Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

fatihfatih

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

fatihfatih tarafından postalanan herşey

  1. Hz.Ali'nin (r.a.) hak halife olduğuna Ehl-i sünnet'ten itiraz eden yoktur. Fakat Ehl-i Şia Hz.Ali'yi yüceltmek için diğer 3 halifeye inanılmaz iftiralar atıyor. Bu iddialar benim gördüğim bütün internet şii kaynaklı internet sitelerinde var. Hep aynı kaynakları gösteriyorlar. Sanki devamlı kopayla yapıştır. Gördüğün Ehl-i Şia kaynaklı sitelerde, Hz. Peygamber(s.a.v.) hayatını hep kısaca anlattıklarını gördüm. Uzun bir hayat hikayesinin olmayışının nedeni, acaba Hz. Ebu Bekir(r.a) ve Hz. Ömer (r.a) ve diğer Ehl-i Şia inancına göre kötülenen diğer büyük Sahabilerin Hz.Peygamber'in hayatından çıkarılmaya çalışılması ve çıkarıldıktan sonrada geriye bir şey kalmaması mıdır? Hep kanıtlardan bahsediyorlar, ama işin mantık tarafına hiç bakmıyorlar. Mekke'de kelle koltukta, dünyevi herşeyden vazgeçip iman eden, dövülen, hapsedilen, evinden yurdundan ayırılıp Medine'ye hicret eden, Hz. Muhammed'i (s.a.v) asla yalnız bırakmayan, O'nun(s.a.v) yolundan ayrılmayan Sahabilerin halifelik makamı için bütün inandıkları şeylere birden yüz çevirmelerinin mantığı nedir?
  2. fatihfatih

