Zıplanacak içerik

ucansahin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ucansahin tarafından postalanan herşey

  1. Her zamanki taktik. Önce insanin elinden hakkini alacaksin, baski yapacaksin sonra bu insan hakkini almak iicn mücadele verecek ve biz gene onun mücadelesini elestirerek yok efendim efendi dursalardi haklarini veriridik gibi sözlerde bulunuyoruz. Yani bunun türkcesi masumdan suclu yapma politikasi. Madem "bizim ezeli düsmanlarimiz" Kürt vatandaslari destekliyorsa bizde bu "ezeli düsmanlarimiza" firsat vermeden taa ilk bastan Kürt vatandaslarin haklarini gasp etmeyerek "düsmanlarimizin" planlarini bosa cikartirdik. Sömürgeci, isgalci ve etnik kökenlilerine baski yapan, haklarini ellerinden alan tüm devletlerin konustugu dilden ifadelerle güya Kürt halkinin hakli mücadelesini haksiz ilan etmeye calismisiz ama nafile.
  2. Hic alakasi yok arkadasim söylemlerinizin irkcilikla. Bir insan kökeninden dolayi irkci olamaz otomatikmen. Sizin anlatmaya calistiginz sadece gelismemeisligin bir göstergesidir, ama irkciligin tarifi degil. Irkcilik bir cümleyle kendi irkini diger irklardan üstün görmek ve diger irklari asagilamaktir. Hemsericilik hic bir zaman irkla alakali degildir. Lütfen burada kavram kargasaligida yapmayalim. Zaten yeteri kadar kargasalik var birde buna kavram kargasaligini almayalim. Dolayisyla benim tarifim ile sizin tarifiniz arasinda hic bir iliski yok. Siz sadece Kürt insanlarimizi kötü göstermek amaciyla hemsericiligi irkcilik olarak lanse etmeye calsitiniz, ama basarili olamadiniz. Hemsericilik sadece Kürt vatandaslarimiz arasinda yok, ülkemeizde neredeyse her böylegede var. Bakin Ankara gibi büyk sehirlerde mesela Karadeniz hemsericiligi, Sivas hemsericiligi gibi benzeri iliskiler var. Sizin tanimlamaniza göre bu sadiklarimda irkci olmus oluyor. Umarim anlayabimissinizdir hatanizi.
  3. Vallahi bir yasima daha girdim yukaridaki "irkciligin" tarifini okuyunca. O anlamda malesef Türkiye'nin hemen hemen tümü irkci ilan edilmis oluyor. Türkiye'de sadece Kürt'ler arasinda hemsericilik ve benzerleri yok Türk'ler arasinda da var, Süryani'ler arasinda, Ermeni'ler arasinda, gayri müslümler arasinda dahi var. Nedense bizler hala Amerikayi yeniden kesif etmeye ugrasiyoruz. Irkciligi daha hicmi hic anlamamisiz!!!! Tahminime göre gercek bir irkci veya siyasi hareket veya gurup dahi tanimiyorsunuzdur. Peki bir irki baska irklardan üstün görmeye ne denir dersiniz? Bunun cevabini bilirseniz gercek irkcilik nedir tam olarak ögreneceksiniz. Sizin anlattiginizin irkcilik ile zerre kadar alakasi yok. Ha derseniz hemşericilik, aşiretçilik, kabilecilik gelismenin önünde bir engeldir, haklisiniz derim. Bunun olumunda en fazla rol oynayan unsurda egitimsizlik ve endüstrilesememektir.
  4. Bosuna ugrasmayalim, ha Hasan demisim ha kel Hasan, her ikiside ayni kapiya cikiyor. Türk Türktür, Kürt Kürttür, Arnavut Arnavuttur, Türkmen Türkmendir, Cerkez Cerkezdir,...... ama tümü T.C. vatandasidir. Kimseye zorla kendi öz kimligini unutturmaya ve inkar etmeye ugrasmayalim. Bunu yapmanin adi resmen irkciliktir. Neden zorla Kürdü Türk yapmaya calisiyoruzki? Türkiye'deki Kürt Türkiye Cumhuriyeti vatandasi ama Iran'daki, Irak'taki, Suriye'deki, Rusya'dakilerde o ülkelerin vatandaslari, ama bu ülkelerin tümünde Kürt'ler yasiyorlar. Diger etnik kökenliler icinde benzeri örnekleri verebiliriz. Vatandaslik ayridir irk ayridir. Herkes Türk vatandasi olabilir ama Türk olamaz, Rus vatandasi olabilir ama Rus olamaz,.......... Kelime oyunlariyla nereye kadar gidecegiz?
