Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

WhiteWitch of Narnia

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

WhiteWitch of Narnia tarafından postalanan herşey

  1. Evet aslında tam olarak bu Teşekkürler
  2. Ben isterim ki kimse kıskanıp, imrenmesin, aksine herkesin bu kadar çok sevebilecek bir sevgisi olsun... Kıskanılmak, imrenilmek, negatif enerji yaratır ve korkuyorum ben boyle olduğunda... Kıskanılmayalım, imrenilmeyelim ama belki örnek olalım bilmiyorum işte... Ben sadece onu sevdiğimi biliyorum Yetiyor bana
  3. Tek başına aşk kelimesiyle anlatamamıştım ben ama neyse O aslında SEVGİM benim... CANIM SEVGİM
  4. Herşey bitti, fırtına dindi, kötü olan herşey, acı olan, yürek yakan herşey bitti, gitti. Çünkü biz sonunda birbirimiz için ne ifade ettiğimizi ve bunun sonucunda da birbirimizi nasıl sevmemiz gerektiğini öğrenebildik. Nihayet huzuru bulduk. Nihayet aşkım... Biz sevgimizin ölçüsünü de bulduk, bildik artık.. "Ben seni daha çok seviyorum" "Hayır hayır asıl ben daha çok seviyorum" değil bizim sevgimizin ölçüsü... Tartışılacak hiç birşey yok ortada...Çünkü ben seni, senin kadar; Sen beni, benim kadar seviyorsun. Biliyoruz artık sevgimizin sınırsızlığını, anlatabiliyoruz birbirimize, kelimelere gerek kalmıyor artık... Yıllardır birbirini tanıyamayan, hergün gördüğü halde bir türlü birbirini çözemeyen sevgilere inat, gözlerimiz anlatmaya yetiyor bizim söyleyeceklerimizi.. Benim gözlerim bakıyor, sen anlıyorsun, senin gözlerin bakıyor ben anlıyorum... Her defasında buna şaşırıyoruz ama aslında şaşıracak birşey yok, biz kayıp ruhlarıydık aşkın, şimdi ise kaybetiğini bulmuşlarıyız... Seni buldum ve bir daha da kaybedemeyecek kadar çok seviyorum. Bir daha da kaybetmeye dayanamayacak, buna cüret etmeyecek kadar çok seviyorum... Ne biliyor musun? Bence biz artık aşkız aşkım... Hatta aşkın da daha ötesiyiz, sevgiyiz, ebediyiz, öteki olmazsa olmayanız... Bazen duruluruz, bazen coşarız ama asla gerilemeyiz, umutsuzca bile olsa biz, devam edebilme yetisiyiz... Emeğiz biz, hayat kadar gerçeğiz, hoşgörüyüz, saygıyız, uyumuz, barışız, güveniz, özveriyiz... Ve filizlendik Ve dallandık Şimdi ise yüceliyoruz biz sevgilim... Seni seviyorum... Seni senin beni sevdiğin kadar çok seviyorum...
  5. Sen olmasan ben nasıl çıkacağım aydınlığa....
  6. Sil beni çünkü ben seni sileceğim diyor şiir ama ben silemiyorum... "Arama çünkü ben seni aramayacağım" da diyor... Aramayacağını bildiğimden olsa gerek; aramayacağım demeye gerek bile duymuyorum... Aramazsan arayamayacağımı biliyorsun çünkü... Tutkuyla sevdim seni... Tutkunun ötesinde de... Kendine iyi bak...
  7. Sesli Dinlemek için (Sesl. Ömer Köroğlu) O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde... "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum. "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme." Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum " "Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, Yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum. " Kendine iyi bak, derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine "Kendine Iyi Bak" gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar.. *Taki son elveda mezar sessizligine bürünüceye kadar* Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez "Kendine Iyi Bak" derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler. Kendine iyi bak, derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. Kendine iyi bak, derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler. Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. *Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin* Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak, derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, Bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler. Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, Çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için , kendine iyi bak derler. "Kirildim ve affedemiyorum" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim" Diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler. Kendine iyi bak bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin.... *Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma. Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem.. Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile...Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, Hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi?... Sahiden..., Gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse... Sen de "Kendine Iyi Bak. "* Kendine Iyi Bak derler, kursunu kafana sıkıp giderler...
