Zıplanacak içerik

ibn-i haldun

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ibn-i haldun tarafından postalanan herşey

  1. arkadaşlar bilgisatırama format çekmek istiyorum. elimde xp ve ofis 2003 cd leri var ancak nasıl format atılır bilmiyorum. yardım ederseniz sevinirim.
  2. ibn-i haldun şurada cevap verdi: Türk başlık Türk Tarihi
    maziyi halde yaşamamlıyız. nacak maziyi halde de yaşatmalıyız. evet vahdettin konusuna gelince şüphesiz ö denmde açıklanamayan bir takım gerçekler var. ancak yeni kurulan bir cumhuriyetinde eski rejimi kötülemsi kadar doğal bir şey olamaz. yanlış anlamayın ben eskişyi kötülemiyorum. ancak devrimi yapanlar açısından bakacak olursak onlar kendilerinin yerleşmesi için eskiyi kötülemekmzorunda dırlar yoksa 600 yıl bu milletin kendini tabi kıldığı osmanlının etkisini kırmak güçtü. vahdettine gelince vahdettinin tahta geçtiği sırada I.dünya SAVAşı başlamıştı. İttihatçılar yönetime hakimdi. ve padişahların yetkilerini sınırsız kullanma hakkı kesinlikle yoktu. abdulhamite ev hapsi uygulayanlar Vahdettine hareket şansı tanımıyacaklardı. yani vahdettinin padişah olduğu dönemi iyi değerlenbdirmek gerekir. Yeni rejimin kuruluşta uyguladığı politikanın arttık devam etmesi düşünülemz. yani geçmişle insanlarını uzaklaştıtrark bir yere varamazsınız. vahdettini bir osmanlı sultanı olarak kabul etymeliyiz ve osmanlı gibi bir devletin son dönemine rastlayan bu padişak için bir şanssızlıktı. reşat ekrem koçu nun doğan kitaptan yayınlanan osmanlı padişakları bölümünde vahdettin kısmını okumayı tavsiye ederim
  3. Evet arkadaşlar bu uslublu tartışmanızı okudum ülkemde fikirlerini bir birlerine saygı duyarak açıklayan insanlar görmek güzel. her şeyden önce tarih birilerini kötüleme veye anları yükseklere çıkarma bilimi değil. diyor tarih felsefeci ve düşünürleri gel görki tarik gibi sosyal bir bilimin belki de sosyal bilimler içerisinde yaşamla fikirlere en açık sosyal bilindir. dolayısıyla tarafsız bir tarih bilimi düşünülemez. elimizdeki kaynakların tamamına yakını kişinin yada dönemin fikirlerinden az yada çok etkilenmiştir. Enver paşa, Abdülhamit, Atatürk,ismet İnönü gibi şahsiyetler çeşitli meclislerde tartışma konusu olmakjtadır. buda doğaldır. Ancak E. Carr tarih nedir adlı eserinde Bireylerin ahlak ve kişilikleri tarihin akışını etkilediği sürece tarihin konusunudur der yani m.kemal'in alkolu Enver'in tukuları bunlar toplumu etkilediği sürece tarihin konusudur. bu tür konuların tRTIŞMASI OLDUKÇA ZORDURDA ÇÜMKÜ SE4NİN AĞZINDAN ÇIKACAK İLK CÜMLE İLE KARŞIDAKİ SENİ BİR SİYASAL ORGANİZASYONUN TARAFTARI KABÜL EDİYOR. öRneğin, Abdulhamit döneminde istabdad vardı diye söze başlarsan solcu ulu hakandı diye başlarsan sğcı damgası yiyorsun. BU uzun giriş için özür dilerim. enver paşanın tarihi geçmişi ve malun satrıkamış vaciasına değinmişsiniz. oldukça bana göre iki tarafta doğru fikirler ortaya komuşsunuz. ankete gelince Enver paşa bana göre o şıkların hepsi bu söyladiğim yanlış anlamayın niye hepsi olamazmı askerleri kırdırması bir cahillik bir hata değilmidir. evet adam strateji üretememiş. doğru. alamn hayranı mı bence hayır alman modernleşmesinin etkisinde kalmış bir osmanlı paşası idaalleri uğruna yine orta asya da şehit edilen bir türk hayranı yani hepsi
  4. ibn-i haldun şurada cevap verdi: Unarm başlık İslam ve Şeriat
