Ottoman26

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 17. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulunda alınan kararın, katsayı uygulamasının kalktığı anlamına gelmediğini kaydederek, ''alanlarıyla ilgili bölümleri seçen öğrencilere ek puan verilmesi öngörülüyor'' dedi. Çelik, katsayıyla ilgili kararın alınmasının ardından yaptığı açıklamada, ''kararın ne anlama geldiğini'' anlattı. Şura Genel Kurul kararıyla ''katsayı uygulamasının kalkmadığını'' kaydeden Çelik, şunları söyledi: ''Diyelim ki Ticaret Lisesi alan olarak eşit ağırlıklı puan türüne giriyor. Öğrenci, eşit ağırlıklı puan türüyle girilen bir okula gittiği zaman 0.8 katsayısı ile çarpılacak, ancak kendi alanıyla ilgili bir bölümü tercih ederse ek puandan yararlanacak. Örneğin Anadolu Teknik Lisesi'nin makine bölümünden mezun bir öğrenci üniversitede makine mühendisliği bölümünü tercih ettiği zaman alanıyla ilgili olduğu için ona ek puan verilecek. Yani, orta öğretim başarı puanı hem 0.8 katsayısıyla çarpılacak hem de ek puandan yararlanacak. Yani avantajlı durumda olacak. Bu, teşvik etmek amacıyla yapılacak.'' Orta öğretimde alan belirlemesi yapılacağını ifade eden Çelik, şu bilgileri verdi: ''Biz Anadolu Teknik Lisesi'nin alanını, ders ağırlığına göre belirleyeceğiz. Anadolu Teknik Lisesi sayısal alan olarak kabul edildiği zaman buradan mezun olan öğrenciler sayısal puanla girilen bütün okullara 0.8 katsayısıyla girecek, ancak kendi alanlarıyla ilgili bölümlere gittikleri zaman ek puan alacaklar. Alanları dışındaki bir bölüme yine sayısal puanla giderlerse diğer adaylar gibi diğer bütün bölümlere normal girebilecekler. Örneğin, İmam Hatip Lisesi'nin alanını sözel olarak belirledik. Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin alanını da eşit ağırlıklı olarak belirledik. İmam Hatip Lisesi mezunu alanıyla ilgili bölüme giderse ek puandan yararlanacak. Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu da eşit ağırlıklı bölümlere normal adaylar gibi gidebilecek ama İlahiyat'ı tercih ederse o zaman ek puan alacak.'' 16.11.2006

değerli tektürk; sizde nickinizden imzanıza kadar reklam gördüğüm için belirttim. yazınıdan ve yazının bulundugu web site reklamını tam anlamıyla yapamadıgınızdanmıdırki oradan cekme yazıları buraya aktardınız? Dünkü ziyaretçi sayısı: 17 Bugünkü ziyaretçi sayısı: 26 Bu ayki ziyaretçi sayısı: 310 Toplam ziyaretçi sayısı 1464 yinede başaramıyorsunuz...

her zaman eşitlik isteyenler işine gelmeyince eşitsizlik ister oldu.

