Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EMPATİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    213
  • Katılım

  • Son Ziyaret

EMPATİ tarafından postalanan herşey

  1. tanıdığıma sevindim :D

  2. kaçamak yapanısın
  3. düşünmem lazım..
  4. Valla bende devlete bakacakmışım bide yeni mesleğiniz hayırlı uğurlu olsun diyoo.. Nutuk çalışmalarına başlamak gerek
  5. Evet forum gerçekten hoş ve güzel.. illaki heryerin bir kuralı olduğu gibi bu forumunda bir kuralı var.. Hata yaptığımızda bir uyarı geliyor ve bu özel mesajlarla bizlere iletiliyor.. Lakin ben bu kuralları anlayana kadar bi üyeliğim gitti o başka mesele (Ofluluğuma verin) Kısaca burada hakarete, kötü söze, kişilerle uğraşmaya, değerleri aşağılamaya taviz ve izin yok.. İşte bu kurallar gereği bu forumda fikir alışverişinden tutun günlük alışverişe kadar ne ararsanız var DİKKAT CİDDİ UYARI: BAĞIMLILIK YAPAR Saygılar...
  6. geriye bi pembe panjurlu ev kaldı zaten
  7. EMPATİ

    azeri dili

    Tabiki dalga geçmek değil sempatiklik ön planda hatta bizim küçük azeri ilimiz bilem var neresi mi tabiki Bayburt Tıpkısının aynısı Bizim bi abi var Bayburtlu espri yaparak "dedem daha önceden azerbeycana gitmiş" diyor ..
  8. fena düşmüş hemde
  9. benimde içim acıdı gelecek nesile ne bırakacağız
  10. Siz hiç bedava olan bir seyahatte otobüs bileti alan birini gördünüz mü? Cevap yazmak istemeyişinizi bu olaya inanmamak değil kabullenemeyişinize bağlıyorum...size hayırlı günler diliyorum.. saygılar..
  11. +1 Başörtüsü tabiki İslamın sembolüdür.. Aksini söyleyen kim.. Bunu Hasan Karakaya da söylese bir başkası da söylese değişmez aslan34 kardeş maksatları bağcıııı
  12. Sizi anlamak zor gazete okunmak için okunmaz anlamak için okunur sanırım siz alıntıladığım yazıyı okumak gibi bir zahmetin içinde bulunmadınız Okuduysanız da anlamak için değil okumak için okudunuz zira yazınız bunu gösteriyor Alıntıladığım yazı ile ilk tobicin açıldığı yazının arasında bakarsanız 25/26 gün gibi büyük bir zaman diliminin olduğunu göreceksiniz Bu zaman dilimi içerisinde bu konu hala gündemde Hala belge istiyorsunuz isterseniz otobüs biletlerinin fotokopisinide göndereyim... Komik olmayın lüfen.. Tarzımızı beğenip beğenmemek sizin takdiriniz..Lakin ortada bir gerçekten bahsediyoruz sizin gibi kurgu üretmiyoruz... Hala değişmemişsiniz.. (Hz. İsa (a.s.)'a bir gün birisi başkalarının yanında kötü sözler sarfetmiş Hz.İsa(a.s.) cevap vermemiş.. Adam gittikten sonra yanındakiler sormuş "Neden cevap vermediniz" diye... Hz.İsa(a.s.) "Herkes yanında ne varsa onu takdim eder onda olan bende yoktu!.." diye cevap vermiş.. Saygılar...
  13. Yazınız saygıdan uzak.. ------------------- Bu yazıyı ibretle okuyun... CHP'nin "organize işlerine" ne oldu Eğretiydi zaten... Taşıma suyuyla değirmen dönmez... Alışmadık mabatta pantolon durmaz.. "Mazeretim var CHP'liyim ben" başlıklı yazımızda demişiz ki... "Malum CHP son zamanlarda grup toplantılarına başörtülü hanımları getirir oldu. (Milli Görüş organizasyonlarında olduğu gibi) grup toplantısında salonu dolduranların yüzde 80'inin başörtülü olması, özel gayrete işaret ediyor!.." İşimiz bu; Araştırınca, bulduk bunların "organize işler" olduğunu... Meğer... CHP yönetimi, il ve ilçe başkanlıklarından grup toplantı salonuna, mümkün olduğunca çok başörtülü kadın getirmeleri istemiş... "Beleş" Ankara seyahati ile kumanyaya tav olan gariban kadınları doldurmuşlar otobüslere, dooğru Meclis'e... Bu işten herkesin menfaati var aslında. CHP'nin ki tam anlamıyla "win win" politikası!.. Kadıncağızlar, bedavadan seyahat etmiş olacaklar... Bu arada yıllardır göremedikleri akrabaları ile kısa süreliğine de olsa görüşme imkanı bulacaklar... CHP'nin istifadesine gelince... O da.. Grup toplantı salonuna hakim olan bu görüntü sayesinde, "örtü düşmanı" olmadığını ıspatlamış olacak!.. Evet.. Hesap böyle... Lakin... Vakit bu; ona rağmen hesap olur mu? Bir çaktık sürmanşetten (15 Aralık 2006) Hemen ardından... Bir daha çektik CHP'nin "örtü istismarına" Bitti mesele!.. Biz böyle yapınca... Uygulama, "istismar boyutuyla" taşındı gündeme CHP'nin "kamusal alanda" temsiline karşı çıktığı başörtüsünü, orobüslerle, dolmuşlarla Meclis'e taşıması... İstismar mı değil mi?.. Bu tartışıldı, bir süre... Ve sonra... Bütçe görüşmeleri esnasında Başbakan, "Grup toplantı salonuna getirdiğiniz başörtülü hanımefendilerix-ray cihazından mı geçiriyorsunuz yoksa" dedi. Baykal oturduğu yerden "Ne alâkası var" karşılığını verdi... Erdoğan "var vaaar" dedi... Öteki "hiç alakası yok, hiç alakası yok" Falan filan... Malum, dünde grup toplantıları vardı. AK Parti ve Anavatan'dan sonra, CHP'nin toplantısına da bir göz atayım dedim. Hani... Yine bu türden bir "organizasyon" yapmışlarsa... "istismara devam" diyeceğiz... Ufak çaplı bir mevzu yani... Ya da, fikri takip meselesi!.. Girdim ki salona... Ne göreyim; Bir tane bile örtülü yok, içlerinde!.. Bu kez getirmemişler... Başörtülü hanımları, otobüslere, dolmuşlara bindirmemişler!.. Şaşırdım haliyle... Ve sordum kendime: "Organize işler, bu kadar çabuk mu nihayete erer?" Neyse... Şairin dediği gibi: "Çıktım bugün güzellerin gözlerinde seyahate... Bu yolculuk nasıl erecekti nihayete?.." Yazık ki... CHP'liler arasında... Güzel de yoktu, örtülü de... Evet, evet Ya, bu hafta örtülü hanımları bedava seyahat ve kumanya vaadiyle Meclis'e taşımayı unuttular... Ya da... Vakit'in "istismar oyununa" dikkat çekmesi üzerine... Vazgeçtiler butür saçma sapan işlerden!.. Hangisinin doğru olduğunu tahmine çalışmaktansa... CHP'nin ağır toplarına soralım dedik... Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Selvi MYK üyeleri Zekeriya Akıncı'ya... "Bu ne iş, arkadaşlar... İki üç hafta boyunca, grup toplantı salonunda ki hanımların yüzde (0'iörtülüydü... Bu hafta ise, örtülüyü mumla ara!.." Biz böyle hafiften dokundurarak sorunca... Anında, ninelerinden, ana ve bacılarından bahsetmeye başladılar... Bildik hikaye; "başörtüsüne değil de türbana karşı olduklarını" filan söylediler... Tamam da konumuz o değil ki!.. "CHP, Başörtüsünü istismar etti mi etmedi mi?.." -Hayır etmedi. -Tamam da... Bu ne?.. -Bu mu?.. -Hı hı... -Rastlantı!.. -Rastlantı mı?.. -Hı, hı!.. VAKİT/ Serdar ARSEVEN/10 Ocak 2007 Bu yazı umarım attığınız iftiralardan ve söylediğiniz sözlerden dolayı biraz olsun yüzünüzü kızartmıştır... Saygılar..
  14. Beni ciddiye almamanız beni müteesir etmez..Lakin söylemiş olduğunuz kelime fikir babından ne durumda olduğunuzu gösterir.. Yazınıza gelince 1- Atılanın çamur olduğunu ıspatlayın 2- Ispatladığınız taktirde bunu benim yaptığımı ıspatlayın 3- Benim anladığım dilden siz anlıyor musunuz ki iftira attığıma dair bana iftira ediyorsunuz 4- İftiradan Allah(C.C.)'a sığınırız.. saygılar..
  15. bana cumhuriyet gazetesini (adı gazete kendi deil) savunma ne olduğunu biliyoruz pkk mit yazısını bir daha oku özellikle kırmızı işaretli olanları önyargını hafifletir [/b]
  16. cumhuriyet gibi mi ? (gazete demeye dilim varmıyor)
  17. hayat hayırlı ve açık olsun arkadaşım... hayat yolumuz aydınlık olsun...

