AsiMeLek tarafından postalanan herşey
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
AsLında söyLedikLerimden çok SakLadıkLarımda sakLıyımVe gizLedikLerimde gizLiyim ßu yüzden anLamak için Konuştuklarımdan çok SustukLarıma kulak ver
-
SORULARIN CEVABINI VER ÖYLE AŞIK OL KAHROLASI
SEN HİÇ AŞIK OLDUN MU? HİÇ BİR İNSANI ÖLESİYE SEVDİN Mİ? YÜREĞİNİ ALIP KAÇAN OLDU MU? HERGÜN ALLAHA AL BENİ YANINA DİYE YALVARDIN MI? HİÇ BİR İNSANIN ELLERİNİ TUTUP GÖZLERİNE BAKTIN MI? PEKİ BAKTIĞINDA AŞKI HİSSETTİN Mİ? SEN HİÇ ALLAHIN KADER TOKATINI YEDİN Mİ? CEHENEME GİTMEK İSTEDİN Mİ? HİÇ YASAK,İMKANSIZ AŞK YAŞADIN MI? BU SORULARIN CEVABINI VER ÖYLE AŞIK OL SANA YAZIKLAR OLSUN KAHROLASI..
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
Bugün vazgeçtim... Seninle yaşayacağım o büyük aşktan .. Ellerinden,gözlerinden,yalan sevginden.. Bana ait hiç bir şey olmadığını gördüğüm yüreğinden.. Tüm çaresizliklerimi toplayıp,yürüyorum batan güneşe doğru.. Sensiz gideceğim yönün,varacağım hiç bir durağın önemi yok.. Ve artık gördüm ki senin bunları bilmeninde gereği yok.. Acemi şiirlerimi,kırık umutlarımı ateşe verdiğin gibi Sevdamı,yüreğimi de elinin tersiyle itersin çünkü.. Çünkü.. Hiç bir önemi yoktur gönlünde.. İkna ettiğin masum duyguların,yarattığın aşkın ne denli büyük... Ne denli yürekli olduğunu farketmezsin bile. "Biliyorumki artık, senin aşk dediğin,Üç beş gün oynanan bir oyundur sadece..." Acımı attım artık içimden.Özlemeyi de bıraktım .. Anlıyorum artık kimin kime bir numara büyük geldiğini. Sana ait bir tek şarkılar kalacak kulağımda belkide.. Seçim yapmaya zorlanıyordum... "evet" ya da "hayır"ı seçmek, "iyi"yi ya da"kötü"yü seçmek,"gitmek" ya da "kalmak",ben "vazgeçmeyi" seçiyorum .. Beklemek, zorlaştırır... Beklemek, bıktırır.... Beklemek bitirir.... ve tabi beklemek, unutturur... Ve işte,Kayıp giden bir gemi daha..Yitip gitti işte..Koyverdim avucumdan.. Oysa sadece.. ‘Yüreğine sıkıştırsana beni’ demişti.. Sadece bu..Koyverdim.. “Uç’tu gitti..Düş’tü gitti..”
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
İlkbahar mı?Sonbahar mı? Hangi sonda saklanmıştı bilmiyorum… Ama herhangi bir tende “bahardı” sona kilitlendiğim… Vurulmuş sözler vardı. Dışarıda kan revan içinde, inliyorlardı “verilmiş sözlerdik” diye…Neyin sözüydü bunlar? Kimin? Soramadan öldüler… Son nefeslerinin buğusunda bile “verilmiş sözlerdik” dediler, içimi burktular. Ama yürümek, aralarından, hissettirmeden geçmek zorundaydım. Verilmiş bir sözüm vardı... Kül yok, duman yok, hiç hiç… Bir şey yok.. Ama cayır cayır dı ortalık… İliklerime kadar ateştim içimdeydim. Kusursuz ölümlerdi bunlar… Ne bir cinayet aleti ne de zanlı(lar)…İzler ortadan bölünmüştü... Katliamdı bu… Bir kuşlar vardı bir de ben. Bir de verilmiş ama tutulamamış sözler. Onlar da ölüydü zaten… Sıcaktı daha bedenleri, kiminin gözleri açık, kiminin saçları önüne düşmüş… Ama hepsinin sol elleri yumruk olmuş… Bir giz vardı elbet… Bir şey saklıyorlardı… Hiç bir ölüye dokunmamış ben, meraktı ruhumu çivileyen… Çıldıracaktım… Neydi ki bu sol elin kusursuz örtüsü… Sırra dönmüş öyküsü… Neydi ki bir avuç dolusu şey? Aklımı