Zıplanacak içerik

Yayamaz Kayımca

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Yayamaz Kayımca tarafından postalanan herşey

  1. İstiklal Caddesi üzerinde 1989 yılında kurulan ve Halep Pasajı içerisinde yer alan Beyoğlu Sineması parasızlık yüzünden zor günler yaşıyor. Bağımsız sanat anlayışıyla izleyicilerin belleklerinde ‘kült’ izlenimi yaratan Beyoğlu Sinemasının, acilen sponsor bulması gerekiyor. Film sektörüne yetiştirdiği senarist, yönetmen, oyuncularla lokomotif konumunda olan Beyoğlu Sineması’nın geldiği durumu üzüntüyle karsılayan sinema sahibi Temel Kerimoğlu, 12 Eylül’ün neden olduğuna inandığı kültürsüzlük politikasının yeni gelişen gençlik üzerinde etki yarattığını, bu yüzden sanat filmlerine ilginin azaldığını söylüyor. 19 senedir Avrupa Sinemalar Birliği’ne üye olan Beyoğlu Sineması, yıllık 14 bin avro bağış alabiliyor. Avrupa’da bağımsız sinemalara devlet ve belediyelerin destek verdiğini buna karşılık Kültür Bakanlığı’na proje sunmalarına rağmen destek alamadıklarını ifade eden Kerimoğlu, “Sağ olsun Ufuk Uras’a Kültür Bakanı’na soru önergesi vermesini rica ettik. Beyoğlu, Emek, Alkazar, Yeşilçam sinemaları da kapanmak üzere. Bununla ilgili ne gibi tedbirleriniz var diye bir soru sormasını rica ettik. Bizden diye, bizim düşüncemizi ifade eden birisi için uğraştık. Bunun dışında Beyoğlu Belediyesi’ne gittik İKSV kanalıyla, bize bir ton akıl verdiler, para veren yok. Sonra 2010 Avrupa Başkenti İstanbul projesine gittik, 2010’a kadar ayakta durursanız, size destek veririz dediler. Eğer sponsor bulunamazsa burası kapanacak. Bizim sinemalar kapandığı zaman da Amerikan filmlerine, Recep İvedik gibi filmlere kalacaksın. Yani Kızılderililer katledilmiş olacak, bitecek bu iş.” Beyoğlu sineması için internette kampanya başlatan sinemaseverler, www.beyoglusinemasikapanmasin.com sitesinde imzalı destek arıyorlar. Sitede doğrudan sponsor bulmak yerine sponsor olabilecek şirketlerin ve bireylerin dikkatini çekebilmek için kamuoyu yaratmak istendiği dile getirirlerken, bunu yapabilmeyi sinema severlerin desteğiyle gerçekleştireceklerini düşünüyorlar. Ufuk Koşar
  2. Eylem alanlarında “Kapitalizmi tarihin çöplüğüne atmayın beş para etmiyor” yazılı dövizleriyle dikkati çeken katı atık işçileri, örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Katı atık işçilerinin sorunlarını ve taleplerini anlatan işçi Ali Mendillioğlu, yaptıkları işin yasal bir tanımı olmadığı için sendika kuramadıklarını ifade etti. ‘Geri dönüşüm’ün atık kağıt işçilerinden başlayarak, fabrika aşamasına kadar bütünlüklü bir sektör olarak kabul edilmesini istediklerini belirten Mendillioğlu, “Devlet tarafından kabul edilmesek de biz varız. Çöplerdeki, sokaklardaki katı atıkları toplayarak yerel hizmet veriyoruz. Belediye işçilerinin işini kolaylaştırıyoruz. Eğer biz olmasak belediyenin daha fazla sayıda işçi alması gerekir ya da işçilerin iş yükü artar. Ancak hiçbirimizin sosyal güvencesi yok, çalışma koşullarımız çok olumsuz ve örgütlenme hakkımız tanınmıyor” diye konuştu. ‘ÇOCUKLAR TRAVMA GEÇİRİYOR’ Çöp toplama işinde çok büyük rant kavgalarının olduğunu ifade eden Mendillioğlu, “Toplanan ürünleri anlaşma yaptıkları şirketlere vermemizi isteyen belediye yetkilileri kolluk gücü gibi davranıyor. Bugüne kadar, aralarında çocuk yaştaki