  18. empatiii buyur hocam dışarı çıık hocam bi empati yapsaydınız !!?? o zaman oylama yapalım dışarııı
  19. yüreğine sağlık yüreğinde olmasa buraya yazmazdın...
  20. tabiki onlar da insan hiçbir insan rencide edilmez Yaratılanı sev Yaradandan ötürü derler ama diyaloglar komikti
  21. dürüst bir bayan daha cevap verin
  22. valla sanal olmaz arkadaşlar birbir daha heyecanlı Kayınvalide bitarafta kızı görmen bi tarafta bide kayınpederi (sonra) görüyorsun adrenalini yüksek bi durum kalbi olana tavsiye etmiyorum e kalpsizde evlenilmiyor ki ..
  23. Bunu daha önce bir yerden okumuştum ama çok güzel ve manalı teşekkürler..
  24. Bir bu eksikti Dün de yazmıştım. Bayramın son günü, aşağıdaki haber internette habervakti.com’da yayınlandı “Bu habere dikkat” başlığı ile. “Devletin, PKK içindeki en kilit istihbaratçısı olarak bilinen 'Ağrılı Pilot' lakaplı Necati Kaya'nın yıllar önce öldüğü ve gömüldüğü, mezarının da Ankara'da bulunduğu iddia edildi! Derin devletin örgütü olarak iddia edilen PKK'nın, devletle örgüt arasındaki köprüsü konumunda olduğu yönünde yorumların yapıldığı ve PKK'nın ilk 3 önemli şahsından biri olarak bilinen, ismi bu gizemle anılan Pilot Necati'nin mezarının bulunduğu iddia edildi! Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a İmralı'daki mahkemesinde de sorulan Pilot Necati'nin mezarı bulundu. Pilotun mezarı Ankara'da ortaya çıktı. Örgütün kuruluş döneminde içerdeki istihbaratçı olarak bilinen ve Öcalan'ın duruşmada "1982 yılında kullandığı zirai ilaçlama uçağının düştüğünü ve öldüğünü duydum" dediği Ağrılı Pilot Necati Kaya'nın gerçekten o tarihte öldüğü ve mezarının Ankara'da olduğu anlaşıldı. Terör örgütünün kurulduğu yıllarda ortaya çıkan ve Abdullah Öcalan'ın her konuşmasında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile bağlantılı olduğu iddiasını gündeme getirdiği Pilot Necati'nin sırrı çözüldü. PKK içinde kuruluş aşamasında Apo ve Kesire Yıldırım'dan sonra en güçlü isim olarak 80'li yılların başında dile getirilen daha sonra sır olan Pilot Necati'nin sadece Ağrılı olduğu biliniyordu. Bir dönem güvenlik kuvvetlerince ölü olarak ele geçirilen THKP-C lideri Mahir Çayan'ın yakın arkadaşı olarak anılan Yüzbaşı İlyas Aydın'ın da; aslında Pilot Necati olduğu iddia edilmişti. Uğradığı bombalı saldırı öncesi gazeteci - yazar Uğur Mumcu'nun da bu konuyu araştırdığı iddia edilmişti. Mezarlıkta bulunan 6 Necati Kaya'dan biri olan Pilot Necati'nin 1956 doğumlu Ferzende oğlu olduğu ve 9 Eylül 1982 yılında öldüğü anlaşılıyor. Bir dönem devletin, terör örgütü içindeki en kilit ismi olduğu iddia edilen Ağrılı Pilot Necati Kaya'nın mezarının ise, oğlu İlker Kaya tarafından yaptırıldığı mezar taşında not olarak bulunuyor.” Şimdi dünkü yazıya tekrar bir göz atın.. Alın size Avni Özgürel’in anlattıkları ile ilgili olarak Rucan Keleş’in yazdıkları! Ne diyor Özgürel, Radikal gazetesinde, Neşe Düzel’e, “bu çatışmayı bitireni bitirirler.” İşte iş bu kadar açık, basit ve net! Sahi Abdullah Öcalan ile Avni Özgürel nereden tanışıyorlardı? Rucan Keleş 17.11.2006’da yazmış. Özet olarak aktarıyorum: “Bu soruda ne var demeyin. Son dönemlerde Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde düşüncelerini, görüşlerini tavsiye ettiği bu kişi kim? Abdullah Öcalan’ın yaptığı beyanatlarda Avni Özgürel’i çok iyi tanıyacak kadar, "hatta Avni Özgürel’in babasının asker kökenli oldugunu değerli düşüncelerinin olduğunu" vurgulamasında, ne vardır demeyin. (...) çünkü M. Kemal’in görüşlerini de önermişti. (...) Ancak Avni Özgürel, Abdullah Öcalan’ı başka tanıyordu ve tanıtıyordu. "1966 - 67’de MİT'e ait bir kuruluşta çalıştığını, gördüğünü" söylemişti. Bunu defalarca yazdı çizdi, hatta kameralar karşısında televizyonlarda da söyledi. (...) Yine başa dönüyorum ve