-
İçerik Sayısı
4.469 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
zeyynepp tarafından postalanan herşey
-
Salon bitkinizin bakımı Salon bitkilerinin yerleştirirken dikkate alınması gereken üç nokta Işık Birçok bitki güneş ışığına doğrudan maruz kalmak istemez. Yaz aylarında kuzeye bakan cam önü uygun bir yerdir. Isı Büyüme dönemlerinde bitkinin sabit bir ısıda kalması idealdir. Soğuk havalarda bitkileri soğuğun girebileceği, cam kenarlarında ve perde arkalarında bırakmayın. Nemlilik İnce yapraklı bitkiler genellikle yoğun neme ihtiyaç duyduklarından banyo ortamını severler. Daha kalın ve dolgun yapraklı bitkiler salon gibi daha kuru mekanları tercih ederler. Aşağıda nemi arttırmaya yarayacak bilgiler verilmiştir. Uygulama Birkaç bitkiyi gruplandırın. Bitkileri sığ bir kaba koyun ve üzerini çakılla kaplayın. Hergün ılık suyla bitkileri spreyleyin. Bitkilerin rutin bakımı ve rutin bakım için aşağıdaki aletlere ihtiyacınız olacak: Kap ve saksı tabağı Uzun ve dar uçlu sulama kabı, nemlendirme için sprey, sıvı gübre veya granül gübre yeşil bambu bitki destek çubuğu ve bitki bağı Bahçe makası yaprak parlatıcı sprey böcek ya da mantar öldürücü sprey ya da ilaç Sulama Bir bitkinin suya ihtiyacı olup olmadığını parmağınızı 2-3 cm kadar toprağa sokarak anlayabilirsiniz. Eğer kuru gelirse, ılık suyla sulayın. Yüzeyi kuru görünse bile dip tarafları nemli olabilir. Afrika menekşesi ve Siklamen gibi bitkileri üstten değil tabağına ılık su koyarak sulayın. Üstten sulama bitkilerin köklerinin çürümesine neden olur. Ancak saksıyı su dolu kapta uzun süre bırakmamanız fazla suyu bir süre sonra boşaltmanız gerekir Besleme Yeni dikilen bir bitki toprağında yaklaşık iki ay yetecek kadar besin deposu vardır. Yapraklı bitkiler çabuk büyüdükleri için bahar ve yaz aylarında beslenmelidir. Çiçekli bitkiler ise çiçeklenme mevsiminde ve öncesinde beslenmelidir. Ev bitkilerini sıvı besinler ile beslemek kolay ve pratiktir. Dinlenme mevsimi Tüm bitkilerin kış mevsiminde veya çiçeklenmeden hemen sonra bir dinlenme dönemine ihtiyaçları vardır. Onları daha serin bir yere taşıyın, besin vermeyin ve daha seyrek sulayın. Yaprakları temizleme Yaprakları ayda bir temizleyin. Musluk suyunuz sert suysa kireç birikimini önlemek için ılık su ya da yağmur suyu tercih edin. Büyük yapraklı bitkilerin sık sık ılık suyla spreylenmeleri gerekir. Sert ve parlak yapraklı bitkiler Örneğin: Kauçuk bitkisi Nemli bir bez ya da süngerle yaprakları temizleyin. Büyük bitkiler için olan parlatıcıları kullanabilirsiniz. Yaprak parlatıcılarını kesinlikle eğrelti otlarında, çok yapraklı ya da çiçekli bitkilerde kullanmayın. Küçük yapraklı bitkiler Örneğin: Eğrelti otu ve hurma. Düzenli Su ile spreyleyin. Tüylü Yapraklı bitkiler Örneğin: Begonya. Yumuşak fırça ile temizleyinEğer salon bitkinizin kökleri saksı dibinden çıkıyorsa veya toprak çabuk kuruyorsa , saksısını değiştirme zamanı geldi demektir. Baharda saksı değişimi Neye İhtiyacınız olacak: Değiştirdiğiniz saksıdan daha büyük bir saksı. Değiştirme Şekli: Bitkiyi iyice sulayın. Yeni saksının içine ince bir kat gübreli toprak koyun. Eski saksıyı içine yerleştirin.Her iki saksının ağzı aynı düzeyde olmalı. Yeni saksı ile eski saksı arasındaki boşluğu toprakla doldurmaya devam edin. Saksı kenarından 2 cm boşluk bırakmalısınız. Bitkiyi, eski saksısından, arkasına hafifçe vurarak çıkarın ve yeni saksıya yerleştirin. Üzerini biraz daha gübreli toprakla doldurup yeniden sulayın. Üst tabaka toprağın değişmesi Saksı yenilemeye gerek olmayan ya da saksı değişimi yapılamayacak kadar büyük olan bitkiler her bahar üst kısmını da toprak yenileme metoduyla bakıma alınabilir. Üstündeki 2-3 cm'lik toprağı köklerine zarar vermeden alın. Üzerine yeni gübreli toprak ekleyip sulayın. Karşılaşabileceğiniz sorunlar Çok az ışık alması: Bitki uzun ve sağlıksızdır. Yapraklarının arası fazla aralıktır. Büyüme durmuştur. Yapraklar normalden daha küçük ve soluktur. Çiçekleri ya