Zıplanacak içerik

abdulselaö

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

abdulselaö tarafından postalanan herşey

  1. Yazı bana ait deil..yorumun için tşk arkadasım
  2. Gloria arkadasım ben yazdıklarımı genel olarak yazdım ama sen ustune alıp kendi uzerinde yorum yapmışsın..ben orda cumhıriyet kadını derken neyi kasteddigimi anlaymamşısın..onlar kendılerını bılıyolar..seninde dedigin gibi yarası olan gocunur.. saygılar
  3. abdulselaö şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Cumhuriyet kadını “Cumhuriyet"le "kadın hakları" konusunda bire bir paralellik kurulur. Yaygın söyleme göre, Cumhuriyet kadınlarımıza, müthiş hak ve özgürlükler tanımıştır. Cumhuriyetten önce bir hiç olan, insan sayılmayan kadınlarımız, Cumhuriyet sayesinde her türlü hakka sahip olmuşlardır... Cumhuriyet sayesinde kadınlarımız istedikleri okullarda okuyor, istedikleri işe giriyor, istediği gibi hareket edebiliyor. Kendi kimliğini ifade konusunda her türlü hakka sahip oluyor... Gerçekten öyle mi? Bu resmî propagandanın çağdaş bir efsane olmaktan öte değeri bulunmadığı artık geniş bir kadın kitlesi tarafından kolayca görülüyor. Bunun böyle olmadığını, kadınlarımız yaşayarak, görerek, uygulamalara bakarak öğreniyor ve derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar… Toplumun alt kesimlerinden gelen dindar kitlelerin çocukları bunu zaten biliyorlardı. Onlar yukarıya doğru tırmandıkça, tahsilde, işte başarı kazanmaya başladıkça, dışlandılar. Okulları kapatıldı, okullardan uzaklaştırıldılar. Kılık kıyafet bahanesiyle önleri kesildi. Onlar gerçeği gördüler ve herkese gösterdiler. Cumhuriyetin kadınları kurtarma iddialarının laftan öte anlamı olmadığını kör gözlere soktular! O sebeple, örtülü kadınlar bir değil, iki defa suçlular! Millet tarafından seçilmiş bir milletvekiline, Merve Kavakçıya millet iradesinin tecelligâhı olduğu söylenen Mecliste başörtüsü yüzünden *******. Eşzamanlı olarak örtüsüz Nazlı Ilıcaka da *******. Peki neden? Onun örtüsü mü vardı? Çok mu dindardı? Mürteci miydi? Hani cumhuriyet "fikri hür, vicdanı hür" nesiller isterdi? Yoksa sadece erkekler için mi böyle bir ayrıcalık söz konusu idi? Nazlı hanım, TBMMde fikri hür, vicdanı hür bir kadın olarak mücadele edemez miydi? Demek ki edemezmiş! İşte gerçek Türkiye fotoğrafı: Üniversite birincisi genç kız, yaşı yirminin üstünde, reşid, evlenebilir, boşanabilir, seçebilir... Başını örtemiyor, başörtüsünün üstüne peruk takıyor, takmak zorunda kalıyor! Bu nasıl hürriyet, bu nasıl kadın özgürlüğü! Şu soruyu cevaplandırmak gerekiyor: Bu kız ***** mı? Neden başını örtüyor? Yahut da, Başörtüsünü yasaklayanlar mı akıllı, başını örten üniversite birincisi mi? Cumhuriyetin "kadın hürriyeti" palavraları tesirini gittikçe kaybediyor. Hakikat ortada: Kadınlarımız perişan. Geleneksel bağların koruyucu etkisi ortadan kalktı. Geleneksel kesimlerde kadınlar perişan edildi. Modernlik ahlâkıyla, kültürüyle gelmedi. Modern kesimdeki kadınlar ******, safahate mahkûm edildi. Çalışma hayatında yer bulmaya çalışan kadınlar taciz ve baskı altında. Onlara verilen hürriyetler de var elbette: Eş olmama hürriyeti, anne olmama hürriyeti. Devlet dairelerinde kadınlar çene çalar, örgü örer, arada bir evrakla uğraşırken, çocukları şunun bunun elinde güya yetişmektedir. Yükselen kadınlar