Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

NARTKAN

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    47
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

NARTKAN tarafından postalanan herşey

  1. Selamlar, ben yazmaktan sıkıldım. bu foruma kısa bir hacc yaptım ve gidiyorum. artık ne okuyacağım nede yazacağım. ta ki sıkılana kadar... hepinize selamlar...
  2. bende sana bunu söylüyorum işte. kızmıyor ve alınmıyorum.kesin kabulcü olmamak gerekiyor tabiki. işin özü bu.ama söz konusu kitabı okurkende böyle olmak gerekiyor. kendi içsel dinamiklerine göre onu okumalı.bu okumayı yaptıktan sonra kabul veya reddetmeli.benim söylediğim bu.önce onu kendi dinamiklerine göre okuyun. onun kelimelere yüklediği anlamlara göre okuyun. sonra bir karar verin.sonra isterseniz yakın.ama siz bu şekilde okumuyorsunuz. 1400 yılın hurafeleri ile okuyorsunuz.benim sıyrılın dediğim şey onlar. Kuranı kabul edin demiyorum.ama o hurafeleri kenara bırakıp öyle bir okuyun. o zaman evrensel bir dili olduğunu görebilirsiniz. bende deli olduğum için inanıyor değilim.ama bu şekilde okuyunca farklı bir kitapla karşılaşıyor insan. ve ben onunla karşılaştım. insanlar size inkarcı diyebilir.ama şimdi bana şeytan diyorlar ! çünkü bende sizin reddettiklerinizi reddediyorum.ama bu reddi yapan zaten Kuran diyince adım şeytana çıkıyor. o redleri sizden önce yapan kitap zaten Kuran. mesele ve sorun bu işte. onu doğru okuyunca geleneksel din kavramı yıkılıyor.evrensel bir model ortaya çıkıyor. siz onu önce okuyun.sonra dilerseniz yakın.ama onu okuyun. bakın bir çoğu Atatürkün karşısına dini koyup laik ve laik olmayan diye bölünüyor. kimi ona dinsiz diyor kimi ulu oda bir timsaldir.ben onu Musaya benzetiyorum.oda mescidi haramlara korkmadan yürüdü. oda firavun düzenini bozdu.o bu ülkeye kanunu getirdi.işte o bunu yaparak bundan öncekileri tastik etti. Kuran zaten yaşamın ta kendisi.yaşamın sistematiği.yaşamın özeti.yaşamın analizi.yaşamın tasnifi. kimse onu reddedemez bana göre.ama doğru okumazsa o zaman düşmanı olur. hayır o doğruyu söylüyor.gerçekle iş tutturuyor.insanı gerçeğe yöneltiyor. ve malesef besmelesiz okunmuyor. alimin ulemanın onun için ne söylediğini boşverin.siz kendiniz okuyun. bakın kitap kitap diyorlar.ama Musafın anlattığı kitap ne onu bilmiyorlar. hadi benden almıyorsunuz.gidin kendiniz o kitap ifadelerini bir okuyun ve düşünün. nasıl bir kitaptan bahsediyor kendiniz teşhis edin.göreceksiniz ki doğrusunu söylüyorum. ama o hurafe gözlüğü ile bakıp ardınızı dönerseniz göremezsiniz.ve sonra yaşam sizi yorar. okuyamazsınız.
  3. : ) öyle olsun ben o kadar basit düşünemiyorum malesef. atılmış bir sudan yaratılıyoruz.düşününüyorum değersiz bişey. gözünle bile görmüyorsun hücreyi.ama derdi neyse yöntemi neyse ilhamı neyse o hücre insanı bina ediyor.benim aklım şahsen bunu almıyor.alana sözüm yok. ama benim aklım almıyor.
  4. işte daha önceki kitabı tastik eden bu demek. insanlar kaideleri öğrenip iş yaptıkça daha önce aynı kaidelerle iş yapanlar tastik etmektedir.
  5. bak sana okunmuş bir Kuran ayeti göstereyim. Atatürkün meşhur bir sözü var adalet / mülkün temelidir. tevrat-zebur / incilin temelidir. namaz / zekatın temelidir. inan bana bu söz Kurandır.çünkü simetrik olarak aynı cümledir. işte Kuran yaşamdan böyle okunur.aynen bu sıra ile ve aynen bu yöntemler ile. mülk edinmek istiyorsan incil ne bilmelisin. mülk edinmek istiyorsan tevratı ve zeburu bilmelisin. işte Kuran bu yüzden yaşamdan okunur diyorum. kolayına kaçıp pratik öğrenmek istiyorsan Musaf sana bunu veriyor. sana o programları yüklüyor.
