Forsa

Sayın xlark tades, haz alıyorlar tamam ama niye haz alıyorlar onu hiç merak ettinizmi?çünkü yaptıklarının ve çektiklerinin sonucunda cennete gideceklerini sanıyırlar.Allah sevgiside zaten aslında cennet sevgisidir.Cennete göndermeyen bir allahı kim severdi acaba?

Sayın katakuta, güzel bir konu açmışsınız kutlarım. ya varsa mantığı bana hep saçma gelmiştir fakat inananların çoğu bu mantıkla inanıyorlar kanımca. bence bu çok mantıksız birşey çünkü "ya varsa" yerine "ya yoksa" mantığı daha geçerli. "Ya yoksa" bütün bu namazlar, oruçlar, haca gitmeler, sıcaklarda türbanla pişmeler, dualar ve vaazlar hepsi boşa vakit kaybı değilmi? daha buna benzer kaybedilecek neler neler var. İnsan nerdeyse tüm hayatını feda ediyor "ya varsa mantığıyla". haksızmıyım sizce? saygılarımla

Arkadaşlar eğer allah denilen varlık gayb'ı tamamen biliyorsa, olacak herşey tamamen baştan belli demektir. Olayların baştan belli olmasını bizim bilmemiz şart değil. Sadece allah biliyorsa dahi o bile gelecekteki olayların tamamen bilindiğini gösterir. Böylecede herşey kadere girer bunda cüzi irade filan olmaz. Kısmi kader veya tamami kader filanda olmaz. Çünkü olayların TAMAMI biliniyorsa kaderde herkezin aslında anladığı gibi tastamam kaderdir. Buna göre kaza da kaderin içinde demektir. Ayrı olarak düşünülemez. Mademki kaza da allah tarafından daha önce bilinebiliyorsa oda kaderdir. Kaderin çeşidi filan olmaz. Bence bunun aksini ve çeşitlerini iddia etmek, başka alanlarda olduğu gibi yine zor sorulardan kaçış demektir. Bende hep aynı şeyi düşünürüm. Ahiret olayına asla inanmam ama olmuş olsaydı, cennete girecek olan yegane kişiler biz kafirler olurduk. Tek sorun bu kadar az sayıda kafir o kadar çok huriyle nasıl başa çıkabilir? bir tek orda takılıyorum.Saygılarımla

Sevgili Muki ve Nesli, her ikinizede acil şifalar dilerim. Ben bu hastalığı tam yaşamadım ama bir ara yaşayacak gibi oldum. Her iki elimde de serçe parmağım ve yanındaki parmağımda bazen uyuşmalar oluyordu. Ağrı filan hissetmediğim için vede uyuşmalar hafif olduğu için doktora gitmeyede acilen gerek görmemiştim. Bazen geceleri bile uyurken o parmaklarımın uyuştuğunu hissediyordum. Bir ara pc başındayken kendi elllerimin ağırlığının bilek altlarımı rahatsız ettiğini farkettim. Sonrada bu uyuşmalarımıda ona yordum. Ondan sonraki zamanlarımda da pc başında çok fazla kalmamaya özen gösterdim. Mouse ve klavyeyi kullanırkende bileklerimi çoğu zaman masayla temas ettirmemeye özen gösterdim. Şu anda bile bu yazıyı yazarken bileklerim yüksekte yazıyorum. Yazması biraz daha zor oluyor ama sağlık daha önemli. Gösterdiğim bu özen sonrasında elimdeki uyuşukluklar hakikattende kendiliğinden iyileşti. Tabiki ilerki aşamaya gelmeden önlem almış olmamında bunda büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Bu arada çok fazla pc kullanan bazı arkadaşlarımada danışmıştım ve onlarda benzer şikayetleri olduğunu söylemişti. Adının karpal tünel sendromu olduğunuda daha sonra internetten tesadüfen okumuştum. Yanlız, bu arada aldığım iki önlemden daha bahsetmek istiyorum. Birincisi keskin köşeli hatlı bir çalışma masam vardı ve masamın köşeleri bazen bileklerime denk geliyordu. Bu masamı değiştirdim ve yerine yuvarlak hatlı bir masa aldım. Artık bileklerim masa kenarlarına denk gelse bile hiç olmazsa keskin köşelerden etkilenmemiş oluyor. Bir diğer önlemim ise avucumu tam açıp kapatma egzersizleri oldu. Tabiki bunların en doğrusunu doktorlar bilir ama ben yinede yaşadıklarımı bir anlatmak istedim. Şu anda hiçbir şikayetim kalmadı. Her ikinizede tekrar acil şifalar dilerim. Saygılarımla