reklam kokan hareketler bunlar

Bugün seçim olsa ne olur? ANAR'ın araştırmasına göre bugün seçim olsa Meclis'e yine AK Parti ve CHP girebiliyor 15.11.2006 15:17 ANAR'ın Yeni Şafak için yaptığı araştırmaya göre, bugün seçim olsa Meclis'e yine AK Parti ve CHP girebiliyor. Kararsızlar ve oy vermeyeceğim diyenler katılmadığında AK Parti'nin oyu yüzde 29, CHP'nin oyu ise yüzde 12,7. Hükümet ekonomi ve enflasyonla mücadelede başarılı bulunurken, “başarılı liderler” arasında Başbakan Erdoğan açıkfarkla ilk sırada çıktı. Çözüm beklenen en önemli üç sorun ise “işsizlik, ekonomik sorunlar ve terör” diye sıralandı. ANAR araştırma şirketinin 17-25 Ekim 2006 tarihleri arasında İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, Tekirdağ, Diyarbakır, Erzurum, Samsun, Kayseri, Malatya ve Trabzon'da yaşayan 2 bin 640 kişiyle yüzyüze görüşme yöntemiyle yaptığı anketten çarpıcı sonuçlar çıktı. Seçmen yaşındaki kişilerin kadın ve erkek olarak eşit dağılımına dikkat edilen ankette, kişilere, önceki seçimde oy verdikleri partilere göre de sorular soruldu. EN ÖNEMLİ SORUN İŞSİZLİK Ankete katılanlar, “siyasetin çözmesi gereken en önemli sorun nedir” sorusuna yüzde 73 ile “işsizlik-yoksulluk” cevabını verdi. Kararsızlar 2. büyük parti “Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz” sorusuna, vatandaşların yüzde 29'u “AK Parti” cevabını verirken, “CHP'ye oy veri-rim” diyenlerin oranı ise yüzde 12.7'de kaldı. Ankete katılanların yüzde 5,6'sı “DYP”, yüzde 6'sı “MHP”, yüzde 3,6'sı “Genç Parti”, yüzde 5,3'ü “DTP”, yüzde 2,7'si “ANAVATAN”, yüzde 1,6'sı “SP” cevabını verdi. Diğer partiler toplam yüzde 3,4'lük dilimi paylaşırken, ankete katılanların yüzde 19,6'sı “kararsız” olduklarını bildirdiler; yüzde 10,5'i ise “hiçbir partiye oy vermeyeceklerini” söyledi. Ankette, “demokrasi algısı” yüzde 50,1 ile daha çok “düşünce özgürlüğü” şeklinde ortaya çıkarken, onu yüzde 47,8 ile “seçme ve seçilme hakkı”, yüzde 39,6 ile “din ve vicdan özgürlüğü” takip etti. “Demokrasi, laiklik ve çağdaş yaşamı güvence altına aldığı için önemlidir” diyenlerin oranı 28.7, “etnik ve kültürel hakların korunması önemlidir” diyenlerin oranı ise yüzde 13.2 oldu. Enflasyonla mücadele başarılı Araştırmaya katılanların yüzde 25.2'i hükümetin en başarılı olduğu alanın “ekonomi” ve “enflasyon” olduğunu belirtirken, bunları yüzde 5.6 ile sağlık, yüzde 4.9 ile dış politika ve eğitim, yüzde 3,7 ile AB politikası başlıkları takip etti. AK Partili seçmenlerin hükümeti başarılı ve başarısız buldukları konular da aynı sıralamayı takip etti. Araştırmanın yorumunda, “Vatandaşların, hükümetin ekonomi konusunda yaptıklarını beğendikleri ve destekleri gözlenirken yapılanları yeterli görmedikleri tespit edildi” denildi. Başörtüsü sorunu çözülsün “İşsizlik-yoksulluk, ekonomi ve terör” konuları, “siyasetin çözmesi istenen üç sorun” olarak da ortaya konuldu. Ankete katılanlar, “siyasetin çözmesi gereken en önemli üç sorun nedir” sorusuna yüzde 73 ile “işsizlik-yoksulluk”, yüzde 54,2 ile “ekonomik sorunlar”, yüzde 29,4 ile “terör”, yüzde 28,9 ile “eğitim”, yüzde 14,5 ile “sağlık” cevabını verdi. Vatandaşların yüzde 7,2'si başörtüsü sorununu çözmesini istedi. nParti tercihinde en çok önemsenen faktörler “dürüstlük ve yolsuzluğa bulaşmama (yüzde 60.7), ülkenin bütünlüğü ve korunması (yüzde 55.3) ve demokrasiye inanç, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi (yüzde 54.9)” şeklinde sıralanırken, lider tercihini etkileyen faktörlerin başında da yine “dürüstlük (yüzde 63.8), güç (yüzde 57), çalışkanlık (yüzde 56.9) ve cumhuriyetin değerlerine bağlılık (yüzde 56.7)” geldi. habertürk

Türkce olsun diye calıştım ama illaki baska kaynak istiyorsanda bakabilirsin. http://www.horizon.ac.jp/whatsnew/newbuilding.html

Okulun, cumartesi günü yapılan açılış töreninde, ilk kampüsün açılışına da destek veren Japonya Büyükelçisi Solmaz Ünaydın, Horizon Vakfı mütevelli heyeti, Ankaralı işadamları, Japon ve uluslararası çevreden seçkin ziyaretçiler ve veliler hazır bulundu. Eğitim hayatına 2003 yılında üç katlı bir binayla başlayan Horizon Japan International School'un yeni kampüsü de Japonya'nın yüksek standartlarına tam uygunluğu, öğrenci gelişimini öne alan tasarımı ve tüm tefrişatının Türkiye'den getirilmesi yönleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Okul ayrıca, Yokohama'nın da içinde bulunduğu Kanagawa eyaleti tarafından resmen tanınan üç uluslararası okul arasında bulunuyor.