  6. sevgili dostum. evet okuyoruz ama doğru okumuyoruz.yaşam besmelesiz okunmaz. besmele şu amerikan filmlerinde söylenen meşhur söz gibidir. mahkemede ellerini incile koyup yemin ederler ya ! gerçeği ve yalnız gerçeği söyleyeceğine yemin..... işte besmele bunun gibidir. gerçekle ve yalnız gerçekle iş tutmaktır.bizlere yüklenmiş olan bilgiyi mutlaka kendi aklımızla test etmektir. hurafelerden ve tabansız bilgilerden kendimizi çok hızlı arındırmamızdır. işte siz Kurana bu şekilde yaklaşmıyorsunuz.öfke ile olmaz.bu bir disiplin işidir. bir teknik işidir.objektif düşünülmelidir. örneğin o bahsettiğin kişilerin kitaplarını bizde okuyoruz diyorsun. ama hata ediyorsun.bu kitaplar iki kapak arasındaki kitaplar değil ki okuyasın. Kuranda bir kitap değil ki açıp gözlerinle okuyasın.onlar dize dize yazılı kitaplar değil ki okuyasın. onlar besmelesiz okunamazlar.onlar yaşamdan okunurlar. Musaf ile Kuran farklı şeylerdir.sen Kuranı Musaftan okuyabilirsin ama Kuran yaşamdanda okunur. işte o Musafta yaşamdan okunanı,yani Kuranı nasıl okuyacağını sana verir. Musaftaki,kitap ifadesini klasik düşünemezsin.onun kendi iç dinamiklerine göre bahsettiği kitap ne ise onu ancak referans alabilirsin. Musafta kitap kelimesinin geçtiği ayetleri hiç düşündün mü ? eminim ki düşünmedin ve araştırmadın. sevgili kardeşim.bir araştır.göreceksin ki haklıyım. örneğin İsa için der ki. ona kitabı,hikmeti,tevratı ve incili öğreteceğiz. bak dikkat edersen kitap ap ayrı bişey olarak anılıyor. çünkü o kitap senin anladığın anlamda kitap değil.lütfen bir incele bunları. kitap kelimesini sonuna kadar takip et.bak sonra nasıl değişecek okuman. kitap Ademe kadar uzanır.ama Ademe verildiği söylenmez.çünkü Adem diye 1 ( bir ) kişi yok.o bir şahıs değil zaten.bir tanım ve çoğul bir hikayesi var. insanlar önceleri tek bir ümmetti der.sonra şu oldu bu oldu ayrıldılar. içlerinden kitap verilenler........ der. ne kitabı ? hangi kitap ? insanlar cennetten ne zaman bir kısmı bir kısmına düşman olarak indi ? tek ümmet ne zaman bozuldu.işte o Adem kıssasında bozuldu.onlar topluca indiler ve tek ümmeti bozdular. işte bu kitap verilenler o zamana gider. o zamanı sen klasik bilginle düşünürsen.bir tek Adem ve havva çıkar. Ademe kitap verildide havvadan mı sakladı ? ( musafta havva diye bi isim bile yok zaten ) hadi sakladı diyelim.o halde neden kitap verilenler diye çoğul konuşuluyor ? Adem ve havvaya verildiyse ve onlar çoğul anıldıysa,o halde kitap verilmeyenler kim ? görüyormusun klasik hikayeye asla varılamıyor.çünkü öyle bir hikayesi yok Musafın. o bir hurafe ondan arınmalıyız.besmele ile düşünmeliyiz. bu kitap ne sen iyice bir incele.hadi kimi bana kafana göre yorumluyorsun diyor. beni dikkate alma.sen kendin şu kitap ayetlerini bir bulda bak. bak neler göreceksin.bak okuman algın nasıl değişecek. bunlar kağıtlara yazılmış şeyler değil.bunlar yetenek.bunlar sıra ile verilen şeyler. bunlar insanlığın kademelerini veren şeyler. kitap hikmet furkan zikir tevrat zebur incil işte Kuran bunlarla okunur.bunlarla ulaşılır.Kuran arapça ile okunmaz. Kuran yaşamın kendisidir.okunandır.Kuranı sana cibril verir.o zahir eder.sana gösterir.o sana okutur. iblise değil cibrile bakarsan,ona düşman olmazsan okursun. o yüzden ben bunu yorumlamayım artık.maden bazıları kafana göre okuyorsun diyor. o halde ben değil lütfen bizzat sen bunu bir araştır. İsaya verilen kitaptan çık yola. o tevrattan ve incilden ayrı olarak verilmiş. git ve kendi gözlerine gör o kitabı.göreceksin ki karşına dize dize yazılan iki kapak arasına sığan bir kitap çıkmayacak. ne incil ne tevrat nede Kuran nede hiçbiri öyle değil zaten. ama bunu ben değil sen kendin bul. çünkü ben sana anlatsamda benden kabul etmezsin. ama lütfen besmele ile bunu oku. yani sana anlatılanları unut.sen kendin bizzat menşeinden bunu bul ve düşün.
  7. dostum Tanrıyı boşver Tanrı bizim haddimiz değil.Tanrıyı tanımlamak sınırlarını koymak insanlara zarar verir. senden istenilen.o tanrının elini kolunu,şeklini şemalini bulmak değil.onu törpüleyip canının istediği şekle sokmak değil. onu olması gereken yere koymak. Al-la-hu var-yok-O Allah kendisine O diyor.onun gücünü bilgisini sorgulamak insanın işi değil. öyle yada böyle şu varlığın bir sebebi var.bunu bu şekilde var edecek güç her neyse Allah o gücün sahibidir. onun gücü bu düzeni kuracak kadar güçlüdür.bundan öte bir düzen ve evren varmı biliyoruz.onun adına atıp tutmak bizim işimiz değil.biz sadece şu varlığın sebebini o olarak görebiliriz.buda bize yeter.ve ne yapıp nasıl yaşamalıyız ona bakmalıyız. Allah Kuranda kendisini genelde hep tenzih eder.dikkat ederseniz tanımdan çok tenzih vardır. O,onların elleri ile yaptıkları değildir. ondan uzaktır. bundan yakındır vs vs gibi. İnsanlar Tanrıyı somutlaştırmak ve netleştirmek istedikçe onun adına kanunlar nizamlar üretmekte ve bunlarla kurban sunmakta ( yani ona yakınlık atfetmekte ) ve iki Adem oğlu bu yakınlık yüzünden birbirini öldürmekte.Tanrı bizim haddimiz değil.onu tenzih etmeliyiz.gücünün var olan herşeye yettiğini bilmeliyiz.ve onu,onun muğlak tanımı içinde düşünmeliyiz.biz işimize bakmalıyız.yaşamı doğru şekilde nasıl okuruz onu bulmalıyız. zaten her doğru işimizde ona yakınız.onun kaidelerine göre iş yaptığımızda mutlu oluruz.biz bunu aramalıyız. Kuran bunu anlatmaktadır işte.ama insanlar ne yapıyor.onu acayip yerlere koyuyor.camiler yapıyor ona bir çoğu çirkin sesleri ile övgü şarkısı okuyor.(ezan) bu onu yüceltmez.o zaten bizim onu yüceltmemizin derdinde değil.kendini bilen biri buna ihtiyaç duymaz.aradaki bilgi uçurumu inanılmaz boyuttaysa zaten kişi o uçurumun ardındakine tanım koyamaz. taş devrindeki insan bizi tanımlayamaz.bizde onu hakkıyla tanımlayamayız.ancak edindiğimiz doğrularla onu tenzih ederiz.onun gölgesi yaşamın her yerinde.onun gölgesi daima gerçeklerin içinde.biz gerçekleri kendimize ilke edinirsek ona zaten yakınız. o,hiçbir zaman elini kulun omzuna koymadı.Ademi karşısına alıp,kara tahtada ona yazmadı.bak koçum böyle böyle yap demedi.ona gerçeklerle gösterdi.onun vahyi bu.bu vahiy her insana eşit derecede okunuyor.doğruyu yanlışı ayırma gücü her insanın özünde var.bizden istenilen insanın insana faydalı olması.insanı Ademden alıp İsaya taşımak bizden istenilen.yani ham olarak aldığımız ruhu-bilinci .... Kutsal ruha-kutsal bilince ulaştırmamız.işte o zaman Muhammed müjdelenir.işte o zaman biz tertemiz bir toplum olur ve Kurana dokunabiliriz. Allaha don biçmek insanın ne işidir ne haddidir. bizden istenilende o değildir. bizden istenilen insanın insana faydalı olmasıdır. ibadet kendini ve insanlığı yüceltmek ve güzel işler yapmaktır.