hiç yoktur ya da çok cılızdır. Çözüm: Dallanmasını güçlendirmek için bitkiyi kısaltın ve daha ışık alabileceği bir yere taşıyın. Çok az sulanması : Bitki ya çok az ya da hiç büyümez. Çiçekleri çok kısa sürelidir. Yaprakları zayıftır. Alt yapraklar düşer. Çözüm: Su dolu bir kap içinde 10 dakika bekletin. Saksı tabağına yerleştirmeden önce suyun süzülmesini bekleyin. Bitki çok kısa bir sürede yeniden kurursa saksını değiştirin. Çok soğuk ortamda olması : Çiçekler kısa ömürlüdür. yapraklar kıvrılır ve düşer. Çözüm: Hava akımından uzak sıcak bir yere taşıyın. Az nemli ortamda olması : Yaprak uçları kahverengileşir ve kurur. Yaprak kenarları sararır ve yapraklar dökülür. Gonca ve çiçekler büzüşür ve düşer. Çözüm: Banyo, mutfak gibi daha nemli bir ortama taşıyın. Daha önceki sayfalarda açıkladığımız nemliliği artırma metotlarını deneyin. Az besin alması belirti : Bitki büyümez ve çiçekli bitkiler çiçek açmaz. Çözüm: Gerekli besin ile besleyin. Fazla ışıklı ortamda olması : Gündüz saatlerinde bitkinin yaprakları solar, kahverengi yarık izleri oluşur. Bitki solgun görünür. Yapraklar buruşup, kurur. Çözüm: Bitkiyi daha serin ve gölgeli bir ortama taşıyın. Fazla su verilmesi : Çiçekler çürür. Yapraklar az büyür, zayıftır ve kolayca dökülür. Çözüm: Bitkiyi daha sıcak bir ortama taşıyın. Fazla suyun saksıdan akmasını sağlayın. Sadece gerektikçe su verin. Fazla sıcak ortamda bulunması : Bitki kış aylarında sağlıksız büyüme gösterir. Yaprakların kenarları kahverengileşir. Alt yapraklar solar ve dökülür. Çözüm: Bitkiyi daha serin bir ortama taşıyın. Fazla Nemli Ortamda Bulunması : Yapraklarda, çiçekte ve sapında gri küf (botrytis) oluşur. Çözüm: Bitkiyi daha kuru bir ortama taşıyın. Fazla besin verilmesi Belirti: Yapraklar kahverengileşir ve büzüşür. Çözüm: Bitki sağlıklı bir görünüm alana kadar çiçeği sulamayın. Zararlılar ve tedavileri Bitkileri hastalıklardan ve böceklerden korumak, tedavi etmekten daha kolaydır. Bu nedenle bitkilerin güçlü ve sağlıklı olmalarını sağlamak amacıyla ideal bir bir ortam yaratmalıyız. Hastalıklı bir bitkiyi, diğer bitkilere de bulaşma ihtimalini göz önünde bulundurarak diğerlerinden hemen ayırmalısınız. İşte sık rastlanan salon bitkisi böcekleri ve tedavi şekilleri: Beyaz sinekler Güveye benzer ve rahatsız edildiğinde uçuşan küçük beyaz böceklerdir. Tüm bitkiyi ılık sabunlu suya batırın ve sonra da durulayın. Yeşil Veya Siyah Sinekler Bitkinin büyüyen uçlarında koloni oluştururlar. Yok etmek için beyaz sinekler için önerilen metodu kullanın. Botrytis Yaprak, çiçek ve gövdede bulunan gri küftür. Bitkiyi daha kuru bir ortama alın ve hava akımını artırın. Ölü çiçek ve yaprakları düzenli olarak ayıklayın. Eğer sorun devam ederse mantar ilacı (fungicide) ile spreyleyin. Mealy Bugs Yaprakların altında ve gövdede bulunan minik yün yumaklarına benzer oluşumlardır. İspirtoya (metil alkole) batırılmış pamuklu bezle silin. Kırmızı Örümcek Mite'ları Yaprakların alt yüzeyinde bulunan küçük, sarı, kahverengi veya kırmızı kurtçuklardır. İnce örümcek ağları üretirler. Nemliliği artırmak amacıyla bitkiyi sık sık spreyleyin. Kabuk böcekleri Yapraklara ve gövdeye yapışmış gibi duran küçük sert kabuklu, kahverengi, sarı böceklerdir. Böcekleri ılık sabunlu su ile temizleyin ve durulayın. Küf Yapraklarda ve gövdede oluşan beyaz pudra benzeri oluşumlardır. Mantar ilacı (fungicide) ile spreyleyin Altın kurallar Salon bitkilerini satın aldıktan sonra evinize götürürken soğuk rüzgardan ve keskin güneş ışığından korumaya özen göstermelisiniz. Bitkiyi hiç bir zaman hava akımında bırakmayın. Ateş ya da kalorifer yanına koymayın. Saksı değişiminde hiç bir zaman bahçe toprağı kullanmayın. Çakıllı tepsi Ev bitkilerinin çoğu doğada nemli ortamlarda yaşayan tropik bitkilerdir.Dolayısıyla ev şartlarında da ihtiyaçları olan nemi sağlamak gerekir.Aksi halde çabucak bozulur,dekoratif özelliklerini kaybederler.En kolay usul bir püskürteçle bitki yapraklarını düzenli olarak nemlendirmektir.Ancak bu bitkilerden bazıları yapraklarına su değmesinden hoşlanmazlar.