Zıplanacak içerik

Yayamaz Kayımca

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey

  1. yanıldın ben tam biy serseriyim ama sağol Hımmm bundan şayapçı olmas
  2. Denizlerin Türküsü................Grup yol....
  3. Korku Filmi Gibi Din Dersi 3 Gaziantep ve Konya'dan Sonra Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinde 'Korku Filmi' Gibi Kaset İzletilmesi Olaylarına Bu Kez İzmir'de Bir Yenisi Eklendi. GAZİANTEP ve Konya'dan sonra okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde ?korku filmi? gibi kaset izletilmesi olaylarına bu kez İzmir'de bir yenisi eklendi. İŞTE O FİLMDEN KARELER Balçova 80'inci Yıl Orhangazi İlköğretim Okulu'nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Mehmet Yılmaz, 8'inci sınıf öğrencilerine ?ölüm ve azrail? temalı ?Kabir Azabı? adlı filmini izletti. Hurafeler içeren bu filmin, Gaziantep ve Konya'daki iki lisede öğrencilere izletilen ?Rabbim Geri Döndür? filmi olduğu ortaya çıktı. Bir Arap ülkesinde, dini bütün bir baba ile kötü alışkanlıkları olan oğlu Hasan'ın etrafında gelişen, İslam dinini tam bir ceza ve korku dini olarak lanse eden, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını ve gelişimini olumsuz etkileyecek efekt ve görüntülerle dolu filmin İzmir'de gösterildiği, 80'inci Yıl Orhangazi İlköğretim Okulu'nde sekizinci sınıfa giden bir öğrencinin CHP İlçe Başkanlığı'ndaki tanıdıklarına olayı anlatmasıyla ortaya çıktı. Adını açıklamadığı öğrencinin anlatımından yola çıkarak aynı sınıftaki diğer öğrencilerle görüşerek olayı araştırdıklarını belirten CHP Balçova İlçe Başkanı Salih Küçükbayrak şunları söyledi: ?İnanamadık ama inceleyince gerçek ortaya çıktı. Maalesef YouTube'da yayınlanan ?Kabir Azabı 1-2 ve 3? isimli video film, 1.5 ay önce 8'inci sınıf öğrencilerine sınıf öğretmenleri, aynı zamanda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan Mehmet Yılmaz tarafından izlettirilmiş. Film boş derste bilgisayardan tepegöz marifetiyle perdeye yansıtılarak verilmiş. Bunu ortaya çıkardık. Dün sözlü olarak Kaymakam ve İlçe Milli Eğitim Müdürüne ilettik. Bugüne de yine Kaymakamlık ile Cumhuriyet Savcılığı'na hem idari hem adli soruşturma için suç duyurusunda bulunduk. Genç beyinleri hurafelerle doldurmaya yönelik bu olayı kınıyoruz ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Balçova'da böyle bir şey yaşandığı için çok üzgünüz.? Salih Küçükbayrak, olayı öğrenen velilerin tutumunun ne olduğuna ilişkin bir soruya ise, ?O sınıf okulun en haylaz sınıfıymış. Din Dersi öğretmeni sınıf öğretmeni de olduğu için, ?Bu çocukları idare ediyor, ne yapalım? diye bir yorum yapıldı. Yani bazı veliler çocuklarının yaramazlığıyla böyle başa çıkıldığını belirtip umursamaz bir tavır ortaya koydular. Bu bizi daha da üzdü? dedi. MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ: GEREĞİ YAPILIYOR Balçova İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Ali Çelik, 23 Nisan törenlerinden sonra kendisine iletilen bu konunun hem Vali Kıraç Haberleri'>Cahit Kıraç'a hem de İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan'a aktarıldığını söyledi. Vali Kıraç'ın olayın üzerinde hassasiyetle durduğunu belirten Hasan Ali Çelik şöyle konuştu: ?Olaydan haberimiz olur olmaz, Okul Müdürü Mustafa Çolak, öğretmeni bulup konuşmuş. Öğretmen namazla ilgili bir film diye izlettirdiğini söylemiş. Okul Müdürü: YouTube'den bu filmleri çekip getirdi, izlediğim kadarıyla o yaş grubu çocukların ruhsal yönden yara alacağına inanıyorum. Bunun eğitim kurumlarında yeri yok. Soruşturma için gereği yapıldı. Ayrıca çocuklar üzerindeki etkisi de uzmanlarca araştırılacak.? İLÇEDE BAŞKA ÖRNEK YOK İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Ali Çelik, olayı öğrendikten sonra ilçedeki tüm okul müdürlerine benzer bir olay olup olmadığını da araştırttığını, başka örnek çıkmadığını söyledi. 2005'ten itibaren Orhangazi İlköğretim Okulu'nda görev yapan 16 yıllık öğretmen Mehmet Yılmaz hakkında daha önce bir öğrenciyi dövdüğü iddiasıyla soruşturma açıldığını ancak ceza almadığını belirten Çelik, velilerin ?Çocuklar yaramaz, idare ediyor? şeklindeki yaklaşımına karşılık da, ?Bin kere de haylaz olsak kimsenin benim ruh sağlığımı bozmaya hakkı yok. Çocuk korkutularak doğruya getirilmez? diye konuştu. 3 saat önce.. -http://www.haberler.com-
  4. Yer bir lisenin biyoloji labaratuvarı. Ortam karanlık. Ekranda siyahlar içinde bir Azrail tasviri. Sabah namazını kılmadan ölmüş ve kefenlenmiş bir çocuk Cehenneme gitmek için sırasının gelmesini bekliyor. Ve bu bir din dersi... Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Fatma Yakar?ın, görevli olduğu lisenin biyoloji laboratuarında öğrencilere ölümü anlatan CD?yi izlettirdiği iddia edildi. Bir kız öğrencinin durumu velisine anlatması üzerine olayı öğrenen okul müdürü, öğretmen hakkında soruşturma başlattı Gaziantep'te bulunan Hasan Ali Yücel Lisesi?nin biyoloji laboratuarında sinevizyon aracılığıyla izlettirilen 35 dakikalık CD öğrencilerin çoğunda korku ve paniğe neden oldu. Tamamen Azrail ve ölüm konulu filmi izleyen kızının uyuyamadığını belirten bir velinin şikâyeti ile ortaya çıkan olayla ilgili olarak okul müdürü Ömer Demir, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Fatma Y. hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını açıkladı. TEHDİTKÂR AZRAİL Filmde kötü alışkanlıkları olan, namaz kılmayan ve bu konuda babasının uyarılarını dinlemeyen bir gencin canını almaya giden Azrail'in çeşitli surelerden verdiği örneklerle insanoğlunun nasıl cezalandırıldığını gösteriliyor. Gencin canını alan Azrail?in tehditkâr bir melek olarak gösterildiği ölüm konulu CD?de, babasının namaz kılmasını istediği genç namaz kılmadan uyur. Gencin yanına giden ölüm meleği ise yaptıklarını anlatarak gencin öleceğini söyler ve canını alır. Bir sonraki sahnede de canı alınan genç sorgulanır ve kabir azabı çeker. Aksiyon filmlerini aratmayan efekt ve görüntülerle süslenen film karanlık bir ortamda öğrencilere izlettirildi. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatında olmaması rağmen, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını, gelişimini olumsuz etkileyecek birçok sahnenin yer aldığı filmde, İslam dini tam bir ceza ve korku dini olarak lanse edildi. ÖĞRETMENE SORUŞTURMA Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer yaşanan bu durumun üzerine kararlılıkla gideceklerini açıkladı. Gaziantep?te bulunan Dinçer?in 35 dakikalık CD?den örnek aldığı ve Ankara?ya döndüğünde konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyeceği belirtildi. Hasan Ali Yücel Lisesi Müdürü Ömer Demir ise konu hakkında bilgisi bulunduğu belirterek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni F.Y. hakkında gerekli disiplin soruşturmasının başlatıldığını söyledi. İzlettirilen CD?yle ilgili olarak öğrencilerin ifadelerine de başvuracaklarını açıklayan okul müdürü Demir, ?