    Şimdi ŞU alevilik konusunu durup durup kaşımanın ne anlamı var anlayamadım her şeyden önce alevilik bir realitedir. yani felsefi ititkedi hangi konuda tartışırsanız tartışın bu gerçeklik bizim içimizde komşumuz arkadaşım veya herneyse biz 550 yıldıur bu konuyu tartışıyoruz. bir sonuç alamadık farklılıklardan değil trtışmaya birllekteliklerden başlamak ta yarara var bunu her konuda yapmalıyız. elaviliğin elaviler tarafından net bir tanımı yapılamamıştır. yani ülkemizde bu konuda farklı fraksiyonlar mevcuttur. Ama tarihin getirdiği kendilerini kenar veya dışilanmış hissettikleri ve bir isyan veya zülmden kurtul ma havasına girdikleri görülüyor buda doğal (heterodoks) benim aanlayanmadığım niye aleviler terör örgütlerine cem evlerini kullandıttırıyorlar bu benim aşlevilik hakkındaki tüm düşüncelerimi etkileyen bir huısus saygılar hürmetlet herkese
  5. ibn-i haldun şurada cevap verdi: ekonom başlık Türkiye ve Avrupa
    AB süreci 50 yıllıık bir tarihi kapsıyor görünsede 300 yıllık türk modernleşme süreci içerisinde bir devamlılık arz ettiği görülür. modernleşme, batılılaşma Ab şeklinde gelinen noktada 1999 zirvesiyle bir likte Tütkiye'ye ye adaylık yolu açıldı. Her şeyden önce bu konunu tarihi bir arkaplanı olduğu unutulmamalıdır. Mill,etlerin hafızaları silenemeyeceğini unutmamalıyız. kültürel yapılar ve bunu etkileyen önemli öğelereden biri olan dinin etkisi toplumların kendini ait hissetiği medeniyet dairesi gibi hususlar AB çerçevesinde yapılan değerlemndirmelerde kıstaslarımız olmalıdır. tabi ki dünyanin mevcut reel politik ekonomikm yapısınıda göz önünde bulundurmalşıtız. bu madde başlıklarına kısaca değinirsek en önemli maddenin tarih olduğunu görürüz. mesala Türkiye devleti 1000 yıldır Bu Avrupalılarla savaşmış gerek dini gerek milli sebeblerle Mücadele devam etmiştir. İki tarafta diğerini kendisine rakip ve tarihi kokulan düşmAN OLARAK GÖRMEKTEDİR. osmanlı ve selçuklu ile biz türkler Avrupalıların korkulu rüyası haline gelmişşiz. Viyana önlerine kadar türklere karşı haÇlı birliği oluşturanların kendi rızalar ile Türkiye'yi içlerine almaları mümkün değildir. tarihi olrak Avrupa Tarihta Doğudan gelen tehlike karşısında birlik kurmuştur. HUnlar,Moğollar,Osmanlılar ,ruslar gibi avrupa medeniye vaye batı farklı kültürel dairelerden oluşmuşsada ortak nokta bu kültürlerin Hiristıyanlık çerçevesinde şekillendiğidir. Yanı batının oluşmasında hırıstıyanlık ve öteki yani doğunun önemli etkisi olmuştur. duğu deyince de Avrupalılar 100 yılldıor . Türklerle karşılaşimaktadır. yani yürklerle Avrupaslılar arasında bir kültürel farklılık mevcuttur. bu farklılık rakip görmeden kaynaklanmaktadır. Coğrafi olarak Türkiye topraklarının çok büryük bir kısmı Asya da yeralması da onlar için bir bahanbe omuştur. Türkiye'yi alırsak fas'ı da almalıyız tezini ortaya atmaktadırlar. Yani biz ne kardar Tarihi inkar yoluna gitsekte geçmişimizden kopamiyız. Çünkü başkaları bizi böyle değerlendiririyor. Uzun uzun bu konular hakkında tartışa bilitriz mesajlarınızı bekliyorum. günümüz dünya düzeni ile bakacak olursak tek kutuplu dünya düzeninde Avrupa bir küresel güç olmakm istiyorsA stratejik açıdan ülkemizi birliğie davet etmek zorunda dır. Davet Sözcüğünü tartışa biliriz. çünkü AB nin oöuslar arası konularda birliktelik gösteremadiğini Irak krızinde gördük. Ab nin yaşlanan nufusuda türkiyenin birliğe giriş sürecini hızlandırıabilir. Ancak türkiyede kültürel ve etnik ayrılıklar çıkarar türkiyeyi parçalayarak almalk gibi emellerinin olduğu gözlerden kaçmamalıdır. Bazılarının serv paronayası dedikleri şey bizim için hayat memet demektir. Konuyada bir de Avrupanın mevcut durumu üzerinden bakacak olursak türkiye imtihanı