Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

hoşgeldim

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    14
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hoşgeldim tarafından postalanan herşey

  1. hoşgeldim doğum gününüz kutlu olsun!

  2. veya Stalinin Sibiryada yaşayan türk topluluklarından çok fazla kişiyi alıp zorla trenlerde göçe tabi tutması ve bu insanların yolda giderken salgın hastalıktan ve açlıktan ölmesi, ölenlerin de vagonlardan tren hareket halindeyken atılması... Bir de bu adama solcu der bizimkiler, bu adam solcu değil bildiğimiz katil, faşist
  3. Erdoğan Çok sesli bir demokrasiyi kim istemez, ama benim bahsettiğim demokrasi "tam" bağımsız bir Türkiye'nin demokrasisi, halkın bir kesimini isyan ettirirken diğer bir kısımına hakaretlerinde ve propagandalarında daha çok cesaret veren bir demokrasi değil. bu yüzden 301. madde kaldırılmamalı, çünkü belki çok fazla kişi bunun farkında değil ama türk kimliğine yapılan ağır bir taaruz var bugün. Gerek Pkknın sözcüleri(hani şu aydın olanlar), gerek yayılmacı batılı sermayeden beslenen art niyetli sözde tarihçiler ve yazarlar, Türk halkının haklı olduğu davalara cephe alıyorlar: Mesela yaklaşık 1 milyon insanımız Avrupalılar tarafından katledilmişken ve bu topraklarda bu vahşetlere onlarca türkü yazılmış ağıtlar yakılmışken birisinin çıkıp Türkler 1. Dünya savaşında soykırım yapmıştır diye kampanya yapması sence provokatif bir tutum değil mi??? Provokasyonlardan kaçınan ve bu toplumda hiçbir etnik grubun bir başkası tarafından onuruna saldırıda bulunulmasını istemeyen herkesin mantıklı bir şekilde, milliyetçilik veya faşizmle değil ama sağduyuyla 301i desteklemesi lazım.
  4. angel cara zahmete katlanmışsın o kadar kendini açıklamışsın söylediklerine de katılıyorum gözlerim biraz yorulsada:)
  5. La boheme in söylediklerine kısmen katılıyorum, aleviler konusunda hükümetlerin takındığı umursamaz tavır, ülke yönetimine geçen grupların sünni-aşırı dinci sapmalarının bir göstergesidir. Ama din dersleri hakkında aynı görüşte değilim. Çünkü Türkiye bu yüzyılın başında eski osmanlı etkisinden kurtulup çağdaşlaşmayı tercih etti, demokrasiyi ve laikliği tanıdı. Biz halk olarak çağdaş bir devlet ve toplum düzenini seçtik ve bunu yaparken zorunlu olarak o zamaların demokrasi sahibi tek uygarlığı olan Batıyı model olarak aldık, ama "sadece model" olarak aldık. Bugün görüldüğü gibi "kopyala-yapıştır" yapmadık... Laikliği ve demokrasiyi her nereden benimserseniz benimseyin, bunu kendi kültürünüzün ihtiyaçları doğrultusunda yapmazsanız, resmen bugun kendisine kakalanmış sözde demokrasi altında soykırım yaşayan Irak'a dönersiniz. Bu yüzden bence din derslerinin olması çok doğru bir şey, tamam laikliği aldığımız kıtada böyle bir uygulama yok ama unutmayın ki biz de Avrupalı değiliz. Eğer onların her adımını kendimize ölçü alırsak, ne attığımız admın hesabını yapabiliriz ne de buna ayak uydurabiliriz... Türk halkı kendi içindeki uygulamaları yabancı kültürlerin inisyatifine bırakmak zorunda değildir, bu biline