(Afrika menekşesi,Dua çiçeği,Yaprak begonyası gibi..) O halde ne yapmalı ?.. Gayet kolay: Saksı tabağı biraz geniş ve derin tutulur.Tabağın dibine küçük çakıl taşlarından 2-3 cm.lik bir tabaka serilir.Saksı bunun üzerine yerleştirilir.Tabakta saksının dibine değmeyecek şekilde daima su bulundurulur.Su sürekli buharlaşarak gerekli nemli ortamı sağlar. Ufak saksıların birkaç tanesini bir tepsiye de yerleştirebilirsiniz.Çakılları kendiniz toplayıp bedavaya getirebileceğiniz gibi,dekoratif amaçla satılan yapma çakılları da kullanabilirsiniz. Salon bitkilerinde kış bakımı Tabiatta neredeyse bütün bitkilerin bir dinlenme mevsimine ihtiyacı vardır. Genellikle bu dönem kış mevsimine denk gelir. Bitkilerin bir kısmı bunu net bir şekilde belli eder. Mesela soğanlı ve rizomlu bitkiler toprak üstü kısımlarını kurutur. Perenyal dediğimiz kalıcı otsu bitkilerde aynı şekilde davranır. Bir bölümü de yapraklarını kaybederek dinlenme dönemine geçerler. Salon bitkilerinin büyük bir bölümünü meydana getiren herdem yeşil bitkilerde ise bu istek pek anlaşılmaz. Gelişimleri yavaşlayınca daha çok su ve besin verilerek hızlandırılmaya çalışılır. Bu da bitkide problemlere yol açar. Hatta kökleri çürüyerek ölebilir. Ev ortamı sıcak bile olsa salon bitkileri kasım-mart ayları arasında çok az sulanmalı ve besin verilmemelidir. Bu dönemde biraz serin bir ortam tercih edilmekle beraber kaloriferle ısınan evlerde bu pek mümkün değildir. Çiçekler hiç olmazsa ısı kaynaklarından biraz uzaklaştırılır. Kuru havadan etkilenmemeleri için yaprakları düzenli olarak nemlendirilir. Difenbahya,eğrelti türleri gibi sürekli nemli toprak isteyen bitkilere az ve sık su verilir. Diğerlerinde toprağın birkaç cm. kuruması beklenir. Bazı bitkilerde ise(özellikle kışın çiçek açanlar) dinlenme dönemi farklıdır. Açelya,yılbaşı,kalanşo, ve klivya gibi çiçekler yaz döneminde dinlenir. Kışın çiçek açan bütün ev bitkileri çiçekli dönemlerinde bol sulanır ve düzenli besin verilir. Sıklamen, kaladyum ve amaryllis gibi soğanlılar toprak üstü bölümleri kuruyunca mevsimi gelinceye kadar sulanmaz. Afrika menekşesi, cam güzeli gibi devamlı aktif bazı bitkiler dinlenme dönemine pek ihtiyaç duymazlar. Yine de bu bitkileri 1 ay kadar su ve besini azaltılarak dinlendirmek iyi netice verir. Bu dönem kış sonuna getirilir ve peşinden gerekiyorsa saksı değişimi yapılır. Bütün salon bitkilerinde saksı değişimi aktif dönemlerinin hemen başında yapılmalıdır.( Genellikle ilkbaharda)
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
zeyynepp şurada cevap verdi: L_U_C_İ_F_E_R başlık Anı Defteri - Defterleri
yiyelim tabi afiyet olsun -
hoşgeldin kuzum bende sana çay yaptım yiyelim birlikte çokta güsel olmuş üstünede bi kahve içer sonrada fal
-
Doğada soğuk ve soğuktan korunma
zeyynepp şurada bir başlık gönderdi: Doğa Sporları - Avcılık - Kamp - Karavan
DOĞADA SOĞUK Doğa sporları yaparken soğuk sizi ısırmasın. Tırmanış ve doğa sporları meraklılarını Özellikle kış aylarında bekleyen risklerden biri de ‘soğuk ısırığı’, başka bir deyişle lokal donmadır. Soğuk ısırığı vücut dokularının donmasıyla gelişiyor. Eller, ayaklar, kulaklar ve özellikle de burun ucu en sık donan bölgelerdir. Soğuk kan dolaşımını kısıtlar. Bu kısıtlılık özellikle vücudun uç noktalarına daha az kan gitmesi anlamına gelir. Kulakların ve burun ucunun donma nedeni şudur. Kulaklar incedir ve fazla kan almazlar. Burnun ise soğuktan korunması zordur. Kan Dolaşımı ve Soğuk: Soğuk ısırığı metallere ya da sıvı yakıtlara temasla da gelişebilir. Kan dolaşımı azaldıkça dokular donmaya başlar. Hücreler arasındaki su kristalleşir. Hücre içindeki suyu emerek büyür. Vücudu sıcak tutmak önemlidir. Vücut sıcaklığını korumak bu kan dolaşımını bozmayan giysilerin tercih edilmesiyle olur. Kat kat ve dar olmayan giysiler tercih edilmeli. Dar ayakkabılar da kan dolaşımını engeller. Dolayısıyla donmayı