Avrupalıların dünyadan izole br şekilde refahlarına devametme düşüncesini kanıtlayacaktır. Bunoktada bizden beklediklerinin kandileri kapanarak yapmamaktadır. Ayrıca ab fonları kilitlenmiş Ab ekonomik olarak Türkiye'yi kaldıracak durumda değildir. Yani elin Hans'ı cebindeki 10 euro'nun yarısını sana veriri se senden ne ister sorusuna ,,,,,,,, şeklinde cevap verilebilir. Ab anayasa oylamalarında da gözlendiği gibi Avrupalı toplumlarda dışa açılmaktan ve birliğin teknokrat yapısının aldığı katrar lardan memnundeğil. Sonuç olöarak 300 yıllık modernleşme serüveninimizin devamı olan AB ye girmemiz yukarıda saymaya çalıştığım etkenler nedeniyle mümküm görünmemektedir. Giresekte ikişekilde olacAĞINA İNANIYORUM. Bişrincisi AB nin başat rolaerini üstlenerek lokomotofi olmak, yada parçalanarak olmakalmasada sürekli sürüncemede bırakmaktır. bana göre ikinci daha mümkündür. bir kol mesafesinde alamdedim alınbıyor satamdedim satılmıyor. güzel bunasıl sevdaymış. Dünya konjektörüdetürkiyenin Ab üyeliğini engelleyeceğini düşünüyorum. Son söz tari,h ensende Batıyıyla rekabet et ama ondan da uzakjlaşma
  6. Milliyetçilik hakkındaki düşüncelerime katılıyoır olman beni sevindirdi. toplum olarak ayrılıklardan değil müştereklereden konuları tartışırsak yol katedeceğimi umuyorum. Milliyhetçilik yazımda da belirttiğim gibi tek bir zümreye tek bir siyasal örğüte değil herkase aittir. söylediğiniz şekilde herkes milliyetçi olabilir. ancak ve diğiniz örneklere gelince 1950 sonrası çift kutuplu dünyada ülkemiz kutuplar arası mücadelenin alanı olmuştur. 1970 lerde yaşadıklarımız bunların sonucudur. biliyoruzki ankara ulucanlarda birçok masumun da tırnakları söküldü . ama ben çokkültürlü zengin birikikimizi korumanın çok daha öenemli olduğunu bunu milliyetçilik ulusalçılık herneşekildce algılanırsa aşlgılansun önemli olduğunu düşünüyorum.
  7. Milliyetçilik konusunda çeşitli yazılar yayınlanıyor. ancak bir sabit hata dikkatimi çekiyor. oda Milliyetçilik adınabir takım kendini bilmezlerin yaptıkları doğrultusunda milliyetçiliği taryışıyoruz. oysa Milliyetçilik bir kavram olarak zamanla anlamdeğişimine uğrayan tanımlanma farklılığı ortaya çıkan bir sözcüktür. ve her kavramın olduğu gibi milliyetçiliğinde tanımlanma sorunu vardır( örnek _laiklik_) bu noktada milliyetçiliğin kesin bir tanımını yapmakta oldukça zordur. hele ülkemizin yapısı dikkate alındığında bu tanımlanma iyice zorlanmaktadır. ülkemizde gözlenen en bariz hata milliyetçiliği tartışırken bir siyasal organizasyonun etkisine çıkılamamasıdır. oysaki miiliyetçilik bir organizasyonla tanımlanmaktan oldukça uzaktır. milliyetçilik etnik,dinsel, bölgesel bir takım farklılıklar gösterir. bu gün toplumun menfi gözle baktığı milliyetçilikırkçılık olarakta tanımlanannasyonalizm dir ki oda kendini nazi almanyası ile anlamdırmıştır. Ancak toplumların temel özelliği olan diğer toplumlardan ayrılma yani kültürünü korumayönünde bir milliyetçilik tanımı yapmak herhalda toplumun tüm kesimlerinin katılımını sağlayacaktır. Behsatmek istediğimi bir örnekle açıklayacak olursam.Eruovizyon yarışmasındakatılan sanatçılarımız ülkemizin floklorik zenginliğini yansıtma toluna gitse ve bunu vurgulayan tanımda bir milliyetçilik het halde kimsenin itirazı olmaz. bir reklam sloganı vardır. farkı fiyatı diye biz Türkiye cumhuriyeti vatandaşları olarak bu farklılığımızı korumalıyız.ve bu yönde bir milliyetçilik tanımı yapmamalıyız. zaten 21. yy milli değerlerden evrensel değer oluşturan milettlerin yüztılı olcaktır.