  5. Söyledikleriniz dogru degil ama dogru bile kabul etsek bu Türkiye'nin ayibidir. Kendi öz aydinini dahi yetistiremiyen ülkenin en büyük ayibi olur. Her alanda oldugu gibi aydinlar konusunda dahi sorunu disarida aramisiz ve hemencikte bulmusuz. Ithal aydinlar!!! Peki sormazlarmi neden Türkiye kendi aydinini yetistiremiyorda ithal ediyor????? Yazari cizeri, agzini acani iceri atip sesini kesen bir ülke aydinim ithal demeye hakki yok. Olanlarin degerini bileydi. Nazim Hikmet'in dahi degerini kac yil sonra anladi Türkiye. ne yazikki Nazim Hikmet'i de ihrac ettik. Ne de olsa Türkiye ithalat ve ihracatta bayagi ilerleyen bölgesinin en büyük demokratik ülkesi.
  6. Icerigini kabul etmesem herhalde yayinlamazdim. Okuyup okumamanizda beni hic mi hic ilgilendirmiyor. Herkes kendisi bilir neyi okuyacagini. Sizin tarih bilgilerinizde aynen baskalarindan alinti, yani "bizim hocalarin" vermis oldugu seminerlerden ve yayinladiklari kitaplardan ögrendikleriniz ve duyduklariniz. Siz istediginiz konuda alinti yapabiliyorsunuz ama haricinizdekilerin böyle bir haklari yok. Ne güzel bir anlayis dogrusu.
  7. ULUSALCILIGI ne oldugunu aciklayan ve bu anlamda etnik kökenlilere yapilan haksizligi ve irkciligi anlatan bir aciklamayi sizlerla paylasmak adina alintilayip yayinliyorum. "“Türkiye Türklerindir”cilerin yarası Özdemir İnce haklı mı? 11/10/2009 Ulusalcılık, ulusal ezber dışında bir şeye izin vermeyen laik bir dindir. Nasıl 'din'in verileri tartışılamazsa, ulusalcılık da aynen öyledir BASKIN ORAN (Arşivi) “Türk” teriminin bir etnik grubun değil, bütün TC vatandaşlarının (“ulus’un”) adı olduğunu iddia edenlerin çok haklı oldukları bir husus var aslında: Türkiye’de etnik olarak Türk olmayan bazı gruplar “Türk’üm” diyor. Tek kelimeyle, mükemmel. Fakat “Türk’üm” demeyen milyonları ne yapacağız? “Türk” terimini ulus’un adı sayanlar için gocunulacak yara işte tam burası. Bu insanları askerdeki “Tüfek çatılacaaaaak! Çat!” der gibi Türk yapmanın mümkün olmadığı her geçen saniye daha da kesinleşiyor. Kesinleşince de, bu yaradan kan sızıyor. Son haftalarda iki “durum” oldu, yine fena halde sızdı. Birinciden başlayalım. Yarayı deşen rapor Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri T. Hammarberg’in 1 Ekim’de yayınlanan “Azınlıkların İnsan Hakları” adlı raporu farklılık gösteren gruplara bu ülkede nasıl muamele ettiğimizi bir MR filmi kesinliğiyle gösterdi. ( www.commissioner.coe.int) 197 paragraflık (uluslararası belgelerde paragraflar numaralıdır) bu upuzun Türkiye raporu bir büyük gazetenin çok ilgisini çekti. Ama, tek paragrafıyla. Cımbızladığı paragraf şöyle: “29) Komiser, Lozan Antlaşması’nda geçen azınlık okulları da dahil olmak üzere, bütün kamusal ve özel ilkokullarda öğrencilere zorunlu olarak her gün “Ben Türk’üm” diye başlayan ve “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diye biten bir yemin okutulmasından kaygı duymuştur. Alınan raporlar, 2007’de kimi öğretmenlerin bu uygulamanın kaldırılması yönünde yaptığı girişimin, “halkı kanuna karşı gelmeye teşvik”ten yargıya intikal ettirildiğini bildirmektedir. Komiser, bu yargı sürecinin sonucu hakkında bilgi edinmeyi arzulamaktadır.” Adının yanında “Türkiye Türklerindir” şiarı bulunan gazetenin koca belgede tek bir paragraf için, üstelik “etnik ayrımcılıktır” falan demeyen bir paragraf için “Ne Mutlu Türk’üm Diyene etnik ayrımcılık” tepkisiyle manşet atması bu yaranın tipik göstergesi. Böylece kimileri yine burnundan soluyacak, bütün gözler buraya dönecek. Geri