gezgin95 tarafından postalanan herşey
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Senin böyle düşündüğünü biliyordum zaten xlark. Yanlış düşünüyorsun. HY nın kişliğinle hiçbir alıp veremediğim yok. Bana ne. Sitede yazanlara bak: "550 bin yıllık bu taş aletin, bu derece düzgün kesilip biçimlendirilebilmesi için demir veya çelik gibi sağlam metallerden yapılmış aletler kullanılması gerekir." Bu fikrin ne kadar mantıksız, hatta gülünç olduğunu görmüyor musun? Adamlarda demir çelik teknolojisi varmış, demir çelik teknolojisini kullanarak aletler yapıp onlarla taş bıçaklar yapmışlar. .... demir-çelik bıçak yapacaklarına. Bu "bilim kaynağı" siteler halkımızı kandırmaktadır. Yazanlar safsatalardan öteye gitmiyor. Görmüyor musun?
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
buyur: HY sitelerinde nasıl dayanaksız, gülünç bir mantıkla Evrim kuramına saldırılıyor. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...t=0#entry464997 .
-
HY mantığı. Biraz gülelim
HY, kabatas devrine el atmıs, insan hiçbir zaman ilkel olmadı diyor. -http://www.kabatasdevri.com/kabatas_devri_giris.php- Adamlarda demir çelik teknolojisi varmış, demir çelik teknolojisini kullanarak aletler yapıp onlarla taş bıçaklar yapmışlar.
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
HY sitelerindeki yalanları bu siteye taşıyorsun. Göz, "indirgenemez karmaşıklıkta" değildir. Çok basit, merceksiz, korneasız, iris'siz, gözkapaksız, netlik ayarı olmayan, dışarıya açık ... yapılar göz işlevini görebilirler. Gözün, "indirgenemez karmaşıklığı" uydurmadır. Bilgilenmek isteyen: google: ("gözün evrimi" gezgin).
-
Evrim: dinlerin yumuşak karnı
Boş boş yazıp kanıt getirmemek saygısızlık değil mi? Yalan şeyler yazıp *****leri kandırmak saygısızlık değil mi? İstersen cevap verme. Dinozorlar zamanından bir at fosili, maymun fosili yok dedik. Noter'den dinozorlar zamanından maymun fosili bulunmadı diye kağıt mı getireceğiz? Sen bir tane bulunduğuna dair kanıt getireceksin kardeşim. Maymun, at, gergedan, kartal..... Yukarıdaki liste uzun. Ama ben sana sudan karaya çıkan bir balığın fosilini getirebilirim. Bak: http://tiktaalik.uchicago.edu/ videosu: http://research.uchicago.edu/highlights/re...O.mov?prog=true .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
haydi bakalım. http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=81944
-
Gözümüzdeki kamçılı.