  8. Sonra demişsin ki; "Bu bizim şarkımız olsun" ve o gün de günlerden 9 Mart'mış; Bulutların üstünden Bıraktım ben kendimi Sonunu düşünmeden Duygular sarınca beni Gizlice tuttum elini Yüzüne baktım usulca Gözlerin fısıldadı ah Mutluluğu yavaşça Çiçeklerin kokusu Dalgaların şarkısı Rüzgarın fısıltısı Bir sana bir de bana Bahçede hanımeli Gökyüzünde yıldızlar Yağmurun narin sesi Şimdi bir anlamı var Aşk nasıl da kırılgan Sus dedim ama olmadı Kalbimden ismin geçti ah Kimseler duymadı Çiçeklerin kokusu Dalgaların şarkısı Rüzgarın fısıltısı Bir sana bir de bana
  9. Seyduna Türküleri'nden biriymiş aşkımın bir parçası da; "Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi. Cehennem yangınlarından, Ölmeden çıktıysa bedenim; Artık benim olmalıyım, Benim. Yeter yüreğimi bir çift gözün Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıgı değildir karşılığımız. Pusatını dağ sisinden alan, Firarını mermisine emanet eden, bir namludur bu. Eşkıya sevda ki; Zulasında asılı durur kefenlediği ölümü. Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta Adem`den beri. Bilir ve intihar cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini. Güneşin kızılca kıyametine çatar Kuruyan umut dallarını. Yanacaksa, Cehennemden beter yanmalı! Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını; Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini kim? Hani ellerine kuşlar İnerdi, Kardan üşüyen kuşlar... Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay Şahrud. Eşkıya yüreğime çığ düştü, Üşüyorum ha... Aç ellerini. " Geldim mutsuzluğumla Yürek susuzluğumla Koynuna al demiyom Eşikte koyma beni Koynunda yatır demem Yeter bağışla beni Aç ellerin gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim Kuruyan dudaklarıma Nefesini süreyim Dağlara küs olur mu Bahara yas olur mu İki can bir bedenken Ayrı yatmak olur mu İki yürek bir canken Ayrı düşmek olur mu Biliyorum suçluyum Kentin kirli suyuyum Sevmesini bilmiyorsam Geçmişin sonucuyum Aç kapıyı gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim Kuruyan dudaklarıma Nefesini süreyim
  10. 6 gün sonrasında, Rabindranath Tagore ile demişim ki; Beni bağışla Aşkım, Aşkımı hoşgör artık Beni hoşgör, beni bağışla, Seni seviyorum. Yolsuz yordamsız bir kuş gibi öksendeyim Yüreğim tir tir, örtüsünden kurtulmuş Şimdi yoksul, şimdi çırılçıplak, şimdi soyunuk Acını esirgeme benden, Ko sarınsın yüreğim Ko giyinsin, ko kuşansın, Ko örtünsün. Sonra Beni bağışla Aşkım, Beni hoş gör, Seni Seviyorum. Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni, Hiç mi hiç sevemezsen eğer Acımı bağışla, beni hoşgör, Seni seviyorum. Bana öyle eğri bakma, ırak durma ellerden De, kuytuma çekilirim, De karanlığa kavuşurum Sımsıkı tutarım ellerimle utancımı Sarıp sarmalarım, dürüp bükerim O an yüzün eğ benden Aşkım, Kaçır benden Beni hoşgör, beni bağışla, Seni seviyorum Gün gelir, hayalin erişir karanlık yiter Meyil verirsin bana, gün gelir Şimdi çaresizim, yalnızım, Kolum kanadım kırık Beni bağışla Aşkım, Beni hoşgör, Seni seviyorum Seni seviyorum, Yüreğim mutluluk selinde Kapıp koyveriyor kendini gurbetlere varıyor Gülme bu korkulu gidişime, Gülme bağışla Aşkım Beni bağışla, beni hoşgör, Seni seviyorum.