Sevgili BrainSlapper, zaten ben bu işi anlamadım gitti. Neden kimse kuranda ne yazıyorsa onu aynen yazdığı şekilde anlamazda illaki mecazi anlamlara yada zorunlu yorumlara büründürür? Kuranda zaten yorum yapmaya gerek olan ayet yok denecek kadar az. Kuranın kendisi bile kuran için okunması ve anlaması basit bir kitap olarak söz ediyor. Niye illaki kuranı anlamak için alim olacakmışız yahu? Zaten hangi kitabın ayrıca birde yorumlayıcısı olması makulki bir din kitabınınki makul olsun. Düşününki birisi bir kitap yazmış ama okuyanlar onu anlayamazmış onları o kitabın alimleri anlarmış. Ne demekmiş yorum yahu? Ne yazıyorsa odur işte. Öldürün diyorsa bunun manası öldüründür. Saldırın diyorsa saldırındır. Yok efendim orda o yazıyormuş ama aslında şunu demek istiyormuş. Yok efendim kuranı iyi anlamak için bilmemne ilminide iyi bilmek lazımmış. Bilmemneyide ayrıca okumak lazımmış. Ne kitapmış bu yahu? Allah denilen varlık insanlar okusunda anlasınlar diyemi göndermiş yoksa sadece alimler ve kendi anlasın diyemi göndermiş bu kitabı? Aslında bana kalırsa kuranı kimse ciddiye bile almıyor. Herkez kafasına göre ve işine geldiği şekilde kendi dinini kurmuş, kuranıda ona uydurmaya çalışıyor. Kimin inancına, kimin mezhebine, kimin tarikatına bakarsan bak, hiçbirisi kuranla tam olarak uyuşmuyor. Yani esas kişinin kendi için kafasında kurduğu din şekli. İkinci planda ise mezhep veya tarikat. Kuran ise ancak üçüncü planda ciddiye alınıyor. Böyle birşey nasıl olur hayret yani doğrusu. Saygılarımla

Sayın muki, karpal tünel sendromunu sanırım uzun zaman bilgisayar kullanmakda olumsuz yönde etkiliyor. Bunu birkaç kişiden duymuştum. mouse ve klavye kullanırken bileklerimize masamızın yaptığı basınç azmış gibi gözüküyor fakat bileklerimizin damarlarının bulunduğu bölge normalde insanların basınç görmediği bir bölge olduğu için o kadarcık basınca bile ters reaksiyon gösteriyor. Oradaki damarlar kaslar ve tüneller az bir basınçtan bile kötü etkileniyor. Bilgisayar kullanırken, dikkat ederseniz bileklerimiz sürekli masa ile temas halinde. Size sormak istiyorum siz bu hastalığı geçirmiş biri olarak buna ihtimal veriyormusunuz? Bilgisayar şüphenizi çektimi? Çok teşekkürler.

Aman kimse gerçek islamı filan anlatmaya kalkmasın. Makyajlanmış ve ********* saklanmış bir islam olduğu halde bu kadarı oluyorsa; acaba gerçek islamı anlatsalar neler olurdu? Dualar, ezanlar, hatimler iyikide arapça okunuyorda kimse anlamıyor. Türkçe okunsaydı vay halimize. Düşünün bir kere hocanının biri çıkmış dua ediyor ve ettiği laflar şöyle şeyler: - Biz bilmemkimleri cehennemde derilerini değiştire değiştire yakacağız. - Size birisi ne kötülük yaparsa sizde ona aynısını yapın. - Ebu lehebin elleri kurusun. - Yahudileri ve hristiyanları dost edinmeyin, onları nerde görürseniz öldürün. - Kadınlar lafınızı dinlemezse onları dövün. Aman iyikide bu dualar türkçe okunmuyorda kimse anlayıp uygulamaya pek fazla geçemiyor.