bunlarla yorarken koşar adım aralarından geçiyordum. Kan yoktu, çıldıracaktım bu nasıl bir ölümdü. O elin, ayağıma dolandığını hatırlıyorum sadece ve “hayır” diye haykırışımı… Ne kadar zaman geçti hiç bilmiyorum ama kendime geldiğimde o el hala bacağımda benim uyanmamı bekliyordu. Vücudum titriyordu, bayılmak üzereydim ama bu kez izin vermedi… Sol elini bana doğru uzattı. Son bir gayretle avucunu açtı. İşte merak ettiğim öykü buydu ve o, bunu gözlerimin önüne sermişti. Çok basitti, tutulması gereken söz yazıyordu avucunda. Ayağımdan ağır ağır kayıyordu eli. Ölüm başucundaydı, hissettim, korktum. Bakışlarını sabitledi buz gibi gözleriyle ve minnettar bir tavırla başını salladı. Sanırım bu ölüm son bir cümle kurmasına izin vermişti ilk kez… Bana bakıyordu hiç bitmiyordu an, ne yapacağımı şaşırmıştım. Acaba ne söyleyecekti? Korkulu bekleyişim bana asırlar verse de o sesle saniyeler içine düştüm yeniden… —Sözlerimizi tut.. Ne dediğini tam anlayamadan son kez, gözlerini sol avucuna iliştirerek —Sözlerimizi tut.. Dedi ve gözlerini ebedi bir boşluğa araladı… [bir öykünün giriş kısmında son bulduğu an.. gerçek bir olaydır...]
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
Bu sabah hüzünlüyüm, dokunsalar ağlarım.. Kalbim acılarla dolu, yokluğunun ilk sabahında.. Unutmuşum saatleri, zamanlar durmuş senin için.. Gidişine sabahlar bile isyan etti.... Sensiz güneşler bile doğmuyor, gözlerimde.. Zaman acımasız, zaman hain.... Bir sözünle güneşler batırmışsın, sabahlarımda.. Atmış gitmişsin beni bir köşeye.. Yokluğun bana doyar, ben yokluğuna susamışım.. Aklıma geldiğinde yudum yudum tükenirim.. Yokluğunun ilk sabahında... Bir gün gelir bende çekip giderim sevginden.. Ama ozamana kadar bin kere ölürüm.. Bin kere dar ağacına asarım duygularımı.. Ama yinede fayda vermez, isyan ederim kaderime.. Dudaklarım boykot etmiş adını , zamansız.. Matemini dalga dalga yazarım gecelerime.. Gözlerim seni ağlar, ellerim seni yazar.. Ben çeker giderim hayatından, sen kalırsın o şehirde.. O şehirde insanlar çabuk unutulur, çabuk biter sevgiler.. İçeceğim yokluğuna , bu gece nöbet nöbet.. Lanet olsun bu karşılıksız sevdalarıma.. Lanet olsun beni hiç sevmemişliğine.... Benim olmayacağını bilerek yazacağım.. Ve benim hiç olmadığına içeceğim.. Vaad edeceğim bir şey yok sana benden başka.. Ama sen beni anlamadın istemedin asla... Uzaklarda ışık var ama senin ışığına benzemez.. Öyle bir ateş yaktın ki bende yazmakla bitmez.. Sen beni aramazsın, özlemezsin biliyorum.. Ben seni esen yellerden bile soruyorum... Öyle bir şarkı olsa ki seni anlatmasa.. Öyle bir şiir olsa ki seni yazmasa.. Öyle bir gün olsa ki senle doğmasa.. Çeylan gözlüm, yokluğunun ilk sabahında.. Sana hasretim sarılmasa.. Bu sabah hüzünlüyüm, dokunsalar ağlarım.. Kalbim acılarla dolu, yokluğunun ilk sabahında.. Unutmuşum saatleri, zamanlar durmuş senin için.. Gidişine sabahlar bile isyan etti.... Sensiz güneşler bile doğmuyor, gözlerimde.. Zaman acımasız, zaman hain.... Bir sözünle güneşler batırmışsın, sabahlarımda.. Atmış gitmişsin beni bir köşeye.. Yokluğun bana doyar, ben yokluğuna susamışım.. Aklıma