için sistemin koyduğu tek ölçü var: Fizik ve bu fizikten gerektiği şekilde faydalanma... Bu yalnız devlet kesiminde değil, özel kesimde de böyle. Basın kesiminde dahi böyle olduğunu, bizzat kadın gazeteciler söylüyorlar. Daha yakın günlerde, bir kadın gazeteci, orta yaşlarda kadınlar için gazeteciliğin daha zor olduğunu boşuna söylemiyor! Sistemin kadına söylediği şu: "Fiziğini kullan, öne geç, para kazan, istediğin haltı ye! " "Cumhuriyet basını"nın değişmez objeleri yine manken, fotomodel, dansöz, şarkıcı, sunucu ve elbette giyinme ******* "cumhuriyet kız"ları... 21. yüzyıldayız. Dünya büyük bir değişim yaşıyor. Küre daha hızlı dönüyor. İnsanlar birbirinden daha çabuk haberdar oluyor. Eskiden mızrak çuvala sığmıyordu, şimdi ideoloji çağa uymuyor! Eskiden işler kolaydı: "Din kadınların seçimini kısıtlıyor, onların hürriyetini, toplum içinde yer almasını engelliyor! Onları kafes arkasına kapatıyor!" der geçerdiniz. Şimdi ne denilecek? Atatürkçülük, dinî düşünceye dayandırılmış baba otoritesine karşı kadını serbestleştirmeye çalıştı. Bunda belli bir mesafe aldı. Fakat şimdi görülüyor ki, Atatürkçüler, baba otoritesinin yerine devlet otoritesini koymuşlar. "Babanın dediğini yapma, devletin dediğini yap!" İşte özgürlük bu! Cumhuriyetin bir zamanlar daha çok gençlere ve kadınlara dayandırıldığını, onların cumhuriyetin asli unsuru olduğu vurgusunun fazlasıyla yapıldığını biliyoruz. Zaman içinde önce gençlerden vaz geçildi. Şimdi sıra kadınlarda. Bunun esas sebebi, gençliğin Cumhuriyetin ilk döneminde kodlanmış propaganda malzemesiyle yetinmesinin artık mümkün olmaması. Cumhuriyet ideolojisinin de yüzüncü yıla yaklaşılırken kendini yenilememesi. Bu açmaz, sistemin gençleri sıkı denetim altında tutmasına yol açıyor. Cumhuriyetin kadın vurgusuna dünya gözüyle bakıldığında basit, arkası önü düşünülmemiş bir modernlikten başka anlam ve değeri olmadığını kendini "cumhuriyetçi" ilan eden gazetelerin halka sunduğu, sunmayı neredeyse vazife addettiği kadın tipi bize açık olarak gösteriyor. Şimdilerde bir çok kadının ismi "Cumhuriyetçi" gazetelerin birinci sayfalarında yer alıyor. Elbette resimleriyle birlikte. Cumhuriyet kadınlarının resimlerinin okuyucuya sunulması bilhassa gerekiyor. Çünkü onlar sırf resim olarak önem ve değer taşıyorlar. Bütün güçlerini fiziklerinden ve bu fizikleri üzerine kurulan hayat tarzından alıyorlar. Fizik olmadan cumhuriyet kadını olmak mümkün değildir, belki de kısmen mümkündür de birinci sınıf cumhuriyet kadını olmak imkânsızdır. Türkiyenin son yıllara kadar en güçlü "cumhuriyet kadını modeli" her halde "Ajda" idi. Bir subay çocuğu olduğu söylenen bu cumhuriyet kadını modeli, fiziği ile rejisörleri kolayca ikna ederek önce sinema dünyasına giriyor. Sonra daha ötesine geçmek için müzik dünyasının kapısına dayanıyor. İlk çıkış başarısız olmasına rağmen, ondaki fizik, eninde sonunda müziğe de dönüşüyor! Türkiyede müziğin iyice hafiflediği dönemde hafif müzik piyasasına Fransız aksanı ile okuduğu "Türkçeleştirilmiş" şarkılarla giriyor. Sonra işi ilerletiyor. İşte onun için "süper-star" diye bir unvan icad ediliyor. (Cumhuriyet Türkçeci olmakla beraber cumhuriyetçilerden unvanı Türkçe olan bir kişi bile hatırlayamıyoruz nedense!). Malûm fizikten müziğe yansıttığı başarısını dış zaferlerle de taçlandırmak, böylece