kolaylaştırır. Sigara ve alkol içmek de yüzey kan dolaşımını azaltır. Dolaşımı artırmak için ise el ve ayak parmaklarını hareket ettirmek, kolları hızla çevirmek işe yarar. Soğuk ısırığı; “Yüzeysel donuk” ve “derin donuk” şeklinde ikiye ayrılır. Yüzeysel donukta, yüz, burun, kulak, parmaklar gibi küçük dokular etkileniyor. Ciddiye alınmazsa derinleşebiliyor. Derin donukta ise eller, ayaklar, bacak ve kolların bir bölümü gibi daha büyük dokular etkileniyor. Derin donuklarda büyük miktarda doku ya da bir organın tamamı kaybedilebilir. KIYAFET VE SOĞUK: Her türlü doğa sporunda giysilerin önemi büyüktür. Doğada 3 kat giyinin. Giysilerin en önemli fonksiyonu vücut ısısını korumasıdır. Ancak hem hareketi kısıtlamamaları, hem de üç farklı katmandan oluşmaları önerilir. Temel katman: Bu kat ilk önce giyilen ve tene direkt temas eden katman. Nemi dışarıya çabuk verebilmeli ve böylece vücudumuza temasını önleyerek gereksiz ısı kaybını önleyebilmeli. Islak iç çamaşırı, kuru bir iç çamaşırına göre yaklaşık 25 kat daha hızlı ısı kaybetmeye neden olabilir. Ayrıca çabuk kurumalı, ıslakken de izolasyon yeteneğini korumalı, esnek ve rahat olmalı. Geçmişte temel katman olarak yün iç çamaşırlar kullanılırdı. Zaten başka seçenek de yoktu. Ağır olması, su tutması ve tende rahatsızlık yaratması nedeniyle günümüzde pek tercih edilmiyor. Yünlülerin yerine sentetik kumaşlardan yapılma giysiler giyiliyor. Orta Katman (Yalıtım): Orta katmanın görevi, vücudumuzun ürettiği sıcaklığı koruyabilmektir. Bu katmanda havayı tutabilecek malzemeler kullanılıyor. Yün giyim malzemelerinden oluşabilse de sentetik giysiler daha uygun. Ülkemizde bu tip kumaşlara genel olarak polar ismi veriliyor. Orta katman genelde yelek ya da ceket şeklinde oluyor. Önden fermuarlı bir malzeme, havalandırmayı kolaylaştıracağından tercih edilmeli. Durağan Hava en iyi izolatördür. Dış (Koruyucu) Katman: Dış katmanın amacı, orta katmanı yağmur, kar ve rüzgâr gibi dış etkenlerden korumak. Bu malzemeler üstte ceket ya da uzun parka, altta ise pantolon ya da salopet şeklinde olabilir. Yapı olarak bu malzemelerin vücudu havalandırmaya yatkın olarak üretilmiş olmaları gerekiyor. Ceketlerin önden çift yönlü fermuara sahip olması ve koltuk altı fermuarları olması tercih edilmeli. Nefes alabilir, su geçirmez goretex kumaşlar idealdir. Tozluklar: Ayrıca tozluklar ayakkabılarla pantolon arasındaki boşluğu kar, su, çamur, toprak ve çakıl gibi şeylerden korumaya yarıyor. En iyi ayakkabı bile diz derinliğindeki karda tozluk olmadan bir işe yaramaz. Vücut ısımızı korumak için gerekli en önemli malzemelerden biri de şapka. Dört santigrat derecede vücut ısısının yüzde 50’sini, -15 santigrat derecede ise yüzde 75’ini başımızdan kaybedebiliriz. Ellerden meydana gelen ısı kaybı da çok yüksektir. Bu yüzden elleri korumak çok önemlidir. BUNLARA DİKKAT 1. Donan bölgeyi asla ovuşturmayın. Bu zaten donuk olan dokuları parçalayarak zedeler ve daha fazla hasara neden olur. 2. Donan bölgeyi ten temasıyla, koltukaltı, ağza (ıslatmadan) sokarak veya eller arasına alarak ısıtın. 3. Normal bir parmağın içine sokulduğunda yanmayacağı (30°C- 35°C ) sıcak sıvı hazırlayın ve yarım saat uzvu içine yerleştirin. 4. Donan bölgeyi sakın direkt ısı kaynaklarına tutmayın. Dokuyu yakmaktan başka bir işe yaramaz. 5. Kabarcıkları patlatmayın. Bunlar iyiye işarettir. Kabarcıkları patlattıktan sonra enfeksiyon kapma riskini göz önünde bulundurun. Eğer kabarcıklar kanlı ise asla doğa ortamında patlatılmamalı. 6. Donmuş ve kurtarılmış bölgede kan dolaşımı azalır. Yeniden donması çok kolaydır. Çözülmüş bir dokuyu yeniden dondurmak çok daha kalıcı hasarlara yol açar. 7. Uzvun tekrar donma ihtimali varsa çözülmemeli. Hasta hemen doktora götürülmeli. 8. Mağdura bol su verilmeli. -