geldiğinde yudum yudum tükenirim.. Yokluğunun ilk sabahında... Bir gün gelir bende çekip giderim sevginden.. Ama ozamana kadar bin kere ölürüm.. Bin kere dar ağacına asarım duygularımı.. Ama yinede fayda vermez, isyan ederim kaderime.. Dudaklarım boykot etmiş adını , zamansız.. Matemini dalga dalga yazarım gecelerime.. Gözlerim seni ağlar, ellerim seni yazar.. Ben çeker giderim hayatından, sen kalırsın o şehirde.. O şehirde insanlar çabuk unutulur, çabuk biter sevgiler.. İçeceğim yokluğuna , bu gece nöbet nöbet.. Lanet olsun bu karşılıksız sevdalarıma.. Lanet olsun beni hiç sevmemişliğine.... Benim olmayacağını bilerek yazacağım.. Ve benim hiç olmadığına içeceğim.. Vaad edeceğim bir şey yok sana benden başka.. Ama sen beni anlamadın istemedin asla... Uzaklarda ışık var ama senin ışığına benzemez.. Öyle bir ateş yaktın ki bende yazmakla bitmez.. Sen beni aramazsın, özlemezsin biliyorum.. Ben seni esen yellerden bile soruyorum... Öyle bir şarkı olsa ki seni anlatmasa.. Öyle bir şiir olsa ki seni yazmasa.. Öyle bir gün olsa ki senle doğmasa.. Çeylan gözlüm, yokluğunun ilk sabahında.. Sana hasretim sarılmasa..
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
Gecenin sıcağı emip, serin serin üflediği bir saatte;gözlerimi dikmişim gökyüzüne yine seni düşünüyorum..Düşünüyorum o halde varsın..Hep olduğun yerde, içimin en sakınılanındasın..." Kıpırtısız... Dingin... Yeşil gözlerinle gülümserken... Kıpırdama sakın... ( Hafızama aldım bile) . . "Saklıyorum seni bi yerlere, bekle biraz..Tam, acılarına merhem olduğumu söylerken çektiğim fotoğrafının yanına koyuyorum.. Gözlerinin yeşili… İki farklı tonu nasıl da güzel..Biri güneş vurmuş gibi parıltılı taze bir fidan ve diğeri puslanmış bir akşam üzerinde olgun bir koca çınar..." Yaslandığım... Dinlendiğim... Kendime dillendiğim... Yapraklarını dökme sakın... (Dilekler bağladım bile dallarına) . . "Bize dair...Umut yüklü, henüz yitmemiş….Defter aralarında sakladığım kurumuş gül gibi saklıyorum seni içimin sayfalarında..Kimseler bilmesin demiştin, sakınıyorum..En büyük hazinem oluyorsun çocuk aklıma..Hırsızlardan sakınmak için kilitli tutuyorum dudaklarımı.. Sana susuyorum.. Lal olup bize “sus” uyorum..Bir gülüşünle su veriyorsun gönlüme..." Bulut olup... Çisil çisil elerine yağıyorum... Sonra şımarık küçük sevgilin oluyorum... Sımsıkı sarıl, bırakma sakın... ( Kokunu çektim bile içime) . . "Narkoz almış gibi uykuya hazırım şimdi,sen kokulu rüyalara…Yarı baygın, yarı ölü halimdir sana en yakın olduğum zaman..Elimi uzatsam değecek kadar, gözlerimi yummam yeter..İşte buradasın..Kolların bana açılmış..Uçurtmamsın sevdaya doğru ayaklarımı yerden kesen..." Savruluyorum... Rüzgar kirpiklerimle sevişiyor... İçim çekiliyor... Takılıp gerçeklere, durma sakın... (Ben çoktan düştüm bile içine) . . "Zamansız oldu, biliyorum..Hatta biraz da geç..Akıl edemedim, düşüşleri..Ben alışkınım uçurum kenarlarına, rüyalarımda çok atladım boşluğa, süzülüp parmak uçlarımda konuverdim sevdaya..." Ben gerçeğe hiç böyle çakılmadım... Bilemedim... Uyandım... Mahmurum ve hala aşık...( Acıtmadım ya seni……)! ... yolcu...
