Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

zeyynepp

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

zeyynepp tarafından postalanan herşey

  1. zeyynepp şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    geri dönüşüm kutusu
  2. zeynep ya küscem artık sana... (iyide ben ne yaptım ki )
  3. sakıza hani şu çiğnendikçe yapışanlarından
  4. sedelina:pamuk prenses sands:ajdarın kendisine
  5. az sonra gıcık olabilirim bi üyeye
  6. sedelinanın istanbullu olmasını
  7. zeyynepp şurada bir blog başlığı gönderdi: zeyynepp's Blog
    Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler Uyuklar gibi üstünde mermer masaların Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında Öbür tahtalara öbür insanlara doğru Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde. CAN YÜCEL
  8. zeyynepp şurada bir blog başlığı gönderdi: zeyynepp's Blog
    Teypte eski bir Cohen şarkısı: 'Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana? ’/Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim, / ‘benim gözlerime de o oldu’. 8 - 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi... Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar... Ve yenik; 'keşke'li cümleler gibi... Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı... Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, 'keşke', onun güzüne denk gelir. Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç... Mağlubiyetin takısıdır 'keşke'... Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır. Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir. Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte... 'Yolunu gözlemeseydim', 'öyle demeseydim', 'terk edip gitmeseydim', 'en güzel yıllarımı vermeseydim' diye diye sızlanır gider. 'Keşke'nin panzehiri 'iyi ki'dir. İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir. 'Keşke', çoğunlukla bir 'ahhöla kopup gelir ciğerden... esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden... 'İyi ki' ise, muzaffer bir 'ohhöla büyür; cüretiyle övünür. 'Keşke'li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, 'iyi ki'lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar. Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır. Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur. Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır 'keşke'... 'Şimdiki aklım olsaydı' dövünmesindedir. Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, 'Ne derler'e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar. 'Keşke'cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır. 'İyi ki' öyle mi ya! ... Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır. 'İyi ki'lerinizi toplayın bugün ve 'keşke'lerinizden çıkartın. Fazlaysa kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya... 'Keşke'leriniz, 'iyi ki'lerden çoksa... Telafi için elinizi çabuk tutun. Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz 'keşke' diye nemlenmesin...
  9. yedi iklim geçer, ağarıp solan güz ışıklarından yalan pencerelere doğru... uykularda olur ne olursa yangınlar, takvim ziyanları, gömülü sevdalar... iksir gibi yayılır hücrelerimin rehavetine ıslaklığın düş tüccarları ağır mesaidedir... uykularda olur ne olursa, talanlar ve beton serinliği inşaat halindeki aşkların... uykularda ölür ne ölürse, kıpırdayan su gülümseyen yel... yedi iklimin oralarda kavalını kırmış bir çobandır gökyüzü, aklında new orleans heybesinde caz! yedi iklimin bar olduğu yerdedir uykunun alkol imparatorluğu kalabalık avındadır bakışlar... uykularda olur ne olursa, bitmez efkar kırları bazı saçlarda ve ölüm gibi suskunluklar açar derin kuyularda... ve şaka gibi ve sarsak sarsak ve kımıl kımıl bir yaşamaktır MAVİLERE UYANMAK en kesif karanlıklara kafa tutan gözlerinin mavisine kuşanmak... senin kanatların var, benim köylü yüreğim... operada tezek kokusu bu şehirdeki varlığım! .. beni taşıyacak vesaitim yok bu caddeüstü sevdada ellerinden gayrı.. 'gayrı dayanamam ben bu hasrete' ya beni de yitir ya sen de git beni götürdüğün yere... türküleri sev yalan kahkahalardan uzak dur canımın suyuyla yıka ellerini.. aklımın maharetiyle giydir en mavi yerlerini... senin adın buzul mavisi! çünkü mavilerde uyur, benden sana geçen sende beni kalkındıran ne varsa! sevdiğim, açlığımın uzak ufku, her sabah; güneşten ne zaman işaret alırsan ne zaman dar gelirse soluğun böyle uzun sarılmaklara, fikrini kurcalarsa eğer açık korkular, işte o zaman mavilere, mavilere uyandır beni... YILMAZ ERDOĞAN ablacım değiştircem avatarımı güzel bi tane bulayım
  10. dünyanın yedi harikası bir sevmek iki anlamak üç başarmak dört paylaşmak beş insanca yaşamak altı onurlu olmak yedi haddini bilmek ne taşlar ne tapınaklar ne surlar ne mabetler harikalar insanın yüreğinde beyninde yaşamında farkedebilse anlayabilse beyni yetebilse keşke keşke izin vermesek hayatımızı çalmalarına bizi dolandırmalarına sömürmelerine el ele verebilsek dur diyebilsek karlı çıkmasalar keşke ama nerde harikalarımla başımı aldım gidiyorum yine karnlığı delmekle uğraştım bana senin kurşunun işlemez dedi cehalet yorgunum bitkinim kimsesizim ama yedi harika yeşerttim cılız sevimsiz zemheri yüreğimde
  11. hayat bir masaldır ama ne başında cinler periler vardır ne de sonunda birilerinin başına düşen bir elma. birinin yapıp herkesin üzerinden gelip geçtiği uzun , ince bir yoldur hayat.. hayat bir oyundur herkesin başta kabul edip sonra isyan ettiği rolleri vardır ve bu oyunda perde gözlerle birlikte kapanır.. hayat bir hikayedir olması mümkünlerin değil olmuşların anlatıldığı bir hikaye yazanı hem en çok bilinen hem de hiç bilinmeyen bir hikayedir hayat.. kısacası hayat masalsı bir oyunun hikayesidir...