  8. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    EVET SAYIN NAZAN ÖZKAN SON İKİ GÜNDÜR YAZDIKLARINIZI OKUDUM. seviye konusunda fazla işeri gittiğimi kbul ediyorum. va özür diliyorum. ÖNCELİKLE türk mislümanlığı konusunda yazdıklarınıza tamemen katılıyorum. bence de türk müslümanlığının bir çok akımdan etkilenmiştir. halende etkilenmeye devam etmektedir. Türk müslüman lığının oluşması ve bu konu son 80 yıldır taryışılıyor. türk müslümanlığı orta astada oluşan islamı şekilden etkilendiği gbi Anadolu ya göç esnasında ırak ve suriye den de arap fars islam anlayışındanda etkilenmiştir. birileri beliki de bu benim yazdıklarıma kızabilir. ismada ayrı gayrı çıkarıyorum diye. ANCAK bu yazdıklarım tamamen bir gerçek nasıl ki hindistan yarım adsındaki islam anlayış ve yaşayışında bizden farklı noktalar varsa , nasıl ki kuzey afrika müslümanlığında farklılıklar olcaktır. Bu farklılığın oluşmasında ise tarihten, kültüre, milli hafızadan, iklime, çoğrafyadan, komşulara kadar bir çok şey etkilidir.BU NOKTADA BENDE TÜRK MÜSLÜMANLIĞININ VAR OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM. ZAYEN BİR MEDENİNET OLRAK İSLAM MEDENENİYETİNİ KABUL EDERLERSSE BU farklılıkları da kabul etmişolurlar. ORTA ASYA'NIN etkisine gelince bu da tamamen doğru bir tespi yartığınızı görüyorum. örneğin şamlar, kamlar, dedeler, bu gün bunların devam ettğiniğni hiç değilse şekil değiştirertek devam ettiğini görüyoruz. bunun da islamiyete bir yaşam zenginliği kattığını düşünütorum. SAYGILAR
  9. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    sayın pervane Kur an ın kaç ayet olduğu sorusuna takıldınız. bakın ben kalan ayetlari aramıyorum. ancak benim söylemek istediklerimi tekrar okursanız. ben sisin değerli tartışmanıza ışık tutcak genişletecek argümanlar sundum. bizim tartışmamızın temelinden uzaklaşmadan devam etmeliyiz. öncelikjle bahsettiğimöiz husus bir sosyolojik konudur. bu tür konularda kati hüküm vermek mümkün değildir. ben önceki konular çerçevasinde sizin ve sayın nazan özkanın türk müslümanlığı veya andolu müslümanlığı konusundaki görüşlerinizi bekliyorum. görüşmek üzere seviyeyi koruyalım.
  10. ÖN celikle belirtmeliyim ki yazılarınız kaliteli ancak öncelikle belirmeliyim ki milliyetçiliğin temel sorunu tüm tartışöaların belli bir siyasal organizasyon içirsinde yapılıyor gibi aldılanmasıdır. o siyasal organizasyonun yanlışları tüm milliyetçilere fatura edilmektedir. öncelikle devletle özdeşleşmiş türk milliyetçileri 50 yıllık devlet politikası olan AB kunusunda ne düşünüyorlar?
  11. ibn-i haldun şurada cevap verdi: antiorhan başlık Güncel Konular
    TEFİK FİKTER TEN ORHAN PAMUK A türkiye de aydın tipi genelde kemdi ülkesini karalayarak batı da tutlma psikolojisi üzerine oyurtulmuştur. Bu aydın tipi kendi kültürünü kendi devletini kendi geçmişini Avrupa karşısında kötüleyerek belli bir seviyede tutulma çabasıdır. Bu konu sadece Oshan Pamuk sorunu değil hemmen hemen 200 yıldır . türkiyede aydın geçinen insanların sorunudur. Bu insanlar artık okadar ilweeri giderlerki ihanet hatta dalelet içirisinde olurlar bu aydın tipini bir kitapta zapandiki tanımlamakta dırlarki. yukarıda özelliklerimni saydığım tipi aynen uaymaktadır. Tarihsel süreklilik içrsinde olaya değinecek olursak II. Abdülhamit bir osmanlı sultanı ve ermeni suikastçinin attığı kurşunu öven Tefik Fikret adeta 200 yılda bir şey değişmediğinin kanıtı. ama benim tuoplumum buna birim beriyor. ve bilkiçsiz. Ancak bu insanlar bütün köşe başlarını tutmuşlar. Türk olduğundan utanan bu aydın tipini değiştirmek Türkiye'nin temel sorunlarından biridir. tipik nihiliz örneğidir. bu insanların tutumu kendi kültürünü aşağı görmek bunun yanında başka kültüre hayranlık duymak
  12. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    sayın pervane tarihsel kronolojiye değinirken aslında islama girişin hemen ve hepbirlikte değil bir temaül devresi geçirerek yaşandığını belirmek isterim. bedir ohut örnekleriniz doğru olabilir bu bilgiyi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. DİN ve sosyal nizam bir sosyal yaşam konusuna gelince sayın PERNANE sizde bilirsiniz ki islam dini kul ile allah arasındadır. ANCAK ben diyorumki bir din mutlaka ve mutlaka sosyl yaşama etki eder. ve o yönde bir sosyal yaşantı. oluşturur. ayet sorunuza gelince açıkçası bu sorunuza bir anlam veremedim. siz bizi test etmeye mi çalışıyorsunuz. cevabı 6666 ancak....
