-
ENGİN_DENİZ şunu başlattı Meleklerde Ağlar
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
hepinizi seviyorum arkadaşlar natalı senide seviyorum müşterim geldi çıkmam gerkli akşam veya yarın görüşürüz burcum akşam görüşürüz güzelim
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
natali seni sevmiyorum bana az puan verdin sen
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
burcu sizleride seviyorum arkadaşlar
-
£rk£k D£diğin Nasıl Olmalı :) :)
sözümün eriyim endamımda profilimde mevcut boy istersen 180 klo istersen 75 gözünün önündede endamımı yürüşümü sen canlandır
-
Forumun En FAVORİ bayanı hangisi?
kaynaşılmayan bir yer değil burası ben bazı insanlar gibi gerçek adını kimliğini saklayan bir kişi değilim adımda resmimde kimliğimde bellidir arkadaşlar böyle bir şeye gerekçem yok yinede saolun neysem oyum
-
SELAMLAR
ENGİN_DENİZ şurada cevap verdi: ENGİN_DENİZ başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşbulduk gülsün imzanızda çok hoş
-
SELAMLAR
ENGİN_DENİZ şurada cevap verdi: ENGİN_DENİZ başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşbulduk canem hoş bulduk bir dost
-
SELAMLAR
ENGİN_DENİZ şurada cevap verdi: ENGİN_DENİZ başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımİkinci kez hoş bulduk o zaman
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
sevgi dolu canayakın yüreği kadarda güzel yüzlü burcu için iyiki tanıdım seni imza eklemeyi bilmiyordum ve bana tarif eden kardeşim yeşim için her zaman papatyalar gibi beyaz kalman dileğiyle Bütün üye arkadaşlar için
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
ENGİN_DENİZ şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımepeydir burdaysan bana hoş geldin yazarsın artık yinede hoş geldin
-
NEFRETİMSİN
bu yazıları gördükçe kendi bloğuma şiir yazasım geliyor sadece senin için
-
KÖPEĞİM KADAR OLAMADI
kime yazdın bunu burcu bana değildir umarım
-
HAK EDENLERE?
Beni kırmadın ve tanıma fırsatı verdin ne desem azdır yüreğin kadar yüzünde güzel
-
Formula 1 tasarım harikası mı?
Direksiyonundan motoruna, ayakkabısından kaskına ve tabii pistlerinden organizasyonlarına kadar her türlü detayı ince elenip sık dokunan Formula 1, 21 Ağustos’ta ülkemizde start aldığında ona bir de tasarım gözlüğünden bakın! İşte karşımızda dünyanın en çok ilgi çeken motorsporları organizasyonu Formula 1... 21 Ağustos'ta canlı canlı izleyebileceğimiz Formula'da limitlerin yüksekliği ve kullanılan teknolojilerin yollardakinden ileride olması ''tasarım eserleri'' yaratmaya bahane oluyor. Formula 1'de kullanılan teknolojik tasarımların en önemli özelliği asla hata toleransı bulunmaması. Boğaziçi Köprüsü'nden geçmiş olmasına kanmamak gerek; o, şovun bir parçasıydı. Bu tasarım eserlerinin yaşama adapte edilmesi hala birkaç ışık yılı uzağımızda. Zaten ''dönen paralar'' da herşeyin alıştıklarımızdan/bildiklerimizden farklı olduğunun göstergesi: Formula 1'de orta sıralardaki bir takımın iddiasız yarışabilmesinin maliyeti bile en az 1.5 milyar dolardan başlıyor, 10 milyar doları bulabiliyor. Ferrari, Renault ya da Mercedes McLaren gibi pilotlar ve takımlar şampiyonasını kovalayan ekiplerin bütçeleri ise 15 milyar doları aşıyor Limitlerin bu denli uçlarda olması, birkaç yarış izlemekle algılanamayacak, birkaç cümleyle tanımlanamayacak tasarım detaylarıyla güçlü bağlar anlamına geliyor. Bu detaylar sadece yarışan otomobillerin yapısı ya da teknolojilerinden ibaret değil. Öyle ki, otomobillerin üzerinde ilerlediği asfaltın bileşiklerindeki maddelerin yüzde oranından başlayan detaylar, pilotların içinde bulunduğu kabinin, kullandığı kaskın hem darbelere karşı yüksek dirençli, hem de aerodinamik direncinin düşük olmasına, hatta giydikleri ayakkabıları oluşturan yanmaz ultra hafif malzemelere kadar uzanıyor. Formula 1'de boy gösteren Ferrari, Mercedes-McLaren, BMW-Williams, Sauber Petronas, Toyota ve