  6. KeskinKalem sana bu bilgi dolu yazın için teşekkür ederim. Forumdaki diğer arkadaşlarımızın aslında canalıcı olan bu bilgilere daha fazla dikkat etmesini de isterim açıkçası... Bütün bunlar asırlık ermeni propagandasının güzel bir özeti aslında. Bu öyle bir propaganda ki ermenistandan değil Batı'dan yönetiliyor, Diaspora sayesinde... Kendi içine son derece kapalı, tam bir grup, azınlık psikolojisiyle hareket eden bir toplum bu diaspora, bulunduğu ülkelerin kaymak tabakası hariç dışla ilişkilerini azalttıkça hırçınlaşan bir topluluk. Öyleki, meşhur 24 mart protestolarında ufacık çocukları anneleri göstericilerin önüne iter ve "katil türk" diye bağırtırlar, tıpkı Kongo da gerillanın çocuklara zorla silah kullandırtıp adam öldürttüğü gibi, ermeni diasporası da kendi genç nesillerine ırkçılık ve düşmanlık aşılar. Büyük gala gecelerinin, belediye başkanlarının ve çok yüksek mevzilerdeki siyasetçilerin çağrıldığı resepsiyon davetlerinin yanında, ermeni diasporasını buluşturan önemli olaylardan biridir bu 24 Mart gösterileri, ırkçı sloganlara ve bayrak yakılmasına polisler hiçbir tepki göstermez, bu kontrolsüz gövde gösterileri, bizim her ne kadar haberimiz olmasa da bir türlü "intikam alınamayan" Türk'e karşı bir gözdağı gibidir. Fransa'da bayrağın yakılmasına engel olmaya çalışan bir Türk kökenlinin kalabalık tarafından 2003 yılında vahşice linç edilmesi bunun kanıtıdır. Olayın acı tarafı ise ermeni diasporasının bu zayıflığının yani ırkçılığının, yaşadığı ülke siyasetçileri tarafından kullanılmasıdır. Tıpkı Fransa'da olduğu gibi, aslında Türklerden sayıca üstün olmayan ermenilerin, gerek dini gerekse milliyetçi duyguları Fransız politikacıları tarafından bir oy aracı olarak kullanılıyor, bu durum, geçtiğimiz yıl öyle ileri gitti ki, Fransız politikacıları kendi öz vatandaşlarının görüşlerini bile gözardı ederek, şımartılmış ermeni diasporasının önüne bir hediye daha koydular, insan haklarını ve demokrasinin en temel ilkesi olan ifade özgürlüğünü hiçe sayarak hem milletlerine hem de insanlık değerlerine bütün Dünya'nın gözü önünde hakaret ettiler. Kazanacakları 500 bin oy uğruna kendi ülkelerinin bile en temel ilkelerini ******dılar...Tarihin incelenmesi için taraflı ermeni görüşleri dışındaki düşüncelere pranga vurdular. Ben bütün bunlara kendi milli kimliğime yapılmış bir hakaret olarak üzülüyorum, ve bunun yanında sırf 500 bin oy uğruna demokrasiyle dalga geçip, Enkizisyon Avrupasına dönüş yapan Fransa'dan insanlık namına utanıyorum!!!!!!!!!!!
  7. biz kim için üzülüp tartışıyoruz ki??? Daha ortalıkta bu ırkçıların tshirtlerini giyip de dolananlar varken kendi ülkemizde biz ne kadar üzülsek de haykırsak da boşa arkadaşlar... Evet onların şarkılarında türklere küfürler ediliyor, Atatürk'e bile dil uzatılıyor, biz ise burda öfkeden ve şaşkınlıktan ne diyeceğimizi şaşırıyoruz, ama bütün bu duyarlılığımız kime???? Systeme of a down sempatizanı, duyarsız birkaç "mal" için mi??? Ben git gide soğumaya başladım kendi içimizdeki bu kültürsüzlüğü gördükçe, o halde ben kızsam ne işe yarar ki, o faşistleri dinleyen ****** Soad ****** ****** şükür diyecek, bu insanlar bu kadar ******* ben haklılığımı haykırsam ne farkeder???