Cumhuriyet kadınının varlığını Avrupaya da duyurmak istiyor. Parise kapağı atıyor. Orada konserler verdiği (muhtemelen parayla salon kiralamak suretiyle) ve başka "filmsel" işler yaptığı söyleniyor. Avrupadaki deniz bittikten sonra Türkiyeye dönüyor. Bu arada her şey değişmiş gibi görünürken, değişmeyen bir şey var. Cumhuriyet kadını çok sayıda partnere sahip oluyor. Arada bir evleniyor. Fakat evlilik figürlerinin önemi yok. Çünkü evlilik onu maddi ve manevi olarak asla etkilemiyor. Asıl önemli olan, cumhuriyet kadınına yakışan şekilde asla yaşlanmaması. Evet, Cumhuriyet yaşlansa bile cumhuriyet kadınları asla yaşlanmıyor! Hiç "nine, ebe, haminne" denildiğinde bir "cumhuriyet kadını" hatırınıza gelir mi? O müşfik nineler, şefkatli haminneler, güngörmüş ebeler…hep eski devirlere mahsustur. Onlar, zamanı geldiğinde genç, orta yaşlı ve yaşlı olan, her devrelerinde de yaşlarının gereğini yapan insanlardır. Gençken evlenen, çocuklarını yetiştirerek anneliklerini ispat eden ve nihayet torunlarına haminnne olabilen nur yüzlü kadınlarımız… Bunların Cumhuriyet kadını olması mümkün mü? Ajda, bir zamanlar ninelerimizin geçtiği yollardan geçmiş olsa idi, anne olarak geçirdiği yıllardan sonra, nine olarak da karşımıza çıkardı, fakat çok farklı bir yüzle! Fakat Cumhuriyet kadınının geçlikten başka çağı yoktur. Onun belki de gençlik resimlerinde ufak tefek kırışıklar fark edebilirsiniz, fakat elli yaşın üzerine çıktıktan sonra hiç bir kırışıklığa rastlamanız mümkün olmaz. Bir çoğumuzun annesi, bir çoğumuzun ninesi yaşında bir kadının hâlâ 18-20li yaşlardaki fizikle karşımıza çıkması olağan sayılabilir mi? Fakat cumhuriyet kadının genç kalmaktan başka çaresi yoktur. Çünkü fizik her şeyin önündedir. Cumhuriyet kadınının fiziği yoksa, neredeyse hiç bir şeyi yoktur… İyi ki Türkiyede imparatorluk bakiyesi kadınlar çoğunluğu teşkil etmeye devam ediyor. Onlar doğuyorlar, çocukluk ve gençlik çağlarından geçiyorlar. Normal kadınlar gibi doğuruyor, anne oluyor, çocuklarını yetiştiriyor ve nihayet torunlarına sahip çıkıyorlar…Yani tabiî bir hayat yaşıyorlar. Cumhuriyet kadını tabiî olmaktan çıkmış/************
  4. ERBAKAN'DAN DA ÖZÜR DİLEYECEKLER Mİ? 28 Şubat neden oldu ve Erbakan'ın suçu neydi? 'Ne dersiniz Kürt mes'elesinde hata yaptık diyen generallerin şimdi Erbakan Hoca'ya da yanlış yaptık ve özür diliyoruz demeleri gerekmiyor mu?' ... 28 Şubat sürecinin hemen akabinde Genelkurmay Başkanlığına atanan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na sormuştum: - 28 şubat süreci devam edecek mi? Org. Kıvrıkoğlu: - ?Kuşkunuz mu var? Elbette edecek.? - Ne zamana kadar devam eder: - ?Gerekirse bin yıl sürecek.? Bugün sürmediğine göre demek ki 28 Şubat'ın gerekçeleri şu an için söz konusu değildir. Peki 28 Şubat'ın gerekçesi neydi? Yapılan post-modern darbe ne içindi? 1) Başbakanlık konutuna mesai saati dışında misafir olarak bazı tarikat mensupları çağrılmıştı. 