sezonun gözde takımı Renault, tasarımlarını IBM tasarım yazılımı CATIA ile yapıyor. Sponsor firmaların milyonlarca dolar akıtmasıyla yürüyen ar-ge merkezlerinde geliştirilen otomobillerse teknolojik tasarımlara mecbur; zira hızın böylesi cömert kullanıldığı bir alanda şovun güvenliği için bilmediğimiz motor, fren, süspansiyon teknoloji ve tasarımları kullanılmak zorunda. Böylesi teknolojilerin başta saydığımız limitlerde sergilendiği sahneler olan ve her biri ünlü mimarların elinden çıkma pist tasarımlarındaki konseptler ise başlı başına birer mimarlık harikası. Pistler daha tasarım aşamasındayken, otomobillerin nerede hangi hıza ulaşacağı ve frenleme mesafelerinin hesabı yapılıyor. Pist genişliği ve virajlar buna göre düzenlenirken, pistin asfaltı da özel bir madde ile kaplanıyor. Tabii ki tehlike durumlarında olası riskler de tasarıma dahil; kaza yapan otomobillerin sürükleneceği alanlar bile belli. ''İstanbul Park'' adını alan Formula 1 pistimizin Alman mimarı Hermann Tilke, Hockenheim ve Malezya'daki Sepang pistlerinin de mimari projesine imza atmış bir füturist. Tasarım çizgileri, ev sahibi ülkenin kültüründen de ipuçları taşıyan pist mimarları İstanbul'u, ''geçmiş 10 yıl ve gelecek 10 yılın en iyi pisti'', olarak niteledi. Böylesi görkemli bir birikimin sonucu olan müthiş gösteri için geriye saymaya başladık. Bundan sonra geriye, -hala varsa- bir bilet edinip tadını çıkartmak kalıyor.
-
Dışarı'daki işler
Türk mimarlar, son yıllarda, başka coğrafyaların simgesi olacak nitelikte, başarılı işlere imza atıyor. Yurtdışında uygulanmış veya yarışmalarda derece almış ‘bizim’ projeleri bir araya getirdik. BRÜKSEL KRALİYET ANTREPOSU YENİLEMESİ Emre Arolat Mimarlık, Brüksel'in kuzeyinde bulunan tarihi Kraliyet Antreposu'nun yenilenmesini üstlenerek, endüstriyel bir yapının günümüzde nasıl kullanılabileceğine örnek nitelikte bir proje hazırlamış. Mimarlar Gonca Çırakoğlu ve Emre Arolat, ''eskiyi yeni gibi göstermek'' yerine, varolan yapıyı koruma ve tarihsel ''iz''leri okutma konsepti üzerinden gitmişler. Tuğla duvarlar üzerindeki yazıların bile temizlenerek göz önüne çıkarıldığı projede, yapısal elemanlar da korunmuş. Kraliyet Deposu'na uygulanan tüm yeni eklemeler ise mevcut dokudan yükseltirilerek veya koparılarak ayrılırken, cam ve metal gibi ''eskiyi'' örtmeyecek malzemeler tercih edilmiş. Yüz yaşını aşkın yapının zemin katı yeme-içme alanları olarak, üstteki dört kat ise kiralık ofisler için düzenlenirken, sanayi döneminin ruhunu yansıtan tren rayları ve galeri boşluğu öne çıkarılmış. SHIBUYA DOSTLUK ANITI Japonya'nın ''Türk Yılı'' olarak kutladığı 2003'te, mimar Han Tümertekin, Tokyo kentinde bir ''Türk Dostluk Anıtı'' projesine imza attı. Mimar, Tokyo'nun dev ekranlarla kaplı, fazlasıyla hareketli ve gürültülü Shibuya bölgesinde, kentin karmaşası içinde kaybolmayacak bir tasarım oluşturmayı amaçlamış. Kent hızında tüketilemeyecek anıt önerisi olarak da üstü açık, çıplak beton bir silindir tasarlamış. Yapının iç yüzeyi, lale desenli İznik çinileriyle kaplanmış. Japonya'nın yapı ve deprem yönetmeliklerince, boyutu önceden belirlenen ve ağırlığının dört ton olması istenen anıtın, yer altındaki taşıyıcı sistem ızgarasıyla örtüşmesi de ayrı bir ön şart olarak verilmiş. 2 m çapında ve 4 m yüksekliğindeki silindir için, yüklenici firma, birer metrelik dört parça halinde karbon fiber takviyeli prekast beton üreterek, beklenen ağırlığın aşılmamasını sağlamış. ANADYR'E KÜLTÜR MERKEZİ Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık, Rusya'nın en doğusunda yer alan Anadyr kenti için tasarladıkları kültür merkezi projesini, 2003 yılında tamamlamış. Kışları sıcaklığın -50 derecelere düştüğü Anadyr'in iklim şartları, proje tasarımında en belirleyici rolü oynamış. Anadyr Kültür Merkezi'nin programında bulunan müze, gece kulübü, konser salonu ve eğitim merkezi, başlangıçta buz