  11. Ve 5 gün sonrası Can Yücel ile dillendirmişim herşeyimi Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
  12. Beni ne olursa olsun asla ama asla bırakma aşkım, Koyverme beni sensiz bu koskoca dünyaya, Kaybolurum inan, Kaybederim yolumu, Göremem önümü, Susar dilim sensiz kalırsam, Gülse de yüzüm, gülmez artık gözlerim, Beni yalnız bırakma aşkım, Senin olmadığın yer yalnızlığımdır, Kalabalıklar içinde de olsam yalnızlıktır, sensizlik... Ben biliyorum aşkım aslında, Ne sensiz, ne de yalnız koyarsın beni ama Yüreğim der ki şimdi, "Söyle ona, yalvar, anlat, bilsin seni, bilsin onsuzluğun senin için ne menem birşey oldugunu"... Yüreğimi dinlediğimden bu söylediklerim, yüreğimin sesinden... Bırakma, sensiz koyma, benden geçme... Bir gün geldiğinde artık benim yüreğimde yerin yok deme aşkım, Vardır bir yer bilirim, kıyıda köşede kalmış, Sıkıştırıver beni oracığa, Ben dururum sessizce orada, Anlamazsın, hissetmezsin varlığımı, Hatırlamazsın gerekirse ama beni senden uzaklaştırma Dayanmaz yüreğim aşkım Öyle büyük ki içimdeki aşkın Dolduramam yoklugunda o boşluğu Girdap olur bana sonra Ve ben en sonunda döne döne kaybolurum o boşluğun içinde Beni bırakma 01.12.2007'ymiş günlerden...
  13. Radya işte o dost, Frozen... O hep yanımda olmuştur benim, her daim... O şiirdeki sözleri bana gonderdiğini biliyorum... Gözyaşlarını, elini, evini, rengini dualarını herşeyini paylaşabilecek kadar özel bir dosttur o... Ama sen de öylesin Frozen... Sen mucade etmem için bana yararlı olabilecek çok yol gösterdin... İkinize de teşekkür ederim... Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat arkana bakma... Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de... Aldırma, yürü. Göğsüne yüreğinden başka muska takma.
  14. Ben güçlü müyüm, evet güçlüyüm çok güçlü hem de... Ama bu da canımı acıtıyor, güçlü olmak yani... Keşke güçsüz olsaydım diyorum içimden bir sıkımlık canım olsaydı, sıksaydım ve o can içinden çıksaydı...
  15. Frozen teşekkür ederim arkadaşım... Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat arkana bakma... Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de... Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır; yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal “en doğru yol: en dikensiz yoldur” diyenler seni aldatıyorlar. onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır. Aldırma… Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir. Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır. Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever. Dostum, yollar yürümek içindir. Fakat, şu gerçeği de hiç unutma: yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir. Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri, Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları, yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları, tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları, maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 50. metrede yola yatanları, yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zor atanları, yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları, ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları, yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin. Aldırma, yürü. Göğsüne yüreğinden başka muska takma. H. Cibran
  16. WhiteWitch of Narnia şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Aşmışsın valla sen Radya, çok güzel olmuş, çok begendim, bugun beni gülümseten tek şey bu yazı oldu... Çıkmaz yollara girdim Çıkamadım...
  17. WhiteWitch of Narnia şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Ben izole edilmek istiyorum yok mu bildigin bir izolasyoncu... Kapatın beni cam fanusa, ya da kapatın kapıyı ustume atın anahtarı ve çekin sifonu üstüne... Daha fazla inancım kalmadı, inanamam artık hiçbirşeye... Bitti inancım, kalmadı, sonu geldi, tükendi... Kendimi koruyun benden, beni de cam fanusa koyun, benim içimdeki beni de başka bir cam fanusa koyun, herbirimi benden koruyun...
  18. Frozen'in blogunda buldum bu yazıyı... Bana yardım edecek bu yazı... Ne olur, siz de hepiniz de yardım edin bana, ilk defa birilerinin yardımına ihtiyaç hissediyorum, elimi tutup kaldırın, çekin beni... Gücüm yok... O dal da koptugunda düşeceğim ben... Birisi kolumdan tutup beni çekmezse, ben kendimi bırakacağım artık... Gücüm yoook... *** Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat arkana bakma... Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de... Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır; yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal “en doğru yol: en dikensiz yoldur” diyenler seni aldatıyorlar. onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır. Halil Cibran
  19. UMUTA DA LANET OLSUN... ÖLDÜRMEYEN HALA YAŞATAN UMUTA DA LANET OLSUNNNNNNNNNNNNNNN
  20. O YÜZDEN LÜTFEN YALVARIRIM "BELKİ" DE... BELKİ BELKİ BELKİİİİİİİİİİİİİİİ
  21. Yaşamımızda işlediğimiz hatalardan çoğu, düşünmemiz gereken yerde hissetmekten, hissetmemiz gereken yerde düşünmekten ileri gelmektedir. Ne var ki bu hatayı yapan ben değilim... Çünkü düşünmem gereken yerde düşündüm, hissetmem gereken yerde hissettim... Ben hata yapmadım... Geçmişe dönüp keşkelerimin olduğunu gördüğümde, geleceğime bakıp belkilerle yaşamanın daha doğru olacağına karar vermiştim zaten bir kere, belki ikisi de yanlıştır ama keşkeler belkilerden daha yanlıştır... Keşkelerin dönüşü olmaz, belki ise muhtemeldir, ya olur ya olmaz... Olma ihtimalini sevmiştim ben, olmama ihtimali ise benim keşkem olmayacak... Olmadığında keşke diyecek ben olmayacağım... Çünkü ben belki diyenim, belkileri düşünemeyen keşkelere sahip olacaktır...