sorumu tekrar soruyorum. Sahi Avni Özgürel, Abdullah Öcalan’ı nereden tanıyordu? Evet, Avni Özgürel’in kendisinden dinleyelim: Radikal gazetesinin yazarı Neşe Düzel, Avni Özgürel’le Apo’nun MİT ilişkileri üzerine ve nerde tanıştığına dair röportaj yapmıştı. Tarih 27.10.03, tarihli röportajı internette (...) Gerçekten Avni Özgürel söyleşisinde ne demişti, Abdullah’ı nasıl bilirdin? "1966–67 yıllarında Ankara’da İzmir caddesinde MİT'e ait bir yerde anti komünist yayınlar ve bildiriler alırdık, kara yağız genç bir delikanlı, hep orda bulunuyordu, oraya her gittiğimde onu orada görüyordum. Daha sonraları Apo’yu sık sık medyada görünce acaba bu o mu diye kendime sorardım. Tabii insan yaşlanınca görüntü de değişiyor. Ancak 1993’de Apo, basını Bekaa’ya çağırınca, Panorama dergisinin genel yayın yönetmeni olarak ben de oraya gittim. Daha sonra haftalık dergi olan Panorama adına özel bir söyleşide bulundum. Kendisine Ankara’da İzmir caddesindeki fikir ajansı diye bir yerde “sanki görmüşüm, yanlış hatırlıyor olabilirim“ diye sordum, Öcalan da “Yoo doğru hatırlıyorsun. Ama ben bunları bir müddet sonra açıklayacağım" dedi. Avni Özgürel kendi yoldaşını iyi hatırlamıştı, tabii Abdullah da. Avni Özgürel İzmir caddesindeki bu kuruma MİT elemanları dışında kimsenin giremeyeceğini, MİT’in tam güvendiği kimselerin girebileceğini söylüyor. Avni Özgürel bunları söylerken yazarken, kendisine hiç kimse bir şey demiyor tehdit etmiyor. Ancak bunu değerli Abdulmelik Fırat söyleyince yer yerinde oynadı ve Apo hemen cevap ulaştırdı. Abdulmelik’in "Demirel’in ajanı olduğunu" söyledi ve olmadık hakaretlerde bulundu.(...) Aslında, Avni Özgürel de diğer yanda yaptığı beyanatlarda, Türk devletinin Apo’nun yakasını bırakmaması gerektiğini, ondan faydalanmasını öğütlüyor. (...) Avni Özgürel, "derin devleti ayrı kompartımanları olan bir trene benzetiyor. Her kompartımanda farklı unsurların olduğunu, birleşik kaplar gibi aynı reflekse sahip olduğunu söylüyor". (...) Evet bunları aklınızda tutun ve bir de Abdulmelik Fırat’ın söylediklerini hatırlamaya çalışın bakalım.. Dün, bugün ve yarın.. Yarın bu konuda başka bir şey yazmayacağım.. Konuş be Apo, senin merhametine kaldık. Geç olmadan konuş.. Konuş da bitsin bu kanlı ve kirli oyun.. Bizimkilerin konuşacağı yok.. Konuşmamak, konuşmaktan daha mı tehlikeli. Bunca insanın hayatından daha mı değerli bu sır.. Bunca kan, gözyaşı ve sefaletten! Türküyle, Kürdü ile, adaletten, barıştan, özgürlüklerden, insan haklarından, hukuk devletinden yana yeni bir düzen kurulsun.. Kim bilir, belki Apo da, parçası olduğu oyunun aynı zamanda kurbanıdır da. Hepimizin durumu aynı değil mi? Aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye kalkanlara lanet olsun. Lanet olsun terör ve irtica senaryoları ile suni krizlerle koca bir ülke halkını soyup, soğana çevirenler ve onların, medya, mafya, sermaye, siyaset ve bürokrasi içindeki işbirlikçilerine. Apo’nun, Yeşil’in konuşmasını ne kadar çok isterim. Ağar da çok şey biliyordur eminim.. Daha birçok isim. Konuşması gerekenlerin hiçbiri konuşmuyorlar.. Sırlarını toprağa götürecekler sanki. Oysa toprak onları boğar bu sırlarla giderlerse.. Herkes bu dünyada yaptığı her şeyin ve yapması gerekirken yapmadığı her şeyin, söylediği her sözün ve söylemesi gerekirken söylemediği her sözün hesabını verecektir.. Elbet, bir gün, mutlaka.. Ahiret gününe inananlar keşke bu hesabı o güne bırakmasalar. Konuşsalar Ankara’da yer yerinden oynar herhalde.. Çiller’in dediği gibi “Kurşun atanlar ve yiyenler”, onlar Tarihin yaşayan tanıklarıdır.. Allah bize “doğru şahidler olun” der.. Halka ait olan bilgileri, halktan gizliyorlar.. Oysa bilgi; bizi özgür kılacak.. Selâm ve dua ile.. ABDURRAHMAN DİLİPAK / Vakit 06.01.07 [email protected]
  25. EMPATİ

