Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Lafolaberigele

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    7
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Lafolaberigele - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Yılların Yorumcusu Edip Akbayram ile ilgili olarak paylaşılan bilgi şayet gerçek ise çok vahim bulduğumu belirtmek isterim. Türkiye sınırları içinde sanatçı olma iddiasında bulunup sanatlarını icra eden ve bu halktan ekmeğini çıkaran kimsenin böylesi bir tavra bürünmesi kabul edilemez....
  2. Ak Parti'nin iktidara gelmesi ile birlikte sokaktaki insanın profili'nin hızla değiştiği fikrine katılmak ile birlikte yukarıda örneklendirilmeye çalışılan Türkiye imajı'nın kaynağının sadece Ak Parti hükümeti olarak aktarılmasını objektif bir yaklaşım olarak değerlendirmek pek doğru olmaz.. Yabancılar çoğu zaman Türkleri sadece görmek istedikleri gibi görme eğilimindedirler. Bunda; * Geçmişten bugüne kendilerine aktarılan birtakım yanlış bilgiler ve önyargıları * Ülkemiz hakkında yeterli bilgiye sahip olmayışları * Bilinçli birtakım propoganda ve uygulamalar etkili olmaktadır. Amerikalıların genel kültür anlamında pek çok ülke insanı ile kıyaslandıklarında ne kadar ***** olduklarını bilmeyen yoktur herhalde... Mesela sana bir örnek vereyim... Geçen gün İstanbul'un turistlik yerlerinden birinde gezerken, ellerinde gelişmiş fotoğraf makinaları bulunan(gazetecilerde olan türden) bir italyan olduğunu tahmin ettiğim çiftin ısrar ile çarşaflı ve bebek arabalı iki kadının resmini çekmek istemelerine şahit oldum. Etrafta o kadar tarihi ve turistlik eser varken, daha çağdaş görünümlü Türk vatandaşları varken neden kara çarşaflı kadınların resmi çekilmek istenmektedir? Neyse ki kadınların muhalefeti sonucu resimleri çekemediler... Yukarıda bahsettiğin ve Türk erkekleri ile ilgili saptamaların pek de yersiz ve haksız olduğunu söyleyemeyeceğim...
  3. Lafolaberigele

    TEPKİ

    Sevgili Suheda Her toplumsal hareketin(mitingin) kendine ait bir çıkış noktası ve teması vardır. İnsanları bu gösteriyi yapmaya ya da bu gösterinin bir parçası olmaya iten duygu ve düşünceler (ya da kaygı ve tehditler) ne ise mitingde ona göre şekillenir. Ona göre söylemler yapılır,ona göre sloganlar atılır. Yani ülkemiz sınırları içinde yapılan her demokratik gösteride Terör lanetlenicek diye bir kaide yok. Bundan sözkonusu mitinglere katılanlar bölücü terörü lanetlemiyor anlamı çıkmaz,çıkarılamaz. "Ancak "Bölücü Terör" sözkonusu olduğu zamanda toplumumuzun aynı hassasiyeti ve duyarlılığıda göstermesini elbette temenni ediyoruz. Atılan sloganların "argo" içerikte olmasına gelince; Bence son derece yaratıcı ve eğlendirici sloganlar mevcuttu. Kaldı ki argo olarak altını çizdiğimiz ifadelerinin pek çoğunun kaynağının neresi ve kimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Böylesi geniş katılımlı demokratik bir kitlesel hareketten rant sağlamak isteyenler elbette olacaktır. Ancak Türk halkı dikkatli bir biçimde olanı biteni izlemektedir. Gerekli değerlendirmeleri yapacaktır. Bundan hiç kuşku duymuyorum açıkçası...
  4. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilah olarak kabul edildiğini düşünmüyorum. Bu tür bir iddiada bulunmayı da gerçekçi olmayan bir yaklaşım olarak kabul etmenin ötesinde maksatlı buluyorum. Böylesi bir savı ortaya atan zihniyetin ne tür bir zihniyet olduğunu anlamak hiçte zor değil. Elbette Atatürk'ün adını,İlke ve İnkılaplarını kullanarak rant sağlamaya çalışan ve zaman zaman İslam düşmanlığı yapanları görebiliyoruz. Ancak bu Atatürk'ün ve dolayısı ile ilke ve inkılaplarının bir inanç sistemi gibi algılanmasını ya da lanse edilmesini gerektirmez. Eğer böyle bir çaba varsa bunun tek bir açıklaması vardır. O da Atatürk'ün İlke ve İnkılaplarından rahatsızlık duyan ve dolayısı ile bunları doğru anlayamamaış,algılayamamış bir zihniyet ile karşı karşıyayız demektir.
  5. Katıldığım noktalar da var karşı olduğum noktalarda. Demokrasi kavramı subjektif bir kavram olmaya başlıyor.. Herkes herşeyi kendine göre yontuyor... Halbuki Demokratik Bir Hukuk Devletinde kanun ve kaideler herkes için eşit işletilir. Bunlar tartışılmaz ya da eleştirilmez diye bir kaide yok tabiiki. Ancak şu son örneklerde gördüğümüz kadarda kılıfına uydurulmaya veya aşındırılmaya çalışılmaz... Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü'nü Devletin en üst kademesinden en sade Türk vatandaşına kadar herkesin sindirebilmesi gerekirken yukarındakilerin bazı hal ve tavırları tam bir hayal kırıklığı...
  6. Lafolaberigele