2) Başbakanlık konutunda verilen yemekte Güven Erkaya'nın rakı istemi karşılanamamıştı. Başka bir gerekçe var mıydı? Soyut iddialar çoktu da, somut bir şey yoktu. Mesela Erbakan Hoca, bugünkü gibi devleti ele geçirmek gibi bir çabanın içinde değildi. Bürokraside siyasal İslam kadrolaşmanın zerresi yoktu. Yargıya adam yerleştirmek bahis konusu bile değildi. Kendi zenginini, kendi medyasını, kendi burjuvazisini yaratmak gibi bir teşebbüs de söz konusu değildi. Sayın Erbakan'ın saygıdeğer merhume eşleri Nermin Erbakan Hanımefendi, türbanlı olmalarına karşın türban hiçbir zaman devlet protokolünün bir parçası olmamıştı. Devletin en temel stratejik kurumları, özelleştirme adıyla yabancılara peşkeş çekilmiyordu. Kıbrıs'da zerre ödün yoktu. K.Irak'ta Türkiye'nin vazgeçilemez kırmızı çizgileri vardı. İç ve dış politikada, AB-ABD-İsrail teslimiyeti de yoktu. Dahası, ekonomide de Türkiye, abartısız son 30 yılın en iyi dönemini yaşıyordu. PKK'ya bugünkü gibi af teşebbüsü de yoktu ve terör geriliyordu. Diyeceksiniz o yoktu, bu yoktu ve her şey iyi idiyse, o zaman 28 Şubat süreci neden vardı? Bu sorunun cevabını ben değil, 28 Şubat'a imza atanlar ve o teşebbüsü, ?olmazsa olmaz? görenler vermelidir. Ne dersiniz Kürt mes'elesinde hata yaptık diyen generallerin şimdi Erbakan Hoca'ya da yanlış yaptık ve özür diliyoruz demeleri gerekmiyor mu? Hayır gerekmiyor diyorlarsa o günleri bugünlerle yani var olan tabloyla kıyaslamalarını istiyoruz... O günün soyut iddiaları, bugün somut olarak var değil mi? Tersine dün akla dahi getirilmeyen türlü densizlikler bugün yürürlükte değil mi? O zaman ya dün müdahale ederek hata yaptınız, ya da bugün susarak hata yapıyorsunuz! Muhataplarına soruyorum, cevap verin hangisi hata? Kuşkusuz amacımız elbette yeni bir müdahaleye kışkırtıcılık yapmak değildir. Söylemek istediğimiz, Erbakan Hoca'ya yanlış yapıldığı ve bugünkü ortama bu şekilde iklim yaratıldığıdır.. Diyeceksiniz ki Erbakan o kadar masum değil, D-8 olayını hatırlasana? Yapmayın, Sayın Erbakan'ın en doğru işlerinden biri oydu.. Nitekim bunu bugün generaller de kabul ediyor... Dahası, Erbakan'ın 28 Şubat'ta ABD-İsrail desteğiyle devrilmesinde bunun da payı var... Anlayamadığım bir başka şey de RP ve FP'nin neden kapatıldığıdır?.. Söyler misiniz, RP ve FP, AKP'den çok mu radikaldi.. Tersine, AKP'nin yaptıkları ile onlardan çok daha keskin olduğu ortada!.. Demek ki Türkiye'de hukukun gücünden ziyade gücün hukuku söz konusudur. Son söz; Prof. Erbakan da eğer birileri gibi, bir yerlere karşı korunma için Beyaz Saray'a koşmuş olsaydı emin olun bütün olanlar başına gelmeyecekti... Ama o, onu yapmadı ve milli olmanın bedelini ödedi... Hadise budur... Sebahattin Önkibar
  5. abdulselaö şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    Mesela ben hersabah kalktıgımda çoraplarımı ararım cunku hep koydugum yeri unutuyorum.. bide dişciye gitiimde ayagımda galoşları unutmuştum yaklaşık 100metre o şekılde carsının gobegınde yurudum..sonra biri geldı ayagında galoş var dedi
  6. Herkesin avatarı kendisine gore guzeldir..guzellikde tartışılır..
  7. O paranın haram oldugu kesin ama banka mudurunun yalan soyleıp soylemedıgını bılemem
  8. S.a benım atalarımda ordan gelme ve oyuzden erzuruma gelmısler..
  9. bence biribirinizi kesin cok sewiyosunuz saqnkı bırazda kıskanıyosunuz birbirinizi
  10. Bu adam türk kanı pistir derken nerdeydiniz?????
  11. Senın sordugun Soruların hepsine cevap verebılecek kapesitede deilim ama Allah nasip ederse ogreneyım tek tek yazayım buraya...şunuda soylıyım tek bir kişi bile hakkını helal etmese oda yeter zaten
  12. Ölüm Bilmem Nerede?Saat Kaçta?Tabutumun Tahtası Kİmbilir Hangi Agaçta!!!!