  13. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    sayın çiğdem pekşen lütfen sizde seviyeli tartışmalara girin yaptığım hatayı yazımdaki birkaç yanlışı sürekli gündeme getirmyin
  14. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    öncelikle Yıldırım Bayezid2in timura yazdığı mektuplarda kendisi geçmişini oğuz kağana bağlamaktadır. yani osmanlı Türklerinde geçmişten kopukluk yaşamnmamıştır. ancak farklılaşma da yaşanbmıştır. bunu her alanda görüyoruz örneğin Bizans müessesselerini osmanlı devlet şekline etkisiş gibi veya osmanlı halifalik ilişkilerine gelince Osmanlı belli dönemdede ben Romanın devamıyım demiştir. bu tamam men stratejik bir söylemdir. Bizansla savaşarken diğer beyliklerle dahasonra savaşması huhsusuna gelince sayın arkadaşım diğer devletler de osmanlı gibi aynı amaca sahipti. ancak tanrının bir lütfu vaye nasıl yorumlarsan osmanlı kurulduğu coğrafya itibari ile böyle davranmalı ve davranmaya mecbur olmalıdır. Not: tarihi bitr konu degerlendirirken redrospektif yani geriye dönükdeğil o devrin olağan şartlarında bakmak gerektiğini düşünüyorum. SAFevi konusuna gelince bu gün birleşilenbir nokta şah İsmail'de şii liği bir siyasi araç olarak kullandığıdır. yani Osmanlılarla Safevilerin sünni islam ve şii islam taraflarında yer aşlmasını bir siyasi duruş olarakta görmek gerekir. Osmanlıların kızılbaş türkmen ve beylikler pğolitikası ile alakalı oplarak osmanlı nın memlük gibi bir islam halife devletine salsırmasını da göz önünde alırsak bazı hareketlerin reel poitik ile alakalı olduğunu kabul etmeliyiz. kuzeyde ipek yolunu ele geçiren osmanlı güneyde baharat yoplu için memlük gibi müslüman devlete salsırmıştır. şunu unutmayalımki işsalm devlet anlayışı devlete bazı tassvurlarda BULNMA ŞANSI TANIMIŞTIR. SİZİN SEVİYELİ YAZILARINIZA DEVAM ETMENİZ DİLEĞİ İLE HOŞÇAKALIN
  15. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    3262[/snapback] SAYIN PERVENA VE NAZAN ÖZKAN SEVİYELİYAZILARINIZI OKUDUM İZİN VERİRİSENİZ BENDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTİYOEUM. her şeyden önce sunu belirmeliyim ki her din bir sosyal nizamı zorunlu kılar yani herdinin kendine özgü bir yaşam kuralları vardır. Bunu şunun için söyledim Din kul ile yaratıcı güç(Allah) arasında olamakla birlikte isterilahi olsun isterolmasın herdinin topluma bir nizam verme bier ahenk verme iddası verdır. Dolayısıyla din sadece allahla kul arasında değil o yoplumu ilgilendiren bir haDİSEDİR. Ben laikkim deyip bayram tebriği yapmasanda mutlaka toplumdan etkileniyorsun. Bu sadece bizinm için geçerli değil her din için geçerlidir. TÜRKLERİ İSLAMİYETİ KABULÜ KONUSUNA GELİNCE Türkler islamiyetle 751 den önce kuteybe bin müslimin 704 te Semeerkentta girmesiylede tanıştı. Türklerin islamiyeti kabulu yüzyılları içerisine alan bie hadisedir. Türk boyları islamiyetle birkilte bir takım yaşam özellikleirni bırak mışkar bıtakım özelliklerin islamiyete uyduyrmuşlardır. Bundan doğal bir olayda olamaz her millet yeni dine girince ondan bir şeylet alır. Veya veriri. Önemli olan onun verdiklerin dinin özüne olumsuz etkisisinni olmamamsıdır. Araplarda birle İslamiyet öncesi bir takım yaşam şekilleri batıl olmamakm kaydıyla devam etmiştir. Yeni burada bir gariplik yok. Müslüman Türklerin kafir Türklerle mücadelesine gelince çok tabidirki bir dine iman eden bir yopluluk kendi ırkından olsun olmasın onu korumak ve yaymak için mücadele eder. Selçuklu Türkleride bunu yapmışlar hatta bazen onlarla savaşmışlardır. UNUTULMAMALIDIRKİ BİR DİNİN EN HIZLI SAVUNUCULARI O DİNE EN YENİ TABİ OLANLARDIR. Osmanlıların göçebe türlerle ilşikisine gelince Osmanlı devlet adamalrı sürekli kendilerini islamıyet öncesi türk hükümdarlarına bağlamışlar onların torunları olduklARIU iddasında bulunmuşlardır. Osmanlı islamına gelince Osmanlı islamı ırak üzerinden geçerken arap etkişsine almış ancak göç sırasında Ahmet YESEVİ durturunuda unutmamaıştır. Anadolu Müslümanlığı orta ASYADAN VE OTRTA DUĞUDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMZ ŞLİMDİLİK YOPARLAYA BİLDİKLERİM BUNLAR BENİDE SEVİYELİ SOHBETLERİNİZE KATARSANIZ MEMNUN OLURUM. SİTEYE YENİGİEDİ PEK KULLANMÖASINI BECEREMİYORUM. A MEİL AKKUS.55YNET.COM İYİ GÜNLER.