kütlelerini andıran sert hatlara sahip dört blokta tasarlanmış. Ancak, karar proje değerlendirmelerinde tamamen değişikliğe uğramış ve tek bir kütle altında toplanmış. Bu hakim kütlenin ana konsepti konser salonu olarak belirlenirken; diğer fonksiyonların bu birime eklenmesiyle rüzgar yoluyla kar biriktirebilecek birleşim noktaları ortadan kaldırılmış. İklim ve coğrafya dışında çevrede projeyi şekillendirecek kentsel doku karakterlerinin bulunmadığını belirten Hasan Çalışlar ve Kerem Erginoğlu, tamamen tek renk ve doku üzerinden giderek, rüzgar ile biçimlenmiş bir proje ortaya koymuş. Rus-Türk ortak yapımıyla hayata geçirilen çelik strüktür yapının tüm parçaları Gebze'de imal edilmiş; gemilerle önce Vladyvosvok'a, oradan da Anadyr'e taşınmış. BARIŞA ADANMIŞ PİRAMİT Kazakistan, 2004 yılında, başkenti Atsana'da barışa adanmış bir piramit yaptırmak üzere harekete geçmiş. Barındırdığı 100 etnik topluluk, 40 farklı din ve inancı bir çatı altında toplamak isteğiyle ''Palace of Piece'' (Barış Sarayı) projesi için davetli bir yarışma düzenlemiş. Yarışma sonucunda, Tabanlıoğlu Mimarlık, diğer finalist İngiliz mimarlık ofisi Foster&Partners'la, projeyi ortak olarak üstlenmiş. Programı zaman içinde değişen proje, kültür müzesi, üniversite ve kütüphane fonksiyonlarına 1500 kişilik opera salonunu da ekleyerek tamamlanmış ve temeli atılmış. 2006'da bitirilmesi düşünülen ''Barış Sarayı'' için Tabanlıoğlu Mimarlık, bir ekibini Londra'da bulunan Foster & Partners'a yollamış, onların ekibini de kendi ofisinde projeye dahil etmiş. Murat Tabanlıoğlu, ''Bizim için bu projenin en büyük avantajı yabancı bir firmanın çalışma biçimini yakından görmekti'', diye belirtiyor. Dışardan mücevher gibi algılanmasını istedikleri piramitin iç çözümünde teraslamalar yapılarak, mekanlar arası akıcılık sağlanmış. VIRGINIA'DA BİR ''GECEKONDU'' Mimar Gökhan Avcıoğlu, New York'ta sürdürdüğü üretimlerinin sonuncusunda Türkiye'den bir konuyu, 'gecekondu'yu ele alarak, onu Kuzey Amerika'daki ekonomik konut edinme yöntemleri için yorumlamış. ABD'nin Virginia kentinde yaşayan bir aile için tasarlanan prefabrik konut, ''bir gecede inşa edilen''den yola çıkarak, yeni teknolojilerle hızlı ve ucuz konut edinme yöntemlerine bakıyor. Neredeyse tamamı fabrikada hazırlanıp, dört parça halinde arsaya getirilen ve burada montajı yapılan birimler, modülerliği sayesinde, bir yatak odalı, tek katlı ya da üç yatak odalı, iki katlı olabiliyor. Yapı kullanışlılığının sağlanmasının yanısıra, ''ev'' duygusunu verebilmesi için kullanıcının istekleri doğrultusunda modifiye edilebiliyor. Birimlerin iç ve cephe düzenlemeleri kullanıcının değişiklikler yapabilmesi için serbest bırakılıyor. Pencerelerin ve elektrik tasarrufu sağlayacak güneş panellerinin düzenleri kişiye göre değişebiliyor. Gökhan Avcıoğlu'na göre, GAD Architecture'ın Virginia için hazırladığı proje, bölgesel malzeme seçimleri ile değişebilen aynı büyüklükte bir yapının, farklı kültürlerden kullanıcılara göre nasıl yorumlanabileceğini görmek açısından da önem ROMANYA'YA BİR SİMGE YAPI Mimarlar Tatsuya Yamamoto ve Gökhan Aktan Altuğ'un 1995'te kurdukları Tago Mimarlık, şu sıralar Romanya'da inşa edilecek ''Tender Tower'' projesi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Romanyalı Tender Holding'in talebi üzerine tasarımına 2002 yılında başlanan ''Tender Tower'', Timşora kentinde bulunan büyük bir yerleşim projesinin parçası. Ana fonksiyonu ofis yapısı olarak belirlenen projenin içinde kongre merkezleri ve 6 katlı otopark dahil olmak üzere çeşitli servis birimleri bulunuyor. Tago Mimarlık, yapının formunu, müşterilerinin Timşora kentine bir ''simge yapı'' kazandırma isteğini göz önünde bulundurarak belirlemiş. 60 ofis ve 6 otopark katına sahip olan 65.000 m2'lik proje, çelik konstrüksiyon sistemiyle hayata geçirilecek.
ENGİN_DENİZ
Φ Üyeler
-
Katılım
-
Son Ziyaret