  22. Yardım edin banaaaaaaaaa… Bittimmmmmmmmmmm, çöktüm, içimde neyim var neyim yoksa paramparça oldu, elim kolum kırıldı, inandığım her şey, inanmak istediğim her şey beni terk etti… Bugun yani 26 Ağustos 2008 saat 01:44, işte bugün bedenimle ruhum birbirinden koptu, ruhum kayboldu, arayıp da bulamayacağım, gidip de ulaşamayacağım yerlere gitti… Canım, hani var ya benim canımmmmmmmm, canıma hiç acımadan kendisini benden çekip kopardı ama ben hala yaşıyorum, bedenim yaşıyor lanet kalbim, lanet beynim hala yaşıyor, durmuyor, lanet olsun ki durmuyor… Ve ben… Bilmediğim, görmediğim, duymadığım o, büyük ve tek denilen yaratıcıya, içimden son gücümle, atamadığım ama şu an atmak istediğim sonsuz bir çığlıkla bağırmak istiyorum; “NE OLUUUUUUUUUUUUR YARDIM ET BANA, KALBİMİ, BEYNİMİ SONSUZA KADAR KURTAR BENDEN, SENDEN, BU DUNYADAKİ HER CANLIDAN VE BU DUNYADAN” diye… Çenemi sıkıyorum, dişlerimi kenetleniyor dudaklarıma, dudaklarımı ısırıyorum acıdan… Dudaklarım, ısırdığım için acımıyor, içim acıdığı için, acımı hafifletmek için ısırıyorum dudaklarımı, kanatıncaya kadar ısırıyorum… Kanıyor ama benim içimin acısı bir türlü geçmiyor… Ahhhhhhhhh!!! Ahh be, ah be bilemediğim gelecek, seni bilmesem ne olur artık, seni görmesem, seni duymasam ne olur gelecek? Ah gelecek, hepsi senin yüzünden, senin kaygılarından değil mi? İçimin asla dinmeyecek ve şu an başlamış olan acısı senin yüzünden değil mi?… Birilerinin gelecek kaygısından değil mi? Ben senin için kaygılanmıyorum artık gelecek.. Çünkü artık sana da inanmıyorum… Sen aldın benden canımı... Senin kaygın aldı… Gelsen ne olur be!!! Gelsen ne olur, gelmesen ne olur… Küfür etmek istiyorum, her şeye küfür etmek, kendime de her şeye de küfür etmek, asla ağzıma almadığım bir daha da asla ağzıma almayacağım, dolu dolu küfürler… Sinirimi alıncaya dek küfür etmek istiyorum, dünyadaki her şey, herkes kaybolsun istiyorum, ben de kaybolayım istiyorum. Şimdi çıksam şu duvarın üstüne, süzülsem şuradan aşağıya… Ya da gitsem yatsam, uyusam uyanmamasına… Önceden de bilirim, ölmek kolay, çok kolay, hayatın anlamı bitmişse, gitmişse ölmekten kolay hiçbir şey yok… Asıl yaşamak zor... Evet, asıl yaşamak zor ve ben artık hiçbir zorluk istemiyorum yaşantımda… Uçsam süzülsem, Ya da Yatsam uyusam, sonsuza dek ve artık dinlensem… Sevgili hayat, sen benden alacağını aldın, ben de sana bir canım vardı onu vereyim, gel ödeşelim artık ha… Bitsin bu diyet… Benim çekilme zamanım geldi, artık çok yoruldum hayat, ben biraz dinlensem… Artık dinlensem… Dinlensem… Offfffffffff!!!!!!!!!!!!!! Bitsin bu diyet…
  23. WhiteWitch of Narnia şurada yorum gönderdi WhiteWitch of Narnia'nın blog başlığı içinde Chronicles of Narnia
    Çok teşekkür ederim sevgili Deniz kızı, seni burada görmek güzel... Rua'ya gelince o zaten benim en sadık okurum Ona her daim teşekkürü borç biliyorum... Sevgiyle kalın