işçilerin de bulunduğu 50’den fazla arkadaşımız darp edildi. Üstelik 8’i beyin kanaması geçirdi ve 3’ü satırla yaralandı” dedi. En büyük zorluğu ilköğretim çağlarındaki çocukların yaşadığını belirten Mendillioğlu, şunları kaydetti: “Gündüz okula giden, akşam ise atık toplayan çocuklar, hem ruhsal hem de bedensel travma geçiriyor. Yaşıtları oyun oynarken, ders çalışırken, televizyon izlerken çöp karıştırmak zorunda olan çocuk işçiler bir de arkadaşlarının kendilerini görmesi endişesiyle yaşıyor. Çoğu atık toplayıcısı da köyleri boşaltılan göç mağdurlarından oluşuyor. Sokak çocukları ya da mevsimlik olarak büyük şehre gelenler de toplayıcılık yapıyorlar.” ‘GÖKÇEK BİR DAHA DÜŞÜNSÜN‘ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in atık toplayıcılarının, memurdan daha çok para kazandığını söylemiş olduğunu hatırlatan Mendillioğlu, şunları kaydetti: “Bu ancak insanlık dışı bir yaşamla söz konusu olabilir. Yani bir toplayıcı, yemeğini ve giyeceklerini de çöpten çıkartırsa, yıkıntılar arasında yatarsa ancak o zaman ayda 500 YTL biriktirebilir. Hayatta kalabilme savaşı veren toplayıcılar, eğer günde 8 saat çalışabilirse 50 bin konutluk bir bölgede en fazla 250 kilo atık toplayabiliyor. Bu da 15 YTL ile 30 YTL arasında değişen bir gelir anlamına geliyor. Ancak her zaman aynı miktarda atık toplayabilmek mümkün olmadığı için çoğunlukla günde 1-2 YTL kazanmak söz konusu oluyor. Kısacası Gökçek, kimin daha çok kazandığını bir daha düşünmeli.” “Katık” isimli dergilerinin 5. sayısına ulaşmasından büyük bir mutluluk duyduklarını ifade eden Mendillioğlu, insanca bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti
  3. İnanmıyorlar Bana İnanmıyorlar bana inanmak istemiyorlar Boşuna yazıyorum dilim dişim tırnağımla kanımla kemanlarımla Boşuna yazıyorum uyaklarımla Gecede dalların eski dilini bilmeyen biri gibiyim Asılmış suların üstünde Konuşmak kara dilin erkeğin ve kadının Birbirine tutuşmuş iki ele yabancı biri gibi konuşmak Konuşmak mutluluğun çılgını gibi Öpücüklere benzemeyen sözcükler var ya İşte o sözcükleri yitirmiş bir ağzın dili ile konuşmak Tüm bunlardan yakınan bir edayla konuşmak Dolup taşıp ta sanki susmak istiyor gibi Ey sözlerin ötesinde yetkin ses Şarkının yüceliği çığlığın çığlığı Bir an geliyor nota ulaşılmaz seslerin şarkısını söylüyor Kulak duymuyor artık yükseklerdeki müziği İnanmıyorlar bana inanmak istemiyorlar Boşuna konuşuyorum ilkyaz'la ve orglarla Boşuna konuşuyorum gökyüzünün tüm heceleriyle Bilinen şeylerin özel orkestrasıyla Ve sağır onikiliklerin bayağılığıyla Boşuna konuşuyorum barbar çalgılarla Boşuna söylüyorum onu duvarlara vuran yumruğumla Boşuna söylüyorum derebeyinin ormanlarını ateşe verir gibi boşuna söylüyorum onu savaş ilan eder gibi Alev yutan cambazın ağzındaki alev gibi İnanmak istemiyorlar bana Kendilerine benzer birini yaratmışlar benden belki de Belki döküntülerini giydiriyorlar bana Alıp gezdiriyorlar beni kendileriyle Dizelerimi söylüyorlar benzetip kendilerine Dizelerim onlara tatlı şarkılar oluyor Biraz da onların satlık malıyım ben Beklerken bir yol olmayı Sözcüklerindeyim ben Okul kitaplarındayım Rezillik yapamam bu bana yasak Boşuna haykırıyorum ben Sana aşık birinden başkası değilim diye Louis Aragon