  8. Ahlak, söylede tanimlanabilir: Iyi ve kötünün ayirt edilmesi, dogru ve yanlisin belirlenmesi, insanin yapmasi gereken yada insanlardan yapilmasi beklenen davranis ve eylemlerin tespit edilmesi. Ahlak özetle, ahlak kurallarini ele alan bir disiplindir. Selamlar. arkadaşlar şu kafanızdaki dini bırakın artık.o dinin menşeinde anlatılan şey esastır. din tek başına yaşanılan,tek başına kişiye çıkar sağlayan bişey değildir. dinden öncede ahlak vardı gibi bir cümle bana göre komiktir.din zaten budur.şu yukarıdaki cümledir. Kuranda bunu anlatmaktadır zaten.hemde çok daha derli toplu anlatmaktadır. İnsan aklını kullanmayı öğrendi ve dünyayı yönetmeye başladı ( ruh verilmesi-halife olması ) sonra kitap verildi ( insanın gözlemleri neticesinde evrenin-doğanın kaidelerini anlaması ) sonra hikmet ( insanların bu kaidelere göre hüküm vermesi ) sonra furkan ( bu hükümle 1 doğruya varması ve doğru ile yanlışı artık ayırabilmesi ) sonra zikir ( artık işlerini bu ayırım üzerine bina etmesi ) işte size yukarıdaki tanımın açılımı.zaten din bu işte. dinden önce ahlak vardı ne demekse ben hiç anlamış değilim.çünkü ben sizin kafanızdaki dini öyle anlayamıyorum. bu saydıklarım Musaya kadar olan verilenlerdir. sonra tevrat ( yasa ) sonra zebur ( içtehat ) sonra incil ( zenginlik-mülk ) sonra Kuran ( aklını işleten,doğayı gözleyen,hükmünü evrenin yasa-ayetlerine göre koyan,doğrularla iş tutan,işini bu sisteme oturtan,doğru yasalar üreten,bu yasalarla yaşayan,zengin ve tertemiz bir toplum ) sana anlatılan bu. Adem İbrahim Musa İsa Muhammedde bu sürecin karakter tiplemeleri. yani Adem olursan aleme üstün olursun. ama kitap-hikmet-furkan-zikir olmazsa İbrahim olamazsın.( İbrahim yoksada kitap-hikmet-furkan-zikir olmaz ) tevrat yoksa Musa olamazsın ( musa yoksa tevrat olmaz ) zebur yoksa Davut olamazsın ( davut yoksa zebur olmaz ) incil yoksa İsa olamazsın ( isa yoksa incil olmaz ) bunlardan sadece bir tanesi yoksa Muhammed olamazsın.(Muhammed yoksa Kuran olmaz ) Muhammed insanlığın elbette en güzel temsilidir. çünkü o sürecin sonundaki portredir.
  9. herkez böceği almış ama özü almamış ! mesele böcek değil.mesele sorunun kendi içindeki çelişki. tüm özellikleri ile kabul edilmiş bir Tanrıya posta koymak bir çelişkidir. çünkü sana uzak olan ona yakındır. taş devrindeki insana gidip insanlar bir kartaldan bile hızlı uçabilir. yada dünyanın öteki ucundan diğeri ile konuşabilir dersen,onun bilgisi bunu algılayamaz. sana kendi somutlarından örnek vermesi,seni enterese etmez.çünkü sen biliyor yaşıyor ve bunu öyle söylüyorsun. onun olurmu öyle şey diyerek kestirip atması gerçeği değitirmez.
  10. mesele o değil, bir bütün olarak ele alınan Tanrıyı uçsuz bucaksız güçlerle donatıyor ve o tastikle sorusunun içine monte ediyor. ancak sonra o Tanrı ve kendi arasındaki bilgi uçurumunu yok sayıp,aynı Tanrının kanatlarını buduyor. bilgide ucu bucağı olmadığını kabul ve tastik ettiğin bir varlığa,bilginle posta koyamazsın. çünkü akıl bilgi ile iş tutar.size örneğini verdim. bugün bir zaman makinasına binsem ve dünyayı titretmiş sezarın karşısına çıksam. tek başıma ona desem ki ! karşımda amuda kalmazsan,seni görmeden,sen beni görmeden,oturduğum yerden ayağa kalkmadan,sana kilometrelerce uzaktan,sadece tek parmağımla şanlı ordunu yok ederim. sezar buna sanırım oldukça gülerdi ! ama bugün bir insan bunu yapabilir.onun gülüşü bilgisizliğindendir.bilgide uzak ara önde olana gülemezsin. çünkü bilmediklerini bilir.
  11. madem öyle hadi göster bakalım delilini ! ben diyorum ki ! Adem cennette yaratılmadı. ama firavun cennetten kovuldu ! aklı olan bunu çoktan anladı !