Olayı zamandan soyutlamaya bir bakarmısınız? Bakın bakalım zamandan soyutlanmışmı soyutlanmamışmı? Aşağıdaki iletiye dikkat edin; kaç tane zamanla ilgili vurgu var? Sonrada allah katında zaman olmaz deyip zamanı ortadan kaldırmaya uğraşılıyor. Hani zaman yoktu? hani allah katında öncesi ve sonrası yoktu? Bir kere herkezin bilmesi gerekirki; zaman kavramı olmadan cennet ve cehennemde olamaz. Çünkü ceza ve ödül sisteminin gerçekleşebilmesi için ZAMAN ŞARTTIR. Zira; ödül ve ceza sisteminde işin öncesi ve sonrası olmalıdır. Çünkü önce imtihan yapılacak sonrada imtihana göre ceza veya ödül verilecek. bir işin öncesi ve sonrası varsa; ortada zaman kavramıda var demektir. İmtihan ve ceza zamansız yapılamayacağına göre; zaman kavramının olması zaten mecburidir. Aksi halde imtihan, ceza ve ödül olamaz. Olması için zamanlama şartır. Ayrıca bu zaman kavramı hem allah hemde kul için geçerli olmak zorundadır. Çünkü nasılki kul imtihan edilense allahda imtihan eden olarak işin içindedir. Allah önce imtihan etmek sonrada ceza-ödül yoluna gitmek zorundadır. Yani onun içinde işin öncesi ve sonrası olmak zorundadır. Bir işin içinde önce ve sonra kelimeleri geçiyorsa zaman denen şey var demektir. Zaman kavramını ortadan kaldırmak veya allah katında zaman olmaz demek, sorulardan kaçmak olduğu gibi aynı zamanda insanın kendi kendisinden de kaçmasıdır. Saygılarımla

Konu "Kutsala saygı problemi" olduğuna göre bende tam bu konuda birşeyler söylemek isterim. Bildiğiniz gibi herkezin dini kendine kutsal başkalarına göreyse o din kutsal değil. Dünyada birçok din olduğunu göz önünde bulundurduğunuz takdirde birçok ayrı kutsal inanış olması gerekir. Bütün bunlar belki bir derece kabul edilebilir fakat burdan bir başka durum ortaya çıkıyorki; oda şudur. Kutsal kutsalı yalanlıyor. Zira bir din öbürüne "bu din doğrudur, öbürü ise yalandır" dediği takdirde onu yalanlamış olur. Milyarlarca insan tarafından yalanlanan birşeyin de kutsalllığı nerede kalıyor? onada şaşırmamak elde değil. Mesela islam dinini dünyadaki bütün diğer dinler yalanlıyor. Yani buna göre dünyada en az 4 milyar insan islamın sahte bir din olduğunu düşünüyor. Buda gösteriyorki dinler sadece o dine inananlar için kutsal. İnsanların çoğunluna bakacak olursanızda dinlerin hiçbiri kutsal filan değil.Saygılarımla

Yarım saat olayını nerden çıkardığımı gayet açık bir şekilde bir üst iletimde özellikle yazdım sayın boşig, anlamamış gibi yapmayın lütfen.Ayrıca konudan çıksak gerçektende iyi olacak zaten anlaşabilmemiz mümkün değil.Bu topicteki size son iletimdir. saygılarımla

Sayın ipek, yukardaki iletinizde "Kuranda" dediniz; şimdide iyilik kötülük manasında söyledim diyorsunuz. Lütfen biraz ciddi olun ve forumu gereksiz meşgul etmeyin. Olur olmaz cevap yetiştirmek marifet değildir. Cevap yetiştirmek yerine birazda birşeyler okuyup anlamaya çalışın lütfen. Sizin daha okuma ihtiyacınız tamamlanmamış. (Okuma ihtiyacı hiçbirzaman bitmez) okumayı bitirmeden yazmaya geçmeniz mantıksızdır.