İnsan bir şey araştırırken, en önemli nokta "sorunun doğru sorulması". Soru doğru sorulursa, iş çok kolay. Bu demek ki, soru sormadan önce de insan düşünmeli. Tüm canlılar için (ilkel canlılar dahil), ışığın çok büyük önemi var. Okyanus dibindeki sıcak su kaynaklarını ve bazı mağaralarda kimyasal enerjiyi kullanarak yaşayan canlıları saymazsak, enerji güneş ışığından geliyor. İlkel dünyada, ışık olan yerlerde tek ve çok hücreli yosunlar büyüyor. Onları bulmak ve otlanmak için tek ve çok hücreli hayvanların da ışığa doğru gitmeleri lazım. İlkel hayvanlarda sinir sistemi yok, veya çok önemsiz. Bu demek ki sinir sistemi oluşmadan da ışık almaçlarının oluşması lazım. Bu düşüncede önemli olan 2 öğe var: ışığa duyarlılık ve hareket. Başka bir deyişle, ilkel organizmalarda ışığa duyarlılıkla hareket mekanizmalarının yakın ilişkilerinin olması gerekiyor. soru: İlk ışık almaçlarının işlevi ne idi? cevap: ışığa doğru gitmek, veya ışıktan kaçmak. İlkel canlılar için bu çok önemli. Enerjisini güneşten aldığı ışıkla üreten, klorofil taşıyan canlılar için, ışığa gitmek beslenmek demek. Otçullar için, yiyeceğin bol olduğu yere gitmek demek. Korumasız bir larva için belki ışıkta kaçmak, kuytu bir yere saklanabilmek demek. Yönünü ışık almaçları ile belirleyen bir canlı, ötekilere göre büyük bir avataj yakalıyor. O zaman ışık almaçlarının ilk işlevi: ışığa göre hareket. soru: Işığa göre hareket etmek için ne gerekiyor? cevap: hareketi sağlayan öğelerin ışığa duyarlı bir öğe tarafından kontrol edilmesi. Hareket ise tek hücrelilerde kamçı veya kıllar tarafından sağlanıyor. Tek hücreliden bir örnek: Euglena http://biocab.org/Euglena_Fig.html Burada ışık almacının yapısı çok basit: ışığı geçirmeyen (bize renkli görünen) bir boyalı nokta. Hemen arkasında ışığa duyarlı bir bölge. Bu yapının işlevi, ışığın yönünü belirlemek. Ve bu iki öğe, hemen kamçının dibinde. yani kamçının hareketini kontrol eden yerde. Kısaca, ışığın yönü doğrudan doğruya kamçının çalışmasına etki ediyor. İşte ilk ışık almacı. Ne sinir sistemi, ne beyin gerektiriyor. Çok basit bir kontrol mekanizması. İlkel çok ücrelilere geçelim. Burada da aynı şey.İlkel çok hücrelilerden denizanalarının larvaları arasında sinir sistemi olamayan ve yüzme yönü ışığa duyarlı kamçılı hücreler tarafından kontrol edilenler var. Burada kamçılar, hareketi sağlama değil, dümen işlevini üstlenmiş. http://jhered.oxfordjournals.org/cgi/content/full/96/3/171 Bütün ışık almaçlarının ortak olan bir özelliği var. Işığa duyarlı molekül olan Rhodopsin, hücre zarında. Işığa duyarlılığın artması, bu molekül sayısının çoğalması ile oluyor. Bu da hücre zarının büyümesi ile, yani, hücre yüzeyinin büyümesi ile oluyor. Bütün ışığa duyarlı gücrelerde bu oluşum var. Hücre zarı kıvrım kıvrım olmuş, yani Rhodopsinin olduğu hücre yüzeyi büyümüş. Aşağıda bu hücre tiplerinden örnekler Omurgalı gözlerine gelelim. Omurgalı (ve tabbi insan) gözlerinde bu şekilde ışığa duyarlı hücreler (çomaşçık ve koniler) kirpiksi hücre tipinde. Aşağıdaki resim bir omurgalı gözündeki ışığa duyarlı çomakçık hücresinin kesiti. Işığa duyarlı bölgenin hemen dibinde, tek hücrelilerde suyu itip hareketi sağlayan bir kamçının eksiksiz kalıntısı var (cillium)... http://education.vetmed.vt.edu/Curriculum/...EYE/RODCONE.HTM Senin, benim, onun....gözlerimizin ışık almaçları, ilkel atalarımızın, kamçıları suyu haraket ettirek ışığa doğru gitmelerini sağlayan hücrelerinin yapısında. Ne dersiniz, Evrim kuramına saçmalık denebilir mi? ek bilgi için: yazının tamamı: google da (gezgin "gözün evrimi") yazın. http://pharyngula.org/index/weblog/comment...d_ciliary_eyes/ http://www.bioinformatics.org/oeil-couleur/dossier/book.pdf http://pages.unibas.ch/diss/2004/DabsB_6788.pdf http://jhered.oxfordjournals.org/cgi/content/full/96/3/171
-
Evrim: dinlerin yumuşak karnı
Boş boş konuşacağınıza kanıt getirin. Dinozorlar kadar veya daha eski, yukarıdaki kuş ve memeli türlerinden bir tanesinin fosili bulunmuş mu? Paleontolojik bulgu nerede? Halep oradaysa, arşın burada. .