    KABE'NİN ÇAĞRISI

    ispatlanamamış olduğunu bizlere ispatlarmısın? ruhu yok sayarak gerçekten radikal bir değişimin içine giriyorsunuz yada marjinallik hoşunuza gidiyor.. Şeytan insanın karşısına çıkabilen bir varlık mıdır? = Peygamber görüp taşladığına göre EVET Şeytan orada mı ikamet etmektedir? Yani şeytan'ın mekanı o taşlanan yer midir? = daha öncede HAYIR demiştim Şeytan hareket etmeyen bir varlık mıdır? = HAYIR hareket eden bir varlıktır kafasının yarıldığı nerede kayıtlı bilmek isterim Şeytan taşlama, Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etmeye giderken kendisini kandırmaya çalışan şeytanı taşlamasını sembolize ediyor. Hz. İbrahim, bir imtihan olarak Allah'ın emri ile oğlu Hz. İsmail'i kurban etmeye götürürken şeytan önlerine çıkar. Hz. İbrahim'in babalık şefkatini istismar etmeye kalkarak, bu işten vaz geçirmeye çalışır. Fakat ters yüz edilir. Bundan sonra Hz. İsmail'e musallat olur. Cenab-ı Hakkın emrini babasının yanlış anladığını, annesini gözü yaşlı olarak geride bıraktığını fısıldayarak emre boyun eğmemesini telkin eder. Şeytanın desiselerine hiç aldırış etmeyen Hz. İsmail, onu yanından kovmakla kalmaz, arkasından da yedi tane taş atar.İşte hacıların cemrelerde taş atmaları bu hadisenin hatırlanması ve yeniden yaşanmasıdır. Görüldüğü gibi şeytan taşlama dini bir olaydır, bu konuda yazan arkadaşların daha saygılı olmalarını beklemek en doğal hakkımızdır. İnanırsınız veya inanmazsınız, ama siz inanmasanız bile inançlara saygı göstermek gerekir. saygılar.. Valla yürekten katılıyorum Turist niyetine giden çok Yani işin hakiki manası kavrayan sanırım az küçük bir anekdot aktarayım Medine de sabah namazını kılarken imam arada secde ayetini okuyor ve herkes secdeye varıyor namazdan sonra otelde bir dayımız "yaw burada sabah namazını üç rekat kılıyorlar" ben de "eee sen ne yaptın dayı " dedim ne dese beğenirsiniz "ben kılmadım(secdeyi yapmadım) orada" halbuki imam cuma sabahı Efendimiz (s.a.v.)'in sabah namazında okuduğu sureyi okuyarak bir sünneti yerine getiriyordu... anlatmak istediğim bilmeden araştırmadan anlamadan sadece turist niteliği taşıyarak gidersek manevi bir haz alamıyacağımız saygılar.. bunun kim olduğunu söyleyebilirmisin?? tabiki kanıtlarıyla bekliyoruz saygılar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.