  4. İtiraf Bir kedinin yatağa sıçramasını bekler gibi beklerken ölümü karım için çok üzülüyorum sertleşmiş solgun bedenimi görecek bir kez, belki de iki kez sarsacak: 'Hank! ' cevap vermeyecek Hank. ölüm değil beni endişelendiren, bu hiçlik yığını ile kalacak olan karım. ama birlikte uyuduğumuz bütün o gecelerin hatta yararsız tartışmaların bile harikulade şeyler olduğunu bilmesini istiyorum ve bu güne kadar söyleyemediğim o zor sözcükler artık söylenebilir: seni seviyorum. Charles Bukowski
  5. Evet Diloş karmakarışık,tuhaf ama bir okadarda yalın birisi.....alıp götürüyoo görmek istenmiyen şeylere,itiraf edilemiyen düşüncelere.......bence bayagı alabilecegim ekliyecegim şiirleri var....Sağol............... Mahvolmuş Hayatlar 'aynı kadınla iki kez evlenerek hayatımı mahvettim'demiş William Saroyan. hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler her zaman vardır, William, neyin veya kimin bizi önce bulduğuna bakar, mahvolmaya hep hazırızdır. mahvolmuş hayatlar olağandır bilgeler için de ahmaklar için de. ancak o mahvolmuş hayat bizimki olduğunda, işte o zaman farkına varırız intiharların,ayyaşların,hapisane kuşlarının,uyuşturucu müptelaları ve benzerlerinin. varoluşun menekşeler kadar, gökkuşağı kasırga ve tamtakır mutfak dolabı kadar olağan bir parçası olduklarının. Charles Bukowski
  6. Yüregine kalemine saglık...tebrikler...Sardunyam..................
  7. Aman yaa acemi av kat al şu asi ve Bursercanı başımdan ne rahat yatabiliyorum nede rahat geberecegim bunlar yüzünden ya al ellerinden tel larını,pc lerinide al,bide dava aç bunlara uydur bişeyler gitsin nassıl olmıyım buralarda rahat bırakmıyorlarki Şakası bir yana iyiki çok güzel yürekleri olan arkadaşlarım dostlarım var.....Sağolun.......sağolsunlar........... akşamdan şuana dek Sezen Aksu dinliyorum krizim tuttu şuan dinledigim gidemem .............. Yalnız İnsan Yalnız insan merdivendir Hiçbiryere ulaşmayan Sürülür yabancı diye Dayandığı kapılardan Yalnız insan deli rüzgar Ne zevk alır ne haz verir Dokunduğu küldür uçar Sunduğu tozdur silinir Yalnız insan yokki yüzü Yağmur çarpan bir camekan Ve gözünden sızan yaşlar Bir parçadır manzaradan Yalnız insan kayıp mektup Adresimi yanlış nedir Sevgiler der fırlatılır Kimbilir kim tarafından Louis Aragon .................................................................. Yalnız insan!!!!!!
  8. Ettim sağol.. aslında gülün sadece siyahını seviyorum...ama buda hoş duruyoo ...sağolasın..................sana çiçek begendirmek zordur zira kendin yetiştiriyorsun....vazoya koydum solmasınlar sen alana kadar dedim..........
  9. Siz varken hasta yatmam bile mümkün degil bir biri yasıyo ne yapıyorsun ,bir biri yazıyoo nasıl oldun nasıl hasta olayım bunlar varken yahu...şöyleee kaykıla kaykıla ölmek bile yasak bunlardan dolayı yahu kurtar beni acemi av kat aç şunlara bir dava beni rahat bıraksınlar Eneeee Bursercan sen beni döfmek için milleti çagırıyorsun öylemiii??ehh ahanda pc nin yanına tükürükle işaret bıraktım sen yandın olm artık sana su yok artık Hepinizi çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk seviyorum.....................
  10. Oyy kıyamam senin karnın acıkmasa beni anımsamıyacaksın bile dimi bak ben difrize dolduruyorum yapıp yapıp acıktıgında al at mikroya sonra afiyetle ye ......................................şimdilik sen atıştır tamamı sevgili Angel.............