kalan 196 paragrafta Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin, Süryanilerin, Alevilerin, Romanların (Rapor’un altıncı bölümü tamamen Romanlara/Sulukule’ye ayrılmış) gördüğü muameleye Rapor’un getirdiği fevkalade ayrıntılı eleştiriler dikkatlerden kaçırılacak. Ülkemizde yasalarda, mahkeme kararlarında ve idari uygulamalarda görülen etnik ve dinsel ayrımcılığı bu sütunlarda daha önce ibadullah yazdım; “Türkiye’de Azınlıklar” kitabım da bunlarla dolu. Tekrar etmeyeyim ve ırkçılık konusundan tek örnek verip geçeyim: 1934 tarihli İskan Kanunu’nda altı kez “Türk Irkı” terimi geçiyordu. 2006 tarihli yeni İskan Kanunu’nun 4. maddesi şöyle diyor: “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olmayan[lar] göçmen olarak kabul edilmezler.” “Irk” ile “soy” terimlerinin “ne” değil “ne” olduğunu yazamam, aile terbiyem müsaade etmez. “Ne Mutlu Yunan’ım Diyene!” Bendeniz 28 yıldır azınlık konularıyla uğraştığım için talimliyim, ama bir tek şunun cevabını veremiyorum: Batı Trakya Türk azınlığının yine Lozan’ca kurulmuş okullarında “Yunan’ım, doğruyum, çalışkanım. Varlığım Yunan varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Yunan’ım Diyene”biçiminde bir “dua” her sabah mecburi okutulsa, acaba birtakım insanlarımız ne yapardı? Bulgaristan’da okutulsa: “(...) Ne Mutlu Bulgar’ım Diyene.” Şimdi kurulmakta olan Kürdistan’da Türkmen çocuklarına okutulsa: “(...) Ne Mutlu Kürt’üm Diyene!” Şimdi bir de Batı Trakya’da bunun şöyle okutulduğunu düşünün: “Yunanistanlıyım, doğruyum, çalışkanım. Varlığım Yunanistan’a armağan olsun. Ne Mutlu Yunanistanlıyım Diyene.” Ne kadar farklı değil mi? Bilmem “Türkiyeli”nin hikmetini anlatabildim mi? Hiç sanmam. Ulusalcılık, ulusal ezber dışında bir şeye izin vermeyen laik bir dindir. Nasıl din’in verileri tartışılamazsa, onlara ancak inanılırsa, ulusalcılık da aynen öyle. Google profesörlüğü Kanayan yaranın ikinci belirtisine gelelim şimdi. Bir haftadır, “Türkiye Türklerindir” gazetesinin bir yazarı, Radikal’de 06-11 Eylül arası çıkan dizimin “yalan” olduğunu, okurları “aldattığımı” pek sinirli bir üslupla yazıyor. Günlerce. O kadar ki, arkadaşlar telefon etmeye başladı: “Yahu, bu adama bir şey mi yaptın?” Kesinlikle yapmadım. 1980’lerde Ankara’da kız arkadaşımın kapı komşusu olarak tanıdığımdan beri tartışmamız bile olmadı. Hatta, Allah razı olsun, bana Herkül’ü (Millas) tanıştırdıydı. Her sofrada; 1977 Lenin Uluslararası Barış Ödülü sahibi, bir kitabı cunta tarafından törenle yakılmış ünlü Komünist şair Ritsos’tan “Babam” diye bahsetmesini, onun da kendisine “Manevi oğlum” dediğini aktarmasını hatırlıyorum. Sonradan böyle oldu herhalde. Hayat. Fransızca öğretmeni şairin genel kültür ve google yordamıyla Fransa ve azınlıklar konusunu bir uluslararası ilişkiler profesörüne öğretmesine karışmak doğru değil; herkesin bir joy yapma(“kafa bulma”) biçimi var. Üstelik ben kendi denklerimle bile polemiğe girmem. Dahası, bilimsel tedbirimi almışım: Yazımın sonunda, meraklısı internetten baksın diye kaynak göstermişim. Hatta, temel Fransız resmî kaynağı internette de var: http://www.dglflf.culture.gouv.fr/lgfrance/legislationLDF.pdf Böyle ama, gelen telefonların yanı sıra bu sabah bir de sevgili okurum Serdar “Hocam bugünkü yazısında sanırım Özdemir İnce haklı, bir bakın isterseniz” diye yazınca artık direnemedim. Baktım, çok ilginç! Metropol Fransa’yı anlatmaya girişirken “Fransız denizaşırı topraklarında bakın ne özerklikler var!” anlamında yazdığım (Radikal, 09.09.09) şu