Çocukların seyrettiği CD?yi bende izledim ve her saniyesi korku dolu. Durumun ne kadar ciddi olduğunun farkındayım. Konuyla ilgili üzerime düşen görevi tam olarak yerine getireceğim? dedi. "KIZIM HALEN KORKUYOR" T.K. adlı öğrenci velisi İnci K. okul müdürlüğüne başvurarak konuyu aktarmak istemesi olayı daha da farklı boyutlara taşıdı. Okul müdürü Ömer Demir?in konuyla ilgilenmediğini ve kendileriyle dalga geçtiğini ifade eden İnci K, ?İki hafta önce okul salonunda izlettirilen CD?nin içeriği oldukça dehşet verici. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Fatma Y, CD?den haberinin olmadığını söylüyor. Kızım akşamları tek başına yatamıyor. Bu çağda nasıl olurda bu tür görüntüler okullarımızda gösterilir anlayabilmiş değilim. Konuyla ilgili olarak gerekli yasal işlemlerin başlatılmasını istiyorum? dedi. "TEHDİT EDİLDİM" Hasan Ali Yücel Lisesi 11 Fen Sınıfı öğrencisi T.K.?nın annesi İnci K, kızının durumu üzerine görüşme talebinde bulunduğu rehber öğretmen tarafından tehdit edildiğini öne sürerek şöyle konuştu: ?Konuyla ilgili herhangi bir şikâyette bulunursam öğretmenlerine sahip çıkacaklarını bizzat rehber öğretmen kendisi söyledi. Bizimle ilgilenmeyen rehber öğretmen olası şikâyette, okuldan iki öğrenci ayarlanarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni F.Y'nin savunulacağını söyledi.? -http://www.iyibilgi.com/haber-
  5. Sevgili SUHEDA..neden eleştirilerimizde bile yapıcı olmaya çalışmıyoruz acaba?Evet alıntı diye belirtmemekle hata yapmışım ki bunun ikazını ADMİN den aldıgım halde ,hem asla kendi düşüncem gibi,kendime ait bir yazı gibi ifade etmek istemedim!!!Ama bu kişiyi yıpratırcasına eleştiymek hakkını vermez !!Ama genede ben bildigimi yapıyım eleştiyin için teşekkür ediyim!!!!
  6. Aaaaaa tüh inan görmedim hemen bakıyım ...şimdiden teşekkürler..ama ben canlısını istiyorum ve çok yakınız cidden bir sabah meyaba ben kayımca çiçegimi veririmsin diye kapına gelirsem şaşama Ama genede sağol....
  7. Amanınnnnnn hayika bunlar yaaaaa...çokkkkkkkkkkkkkk teşekkür ederimmmmmmmm sevgili DORA herksin içinde minicik hep büyümeyi bekleyen bir çocuk vardır ve onu sevginle büyütüysün...ben o çocugu hiç yitirmedim hep bende ve benimle gidecek.............Yayamaz Kayımca ifadesi ile komacan öptüm..........SAĞOL...............
  8. Küçük Çocuklar Dehşete Kapıldı.!!!!!!!!!!! 'Gözyaşı Geceleri' izletilen sinevizyon gösteriminde miniklere ne izlettirildi? Kutlu Doğum Haftası kapsamında Bolu'da düzenlenen "Gözyaşı Geceleri" adlı etkinlikte izletilen sinevizyon gösteriminde bir kız çocuğunun babası tarafından diri diri gömülerek öldürülmesi birçok kişiyi ağlattı. Küçük çocuklar ise bu görüntüyü şaşkın bakışlarla izledi. Bolu Belediyesi, İl Müftülüğü ve Mimar Sinan Vakfı'nca Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne ait spor salonunda düzenlenen etkinliğe yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Birçok kişi de salona dizilen sandalyelerde ve kilimlere oturarak etkinliği izledi. "Gözyaşı Geceleri" adlı etkinlikte ilk olarak sahneye oyunun yönetmeni Haşim Aktan çıktı. Sisler ardından sarıklı, cüppeli ve sakallı bir şekilde sahneye gelen Aktan, sinevizyon eşliğinde yaşamın bir oyundan ibaret olduğunu anlatan gösteriyi sahneye koydu. İlköğretim yaşındaki çocukların çoğunlukta olduğu gösteride sinevizyon anlatımında bir kız çocuğunun babası tarafından diri diri gömülerek öldürülmesi birçok kişiyi ağlattı. Küçük çocuklar ise bu görüntüyü dehşet içinde izledi. Bu sırada salondan görüntü almak isteyen gazetecilere oyun yönetmeni Haşim Aktan izin vermedi. Gösterinin ardından semazenler sema döndü. Gece yaklaşık 3 saat sürdü. Cumhuriyet
  9. ÖZÜRLÜLERE AİT TAŞITLARIN TRAFİK İŞLEMLERİ Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 53 üncü ve 74 üncü maddelerinde; ithaline izin verilen veya ülkemizde üretilen malul, sakat ve özürlülere ait özel tertibatlı araçlar ile sakatlık derecesi % 90 ve üzerinde olan malul ve özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde “sakatlara mahsus işaret” bulunan plakalardan verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca tescil işlemlerinin yapılması sırasında; - Kendisi tarafından kullanılmak amacıyla malul, sakat ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil belgelerine, “Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili Gümrük Müdürlüğü’nün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.” , - Malul, sakat ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, “Araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili Gümrük Müdürlüğü’nün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.” , - Malul, sakat ve özürlünün kendisi tarafından kullanılmak amacıyla ülkemizden ilk olarak satın aldığı özel tertibatlı araçların tescil belgelerine, “Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır.”, ikinci el araç olarak satın alınmış ise, “Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır.” şeklinde şerh konulacaktır. - Özel tertibatı olmayıp, özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve üzeri olan malul ve özürlüler tarafından ÖTV’den muaf olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden satın alınan araçların tescil belgelerine, “Araç sahibi malul ve özürlü kişinin kanuni mümessili ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır.” şeklinde şerh konulacaktır. Ayrıca ithal araçların gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh dışında varsa diğer şerhler de, tescil belgesine işlenecektir. Malul ve sakatlar tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı durumdaki başka bir malul veya sakata devri veya bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde, bu araçlardan Gümrük Vergisi alınmayacak olup, devir ve tescil işlemi ilgili Gümrük Müdürlüğü’nün iznine bağlıdır. Araç ülkemizden satın alınmış ise ilgili vergi dairesinin izninin alınması gereklidir. Malul ve sakatlara ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa olsun, Karayolları Trafik Yönetmeliği ile belirlenmiş olan kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde, aracın trafikten alıkonulması yanında bu hususta düzenlenecek tutanak da işlem yapılmak üzere ilgili Gümrük ve Maliye birimlerine intikal ettirilecektir. Diğer taraftan, zihinsel özürlüler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları aracın, tescil kuruluşlarında adlarına tescillerinin yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil anında tescil birimine vermeleri zorunludur. NOT : Rehberin içerisindeki bazı sayısal veriler 2006 yılı için günceldir. Rehberle ilgili olarak her konuda Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinden ve aşağıdaki adreslerden bizimle irtibata geçebilirsiniz.