  8. Bağımsız karar veremeyen bir ülkedeyiz arkadaşlar, sırf AB'nin baskısı üzerine hukukumuzu delik deşik eden bir hükümet tarafından yönetiliyoruz, bir yandan nakşibendiler iç işleri bakanlığına kadar yükseliyor bir yandan da Fetullah Gülen'nun kanalı stv'de tanınmış birkaç imamın vcd'sinin reklamında onlara alenen "şeyh" deniyor. yurdu oluşturan iki ana etnik unsurda da ırkçılık yükseliyor partiler bu uzaklaşmadan oy hesapları çıkartıyorlar!!!!!!! Bizi birleştirmesi gereken uzlaştırması gerekenler tam tersine ülkedeki gerginliği artırıyorlar. O devlet temsilcileri göçlere ve yasadışı yerleşime seçim öncesi izin veriyorlar, sonra polisi üstlerine gönderip insanların evlerini yıktırtıyorlar, ve galiba her hükümetin aynı haltları yemesinden milletin ağzı yanmamışki bu insanlık pisliğine, ayıbına DUR demek yerine hala siyasetçiler arasından "dürüst" ve "gururlu" biri arıyor... nafile bütün bunların hepsi dostlar çünkü bu ülkeye seçim değil onun yerine çok ama çok köklü bir değişim lazım
  9. Kurutulmuş bir sol ve dallanıp budaklanmış bir sağa sahip bir ülkede demokrasiden üst düzey verim alınamaz, ülkemiz de de alınmıyor zaten, gerzek hükümetler ile kendi folklorümüzde yer alan tülbent türbana dönüşüp kendi toplumumuza çatışma unsuru oldu, kısaca ben bu sağdan yaka silkiyorum ve adam gibi bir sol görünceye kadar oy kullamayacağım.
  10. demek istediklerimi gerçekten anlayamamışsın, onun üstüne bana bir de bana "paranoya" lafı uydurmuşsun hakkaten bravo, sana sarfettiğim laf söz haddini aştı bile, anlayamadıysan daha fazla uğraşma
  11. O zaman bi zahmet Leyla Zana nın imza attığı sözde barış bildirgelerini arayıp bulun. Hepsinde ya 301 eleştiriliyor yada Türkiye 'nin kendi sınırları içerisinde yapması en doğal olan şeyler sorgulanıyor. Siz Avrupa'da hangi ülkenin aydınlarının o ülkenin doğal egemenlik haklarını sorguladığını gördünüz??? Veya onlada hiç alakanız yok, bakın Danimark'ya, Danimarka'nın önde gelen yazarları ve entellektüelleri, müslümanlara yapılmış karikatür hakaretini nasıl yorumladılar onu hatırlıyor musunuz?? Benim 301. maddeden kastım şudur bu yasa etrafında toplumu huzursuz edecek bütün oyunlar dönmekte, aşırı milliyetçi çıkışları düşünüp nedenini tartışması gereken insanlar, oturup milliyetçiliği daha da çok kaşıyorlar, hiç bir eksiklik hissetmiyor musunuz televizyon kanallarındaki tartışmalarda bütün doçent doktorlardı, düşünürlerdi, köşe yazarlarıydı, aydınıydı hepsi 301. madde üstünde duruyor, hepsinin ağzında tek bir söz: "milliyetçilik yükseliyor" evet doğru, yükselen milliyetçilik değil hatta derin bir toplumsal kin peki bütün bunları hortlatan gelişmeler niye göz önünde bulundurulmuyor? Sizce gerçek bir aydının böyle toplumsal konulara yaklaşımı şimdiki gibi tek taraflı mı olmalı yoksa olayları hem 301 hem de türk şovenizmini kaşıyan türk karşıtlığı açısından inceleyen bir yaklaşım mı olmalı?? Sorularınız üzerine açıklık getirmeye çalıştım, umarım dikkatime değmiştir