cümleyi cımbızlıyor: “Fransa sınırları içinde olan Yeni Kaledonya bölgesinde Fransızca dili birinci değil, yerel dillerin yanında ikinci dildir; bu kadarını söylesem kâfi.” Meğer bir okuyucusu google’dan bakmış, kendisine ihbar etmiş “Y. Kaledonya’da resmî dil Fransızca!” diye. O da, niye burayı atladım diye hayıflanıyor: “[Aslında,] benim Yeni Kaledonya’da resmi dilin Fransızca olduğunu anımsamam gerekirdi” diyor. (Hürriyet, 06.10.09) Türkiye’de bir insan tipi zuhur etti, farkında mısınız bilmem: Yazma bilen, okuma bilmeyen. Bu, bunun fantastik bir yeni versiyonu: Yazılmamışı okuyan. Benim yazımda bulunmayan “resmî” kelimesini “okuyor” cümlede. Bu arkadaşın daha önce Fransız Anayasası vs. konusunda yazdıklarımı da nasıl “okuduğunu” net göresiniz diye, o resmî kaynaktan ilgili ayrıntıyı buraya aktarayım da, bu hazin olaydan artık kurtulayım; uğraşamayacağım: “Fransızca savunulmalı” *19 Mart 1999 tarih ve 99-209 sayılı, Yeni Kaledonya’ya İlişkin Kanun, Md. 215 fıkra 2: “Kanak dilleri eğitim ve kültür dilleri olarak kabul edilmiştir.” * 26 Nisan 2002 tarih ve 70-2002/APN sayılı, Okullarda Dil ve Kültürlere İlişkin Karar, Md. 15: “Kuzey Eyaleti Meclisi, ikinci dil olan Fransızcanın öğretilmesini her seviyede savunmaya özen gösterecektir.” Orijinali: “... s’appliquera à défendre, à tout niveau, l’enseignement du français,langue seconde”. K. Eyaleti, yüzde 91’i okur-yazar olan Y. Kaledonya’nın yarısından çoğunu kaplayan eyalet. Kanaklar yüzde 77,9, Beyazlar yüzde 16,9. Fransızcanın “ikincil dil” olarak resmen “savunulmaya” muhtaç oluşu bundan. Daha anlatayım mı? “Fransa dilleri” hakkındaki resmî kaynağın adını da vereyim: “Délégation Générale à la langue française et aux langues de France, Le Corpus juridique deslangues de France, Etude réalisée par Violaine Eysséric, Paris, Avril 2005”. Peki, şair neden bu kadar hırçın? Diğer “Türkiye Türklerindir”ciler gibi onun da aşırı sinirliliği, tamamen, bu işin artık tarihe geçmeden tarih olmaya başladığını fark etmesinden geliyor. Geçmiş olsun. Not 1: Baktım, “Babam” dediği Ritsos 19 yıl olmuş vefat edeli. Bu açıdan çok talihli insanmış Ritsos. Not 2: Feyhan yazıyı görünce, ki hiç yapmaz, dudak büktü: “Cevap mı verdin?” Aydın Engin yazıyor “... cevap verme tenezzülünde bulunmayacaksın değil mi?” İkisini de ayrı ayrı teskin ettim: “Bir seferlik kusura bakma, ne olur”." -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=958856&Date=14.10.2009&CategoryID=42-
  8. Sonunda olayi bu derece basit ithamlara kadar getirdik. Her savasta oldugu gibi muhakkak kurtulus savasinda da eminimki iki tarafli oynayan sahis ve gruplar olmustur. Ama bu tür olaylari devamli Kürt'lere mal etmeye calismak gercekten ibret verici bir bakis. Sanki o dönemde kurtulus savasi veren Atatürk ve cevresine karsi eylemlerde bulunan mesela dinci kesimden, ama bunlarin neredeyse tümü Türk, hic bahsetden yok. Olayi Kürt veya Türk ismi altinda irdelemek cok yanlis. Madem siz kurtulus savasi döneminde Kürt asiretlerinin sözlerinde durmadigini iddaa ediyorsunuz ve biliyorsunuz neden digerlerinden de bahsetmiyorsunuz? Diger taraftan Kürt asiretleri neden tüm Kürt vatandaslarini baglasinki? Baglayacak olsa o halde Türk'lerin dinci ve seriatci kesimlerinin kurtulus savasina ve cumhuriyete karsi olmalari ve mücadele etmeleride tüm Türk'leri baglamasi gerekmezmi? Diger taraftan konu basligina bakiyorum ve yapilan yorumlara bakiyorum aralarinda hic bir baglanti göremiyorum. Bu da bizim tartisma kültürümüz olsa gerek.