  10. 5- EMLAK VERGİSİNDE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI .... Malul ve özürlülere vergi açısından sağlanan imkanlara 2006 yılı başından itibaren Emlak Vergisinde uygulanmaya başlanan indirimli vergi oranı eklenmiştir. Emlak Vergisi Kanunu’nun değiştirilen 8. maddesine göre; özürlülerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskeni olması ( kullanım hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, şartları taşıyan özürlülere emlak vergisi ödememeleri için fırsat tanınmıştır. Özürlüler Bu Fırsattan Nasıl Yararlanacaklardır? Özürlülerin indirimli bina vergisi oranından yararlanabilmeleri için bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili belediyelere belgelendirmeleri gerekmektedir. Emlak Vergisi muafiyetinden yararlanmak isteyen özürlüler, www.gib.gov.tr adresinden mevzuat > kanunlar > emlak vergisi kanunu > tebliğler > 47 Seri Nolu Emlak Vergisi Genel Tebliği ekinde örneği bulunan “Dilekçe” ve “Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dahil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu”nu doldurarak konutun bulunduğu yer Belediye Başkanlığı’na verecektir. Özür durumunu belgeleyen tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporunun aslı da dilekçeye eklenecektir. Söz konusu “Dilekçe” örneği Ek-1’de “Form” örneği Ek Tablo-4’te belirtilmiştir. Meskeninde Bizzat Oturmayan Özürlü, Emlak Vergisi Muafiyetinden Yararlanabilir mi? İndirimli vergi oranının uygulanması için meskende bizzat oturma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip olduğu tek meskeni kiraya verip, kirada oturan özürlü de diğer şartları taşımak kaydıyla emlak vergisi ödemeyecektir. Tek Meskene Hisseli Olarak Sahip Olan Özürlüler İçin Emlak Vergisi Uygulaması 200 m2’yi geçmeyen tek meskene hisse ile sahip olunması halinde indirimli vergi oranı, meskenin toplam Emlak Vergisinin hisseye düşenine uygulanacaktır. Birden Fazla Meskene Sahip Olan Özürlüler İçin Emlak Vergisi Uygulaması - Birden fazla meskeni olanlar, - Birden fazla meskende hisseye sahip olanlar, - 200 m2’yi geçen tek konuta sahip olanlar, Emlak Vergisi muafiyetinden yararlanmayacaklardır. Ayrıca belirli zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler için vergi oranında bir indirim uygulanmayacaktır. İndirimli vergi oranından yararlanan mükelleflerin, gerekli şartlardan herhangi birini kaybetmeleri halinde, bu durumu mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri gerekmektedir. Gerçek dışı taahhütte bulunmak suretiyle Emlak Vergisi ödemeyen özürlüler ile durumlarında meydana gelen değişikliği bildirmeyen özürlülerden alınması gereken Emlak Vergisi, cezalı olarak gecikme faizi ile birlikte alınır.
  11. 4- KATMA DEĞER VERGİSİNDE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, gerek özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar için gerekse özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90’dan az olan malul ve özürlülerin adlarına kayıt ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı taşıt veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları, Katma Değer Vergisi’nden istisna edilmiştir. Buna göre; münhasıran özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamlarında kullanmaları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç (örneğin, görme özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinası, kabartma klavye, sesli kitap; ortopedik özürlülerin kullandıkları ortez-protez gibi cihazlar) ile özel bilgisayar programları istisna kapsamında kabul edilecektir. Ayrıca, Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin 87.12.00 pozisyonundaki motorsuz bisikletler ve diğer motorsuz tekerlekli taşıtların (sepetli olsun olmasın) sakatlar için özel olarak imal edilmiş olanları ile 87.13 pozisyonundaki özürlüler için tekerlekli koltuklar ve diğer taşıtların (motoru veya hareket ettirici başka bir tertibatı olsun olmasın) %1 oranında Katma Değer Vergisine tabi olacağı açıklanmıştır.
  12. 3- MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİNDE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun istisnalara ilişkin 4/c maddesine göre; “Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve özürlülerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar” Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden istisna edilmiştir. Yapılan düzenleme ile özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı olan özel tertibatlı taşıtlar Motorlu Taşıtlar Vergisinden istisna edilmiştir. Burada taşıtın bizzat kullanılması şartı aranmayacaktır. Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin bu durumlarını tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili Vergi Dairelerine belgelendirmeleri halinde, söz konusu malul ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, Motorlu Taşıtlar Vergisine tabi tutulmayacaktır. Bu istisnadan yararlanmak için, malul ve özürlülere ait taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmayacaktır. Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90’dan az olan malul ve özürlülerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri ve kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların özürlülük haline uygun özel tertibatlı taşıt veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıt olduğunu belirten “Motorlu Araç Tescil Belgesi” nin ilgili tescil kuruluşlarınca onaylanmış örneği ile “Araçlar İçin Teknik Belge” ve “Proje Raporu”nun aslı veya noter onaylı örneğini ilgili Vergi Dairelerine verilmesi halinde bu istisna hükmünden yararlanabileceklerdir. İstisnadan yararlanacak olan malul ve özürlüler tarafından; “Malûl ve Özürlüler Adına Kayıt ve Tescilli Taşıtlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası Bildirim Formu” istisnadan yararlanmak için gerekli olan diğer belgeler ile birlikte ilgili Vergi Dairesine verilecektir. “Malûl ve Özürlüler Adına Kayıt ve Tescilli Taşıtlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası Bildirim Formu”nu www.gib.gov.tr adresinden Ana Sayfa> Mevzuat>Kanunlar>Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu>Tebliğler>21 Seri Nolu Tebliğ> Ek yoluyla elde edebilirsiniz
  13. 2- ÖZEL TÜKETİM VERGİSİNDE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI (4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu Madde 7/2 ye göre;) II sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan; a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³`ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³`ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi %90 veya daha fazla olan malûl ve özürlüler tarafından, 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³`ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³`ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve özürlüler tarafından, Beş yılda bir defa olmak üzere ilk olarak satın alınması Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’nden istisnadır. (ÖTV Kanununa ekli II sayılı liste Ek Tablo-3’te belirtilmiştir) Ayrıca Özel Tüketim Vergisi Kanununda, özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve daha fazla olan özürlülerin bazı taşıt araçlarını “özel tertibat veya mekanik ilave yaptırılması şartı” olmaksızın Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ödemeden satın alabilmelerine imkân sağlanmıştır. Özürlü