Sevgili ipek, siz kurandan değilde hristiyanlıktan esinlendiniz galiba. Bahsettiğiniz şey islamda değil hristiyanlıkta geçer. Siz şu bahsettiğiniz kuran ayetini bize bir bildirirmisiniz lütfen?

Bunları daha önce okudum sayın boşig, ancak daha öncede söylediğim gibi bu yukardaki söylediklerinizin oluşması nikah tamamlandı manasına gelmiyor. dolayısıylada bu yukardaki yazdıklarınızdan hemen sonra kurulan cinsel ilişki islama göre ZINAdır. Çünkü nikah tamamlanmadan kurulan cinsel ilişki ZINA'dır. şimdi yukarıda söylediklerinizi madde madde inceleyelim bakalım: — Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden razı… ok, olabilir. ama nikah tamamlanmadı. — Ana ve Babaların, ailelerin olurları alınmış… ok, olabilir. ama nikah tamamlanmadı. — Bulundukları toplum haberdar edilmiş, yani “Nişan” akdedilmiş… ok, nişan var ama henüz nikah yok. — Evlilik muhakkak… yani evliliğin olacağı muhakkak diyorsunuz ama değil. bu aşamada bile nikahların bozulduğu defalarca görülmüştür.Lütfen buna cevap yazmayın, bu maddeyi geçelim. ok, evliliğin olacağını muhakkakmış gibi görelim. — Tüm hazırlıklar yapılmış… ok, ne güzel evliliğe doğru gidiyoruz, allah bozmasın. — Çeyiz dürülüp eve gönderilmiş… Ooo, ne güzel buda tamamlanmış. Allah mesud etsin. — Nikâh şekerlerinin tane hesabı yapılmaya başlanmış… Üüff, üf acaip, nikah neredeyse tamamlanacak. bunada ok. — Nikâh memuru masada bekliyor, ya da imam vs işte… Buda güzel, nikah memuru yada imam masada bekliyor. demekki nikahın tamamlanmasına en fazla yarım saat kalmış.Aksi halde, nikah tamamlanmış olsa; nikah memuru yada imam gitmiş olurdu. Peki ya sonrası? yarım saat kalmasına rağmen nikah hala tamamlanmadı. Ve sizde sonrası için birşey yazmamışsınız ama üst iletilerinizde cinsel birleşme nikahı tamamlamaktır dediğinize göre bu durumda sadece cinsel birleşme eksik kalıyor herhalde. Ben nikahtan önce islamda cinsel birleşme ZINA'dır dediğim zaman yarım saat öncesini düşüneceğinizi hiç tahmin etmemiştim sayın boşig. Meğerse siz nikahtan önce cinsel ilişki olşur derken yarım saat öncesinden bahsediyormuşsunuz. Birde diyorsunuzki, cinsel birleşme sizin yaşınıza kadar kadar ruhsal bunalım yaratmaz. Nikahın kıyılmasını yarım saat bile bekleyemeyecek kadar bunalmak sizce ruhsal bunalım değilmidir? 5-10 sene bekleyen bir insan yarım saat bile daha fazla bekleyemezmi? Yarım saati nerden çıkarıyorsunuz diyebilirsiniz; Buysun burdan çıkarıyorum: — Nikâh memuru masada bekliyor, ya da imam vs işte… Hiçbir imam veya nikah memuru masada yarım saatten fazla beklemez. İşe bakın!! nikah memuru yada imam masada bekleyecek fakat "Gelin ve Damat" ortada yok. Neredeler derseniz; sizin mantığınızla "nikahı tamamlamak için" cinsel birleşmeye gitmişler. Kan ter içinde geri dönecekler ve imama ne diyecekler? "Biz nikah tamamlamaya gittik ve onun için geciktik"mi diyecekler? İmam yada nikah memuru demezmiki onlara; "mademki nikahı siz kendiniz tamamladınız öyleyse bizle bir işiniz kalmamış hadi evvallah". demezlermi? "Mademki nikahı siz kendiniz tamamlıyorsunuz, bizi niye çağırdınız" demezlermi? Dikkat edin; nikah iki kere tamamlanmaz; siz tamamlıyorsanız, imam yada nikah memuru bir kere daha tamamlanmış bir şeyi tamamlamaz. Ama sizin bütün bunca iletilerinizde yazdıklarınız, bunca emeğiniz sadece yarım saat için idiyse, yarım saatten birşey olmaz herhalde (Aslında o bile ZINA'dır ama neyse) siz bildiğiniz gibi yapın. Yarım saat bile bekleyemeyecek vaziyetteyseniz, artık benim bu topicte sizinle tartışmayı bitirme zamanım geldi demektir. saygılarımla