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
Seni Anlatmamı İsteselerdi Benden, seni anlatmamı isteselerdi, bir yürek anlatırdım içimde koskocaman bir dünya, dünyada kocaman bir fener ve sevgi yolu aydınlatan. Deselerdi yaz onu; yazadım en güzel şiirleri dilsiz istekleri dipsiz kuyu sarınçlarında yuvarlanan aşkları. Yazardım parmaklarım morarıncaya kadar yazardım, yüreğim yorulup duruluncaya kadar. Deselerdi çiz onu; çizerdim dünyayı, dünya her tarafı yediveren gülleri yedi renk açan, en mevsimsiz çiçeklerin açtığı nakışlı oyalı özenli bir dünya ve korkardım kendi çizdiğim dünyaya dokunmaya, korkardım çiçeklerin yaprakların solmasından. Deselerdi kim O? O derdim o işte yüreğinde deryaları taşıyıpta tek bir dünyalıya konuşamayan, o sınırsız sevgi deryasında yelken açıp giderken sevgisini utangaç kişiliğine gömen biri idi. Ve O derdim; Beni sabahlara kadar kendisini düşünmek zorunda bırakan insafsızın biri. O konuşsa yüreğindeki allı tebessümlerde kaybolurdum, konuşsa yanmadan yıkılmadan söndürürdü beni derdim. O;ki benim başımı döndüren, görmediğim kadar özlediğim, özlediğim kadar dokunamadığım, dokunamadığım kadar ürkek... Ve O derdim; Yaşayıpta yitirdiğim değil yaşamayıpta bilmek istediğim, konuşmasını beklediğim,hasretlendiğim, hasreti ile eridiğim, yanımda iken bile özlediğim, gittiği yolu kıskandığım, aydınlık günlerimi aradığım. O derdim... HANİ KARDELEN GÖĞE AŞIK OLURDA BAŞINI TOPRAGIN ALTINDAN ÇIKARIRYA YÜREGİM DERKİ,YÜREGİNDE KARDELEN KADAR CESARETİN YOKSA SAKIN SAKIN SAKIN AŞIK OLMA ASLA...........
-
Ayrılığın İlanı olsun sana..
Ayrılığın İlanı olsun sana.. Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de. Senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana Ama inandıramadım seni. Sen, sorgularken beni kafanda Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, Oysa sen hep susmanın koynunda. Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku, Teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki bazen minicik bir odada Bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama Sen buna inanmadın. Ah bu sorular... Yaşamak varken sevdayı delice, Niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin. Ben, seninleyim dedikçe Sen, hayır dedin. Zaten az konuşan sen Olumsuz ne kadar sözcük varsa Bulup çıkardın ortaya. Bense hiç bir şey diyemedim. Ne kadar zarar vermişim sana meğer. Nasıl değiştirmişim seni. Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem. Ama öyle oldu işte. Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz. Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan. Biliyor musun bir tanem! Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Her zaman yokluğunu taşırım. Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim. Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını. Ne yazık ki, kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
bu kadar zor olmamalıydı yokluğun,bu kadar acı wermemeliydi.yokluğunun anlamı acı,acının adresi ben olmamalıydım.bir bir karşıma dizilmemeliydi pişmanlıklarım.kalbim bu denli yanmamalıydı.gözyaşlarım bukadar hüzünle we özlemle akmamalıydı... oysa seni korumak adınaydı herşey.sana zarar gelmesin diyeydi bütün çabam.anlamalıydın,anlam wermeliydin neden böyle dawrandığıma ve yaptığıma.özür dilerim!unutmuşum,unutmuşum senin çok gururlu olduğunu.ne pahasına olursa olsun;aramazsın,sormazsın,anlamak istemezsin.duygularının sadece gururdan ibaret olduğunu unutmuşum.senin için farketmez dimi?ne kadar açıklama yapsamda geç kalmışımdır herzaman.ne de olsa hayat bensizde dewam ediyor öyle değil mi?eğer ki;bana son bir şans daha werseydin ne ben bu satırları yazmak zorunda kalırdım ne de seni kaybetmenin acısını gözyaşlarımla ödemek mecburiyetinde olurdum. artık ağlamıyorum.ağlamak istesemde yapamıyorum..gözyaşı denen şey kalmadı bende.sadece özlüyorum ama bu özlemde geçecek biliyorum.sewgili,acıyı çeken bilirmiş!!acıları,gözyaşlarını we en önemlisi yokluğunu haketmemiştim ben..ne yazık ki çok kolay olmuyor unutmak.seni kalbimden we beynimden daima sileceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum..seni unuttuğum anda benim hayatta olmam we yaşamam senin en büyük cezan olacak.. SANA İNAT YAŞAYACAĞIM!!sense pişmanlıklarınla ağlayacaksın,gözyaşlarınla boğulacaksın...eğer,arkamı dönüp bakarsam ALLAH CANIMI ALSIN...