  16. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    3262[/snapback] SAYIN PERVENA VE NAZAN ÖZKAN SEVİYELİYAZILARINIZI OKUDUM İZİN VERİRİSENİZ BENDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTİYOEUM. her şeyden önce sunu belirmeliyim ki her din bir sosyal nizamı zorunlu kılar yani herdinin kendine özgü bir yaşam kuralları vardır. Bunu şunun için söyledim Din kul ile yaratıcı güç(Allah) arasında olamakla birlikte isterilahi olsun isterolmasın herdinin topluma bir nizam verme bier ahenk verme iddası verdır. Dolayısıyla din sadece allahla kul arasında değil o yoplumu ilgilendiren bir haDİSEDİR. Ben laikkim deyip bayram tebriği yapmasanda mutlaka toplumdan etkileniyorsun. Bu sadece bizinm için geçerli değil her din için geçerlidir. TÜRKLERİ İSLAMİYETİ KABULÜ KONUSUNA GELİNCE Türkler islamiyetle 751 den önce kuteybe bin müslimin 704 te Semeerkentta girmesiylede tanıştı. Türklerin islamiyeti kabulu yüzyılları içerisine alan bie hadisedir. Türk boyları islamiyetle birkilte bir takım yaşam özellikleirni bırak mışkar bıtakım özelliklerin islamiyete uyduyrmuşlardır. Bundan doğal bir olayda olamaz her millet yeni dine girince ondan bir şeylet alır. Veya veriri. Önemli olan onun verdiklerin dinin özüne olumsuz etkisisinni olmamamsıdır. Araplarda birle İslamiyet öncesi bir takım yaşam şekilleri batıl olmamakm kaydıyla devam etmiştir. Yeni burada bir gariplik yok. Müslüman Türklerin kafir Türklerle mücadelesine gelince çok tabidirki bir dine iman eden bir yopluluk kendi ırkından olsun olmasın onu korumak ve yaymak için mücadele eder. Selçuklu Türkleride bunu yapmışlar hatta bazen onlarla savaşmışlardır. UNUTULMAMALIDIRKİ BİR DİNİN EN HIZLI SAVUNUCULARI O DİNE EN YENİ TABİ OLANLARDIR. Osmanlıların göçebe türlerle ilşikisine gelince Osmanlı devlet adamalrı sürekli kendilerini islamıyet öncesi türk hükümdarlarına bağlamışlar onların torunları olduklARIU iddasında bulunmuşlardır. Osmanlı islamına gelince Osmanlı islamı ırak üzerinden geçerken arap etkişsine almış ancak göç sırasında Ahmet YESEVİ durturunuda unutmamaıştır. Anadolu Müslümanlığı orta ASYADAN VE OTRTA DUĞUDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMZ ŞLİMDİLİK YOPARLAYA BİLDİKLERİM BUNLAR BENİDE SEVİYELİ SOHBETLERİNİZE KATARSANIZ MEMNUN OLURUM. SİTEYE YENİGİEDİ PEK KULLANMÖASINI BECEREMİYORUM. A MEİL AKKUS.55YNET.COM İYİ GÜNLER.
  17. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    SAYIN PERVENA VE NAZAN ÖZKAN SEVİYELİYAZILARINIZI OKUDUM İZİN VERİRİSENİZ BENDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTİYOEUM. her şeyden önce sunu belirmeliyim ki her din bir sosyal nizamı zorunlu kılar yani herdinin kendine özgü bir yaşam kuralları vardır. Bunu şunun için söyledim Din kul ile yaratıcı güç(Allah) arasında olamakla birlikte isterilahi olsun isterolmasın herdinin topluma bir nizam verme bier ahenk verme iddası verdır. Dolayısıyla din sadece allahla kul arasında değil o yoplumu ilgilendiren bir haDİSEDİR. Ben laikkim deyip bayram tebriği yapmasanda mutlaka toplumdan etkileniyorsun. Bu sadece bizinm için geçerli değil her din için geçerlidir. TÜRKLERİ İSLAMİYETİ KABULÜ KONUSUNA GELİNCE Türkler islamiyetle 751 den önce kuteybe bin müslimin 704 te Semeerkentta girmesiylede tanıştı. Türklerin islamiyeti kabulu yüzyılları içerisine alan bie hadisedir. Türk boyları islamiyetle birkilte bir takım yaşam özellikleirni bırak mışkar bıtakım özelliklerin islamiyete uyduyrmuşlardır. Bundan doğal bir olayda olamaz her millet yeni dine girince ondan bir şeylet alır. Veya veriri. Önemli olan onun verdiklerin dinin özüne olumsuz etkisisinni olmamamsıdır. Araplarda birle İslamiyet öncesi bir takım yaşam şekilleri batıl olmamakm kaydıyla devam etmiştir. Yeni burada bir gariplik yok. Müslüman Türklerin kafir Türklerle mücadelesine gelince çok tabidirki bir dine iman eden bir yopluluk kendi ırkından olsun olmasın onu korumak ve yaymak için mücadele eder. Selçuklu Türkleride bunu yapmışlar hatta bazen onlarla savaşmışlardır. UNUTULMAMALIDIRKİ BİR DİNİN EN HIZLI SAVUNUCULARI O DİNE EN YENİ TABİ OLANLARDIR. Osmanlıların göçebe türlerle ilşikisine gelince Osmanlı devlet adamalrı sürekli kendilerini islamıyet öncesi türk hükümdarlarına bağlamışlar onların torunları olduklARIU iddasında bulunmuşlardır. Osmanlı islamına gelince Osmanlı islamı ırak üzerinden geçerken arap etkişsine almış ancak göç sırasında Ahmet YESEVİ durturunuda unutmamaıştır. Anadolu Müslümanlığı orta ASYADAN VE OTRTA DUĞUDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMZ ŞLİMDİLİK YOPARLAYA BİLDİKLERİM BUNLAR BENİDE SEVİYELİ SOHBETLERİNİZE KATARSANIZ MEMNUN OLURUM. SİTEYE YENİGİEDİ PEK KULLANMÖASINI BECEREMİYORUM. A MEİL AKKUS.55YNET.COM İYİ GÜNLER.