Sevgili ipek, kusura bakmayın ben size bu konuda cevap yazamıcam. ben size ne soruyorum? siz ısrarla ne cevap veriyorsunuz. Size allaha inanıyormusun diye soran oldumu? peygambere inanıyormusun diye soran oldumu? Ne zamana kadar buna inanacaksınız diye soran oldumu? Niye bunlar sorulmadığı halde bunlara cevap yazıyorsunuz? soru gayet basit ve net. Zorla bulanıklaştırmanın alemi yok. Siz ya soruya cevap vermek istemiyorsunuz yada konuyu anlamak istemiyorsunuz. Lütfen üst iletileri defalarca okuyun belki soruyu o zaman anlayabilirsiniz. Cevap vermek istemiyorsanızda "ileti yazmak mecburiyetinde değilsiniz". Saygılarımla

Öyleyse soruyu şöyle sorayım: Kuranda ahiret konusu geçmeseydi. Yani cennet ve cehennem olmasaydı. Kuranın allahın kitabı olduğuna iananırmıydınız?

Sevgili ipek, ne demek başka dinin kitabı var, müslümanında allahı kuranı var? Başka dininde hem kitabı hemde allahı var. sadece kitabı olupda allahı olmayan bir din varmı? varsa bilelim. Siz allaha inandığınızı farzedin. Kuranda ahiret olmasaydı? Kuranın gerçek bir allah kelamı olduğuna inanırmıydınız? konu sadece bu. saygılarımla

Sevgili Evrensel, insanın tüylerini diken diken edecek bir makale bu. 4.üncü defadır okuyorum ama okumakla doyamıyorum.makalenize karşı çıkanlara ve içinde çelişki olduğunu sananlarada bir o kadar güzel cevaplar vermişsiniz bütün bu emekleriniz için size DOĞA adına teşekkür ederim. Yazınıza 5 yıldız vermemek elde değil . :clover: :clover: Yeni iletilerinizi görememek benim için bir hüzün kaynağı. Lütfen devam edin.Saygı ve sevgilerimle

Sevgili BrainSlapper, sevgili ipek'e verilecek en güzel cevabı vermişsiniz teşekkür ederim.

Bu ne pehriz? Bu ne lahana turşusu? Öyleyse bir soruda size sormak lazım; siz dünyaya gelirken ben şu dinden olacağım diye bir istekte bulundunuzmu?

Kuran köleliği kesin bir şekilde yasaklar şeklinde bir topic açmak için kuranın köleliği "kesinlikle yasakladığı" bir ayet getirip sunmak gerekirdi. Kuranda köle serbest bırakmak ise benim bildiğim tüm ayetlerde fidye karşılığıdır (Fidyecilik) veya suç işleyenlere ceza olsun diye verilmiştir. Üstelik kuran köleliği yasaklamıştır demek, kurandaki içinde köle ve cariye kelimesi geçen bütün ayetlerin rafa kaldırılması demektir. Buda kuranı tarhip etmektir ve cezası çok büyüktür.

