Sevgili Demirefe,
benim numaralı numarasız ayet, hadis bilgim yoktur. Sadece şu var; ilgi-bilgi-sevgi.
duyduğuma, gördüğüme ilgili davrandıkça bilgi sahibi oldum. Edindiğim bu bilgileri yaşantıma geçirmek için aşkla çabaladım. Elimden geleni yaptım, yapmaya devam ediyorum. Bu süreç içerisinde de yaşanılan her anı dikkatlice değerlendirmeye çalıştım ve açıldıkça açıldı edindiğim bilgiler. Bilgi olarak kalmadı, yaşantıda birçok kapı açıldı.
Bana duyurulan bir söz, bir ayet yahut hadis..beni hiç ilgilendirmedi bunların hadis veya ayet oluşu. Sadece içeriğiyle ilgilendim, yaşadım. Çook sonra başka sohbetler veya gözlemler içinde baktım ki, benim yaşadığım, öğrendiğim şey aslında bir ayetmiş. Şeş cihetten münezzeh'te bir ayet olarak kalmış aklımda. Yanıltıcı olduysa kusura bakmayın ama ben bu sözü kendime ait hissettim. Yaşadığım halleri buldum bu cümlede, bana ait oldu veya ayetse, hadisse ben ona ait oldum.vs. O yüzden de bu bir ayet mi, ayetse numarası kaç gibi detaylara takılmayı düşünememiş olabilirim.
Belirsizlik, net olmama gibi ifadeler kullanmışsınız..ben bunların aksine netlikten yanayım. Flu hiç birşey yok. İman için görmek gerekiyor. Yıllar süren arayışlar oldu, hepimizin olabileceği gibi. Aranılan ne? Mutluluk, huzur, Allah, İnsan..ne dersek diyelim. herkes birşeyler arıyor işte. Bende aynen şeş cihette aradım önce. Sağa saldır, sola saldır, arkaya öne..vs yok hiç birşey. Yaşanılan şehirden bunalıp, başka şehre yerleşmek gibi..sanki sorun o şehirde. sağ sol, ön arka, alt üst..kala kala insanın kendisi kalıyor. Birşeyleri kendimde aramayı başarınca anladım ki Allah gerçekten de şeş cihetten münezzehmiş. Kitabın kapağına değil, içindeki sözcüklere değil, sözcüklerin manasına gönül verince arayıpta bulunmayan birşey kalmıyor anlaşılan