adına kayıtlı olan araç bu kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş sözleşmesine bağlı olarak çalıştırılan bir sürücü tarafından kullanılacaktır. A - ÖTV’den İstisna Taşıt Araçları Malul ve özürlülerin özel tertibat yapılma şartı olsun veya olmasın ÖTV ödemeden iktisap edebilecekleri taşıt araçları şunlardır: - Motor silindir hacmi 1600 cm3’ü aşmayan binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar (steyşın vagon, arazi taşıtı ve jeepler dahil), - Motor silindir hacmi 2800 cm3’ü aşmayan eşya taşımaya mahsus taşıtlar, - Motosikletler, mopedler ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli taşıtlar, Buna göre, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede bulunan taşıt araçlarından motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşmayan binek otomobilleri, motor silindir hacmi 2.800 cm³’ü aşmayan kamyonet, pikap vb. eşya taşımaya mahsus taşıt araçları ile motosikletlerin “özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 veya daha fazla” olan malul ve özürlüler veya bizzat kullanmak amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve özürlüler tarafından, “beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere” yetkili satıcı veya galeriden satın alınmasında ÖTV tahsil edilmeyecektir. ÖTV istisnası uygulanan araçlar için istisnadan yararlanan kişi (veya kişiler) adına düzenlenecek faturalarda ÖTV gösterilmeyecektir. Bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanan ilk alımlarına ilişkin ÖTV beyannamesi ekine, alıcının maluliyetine veya sakatlığına dair tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile aracın sakatlığa uygun olarak değiştirildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneği ve alıcının “H” sınıfı sürücü belgesinin fotokopisi eklenecektir. Vergi Dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek tahakkuk fişi ve istisna uygulandığını gösteren “ÖTV Ödeme Belgesi” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir. Bu tür araçların kayıt ve tescilini yapanların, araç sahibinin faturada ve “ÖTV Ödeme Belgesi” nde alıcı olarak gösterilen kişi (veya kişiler) olduğunu tespit etmeleri gerekmektedir. B - Özür Durumuna Göre Tüm Vücut Fonksiyon Kaybı Oranı (Sakatlık Derecesi) %90 veya Daha Yüksek Olanlarda ÖTV İstisnası Özel Tüketim Vergisi Kanununda, engel derecesi %90’ı aşanların herhangi bir mekanik ilave veya tadilat yapılması şartı olmaksızın yurt içinden veya yurt dışından iktisap ettikleri taşıt araçlarından ÖTV tahsil edilmemesi sağlanmıştır. Engel sebebinin önemi bulunmamaktadır. Görme, işitme, konuşma veya ortopedik olabileceği gibi zihinsel özürlüler de yasadan yararlanabilmektedir. Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) %90 ve üzerinde olduğu, Sağlık Bakanlığının belirlediği sağlık kuruluşlarından (tam teşekküllü devlet hastanesi) alınacak rapor ile belgelendirilmesi şartıyla, yukarda vasfı ve motor silindir hacmi belirtilmiş olan araçlardan birisinin özürlüler tarafından ÖTV ödenmeden satın alınması veya ithal edilmesi de mümkün kılınmıştır. Bu şekilde yurt içinden taşıt aracı iktisap edecek veya ithal edecek olanların motorlu taşıt kullanma ve ehliyet alma imkânları olmadığı için bunlar adına alınan taşıtlar başkaları tarafından kullanılacaktır. Başkalarından kasıt, araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş sözleşmesine bağlı olarak çalıştırılan bir sürücü olacaktır. Yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporunun, araçların ilk alımının yapılacağı motorlu araç ticareti yapan yetkili bayi veya galeri tarafından vergi dairesine verilecek Özel Tüketim Vergisi Beyannamesine eklenmesi suretiyle, beyannamede ÖTV hesaplanmayacaktır. C - Kendisi Kullanmak Amacıyla İlk Alımı Yapılan Araçlarda İstisna Yukarıda belirtilen şartları taşıyan araçların kendisi kullanmak amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve özürlüler tarafından ilk alımı ÖTV’den istisna edilmiştir. Bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanan ilk alımlarına ilişkin olarak mükellefler tarafından verilecek ÖTV beyannamesine; - Alıcının maluliyeti veya sakatlığı ile özel tertibat yaptırılan araçları kullanabileceğine dair yetkili sağlık kuruluşlarından alınan sağlık kurulu raporu, - Aracın sakatlığa uygun olarak değiştirildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneği, - Alıcının “H” sınıfı sürücü belgesinin fotokopisi, eklenecek ve beyannamede ÖTV hesaplanmayacaktır. Vergi Dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek, araçta yapılan özel tertibatın raporda yazılı sakatlığa uygun hareket ettirici bir tadilat olduğu tespit edilecektir. Bu tespit üzerine tahakkuk fişi ve istisna uygulandığını gösteren “ÖTV Ödeme Belgesi” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir. Malul ve özürlülerin yurt dışından ithal edeceği taşıt araçları için de, ilgili belgelerin Gümrük İdaresine verilmesi üzerine ÖTV istisnası uygulanacaktır. İstisna kapsamında taşıt aracı ithal edenlerin kimlik bilgileri (Adı, soyadı, ana ve baba adı, doğum yeri ve tarihi), sakatlığa dair raporun verildiği hastane, tarihi, sayısı, sakatlık türü ve derecesi ile ithal edilen taşıt aracının özelliklerini (G.T.İ.P. numarası, cinsi, modeli, markası, tipi, motor silindir hacmi) gösteren listeler Gümrük İdarelerince aylık olarak hazırlanarak, takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirilecektir. D - ÖTV İstisnasının Süresi İstisnadan yararlanarak adlarına bir taşıt aracı tescil edilenlerin tescil tarihinden itibaren 5 yıl süresince ÖTV ödemeden taşıt aracı satın almaları veya ithal etmeleri mümkün değildir. ÖTV Kanununun 15/2 maddesi uyarınca, motorlu taşıtlardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk alımında ÖTV istisnasından yararlananların, bu taşıtı istisnadan yararlanmayan bir kişi veya kuruma devretmesi halinde; bu devir dolayısıyla adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ilk alımdaki tutar üzerinden, kayıt ve tescil tarihindeki ÖTV oranına göre, bu tarihte hesaplanan ve tahakkuku yapılacak olan ÖTV tahsil edilecektir. Buna göre malul ve sakatlarca ilk alımında istisna uygulanan motorlu taşıtların, istisnadan yararlanmayan kişi veya kurumlarca malul ve sakatlardan alınmasında, alıcılar tarafından (2A) numaralı ÖTV beyannamesi düzenlenerek, bu işlemin yapıldığı yerde tek Vergi Dairesi varsa bu Vergi Dairesine, birden fazla Vergi Dairesi varsa Motorlu Taşıtlar Vergisi ile görevli Vergi Dairesine verilecek ve vergi ödenecektir. Beyannamede matrah olarak, aracın istisnadan yararlanılarak ilk alındığı tarihteki fiyatı (tutarı); oran olarak ise aracın malul veya sakattan alınması tarihinde geçerli olan oran yazılarak vergi hesaplanacaktır. Ancak, ilk alımında istisna uygulanan söz konusu taşıt araçlarının veraset yoluyla intikallerinde bu hüküm uygulanmayacak ve ÖTV’nin sonradan tahsili yoluna gidilmeyecektir. ÖTV ödenmeden malul veya özürlü tarafından yukarıda belirtilen esaslara göre satın alınan veya ithal edilen aracın çalınması üzerine, 5 yıl içerisinde alınan yeni aracın istisna hükmünden yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır. Özürlü veya malul tarafından, çalınan araç yerine çalınan aracın tescil tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden yeni alınan motorlu taşıt için ÖTV ödenecektir.