rahmetli ecevitin bile desteklediği okullardan varmı başka bildigin. sol kesimden? Kıta Kıta, Ülke Ülke Gülen"in Üniversite, Kolej ve Eğitim Merkezleri: K. Amerika Kanada: Dil kursları. ABD: 5 Özel okul, 50"nin üzerinde kültür merkezi. Meksika: 1 okul ve kültür merkezi. G. Amerika Kolombiya: 1 kültür merkezi. Bolivya: 1 kültür merkezi. Şili: 1 kültür merkezi. Arjantin: 1 kültür merkezi. Brezilya: 1 kültür merkezi. Avrupa Azerbaycan: 12 okul. Gürcistan: 3 okul. Rusya Federasyonu: 6 okul. Ukrayna: 2 okul. Moldova: 2 okul. Litvanya: 1 kültür merkezi. Letonya: 1 kültür merkezi. Estonya: 1 kültür merkezi. Romanya: 4 okul. Bulgaristan: 3 okul. Makedonya: 4 okul. Arnavutluk: 4 okul. Bosna-Hersek: 2 okul. Macaristan: 1 dil okulu, 1 kültür merkezi. Slovakya: 1 kültür merkezi. Çek Cumhuriyeti: 1 kültür merkezi. Polonya: 1 kültür merkezi. Almanya: 3 okul, dil okulları ve kültür merkezleri. Avusturya: 1 dil okulu. Italya: 1 kültür merkezi. Isviçre: Öğrenci yurdu ve kültür merkezi. Hollanda: Öğrenci yurdu ve kültür merkezi. Belçika: Öğrenci yurdu, dil okulu ve kültür merkezi. Fransa: Kültür merkezi ve dil kursu. Danimarka: Dil kursu ve kültür merkezi. Beyaz Rusya: 1 dil okulu. Norveç: Dil kursu ve kültür merkezi. Isveç: Dil kursu ve kültür merkezi. Finlandiya: 1 kolej, dil kursu ve kültür merkezi. Ingiltere: Öğrenci yurdu, dil okulu, kültür merkezi. Portekiz: 1 kültür merkezi. Ispanya: Kültür merkezi ve dil kursu. Afrika Fas: 4 okul. Cezayir: Dil okulu. Mısır: Dil okulu ve öğrenci evleri. Moritanya: 1 okul. Mali: 1 okul. Nijer: 1 okul. Çad: 1 okul. Sudan: 2 okul. Etiyopya: 1 okul. Senegal: 1 okul. Gambiya: 1 okul. Gine Bissau: 1 okul. Gine: 1 okul. Burkina Faso: 1 okul. Gana: 1 okul. Togo: 1 okul. Nijerya: 4 okul, kültür merkezi. Kamerun: 1 okul. Orta Asya Cumhuriyeti: 1 okul. Kongo: 1 okul. Uganda: 1 okul. Kenya: 4 okul. Tanzanya: Eğitim kompleksi. (Dispanserleri, spor salonları olan kompleks ilköğretim okulu ve liseyi kapsıyor.) Malavi: 1 okul. Mozambik: 1 okul. Madagaskar: 1 okul, 1 kültür merkezi. Güney Afrika: 4 okul. Asya Kazakistan: 29 okul. Tacikistan: 13 okul. Kırgızistan: 12 okul. Türkmenistan: 20 okul. Özbekistan: 1 okul. Afganistan: 4 okul. Pakistan: 6 okul, 1 kültür merkezi. Hindistan: 3 okul, 1 dil kursu. Nepal: 1 okul. Bangladeş: 4 okul. Moğolistan: 4 okul. Japonya: 1 okul, 5 dil okulu, kültür merkezleri. şimdi 2 oldu Güney Kore: 1 kültür merkezi. Malezya: 1 okul. Vietnam: 1 okul. Kamboçya: 2 okul. Burma: 2 okul. Tayland: 3 okul. Irak: 4 kolej. Israil: Kültür merkezi. Yemen: 1 okul. Okyanusya Avustralya: 7 okul. Endonezya: 4 okul. Filipinler: 4 okul.

Faaliyet gösterdikleri ülkelerde sayısız başarılara imza atan Türk okulları Japonya'da da yayılıyor. Japonya'daki Türk müteşebbislerin kurdukları Horizon Vakfı'nın 2003 yılında eğitime açtığı Horizon Japan International School'un ikinci şubesi, cumartesi günü düzenlenen bir törenle açıldı. Japonya'daki Türk müteşebbisler tarafından ilki 2003'te kurulan Türk okullarının ikincisi, geçtiğimiz cumartesi günü eğitim hayatına başladı. Türk kolejinin açılışını yapan Tokyo Büyükelçisi Solmaz Ünaydın, bir süre öğrencilerle sohbet etti. Eğitim hayatına 2003 yılında üç katlı bir binayla başlayan Horizon Japan International School'un yeni kampüsü de Japonya'nın yüksek standartlarına tam uygunluğu, öğrenci gelişimini öne alan tasarımı ve tüm tefrişatının Türkiye'den getirilmesi yönleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Okul ayrıca, Yokohama'nın da içinde bulunduğu Kanagawa eyaleti tarafından resmen tanınan üç uluslararası okul arasında bulunuyor. Okulun, cumartesi günü yapılan açılış töreninde, ilk kampüsün açılışına da destek veren Japonya Büyükelçisi Solmaz Ünaydın, Horizon Vakfı mütevelli heyeti, Ankaralı işadamları, Japon ve uluslararası çevreden seçkin ziyaretçiler ve veliler hazır bulundu. Horizon Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan, açılıştaki konuşmasında, yeni kampüsün, okulun 3 yıl gibi kısa bir sürede gösterdiği başarının göstergelerinden biri olduğunu ifade etti. Okulun açılış gayesini "evrensel barışa katkıda bulunacak donanımlı gençler yetiştirmek" olarak özetleyen Arslan, çalışmalarının artarak devam edeceğini de sözlerine ekledi. Arslan'ın ardından söz alan Okul Aile Birliği Başkanı Bayan Ishida ve Büyükelçi Ünaydın da okulun başarılarının kendilerini gururlandırdığını ve vakfın çalışmalarının destekleyicisi olduklarını söyledi. Davetlilerin konuşmalarının ardından Türk koleji öğrencileri, Japonca, İngilizce ve Türkçe yaptıkları koro gösterisi sergiledi. Programın sonunda konuklara Türk mutfağından örnekler ikram edilirken Japon konuklar yemekleri çok beğendiklerini söyledi. Selçuk Başak, Tokyo - zaman

