Necdet Sezer: Af-sever bir cumhur- başkanı
22.06.2005
Sezarâın hakkının Sezarâa Sezerâin hakkını Sezerâe vermek lazım. O çok af-sever bir Cumhurbaşkanı. Hem o sürekli olarak bunu ispat ediyor. Şu ana kadar hapisteki birçok teröristi affetti?
En son Tunceliâde yapılan bir operasyonda, Sezerâin affıyla cezaevinden çıktığı belirlenen, Maoist Komünist Parti-Halk Kurtuluş Örgütü (MKP/HKO) üyesi Ökkeş Karaoğlu öldürüldü. Bundan önce de yine Sezerâin affettiği başka teröristler aftan yaralandıktan sonra güvenlik güçleriyle çatışmaya girmiş, öldürmüş ve ölmüşlerdi.
Kısacası Sezer affı çok seviyor ve sürekli affediyor. Ama, her nedense genelde solcu teröristleri affediyor.
Oysa, adı üstünde o bir Cumhurbaşkanı. Cumhurun başkanı. Yani herkesin başkanı. O halde onun affı da herkesi kuşatmalı değil mi? O her nedense hemen hemen sadece sol görüşlü teröristleri affediyor.
Hem de affettiği teröristlerin bir çoğu kısa sürede tekrar teröre dönmesine rağmen. Dağa çıkarak, tekrar terör eylemelerine devam ederek affa layık olmadıkların ispatlarcasına göstermelerine rağmen. Sezer affa doymuyor ve sürekli affetmeye devam ediyor...
Bir hukukçu olan Cumhurbaşkanı Sezer affı da cezayı da elbetteki bizlerden daha iyi bilir. Ama biz yine de kendisine bir soralım.
Evladını bu ülkenin bütünlüğü için şehit veren Sabire anneler bu ülkeyi bölmek için çarpışan teröristler kadar affa layık değil miydi? Onların suçu nedir ki bir türlü sizin af kapsamınıza girmiyorlar?
Hem o analar ki bir ananın yapabileceği en büyük fedakarlığı yapmış, tadabileceği en büyük acıyı tatmış ve ciğerparesini toprağa koymuşlardır.
Ama ne devletine ne de milletine isyan etmemişti âsabırlıâ Sabire ana-lar. Eldeki diğer evladını da iyi yetiştirmiş ve okul birincisi yapmıştı. Bu da bu ülke için bir hizmetti. Buna rağmen affedilmemişti Sabire ana-lar?
Ne yaptıysalar bir türlü devletine yaranamamıştı-lar. Suçları neydi ki devleti onu bir türlü affetmiyordu. Evladının törenine alınmamıştı onlar. Cezalandırılmıştı-lar.
Şimdi Sezerâe soruyoruz. Bu anaları kendi evlatların mutluluğunu paylaşmalarını engelleyen yasağın/cezanın gerekçesi neydi? Eğer bir suçları varsa bile vefalı, cefalı ve sabırlı Sabire analar sizce artık affedilmeyi hak etmiyorlar mı?
Kendi inançlarına göre başlarına aldıkları bir bez parçası hangi kanuna göre af kapsamı dışında tutulacak kadar ağır bir suç? Bu anaların daha ne yapmaları gerekir affedilmek için?
Oysa, cumhurbaşkanlığı huzur, güven ve istikrar kaynağın olmalıdır. Gerilim ve kriz değil, uzlaşma ve çözüm odağı olmalıdır o makam. Sezerâin fırlattığı Anayasanın 80 milyonluk ülke ekonomisine verdiği tahribat gösteriyor ki o makamdaki bir kriz ve gerilim bu ülkeye çok pahalıya mal oluyor.
Sözde ilkelilik ve dik durma adına sergilenen bazı tutumların bu ülkeye sosyal ve ekonomik maliyeti de Anayasa fırlatma olayından daha az değildir.
Bu gün Türkiyeâde dayatılan ve dünyada bir benzeri olamayan âkamusal alanâ yasaklamalarına Sezerâin katkısı ve desteği göz ardı edilemez.
Oysa, Sezerâin başlattığı türden bir âkamusal alanâ yaklaşımı dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemekteydi. O hep örnek laik ülke olarak gösterilen Fransa da bile böyle bir yasak yoktu.
Siz hiç bir Fransız üniversitesinde türban tartışması duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü yoktur. Çünkü tüm çağdaş dünyada olduğu gibi Fransaâda bile üniversitelerde türban serbesttir.
Cumhurbaşkanı ülkedeki herkesin cumhurbaşkanıdır. O sadece laik Türklerin değil bu ülkede yaşayan Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, Türk, Arap, Alevi, Sünni herkesin cumhurbaşkanıdır.
O, ne çoğunluk adına azınlıkların haklarının mağdur edilmesine izin vermeli, ne de ne kadar güçlü olursa olsun, küçük bir azınlığın hatırı için ülkenin çoğunluğunu mağdur etmelidir.
Bu gün yaşanan türban krizleri bu ülkedeki çok küçük bir azınlığın kendi göz zevklerini başkalarına dayatmalarından başka bir şey değildir.
Bu küçük azınlığın kendi kıyafet tercihlerini ülkenin tamamına dayatması olayı bir cumhurbaşkanının göz yumabileceği kadar küçük bir mağduriyet değildir.
Cumhurbaşkanı. Adı üstünde cumhurun başkanı. O sadece teröristleri mi affeder? Başı örtülü şehit anaları veya şehit anası olmayan analarını da affetmez mi?
Küçük bir azınlığın dayatması olan ve giderek kanayan bir yaraya dönüşen kamusal alan yasağını ortadan kaldırmaz mı? Anadoluânun analarını sevindirmez mi?
Bu Cumhurbaşkanını ilgilendiren bir konu değil demeyin sakın. Bir üniversitenin kapısından giren bir şehit anasının baş örtüsü bir Rektörü ilgilendirir, bir Kara Kuvvetleri Komutanını ilgilendirir de Anadoluânun analarını mağdur eden bir yasağı ortadan kaldırmak herkesin Cumhurbaşkanını ilgilendirmez mi hiç?.
Adı üstünde Cumhurbaşkanı. Yani cumhurun başkanı. Herkesin başkanı. Başı örtülülerin bile...
kemal ulusoy/aktifhaber
saygılar