    4 Hak mezhep

    Hz.Hüseyin(r.a) şehid edilmiştir, mücadelesi dillere destandır. Ama Şehadeti Allah(c.c)'tandır. Oturup ölümü beklememiştir. Hz. Rasul (s.a.v) durup dururken Uhud'da dişi kırılmamıştır, elinde kılıç savaşıyordu. Ama size göre Hz.Ali(r.a) her şeyi, siyasi dini ve kişisel her türlü müdaheleyi, sineye çekmiştir. Bu halifeye yakışmaz ki, halifeliğinin vahiyle geldiğini iddia ediyorsunuz, o zaman vahye karşı gelmiştir. Halife seçimi ise sizin dediğiniz gibi kişisel menfaatler ile yapılmamıştır. Medineli Ensar, Saideoğullari gölgeliğinde, başkan seçmek için toplanmışlar ve seçmek için, hasta yatağından Saâd b. Ubadeâyi kaldırmışlar, sarıp sarmalanmış olarak oraya getirmişlerdi. Ayrıca Hz.Ali, Hz.Zübeyr ve beraberindeki arkadaşları da, Hz.Fatmaânın evinde toplanmışlardı. Başkan seçmek için Saideoğulları gölgeliğinde Ensarâın toplandığını öğrenen Hz.Ömer, Hz.Ebû Bekirâe, Ensarâın toplandığı yere gitmelerini söylemiştir. Böylece Hz.Ebû Bekir, Hz.Ömer ve Hz.Ebû Ubeyde b. Cerrah, Ensarâın toplandığı yere gitmek zorunda kalmışlardır.26 Hz.Ebû Bekir, Ömer ve Ubeyde yolda giderken Ensarâdan Uveym b. Sâide ile Maân b. Adiyy adında iki kişi ile karşılaşmışlar ve bu iki kişi onların, Ensarâın toplandığı yere gittikleri öğrenince, âEy Muhacir topluluğu! Onların yanına yaklaşmayın, siz kendi işinize bakınâ diyerek, bu üçünü uyarmışlardır. Bu iki kişinin söylediklerinden anlaşıldığı gibi, Mekkeâden göç edip gelen Muharcirler ile Medineânin yerli halkını oluşturan Ensar arasında çok çetin tartışmaların olacağı ortaya çıkıyordu. Gerçekten de Muhacirlerden olan Hz.Ebû Bekir, Ömer ve Ebû Ubeyde oraya ulaştıkları vakit, Ensârâdan birisi, âEy Muhacirler! Biliniz ki biz, Allahâın Ensarı (Yardımcıları) ve İslâmâın öncü askerleriyiz. Siz bize katılmış olan bir topluluksunuz. Bizi aslımızdan ayırmak ve yönetimi bizden zorla almak mı istiyorsunuz?â şeklinde itirazlarda bulununca, bundan sonra Hz.Ömer, araya girip konuşmak isteyince, sert tutumundan dolayı Hz.Ebû Bekir, âYavaş ol ey Ömerâ diyerek onun konuşmasını engellemiş ve kendisi, herkesi yatıştıracak olan bir konuşma yapmış ve özet olarak, âEy Ensar topluluğu! Sizin söylediğiniz iyilikler doğrudur. Fakat Araplar bu işi, Kureyişâten başkasına bırakmazlar. Araplar içinde Kureyş, soy ve bölge bakımından en şereflisidir.â dedikten sonra, Hz.Ömer ile Ebû Ubeydeâyi göstererek, âSizin için işte bu iki adama razı oldum ve onları seçtim. O halde onlardan hangisini dilerseniz ona beyâat edinâ demiştir. Bu konuşma üzerine yine Ensarâdan Hubab (ya da Habbab) b. Münzir, âBiz develerin kaşındığı otlar değiliz. Ey Kureyş topluluğu! Sizden bir emir, bizden de bir emir olsunâ diyerek itirazda bulunmuştur. Durumun bu şekilde seyrettiği ve farklı seslerin çoğaldığı bir anda Hz.Ömer ile Ebû Ubeyde, âAllahâa yemin ederiz ki, bu konuda biz senin başına emir olmayız. Çünkü sen Muhacirlerin en erdemlisi ve İslâm dininin en değerli buyruğu olan namazda, Allahâın Elçisi seni imâm yapmıştır. Elini uzat da sana beyâat edelimâ şeklinde karşılık verdikleri bir sırada, Ensarâdan olan Beşir b. Saâd, Hz.Ebû Bekirâe ilk beyâatı yapmış ve Hz.Ömer ile Ebû Ubeyde onu izlemişlerdir. Beşir b. Saâdâın bu davranışından dolayı Hubab b. Münzir, âSenin bu yaptığın akrabalığa yakışmaz. Sen, emirlik konusunda amcan oğluna karşı başkalarını mı uygun görüp destekledin?â deyince, Beşir, âHayır. Allahâa yemin olsun öyle değil. Ben bu kimselerin haklı oldukları bir konuda anlaşmazlığa düşmek istemedimâ diyerek cevap vermiştir.28 Ensâr seçmek için yatağından kardırıp getirdiği Saâd b. Ubâde, hem seçilmediğinden, hem de Ebû Bekirâe beyâat etmesini isteyenlere kızmış ve âAllahâa yemin ederim ki kesinlikle beyâat etmem. İster bütün insanlar ve cinler sizden yana olsalar bile, ailemden bana katılanlarla birlikte, bütün gücümle savaşırım, ama beyâat etmem. Ben Rabbimin önüne çıkıncaya kadar size beyâat etmeyeceğimâ diyordu.29 Yine, Hz.Ebû Bekirâin hâlife seçilmesinden sonra, Hz.Ali ile Haşimoğulları, Zübeyr b. Avam, Talha b. Ubeydullah gibi kişiler de beyâatta geciktiler. Hatta, Hz.Aliânin halasının oğlu olan Zübeyr, âBen Aliâye beyâat edilmedikçe kılıcımı kınıma sokmamâ diyerek karşı çıkmıştır.30 Belki Hz. Aliânin temkinli davranışı, bir sorun çıkmasını önlemiştir. Alıntıdır (ama basit bir kopyala yapıştır değildir) Hz.Ebû Bekir, Ömer ve Ubeyde eğer oraya gitmeselerdi, zaten bir bölünme olacaktı. Ayrıca daha Ben Hz.Ali(r.a.) için kötü bir şey demiyorum ki zaten diyemem, ne dediğim yazımda açıkça bellidir. Ayrıca, beni Yezid ile bir tutma çünkü ben Emevi değilim, onlardan beriyim.[/font]
  3. fatihfatih