  9. Simdi de ulkemizde yillardan beri herkesin agzindan düsmayen söylemleri sorgulamak yanlis oldu. Cok ilginc dogrusu. O söylemler ile ilgili sorularim ve süphelerim var tabiiki , siz ise sorulara yanit yerine bildik tarzadan konu disi uzn cümleler yazarak konuyu dagitiyorsunuz. Sizin algilamaniz belirleyici degil bilakis söylemlerin icerigi önemli ve belirleyici. Sormus oldugum söylemlerin icerigini arastirinca ne söylenmek ce anlatilmak istendigi acikca ortada.
  10. Ya madem "ben Türk'üm" demek irk bazinda degilde ulus bazinda söyleniyorsa, yani bu cümlenin icerisinde aslinda her Türk vatandasi anlasiliyorsa, mesela bir Ermeni, Rum, Cerkez, Yahudi, Arap, Arnavut, Cerkez, Süryani, Gürcü, Laz, Kürt ve daha sayipta bitiremeyecegim asilli insanlar anlasiliyorsa, "Tanri Türk'ü korusun", "Türk'ün Türk'ten baska dostu olmaz" gibi sözler kime karsi söyleniyor? Yukarida saydigim bir cok irk zaten otomatikmen Türk'ün düsmani sayiliyor, yok öyle degilse nasil Türk'ün Türk'ten baska dostu olamazmis? Kelime oyunlariyla kafa karistirmaktan baska hic bir sey degil su an yapilmaya calisilan. Ben Türk'üm derken bunu asla vatandaslik bazinda söylemiyorum ve kimsede öyle söylemiyor. Bunu böyle oldugunu bal gibi biliyoruz ama isimize gelmiyor bugünlerde. Benim irkim ne o zaman? Benim ailem Türk oglu Türk ve Türk kizi Türk. Bunu söylerken asla irkcilik anlamina gelmiyor. irkcilik ancak kendi irkini digerlerinden üstün görmektir veya digerlerini hice sayip kendi irkindan göstermektir. Bu irkciligida su an Türk olmayi ulus olamak anlaminda söyleniyor yalanini söylemekle yapiyoruz.
  11. Siz bu cümlelerinizi irkcilara söyleyin. Bakin mesela Nihal Atsiz ve onun günümüzdeki takipcileri, kendisine Atatürkcü,ulusalci ve solcu olarak niteleyen "Türk Solu" dergisi. Örnekleri cogaltabiliriz. Siz önce gercek anlamda irkcilara durusunuzu gösterinki niyetiniz belli olsun. Kimse saydigim kurulus ve sahislari irkcilikta gecemez.