-
AŞIK OLMADAN BiR DÜŞÜNÜN?
okuyorum.
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
darısı senin başına
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
aynı şeyleri düşünüyoruz hakkımızda kim hayırlıysa o olsun hayt gelecek neyi gösterir bilemiyorum bildiğim tek şey kendime artık başkalarından daha çok değer verdiğim ve bunu böle götürmeye niyetliyim sevene canım feda sevmeyene elveda..
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
sapıttım sonunda
-
AŞIK OLMADAN BiR DÜŞÜNÜN?
anlamadım
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
evet öyle benim en iyi huyummu en kötü huyummu desem bilmiyorum
-
Eylül ayının enleri?
bende kupa isterim yaaa
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
SakIn Sen üstüne AlInma.. demiyeceğim... Birgün birini gerçekten seversen, sevebilmeyi bilirsen, yüreğinle sevmeyi öğrenebilirsen biliyorum ki sadece o zaman anlayacaksın beni!her türlü imkansızlığa,bırakıp gitmelere,bitmelere rağmen yüreğinle direnip aşkını korumak isterken sevdiğinin her şeyi hiçe sayıp konuşmak, görmek, vedalaşmak bile istemeden arkasını dönüp yokmuşsun gibi davranmasının ruhunu canını nasıl acıttığını ancak o zaman anlayacaksın! sen onunla tek bir can olmuşken onun sana bir duvar,bir masa,yerde duran karlar gibi davranmasını o zaman anlayacaksın!beynin,düsüncen kendi kendine teselliler verirken,seni haklı bulurken gözlerine söz geçiremeyip nasıl koca damlalarla sessizce isyanlar yaşadığını o zaman anlayacaksın!ve ben..ben biliyorum ki sen bunları yaşarken beni aklından geçireceksin!bana kızmaların belki haklı belki haksız??ama bilemezsin ki hepsi senin için,sen varsın diye..!bilemezsin ki çekilmezlerle çektim acıyı..?söylediklerim beddua deil.sana kıyamam ki... Bilirsin hislerim güçlüdür,yüreğim ondan da güçlüdür, hissederim, anlarım.. kiminle nerede olduğunu,yüreğindeki fırtınayı hissettiğim an,o an bana yaptıklarını yaşıyor olduğunu bilmelisin..!çünkü senin bana yaptığın bir ayrılık,bir vazgeçiş deildi,öyle olsada çok önemli deildi aslında?doğaldı bu fani dünyada fani sevgiler!ama senin yaptığın sevmeye yapılan en önemli vurgunlardan biriydi?bir kere bile bitti diyemedin,demedin??yalan bile olsa..ben ne sana ne de başkalarına ağlamadım,ağlamam!ben haketmediğim yalanlara,yaptığın oyunlara,yüreğimin kandırılışına ağladım sadeceVe ben sadece yalancı aşıkların sahtekarlıklarına ağladım ardından! SAKIN SEN ÜSTÜNE ALINMA..DEMİYECEĞİM..S..
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
Arkadaşlar nefret kin,özlem,aşk,sevgi vs duygularınızı kelimelere dökmelisiniz ??? ben başlıyorum.