  12. Turkiye'de de haberlere çıktı bir kaç gun önce mutlaka duymuşsunuzdur o yakalanan PKK üyelerini Paris'te çevre ilçelerde yapılan operasyonlarda. 2 pkklının 200 bin avro aklamak istemesi uzerine polisin yuruttuğu soruşturma sonucunda Paris ve çevre illerde 13 pkklı yakalandı. Ve onların aklamak için daha çok miktarda paraya sahip oldukları bütün fransız polisi tarafından biliniyor. Türkiye'de haberlerde mozartın müzikleriyle bangır bangır "Fransa'dan teror orgutu PKKya darbe" diye verilen haberlerde bu soruşturma fazlasıyla büyütüldü. Bizim, hukuktan, insandan, mütevazilikten anlamayan medyamız acaba bu yasadışı örgüt mensuplarının serbest bırakılıp, olayın örtpas edilmesini de bu kadar yazacaklarmı duyuracaklar mı bakalım görelim... Fransa'da devrim vergisi adı altında toplanan Pkk haracının oradaki Kürt topluluğunun üstünde bir parasal baskı olduğu, orada yaşayan yurttaşımız tarafından bilinen bir gerçek. Ve yaklaşık 1 milyon gurbetçiye ev sahipliği yapan Fransa'da aşağı yukarı 100 bine aşkın kürt yurttaş olduğunu göz önünde bulundurursak, dile kolay onbinlerce insanın maruz kaldığı yasadışı sistematik haracı da göz önünde bulundurursak, sizce bütün bu hayvanlığa sahne olan Fransa'nın bir insan hakları ülkesi olduu idda edilebilir mi??? Peki ya bizde olur olmaz herşeyi küstahça insan hakları olarak nitelendirebilen medyalarımız, televizyon kuruluşlarımız, 301. maddeyle uğraşmayı çok seviyorlar, ne olduğu belli olmayan, Avrupa bağlantılı, adını duyurabilmek için ırkçı sözde aydın duyurularına imza atan, aydınlığa erişememiş misyonarizm aygıtlarımız hiç görmüyorlar mı Paris'in göbeğinde koskoca bir kürt diasporasının haraca kesildiğini???Paris'e Güneydoğu hakkında brifing vermek için giden bu şahıslar hiç merak etmiyorlar mı oralardaki binlerce kürt yurttaşımızı?? Madem ki pek seviyorlar kürtler hakkında konuşup onların sırtından ün edinmeyi gitsinler bir de kendileri görsünler oralardaki kürtlerin yaşamını, Champs elizede dolaşıp akşama kadar primatlar gibi kurabiye, pizza tüketmeyi herkez yapar,,, madem aydınlar birazda halka insinler????
  13. ender yılmazın bu yazısına ne diyebilirim ki... Ortaya sonralardan çıkmış, darbeden sonra hor görülüp dağıtılan Türk solunun halka bir türlü mal edemeden Batı'nın yardımyla duyurabildiği anlaşılamaz bir politikanın, düşüncenin ürünü... Ender Yılmaz aslında "fakirlik" veya "açlık" gibi halkımızın temel sorunlarını "sınıf mücadelesi" gibi bize yabancı ve beyaz milletlerden gelmiş bir terimi kullanmakla, hitap ettiği kesime ne kadar yanlış bir hitapta buluduğunu belli ediyor. Sınıf ne midir?? Ortada halk diye bişey olmadığı zaman, ırkçı veya maddi kıstaslarla bölünmüş insan topluluğuna verilen addır. Peki bizde öyle bir şey var mı??? Ender bey ne zaman görmüş bizde Fransa da olduğu gibi farklı etnik kökenlilerin toplandığı şehir dışında kurulan özel ghettoları?? Kendisi ne zaman görmüş şu veya şu etnik gruptan insanların farklı yerlere gitmek zorunda olduklarını ABD'deki siyah okulları, siyah barları gibi??? Ne zaman bizim yurdumuzda halk yönetiminde din-ırk ayrımı yapıldı??? Bizi yoksa daha yeni yeni milli takımlarına siyahi oyuncuları kabul eden Kuzey Amerika ülkeleriyle mi karıştırıyor????? Bakın bu ülkenin sorunu sınıf ayrımı falan değil, bırakın şu emperyalistlerden özenti kelimeleri, sanki İngiltere gibi aman aman bir endüstrializasyon yaşamışız gibi bide toplumsal ayrılıktan bahsediyoruz....Bu toplumun bu halkın sorunu bu devlet tarafından kanına kadar sömürülmesidir. Bizim insanımızın sorunu işe sabah 11 de gidip rüşvet, namusuzlukla parasını kazanıp, geceleri Sortieye Reinaya orasını burasını kıvırttırmaya giden açgözlü sömürgeci para, güç sahipleridir. Nedense insanları birleştirip eşitsizliklerin üstüne yürümesi gereken kişiler halkı böyle saçma sapan "sınıfsal ayrım", "faşizm-antifaşizm", "Atatürkçü-Maocu" gibi