  12. üstad o ayetleri açmama gerek yok.ezbere biliyorum orada yazanları.orada cebrail yok.senin anladığın anlamda cebrail yok. onun gördüğü şey,Ademin hatasıydı.İbrahimin fark edişiydi.onun yaşamı okumasıydı. ben size boş yere söylemiyorum.Kuran anlatılabilecek bir şey değil.besmelesiz bu iş olmaz.bunu kişi ancak kendi okuyabilir. dökme suyla değirmen dönmez.besmele olmadığı sürece Kuran okunamaz ! Muhammedin o gün gördüğü şey,kötülüğün hakimiyeti ve fakirlikti.cennetin nasıl örtüldüğüydü.bunu anlamanız zor.anlatılsa bile zor.benim anlattıklarım boş şeyler değil. ama diyorum ya ! besmelesiz okunamaz
  13. ben boşa söylemiyorum işte : ) Ademin cennette yaratıldığı nerede yazıyor bana gösterebilecek bir babayiğit var mı ? işte bu yüzden anlatmaya üşeniyorum.çünkü anlat anlat anlat anlattttt anlamaktan uzaklara anlatma ile hiçbirşey gösterilemez. Ademde teşbih meşbih yok. varsa dahi bir akılsızın dahi anlayacağı şekilde açık teşbihler var. bana kimse Ademin cennette yaratıldığını ispat edemez. cennetin ne olduğunun muhkemlerini bilmeyen elbette teşbihinide anlamaz. soruyorum firavun cennettemiydi ? Adem cennette yaratılmadı ama Firavun cennetten çıkarıldı. aklı olan çoktannnn anladı. olmayana davul zurna çalacak takat bende olmadığı için anlayıp anlamadığına bakmadım bile !
  14. gözünün alabildiği her yer dağ taş. siz demirin bittiğini hiç gördünüz mü ? ama her yer evsiz barksız.bir ömür bir ev almaya yetmiyor neden yetmiyor ? çünkü insan Ademden öte gitmiyor. İbrahim ailesinden olmuyor.onun dinine ortak olmuyor. İbrahim ailesinden olmayan İmran ailesine nasıl varır. nasıl zengin olur. besmele ile iş tutmayan nasıl okur nasıl barınır ?
  15. insanlar tamah ediyor ağaca sanıyorlar ki zengin olacağız. ve birine üç metrelik toprak parçası denk geliyor. ona göre bu trilyon ediyor. sanki dağı taşı her gördüğü yerde altın diye üstüne atılıyor ! hayır ! üzerine tükürüp geçiyor.ama elindeki 3 metreye tamah ediyor. bu trilyon diyor. öbürü bir araba alıyor. önüne ardına bir demir plaka takıyor. 20 santime 50 santim metal parçası. bu plaka 2 trilyon diyor. işte böyle böyle insan kendini dik yokuşa sürüyor. sonra gücü ne tükürdüğü toprağa yetiyor nede 1 kilo demire ! Adem şeytanın yokuşuna kendini atıyor. sonra ben yoruldum diyor.
  16. cibril ayetlerinin olduğu yerde en stratejik ve vurgulu kelime zahir kelimesidir.toplasan içinde geçtiği 3 ayet var ve bu üç ayette toplam 3 zahir kelimesi var. Muhammedin kalbine bunu indiren oydu.o zahir olanı okudu.içindeki meyili değil. içinde iblise meyil olanların okumasını seyretti. işte siz görmüyorsunuz ama bir çok yerde cibril ismen geçmesede işlev olarak geçiyor. alak suresinde gördün mü diyen cibril. gösteren cibril. cibril diye fiziken bir varlık yok ! bu bir teknik ! gösterende Allah ! arzularına göre iş tutanların salatı-namazı nasıl men ettiğini. zekatı nasıl bozduklarını,şeytanca örümcek ağı nasıl kurduklarını görüyor Muhammed. ona bunu okutan şey cibril.o işe deneysel bakıyor. arzuları ile vesveseleri ile iş yapanların toplumun nasıl içine ettiklerini görüyor. işte o zahir olan tablo ona vahyi veriyor. BANA BAK GÖRÜYORMUSUN YAPILANLARI DİYOR. bak Adem hatası ile iş tutanlar küçük firavunlar türetmiş diyor. görüyormusun nasıl iş tutuyorlar.nasıl hayra engel oluyorlar. nasıl toplumu kendi çıkarları için köle ediyorlar.nasıl taş koyuyorlar. işte o tabloyu ona okutan cibril.zahir eden cibril.ona dost olmalı insan. iblise değil.cibrile dost olmalı. ama insan iblise dost oldu.cibrile ise düşman. cibril yoksa işinde yaptıklarını tadarsın yaşamında. işte Ademde bunu tattı.cennetten kovuldu.ve şeytanın dik yokunuşunda tırmaladı. ve dedi ki.bana bir yorgunluk dokundu. yorulursun tabi ahmak ! sen vahye kulak asmazsan.Allaha meleklere cibrile düşman olursan yorulursun. yorulacaksında.yoruluyoruzda.