  14. İKİNCİ BÖLÜM ÖZÜRLÜLERE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI 1- GÜMRÜK VERGİSİ’NDE SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI(1- Bu kısım Gümrük Müsteşarlığı�nın katkılarıyla hazırlanmıştır.) Gümrük Vergisi Kanunu (Madde 167/12)’de malul ve sakatların kullanımına mahsus eşyanın gümrük vergilerinden muaf olduğu belirtilmiştir. GÜMRÜK VERGİSİNDEN İSTİSNA EDİLEN EŞYA 1- Körler Hariç olmak üzere malul ve sakatların eğitimi, çalışması veya fiziksel ve ruhsal açıdan sosyal gelişimlerine yönelik , özel olarak üretilmiş olup, malul ve sakatların kendi kullanımları için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum veya kuruluşlarca ithal edilen eşya, 2- Malul ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve motor silindir hacmi 1600 (dahil) cc’ye kadar olan binek otomobilleri, El ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat sakat kişi tarafından kullanılamayan, sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından (Ek Tablo-2 de “Kan ve Sıhri Hısımlar” belirtilmiştir) bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş sözleşmesiyle çalıştırılan bir sürücü tarafından kullanılan motor silindir hacmi 2500 (dahil) cc’ye kadar olan taşıtlar, gümrük vergilerinden muaftır. Arazi taşıtları bu istisnanın dışında tutulmuştur. Bahsi geçen eşyaya mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve aksesuarlar veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da tamiri için gerekli olan aletler de bu muafiyet kapsamındadır. Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin, eşyanın ithalinden sonra yurda getirilmesi halinde de muafiyetin uygulanabilmesi için bunların muafiyetten yararlanarak ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının gümrük idaresine kanıtlanması gerekmektedir. A - Özel Tertibatlı Aracın İthali Türkiye Gümrük Bölgesi dışında çalışan özürlü kişi, ikametini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakletmesi halinde özel tertibatlı aracı ithalat vergilerinden muaf olarak ithal edebilecektir. Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik özürlü ise; Yurt dışına resmi kanalla döviz çıkışı veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından kendisine bağış yoluyla gönderilen özel tertibatlı aracı vergiden muaf olarak ithal etme hakkına sahiptir. B - İthal Edilen Özel Tertibatlı Araçlarda Aranılan Şartlar Gümrük Vergisi ödenmeksizin ithal edilen Özel Tertibatlı Özürlü Araçlarında aşağıdaki şartlar aranacaktır: Malul ve özürlü tarafından ithal edilmek istenen araç; a- Binek otomobili ise; binek otomobilin malul ve özürlü tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunmalı ve silindir hacmi 1600 (dahil) cc’ye kadar olmalıdır. Arazi taşıtları bu istisnanın dışında tutulmuştur. b- Minibüs ise; minibüsün el ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş sakat kişinin araca inip binmesiyle, taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmalı ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş sözleşmesiyle çalıştırılan sürücü tarafından kullanılacak olmalı ve motor silindir hacmi 2500 (dahil) cc’ye kadar olmalıdır. Arazi taşıtları bu istisnanın dışında tutulmuştur. Binek oto ve minibüsün standart olmayan aksesuarları bulunması halinde bu aksesuarların ithaline gümrük vergilerinin ödenmesi şartıyla izin verilir. İthal edilen eşyayla birlikte gelen yedek parça ve aksesuarlar da istisna kapsamındadır. Ancak ithalattan sonra getirilecek yedek parça ve aksesuarın Gümrük Vergisi ödenmeksizin ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının belgelendirilmesi gerekmektedir. c- Motosiklet ise; bu motosikletin özürlü tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş olması halinde Gümrük Vergisi ödenmeyecektir. C- Özel Tertibatlı Araç İthalinde Müracaat Şekli Özel tertibatlı araç için Türkiye’ye getirilmeden önce, malul ve özürlü kişiler veya bunlar hesabına bu kişinin vekil tayin ettiği ve Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişiler tarafından; a- Fizik ve Rehabilitasyon merkezince onaylı ve sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşlarından alınmış heyet raporu, b- Trafik Dairesince düzenlenen ve ilgili şahsın sakatlık durumu itibariyle, taşıt kullanabileceğini gösteren H sınıfı sürücü belgesinin, biri asıl olmak üzere iki nüshası ile müracaat edilmesi gerekmektedir. Müracaatlar, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne yapılır. Sağlık Kurulu Raporunda, ilgilinin sakatlığı ile bunun derecesinin ve haline göre kullanabileceği taşıt özelliğinin belirtilmesi gerekir. Eğer malul ve özürlü, yurt dışında iken resmi bir hastaneden aldığı ve dış temsilciliklerimize onaylattığı bir rapor getirecekse bu raporun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Sürücü Adaylarında Aranacak Şartlar”ı içeren 41 inci maddesine uygunluğunun belgelenmesi gerekmektedir. Devlet Bakanlığı tarafından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”te belirtilen “Özürlülere Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Sağlık Kuruluşları” Ek Tablo-1’de bulunmaktadır. Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi heyet tarafından karara bağlanacaktır. Heyet, çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’nde yürütmektedir. Heyetin toplanacağı gün, ilgili sakat ve malul kişilerin de anılan gümrükte hazır bulunmaları şartı vardır. Minibüslerin karara bağlama işlemleri Gümrük Müsteşarlığının olumlu ön izninin alınması sonucunda gerçekleştirilecektir. Ayrıca, binek otomobili veya minibüsün ithaline ilişkin kararların (müspet) Komisyon tarafından oybirliği ile verilmesi gerekmektedir. D- Özel Tertibatlı Araçların İthalat İşlemi Komisyon kararı olumlu ise, otomobil ve minibüs için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’nce “İthal İzin Belgesi” düzenlenir. İzin belgesinin geçerlilik süresi 6 (altı) aydır. Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilir. Gümrük Müdürü veya yetkili kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı başkanlığında iki muayene memurundan oluşan heyet tarafından aracın söz konusu heyet kararına uygun olup olmadığı araştırılarak uygun bulunması halinde ithaline izin verilir. Gümrük İdaresince, ithal işlemi tamamlanan binek otomobil ve minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine şerh konularak ilgili trafik tescil dairesine gönderilir. E- Özel Tertibatlı Araçların Devir ve Satışı Gümrük Vergisinden muafiyet kapsamında ithal edilen eşya, Gümrük İdaresinin izni olmadan ve Gümrük Vergileri alınmadan malul ve özürlü olmayanlara ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz. Söz konusu eşya ve malzemeler muafiyetin veriliş amacına uygun kullanılmak ve ilgili Gümrük Müdürlüğünün izni dahilinde muafiyet hakkı tanınmış başka bir kurum veya kuruluşa ödünç verilir, kiralanır, devredilir veya satılırsa Gümrük Vergileri aranmaz. Malul veya özürlü kişiler; mülkiyetlerinde Gümrük Vergisi ödemeden ithal edilmiş özel tertibatlı otomobil, minibüs ve motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve bunların fiilen ithal edildiği tarihten itibaren 5 (beş) yıl geçmedikçe, bu taşıtları satamaz ve yeniden aynı şekilde muafiyet kapsamında otomobil, minibüs ve motosiklet ithal edemezler. Fiili ithal tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra Gümrük Vergilerinin tahsili koşuluyla, fiili ithal tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra ise Gümrük Vergileri ödenmeksizin söz konusu taşıtların muafiyet hakkı bulunmayan kişilere satış veya devri mümkün bulunmaktadır. Ancak trafik tescil şubesince aracın tescil belgesine konulan şerhin kaldırılması için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne trafik şahadetnamesi ve trafik tescil belgesi ile birlikte müracaat edilmesi gerekmektedir. Özel olarak dizayn edilmiş aracı devralacak kişinin sakatlığının farklı olması halinde, devredilecek taşıtın Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü’ne teslim edilmesi ve devri alacak kişinin sakatlığına uygun olarak aracın anılan Gümrük İdaresinin gözetimi altında dizayn edilmesi gerekmektedir.