  12. GÖKKUŞAĞININ HİKAYESİ Dünyanın Bütün Renkleri Bir Araya Toplanmışlar ve Hangi Rengin En Önemli En Özel Olduğunu Tartışmaya Başlamışlar: Yeşil söze başlamış: Elbette ben en önemli rengim. Ben yaşamın ve umudun rengiyim! Çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. Yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı... Mavi oradan atılmış: Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim. Gökyüzündeki mavi insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız! Sarı söze karışmış: Siz dalga mı geçtiğinizi sanıyorsunuz? Ben güneşin rengiyim, bu dünyaya sıcaklık verenim. Ben olmasan hepiniz soğuktan donardınız!... Turuncu onun sözünü kesmiş: Ya ben?? Ben direncin ve sağlığın rengiyim. İnsanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim unutmayın!.. Kırmızı dayanamayıp söze almış: Ben hepinizden üstünüm!! Ben kan rengindeyim!! Kan olmadan yaşam olur mu? Hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim!! Savaş ve ateş rengindeyim!! Aşk ve tutku benimledir!!! Bensiz bu dünya bomboş kalırdı!.. Mor ayağa kalkmış: Hepinizden üstün olan benim! Ben gücün ve asaletin rengiyim. Bütün liderler ve krallar beni seçmişler. Otorite ve bilgeliğin rengi benim. İnsanlar beni sorgulamaz. Onun yerine dinler ve itaat ederler. Ve bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kakıyor ve; En üstün benim... diyormuş. Derken bir anda şimşekler çakmaya başlamış ve yağmur damlaları gökten inmeye başlamış... Bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirlerine sarılmış. Ve YAĞMUR un sesi duyulmuş... Sizi renkler... Bu kavganızın anlamı ne? Bu üstünlük kavganız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz çok özelsiniz... Haydi, şimdi el ele tutuşup bana gelin!.. Renkler bu sözlerden çok utanmışlar. El ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay şeklinde oraya yerleşmişler. Yağmur; Bundan sonra her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. İnsanlar sizi gördükçe huzur duyacaki güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için bir umut olacaksınız... Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size GÖKKUŞAĞI diyecekler. Anlaştık mı? Bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa ardından gökkuşağı belirir. Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklı ve hepimiz çok özeliz. Bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız... canım umarım beğenirsin
  13. Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir Büyük nehri ararken üzerinden atladığın Arkana dönüp de bakmadığın Küçük mutluluklar; Çıtır çıtır Kızılay simitidir, çayın yanında Aniden radyoda karşına çıkan şarkı Kar yağınca tatil olan okul Başarılı bir rejimin birinci günü Sokakta sevebildiğin kedi Yürüyen güvercinin kafası Tenekedeki fesleğen Kurumuş çamaşırlar, bir kış ikindisi Geri gelen elektrik Hamdi'nin hikayeleri Annenin yemeği Tamir ettiğin alet Yeşil t-shirtün, yatarken giydiğin Bir dostun başarısı, neler çektiğini bildiğin Elini sımsıkı tutan minik el Dudağında ıslık yürüdüğün yol Birden çıktığın yolculuk Sana açılan kapılar Sana kapıyı açanlar Hoş gelenler Hoş buldukların Yalnız kalabilmek - dilediğinde Kavuşabilmek - özlediğinde * * * * Gerisini ve milyonlarca satırı boş bırakıyorum kendi küçük mutluluklarını yazman bundan da küçücük bir mutluluk duyman dileğiyle) kleo
  14. Hani bir şarkı duyarsın, Hani için geçer biraz, Karamsarlaşırsın, hüzünlenirsin biran, Ağlamak gelir içinden, ağlayamazsın bir türlü. Benimkisi böyle bir sevgi. Amaçsız, çaresiz, sonsuz Unutmak yok, unutabilmek yok! Geceler bitmek bilmeksizin güneşler doğar, Yapamazsın onsuz, yapamazsın tek başına, Yalvarırsın tanrıya binbir umutla Beklersin günlerce gelir diye, ama olmaz, gelmez! Benimkisi böyle bir sevgi. Alışırsın zamanla yalnızlığa, Alışırsın acılara, karanlığa. Öğrenirsin kimin dost olduğunu, İzmaritlerin mi, şişelerin mi? Bulursun çareyi kimsesiz parklarda, Sessizlik ve soğuk dert ortağın olur. Kaçmak gelir aklına uzaklara, çok uzaklara. Yapamazsın bir türlü gidemezsin, Benimkisi böyle bir sevgi. Hem lanet eder, hem de taparcasına seversin. Görünce saklanır, görmeyince çıldırırsın. Kaybettiğini anlamaz, yenilgiyi kabullenmezsin. Ve beklersin gecelerce, gelmeyeceğini bile bile İstersin onu, yalvarırsın tanrıya, Sevmeyeceğini bile bile. benimkisi böyle bir sevgi
  15. aşure çok güzel olmuş
  16. zeyynepp şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    komşu teyze o senin oğlunun yaramazlığından kaynaklanıyo senin oğlun bi tencere şerbeti dökmeseydi etrafa,üstüne,başına hiç te çorapları yapış yapış olmazdı anneciğimide kıskanıyosun sen galiba benim annemin 10 parmağında 10 marifet vardır
  17. zeyynepp şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    canım annem aslında çok güzel yaparda ablam aramızda kalsın arada böyle kazalar oluyo
  18. ben sen o bunlar şunlar onlar kendi öteki beriki...
  19. zeyynepp şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    yalanları yakalanmasın diye...bende ellerine bakarlar,etrafla ilgilenirler diye duymuştum
  20. sakızda çiğneniyo o zaman sakız kuralmı
  21. zeyynepp şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    evet abla bi insanın gözleri herşeyi ifade ediyoo sevgi,kıskançlık,öfke,fesat.... herşey gözlerde

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.