  17. Kuran garip bir kitap, ben henüz bir arpa boyu yol gittim ama yaşama vurursan çok yol gittim. Kuran tastamam yaşamı anlatıyor.ve yaşamdan okunuyor.bu yüzden Kurandan sorulacaksınız diyor. bunun muhattabı ben olduğum kadar Kuran metnini bilmeyen bir japon aynı zamanda. yani banada sorulacak olan,japonada sorulacak olan Kuran. bu evrensel bir kitap.metnini hadi boşver.Kuran insana her an okunuyor.herşey Kuranı okuyor. kimi Ademi falan ne diye anlatıyor diyor.çünkü yaşam insana bu tür kademeler koyuyor. ne diyor insan. taş devri bronz devri vs vs yada şu çağ bu çağ işte Ademde böyle bişey.bir tanım o.bir çağ. ben Ademin hikayesini bir domatestende okuyorum. sitelerin çevrelerini kuşatan bahçe duvarlarındanda okuyorum. trafikte sıkışıp kalınca yanımdan yağ gibi geçen metrobüstende okuyorum. bunların hepsinde Adem yazıyor.bunların hepsinden Adem okunuyor. ve her insanda bunları mükemmel okuyor.ama insan düşman ! cibrile düşman. zahir olana düşman.gösterilene düşman.çünkü insan hala iblisini okuyor.onun okuması ile iş tutuyor. arzularına göre hareket ediyor.kişisel iktidar için kendini paralıyor. oysa kitap açık.paylaşın.paylaşın paylaşın.ancak böyle zengin olunur. kimse kimseye paranın 40 da birini ver demiyor.bu zekat değil.belki sadaka dediği şey olabilir. ama zekat değil.bana göre değil. zekat o duvarlarda yazıyor. ve zekata ancak namaz ile varılacağıda yazıyor. bunlar heryerde yazıyor ve heryerden insan bunu okuyor. ama insan cibrile düşman.ona okunana düşman.o hala iblise dost. ona meyil ediyor.ve hala kendini Adem oğlu olarak anılmaktan kurtaramıyor. Adem oğulları hala kurbanları yüzünden birbirini gırtlaklıyor. onlar cennetide bu yüzden kaybetti.onların takip ettiği iblis kişiye piyangolar vaadeder. aradan bir kaç karun ve firavun türetir.ama kalanı köle eder.ama insan hala o piyangonun büyüsüyle tırmalayıp durur. işte böyle Adem şeytanının dik yokuşuna savrulur.arzuları aslında onu zengin etmez.aksine bir çatışmanın ortasına atar onu.geçim derdini düşünüp çare ararken.oda bir geçim derdi savaşçısı olur çıkar.ama o kadar çok kişisel iktidar heveslisi vardır ki yaşamda.o kadar çok Ademoğlu vardır ki.sonunda birbirini boğazlamaya gider iş. çünkü bu kadar çok çomak sahibi olmak isteyen olunca,bu çomak sahipleri mutlaka birilerinin tekerine o çomağı sokar. bu kaçınılmazdır.kıt kaynakların en rasyonel paylaşım şekli zekattır.kişi elindekini saçıp savurmaz.onunla güzel işler yapar.işte güzel işler yapmak zekattır.parayı makul ve iyi işlerde kullanmak zekattır.bunu çok kişi malesef anlamaktadır. diyorum ya Kuran yusvuvarlak bir kitaptır. bir yerde beyni uçurur ama garip şekildede bir yerde felç eder. bir yerden sonra artık onu onun gibi olanlar anlar. o kişi diğerine anlatmazda.iması dahi yeter.ben dayı ile bu yüzden iyi anlaşıyorum. o bir gece parayı silin diyor.ben binlerce söz okuyorum o sözden.onun yaşamını fikrini geldiği yeri vs vs vs hepsini okuyorum.o sadece bir gece parayı silin diyor o kadar. kavramların bu kadar iç içe olması dili bir yerde kilitliyor.anlıyorsun ama anlatması çok zor oluyor. o zaman az konuşur oluyorsun.çünkü bir yerden başlasan destan yazmaya gidiyor iş. işte öyle bişey bu.ben her yerde zekat yazıyor diyorum.evet yazıyor.bu çok açık yazıyor işte. misal o sitelerin etrafındaki bahçe duvarları neden var ? çünkü içindede dışındada Ademoğulları var.içerde iktidar sahipleri var.dışarda iktidar isteyenler var. tek çıkış içerdekilerin zekat üzerine olmasıdır.bu onları fakir etmeyeceği gibi zengin edecektir. çünkü artık cibril iş başındadır.onlara zahir etmektedir.ama iblis kör etmektedir.düşman etmektedir. şimdi hesaplayalım. 100 binalı bir site. etrafı yüksek bahçe duvarları ile çevrili üzeri demir parmaklık onun üzeri dikenli teller güvenlik kameraları güvenlik elemanları ama yinede evler çelik kapılı. ve dışarda Ademoğulları içerde Ademoğulları. iktidar savaşı o bahçe duvarı ile içerdekilerin lehine gibi görünüyor. hayır öyle değil ! işte o duvarlar namazdan yoksun olmanın işareti. işte o zekatı bırakmanın işareti. o duvarlara dünya para verdi insanlar. oysa oraya hiç çekinmeden para akıttılar. yahu onu korunmak için çevrelerine dikeceklerine dışardaki evsizlere ev olarak dikselerdi. üstlerinde demir vardı ! bir tek çatılarına kiremit koymak kalırdı. güvenlik kamerası koyacaklarına onuda kiremit yaparlardı. böylece iktidarlarını dışarıdada hakim kılarlardı. emin bir toplum için mallarından iyi işler yaparlardı. zerre kadarda fazla para harcamadıkları gibi birde üstüne kar ederlerdi. çünkü bu adamlar dışarı çıkacaklar. lüks arabaları ne olacak ? alarm takmalılar ! oda yetmez ! dışardaki Ademoğulları çomak sokmak için beklerler.onların alarmları varsa. diğerlerinin çalmak için sistemleri var. o zaman daha çok polis için vergi ödemen gerek ! çocuğunu okula güven içinde göndermen için okul servisi gerek. yani Ademoğulları içerdeki ile dışardaki ile külliyen zarar içindeler. neden ? namaz bilmiyorlarda ondan neden zekat bilmiyorlarda ondan. şu parayı rasyonel kullan arkadaş rasyonel kullan. iyi işler yap ki güvene eresin. işte siz kehf suresinde bilgin kulu yıkık duvarı imar ederken masal diye dinlerken. ben onun zekat üzerine olduğunu görüyorum. çünkü kavramlara başka bakıyorum.siz zekatı 40 a bölmek olarak alırken. ben böyle anlıyorum.ve bakıyorum Kuranda 40 a böl denmiyor. böyle yap diyor.sizin masal dediklerinizde bile bu yazıyor. kimi hurafeciler diyor ki. zekat kişiyi zengin eder ! ulan nasıl zengin eder diye sor. ancak kem küm eder. çünkü apışıp kalır.her sene mülkünün altına delik aç ! 