyenin üzerinde kurulduğu toprakların nasıl oluştığunu bize anlattılar. Onlardan öğrendik. Bugün tek derdim, yaptıkları makalelerin yanlış oldğunu yine o dergilerde kanıtlamak. çünkü yanlış yaptılar. Çünkü bizim kadar bilmiyolar. Çünkü burada yaşamıyorlar, bizim kadar görme şansları yok. Bu durumda ne diye onlara bırakalım bu fırsatı? Ülkemiz cennet... Bunun kıymetini bilmeliyiz... Ben bugün o krallara kral olmadıklarını göstermeye çalışıyorum. Bunu herkes yapıyor mu? Eğer bunu göstermezseniz, kral demek zorundasınız... Aksini ispatlayamadığınız ispatlı şeyleri kabul etmek zorundasınızdır bilimde. Çalışmak, çalışma, çalışmak... BİLİM YAPIN! YAPAMIYORSANIZ TAKİP EDİN!
  7. Bu tür olaylarla ilgili National Geographic de bile neredeyse bilimsel (!) diyebileceğiniz bazı inanların yaptığı çalışmalar belgesel şeklinde vermişlerdi. Yani sanırım bu konular hakkında bilimsel çalışmalar yok değil. Ama sonuç yok... Ya elinizi vicdanınıza koyun da bir hayal edin. Böyle bir şey bilimsel olarak cevap bulsa yer yerinden oynar be Dünyada ateist kalmaz, insanlar ***** değil ki... Varlığı kanıtlanan olayları red edip cehenneme gitmeyi cezalandırılmayı kim göze alır? Hangi bilim adamı, hangi materyalist? Mümkün mü? Cin denilen şeyin ispatı demek ruhun varlığı demek, fiziğin, kimyanın baştan yazılması demek, bilimin sil baştan kurulması demek... Ve emin olun, böyle bir şeyin bulunması, bir bilim adamı için hayal ötesi bir kariyer demek olur. En büyük keşiftir... Hayal edebiliyor musunuz? Kolay mı? Ama maalesef, bilimin her bulgusu bunun aksini ispatlıyor zaten. Öyle ki, bu saatten sonra olmayan şeyleri araştırmak vakit ve nakit kaybından başka bir şey değil. Dediğim gibi, insanlar bunu yapmaz... Yapsa da sonuç bulamaz. Bulacağı en büyük sonuç, FANTASTİK bir kitap ya da belgeselden öteye geçmez. korku filiminden başka bir şey çıkmaz... Siz derseniz ki filim yapacağım, buyrun yapın. Zevkle izleriz, her korku filmini izlediğimiz gibi... Ama bunun adı bilim değil film olur
  8. Adamlarda kafa var ve oturup düşünüyorlar. - Yahu yok mu bu ülkeleri topla tüfekle işgal etmeden sömürmenin,****** ******* daha kolay bi yolu? - Var tabii ki var. Ekonomik olarak bağımlı hale getir, kültürünü yozlaştır, insanlar düşünmesin diye elinden geleni yap... - Daha etkili bir şey yok mu? - Olmaz mı? Tabii ki var: Dinleri var, türbanları var... - Başka? - Herhangi bir milletin sorununu yaratabiliriz... Hepsi milliyetçidir... - Ee ne duruyoruz?
  9. Alternatiflerden birisi: Bu ülke demokrasiyi öğrenene kadar, "demokrasi"yi kullanıp ülkeyi bölmeye, yıkmaya çalışan antidemokratik zihniyetleri yok edene kadar antidemokratik olmak... Nasıl ama?