Atatürk'ün ölümünün 68. yıldönümü kapsamında Sinop'ta çeşitli etkinlikler düzenlendi. Belediye tarafından Anadolu'nun en eski camisi olan Alaaddin Camii'nde cuma namazı öncesi mevlit okutuldu. Mevlit programına çok sayıda vatandaş katıldı. Atatürk'ün ruhuna hediye edilen dualar sonrası cuma namazı kılındı. Namaz çıkışında il merkezindeki 13 camide Atatürk'ün anısına 6 bin külah mevlit şekeri dağıtıldı. Mevlit programına katılımın çok güzel olduğunu belirten Sinop Belediye Başkanı Zeki Yılmazer, "Okunan duaların kabul olmasını diliyoruz. Bu tür anma organizasyonlarımızı sürdüreceğiz" dedi. internethaber

ben sizin beni nasıl gördüğünüze bakmam. ben olduğum gibi görünürüm. ben bugunlerde bu kadar gündeme cıkan haberlerin gümdem başka haber tutulmamasının istendiği kanısındayım yoksa cübbeli hoca jet skiye binmiş, maltaya gitmiş bunları 1 defa en fazla 2 defa gösterirsin bunuda cemaati görür onun ve cemaati arasındaki sorundur eger diyanet işleri başkanı olsaydı benim için sorundu cünkü din işleri ile görevli en yüksek makamında bulunan kişi olurdu ve dolayısıyla ilgilenirdim. 70 milyon kişiyi ilgilendiren haber değilki yada bu kadar basında yer alması gereken bi olay değil.

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş rekor sayıda derslik yapılmış,yine okullara bilgisayar sınıfları yapılmış (her biri 60.000$ mal oldu ben 100 kadarında çalıştım), yol yapılmış, bitmeyen tüneller bitirilmiş, yarım kalan yatırımlar tamamlanmış halen görülmüyorsa yada görmemezlikten geliniyorsa batan 70 kusur holding ten ayakta duran istihdam sağlayan yimpaş gibi şirketleri gündemde tutmaya çalışan, poaş gibi borcunu ödemeyen medya kuruluşları olduğu sürece iyi olan hiç bir sey yazılmaz görüntülenmez.

yani çelişki yokmu bu yazılarda üste ortak çalıştık altta demiş bire bir görüşmedim. yani hocayı görmemiş bile. ayrıca bir dolandırıcının röportajımı delil veya kanıt burada anlamış değilim eğer hoca cami parasını toplamışsa nerededir üzerinde hiç birseyi yok ayrıca evi diye bahsedileninde nasıl alındığını kanıtlayacak kadar delili ispatı var. peki nerede topladıysa paralar. üzerinde bulunan camiiyi bile vakıfa bağışlamış daha önceden. yaptıysa dolandırıcılık kanıtlanırsa bu dünyada kanıtlanmazsada diğer dünyada cezasını ceker bu kendisi ve müritleri arasında olan bişeydir.

hocanın yaptığı kendisini ve müritlerini bağlar ama şu bir gercektir şuan bu hoca esrarmı satmıştır, kadınmı pazarlamıştır, hırsızlıkmı yapmıştır neden bu kadar gündemde yer tuttu? yoksa medya patronları gündemde başka seylerin yer almasını istemiyormu? toplumda yüz kızartıcı bir suç işlemiş gibi bir tavır alınması anlamsız geliyor.. bu gündem olmamalı kendisini ve müritlerinin sorunudur. bu grubu katılıp alkolden, uyuşturucudan vs.. kötü alışkanlıklardan kurtulan insanlarda vardır ama bunlar haber yapılmıyor.