40 senede sıfırı tüket ! öyle nasıl zengin olur insan ! öyle değil böyle zengin olur insan. siz firavunu benden zengin bilirsiniz. oysa ben orta direk biri olarak ondan zenginim. çünkü bir çok firavun ve onların sevgili eşleri diş apsesinden ölüp gitmişlerdir. onların onca mülkü içinde bir antibiyotik alacak servetleri yoktu.ama bugün bir Allahın kulu diş apsesinden ölmez. 5 tl verir ve o derdinden kurtulur.firavun servetini verse ölümden kurtulamazdı ! çünkü o Adem hatasını işletti.ve piyango ona vurdu.o zenginim sandı. halkı ekmek derdinden öte fikir üretemedi.öyle büyük bir Ademoğlu oldu ki. çevresinide Ademoğlu olmaya mecbur eden bir sisteme mahkum etti. ihtiyaçlar sıralıdır.bir insanın karnı hergün açsa.o kişi bilim üretemez. bir kişinin kıçı açıktaysa bilim üretemez.o kendi derdinden öte gidemez. işte fravun ve köleleri katı bir Adem soyuydu.içlerinden zorlu bir Musa çıktıda o düzeni bozdu. ama Musaya kadar kaç kişi heder oldu.oysa firavun altından kuru fasulye yemiyordu. malını mülkünü milyonlarca bölsen yine yedi sülalesi lüksün kralı içinde ölürdü. ama belki o zaman kıçı açıklar,kıçını bir yere sokar karnı açlar kafasını başka şeylere yorardı.ve bir gün dişinde apse çıktığında. o bölüp verdiği mülkünden bir doktor çıkardı.ve onun apsesinin ilacını bulurdu. ama firavun ululuğunun derdinden öldü.halkı kıçı açıkta öldü. insan Ademden öte gidemedi.insan hala bu çağı geçemedi. hala Adem oğulları birbirinin boğazına sarılıyor. onun boğazından geçeni gasp derdi güdüyor. oysa çözüm basit. namaz ve zekat ! ben şimdi size kefh suresindeki bilgin kulun duvarı imarı zekattır desem henüz cibrili anlatamazken bunu nasıl anlatırım. bakın bana yam yam nerede cibril diyor.orada ama sen besmelesiz okuyorsun. arınmadan hurafelerinle okuyorsun.ne sen öyle okuyabilirsin. ne ben sana anlatabilirim.bu iş kendinden öte gitmiyor. alırsan sen alırsın.bulursan sen bulursun.sende alacak güç varsa alırsın. yoksa şurdan şuraya gidemezsin.
  18. vahiy bu sistemle veriliyor. Allah elini uzatıp kimseye melek göndermiyor. sana işi iyi yada kötü zahir ediyor. ve sana gördün mü diyor.artık orada seçim senin. ya iblise göre okuyacaksın yaşamı yada cibrile göre. iblis ve cibril iki zıttır. bunlar düşünmeye yön veren iki zıttır. biri arzuları vesveseleri kişisel iktidarı işaret eder. diğeri ise yaptığın işi sana tattırır.yani neticesini karşına koyar. ve sana vahiy böyle verilir. yani sigara iblisten tohumunu alan bir meyvedir. onun insanı kanser etmesi,kişiye maddi manevi zarar vermesi ise zahir olan halidir. işte vahiyde böyle verilmektedir.yani yaptığın işi revize etme şansıdır. artık düşünüp işini ona göre yapmak kişinin kendi seçimidir. eğer cibrile düşman olurda doğruya ters gidersen sen toslarsın.
  19. üstad benim dediğim yokta senin dediğin nasıl var. ayetleri aç ve bir daha bak lütfen. ez-zahare sözü geçiyormu geçmiyor mu. ama bunu anlaman zor.çünkü melek kavramı devreye giriyor. ben o yüzden anlatmıyorum.birini anlatsan birinde tıkanıyor yol. her seferinde her kavramı zincirleme anlatmak gerekiyor bende buna üşeniyorum açıkçası
  20. bunlar hep sıralı şeyler, ve Kuran yusyuvarlak bir kitap,yani bunun tanımını bile yapamıyorum.her kıssasında her kavram iç içe. her kavram var hemen hemen. örneğin Kuran kitabın türevidir. içinde hikmet,furkan zikir vs vs vs vardır. yani bunlar aşağıdan yukarı bina edilmiştir. örneğin size verilenlerin güzel olanlarından yiyin ifadesi tevrata kadar uzanır. aslında o söz bir anlamda tevrata kadar uzanan bir ayettir. çünkü tevrat yasa demektir.bedenin kitabı-kaidesi açıktır. hani nasıl şimdi organik besin hikayesi çıkmıştır ortaya. işte o kitabın gereğidir.hüküm kitaba göredir. çünkü insan bunca zaman furkanı işletmiş.ve yapay olanın zararını görmüştür ( cibril göstermiştir ) dolayısı ile zikir bunu ortaya koymuştur.iş zikire kadar çıkabildiği için sıra tevrata gelmiştir. çünkü tevrat yahudi yazması o kitap değildir.tevrat yasa demektir. bedenin kitabına-kaidesine uygun zikir temiz yiyeceklerden yemektir. işte o söz artık tevratındır.yani insan bedeninin tevratını bulmuştur. kaidesine uygun yasa anlamında o sözü edinmiştir. iş kitabı doğru okumakla-gözlemlemekle hikmete-hükme varmıştır. hüküm furkanı işletmiş.furkan zikri işletmiş.kademe tevrata kadar yükselmiştir. işi incile (mülke-zenginliğe ) kadar yükseltirse insan ölüler dirilecektir. ama bu ölüler fizik anlamda ölüler değildir. çünkü Muhammede sen ölülere duyuramazsın denmiştir. onlar mezarlıktaki ölüler değildir.kitabı hala okumamakta ısrar edenlerdir. insan ruhu,kutsal ruha taşıdığı zaman. Ademden İsaya vardığı zaman Muhammed müjdenelecektir. henüz onun çağına çokkk vardır. hoş 1400 sene önce gelmiştir.ama daha ona çokkkk zaman vardır.