  11. Şiir, boğazın orta yerindeki bu ülser. Şiir, kafatasını temizleyen bu akbaba. Şiir, aklını yitirdiğin bu poker. Şiir, gerçeklikten bu kaçma ödevi. Şiir, sözcüklerin birbirini öldürdükleri sessizliğin. Şiir, bu çığırtkan ve etobur çiçek. Şiir, derinin altında yatan bu kızkardeş. Şiir, en tatlı şeylere edilen bu küfür. Şiir, sevecenliğin dibindeki bu isyan. Şiir, görünür krallığı reddedişin. Şiir, sana kuşku şırıngalayan bu zehir. Şiir, ağaçları deli bu bahçe. Şiir, artık hiçbir şey öğrenmemek için aldığın ders. Şiir, doğduğun okyanusa dönüşün. Şiir, senden başkası olma mutluluğun. ALAIN BOSQUET.............................................................................iyi ramazanlar................
  12. Sizler varken umutsuzluk!!! imkanı varmı?? Asiiii bak bize böyle bir yer alalım nassı olur.....ohhhhh..................ama bu senin ..............afiyet olsun.................... ÜLKEYE DÖNÜŞ Anne düşünüyorum da eve dönersem bir gün habersiz sabahın erken saatlerinde dönerim yılların birikimi zenginlikler demir atların sırtında her yer, her şey mavidir hâlâ usulca açarım kapısını arka avlunun yaşlı Wagter havlar sonra sallar kuyruğunu beni tanıyınca ipince bir keman çalacaktır Fritz Kreiser nasıl da iyi bilirsin anne bu havaların getirdiği Viyana valslerini pencerelere toplanmaya başlayacak insanlar belki de uzaktan uzağa gülümseyerek eğilecekler gecelikleri içinde dirsekleri bir zamanlar üzerinde tepindiğim dizleri üzerinde içerde çatlarcasına atacak annenin kalbi (peki gözlüklerim nerede?) birden uyanacak rüzgârın sersemlettiği baba ama anne çoktan dışardadır sabahlığı içinde ve al aldır yanakları Anne düşünüyorum da tıpkı böyle olacağım Noel sabahında bir melezler korosu gibi ağlayacağımızı ve çay içeceğimizi düşünüyorum anne. Breyten Breytenbach ................ Begenecegini düşündüm......................................
  13. Evet sevgili Lilac kelebekler anı en hızlı yaşıyan,en narin,en hassas,bir okadarda kısa ömürlü güzelikler......elimden geldigince bakıcam...keşke hayatlarını uzatabilme şansımda olsa idi................
  14. Oyyy bak beni düşünürmüşte sağol Angel...........ama bende evdeki pastadan sana ayırdımm hem de bol çilekli bölümünden .........afiyet şeker olsun.....
  15. Aminnn...............demiyenin kaynanası şey olsun.. hımmmmmmm... ne biliyim işte bişeyler olsun hiçbirimiz arkadaşlıklarımızı dostluklarımızı sevenlerimizi yanımızdan ,düşüncelerimizden ayırmıyalım......zorgün arkadaşım benim.....
  16. Tabiki dost kalacagız......bak sen kaçgün kaldıgını söyle ben odanın birine çizelge yapacagım.... söz yaaa..geldiginidede gösterecegim..hergün birtanesini çizecegim ....hem neden unutayım ki ama çok isityorsan az bir süreligine unatayım olurmu sen iyi ol ve biran önce bitir olsun bitsin.........................biz buradayız nassı olsa.............
  17. Gloria................ bakkk sana ne getirdimm............amma zor hazırladım..olsun deger ama .....................................
  18. Deniz ve Sahil Denizler sahillere küsmüş! Kayalıkların umurunda mı? Kumların hiç derdi değil sanki Arada ayırt yoksa dokunulmaya… Dalgalarıyla hiddetlense de İmkânsız ayrılıklar olmalı işte, İmkânsız kavuşmalara böyle denk düşen. Olmadı olamadık sözlerinin kifayetsizliği, Ne olur söylemlerinin zorluğunu, Alıp götürmemeli… Kendi okyanuslarına, Uğruna şiirler romanlar yazdığımız hüzünler. Oysaki biliyoruz Sevmeler bizden ne ister, Biz ne verebiliriz, Talihsizliklerin altında yatan nedenler, Basit yaşam denklemlerinin, Çözülmesindeki vurdumduymazlıklarında saklıdır Duyarsız olamayız Olmamalıyız… Yârim bana küsmüş! Diyebilecek kadar Basit, Bir bardak su içer gibisine değil Sevmeler başlarken… Şarkı gibi, Deniz ve sahil gibi Yirmi dört saat, Yüreğe sığmayacak kadar… Alıntı..... ....................................................................Yaşam an meselesi..........kim bana küsmüş,ne demiş çıkss ugraşamıyacagım bunlarla.........sende öyle yap...hayatı daha hifif yaşadıgının farkına varıcaksın....