  18. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    SAYIN PERVENA VE NAZAN ÖZKAN SEVİYELİYAZILARINIZI OKUDUM İZİN VERİRİSENİZ BENDE BİRŞEYLER YAZMAK İSTİYOEUM. her şeyden önce sunu belirmeliyim ki her din bir sosyal nizamı zorunlu kılar yani herdinin kendine özgü bir yaşam kuralları vardır. Bunu şunun için söyledim Din kul ile yaratıcı güç(Allah) arasında olamakla birlikte isterilahi olsun isterolmasın herdinin topluma bir nizam verme bier ahenk verme iddası verdır. Dolayısıyla din sadece allahla kul arasında değil o yoplumu ilgilendiren bir haDİSEDİR. Ben laikkim deyip bayram tebriği yapmasanda mutlaka toplumdan etkileniyorsun. Bu sadece bizinm için geçerli değil her din için geçerlidir. TÜRKLERİ İSLAMİYETİ KABULÜ KONUSUNA GELİNCE Türkler islamiyetle 751 den önce kuteybe bin müslimin 704 te Semeerkentta girmesiylede tanıştı. Türklerin islamiyeti kabulu yüzyılları içerisine alan bie hadisedir. Türk boyları islamiyetle birkilte bir takım yaşam özellikleirni bırak mışkar bıtakım özelliklerin islamiyete uyduyrmuşlardır. Bundan doğal bir olayda olamaz her millet yeni dine girince ondan bir şeylet alır. Veya veriri. Önemli olan onun verdiklerin dinin özüne olumsuz etkisisinni olmamamsıdır. Araplarda birle İslamiyet öncesi bir takım yaşam şekilleri batıl olmamakm kaydıyla devam etmiştir. Yeni burada bir gariplik yok. Müslüman Türklerin kafir Türklerle mücadelesine gelince çok tabidirki bir dine iman eden bir yopluluk kendi ırkından olsun olmasın onu korumak ve yaymak için mücadele eder. Selçuklu Türkleride bunu yapmışlar hatta bazen onlarla savaşmışlardır. UNUTULMAMALIDIRKİ BİR DİNİN EN HIZLI SAVUNUCULARI O DİNE EN YENİ TABİ OLANLARDIR. Osmanlıların göçebe türlerle ilşikisine gelince Osmanlı devlet adamalrı sürekli kendilerini islamıyet öncesi türk hükümdarlarına bağlamışlar onların torunları olduklARIU iddasında bulunmuşlardır. Osmanlı islamına gelince Osmanlı islamı ırak üzerinden geçerken arap etkişsine almış ancak göç sırasında Ahmet YESEVİ durturunuda unutmamaıştır. Anadolu Müslümanlığı orta ASYADAN VE OTRTA DUĞUDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMZ ŞLİMDİLİK YOPARLAYA BİLDİKLERİM BUNLAR BENİDE SEVİYELİ SOHBETLERİNİZE KATARSANIZ MEMNUN OLURUM. SİTEYE YENİGİEDİ PEK KULLANMÖASINI BECEREMİYORUM. A MEİL AKKUS.55YNET.COM İYİ GÜNLER.