-
Evrim: dinlerin yumuşak karnı
Kuranda, Tanrı .... 6 günde yarattı denir. Ondan sonra yaratma yok. Nuh tufanından sonra bile yaratma yok. Nuh neden aldı o kadar hayvanı gemisine? Allah yaratıverirdi. Tekrar soruyorum: Bu dinozorlar zamanında olmayan canlılar, sonradan nasıl türedi? .
-
Ali nesinden açıklama.
Sevgili Dostlar, Vakif olarak zor gunler geciriyoruz. Iyi ve kotu gun dostu olarak sizi her zaman yanimizda gormek istiyoruz. Oncelikle bugunlerde basina intikal eden olaylara itibar etmemenizi diliyorum. Birkac gun icinde daha ayrintili bilgi verecegim. Simdilik su kadarini soyleyeyim: Tahmin edersiniz ki cocuklarimizin buyuk bir kismi Vakf'a psikolojik sorunlu olarak, hatta kimleyin travmali geliyor. Kimi taciz gecirmis, kimi taciz gormus oluyor. Beslenme ve egitim sorunlari da had safhada oluyor. Kimisi genetik izler tasiyor. Kendilerini ve sorunlarini ifade edebilsinler diye seramik, resim ve heykel atolyeleri ve 300 kisilik bir tiyatro salonu kurduk. Havuz, spor sahalari, ziraat, meyve agaclari... Deniz kiyisinda uzun yaz tatilleri, hatta yurtdisi seyahatleri... Baleler, muzeler, sergiler, konserler vs. Daha iyi beslensinler, inekten taze sagilmis dogal sut icsinler diye bir ciftlik bile kurduk. Kendilerine verilen olanaklarin haddi hesabi yoktur. Herhangi bir ailenin bir cocugunun bu kadar cok olanagi oldugunu sanmiyorum. Tek sorunlari annesiz babasiz olmalari, ki bu da az sey degil. Toplam 46 cocuk icin 20'den fazla maasli calisanimiz, 10'dan fazla gonullumuz var. Aylik giderimiz 40 ile 60 milyar arasinda degisiyor. Toplumumuzun bu en sanssiz cocuklarina en fazla sans tanimak icin elimizden geleni yapiyoruz. Gerek bizim vakfimiza gerek diger benzer kurumlara gelen cocuklarin bircogu birer saatli bomba gibidir. Ne zaman, nerede ve hangi siddette patlayacagi belli olmayan birer bomba... Bu bombayi tesirsiz kilmak, en azindan potansiyel yikici enerjiyi olumlu bir yonde kanalize etmek gerekir. Boylesine zorlu bir ugrasta arada bir kazalar olmasi kacinilmazdir. %1 patlama olasiligi olan binlerce bombadan birinin patlama olasiligi elbette oldukca yuksektir. En magdur durumlarda dogmus ve buyumus cocuklari topluma kazandirma ugrasinda yuzde yuz basari beklemek bu kurumlara yapilan en buyuk haksizliktir. Neyse ki bugun icin Nesin Vakfi'nda boyle bir bomba patlamamistir. Ama gunun birinde olabilir. 11 yildir Nesin Vakf'indayim ve gece gelen her telefonda kalbim duracak gibi oluyor. Gunun birinde bir sorun yasadigimizda bugunku gibi yanimizda olmanizi dilerim. Cunku biz hep halkimizin en magdurlarinin ve en caresizlerinin yaninda olduk. Kamuya yanlis yansiyan olaylarin aslini daha sonra, daha fazla bilgilendigim zaman anlatacagim. Simdilik bulgularimi sizlerle paylasmak istiyorum. a ) Kesinlikle tecavuz sozkonusu degildir. b ) Bundan 4-5 yil