Türkiye Avcılık ve Atıcılık Federasyonu' nun yasal dayanağı, 21.05.1986 gün ve 3289 sayılı “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'dur” Bu Kanun'a göre bütün (amatör-profesyonel) spor dalları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde, federasyon birimi biçiminde etkinlik göstermekte ve ülkemizde her federasyon kendi dalındaki sporun gelişmesi için çalışmaktadır. Türkiye Avcılık ve Atıcılık Federasyonu, 2908 sayılı Dernekler Yasasına göre kurulan avcılık ve atıcılık kulüplerini bünyesinde toplamaktadır. Çeşitli yerlerde kurulan avcılık ve atıcılık kulüpleri tescil yoluyla Federasyon'a dahil olmakta, bunlara federe kulüpler denmektedir. Federasyon içinde atış poligonları da yer almaktadır. 6136 sayılı Yasa'nın Ek Madde 11'de T.A.A.Federasyonu ile diğer kamu kuruluşlarının sahip oldukları poligonlar dışındaki özel nitelikli poligonların kuruluşuna İçişleri Bakanlınca izin verileceği hükme bağlanmıştır. GÖREVLERİ Yönetmelik hükümlerine göre Federasyon'un görevleri şöyle sıralanabilir : 1- Avcılık ve atıcılık spor dalında, gerek yurtiçi ve gerek yurtdışında ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak etkinlik alanına giren spor dalını oluşturmak ve geliştirilmesini sağlamak, bu yolda çeşitli çalışmalar yaparak her türlü önlemi almak. 2- Uluslararası alanda, Ülkemizi en üst düzeyde temsil etmek, bu alanda görev alacak sporcu ve spor yöneticilerinin her an hazırlıklı bulunmalarını sağlamak. 3- Uluslararası yarışmalara katılacak sporcuları seçmek, 4- Avcılık ve atıcılık spor dalının teknik yönetimi ile denetimini yapmak, 5- Başarılı sporcu ve spor yöneticilerini ödüllendirmek, onları avcılık ve atıcılık sporuna isteklendirmek, 6- Avcılık ve atıcılık sporunun yayılıp gelişmesi için teknik içerikli yayınlar yapmak, bu yayınları etkili olacak şekilde dağıtmak. 7- Yurtiçinde ve yurtdışında yapılacak resmi ve özel bütün yarışmalar ve yarışmacılar için gereken izinleri almak, 8- Merkez Av Komisyonu toplantılarına katılmak. * Kani EKŞİOĞLU Silah Hukuku Yasa Yayınları No:68 .
-
Kamp Yeri Seçerken Dikkat Edilecekler
zeyynepp şurada bir başlık gönderdi: Doğa Sporları - Avcılık - Kamp - Karavan
Güneş batmak üzere artık yürüyüşünüzü sonlandırıp çadırınızı kurmak için bir yer seçmek zorundasınız. Aşağıda çadır yeri seçerken dikkat etmeniz gereken birkaç noktayı sıralamaya çalıştık. Yaz ve bahar aylarında Faaliyete başlamadan önce kamp yerleri hakkında araştırma yapın. Daha önce o bölgede kamp yapmış olan arkadaşlarınızla konuşmak en güvenilir yöntemdir. Kamp yerinizi güneş batmadan 2 saat önce varacakmış gibi hesap yapın. Çadırınızı kurmak, içine yerleşmek için havanın kararmasını beklemeyin. Tercihen daha önce kullanılmış çadır yerlerine çadırınızı kurun. Bu şekilde hem doğaya daha az zarar vermiş olursunuz hem de başka bir yeri fazla temizlemek için uğraşmazsınız. Kamp yeriniz su kaynağına yakın olsun. Hem kaynağın temiz kalması hem de kaynaktan faydalanan diğer hayvanları korkutmamak için kamp yeriniz ile su kaynağı arasındaki mesafe yaklaşık 100 metre olmalıdır. Kalabalık bir kamp yerine çadır kuracaksanız ve gürültüden hoşlanmıyorsanız grubun bir miktar uzağında bir çadır yeri seçebilirsiniz. Siz de akşam gürültülü bir şekilde eğlenmeyi düşünüyorsanız aynı şekilde diğer kampçıların huzurunu bozmayacak mesafede kalmaya özen gösteriniz. Uzun süreli kamp yapacaksanız çadır yerinizin mutlaka gölgelik bir alanda olmasına dikkat edin. Uzun süre güneş altında kalan çadırınızın ömrünün çok hızlı bir şekilde azalacağını unutmayın. Rüzgar yönünü tahmin edin ve çadırınızı buna göre en korunaklı olacak şekilde kurun. Ağaçların arası, bir büyük kayanın arka tarafı sizi rüzgardan koruyabilir. Alçak seviyeli yerlere dikkat edin. Dere yatağı, göl çevresi gibi yerlere kamp kuracaksanız havayı çok iyi gözlemleyin. Eğer ani bir yağmur bastıracak olursa çadır kurduğunuz yeri su basabilir. Eğer plajda kamp kuracaksanız dalga izlerine bakarak denizden uzağa çadırınızı kurun. Çadırınızı kurmadan önce zemini mutlaka çok iyi temizleyin, varsa çadırı kurmadan önce çadırın altına bir koruyucu örtü serin. Bu çadırınızın ömrünü ciddi bir şekilde