Türkiye'de bir süredir sıradan okurun fark etmediği bir petrol savaşı yaşanıyor. Savaşın nedeni, Enerji Kurulu'nun hemen tüm şirketlere kestiği kaçak akaryakıt satma cezası. Doğal olarak her şirket büyüklüğüne göre cezadan nasibini almış. Cezadan nasibini en yüksek oranda alanlar arasında bir medya kuruluşunun sahip olduğu bir şirket de var. Ülkede gazetecilikle başka işler uzun süredir birbirine karıştırıldığı için bu medya kuruluşunun son dönemde yaptığı habercilik tartışma konusu oluyor. Geçen hafta ortaya çıkan Yimpaş haberleri böyle bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Muhafazakar kimi gazeteler bu haberlerin petrol şirketlerine kesilen cezalardan ötürü kasıtlı olarak yapıldığını, hükümete irtica yoluyla gözdağı verilmek istendiğini ileri sürdü. Cezalar yola çıktığı, artık şirketlerin bunları ödemekten başka yolu kalmadığı için bu iddialar geride kaldı gibi görünüyor. Ancak burada üzerinde durulması gereken asıl konu, gazetecilikle işadamlığı çizgisinin flulaşmasının sonuçları. Hem gazete yöneticisi, hem TÜSİAD üyesi olursanız, gazetecilik reflekslerinizin patrondan yana çalışması kaçınılmaz oluyor. Günü geldiğinde Bülent Ersoy'u (bankanın hisselerini alma dönemi), günü geldiğinde Erdal İnönü'nün yalısına hacizi (CHP'ye rakip parti kurma arifesinde) manşet yaparsanız, yaptığınız her haber kuşkuyla karşılanır. Dönüp şöyle bir geçmişinize bakmadan sadece bugün yapılan eleştirileri yanıtlamaya kalkarsanız yanlış yaparsınız. Çünkü tartışılan aslında sadece bugün yaptığınız gazetecilik değildir, bugüne kadar yaptığınız gazeteciliktir, 10 yılların bilançosudur sorgulanan. Evet hükümetin her konunun arkasında bir komplo teorisi araması çok doğru bir tavır değildir ama sizin bugüne koyduğunuz tavır insanları paranoid yapmaya elverişlidir açıkçası. Üstelik eğer, son dönemde gündeme getirilen haberlerin asıl amacı cezaları erteletmek idiyse, bu sefer büyük bir başarısızlık yaşadığınızı kabul edin. Yaptığınız haberler cezaları gündeme getirdi ve 300-500 milyon YTL'lik cezaların tahsilinden başka yol kalmadı. Eğer siyasi iktidar bu cezaları iddia ettiği gibi bu hafta içinde tahsil etmezse aynı komplo teorilerinin muhatabı olacak, çıkarı uğruna büyük medyaya kıyak yapmakla suçlanacaktır. Bütün bunlar bizim yaptığımız işi tartışmalı hale getiren, saygınlığını, inanılırlığını, güvenilirliğini azaltan gelişmeler. Bugünün dünyasında gazete patronunun medya dışında işi olmamasını talep etmek gerçekçi değil. Çünkü artık gazete patronu değil söz konusu olan, bir medya patronu gündemde. Ancak bu patrondan mesleğin saygınlığına gölge düşürücü girişimlerde bulunmamasını beklemek hakkımız diye düşünüyorum. Gazetelerin silah olduğu bir ortamda, başkaları kendilerine karşısilah bulmakta gecikmez çünkü. Tıpkı tanka karşı, tanksavarın çıkması gibi. Sonuçta herkes yara alır ama sağlık durumu zaten zayıf olan mesleğin ayakta kalma şansı bu gidişatla giderek azalır. (vatan) sonunda gazetecilerde isyan etmiş bu duruma aydın doğan ne maksatlı haber yaptırdıgı ortada...

