egzorsist

marsta var diyorlar belki ordaki çekimde su çekimidir kim bilir neden insanlar gökyüzünde 400 milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yeri elleri ile yoklarlar

beşiktaşııım oleyyy

ozon tabakasından uçtu niçin limonlu gazozların içinde bir sürü suni tatlandırıcı varken, bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır ?

ışık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir ? hediye olayınıda düşüneceğiz ama daha bir fon oluşturamadıkki

hediye daha sonra fon oluşturacağız öyle

Bugün kullandığımız takvimin kökeni, Roma İmparatoru Julius Caesar’ın, Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e yaptırdığı “Julyen” takvimi. Bu takvime göre bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Artan bu saatler her 4 yılda, bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece bir yıl, 4 yılda bir 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12’ye tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülür. Julyen takviminde yılbaşı, mart ayındadır ve buna göre şubat, yılın en son ayıdır. “July” olarak bilinen temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer. Caesar’dan sonra yaşayan bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki ağustos (Augustus’un adından) ayının 30, Caesar’ın adını taşıyan temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, yılın son ayı olan şubattan bir günü alıp, ağustos ayına ekler. Böylece 30-29 gün döngüsü yaşayan şubat ayı 29-28 gün olarak belirlenir. alıntı.. umarım yeterlidir abi saol verdiğin cevaplar için niçin uçaklarda paraşlüt yerine can yeleği vardır ?

soru sormamışsın sana ceza diğer sorularıda cevapla bakiim

güzel bir oyun cevabı olmayan sorunu sor ve alttaki üyeden cevabı bekle.. ben bir iki tane sorayım mesela 1. yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar ? 2. süper yapıştırıcılar herşeyi yapıştırdığı halde, niçin içinde bulunduğu tüpün iç yüzeyini yapıştıramamktadır... ? 3. niçin falcıya gitmek için randevu alınır, geleceğimizi bilemezmi ? gibi ben cevaplarınızı bekliyorum.. sizden de gelecek sorularla eğlenceli olacağını düşünüyorum

martılar ismini gelir fısıldar sahilde sessizlik benimle ağlar her tarafta senden bir hatıra var baktığım, gördüğüm, duyduğum sensin...

kadehe ..

kişi kendini nasıl bilirse karşısındakinide o şekilde görür.. eğer art niyetsiz bir kalbe sahipseniz, karşınızdakinide bu şekilde görmek istersiniz.. bayan ile erkek piskolojisi farklıdır.. günümüzde kadınlara genelde yaklaşım şekilleri farklılık göstersede, kadınlar genelde erkekler açısından çoğu zaman birer cinsel obje olarak algılanır. bende bir erkeğim, benim düşüncem neyi ne şekilde görmek istediğime bağlı. eğer bir insanı flört yada arkadaş die ayırt edemiyorsam zaten sorun bendedir, tabii bu olay bayanlar açısından da bu şekilde.. saygı sevgi karşılıklıdır.. aslında derin bir olay ve karşılıklı olması gereken duygular var.. ben karşımdakini kardeşim yada bir abla gibi görebiliyorsam karşımdaki bayanında bu şekilde abi yada abla gibi davranması gerekir. eğer duygular bu yönde ise hiçbir zaman yanlış anlaşılmalara imkan doğmaz ve iyi birer dost olunur bence.. ne olursa olsun erkek erkektir mutlaka ama irade die bir meziyet var.. nefis var.. dost olmak sarmaş dolaş olmak yada enseye tolat *** parmak anlamına gelmiyor. herşeyin ölçülüsü makbuldür.. tabii bunlar benim görüşüm.. saygılar..

aslında hiçbir şey bilmiyorum şuan

Bir garibim bu dünyada Unuttunmu tanrım beni Üstüme dertleri yıkıpta Unutttun mu unuttun mu tanrım tanrım beni Doğduğum kusurdu yaşantım hata Ben isyan ederim böyle hayata Kimim var gelipte elimden tutan Yarab unuttun mu mahsun kulunu Yarab unuttun mu mahsun kulunu Perişan yaşarım şu yer yüzünde Bütün arzularım kaldı gözümde Şimdi çaresizlik var sözlerimde Yarab unuttun mu mahsun kulunu Yarab unuttunmu mahsun kulunu Kimim var gelipte elimden tutan Yarab unuttun mu mahsun kulunu Yarab unuttun mu mahsun kulunu Bir garibim bu dünyada unuttun mu tanrım beni Üstüme dertleri yıkıpta unuttun mu tanrım beni Perişan yaşarım şu yer yüzünde Bütün arzularım kaldı gözümde Şimdi çaresizlik var sözlerimde Yarab unuttun mu mahsun kulunu

sen nerdeydin ki kleo

Bizim gönlümüze hasret düşüren Şu geçit vermeyen dağlar utansın Bizi bizden alıp yabancı eden Şu uzayıp yollar utansın Düşürenki aşkı dillerden dile İsyan eder oldum şansa kadere Aynalar yaşlanmış gösterse bile Yaşanmadan geçen yıllar utansın Yar yanımda en büyük hasret Sevdasız geçecek ömüre hayret Gönülde açmazsa solacak elbet Çiçeklerle dolu dallar utansın Düşürenki aşkı dillerden dile İsyan eder oldum şansa kadere Aynalar yaşlanmış gösterse bile Yaşanmadan geçen yıllar utansın

şöle doya doya haykırabilirmiyim şeyda

sen kayıptın şimdi buralardasın öğrendim hoşgeldin.

bugün öğrendim her güzel şey bir gün mutlaka sona eriyormuş....

Gözlerimden sel gibi yaş olup akıyorsan Gitmek istiyorsan kime ne Gecemden yıldız gibi meçhule kayıyorsan Kaderini çizdiysen kime ne Basarım ben bağrıma koca koca taşları Hıçkırarak ağlarım kime ne En acı zehirlerle sararım ben yaramı Avuturum gönlümü kime ne Umurundamı ki dünyanın umurundamı ki kimsenin Varmışım yokmuşum ben kime ne Umurundamı ki dünyanın umurundamıki kimsenin Bu benim kaderimdir kime ne Gidene kal denilmez gönül bu doymak bilmez Açmışım tokmuşum ben kime ne Sevilmemiş sevmişim bir gönüle girmemişim Güzellik zorla olmaz kime ne Basarım ben bağrıma sabır denen taşları Anılarla yaşarım kime ne En acı zehirlerle sararım ben yaramı Sustururum gönlümü kime ne Umurundamı ki dünyanın umurundamı ki kimsenin Varmışım yokmuşum ben kime ne Umurundamı ki dünyanın umurundamı ki kimsenin Bu benim kaderimdir kime ne

sevgi

olur ha bugün ha yarın

günaydıınnn

itiraf ediyorum üstümdeki muabbet bence çok ilginç