uzatacaktır. Çadır yerinin mümkün olduğunca düz bir zemine sahip olduğundan emin olun. Eğimli bir çadır yerinde sabaha kadar yattığınız yerden kayabilirsiniz. Çok elektrikli bir yerde çadır kuracaksanız yıldırım tehlikesinde uzak bir yerde kamp yeri seçin. Büyük kayaların yakınları ve ağaç altları tehlike yaratabilecek yerlerdir. Aynı şekilde baton, kazma yada kürek gibi yıldırım çekebilecek malzemeleriniz mümkünse toprak altına gömün ya da kamp yerinizden uzak bir yere yerleştirin. Kış kampı Kar üzeri, doğaya en az zarar veren kamp yeridir. Kar eridikten sonra sizden geriye neredeyse hiçbir iz kalmaz. Karda kamp kurarken de dikkat edilmesi gereken bir çok nokta vardır. Çadır kurmayı düşündüğünüz yerde hayvan izleri varsa başka bir yer seçin. Burası hayvanların kullandığı bir yol olabilir. Mümkün olduğunca yüksek yere çadır kurun. Kış aylarında soğuk hava aşağı doğru çöker. Vadi içleri en soğuk yerler olacaktır. Sabah güneşin ilk ışıklarının vurduğu yeri seçmek sabah keyifli ve sıcak bir şekilde uyanmanıza yardımcı olur. Mutlaka rüzgardan iyi korunan bir yer seçin. Zemindeki kar şekillerinden o bölgenin ne kadar şiddetli rüzgar aldığını hesaplayabilirsiniz. Çadırı kurmadan önce zemini bir kar küreği ile mutlaka iyice kazarak çadır yeri açın. Çadırı kurduktan sora çadır yüksekliği kadar kar duvarı yapın. Olası çığ koşullarını gözlemleyin ve bu tehlikeden uzak bir yere çadırınızı kurun. Sonuç olarak doğaya mutlaka saygı ile yaklaşın ve mümkün olduğunca temiz bırakın alıntıdır -
Ekmek ince dilimlenip kızartılırsa besleyici değeri azalır. Konserve salçalarınızı açtıktan sonra, cam bir kavanoza koyarak serin yerde saklayınız. Yeşil salatalara limon ve sirke eklendikten sonra bekletilirse A ve C vitamini değerleri azalır. Nohut, mercimek ve kuru fasulye gibi besinler iyice pişirildiklerinde hem protein değerleri artar hem de sindirimi kolaylaşır. Yoğurdun suyu atılırsa vitamin değeri azalır. Kapakları hafifçe dışarı doğru bombelenmiş konserveler kesinlikle alınmamalıdır. Yumurta çok fazla kaynatılır ya da çiğ yenirse vitamin değeri azalır. Meyveler kesildikten ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletilirse vitamin değeri azalır. Mayalandırılmadan yapılan ekmeğin besleyici değeri, mayalanmış ekmekten daha azdır. Pekmez baldan daha besleyici ve fiyatı daha ekonomiktir. Kuru besinlerin nemli ortamlarda saklanması küf oluşumuna neden olur. Soğan kuru, serin ve hava akımı olan yerlerde, patates ise serin, kuru fakat hava akımı olmayan yerlerde saklanmalıdır. Kahve içmek istediğinizde cappuccino gibi yağlı süt kullanılarak yapılan kahveler yerine, filtre kahve tercih ederseniz daha az kalori almış olursunuz. Brokoli çok aşırı tüketildiği zaman ciddi gaz problemine yol açabilir. En iyi brokoli pişirme yöntemi, vitamin değerini yitirmemesi açısından kısa süreli haşlamak ya da buharda pişirmektir. Brokoli, çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesini önler, ayrıca hücre DNA sına zarar veren serbest radikalleri zararsız hale getirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bol miktarda potasyum, demir, A ve B vitamini içeren üzüm yüksek tansiyonu düşürür, kan yapar, ülser ve gastrit romatizma gibi rahatsızlıklara iyi gelir, böbreklerdeki kum ve taşın düşmesine yardımcı olur ve kalbi kuvvetlendirir. Kara üzüm suyu kırmızı şarap gibi kalp için koruyucu etkiye sahiptir. Üzüm çekirdeği çok güçlü bir antioksidandır. Menopoz ve andropoz dönemlerinde doğru beslenmiyor, spor yapmıyor ve uykunuza dikkat etmiyorsanız yapılacak botoks ve cerrahi uygulamalar bile yeterince etkili olmayacaktır. Zeytinyağı 15 – 18 derecede karanlık bir ortamda ve şişede saklanmalıdır. Düzenli yürüyüş yaptığınız zaman artan mutluluk hormonu yeme ataklarınızı önleyerek kilo vermenize yardımcı olur. Badem içinde bulunan kalsiyum, demir, potasyum, çinko, magnezyum ve A,B,C,E vitaminleri sayesinde kolesterolü düşürür, kan şekeri seviyesini ayarlar ve hem zihinsel