30 ilde akaryakıt şirketlerine yönelik denetim yapıldı. Depoların yarısında, beyan edilenden çok daha fazla akaryakıt çıktı. Şirket yöneticileri kaçakçılık suçlamasıyla karşı karşıya kaldı Akaryakıt sektörü üzerindeki denetimler hızla artıyor. 28 Ekim’de, 30 ilde 57 ekip tarafından, çoğu dağıtıcı olmak üzere, 39 firmaya ait, bünyesinde bin 102 adet akaryakıt tankı bulunan ve toplam 3 milyon 913 bin metreküp kapasitesi olan depolama tesislerine baskın yapıldı. Ayrıca, tüm havaalanlarında bulunan tesislerle, yüzer antrepo olarak kullanılan bir gemiye de eş anlı baskın yapıldı. Denetimlere EPDK, Gümrük, Gelir İdaresi, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik ve Sanayi Bakanlığı’ndan toplam 320 personel katıldı. Operasyon kapsamında, depo ve antrepolardaki akaryakıt miktarları ve türleri gibi hususlarda fiili envanter sayımıyla, bu envanterin gümrük ve muhasebe kayıtları ile kıyaslandı. Tesislerden 288 adet numune alınarak standart dışı ürün olup olmadığı tespit edilmek üzere laboratuvarlara gönderildi. BEYAN DIŞI BENZİN Denetimlerde polis öncelikle bayilerin depolarında bulundurdukları akaryakıt miktarını ölçtü. Ancak, ölçümlerde depoda beyan edilen akaryakıt miktarı ile ölçüm arasında büyük farklılıklar belirlendi. Soruşturmayı yürüten birimlere göre depoların yarıdan fazlasında aynı durum ile karşılaşıldı. Operasyonlarda, depolardan yarıdan fazlasında bulunan akaryakıtın, devlete beyan edilen miktarın oldukça üzerinde olduğu saptandığı öğrenildi. Depolarda fazla akaryakıt bulunması üzerine polis ve maliye ekipleri, şirketlerden fazla akaryakıtı açıklamalarını istedi. Ancak, akaryakıt firmalarının buna bir açıklama getiremediği belirtildi. Bunun üzerine firmalara akaryakıt kaçakçılığı iddiasıyla ile işlem yapıldığı bildirildi. ÖRGÜTLÜ SUÇ MU? Polisin 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefetten işlem yapmasının ardından gözler açılacak davaya çevrildi. Söz konusu kanun kapsamında savcılığın örgütlü kaçakçılıktan dava açması halinde firma sahipleri ve yöneticileri 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecek. Yasada ayrıca oldukça yüksek para cezaları da bulunuyor. EPDK’nın ise akaryakıt dağıtıcı firmalarının lisanslarını iptal edebileceği ileri sürülüyor. Bilindiği gibi 31 Ağustos’ta 28 akaryakıt dağıtım şirketine EPDK toplam 1 milyar 666 milyon 835 bin 180 YTL’lik ceza vermişti. Ancak, firmalar ödeme süresi dolduğu halde, yargı süreci devam ettiği gerekçesiyle bu cezaları ödemediler. Firmalar hakkında haciz işleminin başlatılabileceği belirtiliyor. STANDART DIŞI AKARYAKIT Akaryakıt depolarına yapılan şok denetimlerde birçok depodan alınan numunelerin akaryakıt standartlarına uygun olmadığı saptandı. Depolardan 288 numunenin incelemeye alındığı belirtiliyor. İlk belirlemelere göre 23 numunenin akaryakıt standartlarına uygun olmadığı saptandı. Numuneler Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderildi. Yapılan incelemeler çerçevesinde numunelerin birçoğunun standart dışı olduğu öne sürüldü. (BUGÜN)

asıl mahkemeyi etkileyenleri van yüzüncü yıl üni. rektörü yargılanırken gördük...

sizde dipnot gibi kıvırmaya başlamışsınız. "bu yemin 1986 yıllarında söylenmiş " bu cümlenizi kanıtlayamadıkca inandırıcı olamıyorsunuz. ancak -miş, -muş diyebilirsiniz. eğer gercekten inanıyorsanız ve delillerinizede güveniyorsanız siz neden mahkemeye başvurmuyorsunuz. bana şunu demeyin akp iktidarda mahkemeyide etkiler gibisi bi demagoji yapmayın. eğer mahkemelerde o tür bi etkisi olsaydı başörtüsünde kullanırdı o baskıyı ve etkiyi. herseyden önemlisi bunu Cumhuriyet yazardı tabi tazminatı ödeyecek kadar sağlamsa.. burada atıp tutmayla olmuyor sizin yayınladığınız cok değerli yazarlar var dediğiniz sitedekiler neden mahkemeye başvurmuyor... internette yalandan kim ölmüşki o hesap ancak sanalda atılıp tutulur bu haberler nedense reel e taşınmaz. zamanında şiirden dolayı hapis yatan biri bu haberin gercek olması durumunda ömür boyu hapis yatardı.

ben size aynı konuda ortadoğu dan da link verecektim ama kaldırmışlar linki. onlarda yalan oldugunu anlamış olacaklarki kaldırmışlar. ayrıca şimdi sizde kendi internet sitenize ekleseniz onu burada belge olarak gösterirsiniz.bunlar ucuz ve bayat numaralardır. daha böyle belgenin olup olmadığı nerede durduğu konusunda bile çelişki yaşanırken halen var diye iddia etmeniz cok garip. ayrıca böyle bi belge vs.. olsa deniz baykal en önemli muhalefet partisi bunu koz olarak şimdiye kadar 50 defa kullanırdı. azıcık mantıklı olalım lütfen. olmayan bişeyin belgeside olmaz. şimdi ben sizinle dün yüzyüze konuştum diye iddia etsem burada belgesini gösteremem cünkü olmayan bişey ve bununda haliyle belgesi olmaz. bu iddiaları veren kişide belgesini göstermeliki bizde inanalım. neyse biz zamanında tartışılmış bu konunun özetine bakalım isterseniz...