  21. Selam canım arkadaşım : ) ben seni hep sevmişimdir pante.seni hep samimi görmüşümdür. umarım sende beni öyle görmüş ve öyle tanımışsındır. ama arada bana gazıda vermişsin : ))) ben seni sorudan kaçarken görmedim.kaçtıysanda ben şahit olmadım. kişi alt etmek için konuşmamalı buralarda.bak nasıl lafı koydum edası yakışıksız bir iş.zamanında çocukça tartışmalarım olmuş ve bunuda yapmışımdır elbet. ama ben her zaman samimi olduğumu düşünürüm.umarım insanlarda öyle düşünüyordur. samimi olunmalı.bilmiyorsanda,yanlış biliyor olsanda kendini ortaya atmalı.korkmamalı. yanlışını yanlışta olsa ortaya dökmeli ki.bir çok akılı sağabilsin.kendi beceremediği eleştiriyi kolaya getirsin. bunu kötü bişey kabul etmiyorum.biliyorsun bile bile lades dediğim zamanlar oldu.komik duruma düştüğüm zamanlar oldu. iyide oldu.ama bunlar şeytanlıktan olmadı.samimiyetten oldu.senin gibi samimi dostlar iyi ki var. sana samimiyet yakışır ve sen samimiyeti elbette hak eden bir dostsun. ben 16 yaşımda Kuranla tanıştım.her gün Kuran okudum.o zamanlardan beride Kuranı hiç baştan sona okumadım. genelliklede ayet verip yazan biri olmadım.mümkün olduğunca hep ezberden yazdım. ilk zamanlar takvim yapraklarının arkasındaki yazılar bile benim için dindi.ama çok hızlı şekilde hadisten uzaklaştım.yani 3 ay geçmeden hadisi terk ettim. sonra bu hepten kemikleşti bende.ve çokkkk uzun süre güya Kurana uyan biriydim kendimce.bildiğimi sattım durdum.sonra fikren beni bir güzel dövdüler. hoş ben yaman savundum kendimi.ama bilincsizdik işte.aslında beni çok sarsanlar oldu.ama ben bunu o zamanlar görmedim.sonradan gördüm ki.hurafenin yılmaz savunucusuydum.ama hep samimiydim.çakallık yapmadım.sonra sonra anladım bazı şeyleri.bir gün biri ateist foruma hacc etti.ve bir yazı astı.işte o gün benim nevrim döndü.sonra kapalı devre bir forumda aldım soluğu.orada çok direnmedim.çünkü okuduğum yazı biriktirdiklerimi nasıl tasniflemem gerektiğinin yolunu açtı bana.sonra uzun zaman geçti.bunca zamanda alim olurdum ama yaşam ve ekmek derdide vardı.birde tembellik tabi : ) neyse sen süreci biliyorsun Adem yok dedik çıktık yola kabeye kadar yıktık geldik işte. elbette muallakta kaldığım anlar oldu. bunları samimiyetle paylaşırım seninle. şu biz kavramı beni bir ara çok düşündürdü. bu başlıkta gördün cebrail konusunu hurafenin anlattığı kanatlı cebrailden uzaklaşınca vahiy sistemi açıkta kaldı.bir süre düşündüm.kim bu biz kim bu biz kim bu biz. şuan bile ne kadar eminim bilmiyorum.sanırım bir süre tüm şifrelerimden arınıp ( yani her türlü forumdan-oyundan-facebooktan vs vs vs ) Kuranı baştan sona arapçası ile birlikte okumam gerekiyor. yani bunca zaman biriktirdiğim yöntem ve kavramları bir güzel tek tek ince ince Kurana sormam gerek. neyse uzatttım. soruna bulduğum cevap şu. Muhammed Ruhu işletti. ve kitabı okudu.daha önce ifade etmiştim.kitap dediği şey,kaideler.evrensel yasalar.yani ayetler.Allahın kelimeleri. ve kitabı edindi.sonra sıra hikmete geldi.bunlar sıra ile işleyen şeyler.Kuran arapçadan okunmaz.Kuran yaşamdan okunur. Kuranı okuma sistemi bunlardır. yani kitap-hikmet-furkan-zikir-tevrat-zebur-incil işte bunlarla Kuran okunuyor.ve senin sorduğun de ki ifadeleri anladığım kadarı ile hikmet kısmının neticesi. Muhammed önce kitabı okuyor.yani gözlemliyor.bu hikayeyi aslında İbrahimdede görüyoruz. o aya güneşe baktı diyor.ve DEDİ Kİ diyor. ona dedirten şey ay ve güneşti.demesi hikmet-hükümdü. ona hikmeti verende Allahtı. Muhammedde bunu yapıyor. örnek veriyorum. güneşe bakıyor ve onu doğudan doğar batıdan batar görüyor işte hikmet-hüküm güneş ay tarafından veriliyor onların dilinden konuşuyor. de ki,o güneşi doğudan doğurur batıdan batırır. işte buradaki de ki ifadesi benim anladığım kadarıyla hikmetten kaynaklanıyor. yani hikmet-hüküm içeriyor.bunu kimi zaman insanlara anlatırken yapıyor kimi zaman başka şekillerde. ama o anda hükmün dili ile konuşuyor.onun mesajı aldığı şeyin dili ile ifade ediyor. ve daima gerçeğin kendine verildiği şeyin dili ile ifade ediyor.( hüküm ancak gerçek bir gözleme ( kitaba ) dayanıyorsa hükümdür.ve o ancak gerçektir.) ve hikmeti ona Allah veriyor. ona hikmeti ve ....... öğrettik vs vs vs bilmiyorum ne kadar doğru anlamışım ama şimdilik durum bu.doğrusu eğrisi benim.eleştiri sizin. ben hiçbir aracıya inanmıyorum.melektir cindir şudur budur vs vs yok benim için.yok derken klasik anlamda yok. yani kanatlarını açıp vahiy getiren bişey yok.Allah şah damarından daha yakın.ve bu sözleri kalbe o düşüren o. ne bilim işte pante : ) verin gazı saati 3 ettirdin bana : ) Selam senin için : ) ve tüm düşünüp arayanlar için.