  13. Bu yazdıklarının kaynagını bana soylermısın
  14. abdulselaö şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    En alt kısmı okumamıştım ama okuyunca ne demek ıstedıgını anladım..bu ulkede meday en ust gucdur..ozamanda bu ulke yararına iyi şeyler yapanların sozlerini medya hep saptırdı..hep birileri ne istediyse onu yazdı..saygılar,
  15. Dikkatlı okursan benım onların helal veya haram yedigi hakkında yorum yapmadıgımı gorurusun..sadece sorulan bi soru uzerine yorum yaptım..
  16. Artık gelirmiyim bilmiyorum ankaraya..ama cok soguktu orda okuyan arkadaslarım var inş. onları gormeye gidersem inerim merkeze.. bide siz ikiniz ne guzel atışıyonuz..sanırım uzun süredir tanışıyonuz
  17. Konu döndu dolaştı yıne laiklige ve dine geldi..ve insanların inançları geregı taktıgı bez parcasına...nedir sizdeki bu din duşmanlıgı anlamıyorumkı..laiklige din gibi tapmışsınız,atatürküde ilahlaştırmışsınız..anıtkabirde bir mezarlıktır sonucta hangınızı gidipte ruhuna bi fatiha okudunuz..hangınız ruhu için bir mevlut yaptırdınız..sonucta orda merhum biri var ona en buyuk yardımı,iyligi ona dua ederek yapabılırsınız..gelelim gerici dediginiz yani dinini rabbinin emrettıgı gıbı yasamak ısteyenlere..siz islam guneşine karanlık,gerici diyosunuzda unuttugunuz bişe var..bu milleti 600küsür sene barıs,mutluluk,huzur bolluk,refah içinde yaşatan osmanlı deilmiydi..onlarda o gerici dediginizler gibi cubbeli,sarıklı,başı kapalı insanlar deilmiydi..derdiniz bi bez parcasıyla alın oyleyse yuzunuzu örtunuz tabi yuzunuz varsa....saygılar,
  18. Bende googleye ismimi yazdım baktım bu site cıktı iykşide cıkmıs..selamler herkese
  19. Arkadaşım merhaba..oncelıkle şunu belirtmek isityorum şans oyunlarından elde edilen butun paralar haramdır..cunku o parada kul hakkı vardır..bildiginiz gibi şans oyunlarında verilen ikramıyeler alınan biletlerden tahsil edılıyo..ve binlerce kişi katılıyo bu oyunlara..düşünün şimdi o binlerce kişi arasından en azından 100 kişi büyük oynasa ve kazanamassa hakkını helal edrmi sizce hadi 99 kişi etse yıne bir kişi var..Allah(c.c)buyuruyor:"Bana herseyinle gel seni bagışlayabılırım ama kul hakkıyla gelme".haram olmasının sebebide budur..O adama gelıncede o an nasıl olsa bana cıkmaz demiştir veya sonradan cevresel sebeplerden dolayı almamısta olabılır...saygılar,
  20. abdulselaö şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Arakadasım oncelıkle bu cumleyle ne demek ıstedıgını anlamadıgını belirteyım..acıklamasını yaparsan memnun olurum kendi adıma Arkadaşım merhaba...oncelıle bu darbeci ve demokrasi dışı dusuncelerinden dolayı duydugum rahatsızlıgı ve uzuntumu dile getirmek istiyorum...Boyle iki turlu ayrım yapman zaten bu ulkede bunların yasanmasına sebep olur..sen diyosunkı ilerde zorla namaz kıldırcaklar,oruç tutturcaklar v.s..peki şuan yaşadıgımız türkiye de senle laiklik dediginiz kesim dinci dediginiz kesime bu yasaklara paralel asaklar uygulamıyomu..madem laiklik din ve dewlet işlerini birbirinden ayrılması o zaman dewlet neden karısıyo vatandaşının inançlarına..o halde dini kesimde veya imamlar,din adamlarıda mini etek giyen,dekolte giyenlere karısmalıdır..ama ozamanda laiklik dewreye giriyo..sen karısamazsın bu ülke laik deniyo ama laiklik dinci kesime geldımı uyuyo..Herseyden Ote senin dinci dedigin kavram nedir?eger bu ulkede kişi dininin gereklerini yerine getirmek ıstıyosa bende dinciyim o zaman..saygılar,