yargısız infaz size yakışır frozen. benim rüya görmek gibi veya belgesiz iftira atmak gibi bir hevesim yok... görüşlerini sonuna kadar savunan dipnot bile bu yemin konusunda sonunda hatasını kabul etmiştir. ve haberin gercekliliğin inandırıcılığının olmadının kanaatine varmıştır. sardunyamda büyük bir erdemlilik yapıp hata yaptıgını söylese cok hoş olur.

arkadasım önceki verilen kaynaklarda asılsızdı tire diye ilçeden "dipnot" bahsetti durdu verilen kaynaktada tire diye bi yerden söz edildi ama öyle bi yer yoktu trabzonda. şimdi ne kadar adaletli oldunda verdin o bilgiyi araştırdınmı hangi resmi sitede var sıradan hobi olarak site acmış adamların sitesinden buraya eklemişsiniz. resmi olarak bırakın erdoğanın ettiği yemini kuran kurslarındada böyle bir yemin olmadığı acık ve bariz. şimdi halen bu yazılanlar üzerine savunma yapıyorsunuz o yemini ettiğine dair. o zaman siz yanındaydınız cünü resmi bi evrak site vb. sey yok. o kadar görsel medya ve yazılı basın varken kücük sitede yer alması cok ilginc. ama büyük basında yer bulamaz cünkü büyük bir tazminata mahkum olacagı bi haberi medya haber yapmaz.