  24. WhiteWitch of Narnia şurada bir blog başlığı gönderdi: Chronicles of Narnia
    Her şey iyi güzel giderken nasıl oluyor bir türlü anlam veremiyorum, nasıl oluyor da bir anda her şey birden ters düz oluyor…O kadar çabalıyorum, o kadar çabalıyoruz, her şey bir anlık, bir an! Kim bilir belki biraz anlayış, biraz güler yüz her şeyi düzeltecek ama o öyle bir an ki lanetlenmiş gibi hissediyor insan kendini, güler yüz gösteremiyor, anlayıştan yoksun kalıyor… O an karşısındaki insanı üzebilmek adına elinden ne geliyorsa, sonradan pişman olacağını bile bile yapıyor… Pamuk ipliğine bağlı gibi hissediyorum kendimizi sürekli… Sanki her an ip kopacak ve her şey bitecek gibi... Ondan olsa gerek, ONU yaşarken hep BUGÜNÜ yaşamayı istiyorum. Dünü değil, geleceği değil, sadece bugünü yaşamak… Geleceğe bakmak ödümü koparıyor, sanki geleceğe bakarsam onu orada, geleceğimde göremeyecekmiş gibi… Oysa onu sadece bugünümde değil, geçmişimde, geleceğimde her anımda istiyorum, bundan sonraki ömrümün her dakikasında hep yanımda olsun istiyorum, tüm dualarımı böyle ediyor ve sadece bu duanın gerçekleşmesi için yaşıyorum ama işte dedim ya pamuk ipliği… Ömür adamak, ömür adanacak aşk bulmak zordur biliyorum ama buldum işte, bulduk yani… Bulduk da peki bu ömrü adayabilmem için her şey neden bir türlü tam olmuyor, neden eksiklikler yakamı bırakmıyor, neden ben ömrümü istediğim uğruna adamakta bu kadar zorlanıyorum? Oysa ömrü bırak bir dakika dahi zaman harcanmayacak, boktan ilişkiler yaşıyor insanlar ve istemedikleri halde o boktan ilişkilere ömür adıyorlar... O halde neden bu adaletsizlik, bu zalimlik? Her şey kurulu düzen üzerinden yürümekle olmaz ki… Bazen düzen bozulur, bozulmalıdır… Bozulmazsa eğer düzen sanılan şey, hayatın sana vuracağı bir darbeden başka bir şey olmaz… Hem düzensizlik kimi zaman sizin düzeniniz değil midir? Buna da öyle bakılsa ya? Başkasının düzeni, benim düzensizliğim işte ne olmuş yani!!! Oturup, düzenimi başkalarına göre mi ayarlayayım? Hayır, tabi ki ayarlamayacağım. Benim düzenim bu… Size anormal geliyorsa, bu sizin normal olduğunuz anlamına mı gelir sanki? Düzeninizi de normalliğinizi de her bir şeyinizi de alıp başınıza çalın size zahmet, ben baş koyduğum bu yolda, tüm toplum ve ahlak kurallarını hiçe saymak gerekse bile sonuna kadar gitmeye razıyım… Pamuk ipliği de olsa, bu yolun bir noktasında o iplik kopmak zorunda bile kalsa, ben bu yolu yürümeyi göze aldığım BİRTANEM için yürüyeceğim… İnanmak istiyorum, sadece inanmak, BİRTANEM beni bu yolda asla ve asla bırakmayacak, sonuna dek benimle yürüyecek, biz birlikte bu yolun sonunu göreceğiz. Ve sonuç olarak, söyleyeceğim şu ki; BEN YOLUMU ÇİZDİM, ORADA BENİ BEKLEYENİN NE OLDUĞU UMURUMDA DEĞİL, YOLUN SONUNDA KARŞILAŞACAKLARIM HELE HİÇ AMA HİÇ UMURUMDA DEĞİL, YETERKİ YOLUN SONUNA VARDIĞIMDA, BİRTANEM HALA BENİM YANIMDA OLSUN…

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.