  21. merhaba arkadalar..oncelikle suna geleyım ben turkiye cumhuriyeti laikmidir deilmidir?işine gelirse laikdir ama işine gelmezse laik deildir...biz muslumanlar bu ulkede cogunluguz fakat cunhriyetci denilen kesım bu cogunluktan şeriaat korkusuyla rahatsız oluyor..neyse o ayrı bi konu..laiklik bize din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması diye anlatıldı hep..tamam o zaman madem ayrı camilerde okutulan hutbelerın hepsini dewlet belırlıyo..ayrıca muslumanlar calısma yapınca şeriat oluyo laikler fırlıyo ama nedense diger dinlerden insanlar bu ulkede gelip misyoner faliyetlerde buılununca hiç birinin sesi cıkmıyo..bu ulkede laiklik tamamen islamiyete karsı bı olgudur..kım ne derse desin... Gelelim avrupa birligine...biz neden orda olmalıyızki..ne için?orda gec nufus cok az..olanda fuhuş,esrar,içki batagında..girince bizim gencligimizde aynı bataklıkta olacak..baksanıza daha girmeden ordakı hayatı ozendiren dizileri izleyen genclermiz yavas yavas onlara benzemeye basladı bile.bu ülkdeki iç huzuru bozan bi durumdur..onların gozu bizim genc nufusumuzda ve ulkemızın stratejik konumunda..bizleri maşa olarak kullanmak ıstıyorlar..hadi genc nufusuda gectim avrupa birliginin iç tuzugunde "medeniyetımızın temeli dinimizdir"diyor..hala haclı zıhnıyeti dewam edıyor..o halde avrupa birligine girersek onların medenıyetını kabul etmek zorundayız....neyse cok uzatmıyorum..sozlerimi guzel bir cumleyle tamamlıyorum Bİr Milletin Asıl Gücü Ne Topu Ne Tankı Deildir.Bir Milletin Asıl Gücü İmanlı Ve Şuhurlu Evlatlarıdır!! saygılar,
  22. eren arkadasım siyonist gucler almıs basını gıdıyo.biz muslumanlarda anca darbe.başortusu .laiklik tartısalım..cok dramatik bi durumdayız..Allah sonumuzu hayır eyleye inş.
  23. abdulselaö şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    arkadaslar oncelıkle merhaba..yersoy arkadasım resimdende anlasldıgı uzere sen attaürkcü bi gencsin sanırım..o halde atatürk ilke ve inkilaplarını benımsemiş olman lazım..fakat darbe olsunmu olmasınmı diye soruyosan oncelıkle kendini bi sorguya cekmeliisn.cunku atatürkün deişmez ilkelerindendir cumhurtiyet ve demokrasi..zaten şu zamanda millet iş aş derdinde fakat hukumet pkk veya baska olayları on plana cıkararak bunları ort pas etmeye calısıyo..ve bundan siyasi rant elde etmeye calısıyo...cumhur baskanlıgı secimlerinden oncede milleti gaza getirip secimlerde oyları topladılar..bunların hepsi planlı programlı yapılmıs seyler..bu hukumetın ne muhafazakar kesıme nede laikçi denilen kesıme yararı vardır..zaten bu ulkede laiklikde yoktur var gibi gozuksede yanlıs anlasılkıs olup yahnlıs uygulanmaktadır..
  24. umarım birgün gorursun sakaryayı cunku cok şirin bir yer..bende ankaraya geldım bi kac sefer etimesgut ve kazan dı sanırım oralara geldım..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.