    TEPKİ

    Ankara ile başlayan İstanbul,Manisa,Çanakkale ve İzmir ile devam eden ve adı "Cumhuriyet Mitingi" olarak duyurulan toplumsal hareketten etkilenmediğimi söylesem herhalde yanlış olur. Hernekadar mitingi düzenleyen ve organize eden bazı isim ve kurumlara şüphe ile baksamda o insanları bir araya getiren ortak duygu ve düşüncelerin çoğunu paylaştığımı söyleyebilirim. Mitinglere dahil olan her insanın parçası oldukları hareketin ne derece idraki içinde olduklarını bilemiyorum tabiki. Ancak her "demokratik" ülkede görülesi barışçı hareketlerdi. Bu "demokrasi" kavramının arkasında duran herkes tarafından memnuniyet ile karşılanmalıdır. Çıkış noktası "Cumhuriyetimize Sahip Çıkalım" düsturu olan bu toplumsal hareketin hedefinde olan neydi? Cumhuriyet,Rejim ve Atatürk İlke ve İnkılapları için tehdit olarak algılanan ve kabul edilen neydi? Mitinglerin bir parçası olan ve/veya olmayan Türk vatandaşları bu tehdidin varlığı konusunda yeterince ikna olmuşmuydu? Gerçekten böyle bir tehdit varmıydı? Yoksa Türk halkına eskiden beri tohumları ekilen birtakım korkular üzerinden bazı senaryolar mı hayata geçiriliyordu? Büyük şair Mehmet Akif Ersoy'un eşsiz eseri "İstiklal Marşı"'mız ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi tekrar tekrar okunmalı.. Bizi birbirimizden uzaklaştıran iç ve dış unsurlar doğru anlaşılmalı ve anlatılmalı. Bu da ancak mümkün oldukça objektif kaynaklardan elde edilmiş doğru tarih bilgisi ile olur. "Geçmişini Bilmeyenler Geleceklerini Göremezler". Şunun altınıda özellikle çizmek istiyorum ki rahmetli Atatürk sadece "Laiklik" ilkesi üzerinde durmamıştır. "Millyetçilik" de Ulu önderin ilkelerinden bir tanesidir. Tek başına "Cumhuriyet" kavramına sahip çıkmak yetmez "Demokrasi" de unutulmamalıdır. Yoksa İran'da bir Cumhuriyettir,Kuzey Kore'de, Almanya'da... Demokrasi'nin vazgeçilmez koşulu olan seçimler'de belirli bir yaşın üzerindeki tüm Türk vatandaşları görüşlerini sandığa yansıtacaklardır. Herkes kesinlikle oy kullanmalı ve kendilerine verilen bu hak ve sorumluluğu yerine getirmelidir...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.