once, cocukluk doneminde sakli gizli oynanmis bir "evcilik oyunu" vardir. Bu evcilik olayi cocuklarin gecmiste yasadiklari olaylarin etkisiyle asiriya kacmistir. Bunun farkina varilmis ve gereken onlemler alinmistir. Eger bir taciz sozkonusuysa, 10-12 yaslarinda, ergenlige henuz erismemis bir cocuk ne kadar taciz edebilirse o kadar taciz sozkonusudur. c ) 19 yasindaki delikanlilarimizdan biri, bence ancak annesiz buyumenin neden olabilecegi patolojik bir ruh haliyle 14 yasindaki bir kizimiza asik olmustur. Cocuklarimizin ozel hayatlara girmemek icin ayrintilarini aciklamak istemedigim bir nedenden dolayi bu delikanli diger iki delikanliya iftira atmistir. Iftirayi atan delikanlimiz olaylarin bu boyuta ulasacagini tahmin edememis ve yaptiklarinin sonuclarina katlanacak cesareti olmadigindan su anda izini kaybettirmistir. Dun gece kendisiyle telefonda konustum ve Vakf'a gelmesini, bana guvenmesini soyledim. Ozel konusmak istedi. Kabul ettim ama daha sonra kendisine ulasamadim. d ) Bir ihtimal bu iftiraya kanan, ama bana kalirsa Nesin Vakfi'nin adindan yararlanarak unlenmek isteyen bir anne vardir. Bu anne, uc kiz cocugunu Vakf'a verdikten 6 ay sonra is degistirmis ve Vakf'a son model Mercedes'lerle, ciplerle ve kurklere gelmeye baslamistir. Televizyon dizilerinde ve reklamlarda oynadigi bana verilen bilgiler arasindadir. Olaylarin akisi, butun bunlarin cok onceden TGRT tarafindan planlandigini gostermektedir. Ayrica cocugunun tecavuze ugradigini iddia eden annenin sogukkanliligi ve sinema yetenegi de akillara durgunluk verecek seviyededir. Herhangi bir olayi ortbas etme niyetinde olmadigimizi Nesin Vakfi'nin tum calisanlari adina ve Nesin Vakfi'ni yasatmak icin yasamini yuzseksen derece degistirmis biri olarak kendi adima kamuoyuna saygilarimla duyururum. Ali Nesin Nesin Vakfi Yonetmeni
-
Latin Amerika uyanıyor
Latin ülkeler artık arka bahçe değil Kıtanın tek sosyalist ülkesi Küba artık yalnız değil. Bugün neoliberal politikalara mesafe koymuş ve bu anlamıyla sol iktidarların dahil olduğu 11 ülke sayılıyor Latin Amerika'da: Küba, Venezüella, Bolivya, Nikaragua, Brezilya, Uruguay, Panama, Costa Rica, Ekvador, Arjantin ve Şili. Bu yönelimin en temel nedeni, 1990'lardan bu yana ABD tarafından önerilen neoliberal politikaların yarattığı yıkım oldu. Latin Amerika'da 220 milyon yoksul insan var. Kıtada 53 milyon aç insan yaşıyor ve milyonlarcası okuma-yazma bilmiyor. Bu tabloyu oluşturan politikaların uzantısı olarak dayatılan Serbest Ticaret Anlaşması'nın yerini ise sosyalist Küba'yı örnek alan Venezüella'nın merkezinde durduğu, Latin Amerika İçin Bolivarcı Alternatif bütünleşme projesi alacak. GAMZE ERBİL, cumhuriyet. ====== Bizimkiler ise 50 yıldır halkı dinle uyutuyorlar. ABD Türkiyeye İslam afyonunu pompalıyor. İktidar, ABD başkanının ağzına bakıyor. .