  15. 7- BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLUNAN KİŞİ TABİRİ Özürlü kişinin tabi olduğu çalışma mevzuatına veya sosyal güvenlik kurumu mevzuatına göre bakmakla yükümlü sayılan anne,baba, eş ve çocuklar anlaşılacaktır. Bu kişiler yukarıdaki belgelere ilave olarak sağlık karnesinin kimlik bilgilerinin bulunduğu sayfanın bir örneğini verecektir 8- DIŞ KURULUŞLARIMIZDA GÖREVLİ HİZMET ERBABININ YAPACAĞI İŞLEMLER Yabancı ülkelerdeki dış kuruluşlarımızda (resmi ve özel sektörde) görevli sakat hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve bağlı olduğu kurumdan alacağı “o ülkede görevli hizmet erbabı” olduğunu gösterir belgeyi de ekleyerek bir dilekçe ile birlikte bulunduğu ülkedeki T.C. Elçilik veya Konsolosluğuna başvurur. Elçilik veya Konsolosluklar, kendilerine başvuran hizmet erbabını, o ülkedeki çalıştığı yere en yakın resmi bir hastaneye yazıyla sevk eder. Hastanece düzenlenen raporlar Türkçeye çevrilmiş birer örnekleri ile birlikte ilgili Elçilik veya Konsolosluklar tarafından Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilir. Söz konusu raporlar, Merkez Sağlık Kurulunca incelenerek karara bağlanır ve Maliye Bakanlığı, karara bağlanan raporları ilgili Gelir Müdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü veya Malmüdürlüğü kanalıyla işlem yapılmak üzere hizmet erbabının ücretini ödeyen kuruluşlara yazıyla bildirir.
  16. 6- SAKATLIK İNDİRİMİNİN KAPSAMI........... - Çalışma gücünün asgari %80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, - Çalışma gücünün asgari %60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, - Çalışma gücünün asgari %40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat, sayılır ve aşağıda özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranları (sakatlık dereceleri) itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir. 2006 yılı için öngörülen Sakatlık İndirimi tutarları aylık olarak aşağıdaki gibidir; - Birinci derece sakatlar için 530 YTL - İkinci derece sakatlar için 265 YTL - Üçüncü derece sakatlar için 133 YTL dir . Sakatlık İndirimi tutarları her yıl Maliye Bakanlığı’nca Yeniden Değerleme oranında arttırılarak belirlenmektedir. Aylık belirlenen bu rakamlar, yıllık olarak beyan edilen kazançlarda 12 ile çarpılmak suretiyle uygulanacaktır. Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü özürlü bulunan serbest meslek erbabı ve basit usulde vergilendirilenlerde yıllık beyan edilecek gelirden; - Birinci derece sakatlar için 6.360 YTL, - İkinci derece sakatlar için 3.180 YTL, - Üçüncü derece sakatlar için 1.590 YTL , indirim miktarı düşülecektir.
  17. 5- ÖZÜRLÜ SAĞLIK KURULU RAPORUNA İTİRAZ .... Özürlü sağlık kurulu raporuna; özürlünün kendisi, velisi, vasisi veya raporu isteyen kurum tarafından itiraz edilebilir. İlgililer itiraz dilekçesi ve ilk özürlü sağlık kurulu raporunun tasdikli bir örneği ile birlikte, bulunduğu ilin sağlık müdürlüğüne başvurur. İl sağlık müdürlüğünce, özürlü sağlık kurulu raporu alacak kişi en yakın farklı bir özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneye gönderilir. İtiraz edilen özürlü sağlık kurulu raporu ile itiraz üzerine verilen özürlü sağlık kurulu raporundaki kararlar aynı yönde ise özürlü sağlık kurulu raporu kesinleşir. Özürlü sağlık kurulu raporlarının farklı olması durumunda, kişinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem hastaneye, kişi yeniden muayene edilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi amacıyla yine il sağlık müdürlüğü kanalıyla gönderilir. Hakem hastanenin özürlü sağlık kurulunca verilen kararı kesindir. Milli Savunma Bakanlığına bağlı asker hastanelerince; Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına itiraz esas ve usulleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına yapılan itirazlar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesi ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanelerince kesin olarak karara bağlanır.
  18. 4- SAKATLIK İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İSTEYENLERDEN İSTENECEK BELGELER ................. 1- Özürlü Hizmet Erbabı İçin a) Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf 2- HİZMET ERBABININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU ÖZÜRLÜ KİŞİLER İÇİN a) Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı, c) Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge. 3- ÖZÜRLÜ SERBEST MESLEK ERBABI İÇİN a) Vergi kimlik numarasını gösteren belge, Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf. 4- SERBEST MESLEK ERBABININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU ÖZÜRLÜ KİŞİLER İÇİN a) Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge, Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğrafı, c) Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olunduğunu gösteren belge. 5- SAKATLIK İNDİRİMİNDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİP BASİT USULDE VERGİLENDİRİLEN ÖZÜRLÜLER İÇİN a) Vergi kimlik numarasını gösteren belge, Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf. İlgili Müdürlükler sakatlık indiriminden yararlanmak isteyen özürlü kişileri Devlet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”in ekinde yer alan ve yetki verdiği sağlık kuruluşlarından sağlık raporu almak üzere sevk yapacaktır. Yetkili sağlık kuruluşunca verilecek raporlar ilgili müdürlüklerce Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda oluşturulan Merkez Sağlık Kuruluna gönderilecektir. Merkez Sağlık Kurulu, sağlık kuruluşları tarafından düzenlenen raporları inceleyerek, başvuru sahibinin çalışma gücünün ne kadarını kaybettiğine karar verecektir. Bu şekilde sakatlık dereceleri belli olanlara ilişkin raporlar, ücretlilerde işverenine, diğerlerinde kendilerine verilmek üzere ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı veya Defterdarlığa gönderilecektir. Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı (sakatlık derecesi) veya raporlarda yer almayan bulgularla ilgili iddialara dayanan itiraz ve şikayet mahiyetindeki başvurular da ilgili müdürlüklere yapılacak ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem görecektir.