  12. Birilerinin adina konusup onu savunacaginiza önce yazilan yorumu okuyup yorum yasaniz daha saglikli olurdu. Alinti yaptigim cümleyi ne anlamda yazdigini orada görürdünüz. Ha gercekten "Türkiye Türk'lerin memleketi...." cümlesinden ne anliyorsunuz? Umarim dogrudan cevap veririsiniz. Onun disinda mesela yillardan beri Hürriyet gazetesinin ilk sayfasinda devamli yazilir "Türkiye Türklerindir" Neden dogrulari hala sakliyoruz? Kendi kendimizi aldatabiliriz ve oyalayabilirzde, ama baskalari asla bu yalana kanmaz. Bu cümleler kime karsi yazilan ve söylenen cümleler? Hürriyet gazetesi kimlere karsi söylüyor bu cümleyi? Ayni soru diger alinti yaptigim cümle icinde gecerli.
  13. Malesef ülkemizdeki azinliklara ne kadar uzak oldugumuz gene onlarin adina konusmamizla belirginlesiyor. Yukaridaki sözelirinizden ülkemizde yasayan Süryani ve Arap asilli vatandaslarimizla konusmadiginiz cok acik ve net. Tavsiyem onlar hakkinda suu istemiyorlar bunu yapmiyorlar demeden önce o toplumun insanlariyla konusmaniz. O zaman ne kadar yanildiginizi anlayacaksiniz. Hele siz bir konusunki sorunlarinin kac yildan beri hala cözüm bekledigini görün.
  14. Asagidaki alintidan ne anliyorsunuz? Isterseniz alinti yapilan yorumu tümüyle okuyun. Burada Türklükgü ayni sahislarin degisik sekillerde acikladigini göstermeye calisiyoruz. Ama anlayana tabiiki.
  15. Benim yorumum sardunyam isimli arkadasin yorumuna karsilikti. O arkadasin yorumundan sizin bahsettiginiz "ben Türküm" demek sadece vatandaslik bagini degil irki anlamda anlasiliyor. Yorumcu arkadas ta "burasi Türkiye, Türk'lerin memleketi" derken irki anlamda syölüyor. O yorrumu okumanizi tavsiye ederim. Demekki "ben Türküm" herkes tarafindan ayni anlasilmiyor.
  16. "Türkiye Türklerin memleketi" derken bir irki temsilen ve de irkcilik olmuyor bilakis demokrasi oluyorda Kürt vatandaslarimizin kendi irklarini temsil eden görüsleri demokrasi olmuyor ama irkcilik oluyor.
  17. Bakiniz su günlerde "Türk" kelimesinin irk degilde vatandaslik baginda söylendigini iddaa edenler nasil kendi yalanlarini ele veriyorlar yukaridaki cümleden cok acik ve net olarak gözüküyor. Türkiye "Türklerin memleketi"!!!! Hani " ben Türküm" demek sadece vatandaslik bagindaydi? Arkadaslar artik o kadar celiskili konusuyorsunuzki dün söylediklerinizi unutuü bugün tam tersini söylüyorsunuz. Artik "Türk'lükten" ne anladiginizi acikca söyleyebilirsiniz, zaten bilmeyende yok, bosuna ugrasmayin.
  18. ucansahin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
    bahsettigin sahislar asla bölücülügü savunmuyorlar ve dolayisiyla bölücü bir örgütüde desteklemiyorlar. Ama sizin pencereniz devamli degisik gösterdigi icin devlet iverisinde suc isleyenleri mahkemeye veren herkes bölücü oluyor. Umarim simdi siz anlamissinizdir. Bir tane yazilarini gösterinki terörüstleri iyi göstersinler. Tabii terörüst kim ve nedir ona bagli. Catli ve Yesil terörüst olmaz ama 12 yasindaki bir cocuk tas atiigi icin terörüst olur.
  19. ucansahin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
    Madem suc duyurusu yapmakta sorun yokta neden bu suc duyurusu yapanlari tehdit eden TIT terörö örgütü icin " keske dogru olsa" diyorsunuz? Kendi yorumlarinizi okumuyorsunuz galiba veya ne anlama geldigini tam kestiremiyorsunuz.
  20. Keske benim yorumuma cevap vermeden önce benim neden öyle bir soru sordugumu arastirsaydiniz. Arastirmaniz sizin 3 saniyenizi alirdi. Cevep verdigim arkadasin yorumunu okusaydiniz anlardiniz. Ama malesef olaya direkmen atlarsak konuyla alakasi olamyan cevaplar ortaya cikar. Ben zatan Almanya'da bizim ülkemizdekine benzer mars ve ant iciliyor falan demedim. Idda eden arkadas var ve ben o arkadasa syölemisim. Keske siz aslinda o arkadasa Almanya'da onun iddaa ettgi gibi marslarin ve antlari söylenmedigini anlatsaniz.