EPDK'nın 1.6 milyar YTL cezası kestiği şirketler cezayı ödememekte direnirken, akaryakıtçılarla bağlantılı medya organları da her gün bir irtica haberini gündeme taşıyor. EPDK'nın, "lisansı bulunmayan akaryakıt istasyonlarına akaryakıt ikmali" yaptıkları gerekçesiyle 1.6 milyar YTL para cezası kestiği şirketler cezayı ödememekte direniyor. Ödemesi süresi dolduğu halde ödemeyi yapmayan firmalara haciz uygulanması gerekiyor Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) 31 Ağustos'ta 28 akaryakıt dağıtım şirketine kestiği toplam 1 milyar 666 milyon 835 bin 180 YTL'lik cezanın ödeme süresi dolduğu halde, cezalar ödenmedi. Starpet ve MMG hariç 26 şirketle ilgili olarak EPDK hazırladığı ceza dosyalarını Maliye Bakanlığı'na devretti. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün kanun gereği tandığı bir haftalık sürenin dolmasına rağmen para cezalarının ödenmemesi, “Cezalardan kurtulmak için bir af girişimi mi var” sorusunu gündeme taşıdı. Eş zamanlı olarak bazı gazetelerde sıradan haberlerle “irtica kampanyaları” başlatılması da dikkat çekti. Sözkonusu cezaları ödeme süreleri dolmasına rağmen ödemeyen firmalar hakkında haciz işlemi başlatılması gerekiyor. 28 ŞİRKETE CEZA Piyasada faaliyet gösteren toplam 34 dağıtım şirketi hakkında incelemeler yapıldı. Çalışmalar sonucunda lisanssız bayilere akaryakıt ikmali yaptığı tespit edilen 28 firma ceza aldı. Dağıtım şirketleri hakkında düzenlenen dosyalar üzerinde yapılan çalışmalar geçtiğimiz aylarda tamamlanmış, çalışma sonrası ilk üst kurul toplantısında dosyaları masaya yatıran EPDK, 28 şirkete toplam 1,6 milyar YTL para cezası ödemesine karar vermişti. POAŞ'A 600 MİLYON YTL Hakkında işlem yapılan 28 akaryakıt dağıt şirketi arasında en büyük para cezasını Doğan Grubu'nun İş Bankası ile kurduğu konsorsiyum ile satın aldığı Petrol Ofisi şirketine kesildi. İstanbul'da yapılan F1 Formula yarışının ana sponsor firmalığını da üstlenen Petrol Ofisi'ne 600 milyon YTL para cezası veren EPDK, tahsilatı da "defaten" yani bir defada yapması bekleniyordu. Ancak POAŞ, cezayı hâlâ ödemedi. Koç Holding'in iştirakleri arasında yer alan OPET'e de EPDK 200 milyon YTL para cezası kesti. OPET de bu cezayı defaten ödeyecekti. Sektörün en büyük firmaları arasında yer alan İngiltere kökenli BP'ye de 70 milyon YTL para cezası kesilmişti. 2100 BAYİYE MÜHÜR Yeni Şafak'ın gündeme getirdiği lisanssız akaryakıt satan bayilerle ilgili çalışma başlatan EPDK, 2 bin 100 bayiyi mühürlemişti. EPDK, denetleme ve soruşturmasına dağıtım şirketlerini de dahil etmişti. Türkiye'de faaliyet gösteren 34 dağıtım şirketinden 30'unda soruşturmasını geçtiğimiz Şubat ayı sonunda tamamlayan EPDK, savunmaları da aldıktan mühürlenen bayilerden 260'ına akaryakıt veren dağıtım şirketlerinin dosyaları üzerindeki çalışmaları da tamamlamıştı. Haciz ve icra devreye girecek Cezaların son ödeme tarihi tebliğ tarihinden 30 gün sonra bitiyor. Buna göre, Starpet ve MMG dışında tüm firmalar için son ödeme tarihi geçti. Son ödeme tarihi biten firmalar için EPDK yazdığı birer yazıyla dosyaları Maliye Bakanlığı'na devretti. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü dosyaları aldıktan sonra yürürlükteki kanunlar gereği bir haftalık ödeme süresi tanıyor. Bir haftalık ödeme süresi içinde de ödeme yapılmazsa haciz ve icra devreye giriyor. Ceza ödemeye direnecekler Enerji kulislerine sızan bilgilere göre, EPDK'nın yüklü miktarda para cezası kestiği 28 akaryakıt dağıtım şirketi aralarında mutabakat sağlayarak cezaları ödememe kararı aldılar. Danıştay'da açılan dava sonuçlanıncaya kadar para cezalarını ödememe kararı alan şirketler bu arada Maliye Bakanlığı'nın icra/haciz yoluyla tahsil etme işlemlerini boşa çıkarmak için de kulis faaliyeti başlattılar. Diğer yandan akaryakıt dağıtım şirketleri EPDK'nın kestiği para cezalarının affedilmesine yönelik yasal düzenlemenin yapılması için hem AK Parti nezdinde, hem de bürokrasi nezdinde girişimlerini sürdürüyorlar. Akaryakıt şirketleri lobi faaliyetlerinden sonuç ala-mazlarsa, yasaya yeni bir fıkra ekletmenin peşinde. Çıkan af söylentileri zaafiyet oluşturuyor 2003'te Petrol Piyasası Kanunu çıktığını hatırlatan EPDK Başkanı Yusuf Günay, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile imzaladıkları protokol sonrasında bin kişilik bir ekiple Türkiye genelinde tarama çalışması yaptıklarını ve bin 500'e yakın firmaya ceza kestiklerini söyledi. Belirli bir kesimde denetimlerin çok sıkı olduğu ve verilen cezaların affedilmesi gibi bir fikrin olduğunu ifade eden Günay, kaçakla mücadelelerinin devam edeceğini belirterek, "Yoğun kaçak akaryakıt olduğu illerde operasyonlar devam ediyor. İlk defa sivil ve askeri otorite bir araya gelerek ortak çalışma başlattı. Af söylentileri zaafiyet oluşturuyor. Örneğin, bir kamyon sahibine herhangi bir ihlalde 800 milyarlık ceza var; dağıtım şirketlerine de aynı ceza uygulanıyor. Biz kamyonlara cezanın onda biri olmasını istedik. EPDK ceza verirse biz affederiz mantığı olmaması lazım" dedi. ÇEAŞ ve KEPEZ örneği EPDK'nın 2003 yılında başka bir tarihi cezası da olmuştu. Uzan Grubu'nun Çukurova Elektrik A.Ş. (ÇEAŞ) ve Kepez Elektrik A.Ş.'ye de ceza keserek devletin el koymasının yolunu açmıştı. Petrol dağıtım şirketlerine kesilen ceza Uzan Grubu'nun ÇEAŞ ve Kepez'ine el konulması ile sonuçlanan cezayı da gölgede bırakacak büyüklükte bir operas-yon olarak tarihte yerini aldı. Petrol lobi şirketlerinin cezayı engelleme amacıyla yaptıkları kulis faaliyetleri de nihayetsiz kaldı. EPDK'nın böyle bir cezayı kesebileceğine kanaat getirmeyen, ancak bir ceza ihtimaline karşı 5015 Petrol Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa taslağı hazırlayan şirketlerin hevesleri kursaklarında kaldı(YENİŞAFAK) rotahaber

ben r.tayyip erdoğanın yemininden bahsetmiştim. afallamışsınız diye. şimdi öyle bi yemin olmadıgını görünce camur at izi kalsın ulusalcı tipinden mi olmuş oluyorsunuz. bende vatanımı milletimi seviyorum sağcıda solcuda arkadasım var ama iftiracı yok benim arkadaslarım arasında. bu başbakan veya hükümet hiç mi iyi bir iş yapmamıştır?

sayın sardunyam sizinde politikanızı anlamak cok zor. bir bakıyoruz sol görüşten çalarken diğer yandan mhp nin sanatcısı bilinen ozan ariften inciler ekliyorsunuz. ama yukarıda savunduğunuz yeminde sizde kabul edinki tabiri caizse afalladınız.