  19. 3- SAKATLIK İNDİRİMİNDEN YARARLANMAK İSTEYENLERİN YAPACAKLARI İŞLEMLER Sakatlık İndiriminden yararlanmak isteyenler bir dilekçeye aşağıda belirtilen belgeleri de ekleyerek Vergi Dairesi Başkanlığı olan yerlerde ilgili Grup Müdürlüğü’ne, diğer illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne diğer ilçelerde de Mal Müdürlüğüne başvurmalıdırlar
  20. 2- SAKATLIK İNDİRİMİ NASIL UYGULANIR? Serbest meslek faaliyetinde bulunan veya basit usulde vergilendirilenlerin Gelir Vergisine tabi kazançlarına, belli bir tutar ve oranda Sakatlık İndirimi uygulanır. Sakatlık İndirimi, hizmet erbabında, tevkifat matrahına uygulanır. Bu indirim, bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ve ücret geliri elde eden mükellefler için de uygulanır. Bu durumda indirimden yararlanan özürlü kişi değil ona bakmakla yükümlü olan serbest meslek erbabı ve ücret geliri elde eden mükelleflerdir.
  21. SAKATLIK İNDİRİMİ ........... 1- SAKATLIK İNDİRİMİNDEN KİMLER YARARLANIR? Sakatlık İndiriminden; 1- Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabı, 2- Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı, 3- Özürlü olup basit usulde vergilendirilenler, yararlanır.
  22. Özürlülerin hayat standartlarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi anayasal güvence altına alınarak Anayasamızda, “Devletin sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alacağı ve bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kuracağı veya kurulmasını sağlayacağı...” ifade edilmiştir. Özürlü vatandaşların, içinde bulunduğu zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve özürlüler ile özürlü olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla vergi hukukunda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Bunlardan birisi de özürlü ücretlilerin Gelir Vergisi matrahlarının hesaplanmasında dikkate alınan Sakatlık İndirimi uygulamasıdır. Gelir Vergisi Kanununda yapılan düzenlemelerle de, Sakatlık İndiriminin kapsamı genişletilmiş, Sakatlık İndiriminden yararlananların içine; hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler, özürlü serbest meslek erbabı ve serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler ile basit usulde vergilenen bütün mükellefler de dahil edilmiştir. Özürlülerle ilgili olarak yapılan düzenlemelerden birisi de taşıt alımlarıyla ilgili olarak vergisel açıdan sağlanan bir kısım avantajlardır. Gerek vergi mevzuatında gerekse gümrük mevzuatında yapılan düzenlemeler sonucunda, yurt içinden satın alma veya yurt dışından ithal edilmek suretiyle özürlüler tarafından edinilen motorlu taşıtlar için bazı şartlarla vergi avantajları sağlanmıştır. Son olarak özürlülerle ilgili yapılan bir diğer düzenleme de malul ve özürlülere 2006 yılı başından itibaren Emlak Vergisinde uygulanmaya başlanan indirimli vergi oranı uygulamasıdır. Yapılan düzenlemelerle özürleri dolayısıyla birtakım güçlükler çeken özürlülerin hem ekonomik yönden desteklenmesi hem de sosyal ve ekonomik hayata katılımlarının ve uyumlarının sağlanması amaçlanmıştır.
  23. Mehmet yine tekerlekli sandalyesiyle pencereden her zaman olduğu gibi dışarıya bakıyordu.5 inci katta oturuyordu.Anne ve Babası vefat edince yalnız yaşamaya ve babasından kalan bu evde oturmak zorundaydı.İnsanların ona zavallı ve aciz olarak görmesinden bıkıp usanmış sokağa çıkmaya utanıyor ve korkuyordu.Günlerini hep evinde geçiriyordu. Hayatta kimsesi yoktu sadece hayatında kardeşi kadar sevdiği arkadaşı Ahmet vardı.Ahmet işe giderken sabah uğrar gazete ve ihtiyaçlarını getirir akşamda hatırını sormak için uğrardı. Birgün gazeteleri karıştırırken gözü arkadaş arıyorum köşesine ilişti.Birisi dikkatini çekmişti Kütahya yarı açık cezaevinden AYSEL arkadaşça yazışmak istediğini belirtmişti. Ne kaybedebilirdiki nasılsa o hiçbir zaman birbirlerini görmeyecek sadece mektuplarla anlaşacaklardı.Hem engelli olduğunuda anlamayacaktı.Kendini ona detaylı anlatmasınada gerek olmayacaktı.Alal acele kendini ifade aden engelli olmadığını belirten mektup yazmaya koyuldu.Evinin adresinide P.K olarak belirtmişti arkadaşı Ahmet postaneden alacaktı gelen mektupları Aysel evinin adresini bile bilmeyecekti. Kütahya Yarı Açık Cezaevi Aysel 21 yaşında namus cinayetinden hapis yatmaktaydı.Çalıştığı işyerinin patronu onu cinsel taciz etmelerinden bıkıp usanmıştı patronunun ona tecavüze yeltendiği sırada onu öldürmek zorunda kalmıştı.20 Yıl ceza almıştı.Nasıl olsa cezaevinden çıkamam özgürlük hayal diye arkadaş arayışı içerisine girip gazeteye arkadaş arıyorum ilanı vermişti nede olsa 20 yıl geçermiydi. Nihayet beklediği mektup Mehmet diye gençten gelmişti 26 yaşındaydı kısaca kendini tanıtmıştı.Hemen Mehmete cevap verme gereği duydu hayatında ilk defa birisi ona mektup yazmıştı içini bir sevinç bir heyecan kaplamıştı gece sabaha kadar ranzasında neler yazıcağını düşünmüş Mehmetin mektubuna cevap yazmıştı. Mehmet Aysele yolladığı mektubunun cevabını almıştı.Diğer günlerde yazışmalar Aylar Yıllar sürmüştü artık mektuplarında arkadaşça yalnızlık geçen kelimeler aşk sözcüklerini almaya başlamıştı.Mehmet ilk defa sevdiğini sevildiğini yalnız olmadığını hissetmeye başlamıştı. Birgün Aysel Mehmetten resmini istemişti.Mehmet yıkılmıştı ne yapacağını bilmez haldeydi resmini yollarsa Aysel engelli olduğunu anlayacak belki bir daha kendinle mektuplaşmayacağını kendisine farklı acıyan bir gözle bakacağını düşündü.Aklına Ahmetin resmini koymak