hem de bedensel yorgunluğu giderir. Muz, kan basıncının düşürülmesini ve içindeki potasyum ve sodyum ile hücre ve kas gelişimini sağlar. Ayrıca alerji tedavilerine destek olur ve vücudun su dengesini ayarlar. Havuç, kan yapıcı, ishal giderici, peklik önleyici karaciğeri kuvvetlendirici bir besindir. Ton balığı A,B,D,E ve K vitaminleri ve selenyum, kalsiyum, demir, fosfor, içerikleri ile yüksek tansiyon ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Mandalina yoğun miktarda içerdiği C vitamini ile kansere yakalanma riskini azaltır, ayrıca hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Ceviz damar koruyucu, cildi temizleyici, ishal kesici ve kan dolaşımını önleyici etkiye sahiptir. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, 10 bardak yeşil çay ve 2 kadeh kırmızı şarap ile aynı seviyededir. Vişne suyu, A vitamini ve potasyum içerir. Ateş düşürür, susuzluğu giderir, mide ve karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar. Elma suyu, B3 ve E vitamini, pektin ve potasyum içerir. Kan şekerini kontrol altında tutar, baş ağrısına iyi gelir, kolesterolü düşürür. Portakal suyu B ve C vitaminleri fosfor, potasyum içerir ve bir bardak portakal suyu günlük C vitamini ihtiyacının % 50 sini karşılar. Antioksidan özelliği ile kalbi korur. Tansiyonun dengelenmesini sağlar, hazmı kolaylaştırır. alıntıdır
-
Kendinizi kötü hissettiğinizde saldırdığınız yiyecekleri doğru seçerseniz bedeniniz mutluluk hormonu salgılamaya başlar! ÇİKOLATA: Stresin bir numaralı düşmanı. Kendinizi kötü hissediyorsanız hemen bir parça çikolata yiyin. Çikolata flört etmek gibi bir şey. Bir kalem yemek yeterli, mutluluk hormonu "seratonin" anında beyinde dolaşıma çıkıyor. DONDURMA: Çok yenirse şişmanlatıyor, az yenirse mutluluğa mutluluk katıyor. Dondurma yaşlanmayı önlüyor. Çocukların sağlıklı büyümesi ve kemik erimesi sorunu olan kişiler için büyük önem taşıyor. Beslenme uzmanları dört mevsim tüketilmesini öneriyor. MAKARNA: Çok ağır soslarda yenilmediği sürece enerji veren ve mutlu eden besinler arasında yer alıyor. Hazmı kolaydır. Özellikle sadece salata ile birlikte yenirse şişmanlatmaz. EKMEK: Buğday ekmeği de sıkıntıları unutturuyor. FISTIK: Yağ oranı yüksek ama insanı çok mutlu ediyor. Roma İmparatorluğu'nda "Tanrı yiyeceği" olarak adlandırılan fıstığın kolesterolü düşürdüğü ve kalp krizi riskini azalttığı biliniyor. Demir, bakır, selenyum, magnezyum, çinko, potasyum, fosfor gibi minerallerin doğal kaynağı olan bu çerez kalbimizin yanı sıra, beyin sinir sistemi, kas ve kemiklerimizin dostu... ÇİLEK: C vitamini deposu olan çilek, önde gelen afrodizyaklar arasında yer alıyor. Çilek bütün salgı bezlerini çalıştırarak vücuda gençlik ve kuvvet kazandırır. Yüksek tansiyonu düşürür, damarları temizler. Kansere karşı korur, böbrekte kum ve taş oluşmasını önler. MUZ: Kokusuyla bile mutluluk taşıyan tam bir Endorphin deposudur. Kendinizi, güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz, hemen bir muz yiyin. Kalsiyum ve magnezyum içeren bu meyve strese karşı bire bir. Sinir hastalığı olanlar için her gün yemek arası saatlerde tüketilmesi gereken bir besindir. ÜZÜM: Kırmızı ve beyaz üzüm yiyen herkes gülücükler saçar. Üzümde yüzde 20 oranında direkt olarak kana karışan şeker vardır. Bedenen ve zihnen çalışanlar için iyi bir gıdadır. Üzümdeki bol demir kan yapar. Yüz ve boyuna taze üzüm suyu sürülüp 10 dakika sonra yıkanırsa cilde dirilik verir. PORTAKAL: C ve B vitamini açısından zengin olan portakal, insana dinamizm veriyor. Portakal içindeki C vitamini ince ve kalın damarların yumuşak kalmasını sağlıyor. Vücuttaki direnci artırıyor. Kanın durulmasına ve temizlenmesine yardımcı oluyor. Hazmı kolaylaştırıyor. Portakal reçeli ise karaciğeri çalıştırıyor. SUSAM: Dar gelirlilerin baş tacı olan simit mutluluğa giden yolda önemli bir yere sahip. Yağ ve protein içeriyor. Susamdan elde edilen tahin, bal ile karıştırılıp yenirse boğaz ağrısı ve bronşite iyi geliyor.