-
Sessizliğin kızı Şiirleri
Hiç Bir Yıldızla Seviştiniz Mi? Geceleri üşüdüğümü hiç hatırlamıyorum. Yıldız’ların şefkati, Ay’ın gülümsemesi bana o kadar tatlı geliyor ki… bütün işlerimi hep geceleri yapmak; gündüzün, güneşin o kahredici loşluğundan kurtulmak için gecelere sığınmak…isterdim. Aklım bir türlü almıyor. Niçin bütün insanlar hep gündüz ayaktalar, dışarıdalar, gezmedeler, işteler niçin?... Hiç geceleri bir Yıldız’la seviştiniz mi? O’nun busesiyle uyandınız mı? O kadar şehvetli oluyor ki? Dudaklarından salyalar akarken, geceye gizlenen, Ay’ın masum bakışı altında, O’nun bekçiliğinde insanlardan ve diğer Yıldızlardan uzak, günden uzak, kendinden uzak: sadece zevkle yıldızın olduğu karanlık bir gecede barınmak o kadar güzel ki… sadece bu zevki alabilmek için ömür boyu geçireceğim bütün günleri o gece için harcayabilirim. Bir yıldız sevişmeye nasıl bu kadar istekli, bu kadar şehvetli olabilir ki? Doğrusu bazen şüphe ediyorum. Her gece benimle sevişmek için kendini parçalayan, beni kendine takıntı yapan Yıldızım acaba kimden intikam almak için uğraşıyor. Jüpiter’den mi? Mars’tan mı? Kimden?... Diğer yandan onun yanında kendimi güvende hissediyorum. Sanki ben de hiç kimsenin bana aşık olmaması için, nefret ettiğim insanlardan beni “namussuz” diye nitelendirip daha da dışlamaları için onlardan intikam alıyorum. Bir yandan da bu ne biçim intikam diye kendi kendime söyleniyorum. İçim içimi yiyor. Herkesin görmesini istediğimiz sevişmelerimizi niçin geceye gizliyor, Ay’ı bekçi diye kapıda bekletiyoruz ki? Ben insanlardan, Yıldız ise Mars’tan, Jüpiter’den gizleniyordu. Doğrusu bu işe bir anlam veremiyorum. Anlayacağınız aynı anda yine “zıt”lığı yaşıyorum her gece. Her zaman olduğu gibi.
-
AŞIK OLMADAN BiR DÜŞÜNÜN?
Evinin seni içine sıgdıramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin... Sokaga fırlayacaksın... Sokaklar da dar gelecek... Tıpki vücudunun yüregine dar geldigi gibi... Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin... Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan...Önemli olan saglik.Yasamak güzel.Bos ver, her sey unutulur. Sen hiçbirini duymayacaksin... Göz yaslarindan etrafi göremez hale geleceksin... Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin... Hep ondan bahsetmek isteyeceksin..Ölüme çare bulundu ya da Yarın kiyamet kopacakmıs deseler başını kaldırıp Ne dedin? diye sormayacaksın... Yalnız kalmak isteyeceksin... Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... ikisi de yetmeyecek... Geçmisi düsüneceksin... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin... Gittigin yerlere gitmek... Bu sana hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksın... Biri sana içindeki acıyı söküp atabilecegini söylese, kaçacaksın... Aslında kurtulmak istedigin halde, o acıyı yasamak için direneceksin... Hayatının geri kalanını onu düsünerek geçirmek isteyeceksin.... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin... Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksın... Hiçbir sey oyalamayacak seni... ilaçlara sıgınacaksın... Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan. Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren... Bütün sarkılar sizin için yazılmıs gibi gelecek... Bogazın dügümlenecek, dinleyemeyeceksin... Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahı iple çekeceksin... Bazen de "Hiç günes dogmasa" diyeceksin... Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler... Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin ... Nafile... Düsüncesi bile tahammül edilmez gelecek... Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istedigin... Her sıçrayarak uyandığında onun adını söyledigini fark edeceksin... Telefonun çalmasını bekleyeceksin... Aramayacagını bile bile... Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek... Aglamaklı konusacaksın arayanlarla... Yüregin burkulacak... Canın yanacak... Bir daha sevmemeye yemin edeceksin... Hayata dair hiçbir sey yapmak gelmeyecek içinden... Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutusacaksın... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmedigin için kendinden nefret edeceksin... Yasadıgın sehri terk etmek isteyeceksin... Onunla hiçbir anının olmadıgı bir yerlere gidip yerlesmek... Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karsılaşma umudu... Bu umut seni gitmekten alıkoyacak... Gel gitler içinde yasayacaksın... Buna yasamak denirse..... Yaşamak nefes alıp vermek değilmiş ben bunu anladım.
-
Eylül ayının enleri?
Eylül ayının En Gevezesi €L€KTRO_777
-
Dansa Davet. Benimle Dans Edermisin?
yok yok tanır yoksa sonum vahim
-
Dansa Davet. Benimle Dans Edermisin?
öle yapıyorum artık yoksa uyarılar arttı
-
Dansa Davet. Benimle Dans Edermisin?
evet kimse tutamas adminlerin dışında uyarı 4 oldu
-
Dansa Davet. Benimle Dans Edermisin?
tabiki hiç esirgemem