  22. Selam Pante ben sana neyi izah edeyim ki sevgili dostum. izah edilecek şey beni yoruyor artık. cibrili anlatsam Tevratta tosluyoruz. tevratı anlatsam incilde tosluyoruz. bunları anlatsam melekte tosluyoruz. iş besmeleden başlıyor.onuda oradan buraya kim anlatacak dostum. ben aynı kelimelerle senden başka okuyorum olayı. ortada bir tevrat var ama biz seninle o tevratta ortak değiliz ki tartışaşım. ne cebraili bir anlıyoruz ne tevratı bir anlıyoruz.neyi nasıl anlatayım ki sana. sen Musaya verilen tevratı,yahudi yazması tevrat biliyorsun.ben ise ona şeytan işi diyorum. tevrat iki kapak arasında dize dize yazılmış bişey değil ki senin tevratına karşı benimkini anlatayım. tevrat bir yetenektir. incil bir yetenektir. zebur bir yetenektir. zikir bir yetenektir. furkan bir yetenektir. hikmet bir yetenektir. kitap bir yetenektir. bunlar dize dize yazılmış iki kapak arasına sığmış şeyler değildir. bunları işleten şey ruhtur. ruh ile serüven başlar kutsal ruhta bitmesi hedeflenir. ruhtan sonra kitap verilir kitaptan sonra hikmet hikmetten sonra furkan furkandan sonra zikir zikirden sonra tevrat tevrattan sonra zebur zeburdan sonra incil zebur olmadan incil yok. zikir olmadan tevrat yok kitap olmadan hiçbiri yok. melek kitabın ayetleridir. ama sen benim anladığım kitabı bilmiyorsun ki sözümü anlayasın sevgili dostum. kitap evrensel yasaları-kaideleri ifade eder.melekte itaat eden herşeyi. ruh bilinç-bilgi mekanizmasını ifade eder. onun hepsi Allahtadır elbet.çok azıda bize verilmiştir.senin hedefin Ademden İsaya gitmektir ruhu ham hali ile alıp saydıklarımla işletip Kutsal ruha götürmek hedeftir. işte o zaman Kuran ve Muhammed müjdelenir. İsaya varmadan Muhammed kime müjdedir ! ilk okula gitmeden üniversiteye gitmek az kişinin işidir. yani ben senin sözüne cebrailde ustaca çelme takmış değilim. hiçbir yerde aynı kavramlar üzerinde konuşmuyoruz ki yazına cevap vereyim. yazındaki kavramların hiçbiri benim için ifade etmiyor. örneğin ali bakkala gitti domates aldı cümlesini düşün. benim alim senden başka ! bakkalım senden başka gitmek başka domates başka almak başka yani senin o yazında sadece melodilerimiz ortak. ama algımız tamamen farklı.benim o yazıya bir cevabım elbette yok. çünkü teknik olarak o yazı bana hiç hitab etmiyor.benim kavramlarımla alakası dahi yok ki cevap vereyim.
  23. memnuniyetle koyarım sevgili kardeşim. ama sen yanılgını kabul edermisin onu bilemem tabi. şimdi iş yerindeyim.vaktim yok. elimde Kuran programlarıda yok ama ayetleri şunlar bakara 97-98 tahrim 4 ( tahrim 3 yardımcı ayet ) bunlar cebraili verir. cebrail = ruhul kudüs değildir. melek değildir. orada melek ile cebraili eşit kılmaya hiçbir delil yoktur. eşitleyen Allahıda cebraile eşitleyebilir o zaman yada resulü eşitleyebilir. o ayetler açıktır. cebrail zahir eden şeydir. görünür kılan şeydir. dikkatli bakan bunu görür. melek ile ruh ile bağını ancak hurafe ile bakarsanız kurarsınız. başka türlü hiçbir imkan söz konusu değildir.
  24. Selamlar yam yam bana cebrailin melek olduğunu gösteremediniz. siz ancak yanılgınızı gösterdiniz.bunca hurafe içinden cebraili anlamak öyle kolay iş değildir. ve siz bunu yapamadınız.emin olun yapamadınız.bu yüzden cebrail konusu bitmiş değil. ama siz onu bulacakta değilsiniz.aslında cebraili her kul bilir.ama tanımını koyamaz. durumunuz o. hadis meselesine gelince. bu benim için hiç zor değil. ama o konu bu konunun altında işlenmemeli. siz bu konuyu ayrı bir başlıkta açın. bakın ben size nasıl deliller getiriyorum. bu zor değil.
  25. eğer ben anlarım derseniz deneyelim. buyrun, sigara, namazın ve zekatın yokluğundan türemiş zehirli bir meyvedir. onun tohumu iblistendir. o meyveye meyil eden kimse cibril o an ona koşar. ona ciğerlerinden feryad eder.sesi öksürdünde ona gelir. sonra cebinden çıkan para olur cibril.israf ile sesi gelir. sonra gözü olur cibril,bir mezarda sigaradan öleni gösterir. cibril hiç durmaz.cibril herkeze yetişir.o hiç yorulmaz.her kişiye işini gösterir. yer yerinden oynar, binalar yerle bir olur.insan kanındandan canından olur. işte yeri yerinden oynatan melektir.yerde melektir.oynatanda melektir.oynayanda melektir. hepsi itaat içindedir.yerin oynayarak sana verdiği mesaj resuldür. işte o yerle bir olmuş binada cibrildir. sen Allaha,meleğe,resule,cibrile düşman olursan burnunun ucunu bile göremezsin. dost olursan topluca yıldızlara göç edersin. buyrun açık açık anlattım. besmelesiz kim görebilir ki ! göremezsiniz.çünkü iş anlatmakta değil.iş besmelede. besmele miras edilemez.besmele almak istemeyene verilemez. besmele hak edilir.ve o bahşedilir.onu hak eden onun üzerine olur.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.