    4 Hak mezhep

    Bütün Ehl-i sünnet gibi bende halifelik seçiminde kişisel tercihler değil Din-i Mubin-i İslamın geleceğinin tercih edildiğini düşünüyorum. Alevi arkadaşlar da kendi savlarına Sünni kaynaklardan destek buluyor ve bize bakın "sizin alimleriniz böyle yazmiş" diyorlar. Aslın bir çoğunun o kaynakları okuduğunu düşünmüyorum hepsi biryerlerden kopyala-yapıştır izlenimi veriyor çünkü kelime kelime aynı yazılar ve bu kadar sünni kaynağı okumak için ilahiyatçı olmak lazım gelir diye düşünüyorum. Ayrıca verilen kaynakları veya alimleri google dan arattırdığımda Ehl-i Sünnet tezine destek veren yazılara ve makalelere denk geliyorum ki, bu yazılarda da kaynak olarak hatta dipnot olarak aynı eserler gösteriliyor. İkinci bir meselere ilk 3 halifeyi ve bir çok sahabiyi iman etmemekle suçlamaları, buna benim aklım mantığım, vicdanım bir türlü haklılık payı veremiyor. Sebeplerine gelince; 1. Eğer bu sahabiler iman etmemiş ise, Peygamber Efendimiz (a.s.v) bunu nasıl anlamaz? Ve niye bu üç sahabiyi devamlı yakınında tutar? Niye Hicrete Hz. Ebu Bekir(r.a) ile gider, Muhacirlerin başına niye Hz. Ömer'i (r.a))verdi, Niye Hudeybiyê'de Hz. Ömer'(r.a) anlaşma maddelerine "Sen Resulallah değilmisin? diye hiddetlenince onu kovmazda veya terslemezde açıklama yapar? Niye iki kızını Hz. Osman (r.a.) ile evlendirir? Ve madem iman etmemişler ise neden bütün varını yoklarını bırakıp hicret ettiler, rahatlarını terk ettiler, hayatlarını tehlikeye attlıar? 2. Madem Gadri Humda 70000 sahabinin önünde Hz. Ali'yi (r.a.) halife yaptı, neden bu 70000 (daha fazla olduğunu rivayet edenlerde var) sahabiden Hz. Ebu Bekir'in (r.a.) halifeliğine itiraz eden sadece bir kaçtane ki onlarda sonradan onlarda biat etmiştir. Eğer halifenin Hz. Ali olacağını, Peygamber Efendimiz (a.s.v) söylemiş ise ve buna Sahabiler uymamış ise hepsi dinden çıkmış olmaz mı? Defalarca hayatlarını feda eden sahabiler niye Peygamber Efendimiz (a.s.v)'in sözünü dinlemesinler ki? 3. Şimdi iddialarına göre Halifenin kim olacağını Hz.Rasul (s.a.v) önceden bildirmiştir hatta bununla ilgili vahiy bile gelmiştir. Yani İmamı tayin etmiş ki, Hz.Ali(r.a.) olduğu iddia ediliyor. Hz.Rasul (s.a.v) peygamberliğini kabul etmeyenlere ki bunlar İslam'ıda kabul etmemiştir hiç taviz vermemiştir. Aynı şekilde O'nun(s.a.v) tayin ettiği halife Hz.Ali(r.a.) olsa idi hilafetini kabul etmeyenlere hatta iddalara göre çalanlara asla taviz vermemesi gerekirdi. Bunu islam dini bölünmesin diye yapmış olduğu iddası ise daha da ilginçtir ki, eğer Hz. Peygamberin (s.a.v) halife tayinine, vahye yani Kuran'a uyulmamış ise ve Hz.Peygambere (s.a.v) muhalefet edilmiş ise bunu yapanlar islamdan çıkmıştır ve halifenin bunlara karşı mücadele etmesi gerekirdi. Daha kötüsü iddaları kabul edersek Hz. Ali'nin (r.a.), Hz.Peygambere (s.a.v) muhalefet eden emirleri inkar edenlere dolayısıyla islamdan çıkanlara biat ettiği ve onlarla mücadele etmediği sonucuna varmaz mıyız? Halife olarak Peygamber(r.a) tarafından belirtilen birinin bunu yapması mümkün müdür? 4. Hz. Ali(r.a.) ile Hz. Ömer(r.a) arasında devamlı bir çatışma hatta ev basmalara, zorla kız almalara kadar varan olaylardan bahsediliyor. Hz. Ömer(r.a.) Hz.Ali'nin(r.a.) evini basmış ve Hz.Fatıma(r.a.)'nın kapı arkasında ezilmesine neden olduğu ve çocuğunu düşürdüğü idda ediliyor. Bu idda hangi akıl mantıkla yapılır anlamak mümkün değil. Hz. Ali(r.a.) vahiy ile bildirilmiş halife olacak tüm İslamı koruyacak ve temsil edecek kişi olacak ama evini eşini, ki Hz.Peygamberin (s.a.v) kızıdır, koruyamıyor. Bedirde, Uhudda Hendekte Hayberde destanlar yazan Esedullah(r.a.) bunlara karşı koyamıyor. Hem Hz. Ali'yi (r.a.) cesaretiyle, İslam-hak-hukuk konularında olan üsütünlüğü ile anlatılacak, sonra bu olayda böyle bir haksızlığı zulmü insan onurunu aşağılayan davranışları kabul eden bir insan durumuna düşürecelücek, yaman bir çelişki söz konsudur. Bence bu ev basma çocuk düşürme rivayetleri gerçek değildir. Aynı şekile Hz. Ömer'in(r.a.) Hz.Alinin (r.a.) kızını zorla ve terbiyesizce aldığı iddası Hz. Ali'nin(r.a) vasıflarına ne kadar uygun. Selamlar saygılar....
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.