  21. CHP su anki yürüttügü siyaset ile bitecege benziyor. Kimse korkmasin Cumhuriyet bitmez. Siyaset üretecegine "Cumhuriyetin koruyucusuyuz veya Atatürk'ün devamiyiz" diye kaliplasmis slogan atarak kimse ayakta kalam 21. YY. Kim demis CHP'yi sadece ona oy verenler veya destekleyenler elestirebilir veya kaybetme nedenlerini arastirir diye? Öyle bir sey ancak yok olmaya karar vermis bir parti ve onun destekcilerinden gelebilir. CHP ülkeyi ve dolayisiyla beni yünetmeye aday ise beni dinlemek zorunda, benim elestirilerimi "sen bana oy veriyorsan" dinlerim, yoksa seni ilgilendirmez diyemez. Halkin sesine kulak vermeyen bir parti ve destekcileri oldugu yukaridaki yorumdan cok acik görülmektedir.
  22. ucansahin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Evet cok güzel bir dayanisma. Baykal Erdogan'i iktidara Bahceli'de Erdogan'in vezirini cumhurbaskanligina getirdi. Kimin körleri ve sagirlari oynadigi gözler önündeyken saga sola carpip ses cikartarak gercekleri ört bas edemem.
  23. ucansahin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Madem olaya bu bazda bakiyorsunuz etnik-Milliyetciler ile sözde sosyal demokratlarin ortakligina ne diyeceksiniz cok merak ediyorum. CHP,MHP,BBP ve diger etnik milliyetcilik yapan ufakli defekli partiler, kuruluslar ve örgütler. Hey bee, yürüyündostlar biz geliyoruz. Biz istedigimizle ortaklik yapariz ama ne yaparsak dogrudur. Bizi kimse duruduramaz, cekil yoldan etnik-milliyetciler ve sözde sosyal demokratlar geliyooorrrrr!!!!
  24. Arkadasim yazdiklarinizdan bir anlam cikartamadim dogrusu. Neyi anlatmak ve sorgulamak istiysunuz? Bakin siz ne yazmissiniz? Ben ne yazmisim size cevap olarak? Sizin cevabiniz ise yukarida. Simdi sizin son yaziniz ile ilk yaziniz ve benim yazim arasinda nasil bir iliski var ben cikartamadim dogrusu? Lütfen söyleyin, siz Alman devletinin yaptirimlarindami söyz ediyorsunuz yoksa bazi Alman vatandaslarinin tutum ve görüslerindenmi? Burada bahis olan konu vatandasin sahsi görüsü ve tutumu degil. Konu devletin resmi görüsü ve uygulamasi. Umarim itirazim anlasilmistir.
  25. ucansahin şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Gazete Haberleri Paylaşımı
    Her dönem "devletin sag kolu" olan TIT ve benzeri örgütler piyasada cirit atiyordu. Güclü devlet üc bes papulcuya is birakmaz. Devleti korumak TIT gibilerine kaldiysa unt git öyle devleti derim. Ha PKK terörünü desteklemisim ha TIT evya baskasini, fark eden hic bir sey yok. Sadece benim terörüstüm seninkinden daha masum ve insancil naralari atariz. "Türk demek bölücülük ve suc sayildi" savi kadar gercek disi bir sey olamaz. Devletin sonuna kadar savunan sizsiniz, diger taraftanda söyl ve böyle hata yapti diyorsunuz, yok efendim devlet bölücülere imtiyaz taniyor diyorsunuz. O kadar celiski varki, madem devlet yanlis yapiyorsa aciktan devleti elestirin ve hatalarina isaret edin. Ama yinede devlet birimlerinin birisinin görevlisini söylemlerinden dolayi mahkemeye veren insanlari öldürmek istenilmesine bile alkis tutmak ve keske diyebilmek, hukuka güvenimin ve saygimin nerede oldugunun göstergesidir. Neden bir genelkurmaya karsi suc duyursunda bulunulamansin? Neden suc duyurusunda bulunmak vatanhainligi oluyor ve cezalari ölüm oluyor? Nerede demokrasi? Nerede seffahlik? Bu nasil bir anlayis ve mantik?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.