  10. Sayın mavi olmayan gökyüzü; Demokrasi konusundaki lafım sadece sizi hedef alan bir söylem değildi. Bu ülkede DEMOKRASİ lafını en çok kullananlar ve demokrasi istiyoruz diyenler, demokrasi lafının ardına gizlenerek kendi hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan AKP ve DTP ile bunların yandaşlarıdır. Ne demokrasisi ne? Demokrasi ne midir? Oy çoğunluğu ile iktidara gelip bu dağları ben yarattım tavırlarına bürünmektir. İşine geldiği zaman kullanılabilecek mükemmel bir alettir. DUR denildiğinde "ama demokrasiii olmalııı" diye ağlamak için mükemmel bir bahanedir. Bölücü söylemleri meşrulaştırmak için bulumaz bir alettir. İşte demokrasi isteyenlerin demokrasiden anladığı budur! Ve son zamanlarda "HANİ BU ÜLKEDE DEMOKRASİ" diyenler hep bunlardır. Ne kadar ilginç değil mi??? Var mı aksini iddia eden?
  11. Hangi demokratik ülkede "DEMOKRASİ" ülkeyi yıkmak adına kullanılır? Demokrasi vaazları verecek insanlar öncelikle demokrasinin tanımını ve onu kullanmayı öğrensin önce!
  12. Ne kadar da masum bir açıklama değil mi? herkes travma kelimesini "şok" anlamında algılıyor ve ona göre değerlendirip olayın içini boşaltıyor, boşaltmaya çalışıyor... Travma canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantı, bir doku ya da organın yapısını ya da biçimini bozan ve dıştan mekanik bir etki sonucu oluşan yerel yara olarak tanımlanmaktadır. Psikolojide daha çok; bireyin gerektiği gibi bir tepki gösteremediği, üzerinde durduğu halde çözüme kavuşturamadığı, dolayısıyla bilincin dışına ittiği yaşantıdır. Bu adam, resmen diyor ki, Atatürk devrimi bir yaradır, bir bozukluktur, kurtulunması gereken bir sakatlık durumudur... Birileri çıkar "Atatürk'ü sevmiyorum, humeyniyi seviyorum" der. Kimse de yolun açık olsun haydi anca gidersin humeyninin ülkesine demiyor! Ben burdan sesleniyorum! Atatürk Cumhuriyetini sevmeyen , onun dünyada eşi olmayan devrimini beğenmeyen dosdoğru İrana! Rahat edersiniz orda!
  13. Psikolojik açıdan değerlendirildiğinde cin veya ruhlarla iletişime girdim diyen insanların şizofrenik rahatsızlıklara sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun gibi olaylar, cinci hocalar vs. ile değil, psikoloji bilimi sayesinde çözülebilmektedir...
  14. Ortada pazalık yoktur... Sorgulama vardır! Her soruya cevap verdiğiniz gibi (!) bu soruya da cevap vermenizi bekleriz
  15. uzun zamandır okuduğum en samimi ve sevindirici bir yazı. Keşke herbirimiz herşeyi sizin yaptığınız gibi samimice eleştirse, sorgulasa ve değerlendirse... Tebrik ediyorum Cin diye birşeyin olduğuna inanmıyorum. Var diyenler ise ispatlayamıyor. Eğer böyle varlıklar olsa idi, bilim bunu affetmez, kanıtlarıyla sunardı. Kızılötesi, morötesi ışınları düşünün, radyo dalgalarını düşünün. Bilimin geldiği noktayı düşünün. Derin uzay araştırmaları yapılmakta, yıldızların saçtığı ışıktan kimyası belirlenmekte. Düşününseniz ya, bu durumda cin diye, ruh diye tanımlanan varlıklar keşfedilemezmiydi? ******** Saygılar...
  16. Deep Purple'ı oradan tanımıştım Heey gidi günler hey... Bir de "carry me away" parçası vardı. Grubun adını hatırlamadım concrete blonde du sanırım...
  17. quireboys grubunu Hard'n Heavy karışık albümlerinden hatırlıyorum sanırım. Çok sevmiştim.
  18. Uyyyyy kim gelmiş da:))Yine,yeniden hıı:))Burası seninle daha da güzel hemşom.Hoşgeldin tekrar:-)

  19. İdeolojilerin, dinlerin ve kültürlerin birbirinden ayrılmaz derecede girik olduğunu ve bu şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Türban meselesi de bunun bir örneği sanırım...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.