kendi düşüncelerine dayatılmış ayrımlarla insanları kendi aralarında bölmekteler. Size bir örnek vereyim Reina'nın duvarının yıkılmasında, duvarın dibinde evi olan bir gariban ailesi hayatını kaybetmişti. Evleri yan taraftaki bir yalının köşesine fıydırılıp atılmış ve o köşkün hizmetçiliğini yapan bir aileydi. Ansızın parasını pulunu ne kaçakçılıklarla, ne haksızlıklarla kazanmış olan bir umursamazın öylesine yaptığı bir duvar üstlerine çöktü, onlar da öldü gittiler... Peki ya arkasından ne oldu??? Orda koskoca bir aile, az buz değil çoluğuyla çocuğuyla koskoca bir aile yok oldu. İhmalle, "fazla para harcanmasın" diye konulan belediye kurallarına uyulmadan yapılan bu yapının açtığı sonuçların bedelinin ağır olması gerekirdi değil mi??? İçinde vicdanı olan herkes de kabul eder ki bunun sorumlusu adamın hapse atılması, hayatına damgasını vuracak bir ceza alması veya "Avrupa'ya yaranmaya çalışmayan" herhangi bir devletin hukukunun vereceği ağır bir ceza alması gerekirdi değil mi???? Peki ya ne oldu???? Hiç bir şey, yutdışına kaçan kulüp sahibine bir para cezası ve hiçbir şey olmamış gibi devam... Ölen öldüğüyle kaldı, vuran vurduğuyla... Hiç bir Allah'ın kulu çıkıp bu haksızlığa karşı çıktımı?? Hani bizim solumuz çok ilgiliydi halkın sorunlarıyla, garibana kol kanat gererdi???? Hani o meşhur "eşitsizlik-kapitalist" karşıtı anlayışınıza ne oldu??? Yoksa ölenlerin etnik kimliğinin illaki Kürt kökenli mi olması gerekiyordu??? Yoksa sizin kapitalist dediğiniz kişiler bu kulüp sahipleri, tekel sahipleri değil mi??? Alın işte daha ne?? size kapitalistin önde gideni adam yurtdışından bir ailenin hayatını parayla resmen örtpas ediyor, devlet de olur anam diyor daha ne duruyorsunuz???? Yoksa bu fakir fukara vatandaşların milleti galeyana getirip, anarşistlere sokaklarda terör estirmeleri için yeterince popüler bir kimlikleri yok muydu??? Yada herşey tamamdı da siz Avrupa'ya giriş konusuna kendinizi çok kaptırıp, beyaz efendilerin sizden istediği sansasyonel kitaplar(O. Pamuk) yamaya çok dalmıştınız???? Hangisi beyler hangisi??????? Ne zaman seçim barajlarını aşmayı düşünüyorsunuz??? Ne zaman hak hukuk mücadelesine başlayıp bunu tüm halka türk kürt demeksizin yaymaya çalışacaksınız?????
  14. Bak arkadaş, benim de birşeyler sormaya hakkım var Sence vakıflar yasasıyla bu ülkeyi satmaya çalışan türklerin herhangi bir hıristiyandan veyahut bir yahudiden farkı var mı?? Kendi militanlarını bile zorla kaçıran bir örgüte karşı kendini savunmak için Amerikan devletinden emir alan bu devletin ve hukumetin Amerikan maşası Kurdistndan farkı var mı??? Pkk öyle bir örgüt ki kendi soydaşını katletmiş yıllar boyu Irak'ta olan Halepçe katliamına mı tepki gösterecek??? Kürtlere gelince, yıllar boyu orada bırakılmış yardımına gidilmemiş, ortada sırtını dayayacağı bir devlet yokken aşiretlerden bile üstün bir örgüte mi sığınsın yoksa önlem almaktan aciz, rüşvetçi, yozlaşmış devlet otoritesine mi sığınsın??? Farzet ki bir doğu ilinde yaşıyorsun ve dolmuş şoforusun, insanlar PKK'yla sıkı ilişki içinde olan rekabetçinin arabasına binmeyi tercih ediyorlar can mal korkusundan, heryer örgütün muhbirleriyle kaynıyor ve sen de bir gün tehdite maruz kalacağını biliyorsun NE YAPARDINN???? NE Mİ YAPARDIN BUGUN DOĞU HALKININ YAPTIĞININ AYNISINI!! BİRBİRİMİZİ BAŞKASININ YERİNE KOYMAYI BİLELİM HERŞEY HOŞGÖRÜ ARKADAŞLAR!!!
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.