  19. artırmak veya daha önce bu amaçla yapılmış planlar için hükümler koymak üzere ulusal uygulama planlarını geliştirme imkanını ele alır; f) Kadınların her türlü şiddete karşı korunmalarını artırıcı nitelikte engelleyici yaklaşımlar geliştirir ve en geniş şekilde yasal, siyasal, idari ve kültürel tedbirleri alır; cinsiyet konusunda duyarlı yasalar, yürürlükteki uygulamalar ve diğer müdahaleler yoluyla kadınların yeniden mağdur olmalarına meydan verilmemesini sağlar; g) İhtiyaç bulunması halinde, mevcut kaynaklarını uluslararası işbirliği çatısı altında azami derecede kullanarak, şiddete maruz kalmış kadınların ve gerektiği takdirde bu kadınların çocuklarının rehabilitasyonu, çocuk bakımı ve yetiştirilmesi, ıslahı, kendilerine rehberlik yapılmasını, ve sağlık ve sosyal hizmetler, imkanlar ve programlar gibi özel nitelikteki yardımlar ile birlikte, yapısal desteklerden yararlanmaları için çalışır, ve bu kimselerin güvenliği ile fiziksel ve psikolojik rehabilitasyonu için gerekli her türlü tedbirin alınmasını sağlar; h) Kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi ile ilgili faaliyetler için Hükümet bütçesine yeterli ödenek koyar; i) Kadınlara karşı şiddetin önlenmesinden, soruşturulmasından ve cezalandırılmasından sorumlu olan kanun adamlarına ve kamu görevlilerine kadınların ihtiyaçlarına karşı kendilerini daha duyarlı hale getirecek bir öğretimin verilmesi için tedbirler alır; j) Her iki cinsten birinin üstün veya aşağı olduğu, erkekler ile kadınlar için alışılagelmiş rollerin bulunduğu düşüncesine dayanan kadınların ve erkeklerin davranış tarzlarını değiştirmek ve sosyal, kültürel önyargıları, geleneksel uygulamaları ve her türlü uygulamaları tasfiye etmek üzere özelikle eğitim alanında gerekli her türlü tedbiri alır; k) Kadınlara karşı şiddetin hüküm süren değişik biçimleri ile ilgili araştırmalar yapılmasını, verilerin bir araya getirilmesini, istatistiklerin toplanmasını sağlar, ve kadınlara karşı şiddetin nedenleri, nitelikleri, aşırlıkları ve sonuçları ile kadınlara karşı şiddeti engellemek ve yürürlüğe konan tedbirlerin etkililiği ve bunlara bir giderim sağlanması konusunda araştırmalar yapılmasını teşvik eder; yapılan istatistikler ve varılan sonuçlar kamuya açıklanır; l) Özellikle şiddete karşı aciz durumdaki kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesine yönelik tedbirler alır; 225 Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri m) Birleşmiş Milletlerin insan hakları ile ilgili belgelerine göre verilmesi gerekli raporları sunarken, bu raporda kadınlara karşı şiddetle ve bu Bildirinin uygulanmasıyla ilgili aldığı tedbirlere de yer verir; n) Bu Bildiride düzenlenen prensiplerin uygulanmasına yardım etmek üzere gerekli yönergelerin hazırlanmasını teşvik eder; o) Kadınlara karşı şiddet problemi ile ilgili duyarlılığı artıran ve bu şiddetin yaralarını saran dünya çapındaki kadın hareketinin ve Hükümet dışı örgütlerin önemli rolünü kabul eder; p) Kadın hareketinin ve Hükümet dışı örgütlerin çalışmalarını kolaylaştırıp daha iyi bir duruma getirir ve kendileriyle yerel, ulusal ve bölgesel düzeyde işbirliği yapar; q) Uygun olduğu takdirde, üyesi bulundukları Devletlerarası bölgesel örgütlerin programlarına kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesine yer vermeleri için teşvik eder. Madde 5- Birleşmiş Milletlerin rolü Birleşmiş Milletler organları ve uzman kuruluşları kendi yetki alanlarına giren konularda, bu Bildiride düzenlenen hakların ve prensiplerin tanınmasına ve gerçekleştirilmesine katkıda bulunurlar ve bu amaçla, diğer faaliyetlerle birlikte: a) Şiddete karşı mücadele etmek üzere bölgesel stratejileri tanımlamak, kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi ile ilgili görüş alış verişinde bulunmak ve programları finanse etmek amacıyla uluslararası ve bölgesel işbirliği yapılmasına yardım