Çok teşekkür ederim sevgili BrainSlapper, bende sizin iletilerinizi büyük bir keyifle takip ediyor ve çok faydalanıyorum. Hoşbulduk değerli dostum

Kurandaki allaha bakarmısınız!! bazı ayetleri muhkem(Yoruma gerek olmayan) bazılarınıda müteşabih(Yorumlanması gereken) olarak göndermiş. Aşağıdaki ayette ise müteşabih ayetlerinde kendisinden başkasının yorumlayamayacağını söylemiş.Peki bu allah kuranı kim okusunda anlasın diye göndermiş acaba? Müteşabih ayetlerin yorumunu kendisinden başkası yapamayacağına göre kendisi okusun diyemi kuranı meydana getirmiş? Ayrıca dikkat edilecek bir başka nokta ise; hangi ayetlerin muhkem hangilerinin müteşabih olduğunuda söylemeyi unutmuş olmasıdır.Onuda siz bulun deyip işi iyice zorlaştırmakmı istedi acaba? Bakın burda da ne demiş? Hac(*) /16: Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler halinde indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola iletir. Yani ayetlerin hepsi apaçıkmış gibi bahsetmiş, bazılarının müteşabih olduğundan ve yorumunun sadece allah tarafından yapılabileceğinden hiç. bahsetmemiş. Bakın burda yine ne demiş?: Zuhruf Sûresi/ 2,3: Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık. Yani sadece kendisinin tam olarak anlayabileceği (Müteşabih) ayetlerden yine bahsetmemiş. Devam: Hadîd(*) Sûresi/ 9: O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. [/color] Gördüğünüz gibi yine herkezin anlayabileceği ayetlerden bahsederken, müteşabih ve sadece kendisinin tam olarak anlayabileceği ayetlerden yine bahsetmemiş. Bir tane daha: Mücâdele(*) Sûresi/ 5: Allah’a ve Resülüne düşmanlık edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Oysa biz apaçık âyetler indirdik. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır. Bir tane daha: Talâk(*) Sûresi/ 11: İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir. Yukardaki ayete göre peygamber allahın apaçık ayetlerini okumuş. Sadece allahın anlayabileceği ayetleride okudumu acaba ? Devam: Zuhruf Sûresinin 2,3 . Ayetinde Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık. Yine ne demiş? iyice anlaşılsın diye apaçık ve arapça Kuran yaptık. Gelde çık şimdi işin içinden. Kuranı anlamak zormudur kolaymıdır? Allah bir taraftan bir kısmını benden başkası anlamaz diyor ve onların hangi ayetler olduğunuda söylemiyor. Öbür taraftanda herkez anlasın diye apaçık gönderdik ve kolaylaştırdık diyor.Bakın: Kamer Sûresi/ 32: Andolsun, biz Kur’anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? Evet kurana ve size göre inananlar akıllı inanmayanlar akılsız. Biz inanmayanlar böyle bir topic açıp inananlara akılsız desek neler yapardınız acaba? Onuda boşverinde hadi siz akıllı biz akılsız olalım. Peki kurandaki allah niye bizede sizin kadar akıl vermedi acaba? Bizim cennete girmemize engel olmak istiyor herhalde. Zaten bazı ayetlerinde de bunu açıkça söylüyor. İstediğini cennete istediğini cehenneme yollayacağını ve bunun kurtuluşu olmayacağından bahsediyor. Ve siz akıllılarda buna inanıyorsunuz.

Sevgili Tarafsız, sizde bu soruyu neden sorduğumu ve ne manaya geleceğini anladığınız için benden de zeki sayılırsınız. Fakat gördüğünüz gibi sayın kralx tades zokayı yutmamış nede olsa forumun eski kurtlarından kendisi, sorunun nereye gideceğini daha önceki tecrübelerinden dolayı anlamış ve cevap vermek yerine cevap veremicem demiş.saygı ve sevgilerimle