Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

baransoyer

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4
  • Katılım

  • Son Ziyaret

baransoyer tarafından postalanan herşey

  1. Sizlere national geographic’te izlediğim bir belgeselden kısaca bahsetmek istiyorum..Ben bu gerçekleri bilmiyordum ve sizlerle paylaşmak istedim. Erkek penguenin dişinin yumurtladığı yumurta üzerinde (– 30) derecede 65 gün hiç kıpırdamadan ve yemek yemeden kuluçkaya yattığını biliyor musunuz? Dahası kuluçkadan çıkan bu yavru penguen ilk iki ayı anne ve babasının ayaklarının arasında geçirir.. Çünkü iki dakika dahi ordan ayrılması yavru penguenin donarak ölümüne sebep olucaktır..Nasıl oluyorda bu sevimli canlılar bu akılcı davranışları yerine getirebiliyorlar ve dahası, her canlının bilmediğimiz nice özellikleri var .. Bizler bile hayatımızdaki birçok olayı deneme yanılma ile öğreniyoruz..Onlar ise bunun kendileri için en uygun sistem olduğunu ve ancak böyle yaşamlarını sürdürebileceklerini biliyorlar.PEKİ BU CANLILAR BUNU NERDEN BİLİYOR?Sizce de mükemmel bir yaratılış değil mi.. Bence harikalar; onları izlemek bile insanı neşelendiriyor ,ne dersiniz?
  2. Ben yazıyı okuduktan sonra ölüm hakkında googleda bir kaç araştırma yaptım ve ölüm, ahiret, hesap günü ile ilgili bilmediğim çok şey olduğunu gördüm. Ya da bazı bildiklerim sadece hurafeden ibaretmiş. Bu dünyanın bir imtihan yeri olduğuna ve yaratılış amacımın sadece Allah'a kulluk etmek ve O' nun benden razı olması için dua etmek ve salih davranışlarda bulunmak olduğuna kanaat getirdim. Aslında gözardı ettiğimiz ya da önemsemediğimiz bazı konular bizm için ne kadar da önemliymiş. Burdaki yaşamımıza göre ya sonsuz bir azapla cezalandırılacağız ya da cennetle ödüllendirileceğiz. Bizlere verilen süre hızla geçiyor. Sanırım ahirette yaşayacağımız sonsuz mutluluğun yanında bu dünyada yaşayacağımız ortalama 60-70 yılı boş bir hayatla riske atmaya değmez!!
  3. Bir gazetecinin ölümle ilgili yazısını okuduktan sonra bu konu hakkında daha çok düşünmeye başladım ve bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.Yazarın yazısından kısaca bahsetmek istiyorum. Böbrek yetmezliğine yakalanan yazar sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yarın için sürekli planlar yaptığı, kendisinden çok uzak olduğunu düşündüğü bir anda nasıl ölümle yüz yüze geldiğini yazmıştı. İnsanın kendisine yakıştıramadığı ölümün aslında ne kadar yakın olduğunu ve her an ölebileceği gerçeğini kavramıştı. Son olarak yazar bize bir nefes kadar yakın olan ölümün hayata bakışını nasıl değiştirdiğini yazmış. Artık biliyordu ki dünyaya bağlanıp kalmak; bitmek tükenmeyen hırslar, istekler ve tutkular ona hiçbir şey kazandırmayacaktı; sadece yıkım olacaktı. Artık onun gözettiği tek bir gerçek vardı: Kendisini Yaratana kulluk etmek… Yazının tamamını koymak isterdim ama bulamadım. Bu yazıyı okuduktan sonra gerçekten ölümün hiçte sandığım (sandığımız) kadar uzak olmadığını ve ölüm hakkında konuşmadan ya da onu bir şekilde ört pas etmekle bu gerçekten kurtulamayacağımı fark ettim.Ne kadar güzel, sağlıklı, zengin… ve güçlü olsakta Allah’tan gelecek herhangi bir şeyi engellemeye gücümüz yetmez. Artık ölüm benim için korkulacak ya da değiştirilmesi gereken bir konu değil. Böylece hep aklımda olan sorular da su yüzüne çıkmış oldu. Peki ya öldükten sonra..?
  4. Rusya kamuoyu, 15 yaşındaki bir lise öğrencisinin, evrim teorisinin okullarda okutulmasına karşı çıktığı için açtığı ve St-Petersburg mahkemesinde görülmeye başlanan davayı konuşuyor. 15 yaşındaki Lise öğrencisi Maria Shraiber ve babası Kirill Shraiber, `Biyolojinin Temelleri` isimli lise ders kitabında empoze edilen Darwin teorisinin, yalan ve bilimsel olmayan temeller üzerine kurulu olduğunu, cocuk ve insan psikolojisini olumsuz şekilde etkilediğini belirtiyor ve Maria`nın Allah'a inanan bir vatandaş olarak haklarının korunmasını ve biyoloji ders kitabının alternatifsiz olarak evrim teorisi üzerine hazırlanmış olmasının yasaklanmasını talep ediyor..Ben bu 15 yaşındaki kızı sonuna kadar destekliyorum arkadaşlar. Darwinin ortaya attığı ve hiçbir delile dayanmayan bu teori neden okullarda ders olarak okutuluyor? Bu zamana kadar var olduğunu iddia ettikleri ara geçiş formları nerede peki? Böyle bir geçiş formunu bulamadılar, bulamayacaklarda..Yüzyıllardır hiçbir değişime uğramadan günümüze kadar gelen fosiller evrimcilere en büyük cevap!!
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.