eder; Kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi konusunda herkeste duyarlılık yaratmak ve yükseltmek amacıyla toplantılar ve seminerler düzenler; c) Kadınlara karşı şiddet sorununu etkili bir biçimde ele alabilmeleri için Birleşmiş Milletler sistemi içindeki insan hakları Sözleşme organları arasında işbirliği ve görüş alış verişi yapılmasına yardım eder; d) Birleşmiş Milletler sistemindeki örgütlerin ve kuruluşların sosyal eğilimler ve problemler ile ilgili dünyanın sosyal durumu hakkında hazırladıkları analizlere, kadınlara karşı şiddet eğilimlerinin incelenmesini de dahil eder; e) Birleşmiş Milletler sistemindeki örgütler ve kuruluşlar arasında TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu 226 kadınlara karşı şiddet sorunu ve özellikle de şiddete karşı aciz durumdaki kadın grupları hakkında yapılan programlarla ilgili olarak işbirliği yapılmasını teşvik eder; f) Bu Bildiride belirtilen tedbirleri dikkate alarak, kadınlara karşı şiddet ile ilgili yönergelerin şekillendirilmesine ve el kitaplarının hazırlanmasına yardımcı olur; g) İnsan hakları belgelerinin uygulanması konusunda görevlerini yerine getirirken, gerektiği takdirde kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi konusunu da ele alır; h) Kadınlara karşı şiddet konusunda çalışırken Hükümet dışı örgütlerle işbirliği yapar. Madde 6- İç hukukla ve uluslararası hukukla ilişkisi Bu Bildirideki hiç bir hüküm, bir Devletin ulusal mevzuatında ve bir Devlet bakımından yürürlükte olan bir uluslararası Sözleşme, andlaşma veya diğer belgede yer alan kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesine yönelik daha kullanışlı bir hükmü etkilemez.
  20. Madde 1- Kadınlara karşı şiddetin tanımı Bu Bildirinin amacı bakımından “kadınlara karşı şiddet” terimi, ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir. Madde 2- Kadınlara karşı şiddet örnekleri Kadınlara karşı şiddet terimi aşağıdaki halleri içerecek şekilde anlaşılır, fakat bu hallerle sınırlı değildir: a) Aile içinde meydana gelen dövme, kız çocukların cinsel istismarı, evlenirken verilen başlıkla ilgili şiddet, evlilik içi tecavüz, cinsel organları dağlama ve kadınlara zarar veren geleneksel uygulamalar, eş olmayanlar arasındaki şiddet ve sömürmek için uygulanan şiddet de dahil fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet uygulanması; Toplum içinde meydana gelen tecavüz, cinsel istismar, çalışma hayatında, öğretim kurumlarında ve diğer yerlerde cinsel taciz, kadın satışı ve zorla fahişeleştirilme de dahil, fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet; c) Nerede meydana gelirse gelsin, Devlet tarafından işlenen veya hoş görülen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet. Madde 3- Kadınların hakları Kadınlar siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki insan haklarından ve temel özgürlüklerden eşit bir biçimde yararlanma ve korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu haklara diğerlerinin yanında, aşağıdaki haklar da dahildir: a) Yaşama hakkı; Eşitlik hakkı; 223 Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri c) Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı; d) Hukukun korumasından eşit biçimde yararlanma hakkı; e) Her türlü ayrımcılığa karşı korunma hakkı; f) Elde edilmesi mümkün olan en yüksek standartta fiziksel ve ruhsal sağlık hakkı; g) Adil ve elverişli koşullarda çalışma hakkı; h) İşkenceye veya diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezaya maruz kalmama hakkı. Madde 4- Devletlerin sorumlulukları Devletler kadınlara karşı şiddeti yasaklar ve kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi konusundaki yükümlülüklerinden kaçınmak üzere her hangi bir örf ve adeti, geleneği veya dinsel düşünceyi ileri süremez. Devletler her türlü uygun araçla ve hiç gecikmesizin kadınlara karşı şiddeti tasfiye politikasını yürütür. Bu amaçla: a) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye edilmesine dair Sözleşme’yi henüz onaylamamış veya buna katılmamış ise, bu Sözleşmeyi onaylamayı ve katılmayı veya bu Sözleşmeye koyduğu çekinceyi geri almayı düşünür; Kadınlara karşı şiddete girişmekten kaçınır; c) Kadınlara karşı şiddet ister Devlet isterse özel şahıslar tarafından işlensin, bu fiilleri önlemek, soruşturmak ve, ulusal hukuka göre cezalandırmak için gerekli özeni gösterir; d) Şiddete maruz bırakılan kadınlara karşı yapılan uygunsuzlukları cezalandırmak ve gidermek için ulusal mevzuatta ceza, medeni, idare ve iş hukuku ile ilgili yaptırımlar koyar; şiddete maruz bırakılmış kadınların adalet mekanizmasına ulaşmaları ve uğradıkları zararların ulusal mevzuatta öngörüldüğü gibi adil ve etkili bir şekilde giderilmesi sağlanır; Devletler ayrıca bu tür mekanizmalar vasıtasıyla bir giderim elde etmek isteyen kadınları sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirir; e) Gerektiği takdirde Hükümet dışı örgütlerle ve özellikle de kadınlara karşı şiddet konusuyla yakından ilgilenen örgütlerle işbirliği yapmayı dikkate alarak, kadınların her türlü şiddete karşı korunmalarını
  21. KADINLARA KARŞI ŞİDDETİN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Bileşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir. BAŞLANGIÇ Genel Kurul, Eşitlik, güvenlik, özgürlük, bütün insanların bedensel bütünlüğü ve insanlık onuru konusundaki hakların ve prensiplerin kadınlara her yerde uygulanmasının acil bir gereklilik olduğunu kabul ederek, Bu hakların ve prensiplerin İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye edilmesine dair Sözleşme ve İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık dışı veya Onur kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme ile birlikte diğer uluslararası belgelerde yüceltilen hakları ve prensipleri kaydederek, Kadınlara karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye edilmesine dair Sözleşme’nin etkili bir biçimde uygulanmasının kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesine katkıda bulunacağını ve bu kararla birlikte düzenlenen Kadınlara karşı şiddetin Tasfiye edilmesine dair Bildiri’nin bu süreci güçlendireceğini ve tamamlayacağını kabul ederek, Kadınlara karşı şiddetin, kadınlara karşı şiddet ile mücadele etmek için bir dizi tedbirlerin yer aldığı Kadınların durumunu İyileştirmek için İleri dönük Stratejiler Nairobi belgesinde tanınmış olan eşitlik, gelişme ve özgürlüğün gerçekleştirilmesine, ve Kadınlara karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye edilmesine dair Sözleşme’nin tam olarak uygulanmasına bir engel oluşturmasından kaygı duyarak, 221 Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri Kadınlara karşı şiddetin kadınların insan haklarına karşı bir ihlal oluşturduğunu ve bu hakların ve özgürlüklerin kullanılmasını zayıflattığını veya hükümsüz kıldığını teyit ederek, ve kadınlara karşı şiddet kullanılması durumunda bu hakların ve özgürlüklerin korunması ve ilerletilmesindeki uzun süreli başarısızlıktan kaygılanarak, Kadınlara karşı şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler tarafından kadınlar üzerinde egemenlik kurulmasına ve kadınlara ayrımcılık yapılmasına yol açtığını ve kadınlara karşı uygulanan bu şiddetin erkeklerle karşılaştırıldığında kadınları zorla bağımlı bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri olduğunu kabul ederek, Azınlık gruplara dahil olan kadınlar, yerli kadınlar, mülteci kadınlar, göçmen kadınlar, kırsal bölgelerde veya uygarlığa uzak topluluklarda yaşayan kadınlar, bakıma muhtaç kadınlar, ceza veya tutukevlerindeki kadınlar, kız çocukları, özürlü kadınlar, yaşlı kadınlar ve silahlı çatışma bölgelerinde bulunan kadınlar gibi bazı kadın gruplarının şiddete karşı savunmasız bulunmalarından kaygı duyarak, Ekonomik ve Sosyal Konseyin 24 Mayıs 1990 tarihli ve 1990/15 sayılı