  19. ibn-i haldun şurada cevap verdi: pervane başlık Din Felsefesi
    SAYIN PERVANE VE NAZAN ÖZKAN ARANZIDAKİ SEVİYELİ SOHBETİ OKUDUM İZİN VARİRSENİZ BU KUNALAR ÇERÇEVESİNDE BENDE BİRŞEYLER YAZACAM " ...elbette bi güç wardır ama bu bence o güçle ikimizin arasındaki mesele kimseyi de alakadar etmez... , şu cümleyle başlayalım herşeyden önce har ilahi veya batıl din bir sosyal nizamı zorunlu kılar. bir güç(yaratıcı) olduğunu kabul etmek güzel ancak din yaşabılan topluma bir düzen bir ahenk vermae çabasındadır. zaten o dine inananlarda bunu itiyari veye gayri ihtiyari kabul ederler. dolayısıyla din benimle yaratıcı arasındadır. hükmü bence geçersizdir. çünkü dinin özüne uynmaz. din topluma bir şekilverdiği gib devlet organizasyonunnada şekilvemeyi amaçlar. ancak son 200 yıldır. devlet dinin bu şekilvermesinden sıyrılmış kendisi dine şekilvermeye başlamıştır. örneğin laiklik tartışmöaları. BİR DİĞER HUSUSTA TÜRKLERİN İSLAMİYATİ KABULU. türkler islamiyeti kabulunü talas savaşıyla başlatmışsınız . unutulmamal
  20. Din eğitiminin değişmesi günümüz teknolojilerin yararlanarak toplumun seviyesine uygun şekilde yapımasının tartışmıyoruz. su hocalar camilarde sinevizyon kullansalar. 50 yıl önceki kitapları hutbede okumak yarine daha günümüz içerisinde konularla meşgul olsalar. bir cami imimmının sosyo-kültürel seviyesi cemaatin aLTINDA KALMASI NIN YANLIŞLARI ÜZERİNDE DORULSA
  21. kürt sorunu ile ilgili olarak her şeyden önce bugün kürtleri kim tesilediyor. kürtler kullanıldıklarının farkındalarmı. Osmanlı devletinden ayrılan halkların tamamı bu tür avrupalıların ıslahat istekleri ile başladı. şunuda söylemek gerekirse kürt sorunu ile yüzleştiğimizde kürtler bizdenn ayrılsada bu işten yine kürtler zarar görecektier. tarihin hiçbir döneminde bu coğrafyada devlet kurarmamaış bir etnik azınlığın bu cadı kazanın ayakta kalması zor görünüyor. bir diğer nokta kürtleri temsil ettiklerini ileri sürenlerin tamammının marttsiz veya dinle yakında uzakta alakası olmayan kişiler yani kürtler koministmi küerlerde islami refleks yokmu bu sorulara yanıt aranmalıdır.
  22. ibn-i haldun şurada bir başlık gönderdi: Tarih Felsefesi
    tarihi bir konuyu değerlendirirken normal bir vatandaşında bu bilimle uğraşan biririnin de dikkat etmesi gereken iki nokta vardır. bunlar tarihi sürekllik ve eşzamanlılık(senronizasyon) dur. Şu unutulmamalıdırki bir sosyal bilim olarak tarih bir devamlıklık arz eder zaten tarihin asıl kosuda budur. söylemek istediğim tarii bit olayı deperlendirirken o olayın bir geçmişinin olduğu o olayı doğuran bir takım sebeblerin olduğudur. yin etarih te bir olayı değerlendirirken dikkat edilecek bir huhususda o olay ceryan ederken eynı anda dünyada neler olduğudur. bu anlatlıklarımı en çok tartışılan bir tarihi konu olan II Abdülhamit konusunda inceleyelim. her şeyden önce II ab öncaki padişahlar ondan dahamı özgürlükçüdür. hayır kesinlikle değildir II AB haimt dönemi özgürlüklri 19 yy ve daha aöcesi gelen ılahat ve fermanların devamıdır. II AB dönemi baskıcı rejimi ondan sonra kurulan İTTİHAT VE TERAKKİ rejiminde yokmuydu. II AB jurnalcileri vardıdı İttihatçıların Teşkilat-ı Mahsusa sı yokmuydu. veya 1930ların Türkiyesi dahamı özgürlükçü ve demokratikti. ne 1910ların İttihatçılatı Ne ikici Abdülhamitin istibdatı birbitinden ayrılamaz devameden takiçileridir. yani 1890lar 1910lar 1930 ların Türkiyesinşn özgürlülkleri ve demokrasisi çokta iyi değildi. bunları söylerken bu dmönemleri eleştirmeyi asla düşünmüyorum sadece bir devamlılığın olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Eşzamanlılık ilkesiyle bakacak olursak 1815 Viyana Konferansı ile Avrupa'da tüm mutlakiyetler kendişlerini koruyacak refleksler gelşitirmişlerdir. 1530 1845 ihtilalalari örnektir. Aynıu süreç içirisinde osmanlı monarşiside kendisini kjoruyacak raflakslae geliştirmiştir. Yine bir örnek verecek olursak 1930 ları Nazi ve Faşist Avrupasi karşısıonda Türkiye'de çok demokratik bir rejim belklemek yanıltıcı olyr. yanlış yazdığım kelimeler için özür dilerim. Bu yazdıklarım la bir arkadaşıma faydalı llabilirsem ne mutlu bana . ARKADAŞLAR HEPİNİSDEN GÖRÜŞLER BEKLİYORUM İYİ AKŞAMLAR

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.