gelmişti.Ahmet ısrarla yapma demesine rağmen onu dinlememiş Ahmetin resmini yollamıştı. Aralarındaki aşk gittikçe büyüyordu özlem hergün dahada çok artıyordu aradan koskoca 5 Yıl geçmişti.Af çıkmış Aysel için beklenen özgürlük anı gelmişti ama Mehmetin adresi yoktu nasıl bulacaktı Mehmetten tahliyesine 1 hafta kala önce mektup yazıp buluşacağı yeri ve saati yazıcak oraya gelmesini isteyecekti, Mehmet Ayselin tahliyesine çok sevinmiş ama yalan söylediğine engelli olduğunu söylemediğine pişman olmaya başlamıştı. Randevuya gidemezdi ya onu reddederse ya ona acıyan gözlerle bakarsa yada alay ederse yalancı olduğunu duygularıyla oynadığını söylerse yapamazdı gidemezdi asla gitmemeliydi.Ama bu aşkada son vermeliydi ne kadar severse sevsin onu bir daha aramaması için Ahmetin gitmesini istemeliydi nede olsa onun resmini yollamıştı Ahmetten kendisini Mehmet diye tanıtmasını bu aşka son vermesini istedi.Ahmet istemeye istemeye arkadaşının isteğini yerine getirmeye gitti. Aysel randevu verilen yerde bekliyordu.Ahmet Ayselin yanına gitti ve merhaba ben Mehmet dedi.Tanışmalarına 10 dakika geçmiştiki Aysel sen Mehmet değilsin dedi Ahmet şaşırmıştı nerden anlamıştı Mehmet olmadığını diye düşünürken Aysel Mehmetin ince kibar aşk sözcüklerini devamlı söz eden biri dedi sen o olamazsın bana yalan söylüyorsun ne olur Mehmete bir şeymi oldu söyle söyle diye ağlamaya başladı.Ahmet çaresiz bu yalana alet olmanın utangaçlığıyla evet ben Mehmet değilim adım Ahmet dedi ve olan biten her şeyi anlattı. Aysel hışımla ayağa kalktı ve beni Mehmete götür dedi Ahmet çaresiz Ayseli Mehmetin evine götürdü kapıyı Mehmet açtı ve gözlerine inanamadı Aysel karşısındaydı şaşkın ve yalan söylediğine utanır haldeyken Aysel neden böyle bir şey yaptın yalan söyleme gereğini neden söyledin kendinden neden utanıyorsun ben seni bedenin görünüşün için değil ruhun için sevdim deyip Mehmetin boynuna sarılıp ağlamaya başladı.Mehmet şaşırmıştı ne diyeceğini bilemez haldeydi sevinçten mutluluktan Aysele sarılıp oda ağlamaya başlamıştı sabahlara kadar doyasıya sohbet ettiler hiç ayrılmamak üzere evlenmeye karar verdiler 5 inci kattaki evlerini satıp giriş kattan ev aldılar.Artan paraylada evlerinin eksiklerini giderdiler. Aysel Mehmeti çok değiştirmişti.Mehmet artık sokağa çıkıyor insanlarla kaynaşıyor sivil toplum örgütlerine katılıyor hatta sokağa çıkmayan kendinden utanan engelliler için başkanlığını kendi üstlendiği dernek kurdu.Onlara hayatın ne demek olduğunu yaşamak için var olunması gerektiğini hayatın her dakikasının önemini umutlarının hiçbir zaman tükenilmemesini engelli olmanın diğer insanlardan farkı olunmadığını herkesin aşkı hayatı güzellikleri dış görünüşün önemli olmadığını anlatarak onlara moral vermeye çalışıyor.Tabikide en büyük desteğide eşi Aysel ve iki çocuklarından alıyor. MUHİTTİN SATIR
  24. İşitme Engelli Cihaz Takınca Konuşur Mu? Toplum olarak en sık düşülen hatalardan birisi, işitme cihazının işitme engelli bireyleri konuşturduğuna olan inançtır. Bu inançla birçok insan büyük umutlarla cihazlanmış veya cihazlandırılmıştır. Cihazın böyle bir yeteneğinin olmadığının anlaşılması umut bağlayan bireyleri büyük üzüntülere uğratmıştır. Bu anlayışın altında yatan sebepler nedir, diye sorulsa, verilecek cevaplar araştırılmaya değer bir konunun başlangıcı olacaktır. Kısa bir beyin fırtınası ile, şu başlıklar altında, bazı cevaplara ulaşılabilir. Öncelikli olarak konuşmanın karmaşık yapısından insanların habersiz olması. Konuşan bireyler nasıl konuşmaya başladığının farkında değildir. Hatta onları büyüten ebeveynler de, çocuklarının nasıl o kadar sesi, kelimeyi, kavramı öğrendiğini, nasıl yerli yerinde kullandığına dair hiçbir fikirleri yoktur. Benim çocuğum şurada bunu öğrendi, burada bunu öğrendi, diyebilmek mümkün değildir.(Bu ana dil için geçerli.) Bu handikabın bir diğer sebebi teknolojinin hayatımıza getirdiği yeniliklerin boyutudur. Hızla gelişen ve sınırları zorlayan teknoloji toplumun böyle bir düşünceye kapılmasına neden olabilir. Belki de toplumsal psikolojimizin değişik bir biçimde dışa vurumu olabilir. Toplum olarak mucizeleri seven bir yapıya sahibiz. Bu yapımız her an bir elin gelip, yaşamımızdaki tüm problemleri çözeceğine olan inancımızdır. Halbuki hayat farklılıkları içerisinde taşıyan bir yapıdadır. Mucizelerin hayatımızda yeri vardır. Hatta hayatımız bir mucizedir. Düşünüldüğünde; konuşma, işitme, görme, …..vs.nin başlı başına birer mucize olduğu görülebilir. Örneğin; işiten bireyler olarak neden içimizdeki sindirimi, dolaşımı, solunumu duyamıyoruz. Boşaltılacak besin atıklarının kokusunu dışarı çıkınca aldığımız halde, neden içeride bu kokuyu hissetmiyoruz. Veya kulağımızdaki çınlamayı biz duyduğumuz halde neden yanımızdaki insanlar duyamıyor. Düşüncemizdeki kısır yapı, mucizeyi elle tutulur yapıya indirgeme yönünde bir eğilim gösterir. Ve bu da anlamı, anlamsızlaştırır. Sonuç olarak takıldığında cihazlar işitme engelli bireyleri konuşturmaz. Konuşmanın sağlanabilmesi erken cihazlandırılmayla birlikte verilen eğitimle sağlanabilir. Kaldı ki öyle bir durum olsa, tüm bebeklerin cihazlandırılması mantıklı olur. Çünkü bebekler hemen konuşabilecektir. Veya yabancı kişilere bu cihazlardan takılarak direk dili(Hangi dil konuşmak istiyorsa.) konuşabilmesi sağlanabilir. İşitme cihazı araçtır, kullanıldığında fayda sağlayan önemli bir araç.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.