kararına ek 23. paragrafta, kadınlara karşı şiddetin yaygın olduğu ve bütün gelir gruplarında, her sınıfta ve kültürde meydana geldiği, bunun yol açtığı sonuçların tasfiye edilmesi için ivedi ve etkili adımlar atılması gerektiğinin belirtilmiş olmasını hatırlayarak, Yine Ekonomik ve Sosyal Konseyin 30 Mayıs 1991 tarihli ve 1991/18 sayılı kararında Konseyin, özel olarak kadınlara karşı şiddet sorununu açıklıkla ele alacak bir uluslararası belgenin oluşturulması için harekete geçilmesini tavsiye ettiğini hatırlayarak, Kadın hareketlerinin, kadınlara karşı şiddet sorununun niteliğine, aşırlığına ve yaygınlığına giderek artan ölçüde dikkat çekilmesinde oynadıkları rolü memnuniyetle karşılayarak, Kadınların toplum içinde hukuki, sosyal, siyasal ve ekonomik eşitliği için sağlanan imkanların, başka nedenlerle birlikte, sürekli ve yerel nitelikte şiddet tarafından kısıtlanmasından kaygı duyarak, Yukarıdaki tespitlerin ışığından, kadınlara karşı şiddetin açık ve anlaşılabilir bir tanımının yapılmasına, kadınlara karşı her türlü şiddetin tasfiye edilmesini sağlamak için TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu 222 kullanılacak olan hakların açıkça düzenlenmesine, Devletlerin taşıdıkları sorumlulukları konusunda taahhütte bulunmalarına, ve kadınlara karşı şiddetin tasfiye edilmesi için bütün bir uluslararası toplumun taahhütte bulunmasına ihtiyaç olduğuna kanaat getirerek, Aşağıdaki Kadınlara karşı şiddetin Tasfiye edilmesine dair Bildiri’yi kararlılıkla ilan eder ve herkes tarafından bilinmesi ve saygı gösterilmesi için her türlü çabanın gösterilmesi ister.
  22. 1 Eylül 1939’da Hitler rejiminin Polonya’ya saldırmasıyla, insanlık tarihinin en yıkıcı savaşı olan İkinci Dünya Savaşı başladı. Yaklaşık altı yıl süren savaş 52 milyonu aşkın insanın ölümüne neden oldu. Savaşın bilançosu sadece bununla da sınırlı değildi. Bu korkunç kıyım, arkasında yüz milyonlarca yaralı ve sakat, harabeye dönmüş şehirler, kasabalar, köyler ve mahvolmuş hayatlar bırakarak 1945 Mayıs’ında sona erdi. Savaş sonrası yaşanan yıkım, yokluk ve trajedileri değerlendiren dünya barışseverleri aynı acıları bir daha yaşamamak için güçlerini birleştirmeye ve yaşananları anımsayarak geleceğe barış ve huzur içerisinde varabilmek için mücadele etmeye karar verdi. 1950 yılında Dünya Barış Konseyi’nin aldığı kararla 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. *** Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini farkettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh'un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu farkettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir. " - Kızılderili atasözü Bütün insanlğın kimlik,kültür,din.etnik köken ayrmı gözetilmeden kardeş sofrasına oturacağı özgür bir yarına olan inacımızla Dünya Barış Günü kutlu olsun...........
  23. Ayyyyy maneneneee yaaa ben bunun aynısını istiyorum Godzi nerden biliyorsun pandaları sefdigimi benim evde her odada 1 tane pandam var nerde uyursam onunla yatıyorum...ama bu çokkkk şiyinn.yaaa..... Bakk Godzi sana ne yaptırdım benim askeri botların birini götürdüm adam ona bakarak yaptı bunu sanıyorum bitirmen bayagı bir süreni alıcak ....................ama çok ayıp boş iade edilmes...bu çikolatayıda bilerek servis tabagıma koymadım ki seni zor duyumda bırakmıyım diye
  24. İşte bu..aynısını bende yapıyorum ...sende cansın......ama hiçbir tepkiyi 1 güne sıgdırmıyalım ..ki bunu senin adına yazmadım sen zaten mimlisin tüm insanlık adına olsun tüm güzelikler,özgürlükler...............
  25. Lütfen.... keşke yazmasaydım demiyecegim ben böyleyim düşüncelerim hissetiklerim masa üstünde oluyo!!!buda verdigim degerden kaynaklanan bir sitemdi okadar....özürde dileme gereksiz öyle bişey beklemedim istemedim...güzel çiçeklerin sevdiklerin seninle olsun................

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.