-
niye gelmiyo ablacım hiç mi gelmicek
-
A-AN İngilizce'de (a) ve (an) isimlerin önüne getirilir ve (bir/herhangi bir) anlamınım verir. İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne (a), sesli bir harf ile başlıyorsa (an) getirilir. a book (bir kitap) a student (bir öğrenci) an engineer (bir mühendis) a good teacher (iyi bir öğretmen) Sesli ve sessiz harf kavramı İngilizce'de kelimelerin yazılışı değil okunuşuyla ilgilidir. Örneğin İngilizce'de "university" ifadesi kelimesi sesli harf ile başlamasına rağmen "yunivörsiti" diye okunur; dolayısıyla kelimenin başında "y" sessiz harfi bulunmaktadır. a university (bir üniversite) a university student (bir üniversite öğrencisi) an hour (bir saat) an hour later (bir saat sonra) Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, university (yunivörsiti), hour (avır) kelimeleri okunuşları itibariyle "a university", "an hour" şeklinde kullanılır. Ayrıca İngilizce'de sayılamayan isimlerin önüne a/an gelmez. a water (yanlış bir ifadedir) THE Belirli bir nesneden söz ediliyorsa "the" kullanılır. "The" sayılamaz isimler ve sayılabilir tekil ve çoğul kelimelerin hepsiyle kullanılabilir. "Yesterday I bought a pair of jeans and a t-shirt. The jeans was cheap but the t-shirt was so expensive." (Dün kot pantolon ve t-shirt aldım. Kot ucuzdu ama t-shirt pahalıydı.) İlk etapta "a jeans" ifadesi kullanılıyor. Daha sonra "jeans" den bahsedilirken "the" ifadesi kullanılmaktadır. Çünkü hangi "jeans" olduğu belirlidir. Dolayısıyla hangi nesneden bahsettiğimiz belirliyse "the" kullanılır. Bir kez daha tekrar edelim, bilinmeyen bir nesne ya da kişiden söz ediyorsak a/an kullanılır. Hangi nesne veya kişiden sözettiğimiz ifademizde belli oluyorsa the kullanılır. "Can you pass the salt?" (Tuzu uzatır mısın?) Konuşmanın geçtiği anda orda bulunan nesnelerden söz ediliyorsa "the" kullanılır. "Turn off the TV please." Bunların dışında bazı kelimelerle "the" kullanılır; bunlar: the sun, the sky, the quitar, the sea, the country, the radio, the cinema, the theatre gibi.. Örneğin "television" kelimesinden cihaz olarak bahsediyorsak "the" kullanılır. Ancak televizyondaki programlardan bahsediyorsak "the" kullanılmaz. Bu tür istisnalar da bulunmaktadır.
-
ilanlar verildi ama hala yok
-
hediyeler...hepsi benim yerim tabi sende uyumasaydın bu aralar kaytardım azcık şimdi iş başına geri dönüyorum ve bomba gibi haberlerle tabi ablacım canım kaçtım
-
gloria bende kahve içmeye geldim
-
sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm...
zeyynepp şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Anı Defteri - Defterleri
kelebeğim ben geldim nasılsın -
nereye kayboldun ama sen
-
paylaşım için saol sercan küçüklükleri çok çirkin ama
-
tamam bi karışıklık olmuş
-
makarna sınav zamanları yediğim tek şey yapması kolay ve zaman almıyo
-
nereye ne yazcan sercan anlamadım ben
-
deniz seki__eyy kalbim...
-
....::SeRbEsT kÜrSü::....
zeyynepp şurada cevap verdi: sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... başlık Havadan Sudan Konular
bazen kızsakta en yakınlarımıza olanların gerçeğini öğrenince kızılcak bişeyin olmadığını öğreniyoruz...bu her zaman olmuyo tabi...bu süreç içerisinde karşımızdaki insanlara kızgınlıkla söylediğimiz kelimeler,yaptığımız davranışlarda aradaki uçurumu büyütüyo... kırmamak için ne kadar çabarsak o kadar üstümüze geliniyo ve söylenen sözler daha çok acıtıyo.... -
günaydın kardeşcim ve sercan kardeşcim anı defterinde çaylar senı bekliyo...sen buralarda dolan
-
()()()() Deniz_Kızı ()()()() Anı Defteri......,,
zeyynepp şurada cevap verdi: L_U_C_İ_F_E_R başlık Anı Defteri - Defterleri
kuzum günaydın bugün sana simitle geldim -
günaydın ablacım ve forum ahalisi