-
evrimci sitelerin sansürlenmesi
Seçimler yaklaşıyor. HY'nın sözlerini yanıtlayan iki siteye birkaç günden beri sansür uygulanıyor. http://bilimvedin.blogspot.com http://cevaplar.wordpress.com Riyad merkezli Oger grubunun satın aldığı türktelekom'un DNS leri, bu iki siteye erişimi engelliyor. Ulaşmak için DNS IPlerini elle değiştirmek yeterli. Fikir tartışmaları sansürleniyor. Çocuk po*nosu bahanesiyle enternete sansür geliyor. İktidar kendi kafalarında olmayanları susturuyor. Onlardan sonra sıra kimde? Adnan Menderesin izinden gidiyorlar. .
-
Evrim: dinlerin yumuşak karnı
Evrim kuramının dincileri çok rahatsız ettiği apaçık. Her taraftan saldırıyorlar. Beyinleri yıkıyarak, öğretilmesini önleyerek, siteleri sansürleyerek.... Dinlerin yumuşak karnı. Kullanalım. Öyle zor, karmaşık sorular sormaya da gerek yok. Herkesin anlayacağı, acıtan sorular. ------- Din kitaplarında, Tanrı göğü, yeri, güneşi, yıldızları, doğadaki canlıları, insanı... 6 günde yarattı denir. "Dinozorlar varken insan yoktu, nasıl oluştu?" sorusuna bir kıvırtma bulunmuş, "insan cennetteydi, oradan sonra atıldı" diye cevap veriliyor. Biraz daha deşelim; dinozorlar varken neler yoktu: At, kurt, köpek, kedi, aslan, kaplan, leopar, inek, deve, koyun, keçi, goril, şempanze, makak, gergedan, fil, suaygırı, ceylan, geyik, ayı, serçe, güvercin, kartal, şahin, ördek, kaz, baykuş, domuz, eşek, papağan, karga, balina, yunus, susamuru, fok, tilki, leyler, kırlangıç, keçisağan, sincap, akbaba, çakal, sırtlan, ..... Kısaca, bugün etrafımızda kolayca görülen hemen hemen her tür. Nasıl ortaya çıktı bunlar? Bunlar da mı cennetten kovuldu?
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Sayın xlark. Tanrıya inanan, söylediğiniz gibi, her şeyin yaratılmış olduğundan yola çıkıp yaratılmayan bir Tanrıya inanarak zaten kısır döngüye girmiştir. Dahası, Evrim Kuramı, bir yaratıcı fikrine karşı değildir. Dinciler, yaratılış masallarını çökerttiği için Evrim kuramına düşmandır. .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Canlılarda bir sürü hata, yanlış seçim var. Google da gezgin "gözün evrimi" yazın bulun, okuyun. Herşeyin yaratılması gerekiyor diyorsunuz da neden aynı şeyi Tanrı için söylemiyorsunuz? Kafanızda "Tanrı nasıl var oldu kendi kendine" diye bir soru yok mu? .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Evrim mekanizması bu değil ki. Sinir, elektrik akımlarıyla çalışır. Elektrik akımlarını fotonlar tetikleyebilir. Normal transistorlar mesela, genelde kapalı, ışık almayan metal mahfazalardadır. Bu kutuları kes aç, ışık tut, etki eder. Sinirler de böyle bir olaya çok yakın olabilir. Canlıların sinir hücreleri, bir mütasyon sonucu ışığa duyarlı olabilir. Işığa duyarlılık kazanan bir canlı, ışığın yönünü kavrayıp, ışığa doğru giderse, o yönde daha çok besin (yosun mesela) bulup, ışığa duyarlı olmayan hemcinslerinden daha iyi çoğalacaktır. Böylece bu mütasyonu taşıyan canlılar daha iyi çoğalır, yavaş yavaş göz oluşur. Mütasyonlar ise hemen hemen hep üreme sırasında olur. Onun için bir canlıya ışık tutup beklemek bir işe yaramaz. Saygılar.
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Elimde bir ipucu var. Yukarıdaki linkte mesela beyninde ışığa duyarlı ışık almaçları olan bir canlıdan bahsediliyor. Işık almaçları sinir hücrelerinden evrimleşmiş olabilir. .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Bu konuda bilgi sahibi değilim. Ama ilkel göz almaçlarının bir çeşidinin beyinde olduğunu biliyorum. Sinir hücreleri bir mütasyonla ışığa duyarlı hale gelmiş olabilirler. Bu ilkel varlıklar hemen hemen saydam, ışık beyine kadar gidiyor. Önemli bir konu, bu konuyu araştırmayı düşünüyordum. http://www.embl.org/aboutus/news/press/200...ess28oct04.html .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Göz, ışığa duyarlı bölgelerden (ışık almaçları) evrimleşmiş. Omurgalılarda 2 göz var, bazı midyelerde yüzlerce göz var, böceklerde bileşik gözler var, örümceklerde 8 göz var, ışık almaçları olan tek hücreliler bile var. .... illa 2 göz olacak diye bir şey yok. .
-
GÖZ İRİSİ VE PARMAK İZİ
Ne iris'in ne parmakizi'nin ne de retina'nın herkeste farklı oluşu Ellahın varlığını kanıtlamaz. Rastlantı'nın önemini kanıtlar. .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Boş yazmıyorum xlark İnançla ilgisi yok. Gözlem, araştırma bunlar. Google'da gezgin "gözün evrimi" yaz, bulursun. .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
Göz dediğim ışığa duyarlı bölgeler. İlk "göz" ışığa duralı bölgeler olarak oluştu. iris, mercek, kirpik, kaş..... hep iyiye doğru gelişme. Buna Evrim denir. .
-
Evrim kuramı ve olasılık hesapları
İlk hücreyi açıklamak çalışma ister, zaman ister. Ciddi bir şeyler sunacağım, merak etmeyin. ("ol" dedi oldu)dan daha tatmin edici olacağını sanıyorum. .
-
Bilim, Yaratıcının Varlığını Kabul Ediyor
Tabii çeviririm. . Einstein, "bilinçli, kanun yapan bir tanrı"ya, inanmıyordu. Einstein'ın "tanrı" diye adlandırdığı şey doğa düzeniydi. Sözlerini saptıranların da yalancı olduğunu yazdı. Einstein'ın 2 sözü, referanslarıyla: “It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it.” Albert Einstein, in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p. 43. Tabii ki, benim dini inançların hakkında okuduklarınız yalandı, sistematik olarak tekrar edilen bir yalan. Ben kişiselleşmiş bir tanrıya inanmam, bunu hiç bir zaman saklamadım, her zaman açık açık söyledim. Bende dindar bir yan varsa, o zaman bu, bilimin ortaya koyabildiği doğanın düzenine sınırsız hayranlığımdır. --------- “My position concerning God is that of an agnostic. I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment.” Albert Einstein in a letter to M. Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p. 216. Benim tanrı hakkındaki görüşüm bir agnostiğin görüşüdür. Yaşamın iyileştirileşmesi ve yüceleştirilmesi için ahlak prensiplerinin birincil öneminin kuvvetli bilincine varmanın, bir "kanun koyucu" kavramını, özellikle, ceza ve ödül veren bir "kanun koyucu" kavramını gerektirmediği fikrindeyim.
-
Bilim, Yaratıcının Varlığını Kabul Ediyor
. Einstein, "bilinçli, kanun yapan bir tanrı"ya, inanmıyordu. Einstein'ın "tanrı" diye adlandırdığı şey doğa düzeniydi. Sözlerini saptıranların da yalancı olduğunu yazdı. Einstein'ın 2 sözü, referanslarıyla: “It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it.” Albert Einstein, in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p. 43. --------- “My position concerning God is that of an agnostic. I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment.” Albert Einstein in a letter to M. Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p. 216.